Arama

Emperyalizm

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 10 Ağustos 2011 Gösterim: 4.717 Cevap: 1
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Genel Tanım

Sponsorlu Bağlantılar
Çeşitli kaynaklar emperyalizmi aşagıdaki biçimlerde tanımlamaktadır:
  • Bir ulus veya devletin gücünü ve etkisini başka uluslar, bölgeler veya halklar üzerine genişletmesi.
  • Bir ulusun kontrolünü diğer halklar üzerinde genişletmesini sağlayan politika ve uygulamalar.
  • Bir devletin kendi sınırları ötesindeki halklar üzerinde, rızaları olmaksızın, kontrol kurma politikası şeklinde tanımlamaktadır.
Bu tanımlamaların esas olarak genişleme ve kontrol kavramlarına odaklandıkları görülmektedir. Emperyalizmin esnek ve oldukça geniş şekilde kavramsallaştırılması tarihsel değişimin özgün evrelerinin göz ardı edilmesine yol açabilir çünkü bu tanımlar Roma imparatorluğu gibi köleci imparatorluklar için geçerli olduğu kadar günümüz uluslararası ilişkilerini de kapsamaktadır. Kavramın ve kuramların özgünlüğünü belirleyebilmek için emperyalizmin tarihsel evrelerinin göz önüne alınması gerekir.

Emperyalizmin Tarihsel Evreleri
Collier's Encyclopedia emperyalizm tarihini üç büyük evreye ayırmaktadır: Birincisi, 16. yüzyıla kadar devam eden ve imparatorlukların genişlemesi ile ilgili olan evredir; ikincisi coğrafi keşiflerle başlayıp 19. yüzyıla kadar devam eden emperyalizmdir —eski emperyalizm olarak adlandırılmaktadır; üçüncüsü yeni emperyalizmdir ve yaklaşık 1880’lerde başlamış ve sömürgelere yeniden büyük ilgi duyulmasına, Asya ve Afrika’nın paylaşılmasına yol açmıştır.

Etimoloji ve Farklı Kuramsal Yaklaşımlar
Emperyalizm terimi Latince “imperium” sözcüğüne dayanmaktadır ve diktatörlük gücü, merkezî hükümet, keyfî yönetim metotları anlamına gelmektedir. Bu kullanımının dışında Fransa’da 1830’larda Napolyon imparatorluğuna hayranlık duyanları nitelemek için, 1848’den sonra ise Napolyon III’ün kötü yönetimini ifade etmek için kullanılmıştır. Emperyalizm kavramının kullanımı 1870’lerde İngiltere’de yaygınlaşmıştır.
Kelime olarak Türkçeyede giren imparatorluk olgusu aslında emperyalizmin kendisidir de. Bu bakımdan 20. yüzyıl ve öncesi devlet yapı ve yürütmeleri eliyle değerlendirmekte kavramın imparatorluk ve emperyalizm özdeşliğine özgül olarak götürür. Örneğin günümüzde çıkan bazı yazılımlarda hala Imperial Edition diye anılan özel bir sürüm bile vardır.
Bu yaklaşımdan yola çıkıldığı zaman halen var olan ya da 20. yüzyılda sona eren devletler bağlamında emperyalist kabul edilenler bellidir.

Muhafazakar Kuram
1870'li yıllarda İngiltere'de Başbakan Benjamin Disraeli’nin sömürge imparatorluğunu güçlendirme ve genişletme politikalarını tanımlamak için emperyalizm kavramına başvurulmuştur. Böylece emperyalizm, sömürgecilikle eş anlamda kullanılmaya başlanmıştır.
Bu yaklaşıma göre emperyalizm , gelişmiş ülkelerde mevcut durumun muhafaza edilmesi için bir gereklilik ve hak olarak görülür.

Marksist Kuram
1900’lerle birlikte Rosa Luxemburg, Rudolph Hilferding, V. I. Lenin ve Nikolai Bukharin basit sömürgecilik yerine ekonomik nüfuzun daha karmaşık şekillerine dikkat çekmişler; pazarların, arz kaynaklarının ve yatırım yollarının hakimiyet altına alınması ile ilgilenmişlerdir.
Pierre Jalée emperyalizmi “uluslararası iş bölümünde, ticarette ve sermaye hareketinde belirli ilişkileri vurgulayan ekonomik bir fenomen” olarak; Richard D. Wolff “bir ekonominin diğer ekonomi üzerinde uyguladığı kontrol araçları ağı” olarak; Paul M. Sweezy , Lenin’i takip ederek, “dünya ekonomisinin gelişiminin bir basamağı” olarak; Richard C. Edwards, Michael Reich ve Thomas E. Weisskopf ise “kapitalizmin uluslararasılaşması” olarak tanımlamaktadırlar.

Toplumsal-Psikolojik Kuram
Joseph Alois Schumpeter geniş bir yorumla emperyalizmin kapitalizmden önce var olduğunu ve kapitalizm ve emperyalizm arasında bir ilişkinin bulunmadığını savunmuştur.
Bu yaklaşıma göre , savunma gereksiniminin bir gerekliliği olan savaşçı sınıfın varlığını sürdürebilmesinin bir sonucu olarak emperyalizm ortaya çıkar.
Michael Barrant Brown’a göre emperyalizm “ekonomik yönden az gelişmiş ülkelerin gelişmiş olanlara tâbi olmasını sağlayan ekonomik, siyasal ve askerî ilişkileri niteler. Emperyalizm dünya ekonomisindeki eşitsiz ilişkiler sistemini tanımlayan en uygun kelimedir”.

Liberal Kuram
John Hobson gibi yazarlara göre , emperyalizm kapitalizmin bir takipçisi değil siyasi bir seçimdir. Doğal kaynakların sınırlı olması , harcamaların azaltılması ve kârların en üst düzeylere çekilebilmesi gereksinimi emperyalizmi doğurur.

Diğer Yaklaşımlar
Emperyalizmin siyasal boyutunu vurgulayan yazarlar farklı tanımlamalarda bulunurlar. Hans Neisser emperyalizmi “bir ulusun doğal sınırlarının ötesindeki nüfusu kendi siyasal yönetimi altına almak amacıyla bu sınırların ötesinde bir imparatorluk kurma süreci” olarak tanımlar.
Diğer yazarlar ise emperyalizm terimini askerî veya diplomatik baskı ve ekonomik nüfuz gibi dolaylı mekanizmaları da dikkate alarak genişletmektedirler; örneğin George H. Nadel ve Perry Curtis emperyalizmi “egemenliğin veya kontrolün dolaylı veya dolaysız şekilde genişletilmesi” olarak tanımlarlar.


kaynak = vikipedi


ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
10 Ağustos 2011       Mesaj #2
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Sponsorlu Bağlantılar
Emperyalizm

Bir devletin sınırlarını, siyasî, askerî, ekonomik güç ve nüfuz alanını sürekli genişletme politikası. "İmparatorluk kurma eğilimi" anlamına gelen emperyalizm sözcüğü, eski çağlarda kurulmuş birçok imparatorluğun politikaları için de kullanılır. Mısır, Roma, Pers İmparatorluğu, Napoléon Fransası, geniş topraklar üzerine yayıldılar ve bu topraklarda yaşayan halklardan uzun yıllar boyunca çıkar sağladılar. Çeşitli halkları egemenlik altına alma zorunluluğu, emperyalist rejimlere otoriter ve saldırgan bir nitelik kazandırdı. 19. yüzyılda, üretimin belirli ellerde toplanması, karteller, tröstler gibi tekelci grupları oluşturdu. Birkaç büyük banka, ekonomik yaşamı bütünüyle egemenliği altına aldı ve tekelci bir nitelik kazanmış olan malî sermaye, banka sermayesiyle kaynaştı. Meta ihracatı yerine, sermaye ihracı ön plana geçti. 19. yüzyılın son yarısı, kapitalist devletlerin, dünyanın fethedilmemiş sömürgelerini ele geçirme çabaları ve bu konuda birbirleriyle yarışmaları şeklinde geçti. Ekonomik bakımdan en ileri durumda bulunan İngiltere ve Fransa, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Almanya, ABD ve Japonya'nın rekabetiyle karşılaştılar. Emperyalizm, serpilip geliştiği ilk ülke olan İngiltere'de sömürgeci bir karakter taşıyordu. Fransız emperyalizmi de, sömürgeci niteliğinin yanı sıra, finans oligarşisinin egemenliğine dayanıyordu. Alman kapitalizmi, Alman Birliği'nin kurulmasıyla, emperyalizme dönüşmeye başladı. İmparatorluğun temel dayanağı, Prusya askerî örgütünün çekirdeği olan Junkerler ile tröst sermayesi arasında kurulan yakın ilişkiydi. Rus emperyalizmine gelince, doğuda Japonya ile çatışırken, güneyde Akdeniz'e inebilmek için Balkan ülkelerine ve Boğazlar'a (Osmanlılar) karşı saldırgan bir politika geliştiriyordu. Japon emperyalizmi de, Alman emperyalizmine benzer bir nitelik gösteriyordu. Amerikan emperyalizmi, bir yanda geleneksel bir sömürgecilik biçimi olan askerî işgal yöntemini benimserken, öte yandan kendi hükümet çıkarları doğrultusunda hareket eden bir devletler zinciri yaratma eğilimi gösterdi. Günümüzde emperyalizm terimi özellikle 1870 sonrası gelişmeleri açıklamak için kullanılmaktadır. Bu süreci başlatan ve sürdüren temel nedenler, değerli madenleri elden geldiğince metropollere yığmak, üretim fazlasına yeni pazarlar ve yeni hammadde kaynakları bulmak, sermaye fazlası için yeni yatırım olanakları aramak ve nüfus artışını önlemekti.

Benzer Konular

26 Aralık 2008 / nünü Siyasal Bilimler
22 Eylül 2011 / gamze liseli kız Soru-Cevap
7 Kasım 2012 / MERVE AYDIN Taslak Konular