Arama

Tekel ve Tekelleşme

Güncelleme: 18 Temmuz 2009 Gösterim: 6.347 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tekel
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Tekel, bir ürünün yapımının ya da bir hizmetin sağlanmasının tek bir kuruluş tara­fından gerçekleştirilmesidir. Daha geniş an­lamda tekel ya da monopol, az sayıda firma­nın (oligopol) bir ürünün toplam üretiminin önemli bir bölümünü üretmesi, dolayısıyla ürünün fiyatını istediği gibi belirleyebilmesidir. Firmaların birbiriyle rekabet etmediği, fiyatların bu rekabet sürecinden etkilenmedi­ği, tersine firmaların fiyatları belirlediği ko­şullara tekelci piyasa denir. Tekelci piyasalar­da firmalar normalin üstünde tekel kârı elde eder.
Tekellerin oluşumunda, devletlerin onlara tanıdığı ayrıcalıklar, ender bulunan hammad­de ya da mineral kaynaklarına sahip olma, belirli bir pazarın talebinin tek büyük bir firma tarafından karşılanabilmesi, bazı büyük firmaların küçük firmaları satın alarak ya da iflasa zorlayarak büyümesi ve pazara egemen olması gibi etmenler sıralanabilir. Tekel gücü üretimin kısılarak fiyatların yükseltilmesini ya da aynı ürünü farklı piyasalarda, farklı fiyat­larla satabilmeyi olanaklı kılar.
Ortaçağda, tarım dışı üretimde önemli bir rol oynayan loncaların bir an­lamda tekelci bir gücü vardı. Kentlerde lonca­lara bağlı olarak çalışmak zorunda olan esnaf ve zanatkârların hangi malı nasıl ve ne kadar üreteceği ile fiyatlar loncalarca belirlenirdi. Loncalar başka kent ya da ülkelerde üretilen malların kendi kentlerinde serbestçe satılma­sını engelledikleri, yani rekabete izin verme­dikleri için tekelci bir konumdaydı. Üretimi sınırlı, fiyatları yüksek tutabiliyorlardı.
16. yüzyıldan başlayarak Avrupa ülkeleri coğrafi keşiflere ve keşfedilen yerlerin sömür-geleştirilmesine (kendilerine bağlanmasına) öncülük ederken, tekelci ayrıcalıklar verdik­leri ticaret şirketlerinden yararlandılar. Bu dönemde devletler ayrıcalıklar tanıdıkları kendi ticaret şirketlerine, keşfedilen yeni toprakların zenginliklerini, ticaretini ve yöne­timini bırakarak, bu alanlara başka şirketlerin girmesini engellediler.
18.yüzyılda Avrupa'da gerçekleşen Sanayi Devrimi'ne kadar te­kelci ticaret şirketleri dünya ticaretine ege­men oldu. Sanayi Devrimi sırasında ve sana­yileşmenin Avrupa'da yaygınlaşması sürecin­de devletler, yeni buluşlara patent vererek, gelişen sanayilerini başka ülkelerin rekabetinden koruyarak, su, kanali­zasyon gibi büyük altyapı yatırımları ile demir­yolları, kanallar gibi ulaşım yatırımlarını ya doğrudan üstlenerek ya da bunları ayrıcalık­lar verdikleri şirketlere yaptırarak, değişik biçimlerde pek çok tekelci piyasanın oluşma­sına ve yüksek tekel kârlarının elde edilmesi­ne ön ayak oldu.
19.yüzyıla gelindiğinde dünyanın en büyük sanayi ülkesi konumundaki İngiltere, tekelci uygulamalara karşı, bütün dünya için "serbest rekabet" ve "serbest ticaret"i önermeye baş­ladı. Kıta Avrupa'sındaki ülkeler kendi sana­yilerini geliştirebilmek için bu öneriyi benim­semedi, ama Osmanlı Devleti gibi ekonomisi az gelişmiş pek çok ülke İngiltere ile serbest ticaret antlaşmaları imzalamak zorunda kaldı.
Serbest rekabetçi deneme çok kısa bir süre için (yaklaşık 1830-70) İngiltere'de gerçekleş­ti. 1870'lerden başlayarak sanayileşmiş ülke­lerde yeni bir tür tekelci dalga ortaya çıktı.
Aynı üretim dalındaki büvük sanayi ve ma­dencilik şirketleri aralarındaki rekabeti kal­dırmak, fiyatları yüksek bir düzeyde belirle­yerek kârlarını artırmak amacıyla kartel adı verilen birlikler kurdu. Kartele katılan firma­lar bağımsızlıklarını korur, fiyatın saptanma­sı, satış koşulları ve pazarların paylaşılması konularında anlaşma yapar. Anlaşmanın kap­samadığı konularda bağımsız hareket ederler. Karteller ilk kez Almanya'da kuruldu, daha sonra başka ülkelerde de görüldü.
İlk kez ABD'de gerçekleşen başka bir tekelci uygulama tröstlerdi. Tröstlerde, deği­şik şirketlerin hisse senetlerinin çoğunu satın alan dev bir şirketin yönetimi egemen olur. Küçük firmalar bağımsızlıklarını yitirir. Hol­ding türü tekelci kuruluşlarda da pek çok firma büyük bir şirketin mali denetimi altın­dadır.
ABD gibi bazı ülkelerde tekelci uygulama­lara karşı yasaların çıkarılmasına karşın. 20. yüzyılda ulusal ve uluslararası ekonomide çok büyük tekelci kuruluşlar olan çokuluslu şirketler'm de katkısıyla, tekellerin gücü giderek artmış, bunlar dünya ekonomisinde ve siyase­tinde en etkili güç durumuna gelmiştir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
18 Temmuz 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Tekel ve Tekelleşme
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Tanım
Bir tekel veya monopol, bir pazarda belirli bir ürün için üretici ya da dağıtımcı olarak tek bir firmanın bulunması durumudur. Bir monopol, rakip firmaların daha düşük fiyat koyması korkusu olmadan kendi fiyatını belirleme gücüne sahiptir. Monopoli, serbest rekabeti ortadan kaldırarak kaynakların verimli kullanımını önleyen bir durum yaratır.

Tekelleşmenin Sebepleri
Pazarın durumu nasıl olursa olsun, bir sektördeki her firmanın amacı karlarını maksimum seviyeye çıkarmaktır. Serbest rekabet ortamında firmaların pazara girişinde veya çıkışında herhangi bir engel olmazken, bu durum her zaman geçerli olmayabilir. Bazı durumlarda firmalar pazara girmek istese bile birtakım engellerden dolayı girmekten vazgeçebilirler. Tekeller de bu tür engellerin varlığında ortaya çıkarlar.
Birinci olarak, pazardaki Batık maliyetlerin yüksek olması durumunda firmalar, pazara girmekten vazgeçebilir ya da bu maliyetleri karşılayabilecek pazarda tek bir firma olabilir. Bu durumda bu sektöre girmek isteyen firmaların sermaye ve mali yapısının güçlü olması gerekliliği, firmalar için bir engel teşkil eder.
İkinci olarak, bir şirketin sadece belli bir ürünün üretimini bilmesi ya da o ürünü pazardaki diğer firmalardan daha ucuza üretebilecek bilgiye sahip olması durumunda bile, pazarda tekel durumuna gelebilir. Bir firma, başkalarının taklit edemediği yeni veya daha iyi bir ürün üretebilmeye imkân sağlayan özel bir bilgiye ya da teknolojiye sahip olabilir. Firma bu bilgiyi sır olarak saklayıp rakip firmaların bu ürünü taklit etmesine engel olabilir. Bu durum, firmayı bu pazarda tekel durumuna getirir.
Tekellerin bir diğer çıkış noktası ise, devlettir. Devlet, bazı firmalara bazı ürünleri üretmesi için ayrıcalıklı ve o firmaya özel yasal haklar verebilir. Bu durumda bu firmanın dışındaki diğer firmalar bu yasal hakka sahip olmadıklarından, pazara giremezler. Patentler de bu duruma dahildir. Örneğin devlet, bazı ilaçların patentini ve üretim hakkını sadece belli başlı firmalara verebilir. Bu da ilaç sektöründe her bir ilaç için pazarın tekelleşmesine sebep olur.
Eğer bir sektör halihazırda zaten tekelleşmişse, ve bu tekel firma da belli bir tarihe ve üne sahipse, konumunu tekel olarak korumaya devam edebilir. Tekel firmanın ününden ve pazardaki tanınmışlığından dolayı, yeni firmalar pazara girmekte zorlanabilir ve bu da pazardaki tekelin devamına sebep olur.

Tekellerin Özellikleri
Serbest rekabet ortamında firmaların ürünleri için belirlediği fiyat, marjinal maliyete eşittir. Serbest rekabet ortamında fiyatlar sabit, talep eğrisi de düzdür.(eğimi yoktur) Tekellerde ise durum daha farklıdır. Tekellerde, negatif eğimli bir talep eğrisi görülür ve bu durum, tekele kendi isteğine göre bir fiyat belirleme olanağı verir. Elbette tekelin de amacı karlarını maksimize etmektir. Tekel, karını maksimize edecek bir şekilde fiyat ve miktar belirler. Bunu da yaparken marjinal maliyeti, marjinal gelire eşitler çünkü firma fiyatlarını, fazladan üretilecek her bir üründen elde edeceği gelir(marjinal gelir), fazladan üretilecek her bir ürünün maliyetine(marjinal maliyet) eşit olana kadar arttıracaktır. Sonuçta bir tekelin belirlediği fiyat, serbest rekabet ortamındaki bir firmanın koymuş olduğu fiyattan daha fazla olacaktır. Bu durumda da tekel, serbest rekabet ortamındaki bir firmanın edeceği kardan daha çok kar edecektir. Ama tekelin daha yüksek fiyat koyuyor olması, tekelin her zaman pozitif kar edeceği anlamına da gelmez çünkü maliyetler hala elde edilen geliri aşıyor olabilir.

Tekelleşmenin Getirdikleri
Daha önceden de değinildiği gibi, tekeller serbest rekabet ortamında oluşan pazar fiyatının üstünde bir fiyat belirlerler. Bu durumda tüketici, aldığı malı serbest rekabet ortamındakine göre daha pahalı bir fiyata satın almış olur. Tüketici, tekelin olduğu bir pazarda zararda olan taraftır. Tekel ise serbest rekabet ortamındaki fiyattan daha yüksek bir fiyata ürünlerini sattığı için kazançlı olan taraftır. Bunun yanısıra her iki tarafın da bir kazancı olmadığı boşa giden bir miktar da ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla tekeller, serbest rekabet ortamı ile karşılaştırıldığında toplum refahını azaltıcı etki gösterirler.
Tekel bir firma, kendi sektöründe tek olduğu için verimli bir şekilde çalışmak zorunda değildir. Serbest rekabet ortamında tüm firmalar birbirlerinin hareketlerini izleyebildiklerinden ve her firmanın kendisi için en iyisini yaptığını bildiklerinden verimlilik daha fazladır. Dolayısı ile tekel firmaların tam verimle yönetilme olasılığı genel olarak serbest rekabet ortamındaki bir firmaya göre daha azdır. Bu da firmanın kendini geliştirme ve böylece topluma katkıda bulunması açısından olumsuz bir özelliktir.
Toplum refahına olan olumsuz etkisini tekeller, araştırma-geliştirme(AR-GE) faaliyetleri ile kapatmaya çalışırlar. Tekelin elde ettiği yüksek miktarlardaki kar oranı, firmanın ARGE çalışmaları için gerekli olan sermayeyi elde etmesine olanak verir. Firma böylecei yeni ürünler geliştirebilir, ürünlerini yenileyebilir ya da daha düşük maliyetli imalat yöntemleri geliştirebilir.

Tekelleşmeye Karşı Alınan Tavır
Tekelleşme, serbest rekabeti ortadan kaldırdığı için, ürünlerin ya da verilen hizmetin fiyatının yükselmesine sebep olur. Bu da tüketicinin zararınadır. Tekelleşme durumda en kazançlı olan tekel firmanın kendisidir. Pek çok hükümet, tüketicinin kazancını ve sektörün verimliliğini arttırmak amacı ile piyasalardaki tekelleşme eğilimlerini giderici düzenlemelerle önlem almaktadırlar.
Tekelleşmeye karşı alına önlemlerden birkaçı olarak şunlar sıralanabilir:
  • İthalattan alınan vergilerin düşürülmesi
  • Teşvik primi, vergi indirimi politikalarının uygulanması

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

21 Ağustos 2008 / karayel İletişim Bilimleri
1 Ağustos 2015 / Misafir X-Sözlük
4 Ekim 2012 / _Yağmur_ Sosyoloji