Farsça, İran'da konuşulan Hint-Avrupa dil ailesine mensup dildir. Farsi ya da Acemce de denir. Farsça, Hint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olan Hint-İran dillerinin İran öbeğine bağlı dildir. 3000 yıllık bir geçmişi vardır. Eski zamanın en büyük ve en sevilen dilidir Zamanla Fırat Nehri'nden Orta Asya, Çin ve Hindistan’a kadar uzanan geniş bir bölgeye yayılmıştır. İran’ın resmi dili ve Afganistan’ın iki resmi dilinden biridir. Günümüzde Pakistan, Hindistan, Irak, Tacikistan ve Kafkasyanın bazı yörelrinde bu dil halen yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Dinsel ve Kültürel Etkisi
Türk Dilinin en çok etkilendiği dil olup dilimize giren Arapça kelimelerin hepsi de Arapça'dan Farsça’ya giren kelimelerdir. Bu yapısalcı dil görüşünün fikir patenti Kaymakam Eyüp Sabri Kartal 'a ait olup kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. Bu görüşe göre;
1- Edebi kavramlar; (örneğin saçı sünbül ve yılana benzetmek, gözü nergise, yanağı güneşe, boyu selviye benzetmek vb...)
2- İrfanî ıstılahlar; (can, ayîn, çark, çile, destar, destegül, ham, harabat, ve keşkül gibi vb...)
3- Musiki kavramları; (neva, segah, çargah, beste, güfte, bestenegar, ahenk, buselik,vb...)
4- İsimler; (Nuşin, Nesrin, Bihter, Şadıman, Şadi, Şebnem, Turan, Agah, Baran, Nalan vb...)
5- Kuş isimleri; (şahin, bülbül, kumru, horoz, kuğu vb...)
6- Hayvan isimleri; (zurafa, sincap vb...)
7- Sebze isimleri; (yonca, yulaf, şahtere, havuç, turp, terhun, vb...)
8- Çiçek isimleri; (menekşe, lâle, sümbül, şebboy, zanbak, vb...)
9- Ağaç isimleri; (zeytin, serv, badem, vb...)
Farsça'nın Lehçeleri
Farsçanın üç Ana Lehçesi vardır (Bu lehçeler Siyasi sınırları da belirlemiştir.):
"Zira Fârisiyye-yi deriye ile lügât-i Arabiyye’nin ehl-i cennet lisânı olmakda iştirakleri vardır." Bu sebebdendir ki mesnevi farsça yazılmıştır. Türk Divan Edebiyatı'nın deve dişi gibi eserleri ya farisi ya da arabidir. Nitekim dini referanslarda gelir:
"İmam-ı Azam fetvasınca Fatihanın arapçasını bilmeyen namazda sadece farsça tercümesinin okunması caizdir."
denir.
Taciklerin konuştuğu Farsça Sovyet döneminde ayrı bir edebiyat dili haline gelmiş olup, geneli ile Farsçanın bir lehçesi olmasına karşın, ayrı bir dil sayılır. İranda ve Afganistanda Arap kökenli Fars Alfabesi kullanılırken, Tacikistan Kril Alfabesi kökenli Tacik alfabesi kullanılmaktadır. Üç lehçeyi biri biri ile karşılaştıracak olursak, Farklar azdır. Afganistanda kelimeler farklı söylensede aynen iranda yazıldıkları gibi yazılırlar. Tacikçede ise telaffuzdaki farklar yazıya da yansır.
Farsça - Afgan Farsçası (Derice) - Tacikçe - Türkçe sırasıyla karşılaştırınız:
Âb - Ow - Ob - Su,
Yek - Yak - Yak - Bir,
Şab - Şow - Şab - Gece,
Xâstan -Xwastan - Xostan - İstemek,
İstadan - Sitonidan - Stondan - Almak, Uzanıp almak,
Gereftan - Giriftan - Giriftan - Almak, Tutup almak, Tutmak,
Xaridan - Xaridan - Xardidan - Satın almak, Parayla almak,
Çand - Çand - Çand - Kaç,
Ku - Ku - Ku - Nerede, Hani?,
Çetor - Chitu - Chitur -Nasıl?
Görüldüğü üzere farsçanın üç lehçesinde sözcük bazında farklar oldukça azdır.
Farsça'da Sayılar:
Sponsorlu Bağlantılar
Türk Dilinin en çok etkilendiği dil olup dilimize giren Arapça kelimelerin hepsi de Arapça'dan Farsça’ya giren kelimelerdir. Bu yapısalcı dil görüşünün fikir patenti Kaymakam Eyüp Sabri Kartal 'a ait olup kaynak gösterilmeden alıntılanamaz. Bu görüşe göre;
- Türkler, yaygın olan kanaatin zıddına Araplardan ve Arapçadan ziyade Farslardan ve Farsça'dan etkilenmişlerdir. Hatta Farsi kültürden nerdeyse kendi kültürünü unutacak kadar etkilenmişlerdir.
- Temel Kavramların hepsi farsçadır.(-hanelerin hepsi (xâna: ev sözünden), namaz (namâz: ibadet sözünden), peygamber (payxâm: haber, söz, ileti sözü ile bordan:götürmek sözünden türemiş -bar ekinden, Payxâm+bar), abdest (âb: su ve dast:el kelimelerinden ele alınan su manasında), dost (dust: sevgili, yar kelimesinden), düşman (doshmân: yağı, düşman sözünden. Bu söz iki öğeden oluşur; birincisi dosh: Latincedeki/İngilizcedeki dis-ile aynı kökten gelen Hint-Avrupa kelimesidir. Anlamı karşı, aykırı, kötü'dür. İkinci öğesi ise mândan:kalmak, fiilinden mân, dolayısıyla doshmân karşıt kalan, aykırı kalan dolayısı ile de dost olmayan anlamında) can (jân: bedenin ayrılmaz parçası, ruh)), canan (jânân: sevgili, insanın kendi bedeninden ayrı göremeyeceği kişi) gibi temel kavramların hepsi Farsça’dır.)
- Osmanlı'da edebiyat dili Farsça idi. Mevlana eserlerini Farsça yazmıştır.
- Fars dilinde, 4250 tane Türkçe kelime vardır. Bu kelimelerin çoğu Azeri lehçesinden Fars diline geçmiştir.
- Farsça haftanın günlerı Shanba (cumartesi) Yekshanba(pazar) Doshanba (pazartesi) seshanba (salı) chehârshanba(çarşamba) penjshanba(perşembe) âdina (cuma) veya jum'a (cuma).
- Farsça bütün İran dillerinin en zengini denilebilir. Çünkü aralıksız edebiyat dili olma özelliği en az ikibin yıldır sürmektedir.
- Dilimize giren dini terimlerin tamamı Farsça'dır. Hatta Türklerin pek çoğunun mensup olduğu Hanefî Mezhebinin kurucusu Numan bin Sabit de Farsi'dir.
1- Edebi kavramlar; (örneğin saçı sünbül ve yılana benzetmek, gözü nergise, yanağı güneşe, boyu selviye benzetmek vb...)
2- İrfanî ıstılahlar; (can, ayîn, çark, çile, destar, destegül, ham, harabat, ve keşkül gibi vb...)
3- Musiki kavramları; (neva, segah, çargah, beste, güfte, bestenegar, ahenk, buselik,vb...)
4- İsimler; (Nuşin, Nesrin, Bihter, Şadıman, Şadi, Şebnem, Turan, Agah, Baran, Nalan vb...)
5- Kuş isimleri; (şahin, bülbül, kumru, horoz, kuğu vb...)
6- Hayvan isimleri; (zurafa, sincap vb...)
7- Sebze isimleri; (yonca, yulaf, şahtere, havuç, turp, terhun, vb...)
8- Çiçek isimleri; (menekşe, lâle, sümbül, şebboy, zanbak, vb...)
9- Ağaç isimleri; (zeytin, serv, badem, vb...)
Farsça'nın Lehçeleri
Farsçanın üç Ana Lehçesi vardır (Bu lehçeler Siyasi sınırları da belirlemiştir.):
- İran Farsçası,
- Tacik Farsçası
- Afganistan Farsçası (Deri Farsçası): Bu fars lehçesi Türkler tarafından özel ilgiye mazhar olmuştur.
"Zira Fârisiyye-yi deriye ile lügât-i Arabiyye’nin ehl-i cennet lisânı olmakda iştirakleri vardır." Bu sebebdendir ki mesnevi farsça yazılmıştır. Türk Divan Edebiyatı'nın deve dişi gibi eserleri ya farisi ya da arabidir. Nitekim dini referanslarda gelir:
"İmam-ı Azam fetvasınca Fatihanın arapçasını bilmeyen namazda sadece farsça tercümesinin okunması caizdir."
denir.
Taciklerin konuştuğu Farsça Sovyet döneminde ayrı bir edebiyat dili haline gelmiş olup, geneli ile Farsçanın bir lehçesi olmasına karşın, ayrı bir dil sayılır. İranda ve Afganistanda Arap kökenli Fars Alfabesi kullanılırken, Tacikistan Kril Alfabesi kökenli Tacik alfabesi kullanılmaktadır. Üç lehçeyi biri biri ile karşılaştıracak olursak, Farklar azdır. Afganistanda kelimeler farklı söylensede aynen iranda yazıldıkları gibi yazılırlar. Tacikçede ise telaffuzdaki farklar yazıya da yansır.
Farsça - Afgan Farsçası (Derice) - Tacikçe - Türkçe sırasıyla karşılaştırınız:
Âb - Ow - Ob - Su,
Yek - Yak - Yak - Bir,
Şab - Şow - Şab - Gece,
Xâstan -Xwastan - Xostan - İstemek,
İstadan - Sitonidan - Stondan - Almak, Uzanıp almak,
Gereftan - Giriftan - Giriftan - Almak, Tutup almak, Tutmak,
Xaridan - Xaridan - Xardidan - Satın almak, Parayla almak,
Çand - Çand - Çand - Kaç,
Ku - Ku - Ku - Nerede, Hani?,
Çetor - Chitu - Chitur -Nasıl?
Görüldüğü üzere farsçanın üç lehçesinde sözcük bazında farklar oldukça azdır.
Farsça'da Sayılar:
- 1-yek
- 2-do
- 3-se
- 4-çehâr
- 5-penc
- 6-şeş
- 7-heft
- 8-heşt
- 9-noh
- 10-deh
- 20-bist
- 30-si
- 40-çehel
- 50-pencah
- 60-şest
- 70-heftad
- 80-heştad
- 90-neved
- 100-sed, yeksed
- 200-divist
- 300-sised
- 400-çeharsed
- 500-pansed
- 600-şişsed,şeşsed
- 700-hefsed
- 800-heşsed
- 900-nohsed
- 1000-hezar
- renk-rang
- mavi-âbi
- kırmızı-qermez
- sarı-zard
- yeşil-sabz
- kahverengi-qahvei
- mor-banafş
- gri/boz-tusi/xakestari
- pembe-surati/panbei
- turuncu/portakalrengi-nâranji/porteqali
- beyaz-sefid/sepid
- siyah/kara-siyah/meşki
- kızıl-sorx
- lacivert-lâjvard
- âmeden: gelmek. kökü; amed
- reften: gitmek. kökü; rev
- buden: olmak. kökü; baş
- kerden: etmek,yapmak. kökü; kon
- şosten: yıkamak. kökü; şu
- dânesten: bilmek. kökü; dan
- porsiden: sormak. kökü; pors
- tevanesten: başarmak. kökü; tevan
- hasret keşid: özlemek,hasret çekmek. kökü; hasret keş
- neşesten: oturmak. kökü; neşes
- residen: yetişmek. kökü; res
- handen: okumak. kökü; han
- ders handen: araştırmak. kökü; ders han
- diden: görmek. kökü; bin
- Esm-e şoma çist?: Adınız nedir?
- Esm-e men ... est.: Benim ismin ... dır.
- Ehl-i to koca est?: Nerelisin?
- Halet çetor est?: Nasılsın?
- Çetori?: Nasılsın?
- Moteşekkirem.: Teşekkür ederim.
- Hubi?: İyi misin?
- Hubem.: İyiyim.
- Zebane farsi baladid? / Farsi midani?: Farsça biliyor musunuz? / Biliyor musun?
- Beli baladem. /Are midanam.: Evet biliyorum.
- Na heyr balad nistem. / Na ,nemidanem: Hayır bilmiyorum.
- Saet çend est?: Saat kaçtır?
- Aya saet çist?: Acaba saat kaç?
- Çend sal est?: Kaç yaşındasın?
- Se ruz a(-st) ke çizi naxordem: Üç gündür bir şey yemedim.
- Daste to dard nabina(-d): Elinize sağlık, Eliniz dert görmesin.
- Men to ra dust darem.: Seni seviyorum.
- Aya to zeban-i farsi ra dust dari?: Sen Fars dilini seviyor musun?
- Men zeban-i farsi ra dust darem.: Ben Fars dilini seviyorum.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...