Ziyaretçi
Halka Açık Anonim Ortaklık
İlke olarak pay senetlerini halka arz eden anonim şirketler “halka açık anonim ortaklık” sayılmaktadır. Bu ortaklıklar yeni bir sermaye şirketi tipi değil, anonim ortaklı k tipi içinde özelliği olan çok ortaklı bir şirket çeşidi olarak nitelenmektedir.
1979 yılında İşletmeler Bakanlığı’nın 3 numaralı yayınında, en az 100 ortaklı fakat işçi şirketi ve halk şirketi tanımlarına uyum göstermeyen çok ortaklı şirketler, “halka açık anonim ortaklık” olarak tanımlanmıştır.
Ortak sayısında sınırlama olmayan, sermayesi küçük paylara bölünmüş ve ortakların sorumluluğu üstlendikleri paylarla sınırlanmış olması, bu payların kolaylıkla devredilebilen pay senetleriyle temsil edilmesi gibi özellikleriyle gelişmiş birçok ortaklı anonim şirket türüdür.
Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı, 14 Haziran 1980 tarih ve 80/5 sayılı tebliğiyle halka açık anonim ortaklıkları, “ortak sayısı en az 200 ve azami hisse oranı bir ortak veya sermaye grubu için şirket sermayesinin en çok %10’u olan ve imtiyazlı hisse senedi bulunmayan şirkettir” biçiminde belirlemiştir.
30 Temmuz 1981 tarihinde yürürlüğe giren 2499 sayılı “Sermaye Piyasası Kanunu”nun 11. maddesi (Değişik: 29.4.1992-3794/9 m.), daha dar bir tanımla, pay senetlerini halka arz eden ve ortak sayısı 100’den fazla olan şirketleri halka açık anonim ortaklık saymaktadır.
Genellikle çok ortaklı halk girişimlerinin, özellikle “İşçi Şirketleri”nin bankası sayılan ve 1988 öncesi adıyla Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB 1988’de Türkiye Kalkınma Bankası adını aldı), 1982 yılından beri, bir gerçek kişinin veya sermaye grubunun %10’dan fazla payı olmadığı ve imtiyazlı pay senedi bulunmayan en az 200 ortaklı anonim şirketleri, “halka açık anonim ortaklık” düzeyinde görmektedir. Banka, devlet bankalarının, belediyelerin, il özel idarelerinin ve bazı özel yatırım bankalarının bu ortaklıklardaki payının %10’dan fazla olmasında, bir sakınca görmemektedir.
Halka açık anonim ortaklıklar, 1964 yılından itibaren yurt dışında çalışan işçilerin katılmasıyla çok ortaklı halk girişimciliği olarak ortaya çıkmıştır. Bu açıdan kurulan işçi şirketlerinin her biri, ilke olarak ”halka açık anonim ortaklık”tır. Fakat, her ortaklık bir “işçi şirketi” değildir. 1968 yılına dek yılda 1-2 ortaklık kurulurken, 1973-75 döneminde bu sayı en üst düzeye çıkmış, 198083 döneminde durum tamamen değişmiş ve bu çeşit ortaklıkların artık kurulmadığı gözlenmiştir.
Banka uzmanlarının tespitlerine göre, söz konusu dönemde yaklaşık 260 çok ortaklı şirket vardı; ancak bunların ne kadarının halka açık anonim ortaklık olduğu kesin olarak bilinmemekte ve bu şirketlerin yaklaşık 250 bin ortağı olduğu tahmin edilmekteydi.
Batı Avrupa ülkelerinde halka açık anonim ortaklıklara örnek olarak, Batı Almanya’nın Wolkswagen şirketi en ilginç örneği temsil etmektedir. 13 Mayıs 1960’da yürürlüğe giren federal bir yasayla Wolkswagen Limited Şirketi bir anonim şirket haline dönüştürüldü. Ana sermayesinin %60’ı küçük paylara bölünerek serbest hissedarlar olarak halka satıldı. Ayrıca “Wolkswagen Personel Hisseleri” olarak da 63 bin firma çalışanının 30 milyon D.M’lık sermayeyi temsil etmesi mümkün kılındı.
Bir pay sahibinin elinde ana sermayenin binde birinden fazla pay senedinin bulunması halinde, bu ortağın oy hakkı, ana sermayenin binde birine verilen oy hakkı ile sınırlandırıldı. Diğer yandan ek bir yasayla hâmiline yazılı hisse senetlerinin nominal değerinin, 100 D.M. olması sağlandı.
Adı ister “işçi şirketi”, ister “halka açık anonim ortaklığı” veya “halk şirketi” olsun, ortak özellikleri, küçük tasarruf sahiplerinin pay sahibi olduğu bu çok ortaklıklı şirketlerin büyük çoğunluğu, 1980’li yıllarda çözümü güç ve pahalı karmaşık sorunlarla (yönetim, finansman) karşı karşıya kalınca ya kapanmak, ya da el değiştirmek zorunda kalmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
1979 yılında İşletmeler Bakanlığı’nın 3 numaralı yayınında, en az 100 ortaklı fakat işçi şirketi ve halk şirketi tanımlarına uyum göstermeyen çok ortaklı şirketler, “halka açık anonim ortaklık” olarak tanımlanmıştır.
Ortak sayısında sınırlama olmayan, sermayesi küçük paylara bölünmüş ve ortakların sorumluluğu üstlendikleri paylarla sınırlanmış olması, bu payların kolaylıkla devredilebilen pay senetleriyle temsil edilmesi gibi özellikleriyle gelişmiş birçok ortaklı anonim şirket türüdür.
Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı, 14 Haziran 1980 tarih ve 80/5 sayılı tebliğiyle halka açık anonim ortaklıkları, “ortak sayısı en az 200 ve azami hisse oranı bir ortak veya sermaye grubu için şirket sermayesinin en çok %10’u olan ve imtiyazlı hisse senedi bulunmayan şirkettir” biçiminde belirlemiştir.
30 Temmuz 1981 tarihinde yürürlüğe giren 2499 sayılı “Sermaye Piyasası Kanunu”nun 11. maddesi (Değişik: 29.4.1992-3794/9 m.), daha dar bir tanımla, pay senetlerini halka arz eden ve ortak sayısı 100’den fazla olan şirketleri halka açık anonim ortaklık saymaktadır.
Genellikle çok ortaklı halk girişimlerinin, özellikle “İşçi Şirketleri”nin bankası sayılan ve 1988 öncesi adıyla Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB 1988’de Türkiye Kalkınma Bankası adını aldı), 1982 yılından beri, bir gerçek kişinin veya sermaye grubunun %10’dan fazla payı olmadığı ve imtiyazlı pay senedi bulunmayan en az 200 ortaklı anonim şirketleri, “halka açık anonim ortaklık” düzeyinde görmektedir. Banka, devlet bankalarının, belediyelerin, il özel idarelerinin ve bazı özel yatırım bankalarının bu ortaklıklardaki payının %10’dan fazla olmasında, bir sakınca görmemektedir.
Halka açık anonim ortaklıklar, 1964 yılından itibaren yurt dışında çalışan işçilerin katılmasıyla çok ortaklı halk girişimciliği olarak ortaya çıkmıştır. Bu açıdan kurulan işçi şirketlerinin her biri, ilke olarak ”halka açık anonim ortaklık”tır. Fakat, her ortaklık bir “işçi şirketi” değildir. 1968 yılına dek yılda 1-2 ortaklık kurulurken, 1973-75 döneminde bu sayı en üst düzeye çıkmış, 198083 döneminde durum tamamen değişmiş ve bu çeşit ortaklıkların artık kurulmadığı gözlenmiştir.
Banka uzmanlarının tespitlerine göre, söz konusu dönemde yaklaşık 260 çok ortaklı şirket vardı; ancak bunların ne kadarının halka açık anonim ortaklık olduğu kesin olarak bilinmemekte ve bu şirketlerin yaklaşık 250 bin ortağı olduğu tahmin edilmekteydi.
Batı Avrupa ülkelerinde halka açık anonim ortaklıklara örnek olarak, Batı Almanya’nın Wolkswagen şirketi en ilginç örneği temsil etmektedir. 13 Mayıs 1960’da yürürlüğe giren federal bir yasayla Wolkswagen Limited Şirketi bir anonim şirket haline dönüştürüldü. Ana sermayesinin %60’ı küçük paylara bölünerek serbest hissedarlar olarak halka satıldı. Ayrıca “Wolkswagen Personel Hisseleri” olarak da 63 bin firma çalışanının 30 milyon D.M’lık sermayeyi temsil etmesi mümkün kılındı.
Bir pay sahibinin elinde ana sermayenin binde birinden fazla pay senedinin bulunması halinde, bu ortağın oy hakkı, ana sermayenin binde birine verilen oy hakkı ile sınırlandırıldı. Diğer yandan ek bir yasayla hâmiline yazılı hisse senetlerinin nominal değerinin, 100 D.M. olması sağlandı.
Adı ister “işçi şirketi”, ister “halka açık anonim ortaklığı” veya “halk şirketi” olsun, ortak özellikleri, küçük tasarruf sahiplerinin pay sahibi olduğu bu çok ortaklıklı şirketlerin büyük çoğunluğu, 1980’li yıllarda çözümü güç ve pahalı karmaşık sorunlarla (yönetim, finansman) karşı karşıya kalınca ya kapanmak, ya da el değiştirmek zorunda kalmıştır.