Arama

Televizyon ne zaman ve nasıl bulunmuştur, mucidi kimdir, kim bulmuştur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 13 Şubat 2017 Gösterim: 88.851 Cevap: 2
cozdem - avatarı
cozdem
Ziyaretçi
16 Şubat 2009       Mesaj #1
cozdem - avatarı
Ziyaretçi
Televizyon ne zaman ve nasıl bulunmuştur, mucidi kimdir, kim bulmuştur?
EN İYİ CEVABI Safi verdi

televizyon


53346d1469445995 onemli icatlar televizyon tel1

hareketli görüntülerin ve sesin elektrik sinyallerine dönüştürülerek alıcıya iletilmesi ve alıcıda yeniden görüntü ve sese dönüştürülmesi. Elektrik sinyalleri alıcıya elektromagnetik dalgalar aracılığıyla ya da eşeksenel (koaksiyal) kablolar üzerinden iletilir; sinyallerin kablolar aracılığıyla dağıtıldığı sistemler kablolu televizyon olarak adlandırılır.

Televizyon tıpkı sinemada olduğu gibi, insandaki görme duyusunun ilginç bir özelliğinden yararlanılarak geliştirilmiştir: Beyin, ağtabakaya (retina) düşen görüntüleri kaybolmalarından sonra da kısa bir süre için algılamayı sürdürür. Televizyon ekranında yeterince hızlı bir biçimde görüntülenen resim öğeleri gözün bu özelliği nedeniyle birleştirilerek bütün bir resim biçiminde algılanır. Ekrandaki resimlerin art arda hızla değiştirilmesiyle de hareketli görüntü izlenimi yaratılır; bu amaçla resimlerin saniyede 25-30 kez değiştirilmesi yeterlidir.

Televizyon sinyallerinin iletilmesinde kullanılan taşıyıcı elektromagnetik dalgaların frekansları çok yüksek frekans (VHF, 30- 300 MHz) ve ultra yüksek frekans (UHF, 300-3000 MHz) bölgelerindedir. Bu frekans bölgelerindeki dalgalar ışığa benzer biçimde doğrusal yollar izlediğinden bir vericiden yapılan yayınlar ancak vericinin yakın çevresine ulaşabilir, bir başka deyişle verici ve alıcı antenleri birbirlerini görebilmelidir.
Televizyon alıcısında görüntüyü oluşturan resim tüpü bir katot ışınlı tüptür. Havası boşaltılmış bir cam tüp olan katot ışınlı tüpün ön yüzü fosforışıl bir maddeyle kaplanmış bir ekrandır. Tüpün öbür ucunda yer alan bir elektron tabancasından çıkan bir elektron demeti fosforışıl ekrana bir noktada çarparak bu noktada ışıklı bir benek oluşturur. Beneğin parlaklığı elektron demetinin yoğunluğuyla orantılıdır. Elektron demeti ekranı yukarıdan aşağı doğru sıralanmış yatay çizgiler boyunca tarar. Tarama sırasında beneğin parlaklığı her noktada, görüntünün o noktadaki parlaklığına uyacak biçimde denetlenir. Bir resim için taranan çizgi sayısı 625’tir. Tarama, en üst çizgiden başlayıp birer çizgi atlanarak ekranın altına gelindikten sonra tekrar üst başa dönülerek, bu kez atlanan çizgilerin taranması biçiminde yapılır. Böylece gözde kırpışma etkisi önemli ölçüde azaltılmış olur.

Alıcının resim tüpündeki hareketli beneğin parlaklığı resim sinyali olarak adlandırılan elektrik sinyaliyle denetlenir. Bu sinyal, vericide modülasyon yoluyla taşıyıcı dalgaya bindirilerek gönderilen sinyaldir. Vericide resim sinyali kamera tüpü olarak adlandırılan tüp aracılığıyla oluşturulur.

DEVAMI Önemli İcatlar - Televizyon
Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2017 10:49
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Şubat 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Televizyonun İcadı


21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonun tarihi, 75 yıl önce, İskoç mucit John Logie Baird ’in keşfiyle başladı. Baird, 21. yüzyılda insanları saatlerce karşısında oturtabilen televizyonun babasıydı. Keşif merakı çocuk yaşlarda başlayan Baird, 12 yaşında, evine bir elektik sistemi döşemiş ardından yoldayken arkadaşlarıyla konuşmasını mümkün kılacak ilk telefon santralini geliştirdi. İskoçyaya’da Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik dersleri alan Baird, Glascow üniversitesinde elektrik mühendisliği okudu. Birinci Dünya Savaşı sırasında eğitimine ara veren mucit, silahlı kuvvetlerde çalışmak istedi ama kabul edilmedi. Başvurusu reddedilen Baird, Clyde Valley Elektrik Enerjisi Şirketi’nde çalışmaya başladı ancak sağlık

problemleri işi bırakmasına sebep oldu. Clyde Valley ’den sonra aralarında Trinidad ’da bir reçel fabrikasında işçiliğin de bulunduğu çeşitli işlerde çalışan Baird, nihayet 1922’de memleketi Sussex ’e geri dönen ve burada tamirciliğe başladı. Nakkaş mucit Sussex’ deki mütevazı hayatı, Baird ’i 50 yıldır düşlediği televizyon icadı üzerinde yoğunlaşma fırsatı verdi.
Parası olmadığı için ilk televizyonunu bir lavabo ve bir çay tenekesiyle yapan Baird, bir sonraki denemesinde projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplayıp basit bir düzenek geliştirdi ve düzeneğe kullanılmış lenslerle devrelerden tarama diskler ekledi. Baird ’in icat ettiği bu düzenek, tahta çubuklar arasına nakış iğneleri ve balmumuyla tutturulan bir cihaz olarak TV’nin dedesi kabul edildi. Çalışmalarını bundan sonra da sürdüren mucit, 1925’de hayal ettiği gibi, “Stok ey Bill” adını verdiği ilk ilkel televizyonda görüntü transmisyonunu da gerçekleştirmeyi başardı. Logie Baird icadının parlak bulundu ama pek ciddiye alınmadı. İlk yayın BBC’den Baird ’in ilk ilkel TV’yi icat ettiği dönemde, BBC gibi yayıncılar radyoya odaklanmıştı. BBC’inin TV yayıncılığına geçişi, 1929’da sınırlı bir kitleye ulaşan ilk deneme yayınıyla başladı. Günde iki yayın kuşağında hizmet vermeye başlayan BBC televizyonu, ilk kuşakta haber, ikinci kuşakta ise müzik yayını veriyordu. Baird televizyondan sonra infrared ışınlar üzerinde de çalışmalar yaptı. (d.13 Ağustos 1888; ö.14 Haziran 1946)

NASIL ÇALIŞIR
Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine çevrilmesidir.Işık enerjisi elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin keşfedilmesi ile başlamıştır.

Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürü.
Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.
Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir.

Televizyon yayınlarında ses ve görüntülerin nakli için, frekansı 5×10 : 9×10 Hertz (50 –900 mega say kıl) aralığına düşen elektromanyetik dalgalar kullanılır.Her televizyon istasyonu,6 mega saykıllık bir frekans aralığında hem ses, hem görüntü gerçekleştirilebilir. Bu 6 mega hertz’lik frekans aralıklarına “kanal” denir. Genel olarak ses yayınlarını taşıyan dalgaların frekanslarını, görüntü taşıyan dalgalarınkinden daha yüksektir.
Bir televizyon yayın sisteminde, beş önemli unsur bulunur
  1. Yayınlayacak sahneyi görüntüleyen kamera.
  2. Görüntüdeki ışık sinyalleri dönüştüren bir transduser.
  3. Bu elektrik sinyallerinden radyo dalgaları üreterek anten atmosfere yayınlayan verici (transmitter)
  4. Atmosfer yayınlanan görüntü taşıyınca tromanyetik dalgaları alıp yükselttikten sonra elektik sinyallerine dönüştürerek (alıcı anten, amlifikatör ve birinci dedektif)
  5. Elektrik sinyalleri ışığa dönüştürerek, ekran üzerinde görünür resim veren transduser .
GÜNÜMÜZDEKİ MODELLER VE YENİ GELİŞMELER
Tasarrufa Duyarlı Plasma:
Hem bilgisayar ekranı hem de TV olarak kullanılabilen Panasonic Plasma Display TH-42PWD 3U, köşeden köşeye 106 cm’lik bir ekran büyüklüğüne sahip. Enerji tasarrufu yapan ve gürültü kirliliğine karşı duyarlı olarak üretilen Plasma TH-42PWD3U’un içerisinde gürültüden kaçınmak için fan kullanılmamış ve 295 watt elektrik tüketiyor.
Geride bıraktığımız yıla ait kablolu yayın izni ücretini ödemeyen yaklaşık 50 TV kuruluşu yayınlarının durdurulması tehlikesiyle kaşı karşıya geldi.(Zaman Gazetesi 3 Ocak 2002)

İnternet ve televizyon ilk defa Web TV ile bir araya getiren Steve Perlman ,teknoloji dünyasından heyecan oluşturacak bir cihaz geliştirdi.Jurnal. net’teki habere göre . evdeki herhangi bir odadan tek bir kutu ile bir müzik, televizyon , video ve DVD gibi diğer eğlence sistemlerini çalıştırmalarını sağlayan cihaz tanıtımı büyük ilgi gördü. Moxi Media Center adı verilen cihaz, VCR ya da kablolu kutuya benzeyen bir set üstü kutu.Televizyona bağlana bilen bu kutu ,kablo ya da uydu sinyallerini çözebiliyor. Ürünü ortaya çıkaran Perlman’a göre Moxi , ayrı , ayrı DVD player , CD player, video recorder ve dijital müzik sistemi (ve bunların kumandaları)ihtiyacını ortadan kaldırıyor ayrıca 80 GB sabit diski bulunan yeni cihaz , yüzlerce CD’yi de depolayabiliyor.Modem ,Fire Wire bağlantı portu ve bir tür açık kodlu Linux işletim sistemi bulunan cihaz interaktif Tv ,e-posta ,anında mesajlaşmayıda destekliyor.

Perlman,uydu TV sağlayıcısı EchoStar ile ortalık anlaşmada imzalamış bu anlaşma sayesinde Moxi set üstü kutuların ABD’de 2003 yılında piyasada olması bekleniyor.Benzer set üstü kutuların birbiri ardından çıktığına dikkat çeken endüstri uzmanları ilk defa önemli bir içerik sağlayıcının böyle bir girişime destek verdiğini vurguluyor.

“DİJİTAL DEVRELER, DAHA KULLANIŞLI”
Erciyes Üniversitesi’ndeki “Dijital TV Yayınları” konulu konferansında konuşan, Prof. Dr. Avni Morgül, dijital yayınların analog yayınlardan daha ucuz olduğunu söyledi.Ayrıca dijital devrelerin bilgisayar ve televizyon tek bir cihazda birleştirilmesine de sağladığı dile getirilir.

TELEVİZYON İZLEMENİN KURALLARI
  • Televizyon izlerken daha çabuk ve kolay öğreniriz.
  • Gezip görmediğimiz yerleri televizyon sayesinde öğreniriz.
  • Yarışma programları izleyerek biz de bilgilerimizi yoklayabiliriz
  • Televizyon, yararlı bir kitle iletişim aracıdır.
  • Televizyon insanlara hizmet etmelidir.Onları tutsak etmemelidir.
  • Bir çocuk, televizyonu uzun süre izlerse zamanla gözleri bozulabilir. Çünkü; televizyon çalışırken zararlı ışınlar göndermektedir.
  • Uzun süre televizyon izleyen ve program seçmeyen çocuklar için televizyon izlemek zararlıdır.
  • Televizyon izlemeden önce hangi programlar bize göre ise onları anne ve babamıza danışarak seçmeliyiz.
Son düzenleyen Safi; 13 Şubat 2017 10:50
Quo vadis?
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2017       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

televizyon


53346d1469445995 onemli icatlar televizyon tel1

hareketli görüntülerin ve sesin elektrik sinyallerine dönüştürülerek alıcıya iletilmesi ve alıcıda yeniden görüntü ve sese dönüştürülmesi. Elektrik sinyalleri alıcıya elektromagnetik dalgalar aracılığıyla ya da eşeksenel (koaksiyal) kablolar üzerinden iletilir; sinyallerin kablolar aracılığıyla dağıtıldığı sistemler kablolu televizyon olarak adlandırılır.

Televizyon tıpkı sinemada olduğu gibi, insandaki görme duyusunun ilginç bir özelliğinden yararlanılarak geliştirilmiştir: Beyin, ağtabakaya (retina) düşen görüntüleri kaybolmalarından sonra da kısa bir süre için algılamayı sürdürür. Televizyon ekranında yeterince hızlı bir biçimde görüntülenen resim öğeleri gözün bu özelliği nedeniyle birleştirilerek bütün bir resim biçiminde algılanır. Ekrandaki resimlerin art arda hızla değiştirilmesiyle de hareketli görüntü izlenimi yaratılır; bu amaçla resimlerin saniyede 25-30 kez değiştirilmesi yeterlidir.

Televizyon sinyallerinin iletilmesinde kullanılan taşıyıcı elektromagnetik dalgaların frekansları çok yüksek frekans (VHF, 30- 300 MHz) ve ultra yüksek frekans (UHF, 300-3000 MHz) bölgelerindedir. Bu frekans bölgelerindeki dalgalar ışığa benzer biçimde doğrusal yollar izlediğinden bir vericiden yapılan yayınlar ancak vericinin yakın çevresine ulaşabilir, bir başka deyişle verici ve alıcı antenleri birbirlerini görebilmelidir.
Televizyon alıcısında görüntüyü oluşturan resim tüpü bir katot ışınlı tüptür. Havası boşaltılmış bir cam tüp olan katot ışınlı tüpün ön yüzü fosforışıl bir maddeyle kaplanmış bir ekrandır. Tüpün öbür ucunda yer alan bir elektron tabancasından çıkan bir elektron demeti fosforışıl ekrana bir noktada çarparak bu noktada ışıklı bir benek oluşturur. Beneğin parlaklığı elektron demetinin yoğunluğuyla orantılıdır. Elektron demeti ekranı yukarıdan aşağı doğru sıralanmış yatay çizgiler boyunca tarar. Tarama sırasında beneğin parlaklığı her noktada, görüntünün o noktadaki parlaklığına uyacak biçimde denetlenir. Bir resim için taranan çizgi sayısı 625’tir. Tarama, en üst çizgiden başlayıp birer çizgi atlanarak ekranın altına gelindikten sonra tekrar üst başa dönülerek, bu kez atlanan çizgilerin taranması biçiminde yapılır. Böylece gözde kırpışma etkisi önemli ölçüde azaltılmış olur.

Alıcının resim tüpündeki hareketli beneğin parlaklığı resim sinyali olarak adlandırılan elektrik sinyaliyle denetlenir. Bu sinyal, vericide modülasyon yoluyla taşıyıcı dalgaya bindirilerek gönderilen sinyaldir. Vericide resim sinyali kamera tüpü olarak adlandırılan tüp aracılığıyla oluşturulur.

DEVAMI Önemli İcatlar - Televizyon
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

14 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
26 Şubat 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
4 Mart 2013 / misafir Cevaplanmış
26 Mart 2012 / _kelebek_ Soru-Cevap
12 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap