Arama

Kuyruklu Yıldız Nedir?

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 11 Nisan 2017 Gösterim: 45.663 Cevap: 15
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Nisan 2006       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Kuyruklu Yıldız Nedir?


Gökyüzünde bazen gördüğümüz arkalarında uzun ya da kısa, çatal gibi ayrılmış ışıklı bir yol bırakarak gezen yıldızlara verilen ad.
Sponsorlu Bağlantılar
Diğer adı kirli kartopu ve buzlu ve çamurlu top.

Gözlenen bir kuyruklu yıldız, genel olarak üç bölüme ayrılabilir:
a - Kuyruklu yıldızla en parlak ve yoğun yeri olan “çekirdek”
b - Çekirdeği çepçevre soran, ışıklı bir gaz kitlesinden meydana gelen “bürüçük”
c - Kuyruklu yıldızın başından sonra gelen, az çok uzanan “kuyruk” kısmı
.

Kuyruklu yıldızlar, gözle görülenler, teleskopik olanlar şeklinde görünümlerine göre ikiye ayrıldıkları gibi; gelip geçici olanlar, periyodik olanlar diye, devir sürelerinin bilinip bilinmemesine göre de ikiye ayrılırlar.
Kuyruklu yıldızların yörünge düzlemleri, tutulma düzlemi ile her türlü açı yaparlar. Birçoklarının yörüngelerinin elips olduğu tespit edilmiştir. Bazılarının yörüngelerinin basıklık oranı çok büyük olduğundan yörüngelerinin uzunluklarını bulmak kabil olmamış, bundan dolayı bir kısım astronomlar bazılarının yörüngelerinin parabol olduğunu da kabul etmişlerdir.
Aynı yörünge üzerinde yürüyen bir takım kuyruklar vardır. Bunlara (Kuyruklu yıldız grubu) denildiği gibi, yörüngelerinin düğüm ve görüntü noktaları bir gezegenin yörüngesi yakınında bulunduğundan dolayı (Gezegenin ailesi ) adını alan kuyruklar da vardır.
“Eneke kuyruklu yıldızı”, devir süresinin en kısa oluşu ile beraber devir süresindeki ivmesini değiştirici olmasından, “Halley kuyruklu yıldızı” da ilk devirli olduğu bulunan kuyruklu yıldız olmasından dolayı ün alan kuyruklu yıldızlardandır.

Kuyruklu Yıldızlar, bir çekirdek, onu çevreleyen saç kısmı ve bir kuyruktan meydana gelen ve takip ettikleri parabolik veya dış merkezliği çok büyük elips olan yörüngelerde belirli zamanlarda güneş civarında geçen ve bu arada dünyadan da görülen küçük gök cisimleridir.
Parlak bir başı ve gökyüzünün yarısını kaplayan uzun kuyruğuyla büyük bir kuyruklu yıldız, gerçekten görülecek bir şeydir. Aslında kuyruklu yıldızlar göründükleri kadar önemli gök cisimleri değildirler. Küçük parçacıklar genellikle buzlu ve hafif bir gazdan meydana gelirler. Birkaç defa dünyanın bir kuyruklu yıldızın kuyruğunun içinden geçtiği görülmüş ve dünyada en küçük bir hasar tespit edilmemiştir. Çünkü gezegenimizin atmosferi kuyruktaki zararlı zerreciklerden bizi korumuştur. Çok küçük bir kuyruklu yıldızın dünyanın çekim kuvvetine kapılıp düşmesi mümkündür. Ancak bu düşüş, dünyayı değil, gezegenimiz üzerindeki bir veya birkaç şehri haritadan silebilecektir.
Eski çağlarda, kuyruklu yıldızlar felaket habercisi olarak kabul edilirdi. Dünyaya en yakın mesafeye geldiği zaman çıplak gözle fark edilebilen kuyruklu yıldız, ilk görüldüğü zaman, insanlar korku ve endişeye kapılırlardı. Bir felaketin vukubulacağına, sözgelişi savaşların çıkacağına, veba salgınının yayılacağına ve zelzele olacağına inanırlardı. Asrımızın başında, yani 1910’da Halley Kuyruklu Yıldızı dünyaya yaklaştığı zaman insanlar aynı endişelere kapılmış ve hatta 1914 yılında patlayan Birinci Dünya Savaşını Halley’in uğursuzluğuna bağlayanlar bile çıkmıştır. Fakat İkinci Dünya Savaşı öncesinde Halley ortalarda gözükmemiştir. İkinci ziyaretini görebilmek için 1986 yılını beklemek gerekmiştir. Günümüzde artık hiç kimse kuyruklu yıldızın uğursuzluğuna inanmamaktadır. Eski Çinlilerden günümüze kadar ilk zamanlar yazı ve çizgilerle, son çağda fotoğraflarla kuyruklu yıldızların hareketi dikkatle kaydedilmiştir.

Kuyruklu yıldızlar üç bölümden meydana gelir:
1. Çekirdek
2. Saç
Ad:  comet1.gif
Gösterim: 814
Boyut:  4.2 KB

3. Kuyruk
Çekirdeğin büyüklüğü çok değişiktir. Çapı 1-10 km ile 50.000-160.000 km arasında değişir. Buna karşılık kütlesi son derece azdır. Genellikle 109-1012 ton arasındadır. Çekirdeğin yapısında daha çok su buzu ve kaya gibi katı maddelerle hidrojen, karbon, azot ve oksijen gibi hafif maddeler bulunur. Kuyruklu yıldız, güneşe yaklaşırken sıcaklık tesiriyle çekirdekteki bu maddelerin bir kısmı katı durumundan gaz durumuna geçer ve çekirdek etrafında kuyruklu yıldızın saçı adı verilen, çok az yoğunlukta bir çeşit atmosfer meydana gelir. Güneş ışığının ve güneş rüzgarının tesiriyle bu atmosferden ayrılan gaz ve toz partikülleri, güneşin aksi istikametinde çekirdekten uzaklaşırlar. İşte kuyruklu yıldızın kuyruğu dediğimiz şey, çekirdekten kopan bu parçacıklardır. Kuyruklu yıldız güneşe yaklaştıkça büyüyen ve uzaklaştıkça küçülen bu kuyruk bazan 30-40 milyon, bazan da birkaç yüz milyon km uzunlukta olabilir. (Dünya ile güneş arası yaklaşık 150 milyon km’dir.) Küçük kuyruklu yıldızlar ise umumiyetle kuyruksuz olup, gökyüzünde soluk ışıklı ham pamuk parçaları gibi gözükürler.

Kısa periyodlu bir kuyruklu yıldız, güneş etrafındaki yörüngesindeki her bir dönüşünde kütlesinin yüzde birini kaybederek kuyruğuna gönderir ve yaklaşık on bin yıl içinde kütlesi bu şekilde eriyerek dağılır gider. Kuyruklu yıldızlar, güneşten uzak olduklarında bulanık kenar çizgileri olan ve görülebilir bir kuyruğu bulunmayan parlak diskler şeklindedirler. Böyle zamanlarda yalnızca kuyruklu yıldızı meydana getiren maddelerin hepsini içinde taşıyan baş kısmı yani çekirdek ve gaz atmosferi görülebilir. Güneşten uzaklaşmakta olan yıldızın kuyruğu önden gider. Bu hadisenin sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber, kuyruktaki küçük parçacıkların güneş rüzgarı tarafından itildiği tahmin edilmektedir. Güneş rüzgarı, elektrik yüklü, düşük enerjili, her yönde güneşten uzaklaşan parçacık akımıdır.

Kuyruklu yıldızlar güneş sistemine dahil olmakla beraber, yörüngeleri çoğunlukla gezegenlerinkinden farklı olup, çok daha fazla eksantriktir (daha yayvan elips). Kısa periyodlu yörüngeleri olan birçok kuyruklu yıldız bilinmektedir. Encke Kuyruklu Yıldızının periyodu 3,3 yıl olup, on sekizinci yüzyıldan beri 50 defadan fazla gözlenmiştir. Kuyruklu yıldızların saçtığı ışık, kendilerinden değil güneşten kaynaklanmaktadır. Bunlar güneş ışığını yansıtarak parlarlar. Bundan dolayı kuyruklu yıldızların çoğu sadece güneşe yakın oldukları zaman incelenebilmektedir.
Ad:  ky2.jpg
Gösterim: 1748
Boyut:  233.7 KB
Bir kuyruklu yıldız, dünyanın çok yakınından geçse bile (bu yakınlık en az birkaç milyon km olacaktır.) gezegenimize hiçbir zarar veremez. Çünkü bu gök cisimleri çok büyük olmalarına rağmen kütleleri çok azdır.

Bilinen kuyruklu yıldızların en Ünlü Halley Kuyruklu Yıldızıdır. İngiliz astronomu Edmund Halley tarafından keşfedilen bu yıldız, binlerce yıldır düzenli aralıklarla dünyamızın çok yakınından geçmektedir. 1759 ve 1835 yıllarında yakınımızdan geçen Halley, en son 1910’da yani 76 yıllık bir aradan sonra gezegenimize yaklaşmıştır. O yıl dünyada büyük heyecan uyandıran ve bir kıyamet habercisi olarak görülen Halley, o günün Türkiye’sinde de dikkatleri gökyüzüne çekmiş, hatta Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ında olduğu gibi romanlara bile konu olmuştur. Beklendiği gibi 1986 yılında tekrar dünyamıza yaklaşan Halley Kuyruklu Yıldızının kuyruğuna takılan otomatik bir sonda aracı vasıtasıyla bu gök cismi hakkında yeni ve orijinal bilgiler elde edilmiştir. Halley’in sistemimizi, müteakip ziyareti ancak 2062 yılında vukubulacaktır.

Kuyruklu yıldızlar "kirli kartopu" ya da "buzlu çamur topu" olarak anılırlar. Buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle güneş sisteminin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.


Son düzenleyen Safi; 11 Nisan 2017 02:44
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
10 Nisan 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kuyruklu yıldızların niçin kuyrukları vardır?

Sponsorlu Bağlantılar
Kuyruklu yıldızların diğer gökcisimlerinden farklı ve gizemli şekilleri, aniden ortaya çıkıp bir süre sonra yok olmaları, onların tarih boyunca insanlar tarafından Tanrıların habercileri olarak algılanmalarına yol açmıştır. Onların ölüm ve felaket habercileri olduklarına, kuraklık, sel, açlık gibi büyük doğal afetlerin ve salgın hastalıkların hatta her iki dünya savaşının da o sıralarda görülen kuyruklu yıldızlardan kaynaklandığına inanılmıştır. Milattan önce 43 yılında Sezar'ın ölümünden sonra çok parlak bir kuyruklu yıldız görüldü ve onun Roma imparatorunun göğe yükselen ruhu olduğuna inanıldı. Böylece kuyruklu yıldızlardan ünlü kişilerin ölüm haberlerini almak gibi bir boş inanç daha yerleşti.
Bilim insanları Güneş sistemimizden çok uzakta ama yine Güneş çekimine bağlı olarak bir yörüngede dönen, her birinin kütlesi ve boyutu dünyamızdan çok az olan kirli kar topu şeklinde milyarlarca kuyruklu yıldız olduğuna inanıyorlar.
Bu görüşe göre başlangıçta görkemli kuyrukları olmayan bu gök cisimlerinden bazıları sistem içindeki karşılıklı çekim güçleri nedeni ile Güneş'e doğru hareket etmeye başlıyorlar.
Güneş'e yaklaştıkça, dış katmanlarında donmuş halde bulunan uçucu gazlar (karbondioksit, su, metan amonyum, vb.) hızla buharlaşmaya başlıyor. Güneş'e yaklaştıkça cismin etrafını gaz bulutu olarak sarıyorlar.
Güneş yüzeyinde devamlı patlamalar olduğundan ve uzaya büyük hızlarla gaz bulutları fırlatıldığından, cisim Güneş'e iyice yaklaştığında bunların etki alanına giriyor ve etrafındaki gaz bulutu Güneş'in tersi yöne doğru savrularak bir kuyruk görünümünü oluşturuyor. Bu nedenle kuyruklu yıldızların kuyruklarının yönleri hep Güneş yönünün ters tarafındadır.
Kuyruklu yıldızın kuyruğunun parlaklığına Güneş ışınlarının, gaz bulutu ve parçacıklardan yansımaları neden olur. Aslında büyüklüklerine bağlı olarak kuyruklu yıldızlar kuyruklarından sürekli madde kaybederler. Sonunda gök taşları haline gelen kuyruklu yıldız kalıntıları, dünya yakınından geçerken bize akan yıldız yağmurları olarak görünürler.
Eğer dünyamız bir kuyruklu yıldızın kuyruğu içinden geçerse ne olur? Bu, korkulacak bir şey değildir. Çünkü kuyruklu yıldızların kuyrukları yoğun değildir ve dünyanın bu kuyruk içinden geçmesi ona hiçbir şekilde etkide bulunmaz. Nitekim Halley kuyruklu yıldızı 1910'da geldiğinde, Dünya onun kuyruğunun içinden geçmişti ve bunun yeryüzüne bir zararı olmamıştı. Zamanımızda kuyruklu yıldızların normal gök cisimleri oldukları biliniyor. Bunlar çok büyük hacimli kuyruklarından dolayı korkutucu görünen aslında küçük ve hafif cisimlerdir. 12. yüzyılın ortalarından itibaren bilimin bunların yapılan ve ne olduklarını çözmeye başlamasından sonra halkın peşin hükümleri ve korkuları kaybolmaya başlamıştır.

Ad:  ky5.jpg
Gösterim: 614
Boyut:  66.3 KB

Son düzenleyen Safi; 24 Mart 2016 22:08
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
7 Haziran 2010       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
Gökyüzünün Gizemli Ziyaretçileri Kuyrukluyıldızlar

Kuyrukluyıldız Nedir?

Yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluşan güneş sisteminin, arda kalan gezgin buz kayalarıdır. Yörüngeleri, güneş sisteminin en soğuk ve karanlık köşelerinden, Güneş’in yakıcı sıcaklığına kadar uzanır. Güneş sisteminin iç (Güneş’e daha yakın) kısımlarında dolanırken, güneş ışınları kuyrukluyıldızın çekirdeğinin üstünde bulunan buzları buharlaştırırken küçük katı parçacıkları da ondan kopararak kuyruğunun Güneş’e göre zıt yönde oluşmasını sağlar. Kuyrukluyıldızların çoğu, Neptün gezegeninin daha ötesinde bulunan Kuiper kuşağından ve Oort Bulutundan gelmektedir.

Kuyrukluyıldızlar kısa ve uzun dönemli olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kısa dönemli kuyrukluyıldızların yörünge dönemleri 200 yıldan kısa ve yörüngeleri Jüpiter tarafından kontrol edildiğinden Jüpiter Kuyrukluyıldız Ailesi olarak bilinirler. Kuiper kuşağından gelen bu kuyrukluyıldızlar Jüpiter’in yörüngesi ile kesiştikleri için, bu dev gezegenin çekim etkisine maruz kalırlar. Bu etki, zamanla kuyrukluyıldızın yörüngesini değiştirerek bir süre sonra onun ya güneş sisteminin dışına fırlatılmasına ya da Jüpiter ya da Güneş ile çarpışmasına neden olur. Kısa dönemlilere örnek olarak Halley (dönemi 76 yıl), Tempel-1 (5.5 yıl), Encke (3.3 yıl), Wild 2 (6.15 yıl) kuyrukluyıldızları verilebilir.

Uzun dönemli kuyrukluyıldızların yörünge dönemleri ise 200 yıldan daha uzundur ve bunlar Oort Bulutundan gelmektedirler. Bu türden kuyrukluyıldızlara örnek olarak Hale-Bopp kuyrukluyıldızı (4 bin yıl) verilebilir.

Güneş sistemi içersinde bir bakıma bir dengenin (büyük kütlesi nedeniyle Jupiter’in bir kalkan görevini üstlenmiş) olduğunu söylemek mümkündür. Ancak bu, herhangi bir kuyrukluyıldızın ya da onlardan daha büyük kütleli olan bir asteroidin (küçük gezegenin) örneğin dünyamıza hiç bir zaman çarpamayacağı anlamına gelmez.

Bir gök cisminin (kuyrukluyıldız ya da asteroid) Dünya’ya olan uzaklığı 7.480.000 km (ya da 0.05 AB’dir, Dünya-Güneş arasındaki uzaklığına 1 astronomi birimi (AB) denir ve 1AB = 149.6 x 106 km) ve çapı 150 km’den daha büyük olduğu durumda Dünya’ya çarpma olasılığı yüksektir. Dünya’ya olan uzaklıkları dikkate alındığında asteroidlerin Dünya’ya çarpma olasılığı Kuyrukluyıldızlara nazaran daha fazladır. Potansiyel çarpma tehlikesi oluşturabilecek asteroidlerin bilinen sayısı bin civarındadır. Fakat onların bu varlığı Dünya’ya kesinlikle çarpacakları anlamına gelmez, sadece böyle bir tehtidin olasılığı söz konusudur. Bunun için gökbilimciler düzenli olarak bu cisimleri gözlemektedirler.

Dünya’ya potansiyel olarak çarpabilecek cisimlerin çarpma olasılıkları Torino Ölçeği ile tanımlamaktadır. Böylece ilgili bir gök cismine Torino Ölçeği’nde (T.Ö) 0 ile 10 arasında bir sayı verilir. 0 cismin Dünya’ya çarpma olasılığının hiç olmadığını belirtirken 10 çarpışmanın kesin olduğu ve hatta genel bir iklim felaketine yol açacağını gösterir.

Torino Ölçeği; beyaz, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı olmak üzere renklerle ölçeklendirilir. Her bir rengin kendine özgü anlamı vardır. Beyaz: T.Ö = 0, “Çarpışma yok”, Dünya’ya hiçbir tehlikesi olmayan ya da dünya atmosferinde yok olacak olanlar. Yeşil: T.Ö = 1, “normal”, Dünya’ya yaklaşabilecek fakat boyutları çok küçük olan gök cisimleridir, yani ciddi bir tehdit oluşturmayanlar. Sarı: T.Ö = 2, 3 ve 4, “Dikkate değer”, Dünya ile çarpışma olasılıkları birkaç yüzyıl içinde yüksek olan gök cisimleridir. Turuncu: T.Ö = 5, 6 ve 7, “Tehdit oluşturur”, boyutları yerel ya da küresel yıkım oluşturabilecek kadar büyük olan cisimlerdir. Kırmızı: T.Ö = 8, 9 ve 10, “Kesin Çarpışma” olacağı ve yerel ve bölgesel yıkıma ek olarak küresel iklim değişimine neden olacak cisimlere karşılık gelmektedir. Dünya’ya çarpma olasılığı cismin kinetik enerjisine (1 MT = 4.3 x 1015 J’le karşılık gelmektedir) göre verilmiştir. Y-ekseninde söz konusu cisimlerin boyutları da belirtilmiştir.Bunun yanında en yakın tarihli Torino ölçeği 2 olan ve 2102 yılında Dünya ile çarpışma olasılığı yüksek olan VD17 asteroidine ilişkin bilgiler de yer almaktadır.

Ad:  ky3.jpg
Gösterim: 1109
Boyut:  125.6 KB



Kaynak: Popüler Bilim
Son düzenleyen Safi; 25 Mart 2016 17:21
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Haziran 2010       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
McNaught Kuyrukluyıldızı
Ad:  McNaught Kuyrukluyıldızı1.jpg
Gösterim: 1500
Boyut:  99.3 KB
Yeni kuyruklu yıldız iç Güneş Sistemi’nden hareketli bir şekilde geçmekte, parlaklığı hızlıca artmakta ve Güneş’e yaklaşmaktadır.Avustralya’dan Michael Jager, 6 Haziran günü 20 cm açıklıklı teleskobunu kullanarak kuyrukluyıldızın fotoğrafını çekmiştir. Kuyruklu yıldızın yeşil atmosferi Jüpiter’den daha büyüktür ve bir milyon kilometreden daha uzun olan kuyruğu zarifçe uzayda süzülmektedir. Bu boyutlar kuyrukluyıldızı bir teleskop için ideal bir hedef yapmaktadır.

McNaught Kuyrukluyıldızı kuzey yarımküredeki gökyüzünde şafaktan önce Kahraman (Perseus) takımyıldızında görülebilir. 15 ve 16 Haziran tarihleri arasında kuyruklu yıldız Yer’in 169.5 milyon kilometre uzağından geçecektir. Bu günlerde kuyruklu yıldızı çıplak gözle (5 ile 6 kadir arasında) görebilmek mümkündür. Ayın sonuna doğru kuyruklu yıldız Büyük Ayı (Ursa Major) Takımyıldızındaki yıldızlar kadar parlak olacaktır.Kuyruklu yıldız için yapılan tahminlerin çoğu kuyruklu yıldızın çok yeni olmasından dolayı belirsizdir.

Ad:  McNaught Kuyrukluyıldızı.jpg
Gösterim: 1780
Boyut:  60.9 KB

Kaynak:Astronomi Bülteni(Ege Üniversitesi Astronomi Topluluğu/15 Haziran 2010,Sayı:53)
Spaceweather
Son düzenleyen Safi; 25 Mart 2016 17:21
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Haziran 2010       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Kuyruklu Yıldızlar Çalıntıymış!

Yeni bir araştırma, yıldızımızı bir küre gibi çevreleyen Oort Bulutu’ndaki yüzmilyarlarca kuyrukluyıldızın çok büyük çoğunluğunun, Güneş tarafından doğduğu küme içindeki yüzlerce kardeşinden çalınmış olduğunu gösteriyor.

Gökbilimdeki yaygın kabul gören modellere göre yıldızlar, dev moleküler gaz bulutlarının kütleçekimsel dengesizlikler nedeniyle çöken bölümlerinde yüzlerce bireylik kapalı kümeler halinde doğuyorlar. Kümedeki yıldızların büyük çoğunluğu, gaz ve toz disklerinin içinde oluşuyor. Diskin oluşma aşamasındaki yıldıza yakın iç kesimlerinde gezegenler ortaya çıkarken, soğuk dış kesimlerdeyse toz ve buzdan oluşmuş, birkaç kilometre çaplı “kirli kartopları” oluşuyor. Bunlardan bazıları yerlerinden kopup Güneş çevresinde kısa ya da uzun periyotlu yörüngelere yerleşiyorlar. Güneş’e yaklaştıklarında ısınarak püskürttükleri gaz ve toz zerrecikleri Güneş rüzgarı tarafından geriye savrulup ışıdığı için Türkçe’ye has güzel bir benzetmeyle bunlara “kuyrukluyıldız” diyoruz.

ABD’deki Southwest Research Institute’dan Harold Levison yönetimindeki araştırmacılar, “yabancı kökenli” kuyrukluyıldızlarla ilgili şaşırtıcı iddialarını, kümelerde yıldız oluşumu ve hareketleriyle ilgili olarak yaptıkları 26 ayrı bilgisayar simulasyonuna dayandırıyorlar.

Simulasyon sonuçlarına göre küme içindeki yüzlerce yıldızın oluşum aşamasında her birini çevreleyen gaz ve toz disklerinde, gözlemlere dayanılarak yapılan hesaplara kıyasla çok daha az sayıda kuyrukluyıldız ortaya çıkıyor. Bunlar, başlangıçta hepsi Oort Bulutu’nun içine girebilecek kadar birbirine yakın yıldızlar arasındaki kaotik kütleçekim etkileşimleri nedeniyle disklerinden koparak küme içine dağılıyor.

Kütlesi daha büyük olan yıldızlar, bu “avare” gezginleri kendilerine bağlarken, bazen hırsızlık daha doğrudan oluyor. Çok sık görülmese de bazen yıldızlar birbirlerine çok yaklaşıyorlar ve bu sırada büyük yıldız küçüğün çevresindekileri ele geçiriyor.


Dev yıldızların yaydığı şiddetli ışınım ve rüzgar (uzaya savurdukları elektrik yüklü parçacıklar), kümedeki gazı dağıtınca yıldızlar birbirlerinden uzaklaşıyor ve küme dağılıyor.

Anlaşılıyor ki Güneşimiz, bu alışverişte çok karlı çıkanlardan. Çünkü, Güneş’ten 2000 Astronomik Birim (Astronomic Unit – AU; Güneş-Dünya mesafesi = 150 milyon km) uzaklıktan başlayıp 50.000 AU’ya kadar (kimilerine göre 100.000 hatta 200.000 AU) uzanan Oort Bulutu’nda en az 400 milyar kuyrukluyıldız olduğu hesaplanıyor. Bazı araştırmacılara göreyse Oort Bulutu’nda çapı 1 km çaplı cisimlerin sayısı trilyonları buluyor. Bu sayılar, yıldız oluşumuyla ilgili kuramların öngördüğüyle karşılaştırılamayacak kadar büyük. Hatta Levison ve ekibine göre Güneş, sahip olduğu kuyrukluyıldız stokunun %90’ını kardeşlerinden devşirmiş olabilir.

Oort Bulutu’ndan koparak Güneş çevresinde uzun eliptik yörüngelere yerleşen ve belli aralıklarla Güneş’e yaklaşanlara “Uzun Periyotlu Kuyrukluyıldızlar” deniyor. (Birkaç yıl gibi kısa periyotluların kaynağıysa, Neptün gezegeninin dışındaki Kuiper Kuşağı adlı disk). Halley, Hale-Bopp gibi ünlüler, Oort Bulutu’ndan gelen ziyaretçiler olduklarından, yeni araştırmanın ışığında bunlara “Güneş’in kayıp kardeşlerinden çaldığı ganimetler” olarak bakabiliriz.


Kaynak: Ntvmsnbc (13 Haziran 2010 Pazar)
Son düzenleyen nötrino; 25 Mart 2016 09:48
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Kasım 2010       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı
Güneş’e Dalan Kuyruklu Yıldız

Güneş Sistemi bir kuyrukluyıldızını daha kaybetti. Çinli bir amatör astronom olan Bo Zhou tarafından keşfedilen kuyrukluyıldız, 21 Ekim günü Güneş’e fazla yaklaştı ve görüldüğü kadarıyla buharlaştı. Bu ölüm dalışı SOHO (the Solar & Heliopheric Observatory) kronografları tarafından kaydedildi.

Kuyrukluyıldız muhtemelen Kreutz güneşi sıyıranlar (Kreutz sungrazers) olarak adlandırılan bir ailenin üyesidir. Adını 19. yüzyılda üzerlerinde ayrıntılı çalışmalar yapan Alman gökbilimciden alan bu aile, en az 2000 yıl kadar önce parçalanan bir dev kuyrukluyıldızın parçalarıdır. Hergün bu kuyrukluyıldızlardan birkaçı Güneş’e çok yaklaşıyor ve parçalarına ayrılıyorlar. Bu kuyrukluyıldızların çoğu görülemeyecek kadar küçük. Ancak bu kuyrukluyıldız gibi bazıları dikkat çekecek kadar büyük olabiliyorlar.


Kaynak:Spaceweather
Son düzenleyen nötrino; 25 Mart 2016 09:49
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Kasım 2010       Mesaj #7
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Kuyrukluyıldızlar

Yunanca “komē” (saç) kelimesinden türeyen “komētēs” yani “saçlı yıldız”, gökyüzünün en görkemli cisimleridir. Gökyüzünde bir kuyrukluyıldızın (komet) görülmesi, bilim adamlarının olduğu kadar halkın da ilgisini çekmektedir. Astronomlar, uzay fizikçileri, jeologlar ve hatta biyologlar, bu canlı görünüşün içindeki çeşitli fiziksel özellikleri incelerler.

Kuyrukluyıldızlar toz ve buzdan oluşan küçük cisimlerdir. Bu yüzden “kirli kar topları” veya “buzlu çamur topları” olarak da tanımlanırlar. Çıplak gözle en fazla ayırt edilebilen kısımları kuyruklarıdır. Uzunlukları 10 milyon kilometrenin birkaç katı ile 1 A.B. arasındadır. Kuyrukluyıldızlar, Güneş Sistemi’nin kökeni ile ilk evrimini anlatmamıza yardımcı olmaları konusunda çok önemlidirler. Ayrıca Dünya’yı doğrudan doğruya etkileyebilirler. Örneğin kuyruklu yıldızların artıkları meteor yağmurlarının oluşmasına sebep olmaktadır. Zaman zaman büyük parçalar da Dünya yüzeyine düşebilir.


Kuyrukluyıldızlar Güneş’e yaklaştıklarında parlaklıkları artar. Parlak bir kuyruklu yıldız yapısal bakımdan dört bölümde incelenebilir. Bunlar: “Kuyruk”, “Hidrojen Bulutu”, “Çekirdek” ve “Koma” olarak isimlendirilir.


Sekil01
Kuyrukluyıldızın yapısı

KUYRUKLAR
Kuyrukluyıldızlar iki tür kuyruğa sahiptirler: “Toz kuyruk” ve iyonize olmuş “Gaz (plazma) kuyruk”. Bunlar arasındaki fiziksel fark, alınan tayflarından ortaya çıkmaktadır. Plazma kuyruğun tayfı salma (emisyon) çizgilerine sahipken, toz kuyruğun tayfı kuyruklu yıldızdan dışarı atılan tozdan yansıyan Güneş ışığının tayfından oluşur.

Toz kuyruk homojen yapıda olup uzunluğu 10 milyon kilometreyi aşar. Kuyruklu yıldızın en göze çarpan kısmıdır ve çıplak gözle görülebilir. İyon kuyruğu ise yüzlerce milyon kilometre uzunluğundadır, mavi renkte olup, dar ve düzdür.

Toz ve iyon kuyruklar, bir kuyruklu yıldızda, ayrı ayrı veya birlikte bulunabilirler.

HİDROJEN BULUTU
Yapılan gözlemler, kuyrukluyıldızların etrafında büyük hidrojen bulutları olduğunu göstermiştir.

KOMA
Çekirdek etrafında gaz ve tozdan oluşmuş bir zarftır. 100.000 – 1.000.000 km arasında bir büyüklüktedir. Bir kuyruklu yıldızın komasının gözlenebilmesi için yıldızın güneşe 3 A.B. mesafede olması gerekir.

ÇEKİRDEK
Kuyruklu yıldızın tek katı olan bölgesidir. Çekirdek kısmı kuyruklu yıldızın gaz ve toz kaynağıdır. Düzensiz bir şekilde olup çapı yaklaşık birkaç yüz metre ile 10 km arasındadır. Tahmin edilen kütlesi ise 1014 – 1019 gr arasındadır. Hemen hemen yarı yarıya buz ve tozdan oluşmuştur.


Sekil02
Halley Kuyruluyıldızı’nın çekirdeği

KUYRUKLUYILDIZLARIN KÖKENİ
Buradaki teori bu buzlu cisimlerin kökeni nedir sorusuna cevap verme amacı güdmektedir. Bu konu ile ilgili bilginin çoğu kuyruklu yıldız yörüngelerinin incelenmesinden elde edilmiştir. 600 den fazla kuyrukluyıldızın yörüngeleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahibiz. Yaklaşık 100 kadar kuyrukluyıldızın peryotları, 200 yıldan az olup bunlar “kısa peryotlu kuyrukluyıldızlar” olarak sınıflandırılır. Bunlardan çoğunun yörüngeleri direktir ve Ekliptik’e göre eğimleri 30 derece veya daha azdır. Kısa peryotlu kuyrukluyıldızların çoğunun afeli (Güneş’e en uzak noktası), Jüpiter’in yörüngesine yakındır ve bugünkü yörüngelerinin, Jüpiter’ in kuyrukluyıldızlara çekimsel etkisi sonucunda oluştukları sanılıyor.

500 tane uzun peryotlu kuyrukluyıldız gezegenlerin çekiminden, nisbeten, etkilenmişlerdir ve bunların yörüngeleri, Dünyan’nın yörünge düzlemine (yani ekliptik düzleme) göre rastgele bulunmaktadır. Bundan başka, orijinal yörüngelerin (kuyrukluyıldız, iç Güneş Sistemi’ne girmeden önce takip ettiği yol) çok dikkatli incelenmesi, yörüngelerden hiç birinin hiperbolik olmadığını gösteriyor. Buna dayanarak söyleyebiliyoruz ki, yıldızlararası kuyrukluyıldız yoktur. Bu gerçekler, kuyrukluyıldızların, Güneş Sistemi’nin diğer elemanları gibi, bir çekim kuvveti ile Güneş’e bağlı olduklarını ve bu elemanların evrimi sırasında oluştuklarını kuvvetle göstermektedir.

1950 yılında Jan Oort, kuyrukluyıldız yörüngelerinin istatistiğini yorumlayarak kuyrukluyıldızların, Güneş etrafında 10.000 ile 100.000 A.B. arasında yarıçapı olan küresel bir bulut içinde bulundukları sonucunu elde etmiştir. (Karşılaştırmak amacı ile, güneş’e en yakın yıldız olan Alfa Centauri’nin uzaklığının yaklaşık 150.000 A.B olduğunu belirtelim.)

Kuyruklu yıldızların kökenini tayin etmek, kuyrukluyıldız araştırmalarında en aktif çalışma alanıdır. Bugün için kabul edilen görüş, bunların, yaklaşık olarak Güneş ve gezegenlerin oluştukları zamanda, Güneş Nebulası’ndan yoğunlaştıkları şeklindedir. Şüphesiz bununla ilgili birçok ayrıntı eksik bulunmaktadır, fakat kuyrukluyıldızlar, Güneş Sistemi’nin yaratılmasına sebep olan fiziksel süreçlerin doğal yan ürünleri olduğu anlaşılıyor. Bazı teoriler, kuyrukluyıldızların, Güneş Sistemi’nin evriminde daha fazla rolleri olduğunu ön görmektedirler. Örneğin, yersel gezegenlerin atmosferleri için önemli bir kaynak olabilirler ve bundan başka, Dünya’daki hayatın başlaması için gerekli olan orjinal organik molekülleri de sağlamış olabilirler.

ÖNEMLİ KUYRUKLUYILDIZLAR
Kuyrukluyıldızlar içinde önemli olanlara ya keşfedenin veya yörüngesini inceleyenin adı verilir. Örneğin Halley, Encke ve Brooks kuyrukluyıldızları böyledir. Nisbeten önemsiz kuyrukluyıldızların adlandırılması iki adımda olur: Önce keşfedildiği yıl ve bunun önüne, o yıl keşfedilen kaçıncı kuyrukluyıldız olduğunu belirten küçük bir harf yazılır. Örneğin, 1950c olarak adlandırılan bir kuyrukluyıldızın,1950 yılında keşfedilen 3. Kuyrukluyıldız olduğu anlaşılır. Kuyrukluyıldızın yörüngesi tayin edildikten sonra ise harfin yerini, perihelden (Güneş’e en yakın noktadan) geçiş sırasını gösteren bir Romen rakamı alır. Örneğin 1965V sembolü, bir kuyrukluyıldızın 1965 yılında keşfedildiği ve o yıl perihelden geçenler içinde 5. sırada bulunduğunu gösterir.


Sekil03
Kuyrukluyıldız McNaught (c/2006 P1)

Kuyrukluyıldaz içinde en önemlisi, şüphesiz Halley Kuyrukluyıldızı’dır. Halley’e ait gözlemler, en azından, Çinlilerin kayıtları olan M.Ö. 240 yılına kadar dayanıyor ve 2000 yıldan fazla zamandan beri her perihel geçişte gözleniyor.

Edmond Halley’in zamanına kadar, kuyrukluyıldızların iç Güneş Sistemi’ne geçici olarak uğradıkları sanılıyordu; bunların, periyodik yörüngeler üzerinde hareket etmiş olabileceklerini kimse ciddi olarak düşünmemişti. Halley, Newton’un çekim kanununu ve gezegen yörüngelerini kullanarak bazı kuyrukluyıldızların yörüngelerini hesaplamıştır. Halley, 1531, 1607 ve 1682 yıllarında gözlenen yörüngelerin tamamen aynı olduğuna dikkat etti ve bunların muhtemelen aynı cisme ait olabileceklerini düşündü. Bu noktadan hareket eden Halley, aynı kuyrukluyıldızın 1758 – 1759 yılları arasında tekrar görüneceğini dair kehanette bulundu. Gerçekten kuyrukluyıldız, kehanette bulunulduğu gibi, tekrar görüldü ve Halley’in adı bu kuyrukluyıldıza verildi.

Halley kuyrukluyıldızının 76 yıllık bir dolanın periyodu bulunuyor. Perihel ve afel uzaklıkları sırası ile 0,59 A.B. ve 35 A.B. dir. Çekirdeğinin yarıçapı tahminen 2,5 km olan Halley kuyrukluyıldızı, kuyrukluyıldızlara ait birçok özelliği kendinde bulundurur.
Önemli başka bir kuyrukluyıldız, yörüngesinin heryerinde gözlenebilen Schwassmann-Wachmann (1925 II) kuyrukluyıldızıdır. Bu kuyrukluyıldızın dışmerkezliği sadece 0,14 olup yörüngesi, Jüpiter ile Satürn arasında bulunur. Oterma kuyrukluyıldızı da , 8 yıllık periyoduna rağmen, yörüngesinin her noktasında gözlenebilir; bunun sebebi yörüngesinin çembere yakın (dışmerkezliği az) olmasıdır.

Encke Kuyrukluyıldızı, periyodunun azalması ile ünlüdür. Keşfedildiğinden bu yana periyodu, gezegen çekim etkileri ile açıklanmayan bir miktar kadar azalarak 3,3 yıla kadar düşmüştür.

Sekil06
Encke Kuyrukluyıldızı

En çok dikkati çeken kuyruklu yıldızlardan biride 1882 kuyrukluyıldızıdır. Gün ışığında görülebilecek kadar parlak olan bu cisim, Güneş yüzeyinden 500.000 km uzaklıktan koronanın içinden geçmiştir.

Kaynaklar
  • Genel Astronomi, Prof. Dr. Salih Karaali
  • Astronomi ve Astrofizik, Editörler: Sacit Özdemir, Birol Gürol, Osman Demircan
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Aralık 2010       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı
Güneş Diğer Yıldızlardan Kuyruklu Yıldız Aşırıyor

Gökyüzünde bir kuyruklu yıldız gördüğünüz zaman bilin ki uzak yıldızlardan aşırılmış bir gökcismine bakıyorsunuz.Güneybatı Araştırma Enstitüsü (Southwest Research Institute - SWRI)’nden bir grup araştırmacının yaptığı karmaşık bilgisayar benzetimi bu çarpıcı gerçeği gözler önüne sermektedir.

Aşırmacı benzetime göre Güneş’in de içinde bulunduğu doğum kümesinde yıldızlar oluşurken, yakındaki yıldızlardan kuyrukluyıldızları çekim etkisi ile aşırmışlar. Güneş tarafından aşırılan kuyrukluyıldızlar Oort Bulutu’nda toplanmışlardır.

Oort Bulutu, Plüto’nun da ötesinde yer alan ve kuyrukluyıldızların bulunduğu geniş bir buluttur. Bu bulutu 20. yy ortalarında Hollandalı gökbilimci Jan OORT keşfetmiş ve kuyrukluyıldızların nereden geldikleri sorusuna bir cevap olarak sunmuştur. Bu cevaba karşın şimdiye kadar bu konuda doğrudan bir gözlem yoktur. Çoğu gökbilimci yalnızca uzun dönemli ve Halley türü kuyrukluyıldızların kaynağı olarak Oort Bulutu’nu göstermektedir.

Var olan eski kuramın açıklayamadığı en büyük sorunlardan biri kuyrukluyıldız sayısıydı. Gözlediğimiz yani Oort Bulutu’ndan Güneş Sistemimiz’e giren kuyrukluyıldız ile kuramda Oort Bulutu’nda oluşturulan kuyrukluyıldız sayısı birbirini tutmamaktadır. Fakat yeni kuram bu durumu Güneş’in kuyrukluyıldız aşırmasıyla açıklamaktadır.Oort Bulutu içerisinde 1.5 ila 3 km uzaklıkta kuyrukluyıldızlar yer almaktadırlar. Bu yüzden de kaç tane olduklarını hesaplamak oldukça zordur. Daha önceki kuramlarda altı milyar kuyrukluyıldızın var olduğu tahmin ediliyordu.

Gözlemlere dayanan yeni benzetim sonucunda ise kuyrukluyıldızların sayısı 400 milyar olarak bulunmuştur.Kuramlar arasında böyle büyük bir uçurumun olması ancak hesaplamalardaki yanlıştan ortaya çıkabilir. Bu da kuramın kendisinde bir hatanın olduğunu gösterir.Yeni kuramı destekleyen bir diğer durum ise kuyrukluyıldızların yörüngeleridir. Uzun dönemli ve oldukça basık olan yörüngeleri onların Güneş’ten çok uzaklara çıkmalarını sağlayabilir. Bu da kuyrukluyıldızların yalnızca Güneş ve diğer yıldızların etrafında oluştukları gibi, başka yerde de oluştuklarını açıklamaktadır.

Kuyrukluyıldızlar bilindiği üzere Güneş’in oluşumu hakkında bize ayrıntılı bilgi sağlayan ziyaretçilerdir. Fakat bu yeni kuramla birlikte kuyrukluyıldızlar diğer yıldızlar hakkında da bilgi vereceğe benzemektedir.

Kaynak: Science-NASA
Son düzenleyen nötrino; 25 Mart 2016 09:49
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Mart 2011       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı
Kuyrukluyıldızda İnsan Yapımı Krater

NASA'nın 2005 yılında Deep Impact (Derin Darbe) göreviyle gönderilen uzay aracı Stardust (Yıldız tozu), bir kuyrukluyıldızda yara izleri görüntüledi.Uzay aracı 14 Şubat’da, Tempel 1 (Tapınak 1) kuyrukluyıldızına yaklaşık 178 km yaklaşarak en yakın konumuna geldi. Kuyrukluyıldızdan yüksek çözünürlüklü görüntüler elde eden uzay aracı, kuyrukluyıldızın çekirdeğinin etrafını saran toz yapı hakkında bilgi edindi. Aynı zamanda bu yapı kuyrukluyıldızın atmosferidir. Uzay aracının Stardust-Next (Yıldız tozu - Gelecek ) adı verilen ikinci araştırma görevi, kuyrukluyıldızlarla ilgili parçacıkların toplanmasıydı ve 2006 yılında Yer'e gelerek görevini tamamlamış olacaktı.

Stardust-Next görevi başarıyla gerçekleştirildi, yüzey özelliklerinin gözlenmesi dahilinde, 2005 yılı Derin Darbe görevi sırasında görüntülenen alanlardaki değişimler, yeni bölgeler ve kuyrukluyıldızda bir krater gözlendi. Bu kraterin 2005’deki görev sırasında Deep Impact aracı tarafından oluşturulduğu ileri sürülmektedir.

Alınan görüntülerin birkaçı, Deep Impact'in Tempel 1 ile çarpışma görevinin sonucu ile ilgili ümit vermeyen ipuçları sağlamıştır. Oluşan bu küçük kraterin merkezinde bir tepecik belirmiştir. Buradan yola çıkarak, kuyrukluyıldızın özeğinin kırılgan ve zayıf olduğu tesbit edilmiştir.Uzay aracı fırlatıldığından beri, 5.5 milyar kilometre boyunca görüntü aldı. Ekip, kuyrukluyıldızdan yararlı bilgi geldiği sürece görüntü almaya devam edecek ve sonunda Stardust uzay aracı iyi bir dinlenmeyi hak edecek.

Stardust-Next uzay aracının, Tempel 1 kuyruklu yıldızından aldığı görüntüler=>NASA-Tempel 1


Kaynak:JPL-Stardust Next
ocan4214 - avatarı
ocan4214
Ziyaretçi
17 Mayıs 2011       Mesaj #10
ocan4214 - avatarı
Ziyaretçi
KUYRUKLUYILDIZ
Kuyrukluyıldızlar "kirli kartopu" ya da "buzlu çamur topu" olarak anılırlar. Buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle güneş sisteminin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşur.

Kirli kartopu Güneş etrafında eliptik bir yörünge izleyerek hareket eder. Güneşe yaklaştıkça içindeki buzlar erir. Erimeyle kopan taş ve toz parçacıkları Güneş rüzgârlarıyla itilerek güneşten gelen ışığı yansıtır ve kuyruk görünümü oluşturur.

1995 yılı itibariyle 875 kuyrukluyıldız kataloglanmış ve yörüngeleri hesaplanmıştır. Bunlardan 184'ü periyodik kuyrukluyıldızdır (yörünge dönemleri 200 seneden azdır.) Mutlaka bunların dışında kalan pek çoğu periyodik kuyrukluyıldızdır, ancak yörüngeleri yeterli hassasiyetle tanımlanamadığından kesinleştirmek mümkün olmamaktadır.

Tarihin başlangıcından beri insanlar, geceleri gökyüzünde yıldızlarla doğup yıldızlarla batan kuyrukluyıldızları izlemişlerdi. Eski Yunanlılar bu gökcisimlerine "saçlı yıldızlar" adını takmışlardı. Kuyrukluyıldızın bazı batı dinlindeki adı olan "komet" sözcüğü de, "saç" anlamındaki Yunanca sözcükten gelir. Bu gökcisminin "saç" ya da "kuyruk" benzetmeleriyle adlandırılmasının başlıca nedeni, gökyüzünde aydınlık bir ışık akıntısı biçiminde belirmesidir.
Kuyrukluyıldızlar parlaklık bakımından büyük farklılıklar gösterir; bazıları ancak çok büyük teleskoplarla görülebilecek kadar soluk, bazıları ise güneş ışığı altında bile görülebilecek kadar parlaktır. Kuyrukluyıldızların yapısı ve nereden geldikleri uzun süre bir sır olarak kaldı. 17.yüzyılda astronomlar, bunların Güneş sisteminde yer alana kalabalık bir gökcisimleri topluluğu olduğunu anladılar. Tıpkı gezegenler gibi kuyrukluyıldızlar da Güneş'in çevresinde dolanırlar. Dolanım süreleri çok değişiktir; bazıları dolanımlarını üç buçuk yılda, bazıları ise 1 milyon yıldan daha uzun sürede tamamlar.

Yapısı
Aktif bir kuyruklu yıldız güneşe yaklaştığında belirli bölümleri vardır.
  • Nüve: Nispeten katı ve kararlı olan çekirdek, su buzu ve diğer donmuş gazlar ve az miktarda kozmik toz ve diğer katı cisimlerden oluşmuştur.
  • Koma: Çekirdekte buharlaşan su, karbondioksit ve diğer nötr gazların yoğun bir bulutudur. Nüveyi çevreleyen ışık topu olarak görülür.
  • Hidrojen Bulutu: Çok büyük (milyonlarca km) ancak son derece seyrek bir nötr hidrojen zarfı.
  • Toz Kuyruk: 10 milyon km'yi aşan uzunlukta, çekirdekten kaçan gazlarla taşınan mikroskobik toz partiküllerden oluşmuş duman. Kuyruklu yıldızın, çıplak gözle görülebilen en belirgin özelliğini teşkil eder.
  • İyon Kuyruk: Kuyrukluyıldızın, yüzlerce milyon km'ye varan uzunlukta, güneş rüzgarlarıyla reaksiyon sonucu iyonize olmuş gazlardan oluşan plazma kuyruğudur.
Yörüngesi
Kuyrukluyıldızlar güneşe yeterince yakın olmayınca görülmezler. Yörüngeleri oldukça eksantriktir. Bazılarının yörüngesi Plüton'un bir hayli dışına taşar, Bunlar bir kez görüldükten sonra binlerce yıl boyunca geri dönmezler. Sadece kısa ve orta periyotlu kuyrukluyıldızların (Halley kuyrukluyıldızı gibi) yörüngelerinin en azından önemli bir bölümü Plüton yörüngesinin içinde kalır.
Kuyrukluyıldızlar, güneş yakınından yüzlerce geçiş sonunda (yaklaşık 500 geçiş sonunda), buz ve gazların tamamına yakınını yitirerek astreoidlere benzer bir görünüm kazanırlar (muhtemelen dünyaya yakın astreoidlerin bazıları ölü kuyrukluyıldızlardır.) Yörüngeleri Güneşe yaklaşan kuyrukluyıldızların, Güneş ya da gezegenlere çarpışma, ya da oldukça yakın bir geçişle (özellikle Jüpiter'e yakın geçerlerse), güneş sistemi dışına atılmaları olasılığı vardır.
1826'da Wilhelm von Biela'nın keşfettiği kuyrukluyıldızın neredeyse yedi yıllık bir periyodu olduğu belirlenmişti, ama 1846'da bu kuyrukluyıldız ikiye bölündü ve biri öbüründen daha büyük kuyrukluyıldız ortaya çıktı. 1852'de yeniden görünen bu ikili, daha sonra gözle görülemeyecek parçalara bölündü. İkilinin yeniden görünmesi gereken 1872'de izlenebilen yalnızca bir meteor yağmuruydu. Kuyrukluyıldızlar, eninde sonunda "ölürler" ve meteor tozlarına dönüşerek, kuyrukluyıldız halindeyken izledikleri yörüngede sürüklenirler.

Halley Kuyrukluyıldızı (
Comet Halley 1910)
Uzun süre kuyrukluyıldızların buhardan oluştuğuna ve Dünya'dan yükselmiş olduğuna inanıldı. 16. Yüzyılda Danimarkalı astronom Tycho Brahe, son derece titiz biçimde gerçekleştirdiği gözlemler sonunda, kuyrukluyıldızların yalnızca Dünya atmosferinin dışında değil Ay'ın da ötesinde bulunduklarını kanıtladı. Ama kuyrukluyıldızların ne olduğu ancak 17.yüzyıldan sonra tam olarak anlaşılmaya başlandı. Yerçekimi yasasını keşfeden Sir Isaac Newton, 1680'de beliren büyük bir kuyrukluyıldızı gözlemledi ve elde ettiği verilerden kalkarak önemli bir buluş gerçekleştirdi. Newton, kuyrukluyıldızların kütleçekimi kuvvetin etkisiyle Güneş'e doğru çekildiklerini ve tıpkı gezegenler gibi Güneş'in çevresinde dolandıklarını belirledi.
Ad:  Comet Halley 1910.JPG
Gösterim: 545
Boyut:  112.8 KB

İki yıl sonra görünen bir başka kuyrukluyıldızı da, Newton'ın arkadaşı astronom Edmond Halley gözlemledi. Halley, 1337'den beri zaman zaman belirmiş olan 24 kuyrukluyıldıza ilişkin bilgileri inceledi ve yörüngelerini hesapladı. 1531,1607 ve 1682 yıllarında görülen kuyruklu yıldızların hemen hemen aynı yörüngeyi izledikleri saptadı. Böylece, bunların aynı kuyrukluyıldız ve bu kuyrukluyıldızın 1758 ya da 1759'da yeniden dolanıp Dünya'nın yakınından geçeceği sonucuna vardı.
Tahmini doğru çıktı ve kuyrukluyıldız 1758'in sonlarında yeniden göründü; ama bunu, 1742'de ölmüş olan Halley'in kendisi göremedi. Böylece bilim adamları, kuyrukluyıldızların düzenli ziyaretlerde bulunabileceğini belirlemiş oldular ve 1758-59'un büyük kuyruklu yıldızına Halley'in adını verdiler. O tarihten sonra da bu kuyrukluyıldız, yaklaşık 76 yıllık aralarla, 1834-35, 1910 ve 1985-86 yıllarında düzenli olarak yeniden göründü.

Kuyrukluyıldızların Özellikleri
1. Gaz, toz ve donmuş buz parçalarından oluşur.
2. Güneş çevresinde elipstik bir şekilde döner.
3. Kuyrukluyıldızlar baş ve kuyruk kısmından oluşmuşturlar.
4. Kuyrukluyıldızların çapı genelde 10 km'den küçüktür.
5. Belli aralıklarla çok kısa bir süre için güneşin yakınından geçerler.
6. Kuyrukluyıldızlar güneşe yeterince yakın olmadıkça görülmezler.
7. Kuyrukluyıldızlar geçtiğinde ya da öldüğünde meteor yağmurları olabilir.
8. Kuyrukluyıldızlar öldüğünde astreoidlere dönüşebilir.
9. Kuyrukluyıldızlar yıldız değildir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 24 Mart 2016 21:50

Benzer Konular

4 Nisan 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Kasım 2013 / nötrino Uzay Bilimleri
27 Ekim 2015 / _EKSELANS_ Uzay Bilimleri
26 Şubat 2013 / nötrino Uzay Bilimleri
11 Kasım 2012 / nötrino Uzay Bilimleri