Ziyaretçi
İbni sinanın bilime katkısı nelerdir?
İbn-i Sina (tam adı Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhiا)
(d. 980, Buhara yakınları - ö. 1037, Hemedan),
Sponsorlu Bağlantılar
Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbni Sina (Batı'da Avicenna adıyla tanınır), babasından, ünlü bilgin Natili'den ve İsmail Zahit'den ders aldı. Geometri (özellikle Eukleides geometrisi), mantık, fıkıh, sarf, nahif, tıp, doğabilim üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-İbane's\ aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997) saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Babası ölünce, Cür-can'da Şirazlı Ebu Muhammet'ten destek gördü, (Tıp Kanunu'nu Cürcan'da yazdı). Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir.
Felsefe
İbni Sina felsefesi, düşüncesi, varlık anlayışı bakımından örnek bir Ortaçağ filozofudur. Felsefesinde, deney ve akla dayanan duyularla edinilen akıl verilerini akıl ilkelerine göre değerlendiren, açıklayan bir anlayış görülür. Aristoteles'in görüşlerini benimsemiş, felsefeyi iki bölüme ayırmıştır: (kuramsal) hikmet, doğa felsefesi, matematik ve metafiziğe dayanan felsefeyi içerir. Bu alandaki felsefe dallarının temel konusu bilgidir. (uygulamaya ilişkin) hikmet, üçe ayrılır: Siyaset ya da medeni hikmet; iktisat ya da ev hikmeti (el-hikmet ül-menzili-ye); ahlaksal hikmet (el-hikmet ül-hulkiye). Daha çok eyleme dayanan bu üç bölümün konuları ve inceleme alanları ayrıdır.
Din
İbni Sina, dini bağımsız bir bilgi alanı olarak ele almış, dinle felsefeyi bağdaştırmaya çabalamış, din felsefesini dört temel konuda toplamıştır: Yaratılış; ahiret; peygamberlik; Allah bilgisi. Tasavvuf. Yeni eflatuncu Plotinos'un etkisinde kalan İbni Sina, İslâm ile yeni eflatunculuğu bağdaştırmaya çalışmıştır. Ona göre tasavvufun temeli "aşk"tır. İnsan aşk aracılığıyla sınırlı varlığından kurtularak sonsuzluğa yükselir. İnsan gerçek kaynağı olan Allah'a feyz ve sudur basamaklarını tırmanarak ulaşabilir; öz kaynağına döner. Her şeyin kaynağı, insan varlığının özünde sürekli bir eylem biçiminde varolan "aşk"tır. Tasavvuf, "aşk"ın dışa vuruluşu, belirli bir düzene göre ortaya konuşudur.
Metafizik
İbni Sina bu alanda kendisinden önceki filozofların görüşleri ile kelam-cılarınkini uzlaştırmaya çalışmış, Aristoteles'in metafiziği ile kelamcıların ve yeni eflatuncuların düşüncelerini birleştirerek yeni bir bireşim ortaya koymuştur. İbni Sina'ya göre metafiziğin temel konusu, "vücudu mutlak" olan Allah ile yüce varlıklardır.|Vücut (var olan) üçe ayrılır: Olası varlık ya da ortaya çıkan ve sonra yok olan varlık; olası ve zorunlu varlık (tümeller ve yasalar evreni, kendiliğinden var olabilen ve bir dış neden sayesinde gerekli olan varlık); özü gereği gerekli olan varlık (Allah). Varlık'ı temel konu alan metafizik, gerekli bir bilim dalıdır.
Mantık
İbni Sina'ya göre mantık, araç (alet) bilimidir. Ruhbilimden doğar ve onun kurallarını alır. Temel konusu, düşüncenin kararlarını bulmak, bunlar arasında bağlantı kurmak ve doğru düşünmeyi insanlara göstermektir. İbni Sina, önce kavramları inceler ve onları ikiye ayırır; Açık belirleme (el-mantık biddelale); kapalı belirleme (el-menfhum biddelale).,' Mantığın en önemli bölümü tanımdır. Tanımda iki temel ilkenin ("cins", "fark") varlığına inanan, İbni Sina, kesin ve eksiksiz tanımın, yakın cins ile öz farkların birleştirilmesi sonucu yapılabileceğini öne sürmüştür.
DEVAMI >>>> İbni Sina
Son düzenleyen Baturalp; 17 Şubat 2017 00:08