Gövde Yapısı
Gövdeden enine bir kesit alınacak olursa dıştan itibaren iç kısma doğru aşağıdaki kısımlar yer alır.
Epidermis: Gövdenin en dış kısmı genellikle tek bir sıra hücre tabakasından yapılmış koruyucu doku epidermis ile örtülüdür. Epidermis bitki türüne göre tüy veya stoma içerir. Epidermis hücreleri üzerinde genellikle ince bir kutikula tabakası bulunur.
Korteks (Kabuk): Epidermisin hemen altındaki bölgede genellikle kollenkimatik veya sklerankimatik hücrelerinden oluşmuş bir destek doku yer alır. Bu doku gövdeyi dıştan gelecek mekaniksel etkilere karşı korumaktadır. Korteks birkaç sıra veya daha fazla parankima hücrelerinden oluşur. Hücreler arasında belirli intersellüler alanlar bulunur. Korteks hücreleri çoğunlukla depo besin maddeleri veya tanin, reçine, eterik yağ ve bazı kristaller gibi maddeler içerir. Bazı toprak üstü gövdelerinde korteks hücrelerinin kloroplast içerdikleri ve fotosentez yaptıkları bilinmektedir. Korteksin en iç tabakasında endoderma tabakası bulunur. Endoderma tabakası hücrelerinde iri nişasta tanelerine rastlanır. Endoderma tabakasında intersellüler alanlar görülmez.
Merkezi Silindir: Endodermanın iç kısmında kalan tüm dokular merkezi silindiri oluşturur. Merkezi silindirin en dışında bir veya birkaç sıra halinde parankima hücrelerinden bazen sklerankima hücrelerinden oluşmuş bir periskl bulunur. Periskl selüloz çeperlidir.
Merkezi silindirin iç kısmında organik madde ile su ve suda erimiş inorganik besleyici maddelerin iletiminde iş gören iletim demetleri yer almaktadır. İletim demetleri arasında öz kolları bulunur. Öz kollarını parankima hücreleri oluşturur. Primer öz kolları öz bölgesine kadar uzanır. Öz bölgesi de parankima hücrelerinden oluşur.
İnce çeperli ilkbahar trakeidleri ilkbahar odununu, kalın çeperli trakeidler ise sonbahar odununu meydana getirir. İlkbahar ve sonbahar odunları her mevsim periyodik olarak geliştiklerinden beraberce gövdede sene halkalarını oluşturmaktadırlar. Gövde de gözle ayırt edilebilen bu sene halkaları ağacın yaşının belirlenmesinde yardımcı olmaktadır.
Genellikle odunlu bitkilerin odun kısmının yaşlı olan trake ve trakeidleri su iletimine katılmayarak bu işi daha sonra gelişen genç trake ve trakeidlere bırakırlar. Bu gibi elemanlar su iletmedikleri için içlerine tanin ve reçine gibi antiseptik (mikrop öldürücü) maddeler birikmektedir. Bu maddeler mikroorganizmaların üremesini önlemekte ve böylece odunun çürümesini engellemektedir. Genellikle bu maddeler endüstride boya olarak kullanılır. Örneğin abanoz ağacının siyah renkli kıymetli odunu bu şekilde içi renkli reçine ile dolu trake ve trakeidlerden oluşmuştur. Bunlar odun kalbi olarak tanımlanır.

Gövde, birçok bitki türü için yaşamsal öneme sahip bir organdır. Genel olarak gövdelerin üç önemli görevi bulunur. Bunlardan birincisi, bitkinin önemli organları olan dal, yaprak ve çiçeklerin oluşturulmasıdır. İkincisi, gövdede bulunan iletim dokuları bitkinin kök ve yaprakları arasında besin, su ve mineral taşırlar. Son olarak, yaprakların fotosentez için uygun bir konumda bulunmasını sağlayarak fotosentez olayının verimini artırırlar. Ayrıca, bazı gövdeler besin depolama (patates), fotosentez (kaktüs), eşeysiz üreme (çilek) ve tırmanma (asma) gibi birtakım görevler için de özelleşebilirler.
Gövdeler, uç meristemlerin bulunduğu tepe tomurcuğu adı verilen gövde ucu kısımlarından büyürler. Tepe tomurcuğundaki uç meristemlerin bölünmesi sonucu hem boyca uzama hem de yeni gövde dokularının oluşması sağlanır. Bir gövde, boyca uzarken genellikle dallanarak hem ağırlığını hem de yüzey alanını artırır. Bu davranış, bitkiye ulaşan güneş ışığının artmasını sağlarken, yaprak, çiçek ve meyve gibi organların da daha geniş yüzeylere tutunması için olanak sağlar.
Gövde üzerinde bir yaprağın çıktığı noktaya nodyum (düğüm), ardışık iki nodyum arasında kalan gövde kısmına ise internodyum (düğümler arası bölge) denir. Her bir yaprak ile üzerindeki internodyumun oluşturduğu açıda bir yanal (koltuk altı) tomurcuk bulunur. Başka bir ifadeyle, yanal tomurcuklar nodyumlar üzerinde oluşan tomurcuklardır. Bu tomurcuklarda meristemlere sahiptir. Çünkü, bu meristemler tepe tomurcuğundaki uç meristemden kalan hücre kümeleridir. Yanal tomurcuklardaki meristemlerin bölünmesi ile bir süre sonra gövdede yaprak taşıyan dallar meydana gelir.
Bitki türleri arasında gövdeler genel olarak iki tipte bulunur. Otsu gövde ve odunsu gövde olarak bilinen bu gövde tipleri arasında anatomik ve yapısal yönden birtakım farklılıklar vardır. Örneğin otsu gövdeler, odun ve kabuk taşımayan, narin yapılı, genellikle turgor basıncı ile dik duran bitki gövdeleridir. Otsu gövdeye sahip monokotil (tek çenekli) ve bazı dikotil (çift çenekli) bitkiler, yaşam döngülerini bir veya iki yılda tamamlar. Oysa, odunsu bitkilerin gövdeleri daha kalındır ve koruyucu bir kabuğa sahiptir. Odunsu gövdeye sahip açık tohumlu ve dikotil bitkilerin büyük bir çoğunluğu iki yıldan daha çok yaşar ve çok yıllık bitki olarak adlandırılır. Otsu gövdeye sahip bitkilerde sadece uzunluğuna büyüme gerçekleşirken, odunsu gövdeye sahip bitkilerde aynı zamanda enine kalınlaşma da gerçekleşir.
Gövdenin birincil dokuları kökün birincil dokuları ile benzer özellikler gösterir. Ancak, kök ve gövdede iletim dokularının düzenlenmesi bakımından bazı farklılıklar vardır. Bu farklılıkların anlaşılabilmesi için, önce iletim dokularının gövdedeki düzenlenmesi bilinmelidir. Otsu bitkilerin gövdeleri ile odunsu bitkilerin genç gövdelerinde, iletim dokuları ilk önce uç meristem tarafından oluşturulur. Birincil floem ve birincil ksilem olarak adlandırılan bu dokular, hem otsu hem de odunsu bitki gövdelerinde temel doku tarafından kuşatılmıştır. Ancak, iletim demetlerinin gövdede düzenlenmesine bağlı olarak, otsu ve odunsu gövde yapılarında da bazı farklılıklar görülür.
Derlemedir