Arama

Beyin Dalgaları

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 27 Mayıs 2013 Gösterim: 33.966 Cevap: 12
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #1
nünü - avatarı
Ziyaretçi
BEYİN DALGALARI

Elektroensefalograf beyindeki elektriksel faaliyetleri ölçer. Bu ölçümler, beyinde her biri kendine özgü işlevlere sahip dört farklı durum saptanmıştır. Bunlar Alfa, Beta, Teta, ve Delta' dır.
Sponsorlu Bağlantılar

BETA DALGALARI:
Beta, fazlasıyla meşgul olduğumuz hallerde devreye girer. Hızlı, seri ve inişli çıkışlı dalgalardır. Heyecanımız arttığında veya dış faktörlerce fazlaca uyarıldığımızda beta dalgaları yayınlamaya başlarız. Konuşan biri, ders veren bir öğretmen beta dalgaları yayar. Konuşma sırasında tartışma çıkarsa, ortalık gerginleşirse beta dalgalarının frekansı artar.


ALFA DALGALARI:
Alfa dalgaları ise; rahatlayınca, heyecan yatıştığında devreye girer. Alfa dalgalarının beta dalgalarına kıyasla genliği daha yüksek, frekansı daha düşük. Beta dalgaları saniyede 15 ila 40 Hz yaparken, alfa dalgaları saniyede 9 ila 14 Hz arasında devir yapıyor. Elinizdeki iş bitince, bir toplantıdan dışarıya çıkıp hava aldığınızda alfa dalgaları gene faaliyete geçiyor.


TETA DALGALARI:
Teta, zihnimizin bilinçsiz olduğu hallerde ortaya çıkmakta. Frekansı çok düşüktür, saniyede 5 ila 8 Hz arası.

Teta dalgaları bastırılmış duygular ortaya çıktığında aktifleşiyor. Yaratıcılık için ihtiyaç duyulan beyinsel bağlantılar da teta dalgaları sayesinde kuruluyor.
Uzun bir yolda ilerlerken, yürüyüşe çıkıp bedeninizi dinlendirmek istediğinizde, gene ilginç ve yaratıcı fikirlerin dalgası teta işbaşındadır.

DELTA DALGALARI:
Ve geldik deltaya.
Delta, frekansı en düşük olan dalgadır tespit edilenler arasında. Saniyede 1.5 ila 4 Hz arasında gidip gelir. Son derece de düzensiz yayılır. Bilinçsiz zihnin en derinlerinde, uykunun en derin saatlerinde bu dalgaları yayar beynimiz.

Yatakta kitap okurken de yayılan dalgalar gene betaya dönüverir. Uykumuz gelince önce düşük frekanslı beta, kitabı okumayı bırakıp yanı başınıza koyunca alfa, uykuya geçmeye başlayınca teta, uyku derinleşince de deta devreye giriyor.
Araştırmalar teta ve delta dalgalarının özellikle yaratıcılıkla ilgili olduğunu, bu dalgaların beynimizin içine doğru odaklanmamıza yardım ettiğini ve yaratıcı düşünceyi ortaya çıkardığını ileri sürüyorlar. Bu dalgaların en aktif olduğu dönem uykudan uyanma dönemidir. Bu nedenle uykudan uyanma süreci yaratıcılık açısından en yararlı dönemdir. Buna örnek olarak Descartes, en çok uyandıktan sonra, yatakta uykulu, yarı uykulu bulurmuş yeni fikirleri.
Yaratıcılık ile beynin dalgaları arasında ilintili olduğu belirginleştikçe, beynin elektriksel çalışmasını düzenleme faaliyetleri de daha popülerleşiyor. Birçok uzak doğu geleneği, aslında beynin kendisini dingin bir hale getirmeye yarıyor.
Beynin dalgalarına egemen olduğunuzda, sinirlenmeyen, aşırı heyecana kapılmayan, zihni yaratıcılık sürecini uzatabilen biri haline geliyorsunuz. Kas gücünü çalıştırır gibi beynin dalgalarını çalıştırabiliyor, istediğiniz yönde harekete geçirebiliyorsunuz..

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
22 Mayıs 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
TETA

Sponsorlu Bağlantılar
Beyniniz bir radyo gibidir...Elektrik dalgalarını alır ve yayar.Frekanslar,elektrik faaliyetlerinin ölçüldüğü ve grafiğinin çıkarıldığı aralıklardır.Bu dalgalar beyniniz tarafından solunum ile oluşturulan biyelektrik ile oluşur.Tıpkı sizde olduğu gibi yeryüzününde bir frekans dalgası vardır.
İyonosfer ,gezegeni saran elektrik yüklü partiküller katmanıdır.Bu katman radyo dalgalarını emer.Yeryüzünün yüzeyinde yaklaşık 80 mil uzağa gider ve yeryüzüyle bir kondanstör oluşturur(bu da elektrik depolayabileceği anlamına gelir tıpkı bir batarya gibi).Teslanın bu konuda çalışmaları avrdır ancak biz şimdi beden ile ilgili olan kısmı verelim.

Bedeninizhareket ettiğinde bu hareketler etrafa iletilir.İyonosfer katmanı(buna iyonosferik kovuk da denir.) yaklaşık 9.5cps'lik(saniyedeki devirler,7.5 civarındaydı ama şimdi çok hızlı şekilde artıyor.)frekansa sahiptir.Bedeniniz 6.8 ila 9.5 Hz arasında titreşiyor.İskeletiniz ve iç organlarınız birbiriyle uyumlu hareketleri yaklaşık 8 ila 9 cps hızındadır.Buda şu anlama gelir;bedeniniz iyonosver ile eşzamanlı hareket eder.

Gezegenle birlikte yankılanırsınız ve enerji alışverişinde bulunursunuz.Ne kadar uzaklıktan enerjinizi yeryüzünün elektromanyetik kovuğuyla paylaşabilir ve enerji yayabilirsiniz?Yaklaşık 40000 km yada gezegenin yaklaşık tüm çevre uzunluğu kadar.Başka bir deyişle, zihninizden ve bedeninizden gelen sinyaller iyonosfer kovuğu sayesinde tüm gezegene saniyenin 1/70'i kadar bir zamanda yayılır.
kelrapunzell - avatarı
kelrapunzell
Ziyaretçi
30 Kasım 2008       Mesaj #3
kelrapunzell - avatarı
Ziyaretçi
1- Çocuklarda görülen Dikkat Eksikliği bir hastalık mıdır?Genel akademik performansta dikkat zorluğu yaşayan çocukların sevdikleri bir işe ya da derse dikkatlerini çok iyi verebilmelerinin nedeni nedir?
Beyin DalgalarıDikkat, konsantrasyon merkezimiz beynimizin ön bölgesinde, prefrontal kortekste, yer almaktadır. Dikkat ve konsantrasyon merkezinde sıkıntı problem düzeyinde veya hastalık düzeyinde olabilir. Akademik bilgiyi öğrenebilmemiz için dikkat ve konsantrasyonumuzun normal düzeyde olması gerekmektedir. Bilgiler, dikkat ve konsantrasyon merkezleriyle bağlantılı olarak süzülüp beynin çeşitli bölgelerine kodlanmaktadırlar. Nörolojik açıdan bakarsak, öğrenme bozuklukları bir insanın bilgiyi biriktirebilme, işleme ve öğrenmesine engel olmaktadır. Öğrenme bozukluğu, kişilerin gördükleri bilgiyi anlama ve kavramada ya da işittikleri bilginin beynin farklı kısımlarına bağlanmasındaki yeteneklerinde azalma ya da hiç olmamasıdır. Bu duruma sebep olan hastalıkların birisi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite ve Dürtü Bozukluğu hastalığı diğeri de Genel Öğrenme Bozukluğu Hastalığıdır. Amerikan Pediyatri Birliği raporuna göre A.B.D’de 6 ila 12 yaş arası çocuklarda % 4-12 oranında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Hastalığı görülmekte, bu oranın Türkiye’de % 8-18 olduğu düşünülmektedir. Genel Öğrenme Bozukluğu Hastalığı ise %4 –60 oranındadır.


Sevdikleri herhangi bir şeye dikkatlerini verdikleri zaman beyinlerindeki limbik sistemin primitif refleksini kullanıyorlar. Bu beynimizde daha derinde korunmuş bir merkez olduğu için hastalıklardan kolay kolay etkilenmemekte bu yüzden beynin ön bölgesinde bir hasar ya da bir sıkıntı oluştuğunda genel akademik performansa verilen dikkat konsantrasyon çabuk bozulmakta, aileleri bu durum şaşırtmakta ve “Benim çocuğumun dikkati sevdiği şeyde çok iyi ama derse gelince yapmak istemiyor” diye yorumlanmaktadır.



EEG biofeedback bir öğrenme stratejisidir ve insanların kendi beyin elektrik dalgalarını değiştirmesini öğreterek çalışan bir beyin egzersizidir. Eeg biofeedback sistemi ağrısız, yan etkisiz, beynin içine herhangi bir şey yerleştirmeden yapılan çok güvenli bir tedavi yöntemidir ve bu yöntemle tedavide ilaç kullanımına ihtiyaç olmayabilir. En güzeli etkisinin kalıcı olmasıdır. Bir ya da birden fazla elektrot kafaya, iki tane de kulaklara yerleştirilir. Beyin dalgaları bilgisayar monitöründe izlenir ve hastaya geribildirim verilir.Kişi video oyunu seyrederken ona bu video oyununda kendi beyin dalgalarını kullanarak hareket ettirmesi istenir....

... Dikkat Eksikliği Hiperaktivite ve dürtüsellik olan çocukların beyinlerinde oldukça yoğun theta dalgaları görülmektedir. Theta dikkati, konsantrasyonu bozan hayal kurduran bir dalgadır. Beta ve smr dalgaları ise dikkat konsantrasyon dalgalarıdır ki bu çocukların beyinlerinde az miktarda bulunmaktadır. Bizim amacımız istenmeyen beyin dalgalarını (delta –theta) düşürüp istenen dalgalarını (beta-smr) kalıcı şekilde arttırmak ve tedavi bittikten sonra da hastalığın geri gelmemesidir....

Halbuki ilaçlar kullanıldığı süre içinde hiperaktivite, dürtüsellik ve kısmen dikkat problemlerine çözüm olmaktadır. A.B.D’de yapılan bazı kontrollü çalışmalarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite olan çocuklarda IQ skorunun neurofeedback tedavisinin sonunda 10 skor arttığı bulunmuş hatta iki geniş araştırmada IQ skorunun 19-23 puan arttığı görülmüştür. Bu tedavi başarıyla iki seneden fazla bir zamandır merkezimizde uygulanmaktadır. Uzmanlar düzenli neurofeedback seansları ile istenilen beyin dalgalarının arttırılması yöntemiyle beyin hücreleri üzerindeki bağlantıların güçlendiğini ve kan akışının hızlandığını görmüşlerdir. Pozitif bulgular devam ettikçe daha çok psikiyatrist bu metodun faydalarından yararlanmak isteyecek ve kliniklerinde kullanmaya başlayacaklardır.


Niye yaratıcı olduğumuz ortaya çıkmış olabilir mi?
Bence bıraksınlar dağınık kalalımMsn Grin

Alıntı

TETA DALGALARI:
Teta, zihnimizin bilinçsiz olduğu hallerde ortaya çıkmakta. Frekansı çok düşüktür, saniyede 5 ila 8 Hz arası.

Teta dalgaları bastırılmış duygular ortaya çıktığında aktifleşiyor. Yaratıcılık için ihtiyaç duyulan beyinsel bağlantılar da teta dalgaları sayesinde kuruluyor.
Uzun bir yolda ilerlerken, yürüyüşe çıkıp bedeninizi dinlendirmek istediğinizde, gene ilginç ve yaratıcı fikirlerin dalgası teta işbaşındadır.


Araştırmalar teta ve delta dalgalarının özellikle yaratıcılıkla ilgili olduğunu
, bu dalgaların beynimizin içine doğru odaklanmamıza yardım ettiğini ve yaratıcı düşünceyi ortaya çıkardığını ileri sürüyorlar. Bu dalgaların en aktif olduğu dönem uykudan uyanma dönemidir. Bu nedenle uykudan uyanma süreci yaratıcılık açısından en yararlı dönemdir. Buna örnek olarak Descartes, en çok uyandıktan sonra, yatakta uykulu, yarı uykulu bulurmuş yeni fikirleri.

Yaratıcılık ile beynin dalgaları arasında ilintili olduğu belirginleştikçe, beynin elektriksel çalışmasını düzenleme faaliyetleri de daha popülerleşiyor. Birçok uzak doğu geleneği, aslında beynin kendisini dingin bir hale getirmeye yarıyor.

TETA DALGALARIMI SEVİYORUM
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Haziran 2011       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Beyindeki Radyo İstasyonları

Beyinde gerçekleşen aktiviteler sırasında pek çok sinir hücresinin aynı anda elektriksel ve kimyasal ileti yollamasıyla beyin dalgaları oluşuyor.

Beynin fizyolojisini anlayabilmek için bilim insanları yıllardır beyinde gerçekleşen etkinliklerin yerine ve yoğunluğuna bakıyorlar. Yapılan yeni bir çalışmaysa bu aktivitelerin dalga boylarına odaklanıyor. Radyo istasyonlarını tararmış gibi bu dalga boyları taranarak yeni veriler toplanıyor.

Araştırmacılar, bu dalga boylarını görebilmek için bir elektrot ağını beynin üzerine geçici olarak yerleştirdiklerini belirtiyorlar. Beyinde gerçekleşen aktiviteler sırasında pek çok sinir hücresinin aynı anda elektriksel ve kimyasal ileti yollamasıyla beyin dalgaları oluşuyor. Bu yollama işleminin sıklığı etkinliğin dalga boyunu ya da frekansını belirliyor. Beyin dalgaları, nörologlar tarafından travmatik yaralanmalar geçiren hastaların bilincinin yerinde olup olmadığını anlamakta, epilepsi ve uyku çalışmalarında kullanılıyor.

Beyin ve sinir cerrahisi (nörocerrahi ya da nöroşirürji olarak da adlandırılıyor) alanında çalışanların kullandığı elektrot ağları, beyinde kalıcı ve tedaviye dirençli nöbetlerin kaynağı olan bölgeleri bulmaya yarıyor. Hasta izin verirse, araştırmacılar elektrot ağlarını daha geniş bir alanda, beyindeki aktiviteleri izlemekte kullanabiliyorlar. Bu yöntemin, kafatası üzerine elektrotlar yapıştırılarak yapılan geleneksel yöntemlerden daha geniş bir görüntü sunduğu belirtiliyor. Kafatası üzerinden alınan verilerde en fazla 40 Hertz’e kadar olan dalga boyları görüntülenebilirken elektrot ağlarıyla 500 Hertz’e kadar olan etkinlerin kaydedilebildiği not ediliyor. Araştırmayı gerçekleştiren nörocerrahlar, daha iyi sinyaller aldıklarını ve bu sinyallerin nereden geldiğini daha kesin bir şekilde söyleyebildiklerini anlatıyorlar.

Araştırmacılar, hastanın anestezi altına girmesi ve anestezinin etkisinden çıkması süresince de gözlem yaptıklarını ve bilincin kaybolmasıyla hangi dalga boylarının nasıl değiştiğini gözlemlediklerini söylüyorlar. Beyindeki bazı etkinlik ağlarının frekanslarının, hasta ne kadar derin bir anestezi altında olursa olsun değişmediğini söyleyen araştırmacılar bunların hafıza ile ilgili devreler olduğundan şüphelendiklerini belirtiyorlar.


Kaynak : ScienceDaily (Çeviri:Özden Hanoğlu)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Şubat 2012       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Zihin Okuma Başarıldı

120201zihinokumhlarge

Bilim adamları geliştirdikleri yeni teknoloji sayesinde, konuşma yetisini kaybedenlerin beyinlerindeki iletişim faaliyetlerini sözcüklere dönüştürmeye hazırlanıyor.

Amerika'nın Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nden araştırmacılar, konuşma yetisini kaybetmiş hastaların düşüncelerini sözcüklere dönüştürmeyi başardı.

Teknoloji, beynin duyulan sözcükleri beyin dalgasına dönüştürmesi prensibine dayanıyor. 15 epilepsi hastası üzerinde yapılan deneyde katılımcılara belli sözcükler dinletildi.

Hastaların kafatasına yerleştirilen elektrotlar yardımıyla bu sözcüklerin beyin dalgasına dönüşümü gözlendi. Bilim adamlarının geliştirdiği bilgisayar programı, bu beyin dalgalarını yeniden sözcüklere dönüştürebildi.


Kaynak:Ntvmsnbc(01 Şubat 2012,10:47)


Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Şubat 2012       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı
Beyin Dalgalarıyla Çalışan Kaykay

Cep telefonu uygulamaları geliştiren Chaotic Moon Labs, doğrudan beyin dalgalarından aldığı komutla hareket eden kaykay üretti.Board Of Imagination (Hayal gücü kaykayı) olarak adlandırılan ve 800 watt’lık motora sahip olan kaykay, saatte 48 kilometre hıza ulaşabiliyor.

Kendisini kısaca “Whurley” olarak tanıtan Chaotic Moon’un müdürü , kaykayın Samsung tablet bilgisayar ve Xbox Kinect ile çalıştığını belirtti. Kablosuz EPOC başlığı kullanan Whurley, beyin sinyallerini bu cihaz aracılığıyla aktarırken, el hareketleri de Xbox Kinect tarafından analiz edilerek kaykayın motoruna komut olarak gönderiliyor.

Cnet’e konuşan Whurley, “Beyin sinyalleri, bir USB bağlantısıyla Samsung tablete gönderiliyor. Ardından, yazılım aracılığıyla elektronik motora kaykayı yönlendireceğiniz komutlar gönderiliyor” dedi.Whurley, kullandığı başlığın kendisine özel olduğuna dikkat çekerek, “Her beyin farklı olduğu için başlık birkaç kullanımın ardından size uyumlu hale geliyor” ifadesini kullandı.

Çok İyi Odaklanmak Gerekiyor

Hayal Gücü Kaykayı’nı kullanırken, sürücünün başka bir şey düşünmemesi gerektiğini belirten Whurley, aksi takdirde kazaların yaşanabileceğini belirtti.Whurley ve ekibi, kaykayı geliştirme aşamasında en çok sürücünün dikkatinin dağılmamasını sağlayacak hususlara önem verdiklerini söyledi.


Kaynak:Ntvmsnbc/Bilim org(25 Şubat 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Şubat 2012       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı
Beyin Dalgalarının Kullanıldığı Tedaviye Dikkat!

1960’lı yılların sonu ile yetmişli yılların başında beyin dalgaları örüntülerini yeniden koşullandırma ve şekillendirme çabaları baş göstermiştir. Bu çalışmalar başlangıçta gevşeme sağlama amacıyla alfa dalgaları aktivitesi eğitimi ve kontrol edilemeyen epilepsi(sara) alanında kendini göstermiştir. İşte bu eğitim işlemine “EEG neurofeedback” adı verilmiştir.

Neurofeedback(NF) eğitimi kişinin beyin dalgalarını geri bildirim aracılığıyla şekillendirmeye çalışmasıdır. Bu işlem sırasında kişinin kafa derisi ve kulak memeleri üzerine elektrodlar konularak beyin aktiviteleri bir bilgisayara aktarılır ve görünür hale getirilir. Bu yöntem, normal koşullarda beyin aktivitelerimizin bilincinde olmadığımız için onları değiştiremeyeceğimiz ancak onları bir bilgisayar üzerinde oluştuklarından saniyenin birkaç binde biri gibi kısa bir süre sonra görebilirsek onları etkileyebileceğimiz ve değiştirebileceğimiz varsayımı üzerine dayanır. Bu da bir tür koşullandırma yöntemi ile mümkündür. Amaç süreğen geribildirim sağlayarak daha sağlıklı beyin dalgaları oluşturmaktır.

Bu yöntem ilaçla tedaviye alternatif olarak ortaya çıkmış olup günümüzde dikkat eksikliği aşırı hareketlilik, öğrenme bozuklukları, otizm, felç, kafa travmaları, kontrol edilemeyen sara, alkol ve madde bağımlılığı, depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, uyku bozukluğu, sporcularda, müzisyenlerde, dansçılarda performans artırmak amacıyla kullanılabileceği ileri sürülmektedir.

Ancak tüm bu alanlarda yapılan çalışmalar bilimsel açıdan güçlü kanıtlar ve verilerden yoksundur. Neredeyse 40-50 yıla yakın geçmişi olan bir tedavi yönteminin bilim dünyasının geniş bir kesimi tarafından kabul görmesini sağlayacak çalışmaların olmayışı düşündürücüdür.

Psikiyatrik ya da nörolojik rahatsızlıklarda hastaların tek bir EEG özelliklerine sahip olduklarını varsayarak aynı tedavi protokolü ile NF tedavisi uygulamanın sakıncaları bilinmektedir. Grup ortalamaları ya da genelleştirmeleri her zaman bireyin değerleriyle örtüşmeyebilir. Yalnızca etkisiz tedavi olmanın yanı sıra, tedaviye bağlı ters etkiler de söz konusudur. Uygun olmayan NF eğitiminin epilepsi dışındaki klinik durumlarda da ters etkilere yol açacağı aşikârdır.


Kaynak : Popüler Bilim Dergisi (Ocak 2011)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Mayıs 2012       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı
Beyin Dalgaları İle Dil Öğrenimi Arasındaki Bağlantı

Bilim insanları, ikinci bir dil öğrenmenin beyni harekete geçirdiğini ve güçlendirdiğini söyledi.ABD'deki Northwestern Üniversitesi'nden bilimadamları iki dil birden kullanmanın bir beyin egzersizi olduğunu ve düşünme becerilerini artırdığını ortaya çıkardı.Yapılan deneyler iki dili akıcı olarak konuşabilenlerin sinir sistemlerinin sese verdiği tepkinin değiştiğini ortaya koydu.

Uzmanlar deney sırasında 48 sağlıklı öğrenciyi çeşitli testlerden geçirdi. Deneklerden 23'ü iki dili akıcı olarak konuşabiliyordu.Bilim adamları bağladıkları elektrotlar yardımıyla deneklerin beyin dalgalarını inceledi.

Sessiz laboratuvar ortamında her iki gruptan deneklerin beyin dalgaları aynı özellikleri gösterdi ve sesleri ayırdetmekte aynı oranda başarılı oldular.Ancak gürültülü ortamda iki dil bilenlerin sesleri ayırdetme oranlarının tek dil konuşanlardan oldukça yüksek olduğu görüldü.

Bilim adamlarına göre iki dil bilenler duymak istedikleri ses ile arkaplan gürültüsünü birbirinden ayırmayı daha kolay başarıyor.Ve bu farklar beyinde görülebiliyor.İki dil bilenlerin beyin dalgaları daha hareketli ve bu kişiler çevrelerine daha hızlı tepki veriyorlar.


Kaynak : Haber365 (02 Mayıs 2012,12:24)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Haziran 2012       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı
'Beyin Yazılımlarında' Büyük Hata

120618freesurfer02

Araştırmacılar, bir ay içinde beyin taraması fMRI için kullanılan iki bilgisayar yazılımının yanlış sonuçlar verdiğini ortaya çıkardı. Hatta, FreeSurfer adlı yazılımın farklı bilgisayarlarda kullanılmış olması bile tarama sonuçlarını değiştiriyor.

Bilim insanları, duygusal değişimler esnasında beyindeki faaliyetleri gösteren fMRI taraması için sıkça kullanılan bilgisayar yazılımı SPM8 hakkında geçtiğimiz ay uyarıda bulunmuş ve yazılımın hatalı sonuçlar verebileceği belirtilmişti. Yapılan yeni bir araştırma, bir diğer popüler yazılımda da hata tesbit etti.

PloS One dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, popüler bir görüntü analiz yazılımı olan ve beynin bölümlerini ölçmek için de kullanılan FreeSurfer yazılımı, aynı beyin analizlerinde diğer yazılımlara kıyasla farklı tarama sonuçları veriyor.Alman araştırmacı Ed Gronenschild ve meslektaşları, 30 beyin modeli üzerinde FreeSurfer yazılımı kullanarak beyinlerin büyüklüğünü ve belli kısımlarının kalınlığını ölçtü. Ardından, aynı beyinler üzerinde aynı ölçümler farklı bir yazılımla gerçekleştirildi.

Aynı Yazılım Hep Farklı Sonuç

Aynı beyinler üzerinde farklı yazılımlarla düzenlenen analizler, birbirlerinden çok büyük farklılık gösterdiği gibi, FreeSurfer’ın farklı versiyonlarında da sonuçların bağlantısız olduğu görüldü. Bilim insanları ayrı bir test daha yaparak, bu sefer aynı yazılımı hem PC hem de Mac bilgisayarlar üzerinde çalıştırdı. Ortaya yine aynı analizler için farklı sonuçlar çıktı.

FreeSurfer’ın farklı versiyonları, aynı beyin üzerindeki analizlerde yüzde 5-15 farklı sonuçlar verdi. PC ve Mac bilgisayarlarda oran daha düşük olmasına rağmen, yüzde 2-5 arasında sonuç farklılıkları görüldü. Beynin ‘parahippocampal’ ve ‘entorhinal’ korteks bölümlerindeki farklılıklar yüzde 15’e kadar çıkarken, bilim insanları neden bu iki bölümde farkın bu kadar fazla olduğunu kestiremedi.

''Sabit Ayarlar Kullanın''

Yazılımların hatalarına dikkat çeken analizde, araştırmacılara veri analizlerinin ortak kullanılmaması uyarısı yapıldı. Ayrıca, beyin taramalarında tek bir donanım, tek yazılım ve sabit ayarlara bağlı kalınması tavsiye edildi. Örneğin, beyin yapısını iki grup altında analiz eden bir araştırmacıysanız, analizin ortasında Mac işletim sistemini güncellediğinizi varsayın. Bu noktadan sonra çıkacak tarama sonucu, incelediğiniz beynin normalden yüzde 5 daha büyük olduğunu gösterebilir. A grubunda alınacak bu tür bir sonuç, B grubunda da tekrarlanabileceği için, elinizde yanlış sonuçların birbirine girdiği bir analiz kalacak.

Analistler, yaşanan karmaşadan dolayı sadece FreeSurfer’ın suçlanmaması gerektiğini, çok daha kötü sonuçlar verebilecek yazılımlar da olabileceğini ifade etti. FreeSurfer yazılımcıları, geçmişte yazılım versiyonlarının analizlerle karmaşık kullanılmasına karşı çıkmıştı. Uyarılarının boş olmadığı, PloS One makalesinde açıkça ortaya çıktı.



Kaynak : Ntvmsnbc / PloS One (18 Haziran 2012,16:19)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
26 Haziran 2012       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı
Beyin Dalgalarının Düşünceye Dönüştürülmesi

120626ibrainwidec

ABD’li bilim insanları, beyin dalgalarını bilgisayara aktarabilen ‘iBrain’ adını verdikleri bir cihaz üzerinde çalışıyor. Başarılı olunması halinde, İngiliz fizikçi Hawking’in düşünceleri doğrudan beyin dalgalarından anlaşılabilecek.

Stanford Üniversitesi araştırmacılarının gelitiştirdiği proje, felç olan ve konuşma yetisini giderek kaybettiği gibi vücut dilini de kullanamayan Hawking’in beynini ‘hack’lemeyi öngörüyor.Akademisyenlik kariyerinin yanı sıra, nöro-teknoloji şirketi Neurovigil’in de CEO’su olan Dr. Phillip Low’un başında olduğu araştırma ekibi, iBrain projesinde Hawking ile beraber çalışıyor.Low ve ekibinin geliştirdiği iBrain, beyin dalgalarını bilgisayara aktararak, iletişim kurulabilecek bir araç haline getirmeyi amaçlıyor. Başa takılan siyah bir bant, çok sayıda sinir iletici (nöro transmiter) bulunduruyor.

Gelecek Ay Denenecek

iBrain, fizkçi Hawking için geliştirildiği için İngiliz basınında büyük merak uyandırdı. Telegraph gazetesi, gelecek ay Cambridge’de düzenlenecek Francis Crick Memorial konferansında iBrain’in denenebileceğini belirtti. Cihazı Hawking üzerinde çok sayıda kişinin karşısında ilk kez kullanmayı planlayan Low, Telegraph’a, “Hawking’in vücudunu bypass’tan geçirmek istiyoruz. Aynısını beynine de yapmayı amaçlıyoruz” dedi.

iBrain projesinin en az bir yıllık olduğunu belirten Low, geçtiğimiz yaz İngiltere’ye gelerek Hawking’e projesini sundu. Geliştirdikleri prototipi Hawking’e giydiren Low, fizikçiden tüm düşüncesini, “avucunda bir topu sıktığına odaklamasını” istedi. Buradaki amaç, Hawking’in düşüncelerinin, bir dizi sinyal aracılığıyla kelimelere aktarılıp aktarılamadığını görmekti. Low, ilk denemelerin ardından New York Times gazetesine yaptığı açıklamada, “Aldığımız sinyalde işimize yarayacak bir şey olup olmadığına baktık. Aslına bakılırsa, sinyalde bir değişim gördük” dedi.

Kelime Kütüphanesine Açılan Kapı

Low, Telegraph gazetesine yaptığı yorumda, “beyin dalgası teknolojisinin, kişinin yapmaya niyetlendiği hareketleri bir kelime kütüphanesine bağladığını, böylece niyetin kelimelere dökülebileceğini” belirtti. Low, “Böylece, motor nöron rahatsızlığı bulunan insanlar, vücutlarından çok beyinleri aracılığıyla iletişim kurabilir” dedi.

Fizikçi Hawking, henüz 21 yaşındayken Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalandı ve motor nöronlarının çok büyük bir kısmını kaybederek, neredeyse tamamen felç oldu. İngiliz Daily Mail sitesinin verdiği bilgiye göre, kasları giderek güçsüzleşen 70 yaşındaki Hawking’in, konuşabilmek için kullandığı cihazı eskisi kadar rahat çalıştıramadığı belirtildi. Bilim insanları, başarılı olması halinde başka tedavi alanlarında da kullanılabilecek olan iBrain cihazının, depresyon ve hatta otizmle mücadele de birgün büyük atılım sağlayabileceğine inanıyor.

ibrain610x342



Kaynak : Ntvmsnbc / Telegraph (25 Haziran 2012,10:19)

Benzer Konular

10 Kasım 2008 / Misafir Deniz Bilimleri
4 Ağustos 2011 / Misafir Soru-Cevap
11 Ekim 2008 / Gabriella Taslak Konular