
Ziyaretçi
Genel Embriyoloji
Embriyoloji, zigot oluşumunu, büyümesini ve gelişimini inceleyen bilim dalı. Gelişim biyolojisinin bir alt dalıdır.
17. ve 18. yüzyıllarda betimleyici ve karşılaştırmalı çalışmalara dayan embriyoloji, 19. yüzyılın sonlarına doğru bilim adamlarının, vücuttaki organ ve dokuların kendilerine özgü biçim ve işlevleri nasıl kazandıklarını belirlemeye yönelik çözümleyici ya da deneysel yaklaşımlarıyla yeni bir boyut kazandı.
Embriyolojide çözümleyici çalışmaların önemini ilk kavrayanlardan biri olan Alman anatomi bilgini Wilhelm Roux (1850-1924) deneysel embriyolojini öncüsü ve en seçkin temsilcisidir; Roux'un 1855'ten başlayarak kurbağa yumurtaları üzerinde yaptığı öncü çalışmalar bu alanda kendisinden sonraki araştırmalara büyük bir ivme kazandırmıştır. Embriyondan gelişmenin hızını ve yönünü belirleyen etkenleri araştırarak 1935 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü alan Alman bilim adamı Hans Speemann da embriyolojini gelişmesine yön verenlerden biridir.
İnsan Gelişimi
İnsan gelişimi; bir dişinin oositinin, bir erkeğin spermi tarafından döllenmesiyle başlayan ve kesintisiz devam eden bir süreçtir. Development (gelişme); mitoz (çoğalma), migrasyon (göç), hipertrofi (büyüme), diferansiasyon (farklılanma) ve apoptoz (hücrenin programlı ölümü) olarak sıralanabilen 5 histofizyolojik olayı içerir. Bu olayların sonucunda, döllenmiş ovumdan (zigot da denilen, oldukça özelleşmiş totipotent hücre), çok hücreli insan oluşur. En önemli gelişimsel değişiklikler embriyoner ve fetal evrelerde olursa da, bu hücresel olaylar yaşam boyunca sürer. İnsanın dış görünüşünde göze çarpıcı değişiklikler olmaksızın hücreleri çoğalır, göçeder, büyür ve farklılanır ve sonunda ölür. İntrauterin yaşamdan ve puberteye kadar gelişme progresif (ilerleyici, büyütücü) dir. Yaşam süresinin ortalarında, otuzuncu yaştan sonra hücre ölümleri öne geçmeye başlar. Kaybolan hücrelerin yeni bölünmelerle yerlerinin doldurulmaları yeteneği giderek azalır ve gelişme regresif (gerileyici) olmaya başlar.
Süregiden gelişme boyunca partum (doğum), insanın yaşamındaki bir ara olgu olarak tanımlanabilir. İnsanın doğum öncesi dönemini Medikal Embriyoloji inceler. Bu dönemdeki biçimlenme, iç (kalıtım) ve dış (çevre) koşullarının etkisi altındadır. Bunların kusursuz dengelenmesiyle, insanın dışa vuran görünümü (fenotip) ortaya çıkar. İnsanın içerdiği babası ve annesinden gelen genlerin toplamı, onun kalıtım kişiliğini (genotip) oluşturur.
İnsanın doğum öncesi gelişimi, ontojenez’dir. En alt basamaktaki tek hücreli canlıdan, insana ulaşıncaya kadar olan türlerin yukarıya doğru gelişmeleri (evrim) filojenez’dir. Ontojenez sırasında, filojenez sürecinden kalan embriyo taslakları görünüp, kaybolur. İnsan embriyosunun gelişmesinde bu taslaklar, kalıcı organların biçimlenmelerinde kullanılır.
Embriyo gelişmesinin ilk dönemlerinden başlayarak belirli bölgelerindeki hücre toplulukları, kendilerinden sonra farklılanacak olanları yönlendirme yeteneğindeki özel proteinleri salgılar. Böylece, indüksiyon (uyarma) olayları gerçekleşir.
En erken oluşan hücreler, birincil uyaran (indüktör) lardır ve saldıkları proteinleriyle dokuları oluşturur. Dokulardaki hücreler ikincil uyaran (evokatör) lar olarak davranıp, çeşitli dokuların birarada organları biçimlendirmelerine yön veren proteinleri üretir. Organlardaki hücreler de üçüncül uyaran (individuatör) olarak salgıladıkları proteinlerle, sistemlerin oluşumunu örgütler.
Gelişimin Evreleri
Gelişimin evreleri içinde en çarpıcı olay doğumdur ve doğumla birlikte insanın çevresi değişir; yani, sıvı ortamdan atmosfer ortamına geçer. Gelişim doğumdan sonra durmaz. Doğumdan sonra büyümenin yanı sıra, önemli değişmeler (dişlerin, meme bezlerinin gelişimi gibi) de olur. Beyin, doğum ile 16 yaş arasında üç kat ağırlaşır. Genelde gelişim değişmeleri 25 yaşında tamamlanır.
Embriyoloji'nin Önemi
Embriyolojinin literatür anlamı “embriyo bilmi” demek ise de; genelde, prenatal gelişimi ifade etmek için kullanılır.
Embriyoloji;
Özellikle; prenatal ve çocukluk dönemindeki cerrahî girişimlerin gelişmesi sonucu, fetüsdaki bir probleme cerrahî müdahale yapılabilmektedir. Birçok konjenital malformasyonu anlamak ve tedavi etmek, normal gelişimi ve bu normal gelişimden olabilecek sapmaları bilmekle mümkündür.
Hasarlanmış hücre, doku ya da organların biyolojik işlevlerini yerine koymak (rejeneratif tıp) ya da tamir etmek (reperatif tıp) için kullanılan en önemli materyallerden biri embriyonik kök hücreler (totipotent hücreler) dir. Bu konuda başarılı olabilmek için; bu hücrelerin limitlerini çok iyi bilmek ve bu bilgiyi kullanarak onları lâboratuvar koşullarında yaşatmayı, yönlendirmeyi ve çoğaltmayı sağlamak gerekir.
Sponsorlu Bağlantılar
17. ve 18. yüzyıllarda betimleyici ve karşılaştırmalı çalışmalara dayan embriyoloji, 19. yüzyılın sonlarına doğru bilim adamlarının, vücuttaki organ ve dokuların kendilerine özgü biçim ve işlevleri nasıl kazandıklarını belirlemeye yönelik çözümleyici ya da deneysel yaklaşımlarıyla yeni bir boyut kazandı.
Embriyolojide çözümleyici çalışmaların önemini ilk kavrayanlardan biri olan Alman anatomi bilgini Wilhelm Roux (1850-1924) deneysel embriyolojini öncüsü ve en seçkin temsilcisidir; Roux'un 1855'ten başlayarak kurbağa yumurtaları üzerinde yaptığı öncü çalışmalar bu alanda kendisinden sonraki araştırmalara büyük bir ivme kazandırmıştır. Embriyondan gelişmenin hızını ve yönünü belirleyen etkenleri araştırarak 1935 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü alan Alman bilim adamı Hans Speemann da embriyolojini gelişmesine yön verenlerden biridir.
İnsan Gelişimi
İnsan gelişimi; bir dişinin oositinin, bir erkeğin spermi tarafından döllenmesiyle başlayan ve kesintisiz devam eden bir süreçtir. Development (gelişme); mitoz (çoğalma), migrasyon (göç), hipertrofi (büyüme), diferansiasyon (farklılanma) ve apoptoz (hücrenin programlı ölümü) olarak sıralanabilen 5 histofizyolojik olayı içerir. Bu olayların sonucunda, döllenmiş ovumdan (zigot da denilen, oldukça özelleşmiş totipotent hücre), çok hücreli insan oluşur. En önemli gelişimsel değişiklikler embriyoner ve fetal evrelerde olursa da, bu hücresel olaylar yaşam boyunca sürer. İnsanın dış görünüşünde göze çarpıcı değişiklikler olmaksızın hücreleri çoğalır, göçeder, büyür ve farklılanır ve sonunda ölür. İntrauterin yaşamdan ve puberteye kadar gelişme progresif (ilerleyici, büyütücü) dir. Yaşam süresinin ortalarında, otuzuncu yaştan sonra hücre ölümleri öne geçmeye başlar. Kaybolan hücrelerin yeni bölünmelerle yerlerinin doldurulmaları yeteneği giderek azalır ve gelişme regresif (gerileyici) olmaya başlar.
Süregiden gelişme boyunca partum (doğum), insanın yaşamındaki bir ara olgu olarak tanımlanabilir. İnsanın doğum öncesi dönemini Medikal Embriyoloji inceler. Bu dönemdeki biçimlenme, iç (kalıtım) ve dış (çevre) koşullarının etkisi altındadır. Bunların kusursuz dengelenmesiyle, insanın dışa vuran görünümü (fenotip) ortaya çıkar. İnsanın içerdiği babası ve annesinden gelen genlerin toplamı, onun kalıtım kişiliğini (genotip) oluşturur.
İnsanın doğum öncesi gelişimi, ontojenez’dir. En alt basamaktaki tek hücreli canlıdan, insana ulaşıncaya kadar olan türlerin yukarıya doğru gelişmeleri (evrim) filojenez’dir. Ontojenez sırasında, filojenez sürecinden kalan embriyo taslakları görünüp, kaybolur. İnsan embriyosunun gelişmesinde bu taslaklar, kalıcı organların biçimlenmelerinde kullanılır.
Embriyo gelişmesinin ilk dönemlerinden başlayarak belirli bölgelerindeki hücre toplulukları, kendilerinden sonra farklılanacak olanları yönlendirme yeteneğindeki özel proteinleri salgılar. Böylece, indüksiyon (uyarma) olayları gerçekleşir.
En erken oluşan hücreler, birincil uyaran (indüktör) lardır ve saldıkları proteinleriyle dokuları oluşturur. Dokulardaki hücreler ikincil uyaran (evokatör) lar olarak davranıp, çeşitli dokuların birarada organları biçimlendirmelerine yön veren proteinleri üretir. Organlardaki hücreler de üçüncül uyaran (individuatör) olarak salgıladıkları proteinlerle, sistemlerin oluşumunu örgütler.
Gelişimin Evreleri
Gelişimin evreleri içinde en çarpıcı olay doğumdur ve doğumla birlikte insanın çevresi değişir; yani, sıvı ortamdan atmosfer ortamına geçer. Gelişim doğumdan sonra durmaz. Doğumdan sonra büyümenin yanı sıra, önemli değişmeler (dişlerin, meme bezlerinin gelişimi gibi) de olur. Beyin, doğum ile 16 yaş arasında üç kat ağırlaşır. Genelde gelişim değişmeleri 25 yaşında tamamlanır.
Embriyoloji'nin Önemi
Embriyolojinin literatür anlamı “embriyo bilmi” demek ise de; genelde, prenatal gelişimi ifade etmek için kullanılır.
Embriyoloji;
- Prenatal gelişim ile obstetrik (gebelik ve doğum bilimi), perinatal tıp, pediyatri ve klinik anatomi arasında bağlantı oluşturur.
- İnsan yaşamının başlangıcı ve perinatal gelişim sırasında olan değişikliklerle ilgili bilgi sağlar ve bu bilgiyi geliştirir.
- İnsan yapısındaki farklılıkların nedenininin anlaşılmasına yardımcı olur.
- Normal ve anormal gelişme arasındaki ilişkiyi aydınlatır.
Özellikle; prenatal ve çocukluk dönemindeki cerrahî girişimlerin gelişmesi sonucu, fetüsdaki bir probleme cerrahî müdahale yapılabilmektedir. Birçok konjenital malformasyonu anlamak ve tedavi etmek, normal gelişimi ve bu normal gelişimden olabilecek sapmaları bilmekle mümkündür.
Hasarlanmış hücre, doku ya da organların biyolojik işlevlerini yerine koymak (rejeneratif tıp) ya da tamir etmek (reperatif tıp) için kullanılan en önemli materyallerden biri embriyonik kök hücreler (totipotent hücreler) dir. Bu konuda başarılı olabilmek için; bu hücrelerin limitlerini çok iyi bilmek ve bu bilgiyi kullanarak onları lâboratuvar koşullarında yaşatmayı, yönlendirmeyi ve çoğaltmayı sağlamak gerekir.