Arama

Gabriele D'annunzio

Güncelleme: 30 Aralık 2011 Gösterim: 4.049 Cevap: 2
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
16 Ocak 2008       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
(1863-1938)
Zengin bir köylü ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Gabriele D'annunzio, ilköğrenimini Roma'da tamamladı. 1881 yılından itibaren serbest yazarlık, gazetecilik ve siyasetle uğraşmaya başladı. D'Annunzio'nun yaşama üslubu, halksal olan her şeyi hor gören, yalnızca kendine ön haklar tanıyan, iktisadi bakımdan güçsüzlere ve ezilenlere güç ve baskı kullanmayı onaylayan, aristokratik bir estetizmin damgasını taşır. 1. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında giriştiği şovenist propagandayı daha da ilerletmiş ve askeri eylemlere katılmıştır. Viyana üstünden uçarak Fiume'nin alınışına katıldığı sırada gözünü kaybederek kendinden söz ettirdi. 1924'ten sonra Montenevoso Prensi oldu. Faşistlerin iktidara gelişini büyük bir coşkuyla selamlarken Mussolini'yi kendi milliyetçi görüşlerinin uygulayıcısı olarak gördü. Edebi yaratımlarında ise, D'Annunzio, Avrupa'daki çökmüş sanatın çok yönlü anlatım araçları ile temalarını kendinde özümsemesini bilmiştir. İç yaşantı ile seçimde bulunma ilkesinden yoksun olması yüzünden, sanatı genellikle eklektik ve parlak, dili ise insani sıcaklıktan uzak kalmıştır. "İlkbahar", "Yeni Şarkılar" ve "Bakire Toprak" adlı eserlerinde olduğu gibi gençlik şiirleri de Carducci ile Verizmo'nun etkisinde yazılmış olup yer yer melankoliye karşın sağlıklı ve anlamlı bir canlılık gösterir.
Sponsorlu Bağlantılar

D'Annunzio'nun, Fransız natüralizminin toplumsal içeriğini gözetmeksizin, yalnızca teknik-üslup özelliklerini kendisine örnek olarak alan ilk düzyazı çalışmaları, kendi memleketinden motifler işler. D'Annunzio, ilerleyen yıllarda kendi döneminin moda akımlarına peş peşe öykündükten sonra, en sonunda Nietzche'nin üst-insan felsefesini kabullenir. Buradan ulusal önder olarak şairin rolü ile ayrıcalıklı kişilerin ahlakdışı kalmaya haklı oldukları görünüşünü çıkaran yazar, yapıtlarını da bu görüş üzerine kurmaya özen gösterir. "Taştan Genç Kadınlar", "Ateş" gibi yapıtlarından da anlaşıldığı üzere hiçbir yapıtında güçlü bir yapıya, doğrudan eyleme ve insani kişiliklere rastlanmaz.

Şiir yaratımlarının doruk noktasını üç kitaplık "Şarkılar" oluşturur. Şair burada dil ve ölçü araçlarını ince bir biçimde kullanır. Tragedyaları ise, dramatik bir anlayış olmaksızın ard arda getirilmiş şatafatlı tablolardan oluşur. D'Annunzio'nun kamu gözünde olağanüstü bir başarıya ulaşmasının asıl nedeni, İtalya'nın iktisadi ve siyasal güçsüzlüğüyle yüz yüze kalmış bir İtalyan burjuvazisinin hastalıklı bir şekilde abartılmış beklentilerine, ulusal bir büyüklük ve bireysel bir kendini doğrulayış kazandırmış olmasından kaynaklanır. Faşizmin, milliyetçiliğin ve sömürgeciliğin geride bırakılmasından sonra, bu düşüncelere bel bağlayan yazarın da saygınlığı tartışılır olmuştur.

Gabriele D'Annunzio'nun edebiyat tarihine en büyük katkısı sanattan ve eleştirel gerçeklikten edindiği deneyimleri, İtalyan edebiyatının bölgesel geri kalmışlığının aşılmasında kullanmış olmasıdır. Yazar 1938'de Gordone'da yaşamını yitirmiştir.

Eserleri
Roman: Masumlar (L'lnnocenti, 1891), Ölümün Zaferi (Trionfo della morte, 1893), Taştan Genç Kadınlar (Le vergini delle rocce, 1896), Ateş (II Fuoco, 1900), Ölümün Bakışı (Contemplazione della morte, 1913), Solus ad solam (1939)
Şiirler: İlkbahar (Primo vere, 1878), Yeni Şarkılar (Canto novo, 1882), Şiirsel Intermezzo (Intermezzo di rime, 1883), Bakire Toprak (Terra vergine, 1884), Roma Elejileri, 1892), Şarkılar (Laudi, 1903-1904), Alcyone (1904),
Öyküler: Pescara Öyküleri (Novelle della Pescara, 1902), Belki Evet Belki Hayır (Force che si, forse che no, 1909)
Oyunları: Ölü Kent (La citta morte, 1897), La Gioconda (1898), Francesca di Rimini (1901), Iorio'nun Kızı (La figlia di Iorio, 1904), Gemi (La nave, 1907)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 24 Nisan 2009 20:04
Biyografi Konusu: Gabriele D'annunzio nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
9 Mayıs 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Gabriele D'Annunzio
Sponsorlu Bağlantılar

Doğum: 1863, Franca-villa/Pescara
Ölüm: 1928, Cargnacco/Gardone
İtalyan yazar.

Henüz lisede okurken yayımladığı "Primo Vere" adlı şiir kitabıyla büyük ilgi uyandırdı. 1881-1889 yılları arasında Roma'da gazetecilik ve moda yazarlığı yaptı. Kendine geniş bir çevre edindi ve sosyeteye girdi. 1897'de siyasal yaşama atıldı ve parlamento üyesi oldu. I. Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katıldı. Savaş alanındaki çılgınca bireysel girişimleriyle ulusal bir kahraman, bir efsane kahramanı durumuna geldi. 1921'de Garda Gölü'nün kıyısındaki, hükümetçe emrine verilen bir villaya yerleşerek yaşamının sonuna değin burada kaldı.

İtalyan faşizminin yükseliş yıllarında koyu bir faşizm ve Mussolini yanlısı oldu. Son yıllarını yalnızlık içinde geçirdi. Annunzio'nun ilk şiir kitapları "Primo Vere" ve "Canta Novo" (Yeni Şarkı) büyük ölçüde G. Garducci'nin etkisi altında yazılmıştır. Gerek bu iki kitabında gerekse bunları izleyen ve verismo akımının etkisi görülen "Terra Vergine" (El Değmemiş Topraklar) adlı öykü kitabında henüz sağlıklı ve yaşam sevinci dolu bir yaklaşım görülür. 1889'da yayımlanan ve onu üne kavuşturan "İl Piacere" (Şehvet) adlı otobiyografik romanında, soylu bir Romalı gencin karmaşa içerisindeki duygusal yaşamını sergiledi. "Romanzi della Rosa" (Gül Romanları) diye adlandırdığı bu otobiyografik diziyi "L'İnnocente" (Masumlar) ve "Trionfo della Morte" (Ölümün Zaferi) adlı romanlarla tamamladı. Bu yapıtlarında erotizmi, cinsel zevkleri ve tutkuları işledi, yüceltti. Roma dönemi şiirlerinde çöküş (décandence) edebiyatının etkileri görüldü.

Annunzio, ardı ardına zamanında moda olan bütün edebiyat akımlarından esinlendi. Nietzsche'nin yapıtlarıyla yakından ilgilendi ve onun görüşleri sonraki tüm yapıtlarını olumsuz yönde etkiledi. Nietzsche'nin "Üstün İnsan" felsefesinden hareket ederek burjuva ahlâkına karşı çıktı. "Üstün İnsan" olarak gördüğü şairin ayrıcalıklı bir yeri olduğuna ve yetkin bir yapıt yaratmak için iyi-kötü ayrımı yapmadan yaşamın kendisine sunduğu her şeyi tatması gerektiğine inandı. Buna karşılık 1894'te tanıştığı ünlü opera sanatçısı Eleonora Duse ile olan ilişkisi, sanatına yeni esinler kazandırdı. "İl Fuocco" (Ateş) adlı romanı bu aşk serüveninden kaynaklanır. En iyi tiyatro oyunlarından biri olarak kabul edilen "La Figlia di Jorio"yu (Jorio'nun Kızı) da yine bu ilişkinin etkisiyle yazdı. Annunzio, İtalyan dilini büyük bir ustalıkla kullanmıştır, ama bu ustalığın gerisinde çoğu zaman özle ilgili bir boşluk, bir hiçlik göze çarpar. Yaşadığı sürece yapıtları ve kişiliğiyle büyük ün yapmış, ölümünden sonra, özellikle İtalyan faşizminin ve sömürgeciliğinin çöküşüyle birlikte çok çabuk unutulmuştur.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Aralık 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
doneminin en iyi capkini
onun hem sosyete hayatinda hem de siyasi hayatinda o bastan cikarici sesinin rolu cok cok buyuk