Arama

CPU (Central Processing Unit - Merkezi İşlem Birimi)

Güncelleme: 14 Mayıs 2007 Gösterim: 5.757 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Şubat 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İşlemci, bilgisayarın beyni niteliğindeki en önemli bileşendir. Diğer aygıtlardan gelen verileri matematiksel işlemler yardımı ile işler, sonuca ulaşır ve sonucu gerekli yerlere gönderir. Çalışabildikleri maksimum saat hızları yani frekansları sınıflandırılmalarına yardımcı en önemli kriterdir. Çalıştıklarında çok ısınırlar, dolayısıyla üzerlerine soğutucu ve fanlar yerleştirilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Görevi
Örnek olarak 2 ve 3 ü topla sonucu bana ilet komutu verildiğinde işlemci hemen aritmetik merkezini devreye sokar, işlemi gerçekleştirir ve sonucu bize iletir. Benzer şekilde özel bir yöntemle kodlanmış MP3 dosyalarını açar, işler ve gerekli veriyi ses kartına iletir. Kısacası hesaplaması veya karar verilmesi gereken her şeyde işlemci devreye girer Hesaplama işlemlerinde “aritmetik”, karar verilmesi gereken işlemlerde de “mantık” ünitesi devreye girer.
İşlemcilerin yapısı hiç bir mekanik parçası olmayan tamamen devreler ve transistörlerden oluşur. İçlerinde milyonlarca transistor bulunur ve bu transistorlerin sayısı ne kadar fazla olursa işlemci okadar hızlı olur. İşlemcilerin hızları MHZ (MegaHertz) cinsinden ölçülür. Doğal olarak bu sayı ne kadar yüksek olursa, hızı da o kadar yüksek olur.

İşlemciler fabrikada belirli hız ararlıklarında üretilirler. Meselâ bir işlemci fabrikada 200-400 MHZ hızı arasında üretilmiştir. Son kullanıcıya yani bizlere işlemci 200 MHZ hızında gelir. Fakat “overclock” sayesinde işlemcinin desteklediği maksimum hıza ulaşılabilir. Overclock işlemi işlemci üzerindeki ve anakart üzerindeki jumperlardan ayarlanır. Bu sayede bir işlemci, kendi hızının iki katına çıkılabilmektedir. Ama overclock işlemi bilinçsizce yapıldığı takdirde işlemci ve anakartın yanma riski çok yüksektir. Sadece profesyonel kullanıcılar tarafından yapılmalıdır. Artı overclock işlemi, işlemcinin daha hızlı çalışmasını dolayısıyla daha çok ısınmasını sağlar ve gerekli soğutma işlemleri yapılmayıp işlemciye daha güçlü bir fan takılmazsa bilgisayar çok sık kilitlenir. Bu ve bunun gibi durumlarda işlemcinin yanma olasılığı çok yüksektir. Overclock işlemi çoğu kişi tarafından yadırganır ve önerilmez.

Yapısı
3-4 santimetrekare büyüklüğünde bir silikon tabaka içinde milyonlarca transistörden oluşurlar. İşlemcilerin oluşturulmasını sağlayan sistem mikron teknolojisidir. Bu teknoloji sayesinde bir kaç santimetrekarelik bir alana milyonlarca transistor sığdırabilmek mümkündür.

İşlemcileri anakarta takabilmek için özel yuvalara gerek vardır. Örneğin, Pentium 2 model işlemciler ancak slot uyumlu anakartlara ve Celeron model işlemciler de Soket uyumlu anakartlara takılabilirler. Slot yuvalar düz ve 4-5 cm uzunluğunda slottur. Soket ise 3-4 santimetrekare büyüklüğünde bir yuvadır. Örneğin yanda gördüğünüz bir Pentium 3 450 MHZ işlemcidir ve ancak slot uyumlu anakartlara takılabilir. Üstte gördüğünüz işlemci ise soket uyumlu bir işlemci olup soket uyumlu anakartlara takılabilirler.

Günümüz işlemcileri 100, 133, 333 MHZ ve daha fazla veriyolu hızında (Veriyi iletme hızı) çalışabilmektedir. Bu hız değeri ne kadar yüksek olursa, işlemci de o kadar fazla veri iletebilir. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi hızı belirleyen asıl faktör frekanstır. Veriyolu hızı frekansın yanında pek fazla bir şey ifade etmemektedir.

bütün işlemciler bir ön belleğe sahiptirler. Bunlar birincil (L1) ve ikincil (L2) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bu tür belleklere “Cache” de denir ve 32 KB ile 512 KB (Kilobyte) arasında değişirler. Önceden yapılmış olan ve yapılmakta olan işlerin bu belleklerde geçici olarak tutulmasını sağlarlar. Bu sayede cache bellekte tutulan bu verilere daha hızlı erişim sağlanmış olunur.

Peki Hangi İşlemci?
Günümüz piyasasında sınırlı sayıda firma işlemci üretmektedir. Bu firmaların en popüleri olan Intel, ürettiği Pentium ve Celeron model işlemcilerle tüm dünyanın beğenisini kazanmıştır. Pentium model işlemciler Pentium 1, 2, 3 ve 4 ile isimlendirilen modellere sahiptir.
Intel’in güçlü bir rakibi olan AMD ise ürettiği Duron ve Athlon gibi işlemcilerle Intel’i bayağı zorlamıştır.
Piyasada başka marka ve model işlemciler de duyabilirsiniz. Örneğin Via firmasına ait Cyrix model işlemciler, çok ucuz olmalarına rağmen, pek fazla rağbet görmemiştir. Nedeni ise yavaş çalışma frekansları ve uyumsuzluk sorunlarıdır.
Sonuç olarak standart bir ev kullanıcısı minimum Pentium 4 1700 MHZ işlemci tercih etmelidir. Özellikle multimedya veya oyun gibi yüksek hız isteyen uygulamalarla çalışıyorsanız işlemci çok önemli bir bileşendir. Fakat bir ofis kullanıcısı için işlemcinin pek fazla bir önemi yoktur. Benim görüşümce ofis kullanıcılarına bir Pentium 3 450 MHZ işlemci bile yeterli olacaktır. Bunun dışında işlemci alırken uyum konusuna da çok dikkat etmelisiniz. Alacağınız işlemci ile anakart birbirine uyumlu olmayabilir.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #2
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
RAM ( RASGELE ERİŞİMLİ HAFIZA )

Sponsorlu Bağlantılar
Rasgele erişimli hafıza (random access memory) (genellikle baş harflerinden oluşan sözcükle bilinir) RAM mikroişlemcili sistemlerde kullanılan bir tür veri deposudur. Buna karşın diğer hafıza aygıtları (manyetik kasetler, diskler) saklama ortamındaki verilere önceden belirlenen bir sırada ulaşabiliyorlar ki mekanik tasarımları ancak buna izin veriyor.

Bir RAM çipinde veriye ulaşmak için aşağı yukarı aynı süre harcanıyor. Buna karşılık disk ve benzerleri okunan verinin başı bulunan noktaya yakınsa az zaman, uzaksa çok zaman harcıyor ve baş konumu sürekli yer değiştiriyor.
RAM, genellikle bilgisayardaki ana hafıza ya da birincil depo; yükleme, gösterme, uygulamaları yönlendirme ve veri için çalışma alanı olarak düşünülür. Bu tip RAM geneldetümleşik devre biçimindedir. Yaygın olarak hafıza çubuğu veya RAM çubuğu isimleriyle anılır çünkü devre kartı üzerine, küçük devreler halinde, plastik paketleme yardımıyla birkaç sakız paketi boyutundadır. Çoğu kişisel bilgisayar RAM eklemek veya değiştirmek için yuva bulundurur.

Çoğu RAM hem yazılıp hem okunabilir. Bu yüzden RAM sık sık "okunan-yazılan hafıza" ismiyle yer değiştirmiştir. Bu bağlamda RAM, ROM'un tersi, daha doğrusu sıralı ulaşılabilir hafızanın tersi olarak kabul edilir. Ramler genelde (2^n) byte şeklinde paketlenmiş olarak piyasada bulunur.

GENEL BAKIŞ

Bilgisayarlar işlem yaparken program kodları ve veri tutmak için RAM kullanırlar. RAM'in karakterini tanımlayan özelliği bütün hafıza noktaları neredeyse aynı hızda erişilebilir olmasıdır. Diğer teknolojilerin çoğu belirli bir bit veya byte okuduklarından gecikmelere sebebiyet verir.

Bir çok RAm türü uçucudur. Bunun anlamı disk ve kaset gibi hafıza depolama aygıtlarından farklı olarak bilgisayar kapatıldığında içerdiği veriyi kaybetmesidir.
Modern RAM'ler, bir bitlik datayı dinamik RAM'lerdeki gibi kapasitörde akım olarak ya da statik RAM'lerdeki gibi bir flip-flop'ta durum olarak saklar.
Yazılımlar RAM'leri bölerek bir kısmını hızlı sabit disk gibi çalışmasını sağlayabilir. Buna RAM disk denir. Kullanılan hafıza uçucu ise, RAM disk bilgisayar kapandığında veriyi kaybeder. Ama uçucu hafıza ayrı bir güç kaynağına sahip ise -pil gibi- veriyi kaybetmez.
Bazı tür RAM'ler "RAM eşleniği" kullanarak depolanmış veride hafıza hatalrını bulup düzeltebilir.

TARİHÇE

İlk ana hafıza sistemleri, bugünkü RAM gibi, vakum tüplerinden oluşturulmuştur, ama sıklıkla başarısız olmuşlardır. Çekirdek hafıza, küçük ferrit elektro manyetik çekirdeklere tellerle bağlanan, eşit ulaşım zamanlamasına pek sahip değildi. çekirdek tarimi bazı programcılar tarafından RAM'lerin bilgisayarın ana hafızası anlamında kullanılmaktadır. Tüp ve çekirdek hafızanın tamel konsepti günümüz RAM'lerindeki tümleşik devrelerde kullanılır.

Alternatif birincil depolama mekanizmaları genellikle tek biçimli olmayan hafıza erişim gecikmelerini içerir. Gecikme satır hafızası bitleri tutmak için civa dolu tüplerdeses dalga dürtü serisi kullanılmıştır. Tambur hafıza günümüz sabit diskleri gibi sürekli yuvarlak manyetik bantlarda veriyi saklamıştır.

GÖLGE RAM

Gölge RAM, sadece yazılabilir hafıza (ROM)'dan okunan verilerin daha kısa ulaşım süresi elde etmek için RAM'a kopyalanmasıyla our. Çünkü ROM RAM'den daha yavaştır. Bu durumda ROM devre dışı bırakılır ve verinin RAM'deki yeri yazmaya karşı korumalı konuma geçer. Buna gölgeleme denir.

DRAM ÜNİTESİ

Ekonomik nedenlerden dolayı, PC'lerde, iş istasyonlarında, kontrol edilmeyen oyun konsollarında (playstation, xbox gibi) geniş hafızalar dinamik RAM'lerden oluşur. Bilgisayarın diğer kısımları zula hafıza ve diğer disklerdeki veri tamponları statik RAM kullanır.

GENEL DRAM ÜNİTESİ

Dinamik rasgele ulaşımlı hafıza (DRAM) tümleşik devrelerin plastik ambalaja metal iğnecikler ile bağlanıp, sinyaller ile kontrol edilecek biçimde üretilir. Günümüzde bu DRAM'ler kolay kullanım için rahat takılacak modüllerden oluşur.

HAFIZA DUVARI

Hafıza duvarı terimi, ilk olarak "Hafıza Duvarına Çarpmak: Belli Olanın Anlamı" nıda icad edilmiştir. Bu CPU ve hafıza hızı arasının açılmasına dikkat çekmek için söylenmiştir. 1986'dan 2000'e, CPU hızı yıllık %55'lik bir hızla gelişirken hafıza hızı %10'luk bir gelişme göstermiştir. Bu yüzden hafıza gecikmesinin bilgisayar performansı açısından çok büyük bir darboğaz yaratması beklenmiştir.

Şu sıralar, CPU hızının gelişmesi fiziksel bariyerler dolayısıyla önemli bir şekilde yavaşlamıştır. Intel firması bunu "Platform 2015" dökümanında şöyle açıklamaktadır: "İlk olarak çip geometrilerinin küçülmesi, ve saat hızlarının artışı, transistördeki kaçak akımın artması, güç tüketiminin çoğalmasına ve ısınmaya yol açmaktadır. Intel'in yeni TRİ-GATE'i bu problemi çözebilir. Hafıza gecikmelerinden dolayı yüksek saat hızının avantajları yararlığını kaybetmektedir.Çünkü hafıza gelişimi, saat frekansı gelişiminden geri kalmıştır.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
10 Nisan 2007       Mesaj #3
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
RAM ( Random Access Memory )

RAM'deki bilgiler Rom belleğe göre daha az kalıcıdır. Yani, bilgisayarınızda o anda çalışan bir programların, gerekli bilgileri RAM'de saklayarak daha sonra gerektiğinde kullanım için alınan alana denir. Diğer bir değişle bir geçici bellek görevindedir. Bilgiler gerektiğinde kullanılır. Gerekmediği zaman silinir. RAM üzerindeki bilgiler kısa ömürlüdür. Bilgisayarınızı kapattığınızda bilgiler siliniyor. Bilgilerimizi uzun ömürlü olarak saklamak istiyorsak, manyetik alana kayıt yapan Harddiskleri kullanıyoruz.
Bir program çalıştırdığınız zaman, bu programın bir kısmı RAM'e yüklenir. RAM'e yüklenen programa siz bir değişiklik yapsanız bile bunu kaydetmedikçe o bilgi bilgisayarınızdan elektriği kesitiğinzde yok olacaktır. Şöyle düşünün : elime işlemcinizi açtınız ve 2-3 sayfa yazı yazdınız. Bu yazılan yazılar harddiske kayıt edilene kadar RAM'de saklanır. Dolayısı ile 2-3 sayfa bir döküman yazıpta bunu kayıt etmezseniz, ani bir elektrik gitmesinde yazdıklarınız boşa gidecektir.

Günümüzde iki farklı RAM çeşidi bulunmaktadır.

SRAM ( Static RAM ) : Statik RAM çok pahalı, çok hızlı bir RAM çeşididir. Günümüzde işlemcilerin Tampon Belleği Statik Ram'dir. Örneğin Coppermine işlemcilerde Statik RAM olan 256Kb Full-Speed L2 Cache bulunur. SRAM, DRAM'e göre çok daha pahalıdır ve işlemcilerde az miktarda kullanılmasının sebebi budur. İşlemci içine adapte edilmiş olan Level 1 Cache SRAM'dır. Level 2 Cache ise yine işlemci içinde yada Slot1 işlemciler gibi yanında olabilir.
Bilgisayar bir istekte bulunduğu zaman, ilk olarak Level 1 Cache'e bakılır. Eğer istenen komut orda ise işlemci çok hızlı bir şekilde bilgiyi SRAM'den alır ve Level2 Cache'e bakmak için zaman harcamaz. Level 1 ve Level 2 SRAM CAche'ler işlemcinizi hızını etkileyen en büyük faktördür.

DRAM ( Dynamic RAM ) : Dinamik RAM çok daha alışık olduğumuz bir kavram. DRAM günümüzde sisteminizin ana belleğini oluşturmak için kullanılan çeşididir. DRAM, SRAM'dan çok daha yavaştır ve daha ucuzdur. RAM üzerindeki bilgiler, genel bütünlüğü sağlaması açısından sürekli yenilenmelidi. Akis takdirde bilgiler kaybolur. DRAM üzerindeki bilgiler uyarılma süreci içierisinde 1 veya 0 olarak okunur. Eğer DRAM sürekli uyarılmazsa bu bilgiler kaybolur. Bunu engellemek amacıyla yenileme devreleri veri bütünlüğünün sağlanması için bu işi yapıyor.
Bir bilgisayarın özelliklerinde, ne kadar belleğe sahip olduğunu görürsünüz. Şu anda günümüzde yeni bir optimum bilgisayar için önerilen DRAM miktarı 128 MB'dır ( MegaByte ). Daha düşük bazlı sistemlerde ise bu miktar 64 ve 32MB gibi rakamlara düşüyor. Eğer bir bilgisayar almayı planlıyorsanız ve günümüzün standart program ve oyunlarını çalıştırmak istiyorsanız 128 MB bellek tercihinizi olmalıdır.

Daha fazla RAM, aynı anda çalışna bir çok programın daha hızlı çalışması demektir. Günümüzde Multi-Tasking özelliğine sahip işletim sistemleri kullanılıyor. Yani; bir yandan internette gezerken diğer yandan yazı yazıp, müzik dinleyebiliyorsunuz. Aynı anda çalıştırdığınız program ne kadar fazla ise o kadar fazla bellek sizi rahatlatacak demektir. Daha fazla RAM daha rahat çalışma ortamı. Günümüzün standart DRAM tipi 168pin yapıya sahip Dual Inline Memory Modülleridir.

RAM Nasıl Çalışır?

DRAM üzerindeki her modül üzerinde verileri kısa süreli olarak tutan kapasitörler bulunmaktadır. Bu veri RAM'in tutabileceği bir bitlik 1 ve 0 değerleridir. Eğer kapasitörler yarımdan fazla şekilde şarj edilmişse 1, yarım veya daha az birşekilde şarj edilirse 0 değerini alır. Kapasitörler kuşkusuz üzerindeki şarjı çok çabuk kaybederler. Dolayısı ile bu şarj kayıbından onra bilgi kaybı olur. Bundan dolayı DRAM'ler de yenileyeci devre dediğimiz yapılardan bulunur.
SRAM 'de ise her modülün yapısında ise 2-4 transistör bulunur ve bir bitlik 0 ve 1 değerlerini tutar.
RAM bilgi verdiği zaman bu verme işini bit'ler halinde yapar. Bit sadece 0 ve 1 değerlerinde oluşur. 0 ve 1 değerlerini birleşmesinde Binary Code dediğimiz yapı oluşur. RAM bu bilgileri alır ve tıpkı ızgaraya benzer şekilde olan sütun ve dizelerin içerisinde taşır. Bu sütun ve dizeler milyonlarca küçük bellek hücresinden oluşmuştur.

İşlemci bir ilgi işlediği zaman, bu bilgiye daha sonra kolayca erişmek için onu RAM'e saklar. Bu iş yapılacağı zaman işlemci - Sistem veriyolu - Ram müdlüne giden yolu izeleyen "yazma" sinyalini gönderir. RAM bu bilgiyi belli bir adres'de saklar. Bu adres ileride gelecek olan bilgi istemleri için gereklidir.

DRAM - Çeşitleri Nelerdir?

DRAM gayet basit bir şekilde çalışır. Günümüzde değişik standartlarda bulunmaktadırlar. Bu farklı DRAM tiplerinin özellikleri, yani ; hızı, erişim süresi ve çalıştırma prosedürü gibi özellikleri farklılık gösterir. Günümüzün en popüler RAM teknolojisi kuşkusuz SD-RAM'dir. diğer RAM çeşitlerinde DDR SDRAM ve RDRAM ileride standart olmak için şu anda gelişmeler sarfediyorlar. geçtiğimizi birkaç yıldan beri popülerliğini koruyan SD-RAM tahminimce önümüzdeki yıla kadar popülerliğini korumaya devam edecek.
SDRAM ( Senkronize DRAM ) : Günümüzün en çok kullanıılan DRAM tipidir. Adından da analşılacağı üzere senkronize, yani sistem veriyolu hızı ile aynı hızda çalışan demektir. PC100 v Pc133 terimlerini mutlaka duymuşsunuzdur. bu isimler belli standartlara ve özelliklere göre adlandırlıyor. 100ve 133 sistem veriyolu hızını gösterir. Günümüzün standardı 100 Mhz'dir, fakat 133Mhz'e doğru kayış vardır.

SDRAM modülleri erişim süresi, CAS oranı ve paketlemesine göre adlandırlır ( PC100 ve PC133 olarak ). PC100 ve PC133 RAM'ler 100 Mhz veya 133 Mhz'de sorunsuz olarak çalıştırılabilmesi için geliştirimiştir.Eğer bellek 100 Mhz veriyolu hızında çalıştığında, teorik olarak 800MBps bant genişliği sunması gereklidir.Eğer veriyolu hızı 133 Mhz'e çıkarsa bant genişiliği ise 1100 MBps'e çıkıyor.

Bellek modüllerinin erişim süreisi nanosaniye cinsinden verilir. RAM için belirtilen nanosaniye miktarı bir saat vuruşu için gereken zaman miktarının minimum ölçüsüdür. Çoğu Pc100 SDRAM 8 nanosaniyelik erişim süresine sahiptirler ve bu teorik olarak max. 125 Mhz sistem veriyolu hızınına dayanabileceği anlamına gelir. Pc100 standardı ilk çıktığında çoğu RAM üreticisi 10 ns lik SDRAM'leri PC100 olarak satmaya çalıştılar. Evet doğru, 10ns'lik bir RAM max. 100 Mhz'e çıkabilir ama sınırda her zaman sorunlar yaşanabilir. Bundan dolayı standart bir PC100 SDRAM 8 ns olmalıdır. Benzer bir şekilde PC133 standardındaki RAM'lerin 133 Mhz'lik sistem veriyolu hızını kullanabilmesi için min. 7,5 nanosaniye erişim süresine sahip olmalıdır. Buradan anlayacağınız üzere, daha düşük erişim zamanı daha yüksek hız anlamına geliyor.

Bir bellekteki adrese ulaşmak için, o adresin sütun ve dize numaralırını bilmek gerekir. CAS ( Column Adress Strobe ) ve RAS ( Row Adress Strobe ) değerleri ise, belirtilen sütun ve dizelere ulaşmak için gereken saat vuruş miktarını gösterir. RAS to CAS delay ise, dize - sütun arası erişiminde ne kadar gecikme olduğunu ifade eder. Şu anda bir çok SDRAM'lerde Cas değeri 3, RAS değeri 2, RAS to CAS delay değeri de 2'dir. Çok iyi belleklerde ise CAS değeri 2'dir. Bu ifadeler bellek üzerinde 3-2-2 ya da 2-2-2 şeklinde yazılır. Buradan çıkarcağımız sonuç ise, bu değerler ne kadar küçük olursa o kadar iyi.

DDR SDRAM ( Double Data Rate SDRAM ) : DDR SDRAM teknolojisi gelecek vaat eden bir bellek teknolojisidir. Teorik olarak DDR SDRAM bellekler SDRAM belleğin sunduğu bant genişliğinin iki katını sunuyor. Adından da anlaşılacağı üzere yine senkronize yani sistem veriyolu hızı ile aynı hızda çalışmaktadır. Bant genişliğini iki katına çıkaran özellik ise Saat vuruşlarının yükselen ve alçalan noktalarından bilgi okuyabilme yeteneğinin olmasıdır. SDRAM'da ise bilgi alma yönü saat vuruşlarının yükselen noktalarındandır. Buradan yola çıkarak teorik olarak 133 Mhz hıza sahip olan DDR bellek 266 Mhz hıza sahip olan SD bellek ile aynı performansı verecektir.

SDRAM bölümüde bahsettiğimiz gibi PC133 SDRAM 1,1GBps bant genişliği sunuyor. Tahmin edeceğiniz üzere aynı özellikteki DDR SDRAM bant genişliğini 2,1 GBps 'a çıkarıyorki hemen hemen iki katı değerinde. Buradan yola çıkarak 200 Mhz'de çalısan bir DDR SDRAM'in 3,2GBps'lık bir genel sistem bant genişliği sunacağı açık.

SDRAM'e benzer olarak DDR SDRAM'de yapısı için DIMM modüllerini kulanır. DIMM'in yapısı gereği, geniş veri çıkışı ve hızı sunan 64 bit'lik veri bağlantısı kullanılır. Buna rağmen DDR SDRAM'ler günümüzdeki SDRAM kontrolcüleri ile uyumlu değildir. DDR SDRAM'leri kullanabilmek için çipset ve anakart üreticlerinin DDR SDRAM için uyumlu aygıtlarını üretmeleri gerekmektedir. Örneğin AMD, Athlon tabanlı sistemler için DDR bellek desteği olan AMD-760 çipsetinin tanıtımını yaptı ve bir çok üretici DDR SDRAM modülünü üreteceklerini açıkladı. VIA ise gelecekte, Intel işlemciler için DDR SDRAM 'leri destekleyen
Önümüzdeki aylarda ( Tahmini olarak 2000'nin 4. çeyreğinde ) sistem üreticilerin genel sistem belleklerinde DDR SDRAM kullanmalarını tahmin ediyoruz. Günümüzde DDR SDRAM modülleri taşıyan aygıt olarak GeForce 256 ekran kartı gösterilebilir. Geforce 256 ekran kartının iki farklı çeşidi buşunmukta. DDR SDRAM modeli SDRAM/SGRAM modeli olanına duruma göre %25-30 arasında bir performans farkı yaratıyor.

DRDRAM ( Direct Rambus DRAM ) : INTEL'in yardımı ile hayata geçirilmiş olan bu bellek teknolojisi piyasya ilk çıktığında ( Çıkalı çok olmalı ) çok uçuk fiyatlarla satılıyordu. Halen de öyle. aynı miktardaki SDRAM den kat kat daha pahalı. Ypılan testlerde RDRAM performansını SDRAM'e göre pek artısının olmaması, geleceğin bellek teknolojisinin DDR SDRAM olmasını kolaylaştırıyor. Kuşkusuz bunu en önemli etmeni başarılı SDRAM bellek teknolojisi.

Intel RAMBUS tekonoljisinin yaratıcısından. Medyada ne kadar olumsuz haber söylensede INTEL gelişne işlemci teknolojisi ile birlikte RDRAM kulanılmasını istiyor. RDRAM ilk olarak Intel'in gelişmiş!?! i820 çipseti ile kullanılabilecekti. Fkat i280'nin çalışma sorunları ve bunun sütüne korkunç fiyatı ile birlikte üreticileri i820 çipsetinin genelde SDRAM li versiyonunu çıkarmaya başladılar. Bu sorunlara rağmen büyük sistem üreticileri , tıpkı DELL gibi yüksek fiyatlı sistemlerinde intel'in yeni çipsetini ve RDRAM kullanmaya başladı.

Bunlardan sonra RDRAM'in neden hayatta olduğunu sorabilirsiniz. Sebebi ise yenilikçi bellek teknolojisi taşımasıdır. 16 bit geniş bir veri yolu hızı sunan Direct Rambus Kanalı bellek hızının 400 Mhz'e kadar çıkmasına olanak tanıyor. DDR SDRAM gibi çift taralı okuma yapabileceğinden bu hız 800 Mhz'e eşit oluyor. Biraz önce DIMM modüllerini kullanan SDRAM ve DDR SDRAM'in 64 bit veri yolu bağlantısı kullandığından bahsetmiştik. Fakat RDRAM 16 bitlik bir veriyolu üzerinde çalılşıyor. Veri yolu genişliğinin daha dar olması nasıl olurda daha fazla bant genişliğine izin verir? Bunun cevabı Rambus'un çalıştığı hızda saklı. Zira daha dar veriyolu genişliği daha fazla hıza imkan tanıyor. Teorik olarak RAMBUS 1,6GBps değerinde bir bant genişliği sunabiliyor. Genel olarak tablo halinde PC100 DIMM Modülü ile, RIMM Modülü arasındaki farkları tablo halinde inceleyecek olursak, sanırım bilgiler daha kalıcı olabilir.

RIMM Modülü
PC100 DIMM Modülü
Sistem Veriyolu Frekansı
133 Mhz
100 Mhz
Çalışma Voltajı
2.5 V
3.3 V
Çalışma Frekansı
800 Mhz
100 Mhz
Max. Bant Genişliği
1.6 Gb / Saniye
800 Mb / Saniye
Veri Çıkışı
16-bit / Seri
64-bit / Paralel


Anlayacağınız üzere RDRAM DIMM modüllerini kullanmıyor. DIMM modülleri yerine RIMM ( Rambus inline memory module ) kullanıyor. Boyutları hemen hemen DIMM ile aynıdır ve üretim maliyetide aynıdır.
program kodunu değiştiren yazılımları çalıştırarak upgrade edebilirsiniz. Diğer BIOS chipleri upgrade edilecekleri zaman, değiştirilmeyi gerektirirler. BIOS kodu yeni takılan cihazları daha fazla desteklemediği zaman, mutlaka upgrade edilmelidir.

- CMOS (Complementary Metal Oxide Semiconductor - Tümleyici Metal Oksit Yarıiletken): Bilgisayar çalışmadığı zaman, bilgisayarın sistem konfigurasyonu ile ilgili hayati bilgileri depolayan hafıza birimidir.
2. RAM (Random Access Memory - Rasgele Erişimli Bellek)

Görevi : RAM, bilgisayarın ana hafıza birimidir. RAM chipleri, verileri, transistor ve kondansaytör dizileri içindeki, sütun ve satırlarda depolarlar ve spesifik adreslerde bulunan bu verileri getirmek için bir hafıza denetleyici devre kullanır. Chipler, o anki şarjlarını korumaları için, elektrik pulseları ile düzenli olarak tazelenmelidirler. RAM içinde veriler, RAM veya hafıza chipleri olarak adlandırılan bir dizi mikrochip içinde, elekronik şarj durumunun olup olmamasına göre depolanırlar. Bilgisayarınızı kapattığınız zaman, RAM içinde bulunan herşey kaybolur.

İki tip temel RAM vardır : DRAM (Dynamic RAM) ve SRAM (Static RAM).

1. DRAM: DRAM tipik olarak, 50 ila 70 nanosaniye (ns) arasında erişim hızına sahiptir ve çoğu bilgisayarlarda, sistem hafızasının çoğunluğunu teşkil eder. DRAM daha yavaş ve daha ucuz olmasına rağmen, sık sık tazelenmeye ihtiyaç duyar ya da içerindeki veriyi kaybeder.

2. SRAM

SRAM, 25 ns lik tipik erişim hızı ile daha hızlıdır. SRAM daha pahalıdır ve DRAM in verilen aynı alanda saklayabileceği verinin sadece dörtde birini depolayabilir, ancak SRAM de bu daha sistem kapatılana dek kalmaktadır. SRAM 10 ns kadar düşük bir erişim hızına sahip olabilir. FAST SRAM, çoğu bilgisayar sisteminin merkezi işlem biriminde, cache inde, veya ekran kartının üzerinde bulunabilir. Cache Hafıza SRAM dir.

SRAM Chiplerinin Çeşitleri

- SRAM (Static Read Access Memory)
- VRAM (Video Read Access Memory) : Bu Ram ekran kartları için düzenlenmiştir. VRAM ve WRAM ikisi birden dual ported hafıza birimleridir. Bunun anlamı işlemci aynı anda her iki hafıza chipinin içirisine çizim yapabilmektedir.

- WRAM(Windows Ram):WRAM,hafıza bloklarının sadece bir kaç komutla daha kolay bir şekilde adreslenme- sine izin verir.

Kurulum

Modern sistem boardlarında, RAM, SIMM veya DIMM modullerinin üzerine kurulmuştur. Daha önceleri, küçük kişisel DRAM ler kullanılmaktaydı. Genellikle, board üzerinde 36 küçük chip için odalar bulunmaktaydı. Bu durum, yeni RAM chiplerini kurmayı elverişsiz hale getiriyordu. Sonra, birisi bu olayı çözmeyi başardı. İlk olarak SIPP modulleri geldi. Onlar, board üzerinde sabitlenen çoklu ayakları sahipti. O zamandan sonra SIMM modulleri geldi. Bunlar, bir kenar bağlayıcıya sahip kart üzerinde kuruluyorlardı. Ana kart üzerinde, soketlerin içerisine takılıyorlardı ve herkes bunları kurabiliyordu. Günümüzün teknolo- jiside şu anda budur.

HAFIZA CHİPİNİN PAKETLENMESİ

Bir hafıza chip'i, içerisinde milyonlarca transistör içeren bir bütünleşik devre olan yarıiletken silikon parçasıdır. Hafıza birimleri farklı paketleme şekillerinde gelirler. Hafıza, DIP, SIP, ZIP chipleri ve SIMM, DIMM modülleri içinde gelir.

DIP (Dual Line Package - Çift Hat Paketi ) : DIP, 8 ila 40 bacağa sahiptir ve düzgün olarak 2 satırda bölünmüştür.

SIP (Single Inline Package - Tek Hat Paketi ) : Bir tarak gibi, tek satır üzerinde bacaklara sahiptir.

ZIP (ZigZag Inline Package - ZigZag Hat Paketi) : ZIP aslında, bacakları bir kenar üzerinde zigzag çizen DIP paketidir.

PGA (Pin-grid Array - Pin-Izgara Dizisi) : PGA, eşmerkezki kareler şeklinde dizilmiş ayaklara sahiptir. PGA chips, CPU gibi çok sayıda ayağı olan chip'ler için iyi bir seçimdir.

SIMM (Single Inline Memory Module)
Bir SIMM birimi, anakart üzerinde bir sokette yer alan, küçük bir devre kartı üzerine yerleştirilmiş çok sayıda hafıza biriminden oluşmaktadır. SIMM'ler bir yay toka ile tutulmaktadır. Daha eski bilgisayarlar 30 pin SIMM'leri (8 bit) kullanırlardı, fakat en yeni bilgisayarlar 72 pin SIMM ' leri kullanır. 72 pin SIMM ' ler 32 bit yola sahiptir. Chip üzerinde bulunan 100, 80, 70, 60 gibi numaralar onun nanosaniye olarak hızını belirtmektedir. En düşük numara, en hızlı chip ' i ifade etmektedir. SIMM ' ler anakart üzerinde kümeler halinde organize edilmişlerdir. 30 bitlik SIMM'ler 4 kümede toplanırlarken, 72 bitlik SIMM'ler 2 kümede toplanmaktadırlar.

PARITY ve NON-PARITY

Hafıza birimleri, geleneksel olarak iki temel şekilde mevcut olmuşlardır: paritili ve paritisiz. (Aslında, sadece bazı bü- yüklükler ve stiller paritisizdir fakat genelde paritili üretilmektedirler).

- Paritisiz, düzgün hafızadır. Depolanacak olan verinin her biti için, kesin olarak hafızanın bir bitini içermektedir. Her byte veriyi depolamak için 8 bit kullanır.

- Pariti hafıza, her sekiz bit veri için extra olarak bir bit daha ekler ve onu bu biti hata tesbiti ve düzeltmesi için kul- lanır. Depolanacak her byte için 9 bit kullanılır.

Parity Kontrolü

Pariti kontrolü,hafıza sistemindeki basit, tek bit hataların tesbiti için kullanılan temel yöntemdir. Aslında,1981 yılın- da orjinal IBM PC den bu yana, pariti kontrolü mevcuttu ve 1990 ların başlarına kadar, marketlerde satılan her PC sisteminde kullanıldı.

ECC Kontrolü

Aynı zamanda, ECC isminde Pentium sınıfı ya da daha üst sistemlerde kullanılan bir hata bulma ve düzeltme siste- mi de yer almaktadır.

Paritili hafıza, paritisiz hafızadan % 12.5 daha fazla DRAM hafızayı kullanır. İşlemci hızlarının yükselmesi ve PC platformunda yüksek teknolojili yazılımların göze batmasıyla birlikte hata kontrolü yapan hafıza birimleri tekrar önem kazandı. Bir zamanlar, bütün bilgisayarlar pariti hafıza kullanırlardı. Aslında, PC sistemlerinin 4. Jenerasyonlarına kadar, bir PC üzerinde pariti kontrolünü kapatmak imkansızdı. Bu durum hızlı bir şekilde değişti ve bir kaç yıl içerisinde, yeni sistemlerde standart olmaktan çıktı. Pekçok pentium sınıfı sistem sadece pariti kontolünü kullanmaz, ve hatta pekçoğu pariti kontrolünü ( veya ECC ) hiç destek- lemez.

Pariti kontrolü, modern PC sistemlerinde kaldırılmıştır. Paritisiz hafıza birimleri yakaşık olarak %11 daha ucuzdur.

Parity/ECC, pentium pro işlemci çalışan sistemlerde geri dönüş yapmıştır. Çünkü pariti üzerinde ECC yetenekleri süperdir ve pentium pro ile çalışan sistemlerde genelde veri entegrasyonu sağlayan serverlardır. Aslında Intelde, daha hızlı Pentium II sistemlerin 2. Cache yoluna bu kontrolü yerleştirmektedir. Bunun nedeni bu hızdaki sistemlerde veri bütünlüğünün gerekli olmasıdır.

Pek çok Macintosh bilgisayar paritisiz simm leri (x8, x32) kullanır. Fakat çoğu PC paritili simleri kullanır (x9, x36). Bununla birlikte, bu konudaki son eğilim, Pentium sistemler üzerinde paritisiz simm lerin kullanılmasıdır. Çünkü, pariti pek çok 64 bit sistemde gerekli değildir. ECC ( error code correction ) yüksek seviyeli serverlar ve Pentium lar üzerinde kullanılır. Bu moduller hatayı tanıma ve düzeltme özelliğine sahiptir.

Not:

- 30-pinlik bir simm, eğer üçün veya dokuzun katları şeklinde bir chip dizilimine sahipse paritilidir.

- Eğer 2 (2, 4, 8, …) ün katlarında chip sayısına sahipse paritisizdir.

- 72 - pin SIMM leri, üreticilerinin çeşitliliği yüzünden fiziksel olarak ayırt etmek çok zordur. Genel olarak, 4, 8, 16 veya 32 chip e sahip olanlar paritisizdir.

DIMM (Dual Inline Memory Module)

DIMM ler en yeni dizayn edilmiş hafıza birimleridir. 168 pini vardır ve 64-bit hafıza yolu sunmaktadırlar. Eski ana- kartlar üzerinde kullanılamazlar. SIMM ler ikili gruplar halinda soketlerine yerleştirilme ihtiyacı duyarlarken, 64-bit hafıza yoluna sahip bir pentium işlemci tek bir DIMM'i kullanabilmektedir.

SEC (Single Edge Contact)

SEC, Intel Pentium II işlemciler için geliştirilen yeni bir hafıza paketidir. Intel'in Pentium Pro işlemcilerine kadar kullandığı single-chip-style paket tipinden daha farklıdır. Pentium II işlemcisinin üretilmesiyle birlikte, Intel ikilcil cache işlemcinin dışarısına çıkarmış, fakat cache ile işlemci arasında yüksek hızda özel bir bağlantıyı devam ettirebilmeyi istemiştir. Bunu yapmak için, Pentium II yi ayrı bir chip olarak satmamaya karar verdiler fakat, bunun yerine Cache ile entegre edilmiş bir chip ortaya çıktı.

SEC gerçekte tam anlamıyla bir chip paketi değildir. İşlemci küçük bir devre kartı üzerine oturtulmuştur. Cache ide aynı zamanda anakarta özel bir slot sayesinde bağlanan bu kart üzerindedir. Intel Pentium II 440 LX chipsetinde.

MMO (Mobile Module)
Bu, içinde işlemciyi, cache modulu ve chipseti içeren küçük bir modüldür. Bir anakart gibi görünür fakat değildir.

Bellek Spesifikasyonları

1987
FPM 50ns
1995
EDO 50ns
1997
PC66 SDRAM 66MHz
1998
PC100 SDRAM 100MHz
1999
RDRAM 800MHz
1999/2000
PC133 SRAM 133MHz (VCM seçeneği)
2000
DDR SDRAM 266MHz

1980'lerde bilgisayarların sokağa çıkışının ilk günlerinde bellek önemli bir meseleydi ve standart 512 K idi. Bu sıralarda en son bilgisayar teknolojisi kullananlar Intel'in x386 işlemcileri maksimum 64 Mbit RAM ile ile e-mail gönderebiliyor ve Tetris oynayabiliyorlardı (ancak ikisini aynı anda yapamıyorlardı). Ardından SDRAM'ın gelişine kadar işlemcinin RAM'dan bilgi alma ve gönderme süresi nanosaniye (ns) ile ölçüldü. Hızlı belleklerde bu süre 80 ns ile 60 ns arasında dolaşıyordu.

Megahertz ve byte/sn gibi ölçümler SDRAM piyasaya çıkana kadar ölçüm standardı olamadılar. Bugün bellek ve veriyolu mimarileri hem kapasite (MHz cinsinden), hem de hız olarak (verinin bellek modülünde saniyede erişilen ve gönderilen bayt sayısı) ile sınıflandırılıyor. En az bu kadar önemli olan bir başka nokta da işlemci ve bellek arasındaki FSB hızı; bu da MHz ve byte/sn cinsinden ölçülüyor.

DDRII RAM

Bellek üreticileri DDRII örneklerini göstermeye şimdiden başladılar. DDRII JEDEC standardına göre 240 iğneye sahip olacak ve bellek içerisinde sinyalleri sonlandırarak elektriksel performansı artıracak, ayrıca şu anda standart olan ikili pre-fetch yerine dörtlü pre-fetch algoritması kullanacak.

0.10 mikron teknolojisi ile üretilen DDRII'nin 400 MHz ile başlayıp 533 ve 667 MHz'e çıkması bekleniyor. Bu hızlar şu anki DDRAM-1 teknolojisi ile mümkün değil. Modül değişik olsa da bellek çekirdeği DDRAM-1 ile aynı olacak. Uygulamalar açısından ise DDRII daha az voltaj çekecek ve dizüstü bilgisayarlar için çok uygun bir çözüm getirecek.

Micron tarafından alınan bir patent bir DDRII JEDEC standardında bellek modülünün bir okuma çevriminde dört veri bitini nasıl işlediği tanımlanıyor. DDRII, DDR'a göre iki kat daha fazla veriye verimli olarak erişebiliyor.

Dört bitlik bir gruba bir kerede ulaşılıyor ve veri satırına iki saat çevriminde iletiliyor, ancak bir saat çevriminde dört bit işlemek ulaşılması biraz zor bir hedef. DDR'da dört bit aynı gruptan alınıyor ancak DDRII söz konusu olduğunda dört bitten hangi ikisinin iki saat çevriminden hangisinde dışarı verileceğini ayırt etmek gerekiyor. Ayrıca çıkış satırında doğru bilgilerin bulunabilmesi için bu dört biti düzgün bir sırayla işlemek gerekli.

Artık en üst seviye bellek üreticileri DDRII bellek örnekleri çıkartmaya başladılar, ancak DDRII'nin ticari olarak piyasaya sürülmesi için 2005'e kadar bekleyecek gibiyiz. Endüstrideki kaynaklarımız üreticilerin ilk önce pazarın DDR400'e doymasını beklemek istediklerini gösteriyor. Ayrıca uyumlu yongasetlerinin üretilmesinde de bir gecikme söz konusu.

Bu arada bellek üreticilerinin çoğu DDRII modüllerinin gelecek yıl piyasada bulunacaklarını iddia etmeye devam ediyorlar.
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
14 Mayıs 2007       Mesaj #4
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Bir bilgisayarın en popüler ve en önemli parçası işlemcidir. Kısaca CPU (Central Processing Unit / Merkezi İşlem Birimi) olarak anılan işlemciler, adından da anlaşılacağı üzere bir bilgisayardaki işlemleri yürüten ve sonuçları gerekli yerlere gönderen elemandır.

1971 yılında Intel firmasının ilk defa binlerce transistörü bir silikon çip üzerinde birleştirmesinle bilgisayar çağında devrim gerçekleştirilmiş oldu. Bu şekilde daha önce sadece büyük şirketlerin ve üniversitelerin kullanabildiği bilgisayarlar iyice küçüldü ve evlere girmeye başladı.

Mikroişlemci ler, açma kapama anahtarı gibi çalışan milyonlarca transistörden oluşmaktadır. Bu anahtarların programlanma durumuna göre elektrik sinyalleri bunların üzerinden akar. Bu sinyaller, bilgisayarın yaptığı tüm işleri toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi temel matematiksel işlemlere indirir. İşlemci de bu işlemleri en basit sayma sistemi olan ikilik düzen yani sadece 0 ve 1 sayılarını kullanarak yapar.

Mikroişlemciler her türlü işi ikilik sayma sistemine dökmüştür. Mesela “Y” harfi ikilik sistemde “1011001” ile ifade edilebildiği gibi kırmızı gibi bir renk de bunun gibi ikilik tabandaki üç ayrı sayı grubu ile ifade edilir. Aynı şekilde bir ses veya görüntü kaydı da yine buna benzer ikilik sayı grupları ile ifade edilirler.

Bu sayı grupları üzerinde işlem yapmak için işlemci içerisinde bir takım komut listesinden ibaret bir program mevcuttur. Bu komutlar işlemciye iki sayının çıkarılması, toplanması yönünde emir verebildiği gibi klavyeden girilen tercihlere göre bir takım komut satırını atlayıp (şartlı dallanma - conditional branch) diğer komut satırlarını icra etmeye devam edebilir. Yani klavyeden bir soru karşısında gireceğimiz “E” (evet) veya “H” (hayır) ifadelerine göre program belirli komut satırlarını icra eder veya etmez. Temel olarak, mikroişlemcinin yaptığı iş, bitler üzerinde işlem yapmak üzere komutları çalıştırmaktır.



Üniteler
İşlemci üzerinde komutları icra etme işini uygulama ünite si (execution unit) ya da fonksiyon ünitesi (function unit) adı verilen üniteler gerçekleştirir. Modern işlemcilerde değişik komut türlerini işletmek üzere birden fazla fonksiyon ünitesi bulunur. Çoğunlukla aritmetik/mantıksal ünite (arithmetic/logic unit) olarak da anılan tamsayı (integer) üniteleri tam sayılar ile ilgili işlemleri yapar. Kayan nokta ünitesi (FPU-Floating Point Unit) ise 5,21 gibi küsuratlı sayılarla ilgili işlemleri yapar. Bir mikroişlemcide ne kadar fazla fonksiyon ünitesi varsa aynı anda çalışabilecek komut sayısı da o kadar artar.



Register seti
Register ler, işlem anında bir program tarafından kullanılmakta olan sayıların saklandığı geçici hafıza hücreleridir. Farklı komut ve register setlerine sahip olan işlemciler birbirlerinin yazılımlarını çalıştıramazlar.



Mimari
Mikroişlemciler mimari (architecture) olarak gruplara ayrılırlar. Ortak mimariye sahip olan işlemciler aynı komutları tanımakta ve aynı yazılımları çalıştırabilmektedirler.

En meşhur mikroişlemci mimari si Intel’in x86 işlemcisidir. Intel ilk x86 tabanlı işlemcisini 8086 olarak 1978 yılında piyasaya sürdü. Daha sonraki yıllarda yeni nesil x86 tabanlı işlemciler çıkarıldı. 286,386,486, Pentium ve Pentium Pro olarak bu kuşakları görebilmekteyiz. Pentium II, Celeron, Pentium III, Xeon ve Katmai, altıncı kuşak Pentium Pro’nun varyasyonlarıdır.

Intel’in haricindeki diğer mimariler ise şunlardır: Modern Machintosh’larda bulunan PowerPC, eski Mac’lerdeki 68oxo serisi, Digital ve Compaq’ın güçlü serverlerinde kullanılan Alpha ailesi, Silicon Grahics’in Mips Rxooo serisi, Hawlett-Packard’ın PARISC’i ve Sun Microsystems’e ait SPARC’tır.

Mimariler, ortaya çıktıkları dönemin felsefesine göre dizayn edilirler. 1970’lerde veri saklama cihazları ve hafıza bu güne göre çok kısıtlıydı. Bu kaynakları tasarruflu bir şekilde kullanabilmek için Intel x86 tabanlı işlemcilerde CISC (Complex Instruction Set Computing - Karmaşık komut seti ile hesaplama) diye bilinen bir mimari kullandı. CISC’ın karakteristik iki özelliği, değişken uzunluktaki komutlar ve karmaşık komutlardır. Değişken uzunluktaki komutlar hafıza tasarrufu sağlar. Çünkü basit komutlar karmaşık komutlardan daha kısadır. Karmaşık komutlar da iki ya da daha fazla komutu tek bir komut haline getirdikleri için hem hafızadan hem de programda yer alması gereken komut sayısından tasarruf sağlar.

İlerleyen yıllarda CISC’in kısıtlamaları ve hafızayı tasarruflu kullanmanın önemini yitirmesi neticesinde CISC’a rakip olarak RISC (Reduced Instruction Set Computing - daraltılmış komut seti ile hesaplama) ortaya çıktı.

RISC’ın komutlarının uzunluğu sabittir (genelde de 32 bit’tir) ve her bir komut basit bir işlemi yerine getirir. Bir RISC çipi bu iki karakteristik özelliği sayesinde, fetch (komutu hafızadan taşıma), decode (komutun anlamını çözme) ve komutu çalıştırma işlemlerini daha kolay bir şekilde yapabilir. RISC’ın bir dezavantajı kodun uzamasıdır. Tüm komutlar gerek olsun olmasın 32 bitliktir. Dolayısıyla RISC programları CISC programlarından daha fazla hafıza gerektirebilirler. Buna rağmen decode aşamasının CISC’e göre daha hızlı gerçekleşmesine ek olarak, çoğu RISC komutları sabit bir zaman diliminde işlem görür. Bu da superscalar pipelining teknolojisi kullanan modern işlemciler için önemli bir özelliktir.



Pipelining
Pipelining , tıpkı bir fabrikadaki seri üretim bandı gibi çalışır. Bir fonksiyon ünitesi, her komutun işletilmesini aşamalarına ayırır. Basit bir pipeline’de beş ya da altı aşama olabilir. Bir superpipeline’da ise 10 ya da daha fazla aşama olabilir. Böyle bir pipeline’dan aynı anda birkaç komut birden akabilir. Her komut da ayrı bir aşamada işlem görmekte olabilir. Superscalar bir işlemcide her birisinin kendisine ait pipeline’ı olan iki ya da daha fazla fonksiyon ünitesi yer alabilir. Böyle bir işlemci birkaç komutu birden paralel olarak işletebilir.

RISC bu tekniğe daha da elverişlidir. Çünkü basitleştirilmiş komutlar pipeline’lardan daha pürüzsüz bir şekilde akarlar ve CISC komutlarının neden olabildiği tıkanmalara maruz kalmazlar.



Cache
Cache , çalışmakta olan bir programa ait komutların geçici olarak saklandığı bir hafızadır. Cache hafızalar, işlemcinin komutları daha hızlı yüklemesini sağlayan yüksek hızlı hafızalardır. Cache hafızlar, Level 1 (L1) ve Level 2 (L2) olmak üzere ikiye ayrılırlar. İşlemci ihtiyaç duyduğu komutu ilk önce L1 cache hafızada arar. Eğer işlemcinin aradığı komut burada yoksa L2 cache hafızaya bakılır. Eğer burada da yoksa (cache miss durumu) sırayla, RAM ve HDD üzerindeki sanal hafıza üzerinde arar. L1 cache hafıza bunlar içerisinde en hızlı olanıdır ve genellikle işlemcinin üzerine imal edilir. L2 cache hafıza ise L1 e göre daha yavaş olmasına rağmen gene de hızı çok yüksektir. Bir kısım işlemcilerde (Celeronların ilk nesillerinde olduğu gibi) L2 cache hafıza bulmayabilmektedir. Bu durumda L1 cache hafızaya sığmayan komutlar L2 olmadığı için direkt olarak daha yavaş olan RAM a yazılmakta ve işlemcinin performansı düşmektedir. L2 cache hafıza genelde işlemcinin yakınındaki yüksek hızlı hafıza çiplerinden oluşur. Bazı yeni işlemcilerde (Celeron 300A ve sonrası gibi) L2 cache hafıza işlemcinin içine monte edilmiş ve daha hızlı erişim sağlanmıştır.



Dünden bugüne x86 işlemciler
8086/8088
Intel, 16 bitlik 8086 işlemcisini 1978 yılında piyasaya sürdü. Yüksek seviyeli programlama dillerine ve daha etkin işletim sistemlerine sahip ilk işlemci olan 8086, IBM uyumlu sistemlerin temelini oluşturdu. Arkasından çıkan 8088 işlemci ile IBM ilk kişisel bilgisayarı (PC) piyasaya sürdü. Bu ilk PC’nin 16K hafizası, grafik özelliği olmayan ekranı ve bir teyp bandı sürücüsü vardı.

Bu ilk işlemci dış veriyolu olarak 8 biti destekliyordu ve 4.77 MHz saat hızında çalışmaktaydı.



80286
Kısa bir süre sonra Intel, 80286 işlemcisini çıkartarak PC performansını yeni bir seviyeye yükseltti. 80286 işlemci 16 bit veriyolunu hem içte hem de dışta kullanabiliyordu. Bu da kendinden önceki işlemcilerden çok daha fazla ilgi görmesine sebep oldu ve artık PC’ler için daha güçlü yazılımlar üretilmeye başlandı.

80386
Intel’in bir kuşak sonraki işlemcisi olan 80386 işlemcisi PC dünyasına büyük değişiklikler getirdi. SX ve DX modelleri olan bu işlemcinin en büyük özelliği 32 bit bir işlemci olmasıydı. 286’lardaki veri yolunun iki katına çıkartılması PC’lerde grafik işlemlerini artırdı. Ayrıca saat hızının 16 MHz’den 33 ve 40 MHz’e çıkartılması işlemleri daha da hızlandırdı.



i486
Intel Nisan 1989 yılında i486 işlemciyi piyasaya sürdü. i486 işlemcisi entegre bir chiptir. Bu chip dört farklı işlev grubunu (asıl CPU’yu, bir matematik yardımcı işlemcisini, bir önbellek denetleyicisini ve DX/DX2 modellerinde bir adet genel önbellek, DX4 modellerinde ise iki adet ayrık 8K önbelleği) bir bileşende birleştirmektedir. i486 hem içten hem de dıştan 32-bit yapı kullanır. Saat hızı olarak da 100 MHz’e ulaşmıştır.



Pentium
i486 işlemcilerin hızla yaygınlaştığı bir dönemde Intel P5 kod adıyla tasarladığı yeni işlemci ailesini Pentium adıyla piyasaya sürdü. Dış veriyolu 64-bit iç veriyolu ise 256-bit olan bu işlemci iki adet ayrık 8K’lık önbelleğe sahiptir. Pentium işlemci 486’lardan farklı olarak iki adet tamsayı işlemcisine sahiptir. Kayan nokta işlemcisi de iyice geliştirilmiştir. Ayrıca 486 işlemcilerde olmayan Branch Protection (dallanma tahmini) teknolojisi kullanılmıştır. Bu teknoloji, program sırasında işletilecek olan dallanma (jump) komutlarının dallanacağı tahmin edilen kod kümelerinin daha hızlı erişilen bir ortama kopyalayarak işlenmeye başlanmasına dayanır. Bu şekilde %25 oranında performans artışı sağlanır.

Pentium işlemciler 0.28 mikronluk BICMOS ve CMOS teknolojisi ile üretilmişlerdir. 60 MHz, 75 MHz, 90 MHz, 100 MHz, 120 MHz, 133 MHz, 166 MHz, 200 MHz ve 233 MHz saat hızında üretilmişlerdir.



Pentium Pro
Pentium işlemcilerin yaklaşık iki katı işlemci gücüne sahip olan bu işlemcilerde 5.5 - 6.1 milyon arasında transistör kullanılmıştır. +2.9V besleme gerilimi ile çalışan bu işlemci 166 MHz, 200 MHz, 233 MHz ve 266 MHz saat hızlarında üretilmişlerdir. Bu işlemci daha çok server bilgisayarlar için tasarlanmıştır ve x86 tabanındaki işlemciler için yazılmış tüm yazılımları desteklemektedir. Pentium Pro öncelikle 32 bitlik programlara ihtiyaç duyar. Bu sebeple işlemcinin tam performansla çalışabilmesi için Windows NT gibi gerçek 32 bitlik işletim sistemi kullanılmalıdır.



MMX Teknolojisi
Intel, 1997’nin başlarında Pentium MMX işlemciyi piyasaya sürerek Pentium tasarımına yeni bir boyut kazandırdı. Multi Media Extension’ın kısaltılmışı olan MMX , Pentium işlemcisine 57 adet yeni komutun eklenmesiyle oluşmuş bir işlemcidir. Yani birkaç komutun yaptığı bazı işlemler tek komutta toplanmıştır. Single Instruction - Multiple Data -SIMD (Tek Komut - Çoklu Veri) teknolojisinin kullanıldığı bu işlemcilerde tek bir komutun getirdiği bir çok işlem paralel olarak bir arada yapılabilmektedir.

Bu işlemcilerde multimedya için komut setinin genişletilmesiyle birlikte L1 önbellek kapasitesi de 32 KB’a yani iki katına çıkartılmıştır. İşlem performansı söz konusu olduğunda MMX işlemcilerin verimliliği tartışılmaz. MMX işlemcilerin hızlı olmasındaki en büyük faktör önbelleğin büyüklüğüdür. Ayrıca MMX işlemcilerde besleme gerilimi 5V veya 3.2V’tan 2.8V’a düşürülerek işlemci çekirdeğindeki kayıp performans düşürüldü. Bu sayede yüksek saat hızına rağmen işlemci daha az ısınmaktadır.



Pentium II
MMX teknoloji ile yakaladığı performansı Pentium Pro ile birleştiren Intel Pentium II işlemcileri piyasaya sürdü. Pentium II işlemciler hem yapı olarak hem de fiziki olarak önceki işlemcilerden farklılıklar taşımaktadır. Önceki işlemcilerde Soket 7 yi kullanan Intel Pentium II ile birlikte SEC (Single Edge Contact) adını verdiği ve Slot 1’e girecek yapıda bir dizayn kullandı.

Pentium II ailesinin ilk modeli 233 MHz hızında üretildi. Arkasından 266 MHz, 300 MHz ve 333 MHz modelleri geldi. Intel bu aşamadan sonra 66 MHz’lik veri yolunun yanında 100 MHz’lik veri yolunu da kullanmaya başladı ve daha sonra çıkan işlemciler 350 MHz, 400 MHz ve 450 MHz olarak çıktı.

Pentium II’lerin yapılarındaki ve veriyolu hızlarındaki bu değişiklikler beraberinde anakartların da çeşidini artırdı. 66 MHz veri yolunu kullanan Pentium II’ler için 440LX chip set kullanan anakartlar üretildi. Arkasından 100 MHz veri yolu kullanan işlemciler için 440BX chip setli (aynı zamanda 66 MHz veri yolunu da destekler) anakartlar üretildi.

Pentium II ailesinin son ferdi olan 450 MHz den sonra Pentium III’ler piyasaya sürüldü.



Celeron
Daha çok iş istasyonları ve CAD/CAM gibi geniş uygulamalar için tasarlanan Pentium II’ler son kullanıcılar için pahalı gelmekteydi. Bu durumu değerlendiren Intel, son kullanıcılara yönelik yeni bir işlemci piyasaya sürdü. Celeron ismini verdiği bu işlemcilerin Pentium II’den en büyük farkı L2 ön belleğinin olmamasıydı.

Bu serinin ilk ferdi 266 MHz olarak tasarlanmıştır. L2 ön belleği olmayan Celeronlar Pentium Pro ile aynı performansı göstermektedir. 266 MHz işlemcinin arkasından yine L2 önbelleği olmayan Celeron 300 üretildi.

İlk nesil Celeron işlemcilerin fiyatı çok cazip olmasına rağmen önbellek gerektiren uygulamalarda yetersiz kalması bu işlemcilere ilgiyi azalttı. Bu sırada Intel yine bir atak yaparak 128KB L2 önbelleğe sahip Celeron 300A işlemcisini üretti. Arkasından gelen 333 MHz, 366 MHz, 400 MHz, 433 MHz ve 466 MHz işlemciler 128 KB önbellek geleneğini devam ettirdiler.

Celeron işlemciler 333 MHz’e kadar Slot-1 yapısında üretilirken (Şekil 3 ) bundan sonra Soket-370 yapısında üretilmiştir.

Bu işlemciler 0.25 mikron CMOS teknolojisi ile imal edilmişlerdir. Önbellek içermeyen Celeron işlemcilerde 7.5 milyon transistör varken önbellek içeren işlemcilerde 19 milyon transistör olduğunu görmekteyiz.

Celeron’ların içerdiği 128 KB önbellek işlemcinin içerisindedir ve çekirdek ile aynı hızda çalışırlar. Bu, Celeron işlemcilerin daha kolay overclock edilmelerini sağlar. Ancak Pentium II’ler her zaman Celeron’lara göre daha üstündürler. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi Celeron’lar son kullanıcılar için, Pentium II’ler ise daha kapsamlı işler için tasarlanmıştır.

Pentium III
Katmai olarak isimlendirilen çekirdekle tasarlanan işlemci, beraberinde bir çok yenilikler de getirdi. Daha önce MMX işlemcilerde gördüğümüz (fakat onlardan çok daha karışık) şekilde 70 adet yeni komutla gelen bu işlemcinin asıl performansı temel yapısındaki değişiklik olmadığı için hemen birden bire bilgisayarımızda bir performans artışı gözlenememektedir. Intel, Pentium III’te de Pentium Pro’dan beri iyileştirilerek kullanılagelen çekirdek kısmı kullanılmıştır.

İşlemciye 70 adet yeni komut eklenmiş ve bu komutları kullanan birimlerde değişiklikler yapılmıştır. Bu komutlar MMX’teki gibi belli bir konuya mahsus komut değillerdir ve üç ana başlık altında toplanırlar.

Intel’in SIMD (Single Instruction, Multiple Data Parallelism - Çoklu Veri Paralelliği Sağlayan Tek Çevrimli Komutlar) genişletmeleri olarak adlandırdığı bu komutlar işlemci içinde farklı çalıştırma birimlerinde işletilirler. Bu komutlardan ilk 50’si FPU (Floating Point Unit - Matematik İşlem Birimi) içerisinde işlenir. Bu şekilde SIMD FPU komutları normalde onlarca saat çevriminde halledilebilecek 32-bitlik çarpımları tek bir saat çevriminde yapabilmekte ve bu komutlarda aynı anda 4 tanesi birden işletilebilmektedir. Bu sayede 3 boyutla ilgili hesapların yapılma süresi ve MPEG-1 ve MPEG-2 kodlarının çözümleri daha kısa zamanda yapılabilmektedir.

Bu komutlarla birlikte işlemciye eklenmiş diğer yapısal bir değişiklik de 8 adet yeni registerdir. Bu yeni register’lar işlemcide yeni SIMD FPU komutları tarafından kullanılmak üzere yer alıyorlar. Register’lar 128-bit’lik bir genişliğe sahiptir. Bu sayede birden çok (dörde kadar) FP ucu bir register’a yüklenebiliyor ya da SIMD komutları bu register’larda saklanabiliyor. Bu şekilde Intel, RISC işlemcilere göre en büyük eksiklik olan register sayısının azlığını yavaş yavaş kapamaya başladı.

Pentium III işlemcilere eklenen komutlardan 12 tanesi “yeni medya” komutları olarak adlandırılarak MMX ünitesince değerlendirilmektedir. Daha hızlı işlenen iki boyutlu grafikler ile video oynatımı, MPEG çözümünde extra hız, codec’lerin kullanılmasında kolaylık ve daha hızlı istatistiki bilgi kullanılması mümkün olmaktadır.

Diğer 8 adet komut ise Pentium III’ün dış dünya ile konuşmasını sağlayan bus kontrolörüne eklenmiştir. Bu komutlar sayesinde daha büyük 3D veri tabanlarının kullanım hızını, düzgün video akışını ve performansı düşüren hafıza ıskaları konularında işlemler olur.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi Pentium II’nin önbelleği işlemci hızının yarı hızında çalışmaktaydı. Bu durum Pentium III’de de devam etmiştir ve bu durum performansı bir miktar düşürmektedir. Pentium III’lerin yeni çıkan bazı modellerinde cache bellek 256 KB’a düşürülmüş ve çekirdek içerisine konarak işlemci ile aynı hızda çalışması sağlanmıştır. Bu modellerin sonuna “E” harfi konmaktadır.Ayrıca normalde 100 MHz veriyolu hızında çalışan Pentium III işlemcilerin yine yeni çıkan modelleri 133 MHz hızında çalışmaktadır. Bu modellerin sonuna da “B” harfi eklenmektedir. Mesela Pentium III 600EB işlemcisi 133 MHz hızında çalışan ve 256 KB cache belleğe sahip bir işlemcidir.

Benzer Konular

16 Kasım 2015 / ThinkerBeLL Mühendislik Bilimleri
 G Unit
30 Ekim 2010 / KisukE UraharA Müzik ww
17 Nisan 2007 / virtuecat Bilgisayar