Ziyaretçi
Altınözü - Antakya
Altınözü 1516 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmış ve Antakya vilayetine bağlanmıştır. I. Dünya Savaşından sonra Fransızların eline geçmiş ve 23 Temmuz 1939’da anavatana kavuşmuştur. 1945 yılında ilçe olmuştur.
Mülki hudutlar içerisinde 4 belediye teşkilatı ile 41 köy bulunmaktadır. Altınkaya, Yiğityolu, Hacıpaşa ve Altınözü merkez beldelerinde belediye teşkilatı mevcuttur.
İlçe nüfusunun büyük bir kısmı geçimini tarımsal faaliyetlerden temin etmekte, küçük bir kısmı da el sanatları ile geçimini sağlamaktadır. İlçe halkının belli başlı gelir kaynağı buğday, zeytin ve tütün ürünlerine dayanmaktadır. Nüfusun yoğun oluşu nedeniyle tarım alanları yetersiz olduğundan nüfusun büyük bölümü Çukurova ve Amik Ovasına mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gitmektedir.
Nüfus
ilçemiz nüfusu 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre 59.261 olup, bu nüfusun 5,434'ü ilçe merkezinde, 53,827 belde ve köylerimizde yaşamaktadır.
İlçemiz farklı kültür ve dini inançlara sahip vatandaşlarımızın bir arada huzur içerisinde yaşadığı bir yerdir.
İdari Durumu
İlçemiz mülki hudutları içerisinde ilçe belediyesi, Altınkaya, Yiğityolu ve Hacıpaşa Belde Belediye Başkanlığı olmak üzere toplam 4 belediye teşkilatı ve 41 köy bulunmaktadır.
Sosyal Durumu
İlçe nüfusunun % 90'ı tarımsal faaliyetler % 10'u ise küçük çaptaki el sanatları ile uğraşmaktadır. İlçe halkanın belli başlı gelir kaynağı Buğday, Zeytin ve Tütün ürünlerine dayanmaktadır.
Vatandaşların yoğun olarak yaşadığı kırsal kesimde gelir seviyesi düşük olduğundan halkın büyük bölümü Çukurova ve Amik ovalarına mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gitmekte olup, bir kısımı da Yurt Dışında çalışmaktadır.
Tarihi
Altınözü adının Osmanlılar zamanında verildiği, o dönemde Fatikli Mahalle’sinde düzenlenen tapu kayıtlarından Altınözü isminin geçmesinden anlaşılmaktadır. Altınözü, Araplar tarafından alınmasından sonra kale tipi şato anlamına gelen
Kasi diye anılmış ve zamanla bu kelime bozularak, halk arasında Kuseyr denilmeye başlanmıştır. İslâmiyetin yayılmasından sonra Altınözü’ ne hakim olan Kozkalesi, Hz. Ömer devrinde 638 yılında Araplar tarafından fethedilmiştir. Daha sonra Haçlıların eline geçmiş ve bu durum 150 yıl devam etmiştir. Ancak Memluk Sultanı Baybars daha sonraları Kuseyr (Altınözü) bölgesini ele geçirmiş ve bu bölgede 1515 yılına kadar hakimiyetini sürdürmüştür.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Mısır seferi (1515) sırasında Kuseyr bölgesini Osmanlı’lara bağlamıştır. Bölgede altın madenleri olduğu için de kente Altınözü adı verilmiştir.
II. Abdulhamit’in toprak reformu sırasında Altınözü Halep Vilayetine bağlanmıştır. 1. Dünya savaşı sonrasında Altınözü’ndeki milisler, Türkiye ile Fransa arasında imzalanan 1921 Ankara anlaşmasına kadar Fransızları 3 yıl süreyle Altınözü’ne sokmamıştır. Ancak Ankara antlaşmasından sonra Altınözü’ne giren Fransızlar, Hatay’ın Anavatana katılışına kadar ( 23 Temmuz 1939) milislerle uğraşmıştır. Hatay’ın Anavatana katılışı ile bu durum son bulmuştur. Hatay il ilan edildikten sonra Altınözü de ilçe olarak 1945 yılında Hatay’a bağlanarak 9 ilçeden biri olmuştur.
Altınözü'nde günümüze ulaşan eserler arasında Koz Kalesi,Koz Kale Köyü yakınında olup, Kürşat Kalesi olarak da tanınmaktadır. Çevreye göre yüksek bir kayalık üzerindeki kale, kalınduvarlarla güçlendirilmiştir.Büyük bir bölümü harap olmakla beraber, güney tarafında 100 m. uzaklıkta iri blok taşlardan yapılmış burcu iyi durumdadır. helenistik dönemde yapılan bu kale Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kullanılmış, 1268'de Baybars tarafından ele geçirilmiştir. Bunadan sonra da önemini yitirmiştir.
Altınözü Yunushan Köyü'nün 3 km. batısında bir dağın eteğinde olan 20 m. uzunluğunda 12 m. genişliğindeki Sırtlan Mağarası; ilçe merkezine 8 km. uzaklıkta Yunuhsan Köyü yakınındaki Gelinler Dağı'nda MÖ.III. ve I. yüzyıllar arasında Roma ve Bizans dönemlerinde bir yerleşim yeri bulunuyordu. Burada yaşayanlar, kayalara oyulmuş evlerde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ayrıca çevrede çok satıda katlı mezarlara da rastlanmıştır. Altınözü Tokaçlı Köyü'ndeki kalınrıların Melik-i Hileni'nin yazlık sarayı olduğu söylenmektedir. Burada yapılan kazılarda çok sayıda altın ve günlük kullanım eşyaları ile karşılaşılmıştır. Altınözü ile Koz Kalesi arasında rastlanılan kalıntıların ne olduğu anlaşılamamakla beraber, burada yapılan kaçak kazılarda altın gümüş ve tarihi esere rastlanmıştır.
İlçede günümüze gelebilen eserler arasında;
Koz Kalesi
Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü bulunmaktadır.
Altınözü 1516 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmış ve Antakya vilayetine bağlanmıştır. I. Dünya Savaşından sonra Fransızların eline geçmiş ve 23 Temmuz 1939’da anavatana kavuşmuştur. 1945 yılında ilçe olmuştur.
Mülki hudutlar içerisinde 4 belediye teşkilatı ile 41 köy bulunmaktadır. Altınkaya, Yiğityolu, Hacıpaşa ve Altınözü merkez beldelerinde belediye teşkilatı mevcuttur.
İlçe nüfusunun büyük bir kısmı geçimini tarımsal faaliyetlerden temin etmekte, küçük bir kısmı da el sanatları ile geçimini sağlamaktadır. İlçe halkının belli başlı gelir kaynağı buğday, zeytin ve tütün ürünlerine dayanmaktadır. Nüfusun yoğun oluşu nedeniyle tarım alanları yetersiz olduğundan nüfusun büyük bölümü Çukurova ve Amik Ovasına mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gitmektedir.
Nüfus
ilçemiz nüfusu 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre 59.261 olup, bu nüfusun 5,434'ü ilçe merkezinde, 53,827 belde ve köylerimizde yaşamaktadır.
İlçemiz farklı kültür ve dini inançlara sahip vatandaşlarımızın bir arada huzur içerisinde yaşadığı bir yerdir.
İdari Durumu
İlçemiz mülki hudutları içerisinde ilçe belediyesi, Altınkaya, Yiğityolu ve Hacıpaşa Belde Belediye Başkanlığı olmak üzere toplam 4 belediye teşkilatı ve 41 köy bulunmaktadır.
Sosyal Durumu
İlçe nüfusunun % 90'ı tarımsal faaliyetler % 10'u ise küçük çaptaki el sanatları ile uğraşmaktadır. İlçe halkanın belli başlı gelir kaynağı Buğday, Zeytin ve Tütün ürünlerine dayanmaktadır.
Vatandaşların yoğun olarak yaşadığı kırsal kesimde gelir seviyesi düşük olduğundan halkın büyük bölümü Çukurova ve Amik ovalarına mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya gitmekte olup, bir kısımı da Yurt Dışında çalışmaktadır.
Tarihi
Altınözü adının Osmanlılar zamanında verildiği, o dönemde Fatikli Mahalle’sinde düzenlenen tapu kayıtlarından Altınözü isminin geçmesinden anlaşılmaktadır. Altınözü, Araplar tarafından alınmasından sonra kale tipi şato anlamına gelen
Kasi diye anılmış ve zamanla bu kelime bozularak, halk arasında Kuseyr denilmeye başlanmıştır. İslâmiyetin yayılmasından sonra Altınözü’ ne hakim olan Kozkalesi, Hz. Ömer devrinde 638 yılında Araplar tarafından fethedilmiştir. Daha sonra Haçlıların eline geçmiş ve bu durum 150 yıl devam etmiştir. Ancak Memluk Sultanı Baybars daha sonraları Kuseyr (Altınözü) bölgesini ele geçirmiş ve bu bölgede 1515 yılına kadar hakimiyetini sürdürmüştür.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Mısır seferi (1515) sırasında Kuseyr bölgesini Osmanlı’lara bağlamıştır. Bölgede altın madenleri olduğu için de kente Altınözü adı verilmiştir.
II. Abdulhamit’in toprak reformu sırasında Altınözü Halep Vilayetine bağlanmıştır. 1. Dünya savaşı sonrasında Altınözü’ndeki milisler, Türkiye ile Fransa arasında imzalanan 1921 Ankara anlaşmasına kadar Fransızları 3 yıl süreyle Altınözü’ne sokmamıştır. Ancak Ankara antlaşmasından sonra Altınözü’ne giren Fransızlar, Hatay’ın Anavatana katılışına kadar ( 23 Temmuz 1939) milislerle uğraşmıştır. Hatay’ın Anavatana katılışı ile bu durum son bulmuştur. Hatay il ilan edildikten sonra Altınözü de ilçe olarak 1945 yılında Hatay’a bağlanarak 9 ilçeden biri olmuştur.
Altınözü'nde günümüze ulaşan eserler arasında Koz Kalesi,Koz Kale Köyü yakınında olup, Kürşat Kalesi olarak da tanınmaktadır. Çevreye göre yüksek bir kayalık üzerindeki kale, kalınduvarlarla güçlendirilmiştir.Büyük bir bölümü harap olmakla beraber, güney tarafında 100 m. uzaklıkta iri blok taşlardan yapılmış burcu iyi durumdadır. helenistik dönemde yapılan bu kale Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kullanılmış, 1268'de Baybars tarafından ele geçirilmiştir. Bunadan sonra da önemini yitirmiştir.
Altınözü Yunushan Köyü'nün 3 km. batısında bir dağın eteğinde olan 20 m. uzunluğunda 12 m. genişliğindeki Sırtlan Mağarası; ilçe merkezine 8 km. uzaklıkta Yunuhsan Köyü yakınındaki Gelinler Dağı'nda MÖ.III. ve I. yüzyıllar arasında Roma ve Bizans dönemlerinde bir yerleşim yeri bulunuyordu. Burada yaşayanlar, kayalara oyulmuş evlerde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ayrıca çevrede çok satıda katlı mezarlara da rastlanmıştır. Altınözü Tokaçlı Köyü'ndeki kalınrıların Melik-i Hileni'nin yazlık sarayı olduğu söylenmektedir. Burada yapılan kazılarda çok sayıda altın ve günlük kullanım eşyaları ile karşılaşılmıştır. Altınözü ile Koz Kalesi arasında rastlanılan kalıntıların ne olduğu anlaşılamamakla beraber, burada yapılan kaçak kazılarda altın gümüş ve tarihi esere rastlanmıştır.
İlçede günümüze gelebilen eserler arasında;
Koz Kalesi
Sokollu Mehmet Paşa Köprüsü bulunmaktadır.