Ziyaretçi
Oyun Hayattır
Orçun Köroğlu
"Kalk oğlum şu şeyin önünden, yeter artık ama! Yemek sofrada, sen hala burada oyun oynuyorsun. Yetmedi mi oyun ya! Bak dönüp bakmıyor bile. Ben sana yapacağımı bilirim..."
" Anne ne yaptın yaa!?... Oyunun en önemli yerinde fişini çektin aletin... ama... iki dakika daha vallaha billaaaa..."
" Yok sana artık oyun moyun... Yürü içeri yemeğini ye!... İki dakkaymış...."
Bu diyalog size tanıdık geliyor mu? Nasıl hepiniz gülümsüyorsunuz. Hepimiz yaşadık bunları. Tabii bu kadarla kalmadı. Hep başımıza kakıldı, bu oyunlar zaman kaybı, eğitici hiç bir yanı yok diye. Gerçekten böyle miydi? Yani biz günlerimizi saatlerimizi harcarken hiç bir şey mi öğrenmedik? Daha % 10'unu kullanamadığımız beynimizin bir yerlerinde hiç mi bir şey kalmadı yararlı, oynadığımız onca oyundan? Yetişkinliğe adım atarken, oyuncuları diğerlerinden ayıran hiç mi bir fark yoktu?
Boşverin başkalarının ne dediğini. Neler neler öğrendik biz biliriz. Diğer insanların aklına bile gelemeyecek bir çok şeye kafamız çalışır. Beynimiz mübarek sünger misali bu inanılmaz bilgilerle şişmiş de şişmişdir aslında. Biz biliriz neler öğrendik diyorum ya... İsterseniz gelin bir hatırlayalım gerçekten neler öğrendik. Şöyle bir bakalım geçmişten günümüze, ta 80'lerden bugüne. Hayat denen bu saçma oyunda bizden daha iyi oyuncu mu olur? Biz oyunun kurallarını öğrendik! Hem de satır satır... hamle hamle...
Tetris : Adam gibi düzenli olmayı öğrendik. Önümüze yamuk yumuk kutular koysalar, muntazam şekilde dizmeyi öğrendik.
Boulder Dash : Paranın kıymetli olduğunu öğrendik. Yanlışlıkla bir labirente düşsek, toprağı kazmayı ve elmas çıkarmayı öğrendik.
Yie Ar Kung Fu : Kendimizi savunmayı öğrendik. Uçarak kafa atan bir düşmanımız olsa tepesinden 20 metre zıplamayı öğrendik.
Lemmings : Herkesin bir görevi olduğunu, iş paylaşımını öğrendik. Arkadaşınız tuğlalarla merdiven örerken boş oturmamayı öğrendik, yeri çapraz olarak kazıp bir işe yaramayı öğrendik.
North and South : İç savaşın kaka olduğunu öğrendik. Süvari guruplarının hızları sayesinde top atışlarından nasıl da kaçabildiğini öğrendik. Eğer basılacak bir kale varsa adabıyla hoplaya zıplaya yapmayı öğrendik.
Samantha Fox Strip Poker : Kumarın ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrendik. Eğer bir partide 'Haydi Strip Poker oynayalım' deseler, hatunları iç çamaşırlarına kadar soyacağımızı bilerek sahaya çıkmayı öğrendik. Ayrıca Samantha Fox'a ve bizlere sunduğu şeylere ilgi duymayı öğrendik.
Silk Worm : Cip kullanmayı öğrendik. Helikopteri seçmek isteyen arkadaşın kafasına joystick fırlatmayı öğrendik. 'Ayıp ediyon hep sen alıyon' demeyi öğrendik.
Final Fight : Kızımızı veya kızımız yoksa en yakın arkadaşımızın kızını kötü adamlardan korumayı öğrendik. Tekerlekli sandalyedeki her adama acımamayı öğrendik. Kot ve beyaz t-shirt'ü mü yoksa kırmızı dövüş giysisini mi daha çok sevdiğimizi öğrendik.
Street Fighter 2 : Bu hayatta herkesin bir amacı olduğunu öğrendik. Bir turnuvaya katılacak olursak, 'haduken', 'taktakduken' ve 'foryuken' demeyi öğrendik. Kolları bacakları uzayan hintlilerin ve yeşil Brazilya canavarlarının gerçek olduklarını öğrendik.
Golden Axe : Cücelerle dalga geçmemeyi öğrendik. Karşımızda iki dev olsa mutlaka özel hareket yapmayı öğrenedik.
Shinobi : Akrobatik olmayı öğrendik. Yıldız atarken zıplayıp, yere düşer düşmez eğilmeyi öğrendik. 'Hobobooo' diye bağırınca Buda heykellerinin nasıl da yardıma geldiğiniz öğrendik.
Shadow Dancer : Köpeğimizi de akrobatik yapmayı öğrendik. Atıl kurt demeyi ve darbe yiyince enciğe dönen kurtumuzu sevmeyi öğrendik. 'Hobobooo' diye bağırınca yıldırımların da yardıma gelebileceğini öğrendik.
Hugo : Telefon denen iletişim aracının kullanım alanlarını öğrendik. Trenleri sevmeyi, raylardan raylara sekmeyi öğrendik. Telefonun tuşu basmazsa küfür etmeyi öğrendik.
Chessmaster 2000 : İnsan beyninin bilgisayardan yavaş çalıştığını öğrendik. Çok lazımmış gibi o kadar oyun varken bilgisayarda satranç oynamayı öğrendik.
"Last Ninja 1-2-3 : Hayatı değişik açılardan görmeyi öğrendik. Çaprazdan ninja yönetmenin ne kadar da zor olduğunu öğrendik. Biri nunçaku çekse sopayla kafasını kırmayı öğrendik.
Creatures 2 : İşkenceye dur demeyi öğrendik. Yarın öbür gün minik, toparlak bir şey olsak, aynı bizim gibi küçük ve toparlak arkadaşlarımızı nasıl da kurtaracağımızı öğrendik.
Mortal Kombat : Şiddetin hayatımızdaki yerini öğrendik. Bize buz atıp dondurmaya çalışan bir elemanın kalbini çıkarıp 'Fetalitiii' diye bağırmayı öğrendik. Jetona paraları harcamanın yollarını öğrendik.
R-Type : Uçan şeylerin sadece kuşlardan ibaret olmadığını öğrendik. Bölüm sonu canavarı denen iğrenç şeyin varlığını öğrendik. Yandan görünüş uzay gemilerinin ne kadar keyifli olduğunu öğrendik.
Eye of the Beholder : Gözleri görmeyen insanlara yardım etmeyi öğrendik. FRP'nin açılımının Fantasy Role Playing olduğunu öğrendik. Dangeon & Dragons kitaplarının fotokopilerini çekmeyi ve hatta ingilizce öğrenmeyi öğrendik.
Leisure Suit Larry : Hayatta her şeyin dış güzellik olmadığını öğrendik. Yolda gördüğümüzde 'Bu tiple bu kızı nasıl götürmüş bu herif' dediğimiz adamların da kendilerine göre bir özellikleri olduğunu öğrendik.
Pirates : Hırsızlığın ne kadar iğrenç bir şey olduğunu öğrendik. Günlerce sapıkça eve kapanmayı, korsanlığın suyunu çıkarmayı öğrendik.
Lotus Esprit Turbo Challange : Ehliyet sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Milli piyangodan para çıksa, sarı mı yoksa kırmızı mı Lotus alacağımıza karar vermeyi öğrendik.
Monkey Island : İnsanların maymunlardan geldiğini öğrendik. Issız bir adaya düşsek yanımıza mutlaka, gördüğümüz her şeye klikleyebileceğimiz bir mouse, içine her şeyi ama her şeyi hatta canlı bir maymunu bile sokabileceğimiz bir kese ve bir vodoo bebeği almayı öğrendik.
Another World : Bundan başka dünyaların da olduğunu öğrendik. Bir gün laboratuvarda çalışıyorken şimşekler çakmaya başlarsa hemen kendimizi dışarı atmayı öğrendik.
Ghosts and Goblins : Korkunun ecele faydası olmadığını öğrendik. Mezarlıkta çırılçıplak kalmanın hiç hoş bir şey olmadığını öğrendik.
Cannon Fodder : Savaşta ne kadar insanın öldüğünü öğrendik. Siyah beyaz resimler eşliğindeki harika bir müziğin bir savaş oyununu ne kadar neşelendirdiğini öğrendik. Askerlerin kuşbakışı ve minicik görünmelerinin verdikleri hasarı etkilemediğini öğrendik.
Indiana Jones and the Last Crusade : Arkeolojinin kültürümüze katkılarını öğrendik. Eğer 11 disketlik bir macera oyunu arıyorsak dünyada bulabileceğimiz en iyi oyunun ne olduğunu öğrendik. Disketlerden birisi bozuk çıkmışsa oyunu aldığımız bilgisayarcıyı usulca basmayı öğrendik.
Barbarian : Türklere Avrupa'da barbar dediklerini öğrendik. Conan'ın kılıcıyla dönerek nasıl da keferelerin kellesini uçurduğunu öğrendik. Daha sonra o karakterin Conan olmadığını öğrendik.
Rick Dangerous : Tehlikenin nereden geleceğini çok iyi öğrenmek gerektiğini öğrendik. Minicik bir adamın zaman ayarlı bomba yapabileceğini öğrendik. Çok güzel merdivenden inip çıkmayı öğrendik.
The Lost Vikings : Sakalı olan herkesi dinlememek gerektiğini öğrendik. Eğer iki tane daha Viking arkadaşımız varsa üçümüz bir arada bomba bir takım olabileceğimizi öğrendik.
Populous : Allahın işine karışmamak gerektiğini öğrendik. Fırtınalar ve hortumlar yaratıp insanları öldürmenin ne kadar da zevkli bir şey olabileceğini öğrendik, tanrı olmanın dayanılmaz hafifliğini öğrendik.
Sensible Soccer : Futbol denen güzel sporu öğrendik. Kornerden falsolu gol atmayı ve ortalanmış bir topu uçan kafa ile uzaklaştırmayı öğrendik. Tüm tayfa Apachi joysticklerle sırasıyla birimizin evine gidip saatlerce maç etmeyi öğrendik. Futbolu gerçekten sevmeyi öğrendik.
Dune 2 : Gezegenimizin kaynaklarının bir gün tükeneceğini öğrendik. Eğer bir gün çöle düşsek, kum solucanlarına yakalanmadan nasıl 'harvest' yapılması gerektiğini öğrendik. Adam gibi strateji oyunu yapılabileceğini öğrendik.
Tomb Raider : Kadınlara seçme, seçilme ve silah kullanma hakkı verilmesinin ne kadar yerinde bir karar olduğunu öğrendik. Lara Croft'u öğrendik. Hatta aşık olmayı ve 'Yavrum' demeyi öğrendik. İki elimizde silahlarla ateş ederken aynı anda takla atmayı öğrendik.
Doom : Korku ve gerilimin insan psikolojisinin bir parçası olduğunu öğrendik. FPS ne demek bilmeden 'içten görünüşü' öğrendik. Gecenin bir yarısı bir labirentte dolaşmaya çıkarsak yanımıza en azından bir elektrikli testere almanın yararlı olacağını öğrendik.
Sim City : 'Şehir Planlama Komisyonu'nun ne işe yaradığını öğrendik. Bir şehre yol yapmayıp -İstanbul gibi- paso binaları basarsan, yangın çıkınca nasıl kafayı yiyebileceğimizi öğrendik. Şehirlerdeki suç oranlarının neden arttığını öğrendik.
Star Craft : Uzayda hayat olduğunu öğrendik. Üç ırkın bir gezegene çok geldiğini öğrendik. Maden, taş ve gaz olmadan bu işlerin bir yere varamayacağını öğrendik.
Civilization : İnsanoğlunun barış ortamında yaşayamayacağını, ütopyanın bir yalan olduğunu öğrendik. Bir çiftçi ve bir savaşçıyla, topa tüfeğe giden yolu öğrendik. İnkaların ne kadar satıcı bir ırk olduğunu öğrendik.
Flight Simulator : Hazerfan'ın ne kadar değerli bir şahsiyet olduğunu öğrendik. Bindiğimiz uçağın pilotu kalp krizi geçirse kontrolü nasıl ele alacağımızı öğrendik. İstanbul'dan Bursa'ya bir uçuşu öğrenebilmek için bir yerlerimizi yırtmamız gerektiğini öğrendik.
Worms Armageddon : Solucanların iskeletlerinin olmadığını öğrendik. Akıllı bir solucanın her zaman bazuka taşıması gerektiğini öğrendik. Kamikaze yapan birisinin ölümü kabullenmiş olduğunu öğrendik.
Quake : Marmara deprem hattını öğrendik. Gözlerimiz bozulana kadar shooter oynamayı öğrendik. Füze atar ile duvardan sekmeyi öğrendik.
Need For Speed : İçimizdeki trafik canavarının varlığını öğrendik. Hız yaparken bir polis çevirirse durmayı öğrendik. Aksi halde virajı alamayıp arabayı dağıtmayı öğrendik.
Prince of Persia : Prenslerin kralların çocukları olduğunu öğrendik. Bir oyunun zorluk seviyesinin iyi ayarlanması gerektiğini öğrendik. Bitmesin diye platform oyunu yapılmaması gerektiğini öğrendik.
Diablo : Cehennemde zebaniler olduğunu öğrendik. Üfürükçü hocalarla, büyücülerin şarlatan olduğunu öğrendik, asıl ve erdemli büyünün 'fireball' olduğunu öğrendik.
The Sims : 'Aile'nin sosyal yaşamın en küçük birimi olduğunu öğrendik. Eğer tuvalete git demesek altına edip pislikten çürüyecek insanlar olduğunu öğrendik.
Black & White : Ev hayvanına sahip olmanın ne kadar zahmetli olduğunu öğrendik. Kedimiz yoldan geçen çocukları yerse kafasına vurarak eğitmeyi, köpeğimiz agaç kesip sobayı sıcak tutarsa karnını okşamayı öğrendik.
Unreal Tournament : İzafiyet teorisini öğrendik. Gerçek olmayan bir turnuvada elimizde acaip acaip silahlarla savaşıyorsak, akşam uyurken kıçımızın açıkta kaldığını öğrendik.
Total War : Tarih hakkında çok şey öğrendik. Hilal taktiğinin geçerliliğini ve Osmanlı'nın nasıl 600 sene hüküm sürebildiğini öğrendik.
Max Payne : Yavaşlatılmış kamera çekimlerini öğrendik. Ağır çekimde uçarak adam vurmanın fevkalade yararlı olduğunu öğrendik.
Grand Theft Auto : Hayatın limitsiz olduğunu öğrendik. Dünyanın neresine gidersek gidelim, bir arabanın önünde durursak sürücünün fren sıktığını ve sürücüye bir yumruk kodum mu arabanın sizin olabileceğini öğrendik.
Baldur's Gate : Birlikten güçlük doğduğunu öğrendik. Büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında 'Ya büyücü ya savaşçı olacağım" demeyi öğrendik.
Championship Manager : Yönetim ve organizasyonu öğrendik. Okulu kırıp menejerlik kariyeri yapmayı öğrendik. Derslerden zayıf alıp azar işitmeyi öğrendik.
Call of Duty : 2. Dünya savaşını tüm detaylarıyla öğrendik. Bir yere çıkartma yapılacaksa, kafamızı siperde tutmayı öğrendik.
Commandos : Stratejik planlama yapmayi öğrendik. Bir gün birisini boğazlarsak cesedini mutlaka saklamayı öğrendik. Alarm denen şeyin gereksizligini öğrendik.
Thief : Karanlığın kötülüklere gebe olduğunu öğrendik. Bakkaldan bir şey çalmamız gerekirse, kesinlikle ilk önce bakkalın dikkatini dağıtacak bir ses çıkarmayı ve tezgahın altından sürünerek kaçmayı öğrendik.
Driver : A noktasından yola çıkan bir sürücünün B noktasından yola çıkan sürücüye göre olan hızını öğrendik. Bir yerden bir yere giderken olabilecek en kestirme yolları öğrendik.
Silent Hill : Ses gümüşse sükutun altın oldugunu öğrendik. Eğer kaldığımız kasabada yoğun bir sis varsa ve gökden kül yağıyorsa, aklımızı başımıza devşirmemiz gerektiğini öğrendik. Gece ışıkları söndürerek oyun oynamanın iyi bir fikir olmadığını öğrendik.
Metal Gear Solid : Periyodik cetveli öğrendik. Kod adı, sıvı, katı, hava, civa, yılan, börtü böcek vs olan asker ve ajanların acaip psikopat olabileceklerini öğrendik.
Beyond Good & Evil : Nietzche'nin eserlerini öğrendik. Fotoğraf çekmenin eğlenceli olduğu kadar para kazandırabilecek bir meslek olabileceğini öğrendik.
Hitman : Paranın her şeyi satın alabileceğini öğrendik. Kel olmanın karizmatik olabileceğini öğrendik.
Burnout : Arabaların binlerce parçadan oluştuğunu öğrendik. Eğer bizi sollamaya çalışan bir ***** olursa duvara sıkıştırma taktiğini öğrendik.
Halo : Microsoft'un parayı işe yarayan bir şeylere kullanabildiğini öğrendik. Yeşil kutudan bizleri çağıran 'Gel oyna beni, gel oyna beni' seslerine hayır diyemeyeceğimizi öğrendik.
F1 Championship Season : Ses hızının ışık hızından yavaş olduğunu öğrendik. Eğer arabamızda kanatlar olsa açılarının ayarlarını yapmayı öğrendik.
Fight Night : Muhammed Ali'nin Malcolm X'le aynı kişi olmadığını öğrendik. Aparkat denen yaradılışına kurban olduğum hareketinin ne kudretli bir şey olduğunu öğrendik.
God of War : Tanrıya yakınlaşmanın ne kadar iyi olduğunu öğrendik. Mahallemize bir ecünnü gelse, beynini patlatmayı, ortadan ikiye yarmayı, göğüs kemiklerinden kolye yapmayı öğrendik.
Elder Scrolls IV: Oblivion : Dünyanın kaç bucak olduğunu öğrendik. Bir oyunu 10 kere de oynasak, her oynadığımızda ayrı bir zevk alabileceğimizi öğrendik.
Gears of War : Teknolojinin ne kadar geliştiğini öğrendik. Sinema filmi gibi oyun yapmanın mümkün hale geldiğini öğrendik. Eğer ağır bir silah sahibi olacaksak, elektrikli testerenin monte edilmesinin şart olduğunu öğrendik.
World of Warcraft: The Burning Crusade : Bu dünyada amma da çok insan olduğunu öğrendik. Tanımadığımız milyonlarca insanla aynı evreni paylaşmayı öğrendik.
bir de unutmadan ekleyeyim...
Final Fantasy : Hayal dünyasında yaşamanın bir sonu olmadığını öğrendik ama 50 yaşına da gelsek Final Fantasy 47'yi beklemeyi öğrendik.
Gördüğünüz gibi aslında çok şey öğrendik. Dedikleri gibi boş işlerle uğraşmadık. Unutulmaması gereken daha bir çok oyun ve öğrenilmiş şeyler var. Oyuncu olmayan adam anlamaz ne kadar dolu insanlar olduğumuzu. Fakat şu bir gerçek ki, biz en çok eğlenmeyi öğrendik... Gülmeyi ve beraber bir şeyleri paylaşmayı öğrendik.
Aynen olması gerektiği gibi...
Sponsorlu Bağlantılar
"Kalk oğlum şu şeyin önünden, yeter artık ama! Yemek sofrada, sen hala burada oyun oynuyorsun. Yetmedi mi oyun ya! Bak dönüp bakmıyor bile. Ben sana yapacağımı bilirim..."
" Anne ne yaptın yaa!?... Oyunun en önemli yerinde fişini çektin aletin... ama... iki dakika daha vallaha billaaaa..."
" Yok sana artık oyun moyun... Yürü içeri yemeğini ye!... İki dakkaymış...."
Bu diyalog size tanıdık geliyor mu? Nasıl hepiniz gülümsüyorsunuz. Hepimiz yaşadık bunları. Tabii bu kadarla kalmadı. Hep başımıza kakıldı, bu oyunlar zaman kaybı, eğitici hiç bir yanı yok diye. Gerçekten böyle miydi? Yani biz günlerimizi saatlerimizi harcarken hiç bir şey mi öğrenmedik? Daha % 10'unu kullanamadığımız beynimizin bir yerlerinde hiç mi bir şey kalmadı yararlı, oynadığımız onca oyundan? Yetişkinliğe adım atarken, oyuncuları diğerlerinden ayıran hiç mi bir fark yoktu?
Boşverin başkalarının ne dediğini. Neler neler öğrendik biz biliriz. Diğer insanların aklına bile gelemeyecek bir çok şeye kafamız çalışır. Beynimiz mübarek sünger misali bu inanılmaz bilgilerle şişmiş de şişmişdir aslında. Biz biliriz neler öğrendik diyorum ya... İsterseniz gelin bir hatırlayalım gerçekten neler öğrendik. Şöyle bir bakalım geçmişten günümüze, ta 80'lerden bugüne. Hayat denen bu saçma oyunda bizden daha iyi oyuncu mu olur? Biz oyunun kurallarını öğrendik! Hem de satır satır... hamle hamle...
Tetris : Adam gibi düzenli olmayı öğrendik. Önümüze yamuk yumuk kutular koysalar, muntazam şekilde dizmeyi öğrendik.
Boulder Dash : Paranın kıymetli olduğunu öğrendik. Yanlışlıkla bir labirente düşsek, toprağı kazmayı ve elmas çıkarmayı öğrendik.
Yie Ar Kung Fu : Kendimizi savunmayı öğrendik. Uçarak kafa atan bir düşmanımız olsa tepesinden 20 metre zıplamayı öğrendik.
Lemmings : Herkesin bir görevi olduğunu, iş paylaşımını öğrendik. Arkadaşınız tuğlalarla merdiven örerken boş oturmamayı öğrendik, yeri çapraz olarak kazıp bir işe yaramayı öğrendik.
North and South : İç savaşın kaka olduğunu öğrendik. Süvari guruplarının hızları sayesinde top atışlarından nasıl da kaçabildiğini öğrendik. Eğer basılacak bir kale varsa adabıyla hoplaya zıplaya yapmayı öğrendik.
Samantha Fox Strip Poker : Kumarın ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrendik. Eğer bir partide 'Haydi Strip Poker oynayalım' deseler, hatunları iç çamaşırlarına kadar soyacağımızı bilerek sahaya çıkmayı öğrendik. Ayrıca Samantha Fox'a ve bizlere sunduğu şeylere ilgi duymayı öğrendik.
Silk Worm : Cip kullanmayı öğrendik. Helikopteri seçmek isteyen arkadaşın kafasına joystick fırlatmayı öğrendik. 'Ayıp ediyon hep sen alıyon' demeyi öğrendik.
Final Fight : Kızımızı veya kızımız yoksa en yakın arkadaşımızın kızını kötü adamlardan korumayı öğrendik. Tekerlekli sandalyedeki her adama acımamayı öğrendik. Kot ve beyaz t-shirt'ü mü yoksa kırmızı dövüş giysisini mi daha çok sevdiğimizi öğrendik.
Street Fighter 2 : Bu hayatta herkesin bir amacı olduğunu öğrendik. Bir turnuvaya katılacak olursak, 'haduken', 'taktakduken' ve 'foryuken' demeyi öğrendik. Kolları bacakları uzayan hintlilerin ve yeşil Brazilya canavarlarının gerçek olduklarını öğrendik.
Golden Axe : Cücelerle dalga geçmemeyi öğrendik. Karşımızda iki dev olsa mutlaka özel hareket yapmayı öğrenedik.
Shinobi : Akrobatik olmayı öğrendik. Yıldız atarken zıplayıp, yere düşer düşmez eğilmeyi öğrendik. 'Hobobooo' diye bağırınca Buda heykellerinin nasıl da yardıma geldiğiniz öğrendik.
Shadow Dancer : Köpeğimizi de akrobatik yapmayı öğrendik. Atıl kurt demeyi ve darbe yiyince enciğe dönen kurtumuzu sevmeyi öğrendik. 'Hobobooo' diye bağırınca yıldırımların da yardıma gelebileceğini öğrendik.
Hugo : Telefon denen iletişim aracının kullanım alanlarını öğrendik. Trenleri sevmeyi, raylardan raylara sekmeyi öğrendik. Telefonun tuşu basmazsa küfür etmeyi öğrendik.
Chessmaster 2000 : İnsan beyninin bilgisayardan yavaş çalıştığını öğrendik. Çok lazımmış gibi o kadar oyun varken bilgisayarda satranç oynamayı öğrendik.
"Last Ninja 1-2-3 : Hayatı değişik açılardan görmeyi öğrendik. Çaprazdan ninja yönetmenin ne kadar da zor olduğunu öğrendik. Biri nunçaku çekse sopayla kafasını kırmayı öğrendik.
Creatures 2 : İşkenceye dur demeyi öğrendik. Yarın öbür gün minik, toparlak bir şey olsak, aynı bizim gibi küçük ve toparlak arkadaşlarımızı nasıl da kurtaracağımızı öğrendik.
Mortal Kombat : Şiddetin hayatımızdaki yerini öğrendik. Bize buz atıp dondurmaya çalışan bir elemanın kalbini çıkarıp 'Fetalitiii' diye bağırmayı öğrendik. Jetona paraları harcamanın yollarını öğrendik.
R-Type : Uçan şeylerin sadece kuşlardan ibaret olmadığını öğrendik. Bölüm sonu canavarı denen iğrenç şeyin varlığını öğrendik. Yandan görünüş uzay gemilerinin ne kadar keyifli olduğunu öğrendik.
Eye of the Beholder : Gözleri görmeyen insanlara yardım etmeyi öğrendik. FRP'nin açılımının Fantasy Role Playing olduğunu öğrendik. Dangeon & Dragons kitaplarının fotokopilerini çekmeyi ve hatta ingilizce öğrenmeyi öğrendik.
Leisure Suit Larry : Hayatta her şeyin dış güzellik olmadığını öğrendik. Yolda gördüğümüzde 'Bu tiple bu kızı nasıl götürmüş bu herif' dediğimiz adamların da kendilerine göre bir özellikleri olduğunu öğrendik.
Pirates : Hırsızlığın ne kadar iğrenç bir şey olduğunu öğrendik. Günlerce sapıkça eve kapanmayı, korsanlığın suyunu çıkarmayı öğrendik.
Lotus Esprit Turbo Challange : Ehliyet sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Milli piyangodan para çıksa, sarı mı yoksa kırmızı mı Lotus alacağımıza karar vermeyi öğrendik.
Monkey Island : İnsanların maymunlardan geldiğini öğrendik. Issız bir adaya düşsek yanımıza mutlaka, gördüğümüz her şeye klikleyebileceğimiz bir mouse, içine her şeyi ama her şeyi hatta canlı bir maymunu bile sokabileceğimiz bir kese ve bir vodoo bebeği almayı öğrendik.
Another World : Bundan başka dünyaların da olduğunu öğrendik. Bir gün laboratuvarda çalışıyorken şimşekler çakmaya başlarsa hemen kendimizi dışarı atmayı öğrendik.
Ghosts and Goblins : Korkunun ecele faydası olmadığını öğrendik. Mezarlıkta çırılçıplak kalmanın hiç hoş bir şey olmadığını öğrendik.
Cannon Fodder : Savaşta ne kadar insanın öldüğünü öğrendik. Siyah beyaz resimler eşliğindeki harika bir müziğin bir savaş oyununu ne kadar neşelendirdiğini öğrendik. Askerlerin kuşbakışı ve minicik görünmelerinin verdikleri hasarı etkilemediğini öğrendik.
Indiana Jones and the Last Crusade : Arkeolojinin kültürümüze katkılarını öğrendik. Eğer 11 disketlik bir macera oyunu arıyorsak dünyada bulabileceğimiz en iyi oyunun ne olduğunu öğrendik. Disketlerden birisi bozuk çıkmışsa oyunu aldığımız bilgisayarcıyı usulca basmayı öğrendik.
Barbarian : Türklere Avrupa'da barbar dediklerini öğrendik. Conan'ın kılıcıyla dönerek nasıl da keferelerin kellesini uçurduğunu öğrendik. Daha sonra o karakterin Conan olmadığını öğrendik.
Rick Dangerous : Tehlikenin nereden geleceğini çok iyi öğrenmek gerektiğini öğrendik. Minicik bir adamın zaman ayarlı bomba yapabileceğini öğrendik. Çok güzel merdivenden inip çıkmayı öğrendik.
The Lost Vikings : Sakalı olan herkesi dinlememek gerektiğini öğrendik. Eğer iki tane daha Viking arkadaşımız varsa üçümüz bir arada bomba bir takım olabileceğimizi öğrendik.
Populous : Allahın işine karışmamak gerektiğini öğrendik. Fırtınalar ve hortumlar yaratıp insanları öldürmenin ne kadar da zevkli bir şey olabileceğini öğrendik, tanrı olmanın dayanılmaz hafifliğini öğrendik.
Sensible Soccer : Futbol denen güzel sporu öğrendik. Kornerden falsolu gol atmayı ve ortalanmış bir topu uçan kafa ile uzaklaştırmayı öğrendik. Tüm tayfa Apachi joysticklerle sırasıyla birimizin evine gidip saatlerce maç etmeyi öğrendik. Futbolu gerçekten sevmeyi öğrendik.
Dune 2 : Gezegenimizin kaynaklarının bir gün tükeneceğini öğrendik. Eğer bir gün çöle düşsek, kum solucanlarına yakalanmadan nasıl 'harvest' yapılması gerektiğini öğrendik. Adam gibi strateji oyunu yapılabileceğini öğrendik.
Tomb Raider : Kadınlara seçme, seçilme ve silah kullanma hakkı verilmesinin ne kadar yerinde bir karar olduğunu öğrendik. Lara Croft'u öğrendik. Hatta aşık olmayı ve 'Yavrum' demeyi öğrendik. İki elimizde silahlarla ateş ederken aynı anda takla atmayı öğrendik.
Doom : Korku ve gerilimin insan psikolojisinin bir parçası olduğunu öğrendik. FPS ne demek bilmeden 'içten görünüşü' öğrendik. Gecenin bir yarısı bir labirentte dolaşmaya çıkarsak yanımıza en azından bir elektrikli testere almanın yararlı olacağını öğrendik.
Sim City : 'Şehir Planlama Komisyonu'nun ne işe yaradığını öğrendik. Bir şehre yol yapmayıp -İstanbul gibi- paso binaları basarsan, yangın çıkınca nasıl kafayı yiyebileceğimizi öğrendik. Şehirlerdeki suç oranlarının neden arttığını öğrendik.
Star Craft : Uzayda hayat olduğunu öğrendik. Üç ırkın bir gezegene çok geldiğini öğrendik. Maden, taş ve gaz olmadan bu işlerin bir yere varamayacağını öğrendik.
Civilization : İnsanoğlunun barış ortamında yaşayamayacağını, ütopyanın bir yalan olduğunu öğrendik. Bir çiftçi ve bir savaşçıyla, topa tüfeğe giden yolu öğrendik. İnkaların ne kadar satıcı bir ırk olduğunu öğrendik.
Flight Simulator : Hazerfan'ın ne kadar değerli bir şahsiyet olduğunu öğrendik. Bindiğimiz uçağın pilotu kalp krizi geçirse kontrolü nasıl ele alacağımızı öğrendik. İstanbul'dan Bursa'ya bir uçuşu öğrenebilmek için bir yerlerimizi yırtmamız gerektiğini öğrendik.
Worms Armageddon : Solucanların iskeletlerinin olmadığını öğrendik. Akıllı bir solucanın her zaman bazuka taşıması gerektiğini öğrendik. Kamikaze yapan birisinin ölümü kabullenmiş olduğunu öğrendik.
Quake : Marmara deprem hattını öğrendik. Gözlerimiz bozulana kadar shooter oynamayı öğrendik. Füze atar ile duvardan sekmeyi öğrendik.
Need For Speed : İçimizdeki trafik canavarının varlığını öğrendik. Hız yaparken bir polis çevirirse durmayı öğrendik. Aksi halde virajı alamayıp arabayı dağıtmayı öğrendik.
Prince of Persia : Prenslerin kralların çocukları olduğunu öğrendik. Bir oyunun zorluk seviyesinin iyi ayarlanması gerektiğini öğrendik. Bitmesin diye platform oyunu yapılmaması gerektiğini öğrendik.
Diablo : Cehennemde zebaniler olduğunu öğrendik. Üfürükçü hocalarla, büyücülerin şarlatan olduğunu öğrendik, asıl ve erdemli büyünün 'fireball' olduğunu öğrendik.
The Sims : 'Aile'nin sosyal yaşamın en küçük birimi olduğunu öğrendik. Eğer tuvalete git demesek altına edip pislikten çürüyecek insanlar olduğunu öğrendik.
Black & White : Ev hayvanına sahip olmanın ne kadar zahmetli olduğunu öğrendik. Kedimiz yoldan geçen çocukları yerse kafasına vurarak eğitmeyi, köpeğimiz agaç kesip sobayı sıcak tutarsa karnını okşamayı öğrendik.
Unreal Tournament : İzafiyet teorisini öğrendik. Gerçek olmayan bir turnuvada elimizde acaip acaip silahlarla savaşıyorsak, akşam uyurken kıçımızın açıkta kaldığını öğrendik.
Total War : Tarih hakkında çok şey öğrendik. Hilal taktiğinin geçerliliğini ve Osmanlı'nın nasıl 600 sene hüküm sürebildiğini öğrendik.
Max Payne : Yavaşlatılmış kamera çekimlerini öğrendik. Ağır çekimde uçarak adam vurmanın fevkalade yararlı olduğunu öğrendik.
Grand Theft Auto : Hayatın limitsiz olduğunu öğrendik. Dünyanın neresine gidersek gidelim, bir arabanın önünde durursak sürücünün fren sıktığını ve sürücüye bir yumruk kodum mu arabanın sizin olabileceğini öğrendik.
Baldur's Gate : Birlikten güçlük doğduğunu öğrendik. Büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında 'Ya büyücü ya savaşçı olacağım" demeyi öğrendik.
Championship Manager : Yönetim ve organizasyonu öğrendik. Okulu kırıp menejerlik kariyeri yapmayı öğrendik. Derslerden zayıf alıp azar işitmeyi öğrendik.
Call of Duty : 2. Dünya savaşını tüm detaylarıyla öğrendik. Bir yere çıkartma yapılacaksa, kafamızı siperde tutmayı öğrendik.
Commandos : Stratejik planlama yapmayi öğrendik. Bir gün birisini boğazlarsak cesedini mutlaka saklamayı öğrendik. Alarm denen şeyin gereksizligini öğrendik.
Thief : Karanlığın kötülüklere gebe olduğunu öğrendik. Bakkaldan bir şey çalmamız gerekirse, kesinlikle ilk önce bakkalın dikkatini dağıtacak bir ses çıkarmayı ve tezgahın altından sürünerek kaçmayı öğrendik.
Driver : A noktasından yola çıkan bir sürücünün B noktasından yola çıkan sürücüye göre olan hızını öğrendik. Bir yerden bir yere giderken olabilecek en kestirme yolları öğrendik.
Silent Hill : Ses gümüşse sükutun altın oldugunu öğrendik. Eğer kaldığımız kasabada yoğun bir sis varsa ve gökden kül yağıyorsa, aklımızı başımıza devşirmemiz gerektiğini öğrendik. Gece ışıkları söndürerek oyun oynamanın iyi bir fikir olmadığını öğrendik.
Metal Gear Solid : Periyodik cetveli öğrendik. Kod adı, sıvı, katı, hava, civa, yılan, börtü böcek vs olan asker ve ajanların acaip psikopat olabileceklerini öğrendik.
Beyond Good & Evil : Nietzche'nin eserlerini öğrendik. Fotoğraf çekmenin eğlenceli olduğu kadar para kazandırabilecek bir meslek olabileceğini öğrendik.
Hitman : Paranın her şeyi satın alabileceğini öğrendik. Kel olmanın karizmatik olabileceğini öğrendik.
Burnout : Arabaların binlerce parçadan oluştuğunu öğrendik. Eğer bizi sollamaya çalışan bir ***** olursa duvara sıkıştırma taktiğini öğrendik.
Halo : Microsoft'un parayı işe yarayan bir şeylere kullanabildiğini öğrendik. Yeşil kutudan bizleri çağıran 'Gel oyna beni, gel oyna beni' seslerine hayır diyemeyeceğimizi öğrendik.
F1 Championship Season : Ses hızının ışık hızından yavaş olduğunu öğrendik. Eğer arabamızda kanatlar olsa açılarının ayarlarını yapmayı öğrendik.
Fight Night : Muhammed Ali'nin Malcolm X'le aynı kişi olmadığını öğrendik. Aparkat denen yaradılışına kurban olduğum hareketinin ne kudretli bir şey olduğunu öğrendik.
God of War : Tanrıya yakınlaşmanın ne kadar iyi olduğunu öğrendik. Mahallemize bir ecünnü gelse, beynini patlatmayı, ortadan ikiye yarmayı, göğüs kemiklerinden kolye yapmayı öğrendik.
Elder Scrolls IV: Oblivion : Dünyanın kaç bucak olduğunu öğrendik. Bir oyunu 10 kere de oynasak, her oynadığımızda ayrı bir zevk alabileceğimizi öğrendik.
Gears of War : Teknolojinin ne kadar geliştiğini öğrendik. Sinema filmi gibi oyun yapmanın mümkün hale geldiğini öğrendik. Eğer ağır bir silah sahibi olacaksak, elektrikli testerenin monte edilmesinin şart olduğunu öğrendik.
World of Warcraft: The Burning Crusade : Bu dünyada amma da çok insan olduğunu öğrendik. Tanımadığımız milyonlarca insanla aynı evreni paylaşmayı öğrendik.
bir de unutmadan ekleyeyim...
Final Fantasy : Hayal dünyasında yaşamanın bir sonu olmadığını öğrendik ama 50 yaşına da gelsek Final Fantasy 47'yi beklemeyi öğrendik.
Gördüğünüz gibi aslında çok şey öğrendik. Dedikleri gibi boş işlerle uğraşmadık. Unutulmaması gereken daha bir çok oyun ve öğrenilmiş şeyler var. Oyuncu olmayan adam anlamaz ne kadar dolu insanlar olduğumuzu. Fakat şu bir gerçek ki, biz en çok eğlenmeyi öğrendik... Gülmeyi ve beraber bir şeyleri paylaşmayı öğrendik.
Aynen olması gerektiği gibi...