Arama

Açık Bütçe Politikası

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 3 Haziran 2015 Gösterim: 5.238 Cevap: 1
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
24 Kasım 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Açık Bütçe Politikası
Devletin ekonomik durgunluğu ve işsizliği önlemek üzere bütçe açığını bir ekonomi politikası aracı olarak benimsemesidir. Açık veren ya da ekonomik politika çerçevesinde açık verdirilen bütçede kamu harcamaları ile normal devlet gelirleri (vergi, resim, harç, vb. ) arasındaki fark borçlanma ile karşılanır. Dolayısıyla munzam harcama karşılığı borçlanma olmaktadır. Borçlanma yolu ile devlet harcamalarının ekonomik etkileri, borcun kimlerden alındığına bağlı olarak değişiklik gösterir.
Sponsorlu Bağlantılar

Borçlanma Merkez Bankası’ndan yapılıyorsa, bu emisyona, munzam para arzına yol açar. Merkez Bankası’ndan alınan borç ödenmeyebilir. Özel ekonomi birimlerinden yapılan borçlanmanın vadesi geldiğinde ödenmesi gerekir. Devletin özel ekonomi birimlerinden yaptığı borçlanma, ana paranın ve faizinin geri ödenmesi dolayısıyla gelir dağılımını değiştirmektedir. Klasik iktisatçılar denk bütçe yanlısıydılar. Bunun sebebi ekonominin kendi mekanizmaları sayesinde her zaman dengeye geleceği konusundaki inançlarıydı. Bu iktisatçılara göre ekonomik durgunluk ve işsizlik arızi durumlar olup, devletin müdahalesi gerekmeden düzelebilir.

Devlet bütçesinin açık vermesi ise ekonominin normal işleyişine bir müdahale, dengeyi bozucu bir husus sayıldığından, kesinlikle benimsenmemekteydi. 1920’lerin sonuna rastlayan büyük Dünya Ekonomik Krizi , klasik iktisatçıların yanıldıklarını göstermiştir. Ancak teorik açıdan ekonominin neden kendi kendine dengeye gelemediğinin ispatlanması için J.M. Keynes’in Genel Teori adlı eserini beklemek gerekmiştir. Keynes bu eserinde getirdiği yeni kavramlar ve analizi ile bir ekonominin düşük istihdam seviyesinde de dengeye gelebileceğini ispat etmiştir.

Durgunluk ve işsizliğin yaygın olduğu, kapasitenin kullanılmadığı bir ekonomide munzam harcamalar yapılarak gelirlerin artırılması gerekir. Bu munzam harcamaların yapılması ise devlete düşmektedir. Devlet Merkez Bankası’ndan ya da özel ekonomi birimlerinden elde ettiği parayı harcadığında, bu harcamanın ekonomi üzerinde canlandırıcı bir etkisi olmaktadır. Devletin yaptığı munzam harcama vasıtası ile gelir yaratılması ve sağlanan canlanma, yapılan ilk harcamaların çok üzerinde olmaktadır ki, bu olguya “çarpan etkisi” denir.

Açık bütçe politikası ya da borçlanma karşılığında harcama yapılarak ekonominin canlandırılmasını, normal kamu gelirlerinin yetersizliğinden dolayı bütçe açığı meydana gelmesinden ayırmak gerekir. Açık bütçe politikası, iktisadi durgunluk ortamında bilinçli olarak uygulanan bir politikadır. Oysa hükümetler, vergi sistemlerinin yetersizliğinden dolayı, öngörülen harcamaları karşılamak üzere tam çalışma ve hatta enflasyon ortamında bile açık finansman yoluna gitmektedirler.

Günümüzde çok görülen bu husus enflasyonu büsbütün körüklemektedir. Son yıllarda dünya ülkelerinde gözlenen ekonomik bunalım çeşidi, 1920’lerdeki büyük depresyondan farklıdır. Büyük depresyonda üretimin düşmesinin yanı sıra fiyatlar ve gelir düzeyi de düşmekteydi. Oysa günümüzde üretim düşmesine, işsizliğin artmasına rağmen fiyatlar yükselmeye devam etmektedir ki, bu duruma “stagflasyon” adı verilmiştir.

Stagflasyon ortamında ekonomiyi canlandırmak için açık bütçe politikasına başvurulursa şiddetli bir enflasyonla karşılaşılır. Bu nedenle açık bütçe politikası yerine bunun tam zıddı olan sıkı para politikası uygulanmaktadır. Sıkı para politikası enflasyonu frenlemekle beraber, durgunluğu büsbütün artırmaktadır. Bu nedenlerle, durgunluk ve enflasyonun bir arada olduğu bir ortama hangi ekonomi araçlarıyla müdahale edilmesi gerektiği kesinlik kazanmamıştır.

*
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen kompetankedi; 14 Mart 2007 14:17
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Haziran 2015       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Açık Bütçe Politikası

Sponsorlu Bağlantılar
Klasik iktisat kuramında bütçe denkliği esastır. Ekonominin bütünü için toplam talep yetersizliği ve buna bağlı olarak yaygın işsizlik söz konusu değildir. Çünkü her arz kendi talebini oluşturur. Her zaman, üretilen mal ve hizmetlerin değerine eşit bir satın alma gücü oluşur. Ekonomide görülen ekonomik dalgalanmalar kısa süreli ve geçicidir. Devlet müdahalesine gerek kalmadan piyasanın yapısındaki istikrar sağlayıcılar kendiliğinden dengeyi sağlar.

Oysa 1930’larda başgösteren durgunluk ve işsizlik bütün sanayileşmiş ülkelere yayılmıştır, dış ticarette koruyucu politikalar, sıkı para politikası ve üretim azalmasının yol açtığı vergi gelirlerindeki düşüş bütçe açıklarını doğurmuş, bu bütçe açıklarını gidermek için hükümetler kamu harcamalarını azaltmıştır. Bu ise işsizlik ve durgunluğu daha da artırmıştır. Bu dönemde ekonominin makro düzeyde işleyişine yeni bir görüş ve analiz tekniği getiren J.M. Keynes'in General Theory'si, durgunluk ve işsizliğin yaygın olduğu bir ekonomide devletin ek kamu harcamaları yaparak gelirleri artırabileceğini ortaya koymuştur. Böylece bütçe, ekonomik durgunluk ortamında makro ekonomik bir işlev kazanmıştır. Modern bütçe kuramları içinde açık bütçe politikası başlıca devrî bütçe kuramı ve telafi edici bütçe kuramı ile açıklanmaktadır.

Devri bütçe kuramında, bütçe denkliği bir yıl için değil bir konjonktür dönemi için geçerlidir. Bir konjonktür dönemi birbirini izleyen enflasyonist ve deflasyonist eğilimleri içerir. Konjonktürün daralma dönemlerinde milli gelir ile birlikte vergi gelirleri de azalır. Giderlerde aynı miktarda bir kısıntı yapılmazsa otomatik olarak bütçe açıkları ortaya çıkar. Konjonktürün genişleme aşamasında ise vergi gelirlerindeki artış, harcamaların aynı düzeyde tutulması durumunda bütçe fazlası oluşturur. Bir konjonktür döneminde refah dönemindeki bütçe fazlası atıl bir fonda saklanarak toplam talebin azalmasına yardımcı olurken, konjonktürün daralma dönemindeki bütçe açıkları toplam talebi artırarak konjonktür dalgalanmalarını yumuşatıcı etki yapar. Bu yaklaşımda bütçe denkliği terk edilmiş değildir. Ancak denklik bir yıl için değil, 8-10 yıl gibi bir konjonktür dönemi için söz konusudur.Telafi edici bütçe kuramı, gelişmiş ülkelerde üretim etkenlerinin piyasa güçlerine göre kullanımının tam istihdamı sağlamadığı, ekonomide yapısal bir durgunluğun bulunduğu düşüncesinden hareket eder. Bu durgunluğun önlenmesi için bütçenin sürekli açıkla bağlanması gerekir.


Kaynak:Büyük Larousse


Benzer Konular

10 Ekim 2008 / Misafir Ekonomi
29 Ağustos 2009 / LaSalle X-Sözlük
18 Mart 2009 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler