Arama

Marmara Bölgesi'nin turizm faaliyetleri nelerdir?

Bu Konuya Puan Verin:
En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Temmuz 2019 Gösterim: 20.579 Cevap: 3
ymr_srm - avatarı
ymr_srm
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #1
ymr_srm - avatarı
Ziyaretçi
Marmara Bölgesi'nin turizm faaliyetleri nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi

Marmara Bölgesindeki Turizm Faaliyetleri


Doğal güzellikleri ve tarihsel değerleri ile İstanbul, Bursa, Marmara kıyıları önemli turistik merkezlerdir.Özellikle Güney Marmara kıyılarında yaz turizmi gelişmiştir.
Sponsorlu Baglantilar

Uludağ, yalnızca bölgenin değil, ülkemizin de en önemli kış turizmi alanıdır. Marmara Bölgesi, turizmden en çok gelir elde eden bölgedir

Marmara Bölgesi Tarihi ve Turistik Yerleri
Adını Marmara Denizi'nden alan bölge, Türkiye'nin kuzeybatı köşesinde yer alır ve yüzölçümü 67.000 km²dir. Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerine komşudur. İstanbul ile Çanakkale Boğazı bu bölgededir ve hem Asya hem de Avrupa'da toprakları vardır. Ege kıyıları açığında bulunan Bozcaada ve Gökçeada (İmroz) da Marmara Bölgesi alanındadır. Bölgenin nüfusu 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 17 milyon 365 bin 027'ye yükselmiştir. Bu nüfusun 13 milyon 730 bin 962'si şehirlerde, 3 milyon 634 bin 065'i köylerde yaşamaktadır. Binde 26.69 ile Türkiye'deki en yüksek nüfus artış hızına sahip olan bölge, sürekli göç almaktadır.
İstanbul - Bursa - İzmit ekseni ile Türkiye'nin sanayi merkezi konumundaki Marmara Bölgesi'nde sanayi ve ticaretin yanı sıra turizm de önemli bir geçim kaynağıdır.
Bölgede üretilen sanayi malları arasında; işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kâğıt, petrokimya ürünleri, otomobil ve yedek parça, metal ve elektrikli eşya ile vagon ve gemi başta gelir.
Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan en kısa karayollarının ve Karadeniz ülkelerini Akdeniz'e bağlayan deniz yolunun buradan geçmesi bölgeye ayrı bir üstünlük kazandırmış; bölgenin her alanda gelişmesine, kalabalıklaşmasına ve zenginleşmesine yol açmıştır. Yüzyıllarca birçok büyük uygarlığa ev sahipliği yapan bölge, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dünyanın en önemli kültür, sanat ve turizm merkezlerinden biri olmuştur.
Bir Dünya Kenti: İstanbul 8000 yıllık geçmişin birikimi olan tarihi mekanları, müzeleri, sarayları, surları, yalıları, doğal güzellikleri ve inanç merkezleriyle İstanbul; her zevkin ve her isteğin tatmin edilebileceği; seçkin bir hoşgörü, bir sentez odağıdır.

İstanbul, gerek nüfus ve kapladığı alan, gerekse ekonomi, ticaret, sermaye ve kültür açısından Türkiye'nin en büyük kentidir. Ayrıca devlete ödenen gelir vergisinin yarı ya yakını bu kent ve çevresinden sağlanmaktadır. En büyük ithalat limanına sahip olan İstanbul, ülke deniz yollarının başlangıcı özelliği taşıyan ve dünyanın öteki ülkeleriyle havayolu bağlantısını sağlayan en büyük merkezdir. İstanbul'un Asya ve Avrupa yakaları iki büyük köprü ile birbirine bağlan-maktadır.
'İmparatorluklar Başkenti' olan İstanbul, M.Ö. 658 yıllarında Megaralılar tarafından kurulmuş ve kumandanları Byzas'ın adı nedeniyle 'Byzantium' adını almıştır.
Marmara Denizi ile 'Altın Boynuz' denilen Haliç arasında uzanan kara sularının iç kesimindeki tarihi yarımada, başkentliğini yaptığı Roma, Bizans ve Osmanlı İmparator-lukları’nın izlerini taşıyan sanat eserleri ile dolu bir açık hava müzesi gibidir. Osmanlı sultanlarının 400 yıl süresince siyasi merkezi olan ve bugün müze olarak kullanılan Topkapı Sarayı; dünyaca ünlü eserleri ve kutsal emanetleriyle farklı kültürlere mensup tüm insanların ilgisini çekmektedir.

İstanbul'un bir diğer görkemli sarayı ise Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan, 56 sütunla çevrili ve 4.5 ton ağırlığındaki avize ile aydınlatılan Dolmabahçe Sarayı'dır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan M. Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde bu sarayda vefat etmiştir.
Yaklaşık 500 camisiyle bir camiler kenti olan İstanbul'un en ünlü camisi altı minaresi olan Sultan Ahmet Camisidir. Cami ile birlikte çeşmeyi de içine alan Sultan Ahmet Meydanı ise tüm turistlerin uğradığı bir yerdir. Ünlü Türk mimarı Sinan'ın yaptığı Süleymaniye Camisi diğer önemli bir camidir.
İmparator Konstantin tarafından 4. yüzyılda bazilika olarak inşa ettirilen Ayasofya Müzesi ise Bizans devrinin kentteki en görkemli eseridir. Yüksekliği 55, genişliği 31 m. olan kubbesi ile Roma-St. Peter, Londra-St. Paul ve Milan-Duomo katedrallerinden sonra, büyüklük bakımından dördüncü sırada yer alır ve bunların en eski olanıdır. Kariye Müzesi ile 6. yüzyılda Bizanslılar tarafından kentin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılan ve içinde 336 sütun bulunan Yerebatan Sarayı da kentteki diğer görkemli tarihi eserler arasındadır.
İstanbul'da bunların dışında daha çok sayıda müze ve anıt bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Atatürk Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Mozaik Müzesi, Sanayi Müzesi, Deniz Müzesi ve Yahudi Müzesi; Kız Kulesi, Galata Kulesi; Rumeli ve Anadolu Hisarı ile İstanbul surları bunlar arasında sayılabilir.
15. yüzyılda yapılmış olan Kapalıçarşı, turistlerin İstan-bul'daki başlıca uğrak yerlerinden biridir ve buradaki 4.000'e yakın dükkânda; mücevherler, antikalar, halılar, gümüş ve bakır hatıra eşyalar, deri ve süet giysiler, tahta ve sedef oymalar satılmaktadır.
Ayrıca 17. yüzyılda Hatice Sultan tarafından yaptırılan Mısır Çarşısı'nda, her türlü baharatı bulmak mümkündür.
İstanbul aynı zamanda modern bir alışveriş merkezidir. Carousel, Ataköy Galleria, Akmerkez, Capitol, Carrefour-SA, Profilo, Kule ve Kule Çarşı gibi kapalı alışveriş merkezlerinin yanı sıra İstiklal, Rumeli ve Bağdat caddeleri kentin en seçkin alışveriş yerleridir.

Çeşitli sinema ve müzik festivalleri; tiyatro, opera, bale ve konser etkinlikleri; uluslararası sempozyum, konferans ve yarışmalar ile İstanbul, dünyanın sayılı kültür merkezlerinden biridir. Her yıl Haziran-Temmuz aylarında düzenlenen 'Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali' dünyanın dört bir yanından gelen ünlü sanatçıları ağırlamaktadır.
İstanbul, önemli uluslararası spor etkinliklerine de sık sık ev sahipliği yapmaktadır. Boğaz ve Adalar, yelken sporları için ideal yerlerdendir. Yat turizminin de geliştiği kent, uluslararası bir yatçılık merkezidir. Ataköy, Kalamış ve Fenerbahçe marinaları yatçılara geceleme dahil daha birçok olanak sunmaktadır.
Kilyos ve Şile, İstanbul çevresinde plajları ile tanınan tatil beldeleridir. Polonezköy ise 19. yüzyılda Polonyalı göçmen-lerin gelip yerleştiği, çevresi ormanlarla kaplı ideal bir dinlenme yeridir. Milli Park olan Belgrad Ormanları İstanbul'un akciğeri olarak bilinir. Bu ormanlardaki Atatürk Arboretumu ve Osmanlı döneminden kalma su kemerleri görülmeye değerdir. Silivri ve Kemer'de geniş golf sahaları bulunmaktadır.
Kocaeli-Sakarya ve Anibal'in Mezarı. Bir endüstri kenti olan Kocaeli, karayolu ile İstanbul'a bağlıdır. Çevresi meyve ve sebze bahçeleri ile kaplıdır. Roma döneminde 'Nicomedia' olarak bilinen kent merkezi ve çevresinde, Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser bulunur. Kent yakınlarındaki Hereke, halı dokumacılığı ile ünlüdür.
Marmara Denizi'nin kuzey kıyılarındaki Gebze'nin ise zengin bir tarihi vardır ve ünlü Kartacalı kumandan Anibal'in mezarı buradadır. Geniş ovalarında bereketli tarım alanlarının yer aldığı Sa-karya ili de bir endüstri merkezidir. Eski devirlerde bu böl-genin insanları güzellikleri ile tanınırdı. Nitekim Roma İmparatoru Harianus'un dil-lere destan güzelliğiyle ünlü eşi Sabina, bu yörede yetişmiş ve daha sonra Roma'ya gelin gitmiştir.
Ayçiçeği Tarlaları ve Üzüm Bağları Cenneti. Türkiye'nin Avrupa bölümü-nü oluşturan Trakya'nın bereketli toprakları, genellikle ayçiçeği tarlaları ve üzüm bağları ile kaplıdır. Avru-pa'dan gelip Türkiye'nin batı kapısı olan Edirne kentine giren bir yabancı, önce Türk mimarisinin şaheseri olan Selimiye Camii ile karşılaşır. Geleneksel ünlü Kırkpınar güreşleri her yaz başında Sarayiçi denilen ağaçlık alanda yapılmaktadır.

Geniş kumsallara ve Osmanlı mimarisinin güzel örneklerine sahip olan Tekirdağ ili, Trakya'nın batısında yer alır. Üzüm bağları ve şarap festivalleri ile ünlüdür. Doğa ve tarih açısından zengin olan Kırklareli, Türkiye'nin Avrupa toprak-larındaki en geniş ilidir. Karadeniz kıyılarındaki İğneada ve Kıyıköy, ince kumlu plajları ile tanınır.
Güney Marmara. Marmara Denizi'nin güneyinde Çanakkale, Balıkesir ve Bilecik illeri yer almaktadır. 15. yüzyıldan kalma Çimenlik ve Kilitbahir kaleleri boğaza ayrı bir güzellik katar. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale cephesinde şehit düşen 500.000 askerin anısına Milli Park'ın güney ucunda 42 m. yüksekliğinde 'Çanakkale Şehitleri Anıtı' yaptırılmıştır. Çevrede İngiliz ve Fransızlara ait anıtlar da bulunur. Anzak askerlerinin çıkarma yaptığı Arıburnu sahillerindeki Anzak koyunda, üzerinde Atatürk'ün Çanak-kale savaşları ile ilgili hitabesinin de yazılı olduğu Anzak Anıtı, hümanizmin ölümsüz belgelerinden biridir.

Çanakkale'nin kuzeybatısında, kuzeyden güneye doğru tarihi kentler uzanır. Anadolulu Homer'in İlyada Destanı' nda adları geçen Kral Priamos, Hektor, Paris ve Güzel Helena'nın yaşadığı; tahta atıyla ünlü tarihi Truva kenti, Çanakkale'nin 30 km. güneybatısındadır. Truva'nın daha güneyinde sırasıyla Neandria, Aleksandria, Troas, Chryse ve Assos yer alır. Behramkale, yani tarihi ismiyle Assos, entellektüellerin tatil merkezi olarak da bilinir. Denizden 248 m. yüksek-likteki Assos akropolünde yer alan Athena Mabedi, M.Ö. 6. yüzyılda yapılmıştır.
Marmara Bölgesi'nin önemli illerinden olan Balıkesir, kuzeyde Marmara ve batıda Ege denizleriyle çevrelenmiştir. Balıkesir'in Marmara sahillerindeki en büyük yerleşim merkezi olan Bandırma, Marmara'nın İstanbul'dan sonraki en büyük limanıdır. Bandırma'nın kuzeybatısındaki Erdek, plajlarıyla ve tarihi eserleriyle ünlüdür. Bandırma'nın güneyindeki Manyas Gölü'nde ise, her yıl 239 türden üç milyona yakın kuşun geldiği Kuş Cenneti Milli Parkı bulunmaktadır.
Balıkesir ilinin Ege kıyıları, Edremit Körfezi çevresinde sıralanır. Doğal ve tarihi zenginliklerle dolu olan Edremit Körfezi sahillerinin tümü zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Mitolojiye göre; dünyanın ilk güzellik yarışması, milli parkın bulunduğu Edremit'in kuzeyindeki Kaz Dağı'nda yapılmıştır. Truva Kralının oğlu Paris, bu dağlarda yaşamıştır.
Akçay, Altınoluk, Ören ve Ayvalık, Edremit çevresinde yer alan; doğal güzellikleri ve geniş kumsallarıyla gözde tatil beldeleridir. Çamlık ve Ali-bey Adası (Cunda) doğal güzellikleri yanında, damak tadını sevenler için leziz ve değişik deniz ürünlerinden yapılmış zengin mönülere sahip restoranları ile tanınır.
Sakarya nehri tarafından sulanan topraklarda kurulu Bilecik ili, Osmanlı tarihi açı- sından önemli bir merkez-dir. Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında burada kurulmuştur. Kentin 30 km. doğusundaki seramikleriyle ünlü Söğüt, eski Türk boy-larından Kayılar'ın yerleşim yeridir.
Yeşillikler İçindeki 'Tanrısal Kent'. Fransız şair Henri de Regnier, Uludağ'ın yamaçlarında yeşillikler içindeki Türkiye'nin beşinci bü-yük kenti Bursa'yı 'tanrısal bir kent' olarak nitelemiştir.

UNESCO tarafından 'Avrupa'nın çevresini en özgün şekilde koruyan kenti' seçilen Bursa'da; doğa, tarih, yeşil ve mimari, güzel bir harmoni ortamında bütünleşmiştir. İpeği, havluları ve kaplıcaları ile ünlü olan Bursa, aynı zamanda büyük bir sanayi kentidir. Özellikle otomotiv ve tekstil sanayi gelişmiştir. Osmanlı döneminden kalma eserlerin yoğunlaştığı kentin güneyinde, modern tesislere sahip, kış sporları için ideal bir merkez olan Uludağ Milli Parkı bulunur.
Bursa'nın kuzeydoğusundaki İznik Gölü ise bir doğal güzellikler beldesidir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olan İznik, Osmanlılar döneminde de bu özelliğini korumuştur. Dünya çini sanatının en güzel örnekleri, Osmanlı çini ustaları tarafından burada yapılmıştır. Çekirge ise Bursa'nın termal merkezidir.

BAKINIZ Marmara Bölgesi Turizm Özellikleri
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2019 00:18
uchiha itachi - avatarı
uchiha itachi
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #2
uchiha itachi - avatarı
Ziyaretçi

Burgazada hakkında


Şehir hatları vapuru ile burgazadaya ulaşılabilir. Zaten Burgazada’ya, Sirkeci ve Bostancı İskelelerinden vapurla gitmek en iyisi. Motorlar da diğer bir alternatif; diğer adalarda olduğu gibi.
Sponsorlu Bağlantılar
Sait Faik’le özdeşleşmiş olan Burgazada, tek tepeli ve dairesel görünümlü bir ada ve çam koruları ile kaplı. Ama geçtiğimiz yıl geçirdiği yangın yüzünden, bu koruların bir kısmını kaybetmiş durumda.
Vapurla adaya yaklaşırken görülen manzara ve güzelim ağaçların yerindeki boşluk, insana çok dokunuyor doğrusu.

Burgazada’nın eski adı Antigon. Bu adı, büyük İskender’in Generali Antigones’ten almış.
Burgazada’ya indiğinizde buranın, sessizliğin adası olduğunu hemen fark ediyorsunuz. Zaten ilk durağımız, Kalpazankaya’da sakin, gürültüden uzak ve doğal bir koy.
Kalpazankaya, Burgaz’ın tam arkasında. Doğası bir harika; fakat etrafta atılmış bir çok çöp, bu güzelliği biraz bozuyor. Yine de buradan denize girenler, hayatlarından memnun.
Eskiden burada, kalpazanların faaliyet gösterdiği, sahte para bastıkları iddia ediliyor. Buradaki kayanın adı da eski kalpazanlardan geliyor, söylentilere göre.
Kalpazankaya Kır Gazinosu, Burgazada’nın simgelerinden. Burada akasya, erik, zeytin ve kestane ağaçlarının altında ve nefis bir deniz manzarası eşliğinde yemek yiyebilirsiniz. Gelmişken tandır yemek lazım aslında; fakat bunun için buraya çarşamba, cumartesi veya pazar günlerinden birinde gelmeniz gerekiyor.
Faytonlar, Burgazada’nın vazgeçilmezi. Fakat diğer adalardan en büyük farkı, faytonla gezerken buradan, hemen heryerden, denizi görebilmeniz.
Faytonla ister büyük, ister küçük tur yapabilirsiniz. Medeni Bey Koyu, Çamatya Koyu, Ön Koy, Martı Koyu, yol boyunca ayağınızın altında. Martı Koyu’ndan geçerken kumsalın gerçekten de bir martı şekilde olduğunu görüyorsunuz.
Burgazada’nın her tarafında Sait Faik’in izleri var. Ünlü yazarın yaşadığı ev de şimdi, müze olarak gezilebiliyor.
Burgaz Çayırı Sokak, 15 numaradaki ev, Sait Faik’in 1939′dan 1954′de ölümüne dek yaşadığı yer. Şimdi ev, pazartesi hariç hergün saat beş’e kadar halka açık, bir müze.
Burgazada öğretmenevi, burada konaklanabilecek tek yer. O yüzden eğer Burgaz’da kalmak istiyorsanız, buradaki 8 odadan birini seçmeniz gerekiyor.
Burgaz’da görülecek yerlerin başında, Patrik Methodios’un hapsedildiği zindanın bulunduğu kilise geliyor.
Kilise, aslında ayin yapılan pazar günleri ve özel günler dışında kapalı. Giriş holü ile zindan ise, her gün sabah 9′dan akşam 5′e kadar açık.
Aya Yani Kilisesi, Aya Yorgi Manastırı ve Kilisesiyle, Sankt Georg Manastırı ve Kilisesi de Burgazada’nın diğer tarihi yerleri.
Adanın her tarafını dolaştıktan sonra, tekrar sahile iniyoruz. Sahilde her taraf bisiklet dolu.
Bisiklet, adada faytonun en büyük alternatifi. Eğer bisiklet kiralarsanız, son derece keyifli ve eğlenceli bir tur yapabilirsiniz.
Biz adayı faytonla geziyoruz; ama dayanamayıp bir de bisiklete atlıyoruz. Çocukluktaki, o bisiklet turlarının keyfini hatırlatıyor insana…
Adalar Su Sporları Kulübü de iskeleye çok yakın. Üyelik sistemi ile çalışan kulüp, 1963′ten beri Burgazadalılara hizmet veriyor.
Dönmeden bir de dondurma yiyelim diyoruz. Lokantaların yanındaki dondurmacıya giriyoruz.
Burgazada’ya gelmişken, mutlaka Sinem Dondruma’ya uğrayın. Özelikle, sakızlı dondurması çok lezzetli.
Burgazada ormanlık alanının bir bölümünü kaybetmiş olsa da, yine de en yeşil ada. Bu yüzden Kalpazankaya Koyu’nu, faytonları, yemyeşil ağaçları ve denizi bırakıp şehre dönmek zor geliyor.[

Polonezköy hakkında


İstanbul’un yanı başında ki bahçesi Polonezköy, denizi aratmayan özellikleriyle her mevsim baharı yaşıyor. Polonezköy’de yemyeşil bahçeler, kır lokantaları, piknik alanları, huzurlu pansiyon ve otellerde konaklama, doğa sporları, dinlenme, at binme, gezme imkanı var. İstanbul’un yanı başında,farklı atmosferi ile kısa tatillerde, kaçamaklarda tercih edilen Polonezköy, son yıllarda restore edilen evleri, yeni açılan çeşitli tesisleriyle daha da turistik hale gelerek gelişiyor.

Bahçeler, kır lokantaları, piknik alanları yemek, huzurlu pansiyon ve otellerde konaklama, doğa sporları, dinlenme, at binme imkanları yörenin cazibesini artırıyor. Tertemiz orman havası, zümrüt yeşili bitki örtüsü hakimiyetindeki ortamda isterseniz hafta sonu veya yakınlığından dolayı hafta içi bir yemek molası için bile tercih edebileceğiniz bu çok özellikli köyde yapabilecekleriniz bunlarla sınırlı değil. Orman içi parkurunda yürüyüş, kros, koşu, bisiklet, tesislerin spor sahaları ve salonlarında aletli jimnastik yapabilir, yüzme havuzlarından yararlanabilirsiniz.
Milli parklar kapsamına alınan “Polonezköy Tabiat Koruma Alanı” Mayıs ve Haziran ayında en güzel mevsimini yaşıyor. Dinlenmenin yanı sıra tembelliğin keyfini yaşamak ise bir başka güzel oluyor. Köy meydanında, ulu ağaçların gölgesinde ki bahçede oturanların dışında ortada büyük bir kalabalığa rastlamasanız da, konaklama tesisleri önüne park etmiş araçların çokluğunu görünce köyün hiç de tenha olmadığı izlenimine kapılıyorsunuz.! Polonezköy sevdalıları temiz havada ya kahvaltı yapıyor, ya uzun süren yemeklerde sohbet ediyor, ya da konakladıkları tesislerin sessiz odalarında uyuyorlar!
Haziran ayının ilk haftasında kiraz festivali düzenleniyor. Polonezköy’den gelen folk gruplarının katılımı ile oyunlar oynanıp, müzik konserleri veriliyor. Festivalde sergi ve çeşitli etkinliklere ilave olarak bir de kiraz güzeli seçiliyor.
Köyün kuruluşu: 1842′de Polonya, Rusya, Prusya, Avusturya tarafından işgal edilip paylaşılıyor. Prens Adam Czartoryski bu paylaşıma karşı çıkarak sürgünde bulunduğu Paris’te çeşitli girişimlerle mücadele veriyor. 1856′da Türkiye Kırım Harbi’ne girme aşamasındayken Polonya’dan kaçan asker ve sivilleri toparlayıp Osmanlı ordusuyla beraber Kırım’a gidiyorlar. Savaş sonrası Türk makamlarından alınan oturma izni ile Polonezköy’e yerleşiyorlar. Köyü Atatürk, Fransız List,Gustave Flaubert, Pierre Loti ve Papa 23. Jean Roncalli gibi önemlişahsiyetler ziyaret etmişler.
Polonezköy’deki sayısız pansiyon ve konaklama tesisleri arasında Adampol Dinlenme Tesisleri’ni ve kendine özgü mimarisi ve mönüsüyle Leonardo Restoran-Cafe’ye gidiyoruz. Adampol Tesisleri Polonezköy girişinde bulunan kilise ve katolik mezarlığı geçtikten sonra köyBüyütmek için tıklayın meydanına gelmeden yolun sonunda yer alıyor iki katlı çeşitli ünitelerden oluşan tesis 13 bin metrekare arazi üzerine kurulmuş. 57 oda 117 yataklı, 300 kişilik restoran, 40 kişilik toplantı salonu, disko-bar, ikisi açık biri kapalı (ısıtmalı) yüzme havuzları, çocuk oyun salonu, mini hayvanat bahçesi gibi ünitelerin olduğu gözleniyor
Özellikle hafta sonlarında rezervasyonsuz yer bulmanın zor olduğu, 4-12 yaş çocuklara % 50 indirim uygulanan tesisin restoranında beyaz ve kırmızı et yemekleri açık büfe servis uygulanıyor. Polonezköyün çam, köknar, meşe, gürgen, kestane ağaçlarıyla kaplı 4.8 km orman içi yürüyüş parkurunda geziye çıkanlar yorgunluklarını tesisin havuz başında veya jakuzi, sauna, jimnastik salonunda atıyorlar.
Köyü günübirlik gezip, farklı ortamda yemek yiyip, dinlenmek isteyenlerin tercihi ise köy meydanında bulunan 85 yıllık bir evin restorasyonu ile turizm hizmetine kazandırılmış olan Leonardo Restoran. Yıl boyu açık tesisi, Yüksek Mühendis Antoni Dahoda ve eşi Anna Dahoda işletiyor. 80 kişilik oturma kapasiteli, Rustik tarzda döşenmiş kapalı mekanın yanı sıra, açık bölümlerde, bahçe içinde yemek yeme veya içeceklerle oturma imkanı da bulunuyor. Leonardo Restoran Polonezköy’e özgü yemek çeşitleri ile de ilgi çekiyor. Öğlen 50 çeşit açık büfe, akşam alakart mönü uygulanan restoranda konuklar, spotlarla aydınlatılan tarihi evin bahçesinde mum ışığında, hafif müzik eşliğinde ağırlanıyorlar. Kokteyller, bahçe partileri düzenleniyor. Dünya mutfağından örnekler veren restoranın en popüler yemeği portakal soslu Antoni Steak. Ahçı Feridun Dedeoğlu yemeğin tarifini veriyor. Portakallar dilimlenip ızgarada bonfile ile birlikte pişiriliyor. Yuvarlak kesilip yumurtaya bulanan tost ekmeği yağda kızartıldıktan sonra dömiclass (kemik sosu) ile beraber üzerine eritilmiş kaşar peyniri ile servis yapılıyor. Leonardo Restoran’da üzümlü anasonlu, çörek otlu, susamlı, kepek ekmeği gibi çeşitlerde bulunuyor. Restoranın güler yüzlü şefi Mustafa Erol 12 çeşitten oluşan meze tabağını konukların beğenisine sunuyor. Ayrıca böğürtlenli krep ve özel pasta çeşitlerinin şefin tavsiyesi olduğunu vurguluyor. Anna Dahoda’nın Mayıs ayında saf alkol veya votkayla imal ettiği ev yapımı özel vişne ve ceviz likörü en ağır yemeklerini bile hazmettirici ve damakta tat bırakıcı özellikler taşıyor.Tel: (0-216) 432 30 82
Polonezköy’de özellikle çocuklu ailelerin tercihi bir başka dinlenme ve gezi alternatifi ise “Piknik Park”. Köyün içinden geçilerek ulaşılan özel alana giriş için kişi başı 5 milyon TL ödeniyor. Konuklar park restoranından yaptıkları harcamalardan sonra hesaplarından giriş ücreti düşülüyor. Çitlerle çevrili alanda deve, alageyik, lama, deve kuşu, koyun, keçi, domuz ve çeşitli kuşlar bulunuyor. Park alanında bahçe santrançı, basketbol sahası, süs havuzu, piknik alanı oturma grupları, çocuk oyun araçları ve kafe-restoranı geniş otoparkı ile hizmet veriyor.
NE YENİR?
Restoran, kır lokantaları ve piknik alanlarında et, piliç türü her tür yiyeceği bulmak mümkün. Polonezköy’de özel olarak imal edilen bal çeşitlerinden tadarak satın alabilirsiniz. Kekik, kestane, çiçek balı alabileceğiniz diğer ürünler. Balcılar, bal haricinde polen ve polen bal karışımı da üretilip satıldığını belirtiyor. Ziyaretçilerin daha çok olduğu hafta sonları kurulan tezgahlarda köylülerden, yörede yetiştirilen bahçe ürünleri de satın alınabiliyor. Kendi imkanlarınızla piknik yapmak isterseniz yiyeceklerinizi beraberinizde getirip uygun yerde veya piknik için ayrılmış sahalarda açık alanların tadını çıkarabilirsiniz.
Leonard restoranın Cafe Dohoda bölümü geçmişten günümüze küçük bir esinti için uğrak yeriniz olabilir.
NEREDE KALINIR?
Polonezköy, Türkiye’de pansiyonculuğun ilk geliştiği yerlerin başında geliyor. Günümüzde bir çok konaklama tesisinin faaliyet gösterdiği köyde nitelikli mimari dokuya uygun oteller göz dolduruyor. Ekonomik fiyatlı hafta sonu paket program uygulayan otel ve pansiyonlarda hizmet veriyor.
Club Adampol
30-40 veya 40-60 yaş grubu ailelerin tercih ettiği tesis.
Tel: (0-216) 432 31 54
Fax: (0-216) 432 32 18
Polka Country Hotel
Mimarisi ve şık bahçesi ile ilgi çekiyor.
Tel: (0-216) 432 32 20
Fax: (0-216) 432 30 42
Polina Konaklama:
Tel: 0.216 432 31 53
Gsm: 0.542 213 93 19
İki kişi konaklama ücreti 35 milyon TL olarak belirtilirken, Cumartesi+Pazar kahvaltı için kişi başı 15 milyon TL ödeniyor. Konuksever ailenin işletmesi tesisin şirin ve samimi ortamlı restoran ünitesinde özel köy kahvaltısı, et & mangal, “pasta bizim işimiz” sologanıyla sunulan Polonez ev pastaları yenebiliyor. Ayrıca mantar, ev turşuları, sebzeli Polina böreği, patatesli ev böreği, peynir çeşitleri, kaşarlı yumurta, radika salata ve mezeleri beğeniliyor.
Lara Pansiyon:
Tel: 0.2160432 31 59
İki kişi oda+kahvaltı 65 milyon, Konaklama 40 milyon, Havuz+yemek,
25 milyon (kişi başı) TL ücret ödeniyor.
Country Club:
Konaklama
Tel: 0.216 432 30 51
Tesisin Piknik park alanı:
0.216 432 30 55
NASIL GİDİLİR?
İstanbul’un Avrupa yakasından yola çıkanlar, Fatih köprüsünü geçtikten sonra ilk çıkıştan Beykoz, Kavacık ayrımından devamla Çavuşbaşı-Polonezköy tabelalarının bulunduğu kavşağa geliyorlar. Bu yönde ilerleyip akaryakıt istasyonunun solundan dönerek Polonezköy’e yaklaşık 30-35 dakikada ulaşılıyor. Kavacık çıkışından Polonezköy 12 km. İstanbul-Polonezköy arası uzaklık ise sadece. 24 km. Ümraniye üzerinden gerek Şile gerekse Ağvaya giden yolcular gezileri sonunda trafik ışıklarının bulunduğu Beykoz ayırımını kullanarak kısa sürede Polonezköy’e uğrayabiliyorlar.
Polonezköy’e gidiş seçenekleri
1. Seçenek
Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün ilk çıkışı olan Kavacık sapağından girilierek 1 km sonra Kavacık mevkiine gelinir. Sağa dönülerek (Acarlar benzin istasyonunun önünden) düz gidilir. 5 km sonra benzin istasyonundan sola dönülür. 8 km sonra Polonezköy.
2.Seçenek
Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün ilk çıkışı olan Kavacık sapağından girilir. 2 km sonra sola dönülüp Acarlar Sitesinden geçerek ulaşılabilir.
3.Seçenek
TEM’in “Ümraniye Sarıgazi” çıkısından Eski şile yolu istikametine yönelip, Alemdağ’a gelindiğinde Cumhuriyet köyü doğrultusunda ilerleyip, Cumhuriyet köyüne gelindiğinde de sola dönerek ulaşılabilir.
4.Seçenek
Beykoz üzerinden Toygar’a oradan Mahmut Şevket Paşa’ya, oradan da Üçpınarlar mevkiine güneye yönelerek ulaşılabilir.

Balıkesir hakkında


GENEL BİLGİLER
Balıkesir, Marmara ve Ege Denizine kıyı veren Türkiye’nin en çok adasını bünyesinde barındıran tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle gerçek bir turizm cennetidir.
Örenyerleri
Kyzikos - Erdek
Deasklaion - Bandırma/Ereğli
Saraylar - Marmara
Antandros - Edremit/Altınoluk
Antandros (Edremit-Altınoluk) Antik Kenti
Mysia’da İda Dağı eteğinde çok eski bir şehirdir. Adramytteion’un denize bakan çıkıntısının kuzey kenarında, Alkaios’a göre bir leleg yerleşimi, Skepsis’li Demetrios’a göre bir Kilikya kuruluş; Herodot’a göre bir Pelasg yerleşimi; Thukydides’e göre bir Aiol yerleşimi. Edonis ve Kimmeris gibi yan adları da vardır. Bu adların, Aristoteles’e göre Antandros’u işgal eden kavimlerden kaynaklanması gerekmektedir. Diğer bir söylentiye göre de; buradan sonradan kovulan Andria’lılar tarafından kurulmuş olmasıdır. Antandros bölgesinde, sikkelere göre Astria’nın doğusundaki Asponeus’da , İda dağlarından elde edilen ve özellikle gemi yapımında kullanılan ağaç (Odun-Kereste) ticareti ileri düzeydeydi. Pers yönetimi sırasında Dareios tarafından ele geçirilmiştir. Pelopponnes savaşları sırasında birçok kez olayın içine çekilmiştir. Atinalılara tribut(vergi) ödemek zorunda idi. Sicilyalıların hareketi yüzünden tekrar Perslerin eline düşmüştür. Sonra Persler tarafından kovulmuşlardır. 4.yy’ın ikinci yarısınra özgür bir şehir olarak sikke basmıştır. Geç dönemlerde Titus’dan Elagabal ‘a kadar sikke basmıştır. Hristiyanlık döneminde bir psikoposluk merkezi idi. H.Kiepert tarafından bugünkü Avcılar yakınında, sahile doğru, iki yüz on beş metre yükseklikteki bir dağ üzerinde lokalize edilmektedir. Burada bulunmuş bir yazıt yayınlanmıştır
Cami ve Kiliseler
Kurşunlu Cami: 1231 yılında Edremit Fatihi olan Selçuklu Komutanı Yusuf Sinan tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanında Yusuf Sinan’ın türbesi vardır.
Ayazma Kilisesi: Günümüzde zeytinyağı fabrikası olarak kullanılan İon sütunlu Fenoremeni Kilisesi, ortadokslarca içindeki kutsal su nedeniyle “AYAZMA” olarak anılmaktadır.
Plajlar
Akçay: Edremit’e 10 km uzaklıktadır. Sahil şeridi olup, kısmen çakıllıdır. Her yerinden fışkıran tatlı , soğuk suları ve artezyenleri ile ünlüdür.
Altınoluk: Edremit’e 28 km. mesafededir. Oksijen deposu özelliğini taşıyan yörede çok sayıda konaklama tesisi ve eğlence mekanları bulunmaktadır.
Kaplıcalar
Edremit - Güre Kaplıcası: Edremit’e 12 km, Akçay’a ise 3 km uzaklıktaki kaplıca sağlık ve dinlenme yeridir. Kaplıcanın orijinal bölümlerinde ilkçağ Roma hamamı özelliklerini taşıdığı görülmektedir. Suyun sıcaklığı 64*C olup, romatizma, kadın hastalıkları, cilt hastalıkları,guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı ve kumları ile karciğer hastalıklarına iyi gelmektedir. Konaklama imkanı vardır.
Bostancı - Entur Kaplıcaları: Burhaniye’nin Edremit çıkışında ve Burhaniye’ye 10 km uzaklıkta son derece modern tesislerdir. Ortalama 51derece sıcaklıktaki yıkanma suyu Romatizma, siyatik, lumbago ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Burhaniye-Edremit yol ayrımında olduğundan ulaşım kolaydır.
Edremit - Derman Kaplıcası: Edremit ilçesine 3,5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
NE YENİR?
İlin höşmerim tatlısı ve Susurluk ayranı meşhurdur.
NE ALINIR?
İlin höşmerim tatlısı, kolonyaları, Yağcı Bedir halısı alışverişte alınması önerilen özgün ürünlerdir.
YAPMADAN DÖNME
Şeytan Sofrasında günbatımı izlemeden,
Cunda Adasında balık yemeden, Avşa şaraplarının tadına bakmadan
İlçe plajlarında denize girmeden,
Kaplıcalarından yararlanmadan,
Höşmerim tatlısı yemeden, Susurluk ayranı içmeden,
Kolonya ve almadan,Sındırgı’dan Yağcı Bedir halısı almadan,
…Dönmeyin
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2019 00:21
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Marmara Bölgesindeki Turizm Faaliyetleri


Doğal güzellikleri ve tarihsel değerleri ile İstanbul, Bursa, Marmara kıyıları önemli turistik merkezlerdir.Özellikle Güney Marmara kıyılarında yaz turizmi gelişmiştir.

Uludağ, yalnızca bölgenin değil, ülkemizin de en önemli kış turizmi alanıdır. Marmara Bölgesi, turizmden en çok gelir elde eden bölgedir

Marmara Bölgesi Tarihi ve Turistik Yerleri
Adını Marmara Denizi'nden alan bölge, Türkiye'nin kuzeybatı köşesinde yer alır ve yüzölçümü 67.000 km²dir. Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerine komşudur. İstanbul ile Çanakkale Boğazı bu bölgededir ve hem Asya hem de Avrupa'da toprakları vardır. Ege kıyıları açığında bulunan Bozcaada ve Gökçeada (İmroz) da Marmara Bölgesi alanındadır. Bölgenin nüfusu 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 17 milyon 365 bin 027'ye yükselmiştir. Bu nüfusun 13 milyon 730 bin 962'si şehirlerde, 3 milyon 634 bin 065'i köylerde yaşamaktadır. Binde 26.69 ile Türkiye'deki en yüksek nüfus artış hızına sahip olan bölge, sürekli göç almaktadır.
İstanbul - Bursa - İzmit ekseni ile Türkiye'nin sanayi merkezi konumundaki Marmara Bölgesi'nde sanayi ve ticaretin yanı sıra turizm de önemli bir geçim kaynağıdır.
Bölgede üretilen sanayi malları arasında; işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kâğıt, petrokimya ürünleri, otomobil ve yedek parça, metal ve elektrikli eşya ile vagon ve gemi başta gelir.
Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan en kısa karayollarının ve Karadeniz ülkelerini Akdeniz'e bağlayan deniz yolunun buradan geçmesi bölgeye ayrı bir üstünlük kazandırmış; bölgenin her alanda gelişmesine, kalabalıklaşmasına ve zenginleşmesine yol açmıştır. Yüzyıllarca birçok büyük uygarlığa ev sahipliği yapan bölge, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dünyanın en önemli kültür, sanat ve turizm merkezlerinden biri olmuştur.
Bir Dünya Kenti: İstanbul 8000 yıllık geçmişin birikimi olan tarihi mekanları, müzeleri, sarayları, surları, yalıları, doğal güzellikleri ve inanç merkezleriyle İstanbul; her zevkin ve her isteğin tatmin edilebileceği; seçkin bir hoşgörü, bir sentez odağıdır.

İstanbul, gerek nüfus ve kapladığı alan, gerekse ekonomi, ticaret, sermaye ve kültür açısından Türkiye'nin en büyük kentidir. Ayrıca devlete ödenen gelir vergisinin yarı ya yakını bu kent ve çevresinden sağlanmaktadır. En büyük ithalat limanına sahip olan İstanbul, ülke deniz yollarının başlangıcı özelliği taşıyan ve dünyanın öteki ülkeleriyle havayolu bağlantısını sağlayan en büyük merkezdir. İstanbul'un Asya ve Avrupa yakaları iki büyük köprü ile birbirine bağlan-maktadır.
'İmparatorluklar Başkenti' olan İstanbul, M.Ö. 658 yıllarında Megaralılar tarafından kurulmuş ve kumandanları Byzas'ın adı nedeniyle 'Byzantium' adını almıştır.
Marmara Denizi ile 'Altın Boynuz' denilen Haliç arasında uzanan kara sularının iç kesimindeki tarihi yarımada, başkentliğini yaptığı Roma, Bizans ve Osmanlı İmparator-lukları’nın izlerini taşıyan sanat eserleri ile dolu bir açık hava müzesi gibidir. Osmanlı sultanlarının 400 yıl süresince siyasi merkezi olan ve bugün müze olarak kullanılan Topkapı Sarayı; dünyaca ünlü eserleri ve kutsal emanetleriyle farklı kültürlere mensup tüm insanların ilgisini çekmektedir.

İstanbul'un bir diğer görkemli sarayı ise Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan, 56 sütunla çevrili ve 4.5 ton ağırlığındaki avize ile aydınlatılan Dolmabahçe Sarayı'dır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan M. Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde bu sarayda vefat etmiştir.
Yaklaşık 500 camisiyle bir camiler kenti olan İstanbul'un en ünlü camisi altı minaresi olan Sultan Ahmet Camisidir. Cami ile birlikte çeşmeyi de içine alan Sultan Ahmet Meydanı ise tüm turistlerin uğradığı bir yerdir. Ünlü Türk mimarı Sinan'ın yaptığı Süleymaniye Camisi diğer önemli bir camidir.
İmparator Konstantin tarafından 4. yüzyılda bazilika olarak inşa ettirilen Ayasofya Müzesi ise Bizans devrinin kentteki en görkemli eseridir. Yüksekliği 55, genişliği 31 m. olan kubbesi ile Roma-St. Peter, Londra-St. Paul ve Milan-Duomo katedrallerinden sonra, büyüklük bakımından dördüncü sırada yer alır ve bunların en eski olanıdır. Kariye Müzesi ile 6. yüzyılda Bizanslılar tarafından kentin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılan ve içinde 336 sütun bulunan Yerebatan Sarayı da kentteki diğer görkemli tarihi eserler arasındadır.
İstanbul'da bunların dışında daha çok sayıda müze ve anıt bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Atatürk Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi, Mozaik Müzesi, Sanayi Müzesi, Deniz Müzesi ve Yahudi Müzesi; Kız Kulesi, Galata Kulesi; Rumeli ve Anadolu Hisarı ile İstanbul surları bunlar arasında sayılabilir.
15. yüzyılda yapılmış olan Kapalıçarşı, turistlerin İstan-bul'daki başlıca uğrak yerlerinden biridir ve buradaki 4.000'e yakın dükkânda; mücevherler, antikalar, halılar, gümüş ve bakır hatıra eşyalar, deri ve süet giysiler, tahta ve sedef oymalar satılmaktadır.
Ayrıca 17. yüzyılda Hatice Sultan tarafından yaptırılan Mısır Çarşısı'nda, her türlü baharatı bulmak mümkündür.
İstanbul aynı zamanda modern bir alışveriş merkezidir. Carousel, Ataköy Galleria, Akmerkez, Capitol, Carrefour-SA, Profilo, Kule ve Kule Çarşı gibi kapalı alışveriş merkezlerinin yanı sıra İstiklal, Rumeli ve Bağdat caddeleri kentin en seçkin alışveriş yerleridir.

Çeşitli sinema ve müzik festivalleri; tiyatro, opera, bale ve konser etkinlikleri; uluslararası sempozyum, konferans ve yarışmalar ile İstanbul, dünyanın sayılı kültür merkezlerinden biridir. Her yıl Haziran-Temmuz aylarında düzenlenen 'Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali' dünyanın dört bir yanından gelen ünlü sanatçıları ağırlamaktadır.
İstanbul, önemli uluslararası spor etkinliklerine de sık sık ev sahipliği yapmaktadır. Boğaz ve Adalar, yelken sporları için ideal yerlerdendir. Yat turizminin de geliştiği kent, uluslararası bir yatçılık merkezidir. Ataköy, Kalamış ve Fenerbahçe marinaları yatçılara geceleme dahil daha birçok olanak sunmaktadır.
Kilyos ve Şile, İstanbul çevresinde plajları ile tanınan tatil beldeleridir. Polonezköy ise 19. yüzyılda Polonyalı göçmen-lerin gelip yerleştiği, çevresi ormanlarla kaplı ideal bir dinlenme yeridir. Milli Park olan Belgrad Ormanları İstanbul'un akciğeri olarak bilinir. Bu ormanlardaki Atatürk Arboretumu ve Osmanlı döneminden kalma su kemerleri görülmeye değerdir. Silivri ve Kemer'de geniş golf sahaları bulunmaktadır.
Kocaeli-Sakarya ve Anibal'in Mezarı. Bir endüstri kenti olan Kocaeli, karayolu ile İstanbul'a bağlıdır. Çevresi meyve ve sebze bahçeleri ile kaplıdır. Roma döneminde 'Nicomedia' olarak bilinen kent merkezi ve çevresinde, Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser bulunur. Kent yakınlarındaki Hereke, halı dokumacılığı ile ünlüdür.
Marmara Denizi'nin kuzey kıyılarındaki Gebze'nin ise zengin bir tarihi vardır ve ünlü Kartacalı kumandan Anibal'in mezarı buradadır. Geniş ovalarında bereketli tarım alanlarının yer aldığı Sa-karya ili de bir endüstri merkezidir. Eski devirlerde bu böl-genin insanları güzellikleri ile tanınırdı. Nitekim Roma İmparatoru Harianus'un dil-lere destan güzelliğiyle ünlü eşi Sabina, bu yörede yetişmiş ve daha sonra Roma'ya gelin gitmiştir.
Ayçiçeği Tarlaları ve Üzüm Bağları Cenneti. Türkiye'nin Avrupa bölümü-nü oluşturan Trakya'nın bereketli toprakları, genellikle ayçiçeği tarlaları ve üzüm bağları ile kaplıdır. Avru-pa'dan gelip Türkiye'nin batı kapısı olan Edirne kentine giren bir yabancı, önce Türk mimarisinin şaheseri olan Selimiye Camii ile karşılaşır. Geleneksel ünlü Kırkpınar güreşleri her yaz başında Sarayiçi denilen ağaçlık alanda yapılmaktadır.

Geniş kumsallara ve Osmanlı mimarisinin güzel örneklerine sahip olan Tekirdağ ili, Trakya'nın batısında yer alır. Üzüm bağları ve şarap festivalleri ile ünlüdür. Doğa ve tarih açısından zengin olan Kırklareli, Türkiye'nin Avrupa toprak-larındaki en geniş ilidir. Karadeniz kıyılarındaki İğneada ve Kıyıköy, ince kumlu plajları ile tanınır.
Güney Marmara. Marmara Denizi'nin güneyinde Çanakkale, Balıkesir ve Bilecik illeri yer almaktadır. 15. yüzyıldan kalma Çimenlik ve Kilitbahir kaleleri boğaza ayrı bir güzellik katar. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale cephesinde şehit düşen 500.000 askerin anısına Milli Park'ın güney ucunda 42 m. yüksekliğinde 'Çanakkale Şehitleri Anıtı' yaptırılmıştır. Çevrede İngiliz ve Fransızlara ait anıtlar da bulunur. Anzak askerlerinin çıkarma yaptığı Arıburnu sahillerindeki Anzak koyunda, üzerinde Atatürk'ün Çanak-kale savaşları ile ilgili hitabesinin de yazılı olduğu Anzak Anıtı, hümanizmin ölümsüz belgelerinden biridir.

Çanakkale'nin kuzeybatısında, kuzeyden güneye doğru tarihi kentler uzanır. Anadolulu Homer'in İlyada Destanı' nda adları geçen Kral Priamos, Hektor, Paris ve Güzel Helena'nın yaşadığı; tahta atıyla ünlü tarihi Truva kenti, Çanakkale'nin 30 km. güneybatısındadır. Truva'nın daha güneyinde sırasıyla Neandria, Aleksandria, Troas, Chryse ve Assos yer alır. Behramkale, yani tarihi ismiyle Assos, entellektüellerin tatil merkezi olarak da bilinir. Denizden 248 m. yüksek-likteki Assos akropolünde yer alan Athena Mabedi, M.Ö. 6. yüzyılda yapılmıştır.
Marmara Bölgesi'nin önemli illerinden olan Balıkesir, kuzeyde Marmara ve batıda Ege denizleriyle çevrelenmiştir. Balıkesir'in Marmara sahillerindeki en büyük yerleşim merkezi olan Bandırma, Marmara'nın İstanbul'dan sonraki en büyük limanıdır. Bandırma'nın kuzeybatısındaki Erdek, plajlarıyla ve tarihi eserleriyle ünlüdür. Bandırma'nın güneyindeki Manyas Gölü'nde ise, her yıl 239 türden üç milyona yakın kuşun geldiği Kuş Cenneti Milli Parkı bulunmaktadır.
Balıkesir ilinin Ege kıyıları, Edremit Körfezi çevresinde sıralanır. Doğal ve tarihi zenginliklerle dolu olan Edremit Körfezi sahillerinin tümü zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Mitolojiye göre; dünyanın ilk güzellik yarışması, milli parkın bulunduğu Edremit'in kuzeyindeki Kaz Dağı'nda yapılmıştır. Truva Kralının oğlu Paris, bu dağlarda yaşamıştır.
Akçay, Altınoluk, Ören ve Ayvalık, Edremit çevresinde yer alan; doğal güzellikleri ve geniş kumsallarıyla gözde tatil beldeleridir. Çamlık ve Ali-bey Adası (Cunda) doğal güzellikleri yanında, damak tadını sevenler için leziz ve değişik deniz ürünlerinden yapılmış zengin mönülere sahip restoranları ile tanınır.
Sakarya nehri tarafından sulanan topraklarda kurulu Bilecik ili, Osmanlı tarihi açı- sından önemli bir merkez-dir. Osmanlı İmparatorluğu 1299 yılında burada kurulmuştur. Kentin 30 km. doğusundaki seramikleriyle ünlü Söğüt, eski Türk boy-larından Kayılar'ın yerleşim yeridir.
Yeşillikler İçindeki 'Tanrısal Kent'. Fransız şair Henri de Regnier, Uludağ'ın yamaçlarında yeşillikler içindeki Türkiye'nin beşinci bü-yük kenti Bursa'yı 'tanrısal bir kent' olarak nitelemiştir.

UNESCO tarafından 'Avrupa'nın çevresini en özgün şekilde koruyan kenti' seçilen Bursa'da; doğa, tarih, yeşil ve mimari, güzel bir harmoni ortamında bütünleşmiştir. İpeği, havluları ve kaplıcaları ile ünlü olan Bursa, aynı zamanda büyük bir sanayi kentidir. Özellikle otomotiv ve tekstil sanayi gelişmiştir. Osmanlı döneminden kalma eserlerin yoğunlaştığı kentin güneyinde, modern tesislere sahip, kış sporları için ideal bir merkez olan Uludağ Milli Parkı bulunur.
Bursa'nın kuzeydoğusundaki İznik Gölü ise bir doğal güzellikler beldesidir. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olan İznik, Osmanlılar döneminde de bu özelliğini korumuştur. Dünya çini sanatının en güzel örnekleri, Osmanlı çini ustaları tarafından burada yapılmıştır. Çekirge ise Bursa'nın termal merkezidir.

BAKINIZ Marmara Bölgesi Turizm Özellikleri
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2019 00:23
bloom22 - avatarı
bloom22
Kayıtlı Üye
14 Ocak 2012       Mesaj #4
bloom22 - avatarı
Kayıtlı Üye
MARMARA BÖLGESİ : Önemli ulaşım yolları üzerinde bulunması, iklim koşulları , İstanbul'un varlığı , eski bir yerleşim alanı olmasından dolayı Marmara Bölgesinde turizm merkezilerinin sayısı oldukça fazladır. Bölge Türkiye'de turizm gelirleri en fazla olan bölgedir. İstanbul bir tarih cennetidir. Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı , Ayasofya Müzesi , Ayairini Kilisesi, Kapalıçarşı , Kızkulesi, Anadolu ve Rumeli Hisarı ......... gibi bir çok önemli tarihi eser yer almaktadır. Bursa'da ; Ulucami , Yeşil Türbe , İznik Yeşil Cami , Kaplıcalar , Edirne'de ; Selimiye Camii , Rüstempaşa Kervansarayı , Saraya Hamamı ...vb Çanakkale'de Truva Harabeleri , Gelibolu Milli Parkı , İda Dağı(Kazdağı ).

Ayasofya Müzesi , Ayairini Kilisesi, Kapalıçarşı , Kızkulesi, Anadolu ve Rumeli Hisarı ......... gibi bir çok önemli tarihi eser yer almaktadır. Bursa'da ; Ulucami , Yeşil Türbe , İznik Yeşil Cami , Kaplıcalar , Edirne'de ; Selimiye Camii , Rüstempaşa Kervansarayı , Saraya Hamamı ...vb Çanakkale'de Truva Harabeleri ,
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2019 00:19

Benzer Konular

9 Mart 2018 / Ziyaretçi Cevaplanmış
14 Nisan 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
11 Ocak 2017 / Misafir Cevaplanmış
14 Şubat 2010 / Misafir Cevaplanmış
18 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap