Arama

Vikingler

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 15 Kasım 2016 Gösterim: 28.238 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  vikings17.jpg
Gösterim: 800
Boyut:  53.8 KB
Vikingler Mesudiye'ye uğradı mı?
Ordu'nun Mesudiye ilçesinde, ilginç kaya yazıtları ve resimler bulundu. Yazıt ve resimleri ilginç kılan, kayaların üzerindeki figürler; figürlerde, gemilerin uç tarafında hayvan başı motifleri bulunuyor. Motiflerin, Vikinglerle ilgili olabileceği öne sürülüyor.
Sponsorlu Bağlantılar

Köylüler, yüksek kayalıklar üzerinde bulunan birtakım resimlerden bahsediyorlardı. Eski zamanlardan kaldıklarını söyleyip, pek de bir şeye benzetemediklerini anlatıyorlardı: "Kayaların üzerinde gemiler, savaşçılar, kürekler var" diyorlardı. Yer, Ordu'nun Mesudiye ilçesine bağlı Esatlı Köyü'ydü. Esatlı, Köy-Kent Projesi'ne dahil olan bir yerleşim yeriydi. Köylülerin hararetli bir şekilde kaya yazıtlarından bahsettikleri kişi ise Arkeoloji ve Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nezih Başgelen'di. Israrla bu resimleri görmesini istiyorlardı, Başgelen kabul etti ve birkaç köylüyle birlikte sözü edilen yere gitti. Köylülerin gösterdiği nokta ulaşılması zor kayalıklardı, zar zor kayaları tırmandı. Gerçekten de kayalıkların üzerinde birtakım resimler vardı.

Aslında buraya kadar her şey normaldi. Anadolu birçok uygarlığa beşiklik etmişti ve bu uygarlıklardan birine ait olabilirdi bu figürler. Ama kayalıklar üzerinde, bu anlamda normal olmayan bir şeyler vardı; gemiler, kürekler, savaşçılar ve gemi motiflerinin uç taraflarında birtakım hayvan motifleri yer alıyordu. Başgelen, bilgi darağacını film şeridi gibi gözünün önünden geçirdi, biraz düşündü... Olabilir miydi? Sonra "neden olmasın" dedi kendi kendine; bu, resimli romanlar diye tabir ettiği ve insanların hayatlarında karşılaştıkları duygu ve düşünceleri yansıtan figürler Vikingleri anımsatıyordu. Peki ama Vikingler bu bölgeye kadar gelmişler miydi?

Ancak uzmanlar çözebilir


Mesudiye Kurultayı nedeniyle bölgeye gidip, bu yazıtları gören ve dünya kamuoyuna duyuran Nezih Başgelen, yazıtlarla ilgili şunları söylüyor: "Mesudiye Dağları'nda, ilginç kaya resimlerinin varlığını duyduk. Bunları incelemek için yöreye gittiğimizde, kayalarda 'grafitiler' diye isimlendirebileceğimiz tarzda ve ancak uzmanları tarafından çözülebilecek birtakım duvar yazıları ile karşılaştık. Şu an için bunların ne olduğunu bilmiyoruz. Bu konunun dünyada sayılı uzmanları mevcut ve onlarla bağlantıya geçmek gerekiyor, çünkü bunlar normal bir yazıt değil. Sonuçta ne olduğunu anlamamız için çok iyi bir şekilde analiz edilmeliler. Çünkü 'grafitiler' insan elinden çok hızlı bir şekilde çıktıkları için zaman zaman okunması çok zor olabiliyor."

Buluntular arkeolojik açıdan gerçekten ilginç, öğrendiğimize göre ancak 'yakın örnekler' diyebileceğimiz resimlere Kars'ın Kağızman ilçesi 'Camışlı' Köyü'nde rastlanmış. Peki bu grafitiler hangi dönemden kalmış olabilir? Başgelen bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Gördüğümüz kadarıyla bunlar 'Ortaçağ' kültürleri diyebileceğimiz veya 'Ortaçağ Tarihi' içinde değerlendirebileceğimiz grafitiler. Şimdi burada neler var; çok ilginç, mesela bazı uzmanların gemi, bazı uzmanlarınsa ilginç yaratıklar olarak düşündüğü birtakım semboller söz konusu. Arka tarafta bir olay anlatılmaya çalışılmış, mesela süvariler karşımızda, atlarına binmiş koşarlarken resmedilmişler ve ellerinde silahlar veya av aletleri var. Bunlarla birlikte aynı zamanda avcılık var, güneş motifleri var, çeşitli yazılar var. Yine en enteresanı bahsettiğimiz gemi motiflerinin uçlarında aynı 'Viking' gemilerindekileri andıran hayvan başları var. Bunların bazılarının içlerinde ve arkalarında da insan motifleri var ki, bu insanlar da sanki ellerini açmışlar öylece duruyorlar. Bir de kürekler bulunuyor; dört yanda dört kürek var. Bir açıdan bakınca gerçekten bir Viking gemisi. Ama bazı uzmanlara göre de bu resimler bir çeşit hayvan ve kürek olarak görünenler de bu hayvanın bacakları. Tabii bunlar şu an için sadece birtakım yorumlar."

Varsayımı doğrular bilgiler var


Nezih Başgelen'in belirttiği gibi, çizimler Vikinglere ait ise onlarla ilgili başka buluntular da ele geçmeli? Başgelen bu noktayı geçmiş verilerle birlikte değerlendiriyor: "Eğer bunlar gerçekten Viking gemisi ise; ki tarihsel kaynakları incelediğimizde bu varsayımı doğrular bilgilere rastlıyoruz. Şöyle ki, Vikingler 11. ve 12. yüzyıllarda bizim Karadeniz kıyılarımıza geliyorlar, hatta İstanbul'a kadar gelip Ayasofya'da bir yazıt bile bırakıyorlar; 'Halfdan buradaydı' diye yazılı meşhur bir ibaredir bu. Rünik alfabe ile yani Vikinglerin o dönemde kullandıkları alfabe ile yazılmış bir yazıt. Bundan sonra ticaret ve diğer unsurlar nedeniyle Hazar Denizi'ne kadar gittiklerini biliyoruz. Ayrıca, bu tarz kaya resimlerine ve yazıtlarına, Karadeniz'i çevreleyen coğrafyada Kafkaslarda, Kırım'da ve Balkanlarda da rastlanmaktadır."

Bu veriler sonucunda birtakım çıkarımlar yapılabilir, ancak gerçeği öğrenmek için bir süre beklemek gerekecek. Fakat bugün için Başgelen şunları söylüyor: "Şimdi insanın aklına şöyle bir varayım geliyor: Mesudiye'de, daha geniş olarak da bu bölgede yaşayan insanlar, buralardaki koloniler, çok eski zamandan beri kıyı ile çok yoğun ticaret ilişkisi içindeydiler, sebebi de buralarda çok zengin maden yatakları bulunmasıydı; arkeolojik veriler bu yatakların çok eski zamanlardan beri işletildiklerini de kanıtlıyor. Bu madenler gümüş, demir ve bakır. Acaba buradaki yerli halk, kuzeyden gelen Vikingleri görüp etkilenerek bu gemi resimlerini yapmış olabilir mi? Garip garip gemileri olan bu insanlarla dostane veya tam tersi bir ilişki içine girmişler midir? Çünkü savaşların da tasvir edildiği görülüyor. Bazı ikonografik betimlemeler de söz konusu, örneğin elinde büyük bir mızrak tutan ve sanki bir canavarı öldüren bir tip, bir ikonografik kişilik karşımızda biçimleniyor. Öte yandan pek çok sarmal motif ve göksel motif de işlenmiş. Sonuçta birileri gelip burada kendi düşünce ve inançları doğrultusunda bir şeyler tasvir etmiş, bir şeyler anlatmaya çalışmış ve bunlar insan elinden çıkmış. Bir duygu var, bir tarif var.

İşte bu mesajların kimlere ait olduğunu, ne anlattığını ve niçin yapıldığını anlayabilirsek, ilginç sonuçlar elde edebiliriz ve bunu yapmalıyız da. Ayrıca turizm açısından bakarsak bunlar çok ilgi çekecek buluntular. Ancak şu an yapabileceğimiz, ortaya birtakım sorular atmaktan ibaret."

Bu grafitilerin bilimsel değerlendirmesinin yapılması için, daha çok yurtdışından birtakım isimlerin inceleme yapması gerekiyor. Fakat bu arada bir noktayı da ısrarla vurguluyor Başgelen: "Bizim bu konudaki uzmanlarımız, genelde Karadeniz Bölgesi'nin dışındaki bölgelerde yoğunlaşan çalışmalar içindeler. Çünkü Karadeniz, arkeolojik açıdan kısır bir bölge. Karadeniz arkeolojisi üzerinde çalışan insanımız da çok az. Ancak Tempo'nun da duyurmasıyla birlikte ben inanıyorum ki, Türkiye'deki bilim insanlarından da bu konuda açıklama yapanlar olacaktır ve de olmalıdır. Gelecek olan tepkiler, Türkiye'nin bu konudaki bilgi birikimini de ortaya koyacaktır."

Baybora ERGÜL

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Jumong; 15 Kasım 2016 00:35
Edd-iTöR - avatarı
Edd-iTöR
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #2
Edd-iTöR - avatarı
Ziyaretçi
bu da vikingler insanlarıdır ve ülke devlet sınırlarıdır

Sponsorlu Bağlantılar
viking


Vikingler

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
CrypTkeeR - avatarı
CrypTkeeR
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #3
CrypTkeeR - avatarı
Ziyaretçi
Amerika kıtasına ilk gidenlerin Kristof Kolomb’un gemicileri değil de Vikingler olduğunu biliyor muydunuz? MS 1001 yılında büyük bir yolculuk gerçekleşmiş ve Vikingler bilinmeyen kıtaya ulaşmışlardı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Jumong; 15 Kasım 2016 00:11
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
14 Kasım 2008       Mesaj #4
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Ad:  vikings73.jpg
Gösterim: 805
Boyut:  43.9 KB
Vikingler
İS 8.-11. yüzyıllarda, savaşçı İskandinav (bugün Norveç, İsveç ve Dani­marka) kavimleri Avrupa kıyılarına sık sık saldırılarda bulunuyordu. Önceleri yağma amacı güden bu savaşçılar, sonradan ele geçirdikleri topraklarda yerleşerek çiftçilik yapmaya başladı. Ticaretle de uğraşan Vikingler'in akınları zamanla keşif ve fetih hareketine dönüştü. İzlandalı Vikingler Ame­rika'ya Kristof Kolomb'dan çok daha önce ulaştılarsa da, bu kıtaya ilk ayak basanlar olarak adlan duyulmadı. Ölümden korkmayan, amansız savaşçılar olan Vikingler kiliseleri yağmalayarak, sürü­leri talan ederek, evleri yakıp insanları öldü­rerek çevrelerine dehşet salıyordu. Viking tanrılarını ve kahramanlarını konu alan efsa­neler, bu insanların hangi kavramlara değer verdiklerine ilişkin ipuçları sağlar. 9. yüzyılda Vikingler İngiltere kıyılarına akınlar düzenlediler. Far Öer, Shetland ve Orkney adalarına, Caithness, Hebrid Adala­rı, Man Adası, Dublin, İrlanda'nın güneydo­ğusu ve İngiltere'nin kuzeybatısına yerleş­tiler. İskandinavyalılar, bugün torunlarının yaşa­dığı İzlanda’ya da gittiler ve Grönland'ın güneybatısına yerleştiler. Bu seferin önderi Kızıl Erik idi. Kuzey Amerika'ya ilk ulaşanların ise Kızıl Erik'in oğlu Leif Eriksson'un önderliğindeki Grönland Vikingler’i olduğu sanılmaktadır. Leif Eriksson yaklaşık 1002'de Grönland'dan Norveç'e gitti. Kral I. Olav Tryggvason'un etkisiyle Hıristiyan oldu. Grönland'a, dönüş sırasında büyük bir olası­lıkla rotasını şaşırarak sürüklenmeye başladı ve Kuzey Amerika kıyılarında, Nova Scoria ile Cod Burnu arasındaki bir bölgeye çıktı.

Danimarka Vikingler’i güneye doğru ilerle­yerek Avrupa kıyılarına akınlar düzenlediler. Bazı gemiler İspanya, Fas ve hatta İtalya'ya kadar indi. Danimarka Vikingler’i İngiltere'ye de göz dikmişlerdi. 865'te büyük önderleri Ragnar Lodbrok'un oğulları İngiltere'ye çıkarak Do­ğu Anglia ile Northumbria'yı işgal ettiler ve buraya yerleştiler. 9. yüzyılın sonlarına doğru işgalci Dan or­duları İngiltere'nin güneyini istila etmeye baş­ladı. Kral Alfred (Büyük Alfred) onları ülke­sinden çıkarmayı başardı. Alfred'den sonraki krallar da bu mücadeleyi sürdürdü ve 954'te son Viking kralı da bölge­den sürüldü. Ama bundan sonra da İngiltere Viking saldırılarının hedefi oldu. Danimarka­lılar, Norveçliler ve İsveçliler 10. yüzyılın sonlarına doğru bu ülkenin geniş sahipsiz alanlarına yerleşti. İngiltere Kralı II. Ethelred onlara karşı koyamayacak kadar güçsüz­dü ve ülkesi 1013'te Danimarka Kralı Svend tarafından işgal edildi. Bir yıl sonra Svend ölünce oğlu Canute, Danimarka'nın ve Nor­veç'in büyük bir bölümünün hükümdarı oldu­ğu gibi, İngiltere'nin de kralı oldu. 1066'da I. William İngiltere'yi güneyden, aynı yıl Norveç Kralı III. Harald da kuzeyden işgal etti. III. Harald Yorkshire'ı yakıp yıktıysa da, sonunda İngiltere Kralı II. Harold'a yenildi. İsveçli Vikingler Baltık Denizi'nin doğu­sundaki topraklan fethettiler. Dinyeper Irmağı'ndan Karadeniz'e, Volga Irmağı'ndan da Hazar Denizi'ne indiler ve zamanla, "Rus" adını verdikleri Slav nüfusla karıştılar.

Vinç denen makineler, yükleri kaldırıp bir başka yere aktarmaya yarar. Basit kollu vinçler, bumba denen uzun ve eğik bir vinç kolu ile bu kolu taşıyan ve seren denen bir direk yada kuleden oluşur. Serenin ve vinç kolunun tepesinden bir gergi geçer; gerginin uzunluğu değiştirilebilir ve böylece serene farklı uzaklıklardaki yükler kaldırılabilir. Yü­kün kaldırılması, makaralar üzerinden dola­nan tel halatın bir tambura sanlmasıyla sağ­lanır. Çizimde, basit kollu vincin askıda tuttuğu bir yük görülmektedir. Vinç kolunun tepesine bir makara takılmıştır; tamburdan gelen tel halat bu makaranın üstünden geçer, alttaki makaranın çevresinden dolanır ve sonra ucu­nun bağlı olduğu vinç koluna gelir. Alttaki makara yükün takılı olduğu kancayı taşır. Bu makara halat kıvrımına oturmuştur ve halatın A ve B ile işaretli kolları makarayı taşır. Eğer yükün ağırlığı W ise, A ve B kollan bu yükü eşit olarak paylaşacağından, her biri üzerin­deki çekme kuvveti de YV'nun yarısı kadar olacaktır. Halattaki çekme kuvveti bir yönde öteki yöndekinden daha büyükse, halat hare­ket eder. Çizimdeki gibi bir W yükü tam askıda tutulurken, A kolundaki çekme kuvve­tinin B kolundaki çekme kuvvetinden biraz daha büyük olması sağlanırsa, halat hareket eder; alttaki makara ve taşıdığı yük yukan kalkar. Bunun için gerekli çekme kuvveti yalnızca yükün yan ağırlığının biraz üzerinde olur. Bunu sınamak için kendiniz de kolayca bir vinç modeli yapabilirsiniz; ama, bir yükü kaldırmak için yalnızca yan ağırlığı kadar bir çekme kuvveti sağlamakla her şeyin çözüldü­ğü sanılmamalıdır. Model, yükün 2,5 cm kaldırılabilmesi için halatın serbest ucunun 5 cm kadar çekilmesi gerektiğini ortaya koya­caktır.

Makara sayısının artırılmasıyla vincin me­kanik verimi de artırılabilir. Ayrıca, halat üzerinde bir çekme kuvveti yaratmak için, halatın sarıldığı tambur, dişli çarkların yardımıyla döndürülür. Böylece tamburu döndürmek için gerekli kuvvet yü­kün ağırlığından kat kat küçük olabilir ve 200 tonun üzerindeki yükler kolayca kaldırılabilir. Bir vinci çalıştırmak için genellikle iki kişiye gerek vardır. Bunlardan yerde bulunan ve vinç operatör yardımcısı olarak anılanı, kancayı yüke takar ve yükün kaldırılırken sallanmamasını sağlar. Vinç operatörü yükü ne zaman kaldırmaya başlayacağını ve ne zaman duracağını yardımcısının verdiği işaret­lere göre belirler.
Genellikle büyük inşaat alanlarında görü­len büyük hareketli vinçler, basit kollu vinçle­rin geliştirilmiş bir biçimidir. Bunlar çoğun­lukla ray üzerine oturtularak inşaat alanında hareket ettirilebilir. Hareketli vinçlerde vinç kolu genellikle çelik kafes sisteminde yapıl­mıştır; daha kısa olan vinç kulesi de benzer yapıdadır ve halat sarma donanımıyla opera­tör kabini kulenin içine oturtulmuştur. Vinç tamburu genellikle bir elektrik motoru yada dizel motoruyla döndürülür. Tersanelerde ve giderek artan bir biçimde inşaat alanlarında rastlanan bir vinç tipi de konsol vinçtir. Bu tip bir vinçte, ortadaki büyük kulenin tepesinde, bir "T" harfi oluştu­racak biçimde yanlara doğru uzanan, çelik kafes sisteminde yapılmış iki konsol kiriş bulunur; ama bunlardan biri daha kısadır. Kısa kiriş, karşı ağırlık denen denge yükünü taşır. Operatör kabini çalışmaların yürütüldü­ğü uzun kiriş tarafında yer alır; böylece operatör kaldırma sırasında yükün konumunu rahatça izleyebilir. Kaldırma donanımı uzun kiriş üzerinde hareket eden bir vinç arabasın­da taşınır ve böylece yük içe yada dışa doğru hareket ettirilebilir. Bu tür vinçler ağır yükler için kullanılır ve genellikle elektrikle çalışır. Konsol vinçler bazen dubalar üzerine oturtu­lur ve yüzer vinç olarak kullanılır. Yüzer vinçler limanlarda gemilerin yedeğinde çe­kilir.

Ağır parçaların taşınmasının gerektiği bü­yük atölyelerde gezer köprü vinçler kullanılır. Atölyenin iki yan duvarı arasında yer alan güçlü bir çelik putrel yada kiriş bu tür bir vincin ana parçasını oluşturur. Bu kirişin iki ucunda, atölye yan duvarlarının üst kesimle­rindeki köşebentler üzerine döşenmiş raylar üstünde hareket eden tekerlekler bulunur. Kaldırma donanımı, kiriş üzerinde hareket edebilen ve "kedi" denen bir vinç arabasında taşınır ve böylece yükler atölyenin her yerine ulaştırılabilir. Operatör kabini, taşıyıcı raylar­dan birine yakın bir konumda kirişe asılabilir yada bütün vinç, arabadan aşağı sarkıtılmış küçük bir kumanda panosundan denetlenebi­lir ve böylece operatör yerde durarak bütün işlemleri yürütebilir.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Jumong; 15 Kasım 2016 00:49
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
20 Haziran 2011       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
VİKİNGLER

9. yüzyılın başından 11. yüzyılın sonuna kadar İskandinavya'da yaşayan ve denizaşırı ülkelere seferler düzenleyen denizci ve savaşçı Kuzey Avrupa kavmi.

Bugünkü Danimarkalı, İsveçli ve Norveçlilerin atası olarak kabul edilen Vikingler, Doğu'ya yaptıkları seferlerde Varyaklar, güneye yaptıkları seferlerde de Norseman ya da Norman (Kuzeyadamı) olarak adlandırıldılar. 790 yılından itibaren Avrupa'nın kıyı bölgelerinde görülmeye başladılar. İrlanda'ya, iskoçya'ya, İngiltere'ye, Fransa'ya, İzlanda'ya, Grönland'a ve hatta Kuzey Amerika'da Labrador kıyılarına akınlar düzenlediler ve koloniler kurdular.

Kurdukları küçük ticaret kentlerinde köle, kürk, mors dişi, deniz gergedanı karşılığında daha lüks eşya değişimi yaptılar. Nakliye gemilerine "knarr", haliç ve fiyordlara girmeye elverişli, dibi düz, güverteli gemilerine de "drakkar" denilirdi. Drakkarların pruvalarında daima bir ejderha (dragon) başı bulunurdu. Batı Avrupa'da durgun bir dönem yaşanırken, Viking Dönemi olarak adlandırılan 9.-11. yüzyıllar arasında Vikinglerin keşif, ticaret ve sanatta oldukça ileri gittikleri anlaşılmıştır.

Vikingler döneminde Kuzeyin en önemli ticaret merkezi Hedeby kentiydi. Norveç'te de Bjarkov ile Oslo fiyordundaki Shiringsall önemli merkezlerden sayılmaktadır. 840 yıllarından sonra İngiltere'ye yerleşen Vikingler (Normanlar) daha sonra Saksonlar ve Angllarla karıştılar. Fransa'nın kuzeybatısında bugün de Normandiya olarak adlandırılan yere yerleşen Vikingler ise zamanla güçlendiler ve 911'de Norman Dükalığı'nı kurdular. 11. yüzyıla doğru Batı Avrupa'da yeniden güçlü devletlerin ortaya çıkması, Vikinglerin akınlarını etkisiz hâle getirmeye başladı.

Zamanla Hristiyan olan Vikingler, Fransa ve İngiltere'yi örnek alarak güçlü krallıklar hâlinde birleşmeye başladılar. Bunun sonucunda I. Harald Harfager döneminde Norveç, II. Harald Blatand döneminde de Danimarka krallık hâline geldi. Viking şairleri edebî değeri yüksek şiirler yaratmışlardı. Vikinglerde tahta oymacılığı da çok gelişmişti. Ayrıca taş üzerine oymacılıkta da ileri gitmişlerdi; İsveç'te 11. yüzyıldan kalan Eskilstuna yakınlarındaki taşlar üzerinde Sigurd efsanesini anlatan kabartma resimler bulunmaktadır.

MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
20 Temmuz 2012       Mesaj #6
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
15 Kasım 2016       Mesaj #7
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  vikings_19.jpg
Gösterim: 737
Boyut:  63.9 KB

Vikingler

, kuzey halkları olarak da bilinir, 9-11. yüzyıllar arasında Avrupa’da geniş toprakları ele geçirip sömürgeleştiren ve Avrupa tarihi üzerinde derin etkiler bırakan savaşçı İskandinav halkları. İngiltere’ye yönelik Viking saldırıları 8. yüzyılın sonlarında başladı. Ünlü Viking kahramanı Ragnor Lodbrok’un oğulları Holfdan, Inwaer (Kemiksiz Ivar) ve Hubba (Ubbe) 865’te Doğu Anglia (East Anglia) ve Northumbria krallıklarını fethettiler ve Mercia Krallığı’nı büyük bölümünü ele geçirdiler. Aynı dönemde Wessex Krallığı’nı da ele geçirmeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Wessex kralı Edward (889-924) Mercia ve Doğu Anglia’daki küçük Dan krallıklarını ele geçirerek bölgedeki Viking egemenliğine son verdi. Daha uzaktaki Northumbria ise Edred’in 954’te son Viking hükümdarını bölgeden sürmesine değin İrlandalı Viking önderlerinin yönetiminde kaldı.

Vikingler 980’de İngiltere’ye yeniden saldırılar düzenlemeye başladılar. Sonunda Danimarka kralı I. Knud, Canute adıyla İngiltere kralı oldu (1016). Canute’un oğlu Hardecanute’un ardında vâris bırakmadan ölmesi üzerine İngiltere’de Viking egemenliği sona erdi ve tahta Edward geçti. I. William’m hükümdarlığı sırasında (1066-87) Vikingler İngiltere’yi tehdit eden bir güç olmaktan çıktılar.

Ad:  vikings_nisan.jpg
Gösterim: 798
Boyut:  64.5 KB
Yaklaşık 900’den sonra İzlanda’ya gelmeye başlayan Vikingler, daha sonra Grönland’a geçerek orada koloniler kurdular ve Kuzey Amerika’ya yerleşmek için çeşitli girişimlerde bulundular. Aynı dönemde Orkney, Faroe ve Shetland Adaları ile Hebridler’de ve Man Adasında Viking yerleşmeleri kuruldu. İrlanda’ya yönelik Viking saldırıları 794’te, Rechru adlı yeri belirlenemeyen bir adanın yağmalanmasıyla başladı. Zamanla Dublin, Limerick ve Waterford’da İskandinav krallıkları kuruldu. Vikinglerin gerileyişi 968’de Limerick’in düşmesiyle başladı. İrlanda’nın ilk gerçek kralı sayılan Brian Boru 1014’teki Clontarf Çarpışmasında Vikingleri büyük bir yenilgiye uğrattı. Vikingler bu tarihten sonra komşu krallıkların yönetimi altına girmeye başladılar. Bununla birlikte İngilizler 12. yüzyılda İrlanda’yı istila ettiklerinde Dublin, Waterford, Limerick, Wexford ve Cork’ta Vikingler önemli bir güç olarak varlıklarını koruyorlardı.

Vikingler 11. yüzyılın sonlarına değin Karolenj hanedanının yönetimindeki Fransa’ ya saldırılar düzenledilerse de, ülke çok iyi korunduğu için Britanya Adalarındaki kadar geniş bir alana yayılamadılar. 10. yüzyılda Sen Irmağı üzerinde kurulan Viking yerleşmeleri Normandiya Düklüğü’nün çekirdeğini oluşturdu. Vikingler ayrıca İber Yarımadasına ve Akdeniz kıyılarına saldırılar düzenlediler, ama kalıcı başarılar elde edemediler. Doğu’ya düzenledikleri seferlerde ise öteki fetihlerine göre daha az kan döktüler. Bu seferlerin sonunda Rusya içlerine değin ilerleyip Novgorod, Kiev ve öbür merkezlerde bir süre için yönetime egemen oldularsa da zamanla Rus adını verdikleri Slav nüfusla karıştılar. 11. yüzyılın ilk yansında Doğu’ya yeni Viking seferlerinin düzenlendiği sanılır. İsveç rünik yazıtlarında Yngvarr’la birlikte seferlere giden kişilerin adları yer alır. Bununla birlikte bu seferin amacı ve nereye düzenlendiği konusundaki bilgiler yalnızca efsanelere dayanmaktadır. Vikinglerin ayrıca Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’te (İstanbul) paralı asker olarak görev yaptıkları ve Varaeg muhafız birliğini oluşturdukları bilinmektedir.

Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀