Arama

Orhan Veli Kanık

Güncelleme: 3 Ağustos 2016 Gösterim: 31.156 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
9 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

Kanık Orhan Veli

Ad:  orhan veli kanık1.jpg
Gösterim: 1096
Boyut:  50.9 KB

(d. 13 Nişan 1914, İstanbul - ö. 14 Kasım 1950, İstanbul)
Sponsorlu Bağlantılar
Garip akımının öncülerinden şair.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şeflerinden Mehmet Veli Kanık’m oğluydu. Galatasaray Lisesi’nde başladığı ilköğrenimini, babasının Ankara’ya atanması üzerine, başkentte bitirdi. Ortaöğrenimini Ankara Gazi Liseşi’nde tamamladı (1933). Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne devam etti. 1936’da Ankara’da PTT Genel Müdürliiğü’nde çalışmaya başladı. Gelibolu’da yedeksubaylığını yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’na girdi (1945). 1947’de bu görevinden ayrıldıktan sonra yaşamını yazarlık ve çevirmenlik yaparak kazanmaya başladı. Mehmet Ali Aybar’m çıkardığı Hür ve Zincirli Hürriyet adlı gazetelerde eleştiriler, 1948’de de Ulus'ta “Yolcu Notlan” başlığı altında yazılar yazdı. 1 Ocak 1949’da yayımlamaya başladığı Yaprak dergisini 15 Haziran 1950’ye değin 28 sayı çıkardı. Bir gece Ankara’da belediyenin kablo döşetmek için kazdırdığı bir çukura düşerek ayağından yaralandı. Dört gün sonra İstanbul’da bir dostunun evinde hastalandı ve kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde beyin kanamasından öldü. 1 Şubat 1951’de dostları tarafından anısına Son Yaprak adlı tek sayılık bir dergi çıkarıldı. Mezarı Rumelihisan’ndaki Aşiyan Mezarlığı’ndadır.

İlk şiirlerini 1936’da Varlık dergisinde yayımlamaya başlayan Orhan Veli, eski edebiyatı, özellikle aruzu çok iyi bilen, hece şiirinin inceliklerini kavramış, çocukluk anılarını ve yalnızlık, aşk, özlem temalarını uç bir duyarlığa götüren genç bir sanatçı olarak dikkati çekti. Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Fransız simgecilerinden de izler taşıyan, ölçünün ve uyağın çok iyi kullanıldığı, müzik öğelerinin de iyice belirgin olduğu bu şiirleri, Türkçeyi tam anlamıyla özümlediğini gösteriyordu. Orhan Veli Kanık asıl ününü lise arkadaştan Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday’la birlikte yayımladığı Garip (1941) adlı kitabın adıyla anılan şiir akımını başlatarak kazandı. Garip'in Örhan Veli’nin kaleme aldığı önsözünde, ölçü ve uyağın şiiri yozlaştırdığı vurgulanıyor, şiirin “insanın beş duyusuna değil, kafasına hitap eden bir söz sanatı” olduğu belirtiliyordu. Şiire egemen sınıfların beğenilerinin sonucu yerleşen kalıplaşmış öğeler kaldınlmalı, şairaneliğe sırt çevirilmeli ve şiir çoğunluğa seslenmeliydi. Bu da ancak yeni yollar ve yeni araçlarla gerçekleştirilebilirdi.

Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk edebiyat tarihinde “Garip” hareketi ya da “Birinci Yeni” diye anılan bu çıkışları sözcük hiyerarşisini ve parıltılı sözcüklerin egemenliğini yıktı. Sokaktaki adamı ön plana çıkardı. Biçim şiirin kalıbıyken, kendisi haline geldi.

Garip'ten sonra, özellikle de Yaprak dergisi döneminde yeni eğilimler içine giren Orhan Veli, Sabahattin Eyuboğlu’nun halkçı sanat anlayışına yaklaşan ürünler verdi. Şaşırtıcılıktan, yadırgatıcılıktan uzaklaşırken, duygular, yaşama sevinci, gündelik yaşamın ve sokaktaki insanın sorunları ağırlık kazanmaya başladı.

Orhan Veli’yi değerlendirirken şiirinin geçirdiği aşamaları göz önünde tutmak gerekir. O tek bir şiir yazmamış, durmadan aramış, yeni biçimler denemiş ve bunu yaparken de hem kendini hem de Türk şiirini ileriye götürmüştür. Türk edebiyatına en büyük katkısı da şiiri seçkin sınıflara özgü olmaktan çıkarıp “demokratikleştirme” sidir.

Şiirlerini, 1945’te kendi şiirleriyle genişleterek yeniden yayımladığı Garip, Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949) adlı yapıtlarda topladı. Bu kitaplara girmeyen şiirleri, kitaplarda yer alan şiirleriyle birlikte Bütün Şirleri (1951, 1987) başlığı altında kitaplaştırıldı. La Fontaine (La Fontaine'in Masalları [1948, 2 kitap]), Moliere, Gogol, Sartre gibi yazarlardan çeviriler de yapan şairin düzyazıları, eleştirileri ve öyküleri de ölümünden sonra Nesir Yazıları (1953; 2. bas. Denize Doğru, 1969) başlığıyla yayımlandı. Bütün Yazıları ise 1982’de (yb 1992) yayımlandı. Orhan Veli ayrıca Nasreddin Hoca’nın fıkralarını da şiirleştirerek Nasrettin Hoca Hikâyeleri (1949) adı altında toplamıştır. La Fontaine'in Masalları ile Nasrettin Hoca Hikâyeleri 1989’da tek bir kitapta toplanmış, Orhan Veli’nin çeşitli şairlerden yaptığı çeviriler de Batı’dan Şiirler (1953) ve Çeviri Şiirler (1982, 1990) adlarıyla yayımlanmıştır.

İSTANBUL TÜRKÜSÜ


İstanbul'da Boğaziçi'nde,
Bir fakir Orhan Veli'yim;
Veli'nin oğluyum,
Târifsiz kederler içinde.
Urumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş da, bir türkü tutturmuşum:

"İstanbul'un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, Martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalı'm,
Senin yüzünden bu hâlim."
"İstanbul'un orta yeri sinema;
garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş, bana ne?
Sevdalı'm,
Boynuna vebâlim!"
İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim;
Bir fakir Orhan Veli;
Velinin oğlu;
Târifsiz kederler içindeyim.
Sizin İçin
Sizin için, insan kardeşlerim,
Herşey sizin için;
Gece de sizin için, gündüz de;
Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;
Ay ışığında yapraklar;
Yapraklarda merak;
Yapraklarda akıl;
Gün ışığında birbir yeşil;
Sarılar da sizin için, pembeler de;
Tenin avuca değişi,
Sıcaklığı,
Yumuşaklığı;
Yatıştaki rahatlık;
Merhabalar sizin için;
Sizin için limanda sallanan direkler;
Günlerin isimleri,
Ayların isimleri,
Kayıkların boyaları sizin için;
Sizin için postacının ayağı,
Testicinin eli;
Alınlardan akan ter,
Cephelerde harcanan kurşun;
Sizin için mezarlar, mezar taşları,
Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;
Sizin için;
Herşey sizin için.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:02
Biyografi Konusu: Orhan Veli Kanık nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
24 Haziran 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  orhan veli kanık3.jpg
Gösterim: 5774
Boyut:  46.8 KB

Orhan Veli KANIK


(1914–1950)

Sponsorlu Bağlantılar

Türk şiiri­ne yeni bir anlayış getiren Orhan Veli Kanık, Garip hareketi ya da Birinci Yeni adıyla anılan şiir akımının öncülüğünü yaptı. İstan­bul'da doğan Orhan Veli, Galatasaray Lisesi' nin ilkokul bölümünde başladığı öğrenimini Ankara'da sürdürdü. Lise öğrenimi sırasında Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday ile tanıştı. 1932'de liseyi bitirdikten sonra İstan­bul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi, ama öğrenimini yarıda bı­raktı. Bu arada Varlık dergisinde ilk şiirlerini yayımlamaya başladı. 1936'da Ankara'ya döndü, PTT Genel Müdürlüğü'nde memur­luk yaptı; daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda çalıştı. 1947'de bu ku­rumdan istifa etti. Şairlikle memurluğun bağ­daşamayacağı düşüncesiyle de başka bir işe girmedi. 1 Ocak 1949'da Ankara'da çıkarma­ya başladığı 15 günlük Yaprak dergisinin yayımını 15 Haziran 1950'ye kadar, 28 sayı sürdürdü. Derginin yayımına son verdikten sonra İstanbul'da yaşamaya başladı. Kısa bir süre için tekrar gittiği Ankara'da bir gece karanlık nedeniyle göremediği bir çukura düşerek hafifçe yaralandı. İstanbul'a döndükten kısa bir süre sonra da beyin kanamasından öldü.

Orhan Veli'nin 1936-37 yıllarında, bir bölü­münü "Mehmet Ali Sel" takma adıyla yayım­ladığı ilk şiirlerinde Baudelaire, Rimbaud, Verlaine gibi simgeci Fransız şairleri ile ülke­mizde onların etkisinde kalmış olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlerin etkileri görülür. Hece ölçüsünde ve uyaklı olarak yazılan bu ilk ürünlerde geçmişe özlem, çocukluk anıları, sevgi, umutsuzluk gibi duygusal ve bireysel konular ağırlıktadır. Şiirdeki yeteneğini ortaya koyan bu ilk örnek­lerden sonra Orhan Veli, geleneksel şiirle, söz sanatlarıyla, seçkin sözcüklerle, şairanelikle, ölçü ve uyakla ilgisi olmayan yeni bir şiire yöneldi. Daha sonra Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte çıkardığı Garip (1941) adlı kitapta toplanan bu kural tanımayan ve şaşırtıcı şiirlerde yaşamak için didinen çoğun­luğun beğenisini yakalamayı amaçladı.

Süssüz, dolambaçsız, yalın bir söyleyişi benimsedi, halktan kişilerin yaşamlarını şiire soktu. İkinci kitabı Vazgeçemediğini de (1945) genellikle Garip çizgisini sürdürmekle birlikte şiirinde bazı değişiklikler yaptı. Des­tan Gibi'de (1946) halk şiirinden yararlandı. 1947'de yayımladığı Yenisi ve 1949'da yayım­ladığı Karşı'da şiirini daha olgunlaştırdığı gibi toplumsal ve siyasal düşüncelerine de şiirle­rinde yer vermeye başladı. Kitaplaştıramadığı son şiirlerinde de bu çizgiyi sürdürdü. Yaprak dergisinde yer alan düzyazılarında demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü konularını işledi.

Türk şiirinde önemli bir çığırın açılmasına ön ayak olan Orhan Veli, şiir anlayışını yalnızca şiirleriyle değil, yazılarıyla da ortaya koymaya çalıştı. Garip'e Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yazdığı ünlü önsözde şiir hakkındaki düşüncelerini açıkladığı gibi çeşitli gazete ve dergilerde bu konuda yazılar yazdı. Orhan Veli'nin kitaplarında topladığı şiirleri ile kitaplarına girmeyen şiirleri Bütün Şiirleri başlığı altında birçok kez basıldı. Nasreddin Hoca fıkralarını şiirleştirerek Nas­rettin Hoca Hikâyeleri (1949) adıyla yayımla­dı. Gazete ve dergilerdeki yazıları da Bütün Yazıları (1982) genel başlığı altında iki cilt olarak yayımlandı.

MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:02
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
25 Temmuz 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

KANIK (Orhan Veli)

Ad:  orhan veli kanık2.jpg
Gösterim: 1204
Boyut:  59.0 KB

türk şair
(İstanbul 1914 - ay. y. 1950)

Cumhurbaşkanlığı bando heyeti başkanı Veli Karıık'ın oğlu. İstanbul’da Galatasaray lisesi'nin ilkokul bölümünde, daha sonra Ankara’da Ankara Erkek ve Gazi Jiselerinde okudu (1926 -1932). İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü’ndeki öğrenimini (1932-1936) yarıda bıraktı, bir süre Ankara’da PTT genel müdürlüğü'nde (1936 -1942), askerlikten sonra bir süre de Milli eğitim bakanlığı tercüme bürosu’nda (1945-1947) çalıştı. Memurluktan ayrıldıktan sonra Yaprak dergisini çıkardı (1949 -1950, 28 sayı). Geçirdiği bir kaza sonucunda, beyin kanamasından öldü.

ilkin Varlık dergisinde (1936), arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet’le birlikte, şiirlerini yayımlamaya başladı; kimi şiirlerinde Mehmet Ali Sel takma adını kullandı. 1936-37 yıllarında yazılan bu ilk şiirlerde simgeci transız şairlerin (Baudelaire, Verlaine, Rimbaud vb.) ve o doğrultuda yazan bazı türk şairlerin (Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı) etkileri görülür. Bunlar, vezinli (hece vezni), kafiyeli, bireysel duyguları dile getiren şiirlerdir. Yine o yıllarda, simgecilerden sonraki kuşakları, modern şairleri, gerçeküstücüleri (Breton, Eluard, Soupault, Jacob, Superville vb.) okudu, Breton’un Sürrealist bildirge'sinden de esinlenerek, "yasakların ve sınırların bulunmadığı" özgür şiirler yazmaya başladı.

Daha sonraki yıllarda da sürdürdüğü bu yoldaki şiirlerinde vezin ve kafiye gibi kısıtlayıcı bağları attığı, söz ve anlam sanatlarına (teşpih, istiare, mübalağa vb.), şairaneliğe, ayrıca musikiye, seçkin sözcüklere, alışılagelen konulara karşı bir tavır aldığı görülür. Bu şiirlerin başlıca özellikleri sadelik, yalınlık; duygulara değil kafaya seslenmek; her şeyden çok anlam ve edaya önem vermek; zevki incelmiş azınlığa değil çoğunluğa seslenmek; o zamana kadar şiire girmeyen sözcükleri (nasır, salata, rakı, macun, horozşekeri, vesikalı yâr vb.), halktan kişileri (Montör Sabri, şoförün karısı, işçi kadın, evkaf memuru, sucu vb.) ele almak; halkın konuşma dilini, halk deyimlerini (Kapalıçarşı/kapalı kutu... Umurunda mı dünya vb ), halkın söyleyiş biçimlerini (Söz olurmuş, / olsun; / dostum değil misin?... Olmaz ki! / Böyle de yatılmaz ki! vb.) kullanmak; böylece "şiire yeni dünyalar, yeni insanlar, yeni söyleyişler sokarak şiirin sınırlarını genişletmek" gibi noktalar üzerinde toplanır. Bunlarda genellikle ince bir alay, bir çeşit bıyık altından gülme vardır.

Bu yoldaki şiirler, ilk yayımlandıklarında, alışılagelmiş şiir beğenisine bağlı okuyucuya garip görünmüş, yadırganmıştır. Üzüntülü bir kadının titrek ellerle ta uzaklarda çaldığı bir piyano gibi konulara alışık okuyucu, Süleyman Efendi’nin dünyada nasırdan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmediğini anlatan "Kitabe-i seng-i mezar" (mezar taşı yazıtı) şiirini yadırgamış, onu şiir kavramına aykırı bulmuştu.

“Kitabe-i seng-i mezar”, lehte ve aleyhte yazılan pek çok yazı dolayısıyla, Orhan Veli’nin ününün yayılmasını sağladı; "Yazık oldu Süleyman Efendi’ye" dizesi dillere düştü, "vapurlara, tramvaylara, kahvehanelere kadar girdi”.

Orhan Veli ile arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday, bu yoldaki şiirlerini Garip (1941) adlı bir kitapta topladılar. Orhan Veli, bu kitabın başına koyduğu bir önsözde şiir anlayışını açıklamıştır. Garip hareketi o dönemde bazı genç şairlerce benimsenmiş, zamanla bir akım halini almıştır. Kanık, halkın diline, küçük insanların yaşayışına, iç dünyalarına yönelmekle yetinmemiş; daha sonraki çalışmalarında toplumsal konulara da (Vatan için, Kuyruklu şiir vb.) eğilmiştir.

Yapıtları


şiir:
  • Garip (1941, Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le birlikte; 1945, yalnız kendi şiirleri),
  • Vazgeçemediğim (1945),
  • Destan gibi (1946),
  • Yenisi (1947),
  • Karşı (1949),
  • Bütün şiirleri (1951, genişletilmiş yeni bas. 1982),
  • Nasrettin Hoca hikâyeleri (1949);
nesir:
  • Bütün yazıları (2 cilt, 1982);
çeviri:
  • La Fontaine'in masalları (2 kitap, 1948),
  • Fransız şiiri antolojisi (1947);
  • ayrıca, Moliâre’den dört, Musset'den iki, lesage'dan bir ve Sartre'dan bir oyun, Gogol'den birkaç hikâye (Erol Güney ile birlikte) çevirmiştir.

Bayrak


Ey bir muharebe meydanında
Avuçları kanımla dolu,
Kafası gövdemin altında,
Bacağı kolumun üstünde,
Cansız uyuyan insan kardeşim!
Ne adını biliyorum,
Ne günahını.
İhtimal aynı ordunun neferleriyiz,
İhtimal düşman.
Belki de tanırsın beni.
Ben İstanbul' da şarkı söyleyen
Tayyareyle Hamburg' a düşen,
Majino' da yaralanan,
Atina' da açlıktan ölen,
Singapur' da esir edilenim.
Alınyazımı kendim yazmadım.
Bununla beraber biliyorum,
O yazıyı yazanlar kadar olsun,
Çiçekli dondurmanın tadını,
Cazbant sesindeki sevinci,
Meşhur olmanın azametini.
Sen de nimetler tanırsın biliyorum;
Çaydan, simitten,
Kalınca bir paltodan gayrı.
Zeytinyağlı enginar, kremalı keklik
Bir kadeh
Black And White viski,
Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.
Yirmi yıllık çalışmanın
Bir kurşunluk hükmü varmış,
Hayata
Harkof bölgesinde atılmakmış nasip;
Aldırma.
Biz bir bayrak getirdik buraya kadar;
Onu da ileriye götürürler;
Şu dünyada topu topu
İki milyar kişiyiz,
Birbirimizi biliriz.

Orhan Veli Kanık
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:02
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
26 Temmuz 2009       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Ad:  orhan veli kanık4.jpg
Gösterim: 1259
Boyut:  52.2 KB

Orhan Veli Kanık


(1914 İstanbul-1950 İstanbul)
Şair.

İlköğrenimini Galatasaray ve Ankara Gazi Lisesi ilk bölümlerinde yaptı. Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdi (1933). İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak (1935), Ankara PTT Genel Müdürlüğü'nde (1936), Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda çalıştı (1945). Tercüme Bürosu'ndan çıkarılınca (1947), başka bir resmî görevde bulunmadı. Sonraki yaşamını yazarlık, çevirmenlik yaparak geçirdi. Yaprak dergisini çıkardı. İlk şiirleri Varlık'ta yayımlandı (1936). Geleneksel şiir biçimleriyle bireysel duyarlıkların dile getirildiği şiirlerinin yanı sıra, yeni arayışlara da yöneldiği bu döneminde, Mehmet Ali Sel takma adını kullandı.

Daha sonra Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday ile birlikte, ilk kitapları "Garip" (1941) adıyla anılan bir şiir akımını başlattı. Ölçü ve uyağa, şairaneliğe karşı çıkarak ezilen, horlanan küçük insanın dünyasını, beğenilerini yansıtmayı amaçladı. Gündelik yaşamı ve içgüdülere dayalı, küçük şeylerle avunulabilen bir yaşama biçimini dile getirdi. Ortalama insanın duygularını, düşüncelerini, sokaktaki adamın davranışlarını, çoğu kez abartarak, bütün süslerden arınmış bir dille yansıttı. İkinci kitabından başlayarak (1945), sesin, uyumun gözetildiği, duygusal eğilimlerin sezildiği yeni denemelere girişti. Alaycılığı yergiye dönüştü, toplumsal bozuklukları konu edindi. Ölümünden sonra, kitaplarına almadığı şiirleri de eklenerek, "Bütün Şiirleri" adıyla bir kitapta toplandı.

Ayrıca, sayısı 12'yi bulan çeviri kitaplarının yanı sıra, La Fontaine'in masallarının (1948) manzum çevirisiyle, nazımla söylenmiş "Nasrettin Hoca Hikâyeleri" de (1949) basıldı. Yapıtları: "Garip" (Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile birlikte, 1941), "Vazgeçemediğim" (1945), "Destan Gibi" (1946), "Yenisi" (1947), "La Fontaine'in Masalları" (2 kitap, 1948), "Nasrettin Hoca Hikâyeleri" (1949),"Karşı" (1949). Ölümünden sonra bu kitaplarına almadığı şiirleriyle, bu kitaptaki şiirleri birleştirilerek basıldı: "Orhan Veli, Bütün Şiirleri" (1951). Düz yazıları, eleştirme ve öyküleri de ölümünden sonra basıldı: "Orhan Veli, Nesir Yazıları" (1953, 2. basımı "Denize Doğru" adıyla, 1970).

Dar Kapı


Nedir bu geceyle gelen birsam?
Duyuyorum serzenişlerini.
Karanlıkta ağzının yerini
Arıyor deli gibi hafızam.

'Yanıyor unutulmuş buhurdan
Yine gecenin içinde sesiz'
Hatıralarla kabaran deniz,
Doluyor ruhun oluklarından

Işık yağıyor doğan geceden;
Nasıl diriliş bu, neden sonra?
Bu rüya gibi geceden sonra
Gidecek mi o maziden gelen?

Seziyorum senelerce susan
Ruhumda taptaze bir geriniş.
Sonuna vardığım çölden geniş
Ayaklarıma acılan umman.

Butun mevsimlerimin üstüne
Geriliyor bembeyaz bir kanat.
Gelip durdu artık işte hayat
Bana hep onu vadeden güne.
Artık ebedi huzur deminin
İçebilirim sırlı taşından
Girmek üzereyim dar kapısından
O eski rüyalar aleminin.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:03
In science we trust.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ekmek

Ad:  orhan veli kanık5.jpg
Gösterim: 1055
Boyut:  29.1 KB

Dilimin ucunda bir eski arkadas adi,
Unutulmus sekilleri tasiyan bulutlar;
Bir gökyüzü genisligiyle ruhuma dolar
Otlarin içine sirtüstü yatmanin tadi.

Avucumda sicakligini duydugum ekmek;
Üstümde hatirasi kadar güzel sonbahar;
O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar
Düsünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek.

Şaheserim


Aşık olduğum zamanlarda
Şiir yazmak adetim değildi.
Halbuki asil şaheserimi
Onu en çok sevdiğimi
Anladığım zaman yazdım.

Onun için bu şiiri
İlk önce ona okuyacağım.

Orhan Veli Kanık
Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:04
_GüzelikMeleği_ - avatarı
_GüzelikMeleği_
Ziyaretçi
22 Şubat 2013       Mesaj #6
_GüzelikMeleği_ - avatarı
Ziyaretçi

Orhan Veli Kanık

Ad:  orhan veli kanık6.jpg
Gösterim: 2313
Boyut:  39.2 KB

Doğumu: 13 Nisan 1914, İstanbul
Ölümü: 14 Kasım 1950, İstanbul

Galatasaray'da başladığı öğrenimini, babasının atandığı Ankara'da Gazi İlkokulu ve Ankara Erkek Lisesi'nde sürdürdü. Lise sıralarında Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le arkadaş oldu. Liseyi bitirince İstanbul'a dönerek, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi (1932) , ancak yüksek öğrenimini yarım bıraktı (1935) . 1936'da Ankara'ya döndü ve askere gidinceye dek PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosunda memurluk yaptı. Yedek subaylığını tamamlayınca, iki yıl kadar, yine Ankara'da, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda çalıştı. 1 Ocak 1949-15 Haziran 1950 tarihleri arasında yirmi sekiz sayı süren, on beş günde bir yayımlanan, iki sayfalık 'Yaprak' dergisini çıkardı. Yaprak dergisi serüvenini sürdüremeyeceğini anlayınca Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a gitti. Gene o yılın kasım ayı içinde, bir haftalığına geldiği Ankara'da, 10 Kasım 1950 gecesinde, yolda, onarım için kazılmış bir çukura düşerek ayağından yaralandı. İstanbul'a döndükten sonra, bir arkadaşının evindeyken, durumu birdenbire kötüleştiği için kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi'nde, 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü, Rumelihisarı Mezarlığı'na gömüldü.

Garip ya da Birinci Yeni denilen akımın öncüsü, kuramcısı. Yirmi sekiz sayı süren Yaprak serüveni öncesinde, Ankara Erkek Lisesi'nde okul kooperatifin parasıyla Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile birlikte Sesimiz dergisini çıkarmışlardır. Biçemini belli eden ilk şiirlerini, yine, arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile birlikte Varlık dergisinde yayımladı ve müthiş bir ilgi gördü. Şiir ve yazıları, Varlık dergisinden başka İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılapçı Gençlik, Ülkü, Demet, İşte, Aile gibi dergilerde yayımlanmıştır. İkinci Dünya Savaşına katılmayan ve katılmış kadar etkilenen Türkiye'de, Türk şiirini bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtardı, kısa ve basit ama vurucu bir söylem -eda- geliştirdi. Şiirin bilinen ve kabul gören sınır taşlarını yerinden oynattı. Yalın bir halk dili kullandı, yergi ve gülmeceden yararlanarak, sıradan yaşantıların şiirinin de yazılabileceğini gösterdi.

ESERLERİ


Şiir Kitapları;
  • Garip (1941, Resimli Ay Matbaası)
  • Vazgeçemediğim (1945, Marmara Yayınevi)
  • Destan Gibi (1946, Ölmez Eserler Yayını)
  • Yenisi (1947, İnkılâp Yayınevi)
  • Karşı (1949, Güney Matbaacılık ve Gazetecilik)
  • Bütün Şiirleri (1951, Varlık Yayınları)
Hikâye/Şiir;
  • Nasreddin Hoca Hikâyeleri (1949, Doğan Kardeş Yayınları)
Yazılar;
  • Nesir Yazıları (1953, Varlık Yayınları)
  • Edebiyat Dünyamız (1975, Bilgi Yayınları. Hazırlayan: Asım Bezirci)
  • Bütün Yazıları (1982, Can Yayınları)
Çeviri;
  • Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı, Alfred de Musset (1943, Maarif Basımevi)
  • Barbarine, Alfred de Musset (1944, Maarif Basımevi)
  • Scapin'in Dolapları, Molière (1944, Maarif Basımevi)
  • Versailles Tûluatı, Molière (1944, Maarif Basımevi, Azra Erhat'la birlikte)
  • Sicilyalı Yahut Resimli Muhabbet, Molière (1944, Maarif Basımevi)
  • Tartuffe, Molière (1944, Maarif Basımevi)
  • Üç Hikâye, Nikolay Gogol (1945, Alaaddin Kıral Basımevi, Erol Güney'le birlikte)
  • Turcaret, Alain Rene Lesage (1946, Milli Eğitim Basımevi)
  • Fransız Şiir Antolojisi, (1947, Varlık Yayınevi)
  • La Fontaine'in Masalları, La Fontaine (1948, Doğan Kardeş Yayınları)
  • Hamlet, William Shakespeare (1949, Charles Lamb uyarlaması, Doğan Kardeş Yayınları)
  • Venedik Taciri, William Shakespeare (1949, Charles Lamb uyarlaması, Doğan Kardeş Yayınları)
  • Saygılı Yosma. Jean-Paul Sartre (1961, Ataç Yayınevi)
  • Batıdan Şiirler (1963, Yeditepe Yayınları)
  • Bütün Çeviri Şiirleri (1982, Can Yayınları)
Son düzenleyen Safi; 3 Ağustos 2016 00:04

Benzer Konular

1 Nisan 2013 / Misafir Cevaplanmış
30 Ocak 2010 / ikisi Cevaplanmış
18 Ocak 2010 / Zenciyim Cevaplanmış
3 Mart 2012 / Misafir Cevaplanmış
8 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap