Ziyaretçi
Hz. Muhammed'in güvenilirliği hakkında hadisler nelerdir?
Peygamberimizin Dogrulugu
Peygamberimiz, dogruluk ve dürüstlügün en güzel örnegi idi. O, çocuklugundan itibaren dogruluktan ayrilmamis, hiç yalan söylememistir. Peygamberliginden önceki gençlik döneminde dogrulugu ve güvenilir kisiliginden dolayi kendisine, “Muhammedü’l-Emin” yani, “Güvenilir Muhammed” denilirdi. Düsmanlari bile onun dogrulugunu kabul etmis, kendisine yalanci diyememislerdi.
Peygamberimizin en büyük düsmani Ebü Cehil: “Muhammed! Biz seni yalanlamiyoruz, san bizim kanaatimize göre dogrusun. Biz ancak senin getirdigini yalanliyoruz.” Demis, bu söz Peygamberimizi üzmüstü. Bunun üzerine “Onlarin söylediklerinin seni üzdügünü elbette biliyoruz. Aslinda onlar seni yalanlamiyorlar, fakat o zalimler, açiktan açigi Allah’in ayetlerini inkar ediyorlar.” Ayeti inmistir.
Kureys’in ileri gelenlerinden Haris b. Amir de söyle demistir.
“Ey Muhammed, vallahi sen bize hiç yalan söylemedin, fakat biz sana uyarsak yerimizden olacagiz, bundan dolayi iman etmiyoruz.”
Ebü Süfyan Müslüman olmadan önce ticaret amaciyla Sam’a gittigi zaman Bizans Imparatoru Onu kabul etmis ve Peygamberimizle ilgili kendisine bazi sorular sormustu. Bu sorulardan birisi de söyle idi:
- Peygamberlik iddiasinda bulunan bu zatin, daha önce hiç
yalan söyledigini duydunuz mu? Ebü Süfyan:
- Asla, yalan söyledigini hiç duymadik, diye cevap vermistir.
Bunun üzerine Imparator:
- Size peygamberlik iddiasinda bulunan bu zatin evvelce hiç yalan söyleyip söylemedigini sordum. Onun hiç yalan söylemedigin ifade ettiniz. Sayet bu zat Allah hakkinda yalan söylemis olsa daha evvel insanlara yalan söylemesi gerekirdi, demis ve Peygamberimizin dogrulugu sebebiyle gerçekten peygamber oldugunu ifade etmistir.
Peygamber oldugu zaman Mekke’de halkini Islam’a davet için toplamisti. Safa tepesine çikarak orada toplananlari: “Ey Kureys halki! Size bu dagin arkasinda bir düsman ordusunu geldigini söylesem bana inanir misiniz”? dedi, orada bulunanlar:
- “Hepimiz inaniriz, çünkü sen ömründe yalan söylemedin” diye cevap verdiler. Bu toplulugun içinde Peygamberimizin en azili düsmanlari da vardi. Onlar da Peygamberimizin dogrulugunu itiraf etmislerdi.
Peygamberimiz, kendisi dogru sözlü oldugu gibi bizim de dogru olmamizi ve yalanciliktan sakinmamizi istemis ve söyle buyurmustur. “Dogruluktan ayrilmayin. Zira dogruluk iyilikle beraberdir. Dogru ve iyi olanlar cennettedirler. Yalandan kaçinin, çünkü yalan kötülükle beraberdir. Yalan söyleyen ve kötülük edenler de cehennemdedirler.”
O, yalandan hiç hoslanmaz, yalancilari sevmezdi. Peygamberimiz çocuklari kandirmak için yalan söylenmesini de iyi karsilamamistir.
Abdullah b. Amr diyor ki:
Peygamberimiz bir gün evimizde bulundugu bir sirada annem bana:
- “Gel sana bir sey verecegim” diye çagirdi.
Peygamberimiz anneme:
- Çocuga ne vermek istedin? Diye sorunca annem:
- Hurma verecegim, diye cevap verdi. Bunun üzerin
Peygamberimiz:
- “Egen onu aldatip bir sey vermeseydin, sana bir yalan
günahi yazilirdi.” Buyurdu.
Peygamberimiz bir sey hakkinda söz verdimi, verdigi sözde mutlaka durur, geregini yerine getirirdi.
Hudeybiye baris antlasmasinin hükümlerinden birisi de, Mekkelilerden biri Müslümanlara siginirsa, Müslüman bile olsa, geri verilecek; fakat Müslümanlardan Mekkelilere siginan olursa geri verilmeyecekti.
Müslümanlar için çok agir olan bu antlasmanin yazilmasi henüz bitmisti ki, Mekkeliler adina antlasmayi imza edecek olan Süheyl’in Müslüman olan oglu Ebü Cendel bir yolunu bulup kaçmis ve ayagindaki zinciri sürüyerek çika gelmisti. Bu antlasmaya göre Ebü Cendeli iade etmek gerekiyordu. Müslümanlar bundan büyük üzüntü duymuslar ve Ebü Cendel’i iade etmen istememislerdi.
Peygamberimiz Ebü Candel’e dönerek:
- Ey Ebü Cendel, sabret, bir verdigimiz sözden dönmeyiz. Yakinda Cenab-i Hak sana kurtulus yolunu açacaktir, diye teselli etti. Ve henüz imza edilmemis olmasina ragmen sözlü olarak kararlastirilmis bulunan antlasmaya uyacaginin isaretini vermisti.
O, kurtulusun dogrulukta oldugunu bildirmis, dogrularin kiyamet gününde Peygamberlerle beraber olacagini haber vermistir.
Peygamberimize insanlarin hayirlisi kindir diye soruldu. Peygamberimiz:
- “Her temiz kalpli ve dogru sözlü olanlardir.” Buyurdu.
Peygamberimiz, dogruluk ve dürüstlügün en güzel örnegi idi. O, çocuklugundan itibaren dogruluktan ayrilmamis, hiç yalan söylememistir. Peygamberliginden önceki gençlik döneminde dogrulugu ve güvenilir kisiliginden dolayi kendisine, “Muhammedü’l-Emin” yani, “Güvenilir Muhammed” denilirdi. Düsmanlari bile onun dogrulugunu kabul etmis, kendisine yalanci diyememislerdi.
Sponsorlu Bağlantılar
Peygamberimizin en büyük düsmani Ebü Cehil: “Muhammed! Biz seni yalanlamiyoruz, san bizim kanaatimize göre dogrusun. Biz ancak senin getirdigini yalanliyoruz.” Demis, bu söz Peygamberimizi üzmüstü. Bunun üzerine “Onlarin söylediklerinin seni üzdügünü elbette biliyoruz. Aslinda onlar seni yalanlamiyorlar, fakat o zalimler, açiktan açigi Allah’in ayetlerini inkar ediyorlar.” Ayeti inmistir.
Kureys’in ileri gelenlerinden Haris b. Amir de söyle demistir.
“Ey Muhammed, vallahi sen bize hiç yalan söylemedin, fakat biz sana uyarsak yerimizden olacagiz, bundan dolayi iman etmiyoruz.”
Ebü Süfyan Müslüman olmadan önce ticaret amaciyla Sam’a gittigi zaman Bizans Imparatoru Onu kabul etmis ve Peygamberimizle ilgili kendisine bazi sorular sormustu. Bu sorulardan birisi de söyle idi:
- Peygamberlik iddiasinda bulunan bu zatin, daha önce hiç
yalan söyledigini duydunuz mu? Ebü Süfyan:
- Asla, yalan söyledigini hiç duymadik, diye cevap vermistir.
Bunun üzerine Imparator:
- Size peygamberlik iddiasinda bulunan bu zatin evvelce hiç yalan söyleyip söylemedigini sordum. Onun hiç yalan söylemedigin ifade ettiniz. Sayet bu zat Allah hakkinda yalan söylemis olsa daha evvel insanlara yalan söylemesi gerekirdi, demis ve Peygamberimizin dogrulugu sebebiyle gerçekten peygamber oldugunu ifade etmistir.
Peygamber oldugu zaman Mekke’de halkini Islam’a davet için toplamisti. Safa tepesine çikarak orada toplananlari: “Ey Kureys halki! Size bu dagin arkasinda bir düsman ordusunu geldigini söylesem bana inanir misiniz”? dedi, orada bulunanlar:
- “Hepimiz inaniriz, çünkü sen ömründe yalan söylemedin” diye cevap verdiler. Bu toplulugun içinde Peygamberimizin en azili düsmanlari da vardi. Onlar da Peygamberimizin dogrulugunu itiraf etmislerdi.
Peygamberimiz, kendisi dogru sözlü oldugu gibi bizim de dogru olmamizi ve yalanciliktan sakinmamizi istemis ve söyle buyurmustur. “Dogruluktan ayrilmayin. Zira dogruluk iyilikle beraberdir. Dogru ve iyi olanlar cennettedirler. Yalandan kaçinin, çünkü yalan kötülükle beraberdir. Yalan söyleyen ve kötülük edenler de cehennemdedirler.”
O, yalandan hiç hoslanmaz, yalancilari sevmezdi. Peygamberimiz çocuklari kandirmak için yalan söylenmesini de iyi karsilamamistir.
Abdullah b. Amr diyor ki:
Peygamberimiz bir gün evimizde bulundugu bir sirada annem bana:
- “Gel sana bir sey verecegim” diye çagirdi.
Peygamberimiz anneme:
- Çocuga ne vermek istedin? Diye sorunca annem:
- Hurma verecegim, diye cevap verdi. Bunun üzerin
Peygamberimiz:
- “Egen onu aldatip bir sey vermeseydin, sana bir yalan
günahi yazilirdi.” Buyurdu.
Peygamberimiz bir sey hakkinda söz verdimi, verdigi sözde mutlaka durur, geregini yerine getirirdi.
Hudeybiye baris antlasmasinin hükümlerinden birisi de, Mekkelilerden biri Müslümanlara siginirsa, Müslüman bile olsa, geri verilecek; fakat Müslümanlardan Mekkelilere siginan olursa geri verilmeyecekti.
Müslümanlar için çok agir olan bu antlasmanin yazilmasi henüz bitmisti ki, Mekkeliler adina antlasmayi imza edecek olan Süheyl’in Müslüman olan oglu Ebü Cendel bir yolunu bulup kaçmis ve ayagindaki zinciri sürüyerek çika gelmisti. Bu antlasmaya göre Ebü Cendeli iade etmek gerekiyordu. Müslümanlar bundan büyük üzüntü duymuslar ve Ebü Cendel’i iade etmen istememislerdi.
Peygamberimiz Ebü Candel’e dönerek:
- Ey Ebü Cendel, sabret, bir verdigimiz sözden dönmeyiz. Yakinda Cenab-i Hak sana kurtulus yolunu açacaktir, diye teselli etti. Ve henüz imza edilmemis olmasina ragmen sözlü olarak kararlastirilmis bulunan antlasmaya uyacaginin isaretini vermisti.
O, kurtulusun dogrulukta oldugunu bildirmis, dogrularin kiyamet gününde Peygamberlerle beraber olacagini haber vermistir.
Peygamberimize insanlarin hayirlisi kindir diye soruldu. Peygamberimiz:
- “Her temiz kalpli ve dogru sözlü olanlardir.” Buyurdu.
Son düzenleyen Safi; 4 Aralık 2018 23:27