Ziyaretçi
Ekosistem
Belli bir alanda hayatlarına devam eden canlı ya da cansız fark etmeksizin tüm varlıklar arasında bir ilişki bulunmaktadır. Ekosistem ise kısaca varlıklar arasındaki ilişkinin temel ve özel boyutlarını inceleyen bilim dalı olarak kendini göstermektedir. Ekosistem hakkında yapılan araştırmalarda ya da genellikle ödev teslimlerinde en büyük hata, sadece canlı varlıkların aralarındaki iletişimlerin konu edilmesinden kaynaklanmaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ekosistem, doğa üzerindeki canlı ya da cansız tüm varlıkları kapsayan oldukça büyük bir alanı konu edinmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Ekosistem Bileşenleri
Ekosistem oldukça geniş bir konu başlığı oluşturduğundan ötürü gerektiği gibi inceleme yapılabilmesi için temel bileşenlere ayrılmış durumdadır. Ekosistem bileşenleri olarak tanım alan konu başlıkları dört temel üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ders kitaplarında da kaliteli kaynaklarda da ekosistem bileşenleri;
- Birincil Üretici;
- Tüketici,
- Cansız Varlık,
- Ayrıştırıcı, olarak verilmektedir.
Ekosistemde besin piramidi tüketicileri; birincil, ikincil ve üçüncül olarak kendi arasında gruplara ayırmıştır. Birincil tüketiciler, birincil üreticilerin üst kısmında yer almaktadır. Otçullar olarak da bilinen birincil tüketiciler, ot ile beslenen hayvanlardan oluşmaktadır. Birincil tüketicilere fil, inek, kelebek ya da koyun gibi hayvanlar örnek gösterilmektedir. Besin piramidinin bir üst basamağında ise ikincil tüketiciler yer almaktadır. İkincil tüketiciler etçil hayvanlardan meydana gelmektedir. Belli bir düzeni bulunan besin piramidindeki etçiller, birincil tüketiciler, yani otçullarla beslenmektedir. Piramidin tepesinde bulunan üçüncül tüketiciler ise yırtıcılardan oluşmaktadır. Son grupta bulunan canlılar ise, etçil ve otçul beslenme şekline sahiplerdir. Genel tanımda üçüncül tüketicilere, etçillerle beslenen etçiller olarak da yer verilmektedir.
Ekosistemi oluşturan bileşenlerden biri de cansız varlıklardır. Bu kapsamda ekosistem ve çevre incelenmektedir. Çevre koşullarının belli olmasını ve canlıların hayatlarını etkileyen cansız değişkenlerden olan iklim bu alandaki ilk konu başlığıdır. İklim de tüketiciler gibi kendi içerisinde güneş enerjisi ya da ışık olmak üzere değişik alt başlıklar bulandırmaktadır. Ekosistemin cansız varlık olarak tanımlamış olduğu değişkenlerden diğerleri ise; toprak ve sudur.
Ayrıştırıcılar ekosistemin en önemli görevlerini üstlenen organizmalardan biridir. Çünkü bir ekosistemin devamlı olabilmesi için yenilenmesi şarttır. Ayrıştırıcılar ise kısa tanımlama ile ekosistemlerin yenilenmesini sağlamaktadır. Canlılar doğaları gereği belli bir dönem sonrasında hayatlarını kaybetmektedir. Ekosistem ve ayrıştırıcılar konu başlığı, hayatlarını kaybeden hayvanların ya da bitkilerin organik bir şekilde ekosisteme yeniden kazandırılmasını incelemektedir. Ayrıştırtıcılar arasında mantarlar ve bakteriler bulunmaktadır. Toprağa düşen organik atıklar, ayrıştırıcılar sayesinde yeniden ekosistemde kullanılabilir hale getirilmektedir. Bu duruma bir nevi geri dönüşüm olarak bakmak da mümkündür.
Ekosistem ve Ekoloji İlişkisi
Ekosistemin canlıların hayatlarını yakından ve doğrudan alakadar eden bir sistem olması, bilim dalı olarak incelenmesini zorunlu kılmıştır. Ekoloji de bu kapsamda ortaya çıkan bir disiplin olarak görülmektedir. İnsanlar, ekoloji sayesine ekosistemde varlıklarını gösteren canlı ve cansız varlıkları inceleyebilmektedir.
Çevrebilim olarak da bilinen ekoloji, ekolojik sistemlerin düzelebilmesi için neler yapılması gerektiğine dair tezler de ortaya koymaktadır. Biyosfer, yani dünya üzerinde bulunan ekosistemlerin tamamının toplamı ile alakadar olan ekoloji biliminde uzmanlar varlıkların çevreye göstermiş oldukları tepkileri yıllara dayanarak ve sistemli şekilde incelemektedir.
Ekosistemin Özellikleri
Biyosfer üzerinde yer alan tüm ekosistemler belli başlı ortak özelliklerin bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Ekosistemin genel özellikleri arasında, her ekosistemin kendine özgü olması ilk sırayı almaktadır. Belli bir besin zincirine göre sıralanan ekosistemler büyük ya da küçük olabilmektedir. Aynı şekilde ekosistemler geniş bir okyanusu oluşturabilecekleri gibi dar bir su birikintisini de oluşturabilmektedir. Örnek verilen iki ekosistem arasındaki belirgin fark ise, içlerinde bulunan canlı sayısından meydana gelmektedir.
Ekosistemlerin özelliklerinden biri olarak da geçiş bölgelerinin anlaşılabilir olması gösterilmektedir. Büyük ya da küçük olması fark etmeksizin gerekli incelemeler yapıldığında ekosistemlerin sınırları da belirlenebilmektedir. Geçiş bölgeleri yani ekoton olarak isimlendirilen sınırlar, bir ekosistemin sona erip yenisinin başladığı bölgeleri de temsil etmektedir. Ekosistem değişimini belli eden sınır bölgeleri sanılanın aksine canlıların bulunmadığı bölgelerden oluşmamaktadır. Ekotonlarda, ekosistemlere göre daha çok sayıda canlının yaşadığı bilinen bir gerçektir.
Ekosistem Hizmetleri Nedir?
İnsanlar, diğer canlılarda da olduğu gibi hayatlarını idame ettirebilmek için doğaya muhtaçtır. Bu muhtaçlık durumu ancak belli şekilde gerçekleştirilen karşılıklı alışverişler neticesinde fayda sağlamaktadır. Canlı ve cansız varlıkların tamamının aralarında gerçekleştirdikleri ilişkinin tamamına ise ekosistem hizmetleri ismi verilmektedir. Ekosistem hizmetleri, ekosistem içerisinde yer alan varlıkların ilişkilerinin yaşandığı zaman dilimi olarak da tanımlanabilmektedir. İnsanlar genel kapsamda ekosistem hizmetlerini hazır olarak elde etmektedir. Bunlara örnek olarak oksijen gösterilebilmektedir. Oksijen, ekosistem içerisinde yer alan bitkilerin fotosentez yolu ile doğaya verdiği bir hizmettir. Ancak sanayi devrimi neticesinde doğada artan insan müdahalesi, ekosistem hizmetlerine de olumsuz bir etki yaratmıştır.
Ekosistemlerin Bozulma Nedenleri
Ekolojik denge ya da ekosistemler belli nedenler yüzünden bozulabilmektedir. Bu bozulmalar canlıların yaşamlarına olumsuz etkiler olarak geri dönüş yapmaktadır. Ekosistemler üzerinde yapılan araştırmalar yaşanan bozulmaları doğal ve beşeri olarak iki başlık altında toplamışlardır. Ekosistemlerin doğal nedenler yüzünden bozulmasında insanların herhangi bir önleyici üretmeleri mümkün değildir. Bu duruma depremler gibi önlenmesi mümkün olmayan afetler örnek verilmektedir. Ancak ekosistemlerin bozulmasında doğal kaynaklı nedenler beşeri nedenlere göre daha az rol oynamaktadır.
Kaynağı insan olan ekosistem bozulmalarında sanayileşme pek çok türün yaşamına son vermektedir. Sanayileşme için ormanların bilinçsiz şekilde kesilmesi ya da fabrika atıkları bu kapsamda gündeme gelen ilk sorunlardan biridir. Aynı şekilde sanayileşme neticesinde başlayan hava ve ses kirliliği de ekosistemlerin bozulmasında büyük ölçüde etkili olmaktadır. Bilinçsiz ve hızlı şekilde gerçekleşen nüfus artışı da ekosistem bozulmalarının insan kaynaklı nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Artan nüfusun barınma, beslenme ve giyinme gibi ihtiyaçlarının giderilmek istenmesi ekolojik dengenin bozulması ile sonuçlanmaktadır. Bu nedenden ötürü hem devletlerin hem de bireylerin aile ve nüfus planlamalarını iyi şekilde yapmaları gerekmektedir.
Ekosistem Bozulmaları Çevreyi Nasıl Etkiler?
Ekolojik bozukluklar çevreyi tamamen olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenden ötürü günümüze kadar pek çok hayvanın neslinin tükendiği bilinmektedir. Hali hazırla nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altına alınmış olan hayvanların sayısı da oldukça fazladır. Ekosistemden bir hayvanın ya da canlının eksilmesi demek, besin zincirini tamamen değiştirmektedir. Bu nedenden ötürü bazı canlıların yok olması, bazı hayvanların sayısını artırarak yeni dengesizlikler oluşmasına neden olmaktadır.
Ekosistemin bozulmasında çevresel nedenlerden olan iklim, aşırı yağışlar ya da kuraklıklar olarak kendini göstermektedir. İki şekilde de ekosistem dengesi negatif şekilde etkilenmektedir. Kuraklıklar susuz kalan bitkilerin kurumasına, hayvanların ise yaşamlarını yitirmelerine neden olmaktadır. Bu kapsamda suyun azalması ekosistemlerin temel sorunlarından biridir. Su sadece çevresel nedenlerden değil beşeri sebeplerden ve aşırı kullanımdan ötürü de azalmaktadır. Bu neden yüzünden su kaynakları ekosistemlerin devamlılığı için ilk şartlardandır.
Ekolojik döngü içerisinde iklimlerin değişmesi de ekosistem bozumla nedenlerinden biridir. Bulundukları bölgedeki iklim değişikliğinden ötürü hayvanlar toplu olarak göçler gerçekleştirmektedir. Aynı şekilde insanlar da iklim sebebi ile yaşadıkları alanları terk edebilmektedir. Küresel ısınma, çağımızdaki en önemli iklim değişim nedenidir. Ancak küresel ısınma doğal yani çevresel faktörlerden ötürü oluşmamaktadır. Bu ekolojik bozukluk nedeni de aşırı sanayileşme başta olmak üzere insani nedenlerden biridir. Üstelik küresel ısınma yanında pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Ozon tabakasında açılan deliğin büyümesi neticesinde oluşan ekosistem bozulmaları kutupların giderek ısınması ile sonuçlanmaktadır. Bu kapsamda kutup ekosisteminde yaşamaya elverişli olan hayvanların soyları tehlike altına girmektedir.
Ayrıca kutupların erimesi, oldukça yüksek sayıda buzların çözülmesi anlamı taşımaktadır. Gelecek kuşaklar kutupların erimesinden sonra artan deniz suyu yüzünden tatlı su konusunda büyük ihtimalle sıkıntılar yaşayacaktır. Ekolojik bozuklukların önüne geçilebilmesi ve döngünün kendini yenileyebilmesi için beşeri faktörler konusunda bilinç sağlanması şarttır. Bu sayede popülasyonların yeniden varlıklarını devam ettirebilir hale geleceği düşünülmektedir.
Kaynak: MsXLabs.org
BAKINIZEkoloji Bilimi
Besin Zinciri ve Enerji Piramidi
Çevre ve Ekoloji Haberleri
Çevre Bilimi Nedir?
Ekoloji ve Çevre Hakkında Makaleler
Çevre Nedir? Çevre Hakkında Genel Bilgiler
Son düzenleyen Safi; 21 Şubat 2019 00:13