Arama

Platonizm (Platonculuk)

Güncelleme: 15 Mayıs 2009 Gösterim: 3.741 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
15 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Platonizm (Platonculuk)
Platonizm ya da Platonculuk, genel anlamda, Platon'un kurduğu ve daha sonra takipçileri tarafından geliştirilen felsefe öğretisidir. Bu düşünce duyular dünyası ile gerçek dünya (idealar dünyası) arasındaki karşıtlığa dayanır.
Sponsorlu Bağlantılar
Öğrencileri Palton'un idealar kuramını geliştirmiş ve sistemli bir felsefe olarak kullanımlarıyla Platonculuk denilecek akım meydana gelmiştir. Antikçağ felsefesinin çeşitli dönemlerinde ve Rönesans felsefesinde yeniden meydana gelecek ve etkili olacaktır.
Yeni platonculugun ilk örneği, Antikçağ felsefesinin sonların, dinsel düşünceyi felsefe temelinde kurmak isteyen girişimlerde görülür. Bunu kuran Plotinus'tur. Hem doğu hem de batı mistisizmlerinin kurulmalarını ve gelişmelerini derinden etkilemiştir. Rönesans felsefesinde ve sonrasında da yeniden belirecektir.
Daha özel anlamda Platonizm, Rönesans'ta Aristotalesçi skolastik felsefeye karşı gösterilen tepkinin Platon'a yönelik yoğun bir ilgiye dönüşmesiyle ortaya çıkan yönelimi adlandırır. Bu ilgi sonucunda 15. yüzyılda bir Platon Akademisi kurulmuştur.
Platonizm, Platon ve tilmizlerinin sistemi olarak da adlandırılabilir.
Matematiğin kökeni sorununu, Platon'un bu konudaki görüşlerine az çok yakın bir biçimde ele alan düşünce tarzı. (Platoncu matematikçi, bizim bilgimizden bağımsız mantıksal-matematiksel özlerden oluşan "ideal" ve nesnel bir dünyanın varlığını [ampirik anlamda olmamak üzere] kabul eder ve matematiği insan zihninin gelişigüzel bir icadı olarak değil de, bu özlerin hassalarının aşamalı bir biçimde keşfi olarak görür. Nitekim Frege ve Gödel gibi matematikçiler, bir tür platonculuğu savunmuşlardır.)
Platonculuk, Platon'un Diyaloglar'daki öğretiyi yorumlanarak, onu çeşitli biçimler altında varlığını sürdürdü. İÖ III. ve II. yy.'larda Yeni Akademi (Arkesilas ve Karneades), stoacı dogmacılığa tepki olarak, öğretiyi bir tür olasıcılık yönünde geliştirdi. Platonculuk, bu haliyle Roma'da kendine çok elverişli bir zemin buldu. İÖ I. yy.'ın sonlarına doğru, Atina ve İskenderiye'de aristotelesçilikten, stoacılıktan, özellikle de yenipythagorasçılık ve hermesçilikten etkilenen bir orta platonculuk gelişti. Böylece yeniplatonculuk için zemin hazırlanmış oldu (bu akımın öncüsü Sakkas, asıl kurucusuyşa Plotinos'tur [İS III. yy.]). Porphyrios, Iamblikhos, Proklos ve Damaskios V. yy.'ın başlarına kadar bu okulun tanınmasını sağladılar. Öte yandan, Kilise Babaları da yapıtlarında genellikle Platon'a başvurdular; hatta aziz Augustinus, hiçbir pagan filozofun Platon kadar hıristiyanlığa yakın olmadığını söyledi (nitekim, Augustinusçuluk aracılığıyla bir tür hıristiyan platonculuğu, XVII. yy.'a kadar etkisini sürdürdü). Ortaçağ'da platonculuk, canlılığını Bizans'ta korudu (Mikhael Psellos [XI. yy.] ve XV. yy.'ın başlarında, Hermesçiliğin, Orpheusçuluğun ve Pythagorasçılığın etkisinde bir platoncu akımı İtalya'ya sokan Getiistos Plethon olmuştur). Araplar da, Platon'u okudular (ama Aristoteles'i daha iyi biliyorlardı) ve gerek İbn Gabirol, gerekse yahudi kabalası Yeniplatonculuktan esinlendiler. Batı'da yalnızca Timaios okundu ve yorumlandı; XIII. yy.'ın öğreti alanındaki büyük sentezleriyse, belli başlı kavramlarını Aristotelesçilikten aldılar. Bununla birlikte, Chartres okulunun (XII. yy.) platoncu olduğu söylenebilir ve Dionysios Areiopagosçu ile Proklos'un, XIV. yy.'da Me-ister Eckhart'ı ve Rheinlandlı mistikleri etkiledikleri kesindir. Ama Platon'a parlak bir biçimde yeniden bağlananlar, XV. yy.'ın İtalyan, daha doğrusu Floransalı hümanistleri oldu (Platon'un Bizanslı Yunanlılar tarafından getirilen metinleri, Latinceye çevrildi).
Rönesans'ın en ünlü platoncuları, Nikolas von Kues, Floransa Akademisi'ni yöneten Marsilio Ficino ve Pico della Mirandole'dir. XVI. yy.'da, Patrizi, Paracelsus, Telesio, Bruno, Charles de Bouelles, Yuda Leon gibi filozoflar; John Colst, Thomas More, Erasmus ve Lefevre d'Etaples gibi hümanistler platonculuğu benimsediler. Ficino'nun ortaya koyduğu "platonik aşk" kavramı, şairlerin esin kaynağı olurken (Maurice Sceve, Louise Labbe, Spenser, Michelangelo), platoncu ve yeniplatoncu metinler de Botticelli, Raffaello, Michelangelo gibi ressamları etkiledi. Modern fizik de, platoncu matematikçilikle yeniden Kepler ve Galilei'ye bağlanarak, Aristoteles'in niteliksel biliminden uzaklaştı.
XVII. yy.'dan itibaren platonculuk, Cambridge "platoncular"ı bir yana bırakılırsa, bir akım olarak ortadan kalkmış olmakla birlikte, bugün dahi birçok filozof üzerinde etkisini hissettirmektedir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

27 Mayıs 2009 / kompetankedi Felsefe