Arama

Sümbül (Hyacintus)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 1 Eylül 2009 Gösterim: 10.705 Cevap: 5
KiTiaRa - avatarı
KiTiaRa
Ziyaretçi
18 Mart 2008       Mesaj #1
KiTiaRa - avatarı
Ziyaretçi
SÜMBÜL
260pxhyacinthusorientalzj4

Sponsorlu Bağlantılar
Sümbül, Hyacinthus cinsine ait soğanlı bitkilerden olup daha önce zambakgiller (Liliaceae) familyasının üyesi olarak kabul edilmekte iken şimdi yeni bir familya olan hyacinthaceae altında incelenmektedir. Sümbüllerin anayurdunu doğuda İran ve Türkmenistan'a kadar dağılım gösteren doğu Akdeniz bölgesi oluşturmaktadır. Hyacinthus, Yunan mitolojisinde Sparta Kralı'nın genç oğlu olup yeniden doğuşu simgelemektedir.


Bu tür 15-20 cm yükseklikte, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Çiçekler 6 parçalı, kuvvetli kokulu, açık veya koyu mavi renkli ve kısa saplıdır. 5-15 çiçek gövde üzerinde seyrek bir salkım yapar.

Ülkemizde iki alttürü vardır. Bunlardan alttür "orientalis" İçel, Hatay, özellikle Osmaniye ve çevresinde yaygındır. Diğer alttür olan "chionophilus" ise Kayseri, Sivas, Kahramanmaraş ve Tunceli çevrelerindeki dağlarda yabani olarak yetişir ve endemiktir.

Yumruları haricen yumuşatıcı ve çıban açıcı olarak kullanılır. Soğan ezilir, sütte pişirilir ve elde edilen merhem çıban üzerine sürülür. Tohumları eskiden iştah açıcı, sarılık ve belsoğukluğunu tedavi edici olarak dahilen kullanılırdı.

Osmanlılar döneminde çok sevilen ve Osmanlı saraylarında yetiştirilmek üzere toplandığı bilinen bir süs bitkisi idi. Bu dönemde yetiştirilen sümbül çeşitlerinin renkli resim ve isimlerini taşıyan bir elyazması Topkapı Sarayı Kütüphanesinde bulunmaktadır (Musavver Sümbülname, 1149/1737, Topkapı Sarayı Kütüphanesi No.H.413).


Islah edilmiş sümbül melezlerinin Avrupa’ya ilk kez İstanbul’dan gönderildikleri bilinmektedir. Bu bitkinin Hollanda’da ki lale çılgınlığını bir krizle sonlandırarak, lale zenginlerinin bir bir iflas ettiği dönemde Avrupa’da lalenin yerine geçip ön plana çıktığı gözlenmiştir. Biz de ise gül ve lalelerin üzerine geçemeseler de, XV. Yüzyıldan itibaren şiirimizin, süsleme sanatlarımızın ve bahçelerimizin en gözde çiçeklerindendir.

Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”sinde de sümbül ile ilgili ilginç bir bilgiye rastlanır; Antakya yöresi Belen dağlarında yetişen sümbülleri anlatmaktadır. Ünlü gezginimize göre, Karaağaç Kınıkhan yolu üzerinde Bakras Kalesi çevresindeki köylüler, dağlardan çıkarmış oldukları sümbül soğanlarını Bursa ve İstanbul gibi büyük şehirlerde Bakras sümbülü adıyla satarlar ve geçim sağlarmış. İyi sümbül yetiştirmenin sanat sayıldığı o dönemde, bazı nadide sümbül soğanlarına bir fındık altın ödendiği dahi olurmuş.

Osmanlı döneminde, saray bahçelerinde kullanılacak olan sümbül soğanlarının genellikle Maraş ve Halep’ten getirildiğini Osmanlı fermanlarından öğreniyoruz.

IV. Murad döneminde bu bölgelerden 100.000 adet sümbül soğanı getirtilerek saray bahçelerine dikilmiştir.

Bu güzel çiçeklere ait en eski hikayeye eski Yunan’da, Ovidios adlı şairin yazmış olduğu efsane de rastlıyoruz: efsaneye göre Hykinthos, Apollonun can ciğer arkadaşı olan bir gençmiş. Günün birinde tertip edilmiş bir disk atma müsabakası esnasında, Apollon’un atmış olduğu disk, kaza sonucu Hykinthosun başına isabet etmiş ve gencin ölümüne sebebiyet vermiş. Delikanlının başı, isabet eden disk sebebiyle bir çiçek sapı gibi kırılmış ve çimenler alkanlara boyanmış. Apollon arkadaşının cesedini kolları arasına alarak “Ah senin yerine keşke ben ölseydim” demiş. İşte o anda çimenler yeniden gövermiş ve Hykinthos’un öldüğü yerde şimdiye kadar görülmemiş güzellikte bir çiçek açmış. O andan sonra da bu güzel çiçeğe Hykintos, yani Sümbül denmiş.

800pxhyacinthsfloriadecex2
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
1 Nisan 2008       Mesaj #2
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Sümbül soğanlı bitkilerden, hyacintus latince adı ile anılan mis kokulu ,baharın erken dönemlerinde açan soğuk zamanların sıcak çiçeğidir. Ülkemizde endemik olarak yabani yetişen pek çok türünün yanısıra Osmanlı döneminde özel yetiştirilmiş cinsleri de mevcuttur. Ancak Lale devrinin bitmesi ile bu güzel çiçeği Avrupalı yetiştiricilere kaptırmışızdır ve şimdi envai çeşit hibritlerini onlar yetiştirir biz satın alırız!
Bunları bir kenara bırakırsak ve yaşamımıza bir çeşni katmak istersek eğer sizlerde kış başında evinizde kendiniz mis kokulu sümbüller yetiştirebilirsiniz. Bu nasıl olacak demeyin son derece kolaydır. Bu tip sümbül yetiştiriciliğine “erkenci sümbül yetiştiriciliği” yada “sümbül şaşırtma” denilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Kasım ayında büyük marketlerin bahçe reyonlarında, İstanbul çiçek pazarında, internetteki çiçekçilik web sitelerinde soğanlı bitkilerin satışı başlar. İşte bu dönemde size uyan bir yerden dilediğiniz sayıda sağlıklı, yarası , üzerinde küfü olmayan, elinize aldığınızda hafif bastırdığınızda sıkı, sert soğanlardan seçin. Tercihen birkaç değişik renk almaya çalışın.
Osmanlı döneminde bu tip yetiştiricilik için “sümbül vazoları” satılırmış . Ama şimdi bu isimle sordunuz mu zücaciyecide size öyle bakıp, “o da ne” derler….Bu nedenle siz altta görülenlere benzer alt kısmı şişkince, boğazı dar vazolar bulmaya çalışın. En kolayı burada fotoğrafı yok ama Paşabahçe mağazalarında “şarap sürahisi” diye satılan 0.5, 1 litrelik sürahilerden alabilirsin, son derece ucuz ve kullanışlılar.
aysemelike sumbul1



Vazonuzu ve soğanlarınızı aldıktan sonra vazonuzun içine temiz, içme suyunuzdan doldurun. Vazonun boğazına kadar doldurduğunuz suyun vazo üst bölmesine yerleştirdiğiniz sümbül soğanının alt kısmına değmemesine ama arada da çok fazla mesafe kalmamasına dikkat edin. En ideali su ile soğanın alt kısmı arasında 3 mm (çok küçük bir mesafe olduğuna dikkatinizi çekmek isterim) boşluk bırakmaktır. Soğanı oturturken elinizle hafif bastırın ki oturduğu yerin etrafında fazla boşluk kalmasın ve kolayca yerinden oynamasın.
iyilik_perisi - avatarı
iyilik_perisi
Ziyaretçi
20 Mayıs 2008       Mesaj #3
iyilik_perisi - avatarı
Ziyaretçi
gelphptb8

hyacinthpinkbygrandmasuqv0
RoSSoRoSe - avatarı
RoSSoRoSe
Ziyaretçi
23 Mayıs 2008       Mesaj #4
RoSSoRoSe - avatarı
Ziyaretçi
img7162lp1
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
23 Mayıs 2008       Mesaj #5
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
sumbul pembe
KiTiaRa - avatarı
KiTiaRa
Ziyaretçi
1 Eylül 2009       Mesaj #6
KiTiaRa - avatarı
Ziyaretçi
b 301532 sC3BCmbC3BCl C3A7iC3A7eC49Fi  C3A7iC3A7ek

Bir Efsaneye göre;


Eski Yunan’da, Ovidios adlı şairin yazmış olduğu efsane de rastlıyoruz: efsaneye göre Hykinthos, Apollonun can ciğer arkadaşı olan bir gençmiş. Günün birinde tertip edilmiş bir disk atma müsabakası esnasında, Apollon’un atmış olduğu disk, kaza sonucu Hykinthosun başına isabet etmiş ve gencin ölümüne sebebiyet vermiş. Delikanlının başı, isabet eden disk sebebiyle bir çiçek sapı gibi kırılmış ve çimenler alkanlara boyanmış. Apollon arkadaşının cesedini kolları arasına alarak “Ah senin yerine keşke ben ölseydim” demiş. İşte o anda çimenler yeniden gövermiş ve Hykinthos’un öldüğü yerde şimdiye kadar görülmemiş güzellikte bir çiçek açmış. O andan sonra da bu güzel çiçeğe Hykintos, yani Sümbül denmiş.


1820  DSCN8169

Benzer Konular

29 Kasım 2010 / _Hera_ Soru-Cevap
17 Haziran 2008 / BrookLyn Taslak Konular
17 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri
17 Kasım 2015 / Safi X-Sözlük