Arama

Eleştiri Nedir?

Güncelleme: 1 Nisan 2013 Gösterim: 23.842 Cevap: 5
HipHopRocK - avatarı
HipHopRocK
Ziyaretçi
20 Nisan 2009       Mesaj #1
HipHopRocK - avatarı
Ziyaretçi
Eleştiri

Sponsorlu Bağlantılar
Tanımı

Bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve yapıtlarını konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir. İster şahsi zevklerle ister estetık prensiplere gore sistemli bır sekilde degerlendirmedir. Nazmın kusurlarını bildiren ilim olarak da bilinir. Yazar; objektif olmalı; eseri dikkatle varsangel ( adem ) inceleyebilmeli; analiz ve yorumlayabilmeli, geniş açılarla geniş bir bilgiyle ve hassasiyetle eseri degerlendirme kabiliyetine sahip olmalıdır. Eleştiri okulları üçe ayrılır: yansıtma, yaratma, dil. Yansıtma, eserin doğaya benzediğini savunur. Yaratma, eserin iç dünyasıdır, yani sanatçıdır. Dil ise, Rus biçimcilerinin yöntemidir ve eseri dil sistemi olarak görür.

Türkiye'de Eleştiri

Tanzimat dönemi Romantik eleştiri yazarları Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamid; Realist eleştiriciler Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murat'tır. murat karakoç
Servet-i fünun döneminde, Cenap Şahabettin intikad (sahte parayı gerçeğinden ayırmak) anlayışıyla tenkit eder. Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit dönemin eleştiricileridir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'le başlar. İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir.
Sistematik eleştirmenler Asım Bezirci, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk bağımsız yöntemi geliştirdi. Sabahattin Eyüboğlu ile Vedat Günyol hümanist eleştirmenlerdir. Çağdaş eleştirmenler Mehmet Kaplan, Tahsin Yücel,Adem Serin,Özkan Çam,Akşit Göktürk, Şara Sayın, Ünsal Oskay, Murat Belge, Orhan Burian, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet Doğan, Bedrettin Cömert, Enis Batur, Nihat Sami Banarlı, Cemil Meriç, Kenan Akyüz, Melih Cevdet, Konur Ertop, Orhan Şaik Gökyay, Alpay Kabacalı, Cevdet Kudret, Agah Sırrı, Berna Moran, Rauf Mutluay, Yaşar Nabi, Ahmet Oktay, Atilla Özkırımlı,Nermi Uygur ve Fuad Köprülü.



Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
20 Haziran 2009       Mesaj #2
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Eleştirinin belirleyici özellikleri nelerdir?
Düşünsel plânla yazılır.
Sponsorlu Bağlantılar
Konu, yazının sonuna dek değerlendirilmesi yapılan esere bağlı kalmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır.
Yazar, yargılarında belirli ölçülere bağlı kalmalı, eleştirileri nesnel olmalı, beğendim, hoşuma gitti,… gibi öznel değerlendirmelerden kaçınmalıdır. Bunun yanında eleştiri yazısını okutacak olan elbette eleştiri yazarının kendine özgü konuyu ele alış biçimi, kendine özgü yorumlayışı ve anlatımındaki üslûbudur.
Eleştirisi yapılan çalışma, bütün boyutlarıyla ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Alanındaki diğer çalışmalarla karşılaştırılarak bu türe kattıklarıyla, kendisinden beklendiği halde katamadıklarıyla ele alınmalıdır.
Bu da gösteriyor ki eleştiri yazarı, her konuda eleştiri yazısı yazamaz, ancak uzmanı olduğu alanda yazabilir. Eleştiri yazarının alan bilgisi, eleştirdiği çalışmayı yapanın alan bilgisi ile en azından aynı düzeyde olmalıdır.Anı Mektup Biyografi Günlük Roman Tiyatro Fıkra Röportaj Makale Eleştiri Haber Yazısı Deneme Gezi Yazısı Söyleşi

Son düzenleyen ener; 2 Ağustos 2011 16:05 Sebep: Özel karakterler silindi.
Tykhe - avatarı
Tykhe
VIP Tinky Winky
29 Haziran 2011       Mesaj #3
Tykhe - avatarı
VIP Tinky Winky
ELEŞTİRİ(TENKİT)

Eleştiri de temeli düşünce olan yazı türüdür. Konu sınırlaması yoktur. Sanat, edebiyat ya da düşünce yazılarının içeriği ile bu içeriğin işlenişini, değerli ve değersiz yönlerini ortaya koyan bir yazı türüdür. Yazarın yazıyı kendine göre, yazıyı ilgilendiren topluma göre, kendi alanındaki diğer çalışmalara göre değerlendirdiği yazılardır.

Bir eseri değerlendirme amacıyla yazılan yazılara eleştiri denir.Eleştiride eserin yada sanatçının gerçek değerinin belirtilmesi amaçlanır.

Eleştirmeci,bir sanat eserinin gerçek değerini,özünü yapılışını,değerli-değersiz yanlarını ortaya koyar.Eleştirmecinin görevi güzellik yaratmak değil,yaratılmış güzelliği yargılamak,okurlara tanıtmaktır. Eleştiriler; okura dönük eleştiri,topluma dönük eleştiri,sanatçıya dönük eleştiri,yapıta dönük eleştiri… olmak üzere türlere ayrılır.
Herhangi bir kişiyi, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve yapıtlarını konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir.ister şahsi zevklerle ister estetık prensııplere gore sıstemlı bır sekılde degerlendirmedir.nazmın kururlarını bildiren ilim olarakda bilinir.yazar; objektif olmalı eseri dıkkatle ınceleyebılmelı; analiz ve yorumlayabılmelı, geniş açılarla geniş bir bilgiyle ve hassasiyetle eseri degerlendirme kabibiliyetine sahip olmalıdır. Eleştiri okulları üçe ayrılır: Yansıtma, yaratma, dil. Yansıtma, eserin doğaya benzediğini savunur. Yaratma, eserin iç dünyasıdır, yani sanatçı. Dil ise, Rus biçimcilerinin yöntemidir ve eseri dil sistemi olarak görür.
Türkiye’de Eleştiri

Tanzimat dönemi Romantikleri Şinasi, Namık Kemal, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid; Realistleri Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murad’tır.
Serveti Fünun döneminde, Cenap Şahabettin intikad (sahte parayı gerçeğinden ayırmak)anlayışıyla tenkit eder. Halit Ziya, Mehmet Rauf, Nabizade Nazım, Hüseyin Cahit dönemin eleştiricileridir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’le başlar. İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir.
Sistematik eleştirmenler Asım Bezirci, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk bağımsız yöntemi geliştirdi. Sabahattin Eyüboğlu ile Vedat Günyol hümanist eleştirmenlerdir. Çağdaş eleştirmenler Mehmet Kaplan, Tahsin Yücel, Akşit Göktürk, Şara Sayın, Ünsal Oskay, Murat Belge, Orhan Burian, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet Doğan, Bedrettin Cömert, Enis Batur, Nihat Sami Banarlı, Cemil Meriç, Kenan Akyüz, Melih Cevdet, Konur Ertop, Orhan Şaik Gökyay, Alpay Kabacalı, Cevdet Kudret, Agah Sırrı, Berna Moran, Rauf Mutluay, Yaşar Nabi, Ahmet Oktay, Atilla Özkırımlı, Nermi Uygur ve Fuat Köprülü.

Dünya edebiyatında Boielau, A. France, Türk edebiyatında ise Mehmet Kaplan, Nurullah Ataç, Cemil Meriç ve Hüseyin Cahit yalçın eleştiri türünün önemli temsilcileridir. Edebiyatımızdaki ilk eleştiri Namık Kemal’in Tahrib-i Harabat’ıdır.


Eleştirinin belirleyici özellikleri nelerdir?
• Düşünsel plânla yazılır.
• Konu, yazının sonuna dek değerlendirilmesi yapılan esere bağlı kalmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır.
• Yazar, yargılarında belirli ölçülere bağlı kalmalı, eleştirileri nesnel olmalı, “beğendim, hoşuma gitti”… gibi öznel değerlendirmelerden kaçınmalıdır. Bunun yanında eleştiri yazısını okutacak olan elbette eleştiri yazarının kendine özgü konuyu ele alış biçimi, kendine özgü yorumlayışı ve anlatımındaki üslûbudur.
• Eleştirisi yapılan çalışma, bütün boyutlarıyla ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Alanındaki diğer çalışmalarla karşılaştırılarak bu türe kattıklarıyla, kendisinden beklendiği halde katamadıklarıyla ele alınmalıdır.
Bu da gösteriyor ki eleştiri yazarı, her konuda eleştiri yazısı yazamaz, ancak uzmanı olduğu alanda yazabilir. Eleştiri yazarının alan bilgisi, eleştirdiği çalışmayı yapanın alan bilgisi ile en azından aynı düzeyde olmalıdır.
Anı Mektup

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Vefa sadece boza değildir.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
2 Ağustos 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Eleştri Nedir?

Sanat yapıtlarını tanıtmak, açıklamak, sınıflamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazıların tümüne verilen ad; tenkit. Edebiyat eleştirisinin tarihi ilkçağlara kadar götürülebilirse de bir yazı türü olarak 19. yüzyılda geliştiği bilinmektedir. Platon'un güzel sanatlar ya da şiir üzerine düşünceleri daha çok kuramsal niteliktedir. Bu konudaki düşünceleri sistemleştiren Aristoteles de ustasının izinde yürümüş, felsefenin sınırları içinde estetik açısından "güzel" ve "güzellik" kavramları üzerinde durmuş, sanatın ne olduğunu açıklamayı amaçlamıştır. Rönesans'a kadar bu tutumda bir değişiklik görülmez. Edebiyat eleştirisi yazma kurallarını, söz sanatlarını açıklayan, bu yolda öğütler veren bir bilgi dalı niteliğini taşır. Rönesans'taki eski yazarları değerlendirme eğilimi de, dilbilgisi sınırlarını aşamamıştır. Tek tek yapıtların, yazarların değişik açılardan ilk kez incelendiği 17. yüzyılda ise Aristoteles'in "Poetika"sı ile Horatius'un "Ars Poetica"sından çıkarılan kurallar, dogmalar biçiminde değer ölçütü sayılmış, farklılıklar göz önüne alınmadan her yapıta ve her yazara uygulanabileceği kabullenilmiş, ayrıca bir yapıt ahlâkî etkileri açısından değerlendirilmiştir. Bu tutuma tepkiler ve konulan kurallara karşı çıkışlar 18. yüzyılda görülür, 19. yüzyılda da bir sisteme oturtulur. Edebiyatın toplumbilimde veri olarak kullanılması, edebiyat tarihi çalışmalarının başlaması, eleştirel bir bakışı zorunlu kılmakta, edebiyat yapıtını oluşturan nedenleri açıklamayı gerektirmektedir. Bu nedenle klasisizme tepki olarak doğan romantizm, önce kalıplaşmış yargıları, tek ve değişmez sayılan değer ölçülerini zorlamıştır. Sanatın, dolayısıyla edebiyatın ne olduğu sorusuna aranan yanıtlar da bu yanıtlara bağlı olarak yeni değer ölçütlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu değer ölçütleri genel bir sınıflamayla,
1) Dış dünyaya ve topluma dönük eleştiri;
2) Sanatçıya dönük eleştiri;
3) Okura dönük eleştiri;
4) Yapıta dönük eleştiri biçiminde kümelendirilebilir.
Bu bölümlemeye bağlı olarak tarih içinde, tarihsel eleştiri, toplumbilimsel eleştiri, sanatçıya dönük eleştiri, Marksist eleştiri, izlenimci eleştiri ve biçimci eleştiri anlayışları gelişmiştir. Tarihsel eleştiri, bir edebiyat yapıtının yazıldığı dönem ve koşullar göz önüne alınarak değerlendirilebileceği görüşüne dayanır. Toplumbilimsel eleştiri, edebiyat yapıtını toplumsal koşullara bağlı olarak değerlendirir. Marksist eleştiride sanatın bir üstyapı kurumu olduğu görüşüne dayanılarak, edebiyat yapıtının diyalektik yöntemle toplum yapısındaki sınıflaşma açısından değerlendirilmesi gerektiği savunulur. Sanatçıya dönük eleştiri, sanatçının kişiliğiyle yapıtları arasında sıkı bir ilişki olduğu ilkesine dayanır. İzlenimci eleştiride yapıtın uyandırdığı izlenim aktarılır ve öznellik ilkesi benimsenir. Biçimci eleştiri ise, her yapıtın kendine özgü yapısını aklamayı amaçlar. Türk edebiyatında geçmişte Batılı anlamda bir eleştiri anlayışı yoktur. Divan edebiyatı döneminde edebiyat ilimlerinden sayılan ilm-i nakd, Arap ve İran edebiyatından alınmış kurallarla şiirin iyisiyle kötüsünü ayırmayı amaçlıyordu. Buna göre öze girilmeden söz ve anlam sanatları, aruz, kafiye gibi söyleyişle ilgili değerlendirmeler yapılmaktaydı. Şuara tezkirelerinde bu tutumun dışına çıkılsa da basmakalıp yargılarla yetinilmekteydi. Bu açıdan Türk edebiyatında eleştiri tür olarak Tanzimat'tan sonra görülür. Düşünce cümlesini gerçekleştirerek yeni düzyazının gelişimine katkıda bulunan Şinasi, ilk eleştiri örneklerini de vermiştir. Ama Tanzimat'ta edebiyat eleştirisi asıl Namık Kemal'le başlamıştır. Eleştiri anlamında muaheze sözcüğünü seçen Namık Kemal, özellikle eski edebiyatı değerlendirir ve kendi edebiyat anlayışı açısından divan edebiyatının olumsuz yanlarını sergiler. Bu dönemde Ziya Paşa, Recaizade Ekrem ve Muallim Naci, eleştiri türünde ürün veren öteki yazarlardır. Ama Tanzimat eleştirisinin belli bir yönteme dayandığı söylenemez. Eleştiri yazıları divan edebiyatını kötüleyen ya da öven, Batı edebiyatından alınma yeni türleri ya da Batılı yazarları tanıtan yazılardır. Bu nedenle belirli bir yönteme dayanmaya çalışan, açıklama ya da yorumlama, değerlendirme işlevini üstlenen bir eleştiri anlayışı Edebiyatı Cedide döneminde gelişmiştir. Bu gelişim, Edebiyatı Cedidecilerin gerçekçilerden başlayarak çağdaşları simgecileri kadar Batı'yı hemen hemen günü gününe izlemelerinin sonucudur. Ayrıca Edebiyatı Cedideciler, Hippolyte Taine, Anatol France, Jules Lemaitre, Emile Faguet, Fréderic Brunétiére gibi değişik eleştiri yöntemleri geliştiren yazarlardan etkilenerek yeni tenkit anlayışlarını tanıtan yazılar da yazmışlardır. Bu alanda en iyi örnekleri dönemin salt eleştiriyle uğraşan tek yazarı Ahmet Şuayıp vermiştir. Özetlenirse, Türk edebiyatında bir tür olarak eleştiri, Batı'da ortaya çıkıp sistemleşen eleştiri anlayışlarının etkisinde gelişmiştir. Bu gelişim, birbiriyle zaman zaman kesişen iki ayrı çizgide sürmüştür: Edebiyat tarihi, inceleme ve araştırma alanında; yeni edebiyat akımlarının ilkelerinin, niteliğinin açıklanması ve savunulmasında. Yeni yayımlanan edebiyat yapıtlarını tanıtmayı amaçlayan eleştiri yazıları ise bu iki çizginin tamamlayıcısı durumundadır. Çağdaş eleştiri anlayışına uygun çalışmalarsa ancak 1940'tan sonra gelişmiştir.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
14 Mart 2013       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Eleştiri
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Hedeflenen öğeyi doğru ve yanlış yönleriyle tanıtmayı amaçlayabileceği gibi, bu öğenin doğru tanıtılmasını sağlamayı ve bir değerlendirmeyi de hedef alabilir. Edebiyat sorunlarını ve yapıtlarını konu alan inceleme, yorum ya da değerlendirme olarak da tanımlanabilir. İster şahsi zevklerle ister estetik prensiplere göre sistemli bir şekilde değerlendirmedir. Nazmın kusurlarını bildiren ilim olarak da bilinir. Yazar; objektif olmalı; eseri dikkatle inceleyebilmeli; analiz ve yorumlayabilmeli, geniş açılarla geniş bir bilgiyle ve hassasiyetle eseri değerlendirme kabiliyetine sahip olmalıdır. Eleştiri okulları üçe ayrılır: yansıtma, yaratma, dil. Yansıtma, eserin doğaya benzediğini savunur. Yaratma, eserin iç dünyasıdır, yani sanatçıdır. Dil ise, Rus bilimcilerinin yöntemidir ve eseri dil sistemi olarak görür.

Osmanlı'da Eleştiri
Tanzimat dönemi Romantik eleştiri yazarları Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamid; Realist eleştiriciler Samipaşazade Sezai, Beşir Fuad, Nabizade Nazım, Mizancı Murat'tır.

Servet-i fünun döneminde, Cenap Şahabettin intikad (sahte parayı gerçeğinden ayırmak) anlayışıyla tenkit eder. Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit dönemin eleştiricileridir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eleştiri Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'le başlar. İsmail Habip Sevük ve Ahmet Hamdi Tanpınar eleştiriyi edebiyat tarihi içinde ele alırlar. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin iki öznelci eleştirmendir.

Sistematik eleştirmenler Asım Bezirci, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk bağımsız yöntemi geliştirdi. Sabahattin Eyüboğlu ile Vedat Günyol hümanist eleştirmenlerdir. Çağdaş eleştirmenler Mehmet Kaplan, Tahsin Yücel,Adem Serin,Özkan Çam,Akşit Göktürk, Şara Sayın, Ünsal Oskay, Murat Belge, Orhan Burian, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet Doğan, Bedrettin Cömert, Enis Batur, Nihat Sami Banarlı, Cemil Meriç, Kenan Akyüz, Melih Cevdet, Konur Ertop, Orhan Şaik Gökyay, Alpay Kabacalı, Cevdet Kudret, Agah Sırrı, Berna Moran, Rauf Mutluay, Yaşar Nabi, Ahmet Oktay, Atilla Özkırımlı,Nermi Uygur ve Fuad Köprülü.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_İrem_ - avatarı
_İrem_
Ziyaretçi
1 Nisan 2013       Mesaj #6
_İrem_ - avatarı
Ziyaretçi
Eleştirir bir konu hakkında yorum..Bu yorum ''eleştiri'' sivri uçlu insanı rahatsız ettirebilecek bir yorum demektir..

Benzer Konular

21 Ekim 2009 / LaSalle X-Sözlük
2 Aralık 2007 / Demir YumruK X-Sözlük
17 Nisan 2010 / merve35353535 Soru-Cevap
22 Eylül 2013 / Heulwen Sosyal Ağlar
14 Mart 2013 / Misafir Taslak Konular