Ziyaretçi
Yardımcı fikir nedir, nasıl belirlenir?
Yardımcı fikir nedir, nasıl belirlenir?
MsXLabs.org
Ana fikri desteklemek için sıralanmış payanda (destek) fikirlerdir. Ana fikir çoğu zaman yardımcı fikirlerin desteğiyle ayakta durur. Bir diğer deyişle ana fikir bu yardımcı fikirlerin bileşkesidir. Bir parçada bir ana fikir, birçok yardımcı fikir vardır.
Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Yardımcı fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Asıl olan ana fikirdir, yardımcı fikirler ise adı üzerinde ana fikre yardımcı fikirlerdir.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.
Bu sorular sınavda farklı soru kalıplarıyla sorulmaktadır:
Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması yardımcı düşünceleri belirlemektir. Bunun için, "Yazar konunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?" sorusuna cevap bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar yardımcı düşünceleri verir.MsXLabs.org
Sponsorlu Baglantilar
Ana fikri desteklemek için sıralanmış payanda (destek) fikirlerdir. Ana fikir çoğu zaman yardımcı fikirlerin desteğiyle ayakta durur. Bir diğer deyişle ana fikir bu yardımcı fikirlerin bileşkesidir. Bir parçada bir ana fikir, birçok yardımcı fikir vardır.
Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Yardımcı fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Asıl olan ana fikirdir, yardımcı fikirler ise adı üzerinde ana fikre yardımcı fikirlerdir.
Yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.
Bu sorular sınavda farklı soru kalıplarıyla sorulmaktadır:
- Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
- Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
- Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
- Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir?
- Böyle anlatılan bir sanatçıdan aşağıdakilerin hangisi beklenmez?
- Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Örnek: Yetişkin bir insanın sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü gibi annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile öğrenim, iş, meslek ilişkileri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle birlikte yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük ölçüde değişmeye uğrar. Bu yüzden yetişkin insanın dil, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden farklı olabilir.
Ana düşünce: "Bir insanın söz varlığı ilişkilerine bağlı olarak değişir."
Parçadaki Yardımcı Düşünceler:
- Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
- İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
- Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
- Kişinin dil gelişiminde ailenin önemli bir yeri vardır.
Örnek: Aşağıdaki paragraftaki yardımcı fikirleri bulmaya çalışalım.
Benim için, okunmuş bir kitap, artık fethedilmiş demektir. O kitabı bir daha elime almam. Artık o kitap orijinalliğini kaybetmiştir, içerisinde ne olduğunu bilirim. Kütüphanemdeki kitapların bir kısmı bana vaktimi çalmaktan başka bir şey vermemiştir. Yani bu tür kitapları okumak bir gram şeker için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer. Buna rağmen ne bir kitabımı elimden çıkartır veya satarım ne de kitaplığımdan çıkarır depoya atarım.
Konu: kitap
Ana fikir: kitapların yazar için çok değerli olduğudur.
Yardımcı fikirler:
- Okunan kitap fethedilmiş, demektir.
- Okuduğum kitabı bir daha okumam.
- Okuduğum kitap orijinalliğini kaybeder.
- Okuduğum kitabın içeriğini bilirim.
- Okuduğum kitapların bazılarını boşuna okumuşum.
- Yararsız kitapları okumak bir gram şeker yemek için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer.
- Yararlı da olsa yararsız da olsa hiçbir kitabımı elimden çıkarmam.
Yardımcı fikirlerle ilgili soruların büyük çoğunluğu parçadan çıkarılamayacak yargıyı sorduğu için bu tür soruların çözümünde çok hassas davranmak gerekir.
Örnek: Aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek yargıları ve çıkarılamayacak yargıları bulmaya çalışalım.
Sözünü ettiğimiz kitapta şair biyografisini vermemiş. Demek ki şairin bir politikası var: Şiiriyle okuyucu arasına kendini koymak istemiyor. Hatta böyle yapmakla bu işi biraz aşırılaştırıyor. Şair kendi şiirinden çekiliyor. Böylece okuyucu birçok zaman görülen hataya; şaire göre şiir okumaya düşmemiş oluyor. Bunlar birlikte düşünüldüğünde itiraf etmeliyim ki özgün bir düşünce, özgün bir kitap.
Çıkarılabilir yargı:
- Şair kitabına biyografisini almamıştır.
- Şairin biyografisini kitapta belirtmemesinin bir amacı vardır.
- Biyografisini yazmamasının amacı, okuyucuyla şiiri aracısız birleştirmektir.
- Şair okuyucunun şaire göre şiir okumasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu eser bütün özellikleriyle özgün bir kitap-tır.
- Şairin biyografisini bilmek şiirin iyi anlaşılmasını sağlar.
- Şairin amacı biyografisini okuyucuya ulaştırmaktır.
- Okuyucunun amacı şairin biyografisine ulaşmaktır.
- Şair okuyucunun şiire bakarak yazara ait bilgiler çıkarmasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu eserde özgün bir kitap tanıtılmaktadır.
Örnek: Bir de aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek veya çıkarılamayacak yargıları inceleyelim.
Yıllıkta bazı şairlerin eksikliği nedeniyle yıllığı eleştirme yerine biraz da o şairlerin neden yer almadığını araştırırsak sanırım daha adil davranmış olacağız. Çünkü yıllıktaki yüz kırk şiir içerisinde şiirlerinizi bulamamışsanız kusur biraz da şiirlerinizdedir. Kendi adıma, bir yılda bu kadar çok şiirin bile kayda değer olabileceğine inanmıyorum. Üstelik bu hiçbir sınırlama koymadan yapılan bir seçmedir; ilk kez şiirini yayımlayanlara dek uzanıyor bu yelpaze. Benim eleştirim bazı şairlerin neden yer almadığına değil neden bu denli geniş yürekli davranıldığınadır.
Çıkarılabilir yargı:
- Yıllıkta yüz kırk şiir vardır.
- Bir yılda yüz kırk şiiri kayda değer görmek doğru değildir.
- Yıllıktaki şiirler hiçbir sınırlama yapılmadan seçilmiştir.
- Bu yıllıkta şiirini ilk kez yayımlamış şairlere de yer verilmiştir.
- Yıllığın eksik yönü bütün şairlere yer vermemesidir.
- Yıllıkta yüz kırk tane kusurlu şiir vardır.
- Bir yılda, bir insan yüz kırk adet kayda değer şiir yazamaz.
- İlk kez şiir yazan insanlar bile yıllık yayımlayabilir.
- Yıllıktaki eleştirilecek yön geniş yürekli şairlerin şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.
- Yukarıdaki çıkarılamayacak yargı sütunundan da gördük ki parçada geçen kelimeler kullanılarak kurulan cümleler parçadaki düşünceyi yansıtmasa dahi yansıtıyormuş izlenimi verebiliyor. Onun için sözcüklere değil cümlenin anlamına bakmalıyız.
Fabl türünün ilk ismi olarak kabul edilen Aisopos (Ezop)un anlatıldığı bir yazıdan alınan yukarıdaki parçadan Aisopos'la ilgili olarak aşağıdaki ayrıntılar çıkarılabilir:
- Fabl türünün öncüsü olduğu
- Yaşamını Bandırma'da geçirdiği
- Fiziki yönden gösterişli bir kişi olmadığı
- Birinin yanında köle olarak yaşadığı
- Yanında barındığı kişi ile oldukça samimi oldukları
- Masallarının kalıcılığa ulaştığı
- Masallarının kendine özgü niteliklerinin olduğu
- Masallarında her çağın insanlarını ilgilendirecek konuların işlendiği
- Masallarının pek çok dile çevrildiği
- La Fontaine'in, onun masallarından etkilendiği
- Anadolu'da yetişen en önemli bilge olduğu
- Eski çağlarda Anadolu'da pek çok bilgenin yaşadığı
- Masallarında toplumsal konuları işlediği
- Pek çok sanatçının onun masallarından etkilendiği
- Yaşadığı dönemde masallarının yazıya geçirilmediği
- Masallarının günümüzde de büyük ilgi gördüğü
- Davranışlarıyla çevresindekileri ve toplumu etkilediği
- Masallarında ders vermenin esas olduğu
- Oldukça mutlu bir yaşam geçirdiği
Montaigne'nin "Denemeler”inden alınan yukarıdaki parçadan şu yargıları çıkarabiliriz:
- Öğretim insanlara daha iyi ve akıllı olmayı öğretir.
- İnsan yaşamında her şeyi yönlendiren düşüncedir.
- Çocuklara özgür hareket etme olanağı vermemek, aslında onlara kötülük etmektir.
- Belirli kalıp sözlerle ezberlenen bilgilerin değeri yoktur.
- Bir şeyi ezberlemek onun bilindiği anlamına gelmez.
- Kişinin, başkasından yardım almadan kullanabildiği bilgi gerçek bilgidir.
- Yaşamda uygulanma fırsatı olmayan bilgiler pek de önemli değildir.
- Bazı bilgiler, işlevi ve anlamı bilinmeden bellekte saklanır.
- Okullardaki eğitim ve öğretim, kişiyi yaşama hazırlamalıdır.
- Çocukları birtakım işlerde çalıştırmak doğru değildir.
- Her insan yaşamı boyunca kendini geliştirir, yeni bilgiler edinir.
- Kitaplardan edinilen bilgiler kalıcı olmaz.
- Her insanın, hayatta başkalarının yardımına gereksinimi vardır.
- İnsan, yaşamı boyunca hiçbir şeyi ezberlemeye çalışmamalıdır.
- Her konudaki temel bilgiler, kitaplardan öğrenilir.
Son düzenleyen _Yağmur_; 24 Ocak 2014 13:43