Arama

Akgün Akova

Güncelleme: 24 Ağustos 2009 Gösterim: 4.586 Cevap: 3
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
13 Kasım 2006       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
akgakova 1962'de Sakarya Akyazı’da doğdu. Lise öğrenimini Gebze’de, üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nü bitirdi. İlk şiiri 1984'te Milliyet Sanat Dergisi’nde yayınlandı. Ardından peşpeşe şiir kitapları geldi. Bazı şiirleri İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Boşnakça’ya çevrildi. Ataol Behramoğlu, onun şiiri için, "1980’li yıllara özgü külhani bir edanın özgün, başarılı sentezi. Neredeyse her dizeden taşan dizginsiz bir yaşama sevinci, gençlik ve enerji dolu şiirler" değerlendirmesini yapıyor.

Sponsorlu Bağlantılar


ESERLERİ

ŞİİR:
Sansüttürme Şair Abüüü (1991)
Pepetye (1992)
Baba Bana Bağırma (1994)
Aşk ve Kuyrukluyıldız (1997)
Seçme Şiirler (1998)

DENEME:
Güzel Atlar Ülkesi (1996)
Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü (1997)
Elimi Tut Yeter (1998)

ÖDÜLLERİ:
1998 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü
, "Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü" ile

.
Son düzenleyen Kral_Aslan; 31 Ocak 2008 12:15
Biyografi Konusu: Akgün Akova nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #2
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi
BARIŞ NEDİR
SEVGİLİM
Sponsorlu Bağlantılar

barış nedir sevgilim
biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış
yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun
söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa
söyle sevgilim
de ki
tünediği balkon uçuruma düşen yavru bir kuştur barış
saatçiyi hapse attıkları için kurulamayan bir meydan saati
ayağımızdaki paslı çiviyi bacağımızı keserek çıkaran bir melek
de ki
aptalların türküsü
oyuna getirilenlerin ülküsüdür barış
dişleri sökülmüş Asya kaplanıdır kapitalizmin sirkinde
de ki sevgilim
içine bayat pil konmuş el feneridir barış
fosforlu izleridir bayrakların üzerinde gezen salyangozların
barış düşsel beyaz buluttur bir kaleye çarpıp dağılan
kör bir toplumun tehdit dolu yazılarla kirlettiği bir defterdir
barış
kendinde bulamayıp başkalarında aradığıdır insanın
barış
halkının üzerine devrilen bir devlettir zor dönemeçlerde
açılmadığı için posta kutusunda ölen bir mektuptur barış
patlayıp seyircileri öldüren bir futbol topudur son dakikada
bunların hiçbiri
hiçbiri değilse barış
söyle sevgilim
savaşın düş kurduğu yerlerde
hangi yüzsüzün uydurduğu bir sözcüktür
şu dillerden düşmeyen barış
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
11 Ağustos 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Eleni

Eldivenleri ertele, ellerin kar görsün
Korkma buralarda ısırgan büyümez şubat ortası
Şimdi n'oluyor sen gidiyorsun, yoksun, seni eksiksemeyi
Bırakıyorum bir kenara
Ellerini bıraktığımı sanma söyle hangi gün bıraktım
Seni sevmeyi bıraktım mı bir köpek gibi ölürüm çünkü
Çöp kutularının dibinde gelincik arayan toza bulalı
Bir köpek gibi
Ardından yalnızlık vurdu başıma bir Rum güzeliyle yattım
Uçurumu sarışın, manastırı sarışın, adı Eleni
Eleni büyük bir rakı gibi, içtin mi şaşırtıyor
Eleni Kızkulesi
Eleni kiralık katil
Eleni çalar saat
Sonra yok daha neler Eleni
Yapma Eleni yeter
Yeter dedim Eleni görmüyor musun şiir yazıyorum
Ne zaman geldin sen ayak seslerini duymadım
İstersen git odalara bir bak sana alışsınlar
Dünya hali bu
Ucunda kalmak da var bir gün tek başına
Tek başına Eleni
Çoğulluğu kim bombardıman etti
Kim Eleni

Akgün Akova

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
24 Ağustos 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Caz Çiçeği

Bilinmez, belki son öpüşümdür bu seni
Bir kadına bir nehri son ekleyişim
Bilinmez, bahçene ektiğim son çiçek hırsızıdır bu

Bomba konmuş tren istasyonlarına

Arzunun titreyen yollarına

Son adım atışım, belki bu da bilinmez

Bilinmez, baharın ensesine bir kuşun

İlk kurşun sıkışıdır bu

Bir kedinin yağmurda ilk yıkanışı

Bir kadını merdivene ilk benzetişim, sen gidiyorken

Arka sokak otellerine ilk rastlayışı bir sarayın

Güzelliğin aynaları tehdit ediyor sevgilim

Hüzünü unutuşun bu gece, belki sözü edilmez

Bilinmez, belki yanıbaşımdadır o kaygan sevdan

Bu şiir kuştüyü elini ilk özleyişimdir senin

( Sanki ilk sendin bu kanayan alnıma duran

Çarpışan gemilere adını verdiğim ilk sendin

Ardından kırık camlara çizdiğim

Bir Piaf şarkısı geçerken parmak ucumdan

Anladım ki ilk sendin

Caz çiçeğim,

Nasıl denir

İçimde çatal mısın bıçak mısın bilinmez )


Akgün Akova

(Adam Sanat, Ağustos 1994)

Benzer Konular

26 Şubat 2008 / KisukE UraharA Spor tr
23 Eylül 2008 / KisukE UraharA Siyaset ww
24 Ocak 2013 / Efulim Sinema tr
10 Temmuz 2015 / Hera Spor tr
3 Ağustos 2015 / Hera X-Sözlük