Arama

Gabriel Tarde

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 19 Temmuz 2015 Gösterim: 5.659 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Gabriel TARDE (1843-1904)
Jean-Gabriel De Tarde (12 Mart 1843 Dordogne Eyaleti, Fransa – 13 Mayıs 1904 Paris), Fransız yazar, sosyolog ve düşünürdür. Fikirleri, sosyal davranışın tanımlanmasında bazı sosyolog ve sosyal psikologlara esin kaynağı olmuştur. Tarde, "Toplum taklittir" diyerek insanların kişisel farklılıklarına rağmen nasıl olup da benzer davranışlar göstererek bir sosyal düzen kurabildikleri sorusuna çözüm aramıştır.
Sponsorlu Bağlantılar


G. Tarde’ın 19.’uncu yüzyılın sonunda ve 20.’nci yüzyılın başında yaşayan sosyologlar arasındaki yeri pek büyüktür. Fransa’nın küçük bir kentinde doğan G. Tarde hâkimlik, cinayet istatistikçiliği, gazete yazarlığı, nihayet 1900’den sonra da College de France'da modern felsefe profesörlüğü yapmıştır. Güçlü bir yazar ve engin bir düşünür olan Tarde, sosyolojiye, sosyal psikolojiye, kriminolojiye, ekonomiye, felsefeye yepyeni fikirler ve kuramlar getirmiştir. Filozofluğu bilginliğinin çok üstündedir. Onun içindir ki, kuramlarının pek çoğu bilimsel kesinlikten, açıklıktan yoksundur, bir kısmı da büsbütün kuramsaldır. Böyle olmakla birlikte Tarde'ın günümü­zün sosyolojik düşüncesine olan etkisi pek büyüktür. Tarde'ın doğrudan doğruya sosyolojiyi ilgilendirmeyen metafiziğini, monadolojisini, krimino­lojisini ve diğer kuramlarını bir yana bırakırsak, sosyoloji sisteminin te­melini şöyle özetlemek mümkündür:

1. Toplumsal olaylar psişik karakterdedirler. Bireysel bilinçlerin karşılıklı etkilerinin (interaction) bir sonucu olarak meydana gelirler. Kar­şılıklı etkide bulunan bireylerin inanç ve isteklerinden doğarlar: Nere­de ki bu psişik karşılıklı etkiyle karşılaşılır, orada toplumu ve arı halde toplumsal olayları bulmak olanaklıdır. Bu psişik ilişkilerin bulunma­dığı yerlerde de toplum diye bir şey yoktur . Görülüyor ki Tarde psiko­lojizmin temsilcisidir ama gerek psiko-sosyale; gerekse biyolojik organi­sizme bağlanmaktan çekinir. Toplumsal düşünce ve kolektif ruh gibi ku­ramları şiddetle reddeder. Kısası sosyolojide isimciliğin (nominalisme) temsilcisidir.

2. Bireylerin zihinsel veya dimağlar arası karşılıklı etkisinin (yani toplumsal oluşumun (processus) özü olan istek ve inançların değiş tokuş ve yayılışının) başlıca üç biçimi vardır:
a) Tekrar veya taklit
b) Ça­tışma (opposition)
c) Uyma (adaptation) veya buluş
Bir kimsenin zihninde beliren herhangi yeni bir fikir veya inancı diğer bireyler tekrara veya taklide yeltenir. Böylece bir taklit dalgası doğar, bütün topluma ya­yılmaya başlar. Bu dalga yayılırken, er geç bir başka buluş (icat) mer­kezinden gelen başka bir taklit dalgasıyla karşılaşacaktır. Bu çeşitli iki veya daha fazla taklit dalgalarının karşılaşması da çatışma olayını doğu­racaktır. Böylece taklit toplumsal oluşumların (processus) başlıca biçim­lerinden ikincisini, yani çatışmayı meydana getirmiş olur. Bu iki veya da­ha fazla taklit dalgaları çatışınca; eğer hepsi aynı kuvvette ve birbirleriy­le anlaşamayacak halde iseler, o zaman bu dalgaların ikisi birbirlerini yok ederler; biri kuvvetli, biri zayıfsa, o zaman kuvvetli zayıfı yok eder; ya da bu çeşitli taklit dalgaları birbirleriyle uyuşurlar ki bu da yeni bir buluş demektir. Böylece çatışma uyuşmayı veya buluşu doğurur. Bu da toplumsal oluşumun başlıca biçimlerinden üçüncüsünü meydana getirir. Görülüyor ki bütün buluş uyuşmaları bireyin zihninde bir veya daha faz­la taklit tiplerinin (fikirler, inançlar) başarılı bir bireşiminden başka bir şey değildir. Yeni bir buluş meydana gelince yeni bir taklit dalgası baş gösterir, yayılırken başka bir taklit dalgasıyla karşılaşır, çatışma, baş­lar, bu çatışma yeni bir buluşun doğmasına neden olur, bu hal böylece sürüp gider.
İşte Tarde'ın toplumsal oluşumun başlıca biçimleri ve dinamizmi üze­rindeki fikirlerini bu biçimde özetlemek mümkündür.
3. Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki Tarde'a göre toplumsal deği­şikliklerin kaynağı buluştur. Yeni bulunmuş her fikir inanç veya gidiş (con­duite) biçimi, toplum denizine atılan bir taştır. Bu buluş hemen bir taklit dalgası doğurur ve bir başka dalga ile karşılaşıncaya kadar yayılır. Derken, çatışma başlar, bunun sonucu olarak da ya birbirlerini yok ederler, ya biri diğerlerini yok eder, ya da yeni bir buluşun kaynağı olurlar. Dur­maksızın devam eden bu buluş, taklit ve çatışmalar toplumsal hayatın di­namizmini meydana getirir.
Tarde bu toplumsal oluşumun başlıca üç biçiminden özellikle ikisini, yani buluş ve taklidi incelemiştir. Buluşları kolaylaştıran veya buluşla­ra engel olan etmenleri göstermeye çalışmıştır. Ona göre bu etmenler; doğuştan var olan zihinsel yeteneklerle toplumsal zorunluluklar, toplumsal koşullardır. Tarde'in taklit kanunlarını şu biçimde özetlemek olanaklıdır. Taklit dalgası başladığı merkezden geometrik silsile (porgression geomet­rique) ile yayılır. Nüfusun ırksal veya fiziksel ayrı cinstenliği (heterogime) taklit dalgasının başarıyla yayılmasına engel olur. Taklitler de mantıklı veya mantıksız olabilirler. Bunların her ikisi de genel olarak üstün top­lumsaldan aşağı toplumsala doğru gider. Zihinsel taklit pratikteki dış taklitten önce gelir. Bir toplumun tarihinde adet ve moda çağları uyumlu ola­rak birbirini kovalar. Adetlerin hüküm sürdüğü çağlarda özellikle eski tip­leri taklit etmek gözdedir ama, modaların hüküm sürdüğü çağlarda da, tersine, en yeni inançlar gözde olur ve taklit edilir.
Böylece Tarde'ın sosyoloji kuramının kısa bir özetini vermiş olduk. Görülüyor ki Tarde bu kuramıyla toplumsal hayatın dinamizminin, bi­çimlerinin, etmenlerinin tümüyle psikolojik olduğnu göstermeye çalışır. Ona göre sosyolojinin amacı tarihin veya psiko-fizik somut (concret) bi­çimleriyle insan gidişinin (conduite) nesnel olgularını anlatmak değildir. İnsanların gidişi, onlar arasındaki ilişkiler, tarih ve toplumsal olgular gibi nesnel olaylar ancak zihinsel olayların birer görünüşleri olmaları ve­ya buluş,çatışma, taklit gibi psişik oluşumları (processus) etkilemeleri bakımından Tarde sosyolojisini ilgilendirebilir. Bunun dışında bu olayla­rın Tarde sosyolojisiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Böyle olunca Tarde; (bireylerin psişik karşılıklı etkisini değil de, da­ha çok zihinsel oluşumların görünüşleri olup olmadıklarını dikkate al­maksızın insan gidişini, insan karşılıklı ilişkilerini toplumsal olguları, ta­rih olgularını olduğu gibi araştıran) birçok sosyologlardan büsbütün fark­lı bir yol tutuyor demektir. Tarde ve diğer psikolog-sosyologlar, fikirle­rin, isteklerin, inançların dinamizmini toplumsal yayılışları sırasında ya­kalamak istedikleri halde, diğer sosyologlar bunun tersine olarak nesnel bir insanlık gidişi veya toplumsal olguların dinamizmini oldukları gibi, göründükleri gibi kavramak isterler. İşte buradan da, sosyolojinin özünü, konusunu birbirinden çok farklı bir biçimde anlayan, çok farklı iki görüş doğmuş oluyor.
Gabriel Tarde'dan sonra toplumsal olayları istek ve eğilimlerle anlatmaya çalışan sosyologların en ünlüsü kuşku yok Lester F. Ward'dır.

Eserleri
  • La criminalite comparee (1890)
  • La philosophie penale (1890)
  • Les lois de l'imitation (1890)
  • Les transformations du droit. etude sociologique (1891)
  • Monadologie et sociologie (1893)
  • La logique sociale (1895)
  • Fragment d'histoire future (1896)
  • L'opposition universelle. Essai d'une theorie des contraires. (1897)
  • ecrits de psychologie sociale (1898)
  • Les lois sociales. Esquisse d'une sociologie (1898)
  • L'opinion et la foule (1901)
  • La psychologie economique (1902-3)

Son düzenleyen Safi; 19 Temmuz 2015 21:58
Biyografi Konusu: Gabriel Tarde nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Temmuz 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  TARD_Gabriel5.png
Gösterim: 1374
Boyut:  417.6 KB

TARDE
(Gabriel ), transız toplumbilimci (Şarlat 1843 - Paris 1904). Yargıçlık (1869-1894), Adalet bakanlığı’nda suç istatistikleri servisi başkanlığı (1893-1904) yaptı, Collöge de France’ta ders verdi (1900), suçluluğun ve toplumsal dönüşüm süreçlerinin incelenmesiyle uğraşarak üç etkenin önemini ortaya koydu. Bu etkenler şunlardı: toplumsal etkileşim sonucu olarak buluş; buluşların yayılmasını sağlayan süreç olarak taklit ve yayılmanın yol açtığı karşıtlık, direnç ve çatışmalar olarak muhalefet. Tarde kendi taklit kuramıyla suçluları inceledi (les Lois de Timitation [Taklidin yasaları], 1890). Toplumsal ruhbillm ve kriminolojinin kurucularındandı.
Sponsorlu Bağlantılar

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

14 Ekim 2015 / ener Bilim ww
17 Ekim 2015 / LaSalle Felsefe ww
9 Temmuz 2011 / Daisy-BT Müzik ww