Arama

Marco Polo

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 24 Kasım 2016 Gösterim: 55.712 Cevap: 4
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Ekim 2008       Mesaj #1
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Ad:  marco polo22.jpg
Gösterim: 1585
Boyut:  27.1 KB

MARKO POLO

(1254-1324). Venedikli gez­gin Marko Polo, Çin'e ve Asya'nın çeşitli yerlerine yaptığı gezilerde gördüğü yerleri ve edindiği izlenimleri anlatarak, Avrupa'nın Uzakdoğu uygarlıklarını tanımasını sağla­mıştır.

Sponsorlu Bağlantılar
Marko Polo tüccar bir ailenin çocuğuydu. Babası ve amcası Asya'ya ticaret amacıyla yaptıkları yolculuklarda Çin'e kadar gitmiş ve Pekin'de Hint-Türk İmparatoru Kubilay Han'ın konuğu olmuşlardı. İtalya'ya dönüşle­rinde papaya Kubilay Han'dan bir mektup getirerek, hanın Hıristiyanlık konusunda bilgi edinmek isteğini ilettiler. İki yıl sonra 1271'de doğuya gitmek için yeniden yola çıkarken 17 yaşındaki Marko Polo'yu da yanlarına aldılar.

Denizyoluyla İskenderun Körfezi'ndeki Ayaş'a (Yumurtalık) gelen Pololar* Doğu Anadolu ve İran'dan geçerek Basra Körfe-zi'nde Hürmüz Boğazı'na vardılar. Deniz yolculuğunu tehlikeli bularak daha güvenli sayılan İpek Yolu'nu izlemeye karar verdiler (bak. ipek yolu). İran ve Afganistan'ı geçip Pamir Dağları'nı aştılar. Kaşgar, Yarkent, Hotan, Gobi Çölü ve Kuzey Tibet'ten geçe­rek Çin'e ulaştılar. Onlardan sonra 600 yıl bo­yunca hiçbir Avrupalı bu yoldan geçmedi.

Marko Polo üç buçuk yıl süren bu Asya yolculuğu sırasında gördüklerini sonradan öy­lesine ayrıntıyla anlatmıştır ki, geçtikleri yer­leri nerdeyse adım adım izlemek olanaklıdır. Polo'nun yazdıkları kuşaklar boyunca gerçek­dışı, çekici öyküler olarak algılandı. Çok sonra Sir Henry Yule ve Sven Anders Hedin gibi gezginler yazılanların doğru olduğunu ortaya koydu.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Jumong; 24 Kasım 2016 10:57
Biyografi Konusu: Marco Polo nereli hayatı kimdir.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Ekim 2008       Mesaj #2
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...

Kubilay Han'ın Sarayında


Kubilay Han, Pololar'a büyük konukseverlik gösterdi ve Marko Polo çok geçmeden hanın gözde adamları arasında yer aldı. Çince öğ­rendi ve 17 yıl boyunca valilik de içinde olmak üzere hana birçok hizmette bulundu. Çeşitli görevlerle Çin'i baştan başa gezdi. Sibirya, Zengibar, Birmanya, Çinhindi ve Hindistan'a gitti. Marko Polo'nun Çin'de karşılaştığı bin­lerce yıllık tarihi olan uygarlık Avrupa'dan çok daha ileriydi. Yönetim sistemi başarılıydı. Ülkede çeşitli dinlerin çatışma ve rekabet olmadan birlikte var olmasına olanak veren dinsel bir hoşgörü egemendi.
Sponsorlu Bağlantılar
Marko Polo yazılarında, gittiği büyük kent­lerden birinde sıcak ve soğuk suyu olan 300 hamam bulunduğunu, soyluların da, yoksul halkın da her gün yıkandığını, iki kenarı ağaçlı yollar, büyük saraylar, parklar ve güzel köprüler olduğunu belirtmiştir. Çinliler, Av­rupa'da ancak 400 yıl sonra kullanılacak olan kömürü daha o zamanlar kullanıyor, Avrupa' da 15. yüzyılda kullanılmaya başlanan yağlı­boyayla 7. yüzyıldan beri resim yapıyorlardı. Cilt hastalıklarını iyileştirmek için petrolden bir tür yağlı merhem elde etmeyi ve Avrupa' dan çok daha önce yoğunlaştırılmış süt yapma yöntemini biliyorlardı.

Marko Polo gördüğü ve incelediği her şeyi hana bildiriyor, ona yönetime ilişkin yararlı önerilerde bulunuyordu. Han, Marko'nun hizmetlerinden yararlandığı için Pololar'ın Çin'den ayrılmasına izin vermiyordu. Ama sonunda, 1292'de Kubilay Han'ın İran hü­kümdarına eş olarak göndermek istediği bir Moğol prensesini İran'a götürmek görevi Marko Polo'ya verildi. Çin'den 14 gemiyle yola çıkıp uzun ve serüven dolu bir yolculuk­tan sonra Hürmüz Boğazı'na ulaşan Pololar, prensesi Horasan'a bıraktıktan sonra Trab­zon'a gittiler. Yolculuğun sonraki bölümü gemiyle yapıldı. 1295'te Venedik'e ulaştıkları zaman büyük bir servet sahibi olmuşlardı.
Marko Polo'nun yolculuklarıyla ilgili anıla­rına zamanında çok az kimse inandı. Vene­dikliler ile Cenevizliler arasındaki savaşa katı­lan Marko Polo, 1298'deki bir deniz savaşında Cenevizliler'e esir düştü. Cenova'daki hapis­hanede tanıştığı Pisalı yazar Rusticiano'ya Asya'da geçen olağanüstü serüvenlerini yaz­dırdı. II milione adıyla basılan kitap büyük bir ilgi ile karşılandı. Daha sonra birçok dile çevrildi.

Marko Polo'nun Geziler Kitabı adıyla 1985'te ülkemizde de yeni bir çevirisi yayım­landı.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Jumong; 24 Kasım 2016 10:57
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
13 Eylül 2013       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Marco Polo
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Marco Polo (1254 Venedik - 1324 Venedik), ünlü İtalyan gezgin.

Marco Polo, daha çocuk yaştayken, babası Niccolo Polo ve amcası Matteo Polo, İstanbul ve Kırım üzerinden Altınordu Hanlığı'na ve Türkistan'a geçtiler ve 1269'da Suriye üzerinden İtalya'ya döndüler. 1271'de çıktıkları yeni bir yolculukta Marco'yu da yanlarına aldılar. Venedik'ten İskenderun Körfezi'ndeki Ajuzzo (bugünkü Yumurtalık) kentine, oradan da karayoluyla Basra Körfezi'nde Hürmüz Limanı'na vardılar. Buradan sonra karayolunu seçerek önce Belh'e, oradan da Amuderya'yı izleyerek Vahan'a geldiler ve Pamir Yaylası'nı geçtiler. Daha sonra Kaşgar, Yarkent ve Hotan'a, daha sonra Gobi Çölü'nü aşarak Çin'e girdiler.

1275'te Sang-Tü'deki yazlık sarayında Kubilay Han'ın huzuruna çıktılar. Marco Polo, Çin'de 1292 yılına kadar kaldı. Kubilay Han'ın gözüne girmeyi başardı. Onun hizmetine girdi, idarî görevler aldı. Çin'de gittiği yerlerin durumu, geçtiği yollar, halkın âdetleri, elde ettikleri ürünler ile ilgili bilgileri dikkatle kaydetti. Pololar, Çin'de 1292 yılına kadar kaldılar. Kubilay Han, Marco Polo'ya Avrupa hükümdarlarına, papaya verilmek üzere mesajlar verdi. Marco Polo 1292 yılında Zaitun'dan (bugünkü Çing- Çiang) yelken açtı. Malakka Boğazı'nı geçip Seylan'a yöneldi. Seylan'ın ve Hindistan'ın batı kıyıları boyunca ilerleyerek 1294'te Hürmüz'e vardı. Tebriz üzerinden Trabzon'a geldi, oradan deniz yoluyla, İstanbul ve Venedik'e gitti. Böylece 25 yıl sonra İtalya'ya geri döndü.

Bu yolculuktan sonra Marco Polo, Venedik donanmasında subay olarak çalıştı. Bir ara, 1298 yılında, Cenevizlilere esir oldu. Bir yıl kadar Ceneviz hapishanelerinde yattı. Bundan sonraki hayatıyla ilgili fazla bir bilgi yoktur. Marco Polo, Cenova'daki hapisliği sırasında, Rustichello adındaki arkadaşına başından geçenleri anlattı. Rustichello da bu serüvenleri usta bir üslupla yazdı. Marco Polo, kitabında sadece belleğine güvenmemiş, Çin'deyken tuttuğu notlardan da yararlanmıştır. Kitabı pek çok ülkede yayımlandı. Genellikle yapıt Marco Polo'nun Yolculukları adını taşır. Yazdıklarının doğru olduğu daha sonraları anlaşıldı. 1275'te onun getirdiği coğrafî bilgilerin ışığı altında Katalan Atlası oluşturuldu.
Son düzenleyen Jumong; 24 Kasım 2016 10:58
theMira
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Ekim 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Marco Polo

Ad:  Marco Polo.jpg
Gösterim: 1007
Boyut:  46.7 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
24 Kasım 2016       Mesaj #5
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  marco polo35.jpg
Gösterim: 917
Boyut:  65.4 KB

Marco Polo

, (d. y. 1254, Venedik ya da Curzola (bugün Korcula, Hırvatistan) - ö. 8 Ocak 1324, Venedik), Venedikli tacir, serüvenci ve ünlü gezgin. Avrupa’dan yola çıkarak Asya’yı dolaşmış (1271-95), bu arada uzun süre Çin’de yaşamıştır. II milione (Milyon) adlı yapıtı bir seyahatname klasiği olarak kabul edilir.

Polo ailesinin gezileri


Marco Polo’nun başarısının temelinde ailesinin, özellikle de babası Niccolö ile amcası Maffeo’nun daha önceki gezileri yatar. Uzun süre Ortadoğu’yla ticaret yapan aile önemli bir servet ve ün kazanmıştı. Konstantinopolis’te (İstanbul) siyasal bir değişim olacağını sezinleyen Polo kardeşler, yaklaşık 1260’ta buradaki mallarını elden çıkardılar ve servetlerini değerli taşlara yatırdılar. Ardından Moğol İmparatorluğu’nun batı topraklarını yöneten Berke Han’ın yönetimi altındaki Volga kıyılarına doğru yola çıktılar. Kısa sürede servetlerini iki katına çıkardılar. Siyasal gelişmeler Venedik’e dönmelerini engelleyince doğuda Buhara’ya doğru yola çıktılar. Yolculukları dört yıl sonra (1265), Moğol İmparatorluğu'nun başkenti ve büyük olasılıkla da Kubilay Han’ın yazlık merkezi olan Shangdu’da sona erdi. Polo kardeşler Kubilay Han’la dostça ilişkiler kurdular. Sonunda, Kubilay Han’ın elçisi olarak ve “Yedi Sanat’ı bilen” 100 akıllı adam göndermesi için papaya yazdığı mektuplarla birlikte Avrupa’ya döndüler.

Marco’nun doğumu ve çocukluğu bu döneme rastlar. Venedik’te geçen çocukluk yılları hakkında elde hiç bilgi yoktur. Babası 1269’da Doğu’dan döndüğünde, 15-16 yaşlannda bir delikanlı olarak onunla ilk kez karşılaştı.
Marco’nun Asya gezisi. Papa IV. Clemens’in kısa süre önce öldüğünü öğrenen Niccolö ve Maffeo, Venedik’te iki yıl yeni papanın seçilmesini beklediler. Sonunda beklemekten bıkınca, genç Marco’yu da yanlarına alarak 1271’de yola çıktılar. Filistin’deki papalık elçisi Piacenzalı Tebaldo onlara Moğol hükümdarına götürmeleri için mektuplar verdi. Pololar yola çıktıktan birkaç gün sonra dostları Tebaldo’nun X. Gregorius adıyla papa seçildiğini haber aldılar. Bunun üzerine Akkâ’ya dönerek papadan resmi belgeleri ve yanlarına da iki rahip alarak yeniden yola çıktılar. Kısa bir süre sonra cesaretlerini yitiren rahipleri bırakarak yollarına yalnız devam ettiler.

İskenderun Körfezindeki Ayaş (bugün Yumurtalık) üzerinden kuzeydoğuya yönelerek 1272 başlarında büyük olasılıkla Erzurum’dan ve Tebriz’den geçtiler. Ardından haydutlarla dolu tehlikeli çölleri aşarak Basra Körfezi kıyısındaki Hürmüz’e ulaştılar. Ama Hindistan ve daha ötesine kadar uzanacak bir deniz yolculuğunu göze alamadıklarından, Moğol başkentine karadan gitmeye karar verdiler.

Ad:  marco polo haritası.jpg
Gösterim: 957
Boyut:  24.1 KB
Marco Polo'nun 1271-95 arasında yaptığı gezide izlediği yol >>>
İran'ın doğusunda kalan Horasan bölgesinden sonra daha dostça karşılandıkları topraklara vardılar. Afganistan’daki Bedehşan’da (Marco’nun yazılarında “Balascian”) bir yıl kadar kaldılar; yörenin yumuşak iklimi uzun süredir çektikleri hastalığın (bir olasılıkla sıtma) geçmesini sağladı. Bu arada Marco’nun Afganistan’ın öbür bölgelerini, Hindukuş’taki Nuristan’ı, Çitral’i ve bir olasılıkla Keşmir’i dolaştığı ileri sürülür. Ama hangi yöreleri gerçekten dolaştığını, hangilerini yolda edindiği bilgilerle tanıdığını belirlemek zordur.

Bedehşan’dan ayrılan Pololar, Vahan (“Vocan”) vadilerini izledikten sonra Pamirler’in kuzeydoğu yamaçlarından inerek Kaşgar’a ulaştılar. Böylece asıl İpek Yolu’ na çıkmış oldular. Taklamakan Çölünün güney ve doğusundaki Yarkent (“Yarcan”), Hotan (“Cotan”), Charchan (“Ciarcian”) ve Lop Gölü vahaları boyunca ilerleyerek Çin sınırındaki Shazhou’ya (“Saciu”) vardılar. Daha önce küçük Nasturi, Hıristiyan, Budacı, Manici ve Zerdüştçü toplulukların da yaşadığı Müslüman ağırlıklı yörelerden geçmiş olan Pololar, Gansu (“Tangut”) topraklarına girince, Çin kültürünün etkilerini taşıyan bir Budacılıkla biçimlenmiş, bütünüyle farklı bir uygarlıkla karşılaştılar. Bir rehberle sürdürdükleri yolculuğun bu kesiminde, Ningxia yöresine geçmeden önce büyük olasılıkla Suzhou (“Sukchu”) ve Ganzhou’yu (“Campiciu”) dolaştılar. Sonunda, 1274’te yeniden Kubilay Han’ın Shangdu’daki yazlık sarayına ulaştılar. Koruyucuları Kubilay Han’a Kudüs’ten getirdikleri kutsal yağı ve papanın mektuplarını sundular.

Marco’nun Çin dönemi. Pololar izleyen 16 ya da 17 yıl boyunca Hitay (bugün Kuzey Çin), Mangi (“Manzi”; bugün Güney Çin) ve Moğollara bağlı başka topraklarda yaşadılar. Olasılıkla Shangdu ile kışlık sarayın bulunduğu Dadu (“Taidu”; bugün Pekin) arasında imparatorla birlikte dolaştılar. Marco Hitay’a vardığında ancak 20 yaşlarındaydı. Hemen hiç Çince bilmemesine karşın, Moğolların konuştuğu Koman lehçesi, Arapçalaşmış Farsça, Moğolca ve Uygur Türkçesi gibi o dönemde Doğu Asya’da konuşulan birçok dilden bazılarını konuşabiliyordu. Yabancı ülkeler hakkında anlatılanları dinlemekten büyük zevk alan Kubilay Han’dan yakın ilgi gördü ve onun tarafından, araştırma yapmak üzere sık sık imparatorluğun uzak bölgelerine gönderildi. Bu gezilerin birinde Çin’in güneybatısına, Yunnan'a ve belki de Birmanya’daki (bugün Myanmar) Tagaung'a kadar gitti. Başka bir gezide Çin’in güneydoğusunu dolaştı. Sonradan büyük bir coşkuyla anlattığı “Quinsay” (bugün Hangzhou) kentiyle Moğolların yeni fethettiği bölgeleri gördü. Marco’nun anılarında kişisel konulara girmemesi nedeniyle ortaya çıkan boşluk, onu parlak bir saray gözdesi düzeyine çıkaran bir efsaneyle doldurulmuştur. Buna karşılık eldeki Çin kayıtlarında adının hiç geçmemesinden ve olayları aktarma biçiminden hareket eden bazı çevreler, gerçekte önemli görevler üstlenmediğini ve verdiği bilgilerin sağdan soldan duyduklarına dayandığını öne sürmüşlerdir. Büyük olasılıkla gerçek bu iki uç görüşün arasındadır. Çin kayıtlarında Marco adına rastlanmaması, daha sonra Çin’e giden İtalyan misyoner Matteo Rici ve ressam Giuseppe Castiglione gibi bir Çin adı kullanmış olmasından gelebilir. İmparator adına yaptığı gezilerin dışında, tuzla ilgili konulardaki geniş bilgisi bu alanda bazı sorumluluklar üstlenmiş olabileceğini düşündürür. Ama II milione'nin bazı metinlerinde 1282-87 arasında üç yıl “Yonju” (bugün Yangzhou) kentini yönettiği anlatılırsa da bu bilgi güvenilir olmaktan uzaktır ve bütünüyle tek bir sözcüğün belli bir biçimde okunuşuna dayanır.

Venedik'e dönüş


Pololar 1292 dolaylarında, Argun Han’la evlenmek üzere İran’a gönderilen bir Moğol prensesine eşlik etmekle görevlendirildiler. Kubilay Han’ın onları yollamak istemediği, ama sonunda izin verdiği sanılmaktadır. Poloların ve prensesin yanı sıra yaklaşık 600 saraylı ve denizciyi taşıyan 14 gemilik filo Guanzhou (“Zaiton”) limanından yola çıktı. Serüven ve tehlikelerle dolu bir yolculuktan sonra Hürmüz’e ulaştı. Oradan Horasan’a giden kafile, Argun’un öldüğünü öğrenince prensesi, oğlu Gazan Han'a teslim etti. Birkaç ay Tebriz’de kaldıkları sanılan Pololar, Hıristiyan ülkesine ayak bastıktan hemen sonra, büyük güçlüklerle kazanmış oldukları servetin çoğunu Trabzon’da çaldırdılar. Birçok gecikmeden sonra Konstantinopolis’e ve sonunda 1295’te Venedik’e vardılar. II milione. Marco Venedik’e döndükten hemen sonra Akdeniz’deki bir çatışma sırasında, Venediklilerin denizdeki en büyük rakipleri Cenovalılara tutsak düştü. Ardından Cenova’daki hapishanelerden birine kapatıldı.

Hapishanede tanınmış romans yazarı Rustichello (Rusticiano) ile karşılaştı. Rustichello’ya Asya’da geçirdiği 25 yılın öyküsünü yazdırmaya başladı. Rustichello öyküyü 13. ve 14. yüzyıllarda yaygın olarak kullanılan Fransızca ve İtalyancanın karışımı bir dille kaleme aldı. Bazı kaynaklar Rustichello’nun özellikle çarpışmalara ilişkin bölümlerde katkılar yaptığını öne sürerler. Kısa bir süre sonra özgürlüğüne kavuşarak Venedik’e dönen Marco, önemli bir miktar tutmayan servetiyle sakin bir yaşam sürdü ve 70 yaşında öldü. II milione basıldıktan hemen sonra büyük ilgi topladı. 16. yüzyıl İtalyan coğrafyacısı Giovanni Battista Ramusio’nun deyimiyle “birkaç ayda bütün İtalya’yı.dolaştı”. Kitabın bu denli tutulmasının nedeni fantastik bir romans olarak görülmesiydi. O sırada henüz matbaa keşfedilmediğinden kitabın çıkarılan kopyalarında ve çevirilerinde birçok çıkarma, ekleme ve yanlışlıklar yapıldı. II milione'nin özgün kopyası bugüne ulaşamamıştır. Kitabın farklı dillerde ve lehçelerde 140 farklı yazma metni bulunmaktadır. Çok karmaşık ve çelişkili bir malzeme oluşturan bu kopyalar ortaçağdan günümüze değin filolojik bakımdan çözülmesi en zor sorunlardan biri olmuştur. Marco’nun yaşamının son 20 yılında kitabın çeşitli kopyalarında eklemeler ve düzeltmeler yaptığı sanılmaktadır. Özgün metnin başarılı bir Latince çevirisini yapan rahip Pipino gibi bazı yazar ya da çevirmenler, Marco’nun anlattıklarının ve yorumlarının çoğunu din düşmanı ya da heretikliğe tehlikeli ölçüde yakın bulduklarından metnin önemli bir bölümünü sansüre uğratmışlardır.

Marco kitabını, doğrudan deneyimlere dayanan büyük bir kozmografi olarak değerlendiriyordu. Kitabın özgün adının Divisament dou Monde (Dünyanın Hikâyesi) olması da dikkat çekicidir. Marco kişisel anılarını çoğu yerde kuramsal tutkusuna feda etmiştir. Kitapta gezilerle, arada geçen süre ve mevsimlerle ilgili ayrıntılara pek rastlanmaz. Kitabın genel havası nesnel ve geniş bir bakış açısını yansıtır. II milione Marco belirli bir tarih ve yol sırası izler; ama sık sık, bir olasılıkla akraba ve tanıdıklarının gördükleri yerleri de ayrıntılarıyla anlatır. Bu sapmalara Mezopotamya, Sabbahiler, Semerkand, Sibirya, Japonya, Hindistan, Etiyopya ve Madagaskar üzerine bilgilerin verildiği bölümlerde rastlanır. Kitabın yaygın adı olan II milione'nin kökeni belli değildir. Bir “uzun öykü” düşüncesiyle ilişkisi olabileceği gibi aile lakabı Aemilione’nin (Büyük Emil) bozulmuş biçimi de olabilir. Şair Dante Alighieri’nin ünlü çağdaşı Marco Polo’dan hiç söz etmemesi dikkat çekicidir. Büyük olasılıkla kitabı bir fabl, uydurma ve bu nedenle de tehlikeli derecede heretik olarak değerlendiriyordu. Marco’nun, o dönemin geçerli görüşüne göre kimsenin yaşamadığına inanılan Ekvator’un aşağısındaki bölgede yaşayan insanları anlatması özellikle tehlikeli görülmüş olabilir.

Marco’nun anlattıklarının ortaçağ düşüncesine yeni bir bakış açısı getirdiği açıktır. Batı’nın ufukları genişledikçe Marco’nun etkisi de giderek arttı. Marco’nun Japonya betimlemesi Kolomb’un 1492’de güneşin doğduğu yere doğru yaptığı yolculukta belirleyici rol oynadı. Baharatların kaynağı olan bölgeler hakkında verdiği ayrıntılı bilgiler, Batılı tacirleri bu topraklara ulaşmaya ve Arapların baharat ticareti tekelini kırmaya yöneltti.
II milione'nin, 1985’te Marco Polo'nun Geziler Kitabı adıyla yayımlanan Türkçe bir çevirisi de vardır.

Kaynak: MsXLabs.org & Ana Britannica
🌘 🚀

Benzer Konular

27 Ağustos 2012 / Misafir Spor
27 Şubat 2011 / Ziyaretçi Cevaplanmış
17 Aralık 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış