Arama

Osmanlı Padişah Tuğraları

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 5 Nisan 2017 Gösterim: 249.341 Cevap: 6
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Ekim 2006       Mesaj #1
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Osmanlılarda Tuğra


Osmanlılarda da Tuğra, sultanların gözalıcı kaligrafik nişan, alamet veya arması, bir çeşit imzasıdır. Sultanın ve babasının adını ve çoğunda el muzaffer daima dua ibaresini içerirdi. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman’ın tuğrasında “Süleyman şah bin Selim şah han el-muzaffer daima” yazmaktadır. “bin” “oğlu” demektir. Tuğra bizatihi sultan tarafından yazılmayıp nişancı veya tuğrakeş veya tuğrâî veya tuğranüvis veya tevkiî denilen görevlilerce yazılırdı. Yetkisiz tuğra çekilemezdi. Tuğralar bazı sultanların mühürlerine de kazılmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlılarda gereği halinde sınır boylarındaki eyaletlerde bulunan vezirlerin aradaki mesafenin uzaklığına ve siyasi nedenlere bağlı olarak önemli konularda tuğra çekmelerine izin verilmiştir. Tuğrakeş vezir denilen bu eyalet valilerinin tuğra çekmek yetkileri Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın sadaretine kadar devam etmiş ve onun son zamanında kaldırılmıştır 1640-43 M.)

Osmanlı tarih belgelerinde geçen “tevki-i hümâyun” “tevki-i refî” “tevki-i refi-i hümâyun” “nişân-ı şerif-i âlîşân-ı sultanî” “tuğrây-ı garrâ” “tuğrây-ı garrây-ı sâmi mekân-ı hâkanî” “nişan-ı hümâyun” “tuğray-ı meymun” “misal-i meymun” “misal-i hümayun” “nişan-ı şerif-i âlîşan” “alamet-i şerife” gibi deyimlerin hepsi de tuğra demektir.

Hükümdar ve şehzade tuğralarından başka vezir-i azamın ve eyaletlerdeki vezir, beylerbeyi ve sancak beylerinin hükümet ve eyalet işlerine ait belgelerde imza yerine geçmek üzere tuğrayı andıran “pençe” tabir edilen alametler kullandıkları görülmektedir. Bunun Osmanlılar’da hangi tarihte başladığı ve Osmanlılar’dan önce de kullanılıp kullanılmadığı belli değildir. Pençe, yazılan şahısların derece ve önemlerine göre belgenin sağ kenarının başına veya ortasına veya imza yerine belgenin sonuna Arap harfleri ile çekilirdi.

Eğer belge batı dillerinden biri ile yazılmışsa o zaman pençe belgenin sol tarafına çekilirdi. Pençeler tuğradan farklı olarak tek kavislidir. Çift kavis ancak tuğralarda olup başkaları çift kavis çekemezlerdi. Sadrazamların buyuruldularına pençe koymaları 19. yüzyıl ortalarından sonra yerini resmi mühüre bırakmıştır. Vezir-i azam, vali ve beylerbeylerinin pençe ve resmi mühür ile onayladıkları emirlere “buyuruldu” denilirdi.

En eski Osmanlı tuğrası ikinci Osmanlı sultanı Orhan Gazi’ye aittir. Bu tuğrayı taşıyan iki belge bulunmuştur.

Birinci sultan Osman Gazi’ye ait bir tuğraya günümüze dek hiçbir yerde rastlanmamıştır. Bu nedenle 36 Osmanlı padişahı ama 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır. (Ancak duyumlarımıza göre Osman Gazi’ye ait bir tek sikke (para) bulunmuştur ve bunda “Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp” ifadesi yer almaktadır).

Tuğraların büyük Selçuklulardan Anadolu Selçukluları ve beylikleri aracılığı ile Osmanlılara geçtiği kabul edilmektedir. Tuğralar, Osmanlı devletinin kuruluşundan yıkılmasına kadar çok çeşitli yerlerde kullanılmış, hat sanatında bir kol olmuş ve resmi görevini tamamladıktan sonra tarihe mal olmuştur. Halen hat sanatını icra edenlerce sanatsal amaçlı olarak yaşatılmaktadır.

Önceleri ahitname, name-i hümayun, berat, menşur ve fermanlar gibi pek çok resmi evrak üzerine resmiyet kazandırmak için çekilen tuğra daha sonraları hükümdarlık (hanedan) sembolü olarak paralarda ve yine bu ilk devirlerde (onbeşinci asır) defterhane defter ve kayıtları başında ve daha sonra ise bir arma olarak bayraklar, pullar, senetler, nüfus tezkereleri, pasaportlar, resmi abideler, resmi binalar, savaş gemileri, çeşmeler, imaretler, camiler ve saraylarda da kullanılarak genelleşmiştir.

Tuğra Türklere özgüdür. Tuğranın şekli kendine mahsustur. Ne herhangi bir şey tuğraya benzer, ne de tuğra herhangi bir şeye . Her tuğrada bir yandan alışılmış tuğra şeklini korumak, diğer yandan her sultanın künyesini bu şekille barıştırmak. Zor bir sanat. Osmanlılarda Orhan Gazi’den Sultan Vahideddin’e kadar tekrarlanan ve değişen parçalarla tuğraların estetik evrimini izlemek çok ilgi çekicidir ve bu haliyle tam Osmanlı tuğra serisi bir sanatın tarihinin 600 yıllık film şeridi gibidir.

İlk yirmi kadar Osmanlı tuğrasının sanatsal açıdan olmasa da tarihsel açıdan önemi vardır. Yalnız bunlar içinde yedinci padişah Fatih’in ve onuncu padişah Kanuni’nin tuğraları kendilerinden önceki ve sonrakilere göre estetik ve şekil açısından birer sivrilme yaparlar.

Tuğra simgesel anlamı ile belgelerin başında yer alırdı, sonunda değil…Tuğra kelimesi Osmanlıdan önceye dayansa da ve yine tuğra benzerleri daha eski Türk devletlerinin belgelerinde kullanılsa da Osmanlı tuğralarının kendilerinden öncekilerle isim benzerliği dışında ortak yanı pek yoktur. İlk Osmanlı tuğrasının sahibi Orhan Gazi’nin tuğrasında yazılı Orhan ve Osman kelimelerinin yazılış şekli kendinden sonra gelen tuğraların iskeletini oluşturmuştur.

ORHAN GAZİ'nin Tuğrası

tugra02

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR'ın Tuğrası


tugra03

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN YILDIRIM BAYEZİD'in Tuğrası

tugra04

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÇELEBİ MEHMED'in Tuğrası

tugra05

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ MURAD'ın Tuğrası

tugra06

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

FATİH SULTAN MEHMED'in Tuğrası

tugra07

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ BAYEZİD'in Tuğrası

tugra08

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

YAVUZ SULTAN SELİM'in Tuğrası

tugra09

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'ın Tuğrası

tugra10

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ SELİM'in Tuğrası

tugra11

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ MURAD'ın Tuğrası

tugra12

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ MEHMED'in Tuğrası

tugra13

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ AHMED'in Tuğrası

tugra14

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ MUSTAFA'nın Tuğrası

tugra15

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN GENÇ OSMAN'ın Tuğrası

tugra16

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları









SULTAN DÖRDÜNCÜ MURAD'ın Tuğrası

tugra17

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ İBRAHİM'in Tuğrası

tugra18

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN DÖDÜNCÜ MEHMED'in Tuğrası

tugra19

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ SÜLEYMAN'ın Tuğrası

tugra20

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ AHMED'in Tuğrası

tugra21

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ MUSTAFA'nın Tuğrası

tugra22

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ AHMED'in Tuğrası

tugra23

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ MAHMUD'un Tuğrası

tugra24

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ OSMAN'ın Tuğrası

tugra25

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ MUSTAFA'nın Tuğrası

tugra26

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ ABDÜLHAMİD'in Tuğrası

tugra27

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM'in Tuğrası

tugra28

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA'nın Tuğrası

tugra29

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ MAHMUD'un Tuğrası

tugra30

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BİRİNCİ ABDÜLMECİD'in Tuğrası

tugra31

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

BAKINI.>>
Tuğra Nedir?
Türk Süsleme Sanatları - Tuğra
Osmanlı Padişah Tuğraları (Video)


Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:50 Sebep: Moderatör eklemesi yapıldı.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
3 Ekim 2006       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
SULTAN ABDÜLAZİZ'in Tuğrası

Sponsorlu Bağlantılar
tugra32

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN BEŞİNCİ MURAD'ın Tuğrası

tugra33

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD'in Tuğrası

tugra34

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN MEHMED REŞAD'ın Tuğrası

tugra35

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları

SULTAN MEHMED VAHİDÜDDİN'in Tuğrası

tugra36

AnLamı

Osmanlı Padişah Tuğraları
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

TUĞRALAR OSMANLI PADİŞAHLARININ SİMGESİ VE İMZASIYDI


Osmanlı padişahlarının tuğraları sanatsal açıdan ayrıcalıklı bir konuma sahip.
Tasarım ilkeleri, kaligrafik zenginlik ve biçimsel anlamda hat sanatında tek örnektir. İçinde müzik de vardır, resim de. Tarih de vardır, hayal gücü de...
Tuğra bu anlatım gücünü ve zenginli ini belgesel boyutu yanında sanatsal gücünden de alır ancak çoğu zaman Tuğraların belgesel boyutları ön planda tutulduğ u için sanatsal zenginliği ihmal edilir.
Tuğra bir doğrulama ve tasdik etme işaretidir. Osmanlılarda tuğra, sultanın yazılı alâmeti, nişanı yani bir nevi imzasıdır tasdik edici ve doğrulayıcı bir işaret olarak kullanılmış ve fermanların sonlarında alâmet-i şerifime itimat kılasınız sözü yer almıştır.

Osmanlı devletin kuruluşundan saltanatın kaldırılmasına kadar önemini kaybetmeden çok değişik yerlerde kullanılmış, hat sanatımızın bir kolu olarak gelişmiş, devrini tamamlamış ve bu gün kültürümüzün bir parçası olarak tarihe mal olmuştur.

Önceleri berat, menşur, ferman, vakfiye, hüküm, mülknâme ve hüccet gibi evrak üzerine çekilen tuğra, daha sonraları paralarda, defter kayıtları başında, bir hanedan arması olarak bayraklarda, pullarda, resmî abidelerde, nişanlarda, madalyonlarda, harp gemileri üzerinde ve binalarda kullanılmıştır.

Tuğra 4 bölümden oluşur.

Sere (Tuğranın alt tarafı-asıl tuğra metninin yazıldığı kısım)

Beyze (Tuğranın sol tarafı – han ve bin kelimelerinin son harfleri)
Tuğ (Tuğranın üst tarafı – dik çizgiler, elif harfi şeklinde)
Hançere (Tuğranın kolları – beyzelerin ucundan devam eden çizgiler)
(hançere; şekil olarak kılıca benzer, bu nedenle kılıç da denir)

Şehzâde Tuğraları Padişah Tuğralarından farklıdır.

Osmanlı padişahlarının erkek çocuklarına Çelebi Mehmed zamanına kadar çelebi bundan sonrada şehzâde denmiştir.

Şehzâdeler kendi adlarına para bastıramaz, kendi adlarına hutbe okutamazlardı. Bu iki imtiyaz yalnız padişahlara aittir. Şehzâde tuğraları da padişah tuğralarına benzer şekilde tanzim edilmişlerdir. Şekil, istif ve metin bakımından pek farklı değillerdi.

Nişancılar Padişahların Tuğrasını çekerler.

Nişancılar devletin eski ve yeni kanunlarını ve protokolü en iyi bilen, şeriatı ve hukuk kanunlarını telif eden kişilerden seçilirdi. Nişancılar bütün resmi evrakı kontrol ederek padişahın alâmeti şerifesi olan tuğrayı çekerlerdi. Padişahların imzası yerine geçen tuğralar padişahlar için çok büyük önem taşırdı. Osmanlı Padişahları tahta çıktıkları ilk gün, kendisine gösterilen örnekler arasından bir tuğra istifi seçer ve bunu saltanatı süresince değiştirmezdi.

Her padişah, içinde kendi adı da geçen Tuğrasını döneminin en önemli hattatlarına yaptırır aynı zamanda da nişancılarını farklı kişilerden seçerlerdi.

Tuğralarda Sultanın Babasının Adının Yer Alması Çok Önemlidir.

Padişah tuğrasının istifini seçtikten sonra, tuğraya babasının ve kendisinin ismi eklenirdi. Böylece o tuğranın hangi Osmanlı Sultanına ait olduğu kolayca anlaşılabilirdi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:40
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
29 Ağustos 2008       Mesaj #4
karayel - avatarı
Ziyaretçi

Osmanlı Padişah Tuğraları

Tuğra Osmanlı sultanlarının gözalıcı kaligrafik nişan veya arması, bir çeşit imzasıdır. Sultanın ve babasının adını ve çoğunda el muzaffer daima dua ibaresini içerirdi. Örneğin Kanuni Sultan Süleyman’ın tuğrasında “Süleyman şah bin Selim şah han el-muzaffer daima” yazmaktadır. “bin” oğlu demektir. Tuğra bizatihi sultan tarafından yazılmayıp nişancı veya tuğrakeş veya tuğranüvis denilen görevlilerce yazılırdı. Sultanın mühürlerine de kazılmıştır. En eski Osmanlı tuğrası ikinci Osmanlı sultanı Orhan Gazi’ye aittir. Birinci sultan Osman Gazi’ye ait bir tuğraya günümüze dek hiçbir yerde rastlanmamıştır. Bu nedenle 36 Osmanlı padişahı ama 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır. (Ancak Osman Gazi’ye ait bir tek sikke (para) bulunmuştur ve bunda "Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp" ifadesi yer almaktadır).Tuğralar, Osmanlı devletinin kuruluşundan yıkılmasına kadar çok çeşitli yerlerde kullanılmış, hat sanatında bir kol olmuş ve resmi görevini tamamladıktan sonra tarihe mal olmuştur. Halen hat sanatını icra edenlerce sanatsal amaçlı olarak yaşatılmaktadır.

Önceleri fermanlar gibi pek çok resmi evrak üzerine resmiyet kazandırmak için çekilen tuğra daha sonraları hükümdarlık (hanedan) sembolü olarak paralar, bayraklar, pullar, resmi abideler, resmi binalar, camiler ve saraylarda da kullanılmıştır.

Tuğra Türklere özgüdür. Tuğranın şekli kendine mahsustur. Ne herhangi bir şey tuğraya benzer, ne de tuğra herhangi bir şeye. Her tuğrada bir yandan alışılmış tuğra şeklini korumak, diğer yandan her sultanın künyesini bu şekille barıştırmak. Zor sanat. Orhan Gazi’den Sultan Vahideddin’e kadar tekrarlanan ve değişen parçalarla tuğraların evrimini izlemek çok ilgi çekicidir. Tuğra simgesel anlamı ile belgelerin başında yer alır, sonunda değil...

Tuğra kelimesi Osmanlıdan önceye dayansa da ve yine tuğra benzerleri daha eski Türk devletlerinin belgelerinde kullanılsa da Osmanlı tuğralarının kendilerinden öncekilerle isim benzerliği dışında ortak yanı pek yoktur. İlk Osmanlı tuğrasının sahibi Orhan Gazi’nin tuğrasında yazılı Orhan ve Osman kelimelerinin yazılış şekli kendinden sonra gelen tuğraların iskeletini oluşturmuştur.

Tuğralar bir arma olarak olgunlaşmış halini aldıktan sonra hattatlar sanatsal boyuta geçerek hep daha güzelini yazmaya çalışmışlardır. Sanatsal tuğra tabloları halinde padişah tuğraları dışında yakın zamanlarda Kur’an-ı Kerim’den ayetler, hadisler, dualar, şahıs isimleri vb. de yazılmıştır.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:43
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
29 Ağustos 2008       Mesaj #5
karayel - avatarı
Ziyaretçi

TUĞRANIN BÖLÜMLERİ


1- Sere (Kürsü): Tuğranın en altında bulunan ve asıl metnin yazılı bulunduğu kısımdır.
2- Beyze’ler (Arapça: yumurta): Tuğranın sol tarafında bulunan iç içe iki kavisli kısımdır.
3- Tuğ’lar: Tuğranın üstüne doğru uzanan “elif” harfi şeklindeki uzantılardır. Her zaman elif değillerdir. Bazen harf de değillerdir. Yanlarında yer alan flama şeklindeki kavislere “zülfe” denir.
4- Kollar (hançere): Beyzelerin devamı olarak sağa doğru paralel uzanan kollardır.
Bazı tuğralarda sağ üst boşlukta ilgili padişahın “mahlas”ı da görülür.


tugrakisimlari

Olgunlaşmış bir tuğrada iki beyze ve üç tuğ yer alır. İçerik metni bunları karşılamazsa bazı tuğralarda esas metinle ilgili olmayan şekiller de yer alır ki, bunlar klasikleşmiş tuğra şeklini korumak ve kendinden önceki tuğraya benzetebilmek için eklenmişlerdir. Bir anlam ifade etmezler.
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:44
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
25 Kasım 2008       Mesaj #6
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi

Osmanlı Sembolünün 30 Sırrı

1- Tuğranın etrafındaki güneş motifi, padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelir
2- II. Abdülhamit'in tuğrası
3- Sorguçlu serpuş: Osman gaziyi ve tahtı temsil eder
4- Yeşil Hilafet sancağı
5- Süngülü tüfek: Nizam-ı Ceditle birlikte Osmanlı ordusunun asıl silahı olmuştur
6- Çift taraflı teber
7- Toplu tabanca
8- Terazi: şeşper ve asaya asılıdır, adaleti temsil eder.
9- (Üstte) Kuran-ı Kerim. (Altta) Kanunnameler.
10- Nışan-ı al-i imtiyaz: Devlet adına faydalı işlerde bulunmuş ilim adamları, idareci ve askerlere veriliyordu.
11- Nışan-ı Osmani: Sultan Abdülaziz Han tarafından 1862'de ihdas edilmiş olup, devlet hizmetinde üstün başarı sağlayanlara verilirdi.
12- Asa ve şeşper
13- Çapa, Osmanlı denizciliğini temsil eder.
14- Bereket boynuzu
15- Nışan-ı iftihar
16- Yay
17- Mecidi nişanı
18- Borazan, modern mızıka takımının kullandığı çalgı aletidir
19- Şefkat nışanı, 1878'de II. Abdülhamit Han tarafından ihdas edilmiş olup; savaş zamanında, büyük afetlerde devlete, millete hizmet eden kadınlara verilirdi.
20- Top gülleleri (Bazı armalarda bulunmuyor.)
21- Kılıç
22- Top, topçu ocaklarını temsil eder.
23- El siperlikli tören kılıcı: bu kılıç klasik Türk kılıcı olmayıp, o devirdeki subaylar tarafından kullanılırdı.
24- Mızrak.
25- Çift taraflı teber, orduda üst düzey görevliler tarafından üstünlük sembolü olarak kullanılmıştır.
26- Tek taraflı teber (balta)
27- Bayrak
28- Osmanlı sancağı
29- Mızrak: Son dönem mızraklı süvari alaylarını remzeder
30- Kalkan, Ortasında stilize edilmiş bir güneş motifi var. 12 yıldız: Rivayete göre bu 12 yıldız 12 burcu temsil eder. Güneş bu burçlar üzerinde hareket eder
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:45
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
22 Mart 2013       Mesaj #7
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye

Padişah tuğralarının sebep ve önemi nedir? Mühür ve Ferman nasıl tanzim edilmiştir?


Selçuklu Sultanı Söğüt ile Eskişehir'in bulunduğu bölgeyi Osmanlı Beyliği'ne tahsis ederken Osman Bey'e de "tuğ, alem, kılıç ve gümüş takımlı at ve berat" göndermişti. Dolayısıyla hükümdarın (ve gerekse çevresindeki erkân'm) bazı özel "alamet"lere (simge ve işâretlere) sahip olmaları hem gelenekler, hem de hükümranlık kudret ve ihtişamını iletmek açısından gereklidir. Örneğin "Mehterhâne-i Hümâyun" günün belirli saatlerinde "nevbet" vurmaları veya külliyelerin, selâtin camilerinin kapılarına, çeşmelerin kitabelerine kazınmış tuğralar topluma Padişahın gücünü ve varlığını hatırlatmaktadır.Tuğra Osmanlı devlet tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla bizzat Padişahın kudret simgesidir. Dolayısıyla her Padişah cü lûsunda, çoğu defa aynı gün, kendisine gösterilen tuğra örneklerinden birisini seçer ve çeşitli kimselerin ellerinden çıkmış olmalarından ötürü birbirinden oldukça farklı görünüşe sahip olsalar bile saltanatı müddetince tuğrasının metni ile harflerin o metin içerisindeki yerleri demek olan istifini bir daha değiştirmezdi.

Padişahın mühürüne "Hatem-i şerif" denilirdi. "Hatem", sözlük anlamında üstü mühürlü yüzük demektir. Aynı zamanda "işi bitiren, sonunu getiren" anlamına da gelir.

Osmanlı Padişahları unvanlarını devlet maslahatının gerektirdiği siyasî veya ticarî ahidnâmelerde ya da İslâm ve gayrimüslim devlet başkanlarına gönderdikleri "Nâme-i Hümâyun" denilen mektuplarında kullanırlardı. Unvanlar bir yandan devletin haşmetini, kudretini, diğer taraftan Padişahın hem atalarını ve hem de kendisini yücelten etkili bir üslupla kaleme alınmışlardır.

kaynak: 99 soruda Osmanlı
Son düzenleyen _Yağmur_; 5 Nisan 2017 14:46

Benzer Konular

26 Mayıs 2011 / kan105 Osmanlı İmparatorluğu
15 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Mayıs 2011 / cumbo çocuk Soru-Cevap
20 Kasım 2012 / Misafir alev Soru-Cevap