Arama

Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler - Sayfa 7

Güncelleme: 8 Ekim 2017 Gösterim: 252.950 Cevap: 665
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #61
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
ARTIK INTERNETTEN ÇİÇEK DE KOKLANABİLECEK
Japonlar koku kaydeden cihaz icat etti. Tokyo Teknoloji Enstitüsü'nde geliştirilen cihaz, 15 sensörle kokuyu analiz ediyor, 96 değişik kimyasalla karıştırıyor ve içeriği dijital olarak kaydediyor.
Sponsorlu Bağlantılar

Ekibin lideri Takamichi Nakamoto, internetten parfüm ve çiçek satanların ürünlerini bu cihazla test ettirebileceklerini kaydetti. Kimyasalların hepsi farklı taşıyıcılarda korunduğundan boyutu 1.7 metreyi bulan cihaz, şu an taşınabilir olmaktan uzak. Şimdilik portakal, elma, muz, limon gibi meyvelerin kokusunu yaratabilen aletin, balıktan benzine her tür kokuyu yeniden üretebileceği belirtildi.

GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #62
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
WINDOWS 98'İN İŞİ BİTTİ
w983ub7ph

Sponsorlu Bağlantılar
11 Temmuz itibarıyla kullanıcılara Windows 98'e dair sorunlarında telefonla müşteri hizmeti vermeyeceğini bildiren Microsoft, güvenlik desteğinin de sona ereceğini belirtti.

Hala hazırda 70 milyon Windows 98 kullanıcısını bulunduğuna dikkat çeken firma yetkilileri, bu kullanıcıların biran önce Windows XP'ye geçmeleri için tavsiyede bulundu. Windows 98 ile birlikte Windows 98 Second Edition, ve Windows Me (Millennium Edition) işletim sistemlerinin de etkilenmesi bekleniyor.
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #63
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi
Düşünce gücüyle bilgisayar kullandı

İngiltere’de felçli bir adam, yeni bir beyin sönsörü sayesinde, düşünerek bilgisayarın imlecini hareket ettirebildi.


LONDRA - Kol ve bacakları felçli 25 yaşındaki adam, “BrainGate” sensörü sayesinde bilgisayarda e-postasını açabildi ve bir robot kolunu kontrol edebildi. Felçli hasta, Massachusetts’deki Cyberkinetics Neurotechnology Systems tarafından geliştirilen bu sistemin denendiği ilk kişi oldu.
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #64
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi


Internet / Bilgisayar / Teknoloji Dünyası'ndan Haberler



Genesis I uzayda açıldı !....


ABD’li işadamı Robert Bigelow’un uzay-oteli projesi için fırlatılan Genesis I balonu, Dünya yörüngesinde başarıyla açıldı.

Genesis I prototipinin gelişmiş versiyonu gelecekte, Dünya yörüngesinde 330 metre küp hacminde bir uzay-otel olacak.

LOS ANGELES / MOSKOVA - Bigelow internet sitesinde yayınladığı mesajında Genesis I modülünün Rus füzesiyle uzaya çıktığını ve Dünya’dan 520 km yükseklikte balonunun açıldığını yazdı. Gelecekte içinde onlarca uzay turistini barındıracak bir uzay-oteline dönüşecek olan Genesis I, son derece mütevazi yollarla uzaya gönderildi. Modül, Soğuk Savaş’tan kalma eski tip bir balistik füzenin sırtında uzaya taşındı. Rus yetkililer, Ural Dağları’ndaki bir üsten sabah saatlerinde fırlatılan modülünün birkaç saat içinde yörügede yerini aldığını açıkladı.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #65
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
INTERNET DOLANDIRICILIĞINDA KULLANILAN 5 YÖNTEM

Son zamanlarda yeni ekonomideki dikkat çekici yükseliş online alışverişte artış olarak kendini gösteriyor. Fakat buna paralel olarak artan birşey daha var; online suç. İşte İnternet dolandırıcılığında popüler 5 yöntem:
Yıllardır dot-com krizinin yol açtığı yaralar sarılmaya çalışılırken sonunda İnternet gene kriz öncesi hareketliliğine kavuşmaya başladı. Bunun en açık kanıtlarında birisi pek çok araştırma tarafından sağlanan rakamlar. Bu araştırmalardan bazıları 2004 yılında İnternet üzerinden gerçekleştirilen alışverişlerin yüzde 24 oranında arttığını söylüyor.
Bir diğeri ise Eylül ayında toplam alan adı kayıt sayısının 64.5 milyon gibi bir rakam yakaladığını belirtiyor. Bu bir rekor! Fakat artışta olan bir başka şey daha var; İnternet suçları…
FBI tarafından Aralık 2004'de hazırlanan bir rapora göre son bir senede online dolandırıcılıkla ilgili şikayetler neredeyse iki katı arttı. Bir başka ilginç araştırma sonucu ise Gartner'dan. Bu araştırmaya göre geçen sene yaklaşık 10 Amerikan dolandırıcıların tuzağına düştü. Raporda bu rakamın bu kadar büyük olmasının en büyük nedeni "phishin" isimli bir dolandırıcılık yöntemi. Bu yöntemle kullanıcılar sahte e-postalar aracılığıyla sahte Web sitelere yönlendiriliyor ve o noktada kullanıcıdan çeşitli bilgiler (kredi kartı vb.) çalınıyor.
Phishing saldırıları son zamanlarda yükselişte olsa da kullanıcıları "oyuna getirmek" için kullanılan daha pek çok popüler dolandırıcılık yöntemi bulunuyor. Bu yöntemlerden korunmanın ilk basamağı ise bilinçlenmeden geçiyor. İşte bu yöntemlerin ilk beşi:

1- Müzayede Dolandırıcılığı
Araştırmalar online dolandırıcılıkta en çok kullanılan yöntemin eBay gibi siteler aracılığıyla gerçekleştirilen "müzayede dolandırıcılığı" olduğunu ortaya çıkarıyor. Tüm dolandırıcılık eylemlerinin yüzde 75'ini bu yöntem oluşturuyor. Bu yöntem içinde pek çok alternatif yöntem bulunuyor fakat en popüleri kullanıcının parayı göndermesine rağmen karşılığında eline hiçbir şeyin geçmemesi. Otoritelerin araştırmaları sonucu yakalanan bir kişinin bu yöntemi kullanarak en az 18 bin dolar topladığı ortaya çıktı.

2- Phishing Aldatmacası
Bu yöntemde, örneğin, kullanıcı, bankasından geldiğini düşündüğü bir e-posta alıyor. Bu e-postada kimlik kullanıcı kimlik hırsızlığına karşı uyarılıyor ve oturum açarak hesap bilgilerini onaylatması isteniyor. Mesajda ayrıca hemen harekete geçilmezse kullanıcının hesabının iptal edileceği de belirtiliyor. Sonuçta tüm bu 'gerçekçi' görüntünün mimarı olan dolandırıcılar bilgileri ele geçiriyor ve kısa bir süre sonra kredi limitinizin dolduğunu öğreniyorsunuz. Gartner'a phishing dolandırıcılarının 2003 yılında kullanıcılara (ve bu harcamaları karşılamak zorunda olan bankalara) çıkardığı fatura 1.2 milyar dolar.

3- Nigerian 419 Mektubu
Kullanıcı böyle bir dolandırıcılık girişiminde aşağıdaki gibi büyük harflerle İngilizce olarak yazılmış bir e-posta alıyor:
"SEVGİLİ BAY/BAYAN: ŞU AN, AÇLIK İÇİNDE BULUNAN VATANDAŞLARINDAN 30 MİLYON DOLARI ZİMMETİNE GEÇİRMİŞ OLAN, GÖREVİNDEN ALINMIŞ NODAMBIZIA TARIM BAKANINI TEMSİL EDİYORUM VE BU PARAYI ÜLKE DIŞINA ÇIKARMAK İÇİN YARDIM ARIYORUM…"
Bu garip yöntemde dolandırıcılar parayı hesabına geçirecek ve karşılığında da bu paradan yüzde 30 gibi oldukça yüksek bir miktarı paylaşacak bir suç ortağı arıyorlar. Kullanıcıdan deniz aşırı bir seyahate çıkıp dolandırıcılarla buluşarak gerekli belgeleri tamamlaması isteniyor. Fakat para aktarımının gerçekleşmesinden önce kullanıcının "avukat giderleri", "vergiler" ve "rüşvet" için binlerce dolar ödemesi gerekiyor.
Tabi ki tüm bunların hepsi aldatmacadan ibaret. Sonuç olarak bu yalana kanarak seyahate çıkan pek çok kurban kendini fiziksel tehdit altında buldu ve parayı ödeyemeyenler esir tutuldu. FBI'a göre dolandırıcılar kurban başına 3 bin dolar elde ediyorlar. Ayrıca bazı kurbanların kayıp olduğu ve öldürüldüğü belirtiliyor. 419'un anlamı ise, bu tür bir dolandırıcılığı kapsayan ceza kanunu maddesine bir referans olması. Bu dolandırıcılık yöntemi insanların bazen ne kadar saf olabileceğine çok iyi bir örnek oluşturuyor.

4- Mal/Para Transferi Dolandırıcılığı
Kullanıcı "benzerlik yöneticisi" aradığını söyleyene bir online reklama cevap veriyor. ABD'de adresi olmayan veya banka hesabı olmayan bir offshore şirketi çeşitli malları adresinde teslim alarak sonra denizaşırı şirkete yollayacak birisine ihtiyaç duyuyor. Kullanıcıdan ayrıca banka hesabına para transferi yapılmasını kabul etmesi ve sonra bu parayı yeni patronunun hesabına aktarması istenebiliyor. İki durumda da kullanıcı ya mallardan ya da transfer edilen parandan belli bir yüzde alıyor.
Çalıntı kredi kartlarıyla online olarak satın alınan (yan sektör olarak phishing dolandırıcılığı devrede) ürünler kullanıcın adresine gönderiliyor. Daha sonra da kullanıcı bu malları denizaşırı şirketin/hırsızların adresine gönderiyor. Ya da diğer yöntemle, paranın izini kaybettirmek için kullanıcı çalıntı paraları bir hesaptan başkasına aktarıyor. Belli bir süre kullanıcı büyük paralar kazanıyor fakat daha sonra, "racon" itibariyle hesabındaki tüm paraların boşaltıldığını fark ediyor. Kullanıcıya bir darbe de kolluk güçlerinden geliyor!

5- "Tebrikler, bir Xbox kazandınız!"
Bu yöntemde kullanıcının 'havalı' bir elektronik (genelde Xbox veya iPod) kazandığını iddia eden bir e-posta alınıyor. Mesajda kullanıcının "nakliye" masraflarını karşılaması için bir Web siteyi ziyaret ederek kredi kartı bilgilerini vermesi isteniyor. Tabi ki 'havalı' aygıt asla kullanıcın eline geçmiyor. Akabinde de kullanıcın hesabında 'gizemli' harcamalar dikkat çekmeye başlıyor.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #66
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
100 DOLARA BİLGİSAYAR

Bilişim teknolojisinin dev şirketlerinden Intel, dünyadaki dijital uçurumun kapatılması için bir dizi girişime hazırlanıyor.

Yeni proje çerçevesinde, 400 doların altında satılacak bir eğitim bilgisayarı, öğretmenlerin eğitimi için 5 yıla yayılacak 1 milyar dolarlık bir program ve kablosuz dijital internete erişimin yaygınlaştırılması öngörülüyor.

Eğitim bilgisayarı pazarını etkileyecek girişime 'World Ahead' adını veren firma, proje kapsamında dünyanın birçok ülkesinden 10 milyon öğretmeni eğitmeyi hedefliyor. 3 milyon öğretmenin eğitimi için finansman şimdiden sağlandı.

Uzmanlar, bu girişimi diğer dijital uçurumu kapatma amaçlı projelerden ayıran özelliğin, şirketin tüm özelliklere sahip Microsoft yazılımlarıyla çalışan güçlü bilgisayar sistemlerine odaklanması olduğunu kaydediyor.

100 dolarlık dizüstü

Dünyadaki zenginlerle yoksullar arasındaki dijital uçurumun kapatılması amacıyla ilk girişim, ABD'nin Boston kentindeki Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından yapılmıştı.

Üretilecek 100 dolarlık dizüstü bilgisayar projesine Birleşmiş Milletler'den de destek gelmiş, Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, projenin mimarı Nicholas Negroponte ile bir sözleşme imzalamıştı.

Proje kapsamında, gelecek yıl sonuna dek kalkınmakta olan ülkelere öğrenci ve öğretmenlerin kullanması amacıyla maliyetine 1 milyon adet 100 dolarlık dizüstü bilgisayardan satılması öngörülüyor.

'Yeşil makine'nin özellikleri

Kendi elektriğini, kenarına yerleştirilen kolun çevrilmesiyle üreten ve 'yeşil makine' adı da verilen 100 dolarlık dizüstü bilgisayar, çeşitli biçimlerde katlanabiliyor ve darbeye karşı dayanıklı lastik koruyucuyla çevrili bulunuyor.

AC adaptör kablosunun aynı zamanda taşıyıcı omuz bandı olduğu bilgisayar, üretim masraflarının kısılması için günümüzde standart olan işlemci hızından biraz düşük olan 500 megahertz işlemciye sahip.

Aynı zamanda acil durumlarda iletişim sağlanabilecek bir araç olarak da kullanılması planlanan bilgisayarın ilk modellerinde güç kaynağı kolunun bir kez çevrilmesiyle 10 dakika yetecek güç sağlanabiliyor.

Kablosuz internet erişimine de sahip olacak bu bilgisayarlar, yakındaki aynı model dizüstü bilgisayarlarla doğrudan bağlantıya geçebiliyor ve bunlarda internet erişimi varsa diğer yeşil makineler de bu girişten faydalanabiliyor.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #67
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
BİLGİSAYAR KULLANICILARI DİKKAT !!!!
Radikal'in 'Sanal Alem' yazarı M. Serdar Kuzuloğlu bilgisayar kullanan herkes için faydalı olacak bilgiler verdi. İşte o yazı...

Meğer ne çok bilgisayar mağduru varmış? Son yazımın ardından yağan mektuplarda bilgisayar yüzünden fıtık çıkaran, göbek büyüten, gözleri bozulan; hatta hemeroid olan onlarca okurla hafta boyunca yazıştım durdum. Bilgisayar kullanımının birçok sağlık sorununu tetikleyebileceği aşikâr ama tatsız sonuçlardaki suçun ne kadarının bilgisayarda; ne kadarının biz kullanıcılarda olduğunun hesabı pek yapılmıyor. Bir kasa, 100 küsur tuş ve bir ekrandan (hatta kimi zaman sadece ekrandan) ibaret bir cihazın bunca dert yaratması akıl almaz. Gelin bizim neler yapabileceğimize bakalım.

Bakmak var, bakmak var

En büyük tehlikeyi sırtımızı boydan boya geçen ve bir anlamda vücudumuzun askısı sayılan omurgamız taşıyor. Tanrı bizi gezip dolaşsın, acıkıp avlansın diye yaratmış ancak biz sürekli hayatımızı mümkün olduğu kadar kıpırdamayacağımız şekle sokmaya çalışıyoruz. En basitinden televizyonda her kanal değiştirmek istediğinizde kalkıp başına gitmek zorunda kalsaydınız televizyonla ilişkiniz aynı şekilde devam eder miydi dersiniz? Ya da telsiz telefonumuz, cep telefonlarımız olmasaydı iletişimde aynı çizgiyi tutturabilir miydik? Bilgisayar bizi başına çakıyor olabilir ama nasıl çakılacağımızı o belirlemiyor.

Boyun ve sırt ağrılarını engellemek için işte birkaç tavsiye:

Ekranınızı göz hizasına kadar yükseltin. Gerekiyorsa ekranın altına kitaplar koyun.

Ekran çözünürlüğünüz yükseldikçe yazı karakterleri küçüleceği için istemeden de olsa sürekli ekrana yaklaşaksınız. Bu da kambur durmanıza ve boynunuzun kasılmasına yol açacak. Eğer sürekli bu şekilde oturuyorsanız çözünürlüğü düşürün.

Bilgisayarı kullanırken oturduğunuz koltuğunuzu özenle seçin. Yeni bir koltuk almanız gerekiyorsa, alın. Ortaya çıkacak sorunların yaratacağı maddi, manevi zararı en pahalı koltuktan bile ucuz olacaktır.

Klavyede yazarken dirseğiniz 90 derecelik açı yapıyor olsun. Çok yüksekte ya da çok alçakta bir konum sorun çıkaracaktır.

Sandalyenin ucuna doğru kaykılmayın. Mümkünse dik bir şekilde bütün sırtınızı koltuğa dayayarak oturun.

İki ayağınız da yere bassın. Çapraz ayaklar belinize aşırı yük bindirir.

Evet, zor. Ben bile pek uyamıyorum ama mümkünse yarım saatte bir ya da her saat başı kalkıp bir iki dakika yürüyün. O sayfa kaçmıyor, elektrikler kesilmeyecek, MSN arkadaşınız beş dakika beklemekten çatlamaz... Kalkın bir iki insan görün, iki çift laf edin, camdan bakın, tuvalete gidin.
Ağlamıyorum, kirpik kaçtı...
Tek sorun boynumuzla belimizde değil. Çoğu kullanıcı bilgisayarı göz bozmayla suçlar ama aslında en az o kadar ciddi bir şeyi tetikliyor: göz kuruluğu. Gözümüzü boşuna kırpmıyoruz. Hatta göz kırpma düzensizlikleri yalan söylendiğinin anlaşılması için bile ipucu oluşturabiliyor. Ancak asıl görevi gözümüzü tozlardan temizlemek ve o özel sıvıyla nemlendirmek. Bilgisayar başına oturduğumuzda dakikada göz kırpma sayımız 1/10 oranına geriliyor. Yani 10 defa kırpıyorsak 1 defa kırpıyoruz. Bu da gözlerimizi mahfediyor. Dikkat odaklanmasından kaynaklanan bu sorunu çözmek biraz gayretle mümkün.

İşinize olduğu kadar gözlerinize de odaklanın. Aklınıza geldikçe kırpıştırın.

Başaramıyorsanız eczanelerde satılan göz nemlendirme spreylerinden alın. Göz kapaklarınıza sıktığınız bu spreyler 'olay mahallini' bir nebze nemlendirebiliyor. Tüplü ekranlar televizyonlarda olduğu kadar olmasa da radyasyon yayar. Televizyonlara oranla çok daha fazla yakınlaştığınız için eğer tüplü (yani CRT) bir ekran kullanıyorsanız kendinize bir filtre alın. En ucuz filtre bile zararlı ışınların yüzde 90'ından fazlasını süzer. İnce (LCD) ekran kullanıyorsanız zaten sorun yok. Eğer iş yaparken sürekli başınız, gözünüz ağrıyorsa büyük ihtimalle ekranınız titriyordur. Bunu gidermek için ya ekran çözünürlüğünüzü düşürün ya da kendinize daha iyi bir ekran kartı alın. Işıklandırma çok önemli bir ayrıntı. Çalıştığınız ortamın ışıklandırmasının arkanızdan gelmesine dikkat edin.
GozDemNur - avatarı
GozDemNur
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #68
GozDemNur - avatarı
Ziyaretçi
TÜRKİYE GOOGLE'IN YÜKSELEN YILDIZLARI ARASINDA

Halen dünyanın en geniş içerikli arama motoru unvanına sahip, internet sitelerine gelen trafiğin yüzde 56'sını yönlendiren Google, ''umut veren'' pazarlar arasında kabul ettiği Türkiye'de kurduğu ofisiyle Türkçe ürün portföyünü geliştirmeyi hedefliyor.

(14 Temmuz 2006 Cuma)

Tüm dünyada kullanıcılara 100'den fazla dilde hizmet veren, 40'ın üzerinde ülkede ofisi bulunan Google'ın, Türkiye'yi yükselen yıldızlar arasında gördüğü belirtildi.

Google Türkiye Ülke Müdürü Erem Karabey, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, bilgiyi dünyanın her yerinde ulaşılabilir ve kullanılabilir hale getirmek amacıyla yola çıkan firmanın, aynı zamanda dünyanın en önemli firmalarının içinde bulunduğu en büyük reklam ağını yönettiğini belirtti.

Karabey, yeni açılan ofisle tüm hizmet ve ürünleriyle Türkiye'de bilgisayar ve teknoloji kullanımını artırmaya yönelik adımlar atmayı hedeflediklerini belirtti.

Yıllardır Google ile Türkçe arama yapabilme imkanına sahip olan kullanıcıların, diğer hizmetlerden de kısa süre içinde Türkçe olarak yararlanabileceğini ifade eden Karabey, şunları kaydetti:

''Uluslararası araştırmalarda Türkiye'nin internet kullanıcı sayısının 16 milyonun üzerinde çıkması dikkate alındığında bu kitlenin ihtiyaçlarının da aynı oranda büyüdüğü gözden kaçmıyor. Dolayısıyla Google Türkiye ofisi gelişen tüm pazarın isteklerine cevap verecek nitelikte. Google'ın devrim niteliğindeki reklam imkanlarıyla Türk şirketleri Türkiye içinde kendilerini tanıtmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyaya en ucuz ve etkin bir şekilde açılacak. Türkiye, Google
içinde Avrupa ve dünya ölçeğinde yükselen yıldızlar arasında gösteriliyor, gelişmiş ülkelerle rekabet ediyor.'' Karabey, her firmanın kendi bütçesi ve ölçeğine göre tanıtım imkanına kavuşmasının Türkiye ekonomisine de uluslararası düzeyde canlılık getireceğini dile getirdi.

Türkiye'nin internet altyapı yatırımına ağırlık verdiğine dikkati çeken Karabey, ''Google da Türk kullanıcılarının hem internet deneyimini geliştirmeyi hem de satın alma öncesi araştırma ve online işlemler yaptığından e-ticareti büyütmeyi istiyor'' dedi.

-GOOGLE İLE TANITIM REKABETİ-

Türk internet kullanıcılarının yüzde 86'sının online arama ve satın alma konusunda öncelikli tercihinin Google olduğunu anlatan Karabey, ''Türkiye'den Google'a reklam verenlerin sayısı binlerle ifade edilebilir'' dedi.

Google AdWords ile firmaların kendi reklamlarını oluşturabileceğini ifade eden Karabey, hedef kitleye ulaştırılması gereken anahtar kelimeleri firmaların seçtiğini ve reklamlara tıklandığında ödeme yapıldığını söyledi. Karabey, Google'da yapılan arama sonuçlarının sağ tarafında yer
alan ''Google AdWords'' adlı reklamların her boyut ve bütçedeki şirkete uyacak şekilde
tasarlandığını ifade etti.

Gerçek zamanlı raporlama ve analiz sunduklarına dikkati çeken Karabey, ''İnsanlar aradıkları şey hakkında doğrudan ilintili bilgiler istiyor. Google bu konuda tüketici ihtiyacını doğrudan karşılayabilir.Google AdWords programında, kampanya maliyeti firmalara bağlı. Google
AdWords için tek seferlik, nominal bir etkinleştirme ücreti var. Bundan sonra, anahtar kelime hedefli AdWords reklamlarındaki tıklamalar için ödeme yapılır.''

Karabey, ABD doları ile ödemede bir reklam verenin AdWords hesabını sadece 5 dolar karşılığında etkinleştirebileceğini, daha sonra tıklama başı maliyet belirlendiğini vurguladı.

-''DÜNYA DEVİ'' GOOGLE-

Avrupa çapında 132 milyon kişinin her ay 30 milyar sayfa görüntülediği Google, 112 farklı uluslararası domain ile hizmet veriyor. Yaklaşık 8 yıl önce Stanford Üniversitesinin iki doktora öğrencisi Larry Page ve Sergey Brin tarafından kurulan Google, tüm internetin bilgiye açılan en gözde kapılarından biri olarak gösteriliyor. Küresel bazda aylık 450 milyon ziyaretçisiyle dünyadaki en büyük arama motoru özelliğine sahip olan Google, 7 binden fazla çalışana
sahip. Google, Türkiye'de arama, grafikler, dizin, grup, toolbar ve adwords gibi hizmetlerini Türkçe olarak sunuyor.
ozti - avatarı
ozti
Ziyaretçi
14 Temmuz 2006       Mesaj #69
ozti - avatarı
Ziyaretçi
EA Game Informer'da yayınlanan görüntüler ve ardından sıkça sorulan sorular nihayetinde resmi olarak oyunu duyurdu. Ayrıca uzun bir de tanıtım filmi yayınlayan EA Kasımda tüm platformlar için oyunu çıkaracağını da ekledi.

nfs025hy5ru

Oyunun GörüntüLeri İçin : TıkLayıN

Oyunun Videosu İçin : TıkLayın

Kaynak TrGameR
ozti - avatarı
ozti
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #70
ozti - avatarı
Ziyaretçi
ArkadaşLar aşağıdaki haber bu indirim ve hız arttırımı uygulanmadan,onaylanmadan önceki haberdi..Fakat daha çok yeni olduğu için bu haberin onaylanması ben kendim açıklamak istiyorum..15.06.2006 tarihi ile Minimum int bağlantı hızı 256 kbps'dan 512 kbps'ye çıkartılıyor ve %10 indirim uygulanıyor..Bu onaylanmış bir haber olup Türk Telekomun resmi sitesinde de tam güncellenmemiş olmasına rağmen haber yazıları ve kısmi bilgiler mevcuttur..

Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany, hızlı internetin önemli olduğunu, aynı fiyata iki kat hızlı bağlantı sağlamak veya fiyatı düşürmek istediklerini bildirdi.

Türk Telekom, yeni hizmetleri “TT Sesli Mesaj”, “TT Aile Kart” ve “TT SMS” servislerini düzenlenen bir toplantıyla tanıttı.

Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany, burada yaptığı konuşmada, özelleştirmenin ardından Türk Telekom'un adaletli bir piyasa oyuncusu ve rakip olacağını söylediklerini anımsattı.

Müşterilerin fiyat ve hizmet seçimlerini özgürce yapabilmesinin önemine işaret eden Doany, ADSL konusunda yeni çalışmalarının bulunduğunu belirterek, bu konuda bir soru üzerine, hızlı internetin önemini vurguladı. ADSL hızını artırmak istediklerini belirten Doany, “Yapmak istediğimiz; aynı fiyata iki kat hızlı bağlantı sağlamak veya fiyatı düşürmek. Bu konuda Telekomünikasyon Kurumu'ndan onay bekliyoruz. Önümüzdeki bir kaç hafta içinde tarife değişikliklerimizi duyurabiliriz” şeklinde konuştu.

"REKABETİN EN BÜYÜK SAVUNUCULARINDANIZ"

Türk Telekom'un rekabeti teşvik edici adımlar atacağının altını çizen Doany, bu konuda çok büyük ilerlemeler kaydettiklerini söyledi.

Türk telekomünikasyon sektörünün herkesin çabaları ve çalışmaları sayesinde önümüzdeki dönemde pek çok heyecan verici yenilik ve gelişmelere sahne olacağını dile getiren Doany, şunları kaydetti: “Bir kez daha vurgulamak isterim ki tüm bu gelişmeleri yasal zorunluluk ve sorumluluklarımız nedeniyle değil, rekabetin en büyük savunucuları olduğumuz için destekliyoruz. Çünkü biz şuna inanıyoruz ki ancak ve ancak rekabetin geliştiği bir ortamda, tüketiciler katma değerli yeni ürün, hizmet ve tarifelere daha yüksek hizmet kalitesine ulaşabilecekler. Bu, devam etmekte olan bir süreç ve önümüzdeki aylarda bu konudaki hedeflerimize ulaşmak için tüm gerekli çabaları sürdürme konusunda kararlıyız.”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Doany, yeni servislerden gelir beklentisinin sorulması üzerine, “Buradan ne kadar para geleceğini tahmin etmek zor. Bu hizmetler, gelirleri artırmaktan ziyade müşteri davranışlarını değiştirecektir. Piyasa nasıl tepki verecek, önümüzdeki dönemlerde göreceğiz” dedi.

Türkiye'de ses trafiğinin yüzde 50'sinin cep telefonları tarafından sağlandığını belirten Doany, şöyle devam etti:
“Buradaki niyetimiz gelirimizi artırmak. Sesin taşınmasında rekabet var. Cep, pahalı ve rahat. Ancak artık, biz de mobil ile biraz daha rekabet edebilir duruma geldik. Cepmiş, sabitmiş farkı olmayacak. Hangisi müşteri için uygunsa müşteri onu kullanacak. Kullanıcı serbest.”


Paul Doany, Özelleştirme Kurumu'na yapılacak ödemelere ilişkin bir soruyu da “Mektup yazdık. Hazırlık ve ihtiyaçlarımızı bildirdik. Kalan borcu kısmen veya tamamını ödemek istedik. Ödeme için öz varlık veya kredi önemli. Görüşmeler devam ediyor. Bu arada kur oynamaları da piyasayı etkiledi. Bu konuda da duyuruda bulunacağız” şeklinde yanıtladı.

YÜKSEK VERGİLER KONUSU

Doany, Türk Telekom'un ürün ve hizmetlerini geliştirmek için çok ciddi çalışmalar yaptığını anlatarak, “Türk Telekom'un bu hizmetleri bir başlangıç. Veri ve içerik konusunda yeni hizmetlerimiz olacak. Bunun için zaman gerekecek” dedi. Doany, sektördeki vergilere ilişkin bir soru üzerine de vergilerin çok yüksek olduğunu, hükümetin de bu konuda çalışmaları bulunduğunu söyledi.

TELEKOM'DAN 'SESLİ MESAJ', 'AİLE KART' VE 'SMS' HİZMETİ
Türk Telekom, “Sesli Mesaj”, ”Aile Kart” ve “SMS” servislerini hizmete sundu. Yeni ürün ve hizmetlerin tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Toros, Türk Telekom'un sesli mesaj hizmetinden, mevcut telefon cihazlarını değiştirmeye gerek kalmadan yararlanılabileceğini söyledi.


Sabit telefona bırakılan mesajları dinleyebilirken, e-posta veya SMS yoluyla bu mesajlardan haberdar olunabileceğini anlatan Toros, bu hizmet sayesinde sayısal santral müşterilerinin kendi adlarına mesaj kutusu alabileceğini, mesaj alıp gönderebileceklerini belirtti.

Sayısal santral olmayan müşterilerin ise, mesaj kutusu olan müşterilere mesaj bırakabileceğini ifade eden Toros, sabit telefona bırakılan mesajların herhangi bir sabit telefondan mesaj kutusuna erişilerek dinlenebileceğini anlattı.
Türk Telekom'un bu hizmetinin, ücretsiz olan “standart mesaj kutusunun” 10 adet mesaj saklama kapasitesine sahip olduğunu ve bunun için herhangi bir kayıt işleminin gerekmeyeceğini belirten Toros, ”ekstra mesaj kutusu” hizmetlerinden “bireysel mesaj kutusunun” aylık 1 YTL, “aile mesaj kutusunun” 2,5 YTL ve “profesyonel mesaj kutusunun” ise 4,2 YTL ücreti bulunduğunu bildirdi.


ASKERLER VE ÖĞRENCİLER İÇİN AİLE KARTI

Mehmet Toros, Türk Telekom'un diğer yeni hizmeti Aile Kart ile de, üzerindeki müşteri bilgileri bulunan Chip sayesinde, bu hizmetin verildiği belirtilen ankesörlü telefonlar üzerinden görüşme yapılabildiğini ve ücretlerin belirlenen sabit telefon faturasına yansıtıldığını anlattı.

Bu hizmetin Türkiye'deki toplam ankesörlü telefonların yüzde 86'sını kapsayan 70 bin telefon üzerinden yapılabileceğini ifade eden Toros, şehir içi, şehirler arası, milletler arası ve GSM görüşmelerinin yapılabileceğini kaydetti. Toros, bu hizmeti, özellikle askerlik görevini yapan, ailelerinden uzakta okuyan ve devamlı seyahat halinde bulunan kişilerin tercih edeceğini beklediklerini söyledi. TT Aile Kartı'nın şimdilik 1 YTL'lik ücretle edinilebileceğini, daha sonra kartın ücretsiz olarak müşterilere verileceğini belirten Toros, kartların ilişkilendirileceği sabit hattın tarife paketi üzerinden sabit telefon faturalarına yansıtılacağını kaydetti.

TT SMS HİZMETİ

Mehmet Toros, TT SMS'nin, bugüne kadar sadece cep telefonlarında kullanılan kısa mesaj gönderme hizmetinin sabit hatlarda da kullanılmasını sağlayan bir yenilik olduğunu belirterek, bu hizmetle sabit telefondan sabit telefonlara, GSM kullanıcılarına, e-posta adreslerine ve faks numaralarına yazılı mesaj gönderilebileceğini anlattı. Bu hizmetin SMS uyumlu sabit telefonlardan ve web üzerinden tek veya toplu olarak gönderilebileceğini de belirten Toros, sabit hattan sabit hata mesaj ücretinin 4,9 YKr olduğunu, sabit hattan GSM müşterilerine mesaj gönderim ücretinin ise hizmetin uygulamaya girecektir....

Benzer Konular

4 Aralık 2016 / gokhan404 Akademik
15 Mayıs 2019 / c0lin Oyunlar
1 Ekim 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap