Arama

Ahmet Telli

Güncelleme: 12 Temmuz 2011 Gösterim: 32.293 Cevap: 11
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
13 Kasım 2006       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
1946’da Çankırı’nın Eskipazar ilçesinde doğdu. Hasanoğlan ve Pazarören öğretmen okullarında eğitim gördü. Bir dönem köy öğretmenliği yaptı. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirdi. Anadolu’da çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. 12 Eylül’den sonra uzunca bir süre tutuklu kaldı. 1960 sonrası toplumcu gerçekçi şiirimizin ikinci kuşağında yer alan özgün şairlerden. İsmet Özel'den sözcük seçimi ve ses tonu bakımından etkilendi. Romantik ve başkaldırıcı şiiriyle bir yandan da Attilâ İlhan'a yakın durduğu söylenebilir.

Sponsorlu Bağlantılar


ESERLERİ

ŞİİR:
Yangın Yılları (1979)
Hüznün İsyan Olur (1979)
Dövüşen Anlatsın (1980)
Saklı Kalan (1981)
Su Çürüdü (1982)
Belki Yine Gelirim (1984)

ÖDÜLLERİ

1980 Toprak Şiir Ödülü Hüznün İsyan Olur kitabı ile (Metin Altıok’la paylaştı)
1982 Yazko Şiir Özendirme Ödülü Saklı Kalan ile

.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 29 Ocak 2008 19:44
Biyografi Konusu: Ahmet Telli nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
ReaLin - avatarı
ReaLin
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #2
ReaLin - avatarı
Ziyaretçi
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME

Sponsorlu Bağlantılar
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de

Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece

Her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece

Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğime
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Temmuz 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Özletiyor Seni Bu Yağmurlar

Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün

Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları

Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini

Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir

Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan

Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun


Ahmet Telli
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Temmuz 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Özlemedim Seni


Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım


Ahmet Telli
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Temmuz 2009       Mesaj #5
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Sevdiğim şairlerden birisidir Ahmet Telli...

ACININ MİLADIYLA

Acının miladıyla başlayan bir hikayedir bu.
Yaşayıp gelmişiz ormanlar bir yanarak ,
Her dönemeçte uğultulu uçurumlar ,
Her şafakta uzun uzun köpek ulumaları ...
Ey masalcı !
Otur şu geyik postuna
ve anlat şimdi bütün bunları ...

Önce yaşadıklarımızı koy ortaya ,
Hatamızı ve sevabımızı anlat !
Görelim nelere kahretmişiz bunca zaman ...
Nelere göğüs germişiz görelim bir bir
Bedeli ödenmiş midir şafağın, bilelim !
Yaşamak ...
Yeni acılara sürgün etse de bizi .

Hayatımız göründüğü kadar basit değil.
Ama anlaşılmaz gibi de değil öyle .
Çoğunu unuttuk belki şimdiden,
Belki bitti birtakım bekleyişler !
Umutlar da bitti bir zaman, sevgiler de ...
Ama unutmayalım !
Zulüm de biter hayatımızda...

Ahmet Telli
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Temmuz 2009       Mesaj #6
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Bir tane daha gelsin...

SÖZ DE SARARIR...

Olur, aramam seni ve kimseyi
Anıları pas tadında bırakırım.
Konuşacak ne kaldıysa kalsın!
Susmaktır birşeylere saygılı kılan.

Ayrılık da bir olanaktır bilirsin.
İnce bir sis, bir hüzün örtüsü...
Dumanlı bir ıslık yakışır şimdi,
Dudaklarıma, bırakıp giderim.

Söz de sararır biterken bir aşk
Kediye iyi bak, çiçekleri sula
Diyorsam da aldırma sözlerime
Alışkanlık işte başka birşey değil
Söz de sararır biterken bir aşk...

Ahmet Telli
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
29 Temmuz 2009       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Soluk Soluğa 1

Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı
Ama atıldı yine de serüvenlere
Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya
Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı.

Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı
- ki onlar daima birer yalnızdılar

Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup
Gitmişti o kentten anımsamıyor artık
Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve hala
Sürüp gider mi ilk öpüşmenin esrikliği
Gizlice buluşmaya gelen ve ölürcesine
Korkular geçiren o kız nerededir şimdi
Sensiz olursam yaşayamam diyen
O liseli kız hangi kentte kaldı
Ve o sarışın
O afeti devran bekler mi hala
Atlas yataklara sererek yaşamanın anlamını

Üşüten bir acıydı belki her ayrılık
Her yolculuk yangınların başladığı yereydi
Ama vakti olmadı hesabını tutmaya
Aşkların, ayrılıkların ve acıların

İstese de kalamazdı vakti gelince
Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda
Yürek burkulması ve hüzün ve keder
Aralıksız doldururdu acıların bohçasını
Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği
İçinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi
Ay bile soğuktur o zaman
Bir buz parçasıdır
Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara
Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler

Biraz da serüvendi yaşamak
Belki yatkındı büyük yolculuklara
Ki serüvenler daima büyük aşklar
Ve büyük yolculuklarla başlar

Anıları aşkları ve bir kenti
Bırakıp gidebilirdi apansız
Apansız başlardı yolculuklar
Hangi saatinde olursa günün
Ve hep kar yağardı nedense
Durmadan kar yağardı yol boyunca
Ve nasılsa yok olup giderdi hüzün
Kent görünmez olunca arkada
Ne bir veda sözcüğü dökülürdü dudaklarından
Ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun

Ne zaman yollara düşse biterdi acılar
Gül yüzlü sular fışkırırdı toprağın karnından
Kavaklarsa oynak bir çingene kızı
Her kıpırdanışında açılıverir uzun ince bacakları

Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta
Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz
Ölümdür biraz hep aynı yatakta
Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak
Kitapları hep aynı raflara sıralamak
Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz
Soluk soluğa yaşamalı insan
Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli
Ve cehenneme dönse de bir ömür
Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün

Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı
Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre
Ölüme ve aşka durmadan kement atan
Serüvenlerle geçsin yaşamak

Buz tutmuş bir dünya ortasında
Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla
Önünde dağlar, uçurumlar
Sarsılan gök, yarılan toprak
Çelik uğultularla burgaçlanırken
Yaşamak işte öylesine kucaklardı onu
Ve her nasılsa keklik sekişli
Bir aşkın sevinci dolardı yüreğine
Çıkarıp atardı o zaman deli bir ırmağa
Ne kalmışsa bir önceki serüvenden

Soluk soluğa yaşadı kentleri, aşkları
Bağlanacak kadar kalmadı hiçbirinde
Pervasız bir acemi, bir çılgın
Soyu tükenen bir bilgeydi belki de...

O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe
Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey
Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı
Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında
Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki
Sevince deli gibi severdi
Pervasız severdi sevince
Dövüşmek ancak ona yakışırdı
Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar
Yoktu bağlandığı herhangi bir şey
Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından

Ne bilir ömrün değerini bir çılgın
Yalnızca kendini yaşamayı nereden bilebilir
Ve başarısız eylemler çağında o
Kaçabilir mi binlerce kez ölmekten

Yerleşik yargıları olmadı hiç
Kurmadı güzel gelecek düşleri
Nerede bir yangın, nerede tehlike
O mutlaka oradaydı birdenbire
Dinsizdi, özgür sayılırdı belki
Ama bağlanmazdı özgürlüğe de
Hiçbir yerde yeterinden çok kalmadı
Beklemedi anılar sarnıcının dolmasını
Şikayetsiz yaşadı yaşadığı her günü
Yoktu yüreğinde pişmanlıkların izi

Ayrıntıların izi kalmamış artık
Üst üste yaşanmakta ayrılıklar
Ve bir bulut gibi sıyrılıp gidilmiştir
Dağların, denizlerin üzerinden

Geride kalan ne varsa soluktur şimdi
Titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir
O eski konaklar gibidir anılar
Gül bahçeleri, sessiz koru ve orman
Belki sağanak boşanır apansız
Yüzyıllık bir yağmur başlar
Ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar
Yok olup gider her şey, belki kül olur

Hırçın bir okyanustur yürek
Dar gelir ufuk ve mutluluklar çevreni
Anılarsa birer çıban izidir
Yaşanmaz onların ölgün gölgesinde

Durgun bir su gibi aktı mı yaşamak
Ve zaman uysal bir kısrak gibi dinginleşti mi
Anısız kalınmıyor artık ne yapılsa
Kuşatıyor yolları, aşkı ve ömrü
Bekleyişleri kemiren çakal sesleri
Oysa bütün köprüler yakılmalı ayrılık vakti
Ve herhangi bir şeyle eşit olmaksızın
Yollara düşülmeli habersiz ve sessiz
Çürük bir diş gibi kanırtıp kentleri
Dünyanın ağzını kanlar içinde bırakmalı

Bir ömrün olgunlaştıramayacağı
Acemilikler toplamı ve bir çılgın
Boyun eğmedi kendine bile
Seçme zorunda kalmadı yaşamayı

Nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana
Bağlanmadı kendine de ömür boyu
Dağlara tırmana atlar gibi
Soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı
Bir şahin gibi bulutlara kurdu
Dumanlı sevdaların yörük çadırını
Sıradan bir gezgin değildi hiç
Dövüşür gibi yaşadı yolculukları
Belki korkusuz sayılmazdı büsbütün
Korkardı korkulara düşmekten zaman zaman

Ve bütün gemileri yakıp
Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla
Mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri
Umutlardansa nefret etti daima

Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı
Ama atıldı yine de serüvenlere

Pervasız bir acemi
Soyu tükenen bir bilgeydi belki de

Ama bir şey vardı yine de
Başarısız ihtilallerden kendine kalan


Ahmet Telli
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
7 Ağustos 2009       Mesaj #8
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Unutma Dostumsun


Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar
Meşeler göğermiş diyorsun, varsın göğersin
Anlamını yitiren bir şeyler mi var şimdilerde
Yazdığım şiirlere yabancıyım, sokaklara yabancıyım
Taşı delemiyor bir çığlık ve apansız
Su oluyorum ipince, kendime sızıyorum
Dünya yetmiyor bazan, bırakıp gidebilir miyim?
Kuşları ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun!
Efkar da yakışırdı sana, ilk kadeh kekik kokardı
Unutalım mı şimdi kente indiğimiz o ilk günü
Sabahlara kadar okuduğumuz o kitapları
Sabahlara kadar düşüncelerimizde yaşattığımız hayallerimizi
Kar aydınlığında yürüdüğümüz o yolları
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam mektup yazarım dağlar kadar
Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun
Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim!


Ahmet Telli
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #9
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Anladım

Bulutları düşünüyorum, kuşları ve aşkı
Tarihleri var da onların, hatta anıları
Vatanları olmadı hiç bir zaman, ki onlar
Ayışığına karıştılar yeryüzünden göçerek

Ve bırakarak metal bir uygarlığı geride

Anladım ayaklarımın altındaki dünya değil
Çocuk sevinçleri, ipinden koparılmış uçurtmalar
Bulutu ve suyu izliyor soluk bir sonsuzluk
Anladım yüreğimdeki rüzgarla sürükleniyorum

Üşüdüğümü unutuyorum, yalnızlığımı da
Yasaksa artık bu ülkeden çıkmamız
Vatansız olduğumuzu bilelim diyedir
Mayınlayarak ömrümüzün kalan kısmını

Anladım vatansızlıktır bir şaire yakışan.



Ahmet Telli
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
30 Kasım 2010       Mesaj #10
pesimist - avatarı
Ziyaretçi

Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım

Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle

Ahmet Telli

Benzer Konular

30 Kasım 2009 / ThinkerBeLL Sanat
9 Eylül 2011 / BYAYD SPEOPLE Sanat
9 Mart 2010 / Misafir Sanat
8 Ağustos 2015 / nötrino Edebiyat
3 Ağustos 2015 / Safi X-Sözlük