Arama

Lise Meitner

Güncelleme: 3 Nisan 2017 Gösterim: 6.714 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Nisan 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Lise Meitner
MsXLabs & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

180px Otto Hahn und Lise Meitner
Lise Meitner ve Otto Hahn

Lise Meitner (7 Kasım 1878 - 27 Ekim 1968), Avusturyalı fizikçi. Nükleer fizik ve radyoaktivite üzerine çalıştı. Fizyon'un teorik yorumunu yaptı.

Hayatı

Avusturya'nın Viyana şehrinde doğan Meitner, o zaman kızlar için mümkün olan tüm eğitimleri aldı. Ardından 14 yaşında üniversiteye girmesinde yardımcı olması içim özel matematik ve fizik dersleri aldı. 1901 yılında Viyana Üniversitesi'ne kabul edildi. Burada teorik fizikçi Ludwig Boltzmann ile çalıştı. 1906 yılında fizik üzerine doktorasını aldı.

1907 yılında Max Planck ile çalışmak üzere Berlin'e gitti. Marie Curie'nin çalışmalarından etkilendiğinden, radyoaktivite üzerine çalışmak istiyordu. Kısa süre içinde Otto Hahn ile tanıştı. Otto Hahn'ın kimya bilgisi ile kendisinin fizik ve matematik bilgisini birleştirip beraber çalışma yapmaya karar verdiler.

1918 yılında çalışmalarının ilk ürünü olan, keşfettekleri yeni radyokatif element olan protaktinyumu duyurdular. Bu keşif ikisinin Alman bilim dünyasında ünlerini artırdı. 1918 yılında, Meitner, Kaiser Wilhelm Enstitüsü'nde radyoaktivite fiziği bölüm başkanı oldu. Daha sonra, 1926 yılında, Berlin Üniversitesi'ne ilk kadın profesör olarak atandı. Hahn ile ortak araştırmalarına devam ederken bir taraftan da kendi başına beta parçacıkları üzerine araştırmalarını sürdürmekteydi.

1933 yılında Nazi Partisi, Almanya'daki Yahudi bilim adamlarının hayatını değiştirmişti. Yahudi olmasına rağmen, sahip olduğu Avusturya vatandaşlığı onu korumaktaydı. 1930'ların ortalarında Hahn'ın uranyumu yavaş nötronlarlaEnrico Fermi denemişti fakat sonuçları belirsizdi. bombardıman etmesi deneylerine katıldı. Amaçları uranyumumdan başka elementler elde etmekti. Daha evvel 1938'de Almanya Avusturya'yı işgal edince, Meitner'in Avusturya vatandaşlığı kalkanı ortadan kalktı. Çalışmalarını yarıda bırakıp Hahn'ın da yardımı ile Hollanda üzerinden İsveç'e kaçtı. Burada. Stockholm'de bulunan Nobel Teorik Fizik Enstitüsü'nde çalışmaya başladı.

Otto Hahn bir deney sırasında elde ettiği baryuma bir anlam verememişti. Ve bunu bir mektupla Meitner'e yazdı. Meitner bu sonuç karşısında uranyum çekirdeğinin parçalandığı kanısına vardı. Bu fikrini yeğeni fizikçi Otto Frisch ile paylaştı. O da bu açıklamayı onaylayınca, 11 Şubat 1939'da dünyayı değiştirecek bir makale yayınladılar. "Uranyumun nötronlarla parçalanması: Yeni tip bir nükleer tepkime" Bu makalelerinde Hahn ve Strassmann'ın deneylerini referans göstererek, çekirdeğin damlacık modeli kullanarak, baryumun uranyumun parçalanmasından ortaya çıktığını önerdiler. Bu olaya biyolojide de kullanılan fizyon ismini koydular ve bir çekirdekte oluşan nükleer fizyon tepkimesinden yaklaşık 200 milyon elektron volt (200 MeV) enerji açığa çıktığını hesapladılar.

1943 yılında, Frisch'in de katıldığı, ABD'nin yürüttüğü kod adı Manhattan Projesi olan atom bombası projesine gidecek olan İngiliz takımına davet edildi. Lise Meitner, bilimsel katkılarını askeri uygulamalarda kullanmayacağını belirterek, teklifi geri çevirdi ve II. Dünya Savaşı bitinceye kadar İsveç'te kaldı ve 1949 yılında İsveç vatandaşlığına geçti.

1960 yılında Stockholm'den, yeğeni Frisch'in yanına, İngiltere'ye taşındı ve 1968 senesinde Cambridge'te öldü.

Ödülleri

Nobel Kimya Ödülü komitesi, 1944 yılında Lise Meitner'in oynadığı rolü göz ardı ederek, fizyonu keşfetmesinden dolayı ödülü Otto Hahn'a verdi. Otto Hahn, bu yanlışlıktan ve Meitner'in katkılarından hiç bahsetmedi. Hahn'ın bu sessizliği Meitner'i çok etkiledi ve bir daha ortak çalışma yürütmediler.

Lise Meitner, Nobel ödülünü alamamış olsa da, başka birçok ödül aldı. Bunların içinde en önemlileri, 1949 yılında Almanya'da aldığı Max Planck Ödülü ve 1966 yılında ABD Atom Enerjisi Komisyonu'nun verdiği Enrico Fermi Ödülü'dür. Bu prestijli Fermi ödülünü alan ilk kadın olarak tarihe geçti.

1997 yılında 109 nolu elementin adı onun anısına meitneryum olarak seçildi.
Son düzenleyen AndThe_BlackSky; 27 Haziran 2013 20:48
Biyografi Konusu: Lise Meitner nereli hayatı kimdir.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Aralık 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Lise Meitner

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Lise Meitner.jpg
Gösterim: 556
Boyut:  167.8 KB

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Nisan 2017       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı

Lise Meitner, Fizyon Kuramını Geliştirdi, Nobel Ödülü'nde Göz Ardı Edildi!


Nükleer fizyonun bulunmasının merkezinde yer alan Lise Meitner, Einstein’ın deyimiyle “Alman bilim insanlarının Marie Curie’si”, zamanının en başarılı nükleer fizikçilerinden biriydi. Çalışma arkadaşı Otto Hahn, 1945 yılında fizyon çalışmaları ile Nobel Ödülünü aldı. Döneminin nadir bilim kadınlarından olarak yaşadığı zorlukların yanı sıra, Yahudi olması nedeniyle çalışma ortamından sürülmüş ve Hahn ile çalışmalarını dışarıdan yürütmekte olan Meitner ise, Nobel Komitesi tarafından görmezlikten gelindi.

Geçtiğimiz yüzyılın başından günümüze, insanlığın alışkanlıklarını, yaşama ve düşünme biçimini en çok değiştiren olayların birçoğu bilimsel buluşlar ve onların uygulamalarıdır desek yanlış olmaz. Time dergisinin geçtiğimiz yüzyılın adamı olarak Albert Einstein’ı seçmiş olması da bu duruma örnek olarak gösterilebilir. O zamandan günümüze bilimin ve uygulamalarının gelişimi, sonucunda da doğanın temel dinamiklerine dair fikirlerimiz, geçen yüzyılın başında öngörülemeyecek bir hızda gelişti.

Bilimin bu gelişme hızının ve uygulamalarının günlük yaşamımıza etkisini insanlar fark ettiğinden beri iki ana soru tartışılageldi: Bilim insanları, ürettikleri bilginin günlük hayata uygulamalarının ne kadarından sorumlu? ve bilgilerinin ve toplum üzerindeki etkilerinin (güncel zamanda bilim insanlarının söylemlerinin toplum üzerinde geçerliliği artık tartışma konusu gibi görünüyorsa da) ne kadarını toplumu şekillendirmek için kullanmalılar?

Bu soruların önemini geçtiğimiz yüzyılda tarihi şekillendiren en önemli olaylardan olan atom bombasının yapımı ve kullanımı üzerine düşündüğümüzde görebiliriz. Pasifist Albert Einstein’ın uzay-zamanın doğasını anlamak için oluşturduğu teorilerle başlayan, Hitler Almanya’sının Yahudi karşıtı politikaları yüzünden çalışma ortamını tümüyle terk etmek zorunda kalan Lise Meitner ve onun Alman çalışma arkadaşı Otto Hahn’ın yürüttükleri çalışmalar ile sonlanan nükleer fizyonun bulunuşunun ve sonrasında bu buluşun Los Alamos Projesi ve sonuçlarının (Lise Meitner projeden tamamen habersizdi) dünya üzerindeki etkisini düşünmek yeterli olabilir.

Lise Meitner’in adının 1990’ların ortasına kadar bilim camiasında da bilinmiyor oluşu (ki 2. Dünya Savaşı sonrası ABD’de adı “atom bombasının annesi” olarak geçmesine rağmen), hikâyesinin yakın zamanda önem kazanması, hayatındaki bilimsel çalışmalara bağlılığında yaşadığı zorluklar, mizojini (kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlık), anti-semitizm ve bilim dünyasının karanlık yüzünün kesişiminin merkezinde bulunuyor.

Viyana Üniversitesi Fizik Bölümü’ne Giren İlk Kadın!


Lise Meitner 1878’de, Viyana Leopoldstadt’da orta sınıf bir Yahudi ailenin çocuğu olarak doğuyor. Kendisinin bilimsel merakı, 8 yaşından itibaren yastık altında tuttuğu not defterinde bulunan ışığın yansıması çizimlerinde bile görülebilir. Ruth Lewin Sime’nin yazdığı biyografide küçük yaşlardaki kuşkuculuğunu anlatmak için şöyle bir alıntı var: Yahudilerin tatil günlerinden birinde büyükannesi o günde dikiş dikmemesini Lise’ye söyler. Lise o zamanlar nakış işlemeyi seviyordur ve bir deneme yapmaya karar verir. İğnenin sadece ucunu nakışa geçirip yavaşça gökyüzüne doğru kuşku ile bakar. Bir dikiş atıp aynı hareketi tekrarlar. Bir şey olmadığına, yukarıdan bir itiraz gelmediğine karar verince, nakışını işlemeye devam eder.

Meitner, 1900’lerin başında kadınların Viyana’da eğitim görmesi neredeyse imkânsız olmasına rağmen ailesinin de desteği ile, 1901’de Viyana Üniversitesi Fizik Bölümü’nden kabul alan ilk kadın oldu. 1906’da doktorasını aldığında, dünyada bu dereceye sahip olmuş ikinci kadındı. Avusturya ve sonrasında Almanya’da devam ettirdiği kariyerinde de, bu ülkelerde hep öncü oldu. Kuantum fiziği, mikroskobik fizik ve nükleer fizik o zamanlar çok gözdeydi ve oldukça hızlı şekilde gelişiyordu. Bu sebeple, 1907’de kuantum fiziğinin babası olan Max Planck’ın yönettiği fizikçi ve kimyacıların olduğu bir grupta çalışmak için Berlin’e taşınmaya karar verdi.

Kaiser Wilhelm Kimya Enstitüsü’nde (KWG) çalışmaya başladı. Enstitüde Otto Hahn ile tanışması uzun süre devam edecek olan bir ortak çalışmanın başlangıcına yol açtı. Ancak, kadın olması sebebi ile, Lise Meitner bilim adamlarından uzakta, bodrum kattaki eski marangoz atölyesini laboratuvar olarak kullanmayı kabul etmek zorundaydı. Otto Hahn bodrum kattan çıkıp enstitüde üst katlara gidebiliyorken Lise Meitner bu hakka sahip değildi. Bu laboratuvardaki katkılarına rağmen, kadınlar için resmi bir pozisyon olmadığından uzun bir süre ücretsiz olarak çalışmak zorunda bırakıldı.

1. Dünya Savaşı sırasında Avusturya Ordusu tarafından X-ışını üzerine bilgisini kullanmak üzere hemşire olarak çağrılınca, kabul etti ve savaşa gitti. Patricia Rife’ın yazdıklarına göre, savaş hakkındaki tecrübeleri ilerideki politik görüşlerini etkiledi ve bir pasifist olmamakla beraber Otto Hahn’a yazdığı mektuplarda Einstein’ın pasifizmini eleştirdi. Ayrıca, bilim insanlarının devletlerin savaş politikaları ve programları için çalışmalarını tamamen yanlış buluyordu. Otto Hahn’ın da bazı gaz kullanımı çalışmalarında yer almasını sert bir dille eleştirdiği mektuplarından anlaşılmaktadır.

Kaynak: Bilim ve Gelecek / Lise Meitner and the Dawn of the Nuclear Age

Benzer Konular

24 Eylül 2010 / RoMaRoMa Soru-Cevap
28 Mayıs 2015 / Misafir Cevaplanmış
31 Aralık 2009 / Alvarez Ocean Sinema ww