Ziyaretçi
İftira ile ilgili kısa hikayeler bulur musunuz?
Bir derviş öğrencilerini toplar bir kulübeye yoğurt koyar sonra öğrencilerinden karıya geçip izlemesini ister kulübeden köpek geçer ve ağzı yoğurt bulaşmış şekilde çıkmış olur, sonra derviş sorar öğrencilerine oradaki yoğurdu kim yedi onlarda toplu olarak bunu bilemeyecek ne var der, yoğurdu köpek yedi derviş öğrencilerine kızar
ne olursa olsun gözünüzle görmediğiniz bir konu hakkında yorum yapmamalısınız.
************************************************** **
Duyduğum en kötü olaydı...
Beş yıllık evli, bir çocuğu olan çok sevdiğim, harika bir insanın başına geldi. Olmaz, olmaz demeyin bu hayatta başımıza her şey gelebilir. Evliliğinin başından beri kendisine yapılan ufak-tefek eziyetlere aldırış etmeden yani, sabırla birgün düzelirler diye evliliğini yürütüyordu. Gelininin ailesini istemeyen kayınvalide kendine bir türlü yediremiyordu. Yaptığı eziyetler ona göre az gelmeye başlamıştı.
Bir gün haince bir plan hazırlamış ve çok güzel oymanıştı. Gelinine iftira atıp, onu suçlayacak ve ailesini eve koymayacaktı. Oyununu oynamaya başladı, önce kendi kocasını, sonra oğlunu inandırdı. Zavallı gelini koruyacak kimsesi kalmadı...
Gelinin babasının yanına gidip, senin kızın benim evimden beş yıldır her şeyi çalıyor dedi. Babası duyduğunda şok olmuştu. Bir türlü olanlara inanamıyordu. Ne diyeceğini bilemedi.
Gelinin babası çok gururlu, asil bir insan olduğundan, kızını aldığı gibi eve getirdi.
Şimdi büyük bir sabırla bu tür insanların ne hale geleceklerini bekliyorlar.
************************************************
İmam-ı Şafii nin başından geçen, kendisinin bizzat yaşadığını anlattıkları bir rivayeti nakletmek istiyorum sizlere, çünkü aklını kullanan, düşünme melekesini yitirmeyenler için, bu kıssadan çok büyük hisselerin çıkarılacağını düşünüyorum. Günümüzde düşünmeden yaptığımız büyük yanlışlara sanırım güzel bir örnek.
Bir gün İmam Şafii talebeleriyle birlikte Bağdat sokaklarında gezerken, bir ara bir talebesi bakıyor ki iki kişi bir dini konuda tartışıyorlar. Onlardan biri, kendini haklı çıkarmak için diğerine, ‘Canım bak İmam Şafii bile bu konuda benim gibi demiş’ diyor. Tabi ki Şafii’yi de tanımıyor; ancak duymuş. Öğrenci bunu duyunca onlara yaklaşıyor, olay nedir diye soruyor.
Kendisine anlatılıyor; fakat Şafii böyle bir şey dememiş; adam kendini haklı çıkarmak için uyduruyor. Üstelik öyle bir yakışıksız iddia ki, Şafii’nin onu tasvip etmesi mümkün değil. Talebe, ”amca imam böyle bir şey demez” diye müdahale eder; ancak adam onu dinlemez.
Sonuçta durumu hocasına iletir, “burdaki adamlardan biri sana layık olmayan bir iftira atıyor, gel bunu hallet” der. İmam gelir; ancak ilk başta ben Şafii’yim demez. İlkin onları dinler, o da öğrencisi gibi, “yanlışsın imam bunu demez” der; ancak adam ona da inanmaz: Şafii söylemiştir diye ısrar eder.
Hoca en son, ‘Kardeşim, Şafii benim ve ben bunu söylemedim. Kaldı ki böyle bir şey söylemem de düşünülemez’ deyince adam,’ Haydi ulan sen de nerden çıktın, sen Şafii olamazsın. Şafii başkasıdır ve demiştir’ diyor ve bildiklerine devam ediyor. Hatta talebeleri olmasaydı belki o adam hoca efendiyi dövebilirdi bile!
**********************************************
Bir yahudi, gelip devesinin çalındığını söyleyerek bir Müslümana iftira atar. Hadiseden habersiz olan, müslümanı çağırırlar, yahudi iftirasını tekrarlar. Müslüman, bu yalan iftiradan ne söyleyeceğini şaşırır ve ellerini kaldırarak,
''Ey ALLAH'IM! Sana herşey malum, sen herşeyi en iyi bilensin, bu deve benim öz malımdır şimdi ise, bu musibet başıma geldi.''dedi ve Hz. Peyganberimize dönerek:
-Ya RESULALLAH! Senin verdiğin hüküm haktır ne olur bu gerçeği bir kere de şu deveden sorun;diye yalvardı.
-Hz Peyganber(sav)deveye dönerek:
Ey deve sen kimin malısın? Konuş buyurdu, deve dile gelerek konuştu.
-Ya RASULALLAH! ben bu müslümanın öz malıyım, bunlar yalancı şahitlik yapıyor dedi.
Bunun üzerine Hz Peygamberimiz(sav) o müslümana;
-Ey müslüman! söyle bakalım, sen ne gibi hayırlı işler yapmışsın ki, ALLAHU TEALA, senin hatırın için bu deveyi konuşturdu.
-YA RASULALLAH! Ben her gece senin üzerine on kere salevat getirmeden, okumadan uyumam dedi.
Yüce peyganberimiz(sav)dediki;
-''Sana müjdelerimki, bu salevat hürmetine bu dünyada temize çıktın, üzerindeki bela ve musibetten kurtuldun. Ahirettede cehennem azabından kurtulacaksın (kurtuldun)''buyurdu.
ne olursa olsun gözünüzle görmediğiniz bir konu hakkında yorum yapmamalısınız.
Sponsorlu Bağlantılar
************************************************** **
Duyduğum en kötü olaydı...
Beş yıllık evli, bir çocuğu olan çok sevdiğim, harika bir insanın başına geldi. Olmaz, olmaz demeyin bu hayatta başımıza her şey gelebilir. Evliliğinin başından beri kendisine yapılan ufak-tefek eziyetlere aldırış etmeden yani, sabırla birgün düzelirler diye evliliğini yürütüyordu. Gelininin ailesini istemeyen kayınvalide kendine bir türlü yediremiyordu. Yaptığı eziyetler ona göre az gelmeye başlamıştı.
Bir gün haince bir plan hazırlamış ve çok güzel oymanıştı. Gelinine iftira atıp, onu suçlayacak ve ailesini eve koymayacaktı. Oyununu oynamaya başladı, önce kendi kocasını, sonra oğlunu inandırdı. Zavallı gelini koruyacak kimsesi kalmadı...
Gelinin babasının yanına gidip, senin kızın benim evimden beş yıldır her şeyi çalıyor dedi. Babası duyduğunda şok olmuştu. Bir türlü olanlara inanamıyordu. Ne diyeceğini bilemedi.
Gelinin babası çok gururlu, asil bir insan olduğundan, kızını aldığı gibi eve getirdi.
Şimdi büyük bir sabırla bu tür insanların ne hale geleceklerini bekliyorlar.
************************************************
İmam-ı Şafii nin başından geçen, kendisinin bizzat yaşadığını anlattıkları bir rivayeti nakletmek istiyorum sizlere, çünkü aklını kullanan, düşünme melekesini yitirmeyenler için, bu kıssadan çok büyük hisselerin çıkarılacağını düşünüyorum. Günümüzde düşünmeden yaptığımız büyük yanlışlara sanırım güzel bir örnek.
Bir gün İmam Şafii talebeleriyle birlikte Bağdat sokaklarında gezerken, bir ara bir talebesi bakıyor ki iki kişi bir dini konuda tartışıyorlar. Onlardan biri, kendini haklı çıkarmak için diğerine, ‘Canım bak İmam Şafii bile bu konuda benim gibi demiş’ diyor. Tabi ki Şafii’yi de tanımıyor; ancak duymuş. Öğrenci bunu duyunca onlara yaklaşıyor, olay nedir diye soruyor.
Kendisine anlatılıyor; fakat Şafii böyle bir şey dememiş; adam kendini haklı çıkarmak için uyduruyor. Üstelik öyle bir yakışıksız iddia ki, Şafii’nin onu tasvip etmesi mümkün değil. Talebe, ”amca imam böyle bir şey demez” diye müdahale eder; ancak adam onu dinlemez.
Sonuçta durumu hocasına iletir, “burdaki adamlardan biri sana layık olmayan bir iftira atıyor, gel bunu hallet” der. İmam gelir; ancak ilk başta ben Şafii’yim demez. İlkin onları dinler, o da öğrencisi gibi, “yanlışsın imam bunu demez” der; ancak adam ona da inanmaz: Şafii söylemiştir diye ısrar eder.
Hoca en son, ‘Kardeşim, Şafii benim ve ben bunu söylemedim. Kaldı ki böyle bir şey söylemem de düşünülemez’ deyince adam,’ Haydi ulan sen de nerden çıktın, sen Şafii olamazsın. Şafii başkasıdır ve demiştir’ diyor ve bildiklerine devam ediyor. Hatta talebeleri olmasaydı belki o adam hoca efendiyi dövebilirdi bile!
**********************************************
Bir yahudi, gelip devesinin çalındığını söyleyerek bir Müslümana iftira atar. Hadiseden habersiz olan, müslümanı çağırırlar, yahudi iftirasını tekrarlar. Müslüman, bu yalan iftiradan ne söyleyeceğini şaşırır ve ellerini kaldırarak,
''Ey ALLAH'IM! Sana herşey malum, sen herşeyi en iyi bilensin, bu deve benim öz malımdır şimdi ise, bu musibet başıma geldi.''dedi ve Hz. Peyganberimize dönerek:
-Ya RESULALLAH! Senin verdiğin hüküm haktır ne olur bu gerçeği bir kere de şu deveden sorun;diye yalvardı.
-Hz Peyganber(sav)deveye dönerek:
Ey deve sen kimin malısın? Konuş buyurdu, deve dile gelerek konuştu.
-Ya RASULALLAH! ben bu müslümanın öz malıyım, bunlar yalancı şahitlik yapıyor dedi.
Bunun üzerine Hz Peygamberimiz(sav) o müslümana;
-Ey müslüman! söyle bakalım, sen ne gibi hayırlı işler yapmışsın ki, ALLAHU TEALA, senin hatırın için bu deveyi konuşturdu.
-YA RASULALLAH! Ben her gece senin üzerine on kere salevat getirmeden, okumadan uyumam dedi.
Yüce peyganberimiz(sav)dediki;
-''Sana müjdelerimki, bu salevat hürmetine bu dünyada temize çıktın, üzerindeki bela ve musibetten kurtuldun. Ahirettede cehennem azabından kurtulacaksın (kurtuldun)''buyurdu.
Son düzenleyen Safi; 30 Nisan 2018 01:17