Arama

Liberteryenizm

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 21 Şubat 2013 Gösterim: 4.515 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Şubat 2013       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Liberteryenizm
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Liberteryenizm, siyaset felsefesinde özellikle bireysel özgürlük, gönüllü işbirliği, ifade ve eylem özgürlüğünün vurgulanmasına karşılık gelir. Liberteryenliğin kesin bir tanımı üzerinde fikir birliği bulunmamakla birlikte günümüzde genellikle küçük kapsamlı hükümeti olan bir toplum veya hükümetsiz toplum taraftarlığını ifade eder.
Liberteryen okullar arasında devletin yararı veya zararına ilişkin çeşitli yaklaşımların bulunduğu söylenebilir; bazıları devletin gerekli olduğunu iddia ederken diğerleri devletin varlığının gereksiz olduğunu savunmaktadır. Anarşist okullar devletin tümüyle yok edilmesini savunur. Minarşist okullar saldırganlık, hırsızlık, sözleşmenin ihlali, dolandırıcılık ve vatandaşlarını korumakla sınırlı bir devleti savunur. Bazı okullar yoksul bireylere yönelik kamusal yardımları desteklemektedir. Bunların dışında, bazı okullar özel mülkiyeti reddeder ve ortak mülkiyeti destekler. Böylece başka bir ayrım özel mülkiyeti destekleyen veya üretim araçlarında ortak mülkiyeti destekleyen Liberteryenler arasında yapılabilir. Birinci kısım kapitalist, ikincisiyse sosyalist bir ekonomik sistemi destekler.

Felsefe
Liberteryen felsefeler genellike üç temel konu üzerine yoğunlaşır: hangi eylemlerin ahlaki olduğunun saptanması, özel mülkiyetin meşruluğu ve devletin meşruluğu. Genel olarak aynı kavram altında değerlendirilmelerine rağmen liberteryen düşünürleri çoğunlukla aynı görüşte olan bir bütün ya da grup gibi düşünmemek gerekir. Çünkü bu düşünürler arasında çok önemli farklılıklar bulunmaktadır. Hatta bu filozoflardan herhangi ikisinin bile görüşleri aynı değildir. Yine de bu düşünürlerin hepsine liberteryen öğreti taraftarı denilmesi, onların genel anlamda, hayatın her alanına ilişkin sınırlamaları reddedip özgürlüğü temele alan ortak paydaları olması sebebiyledir. Liberteryenizm taraftarları devletçiliğe karşıdır, bireyi sınırlayan birçok ideolojiye karşı çıkarlar. Her insanın kendi hayatının sahibi olduğu ve kimsenin başka hiçbir insanın hayatının sahibi olamayacağı ve bu durumun sonucu olarak her insanın kendi seçimlerine uygun bir biçimde eylemde bulunabilme özgürlüğüne sahip olacağı, diğer insanların aynı ölçüde kendi seçimleri doğrultusunda eylemde bulunabilme özgürlüğünü ihlâl edemeyeceğini savunmaktadır. Hiç kimse başka birisinin efendisi ya da kölesi değildir. Başka birisinin ya da bir şeyin aracı durumunda olan insanın kendi hayatını yönlendirebilme olanağı yoktur. Hayatını nasıl yönlendireceği hakkında tek karar verecek olan kişi bireyin kendisidir. Eğer insan başlı başına bir değer olarak değil de herhangi bir güç, otorite ya da kişiye dayalı olarak tanımlanmaya çalışılırsa insanı köle olmaktan kurtarma olanağı yoktur.

Genel Ayrım
Liberteryenler devlete karşıdır, ama daha sonra ikiye ayrılır: liberteryen sosyalistler ve serbest piyasa liberteryenleri.
Serbest piyasa liberteryenleri devlete karşıdır ancak devlete tümüyle karşı olan voluntaristlerden farklı olarak minarşistler mülkiyeti koruyacak ve legal sistemi işletecek minimal devlete ihtiyaç olduğunu savunur. Devletin diğer işlevlerinden birçoğu düşürülür, mesela devlet okulları, refahı sağlama görevi, işyeri güvenliğini ve çevre kirliliğini kanun ve denetimlerle düzenlemek gibi. Bütün bunlar piyasa tarafından yürütülmelidir. Serbest piyasa liberteryenleri işsizlik konusu gibi birçok sorunu çözmek için piyasaya güvenir. Örneğin asgari ücret belirlenmeksizin, bazı girişimciler hali hazırda işsiz olanların çoğuna iş sağlayabileceklerini ve bunu karlı gördüklerini belirtir. Hala ihtiyacı olanlara da yardımseverler yardım edecektir.
Liberteryen sosyalistler ise politik, ekonomik ve sosyal hiyerarşilere sahip olmayan, tüm vahşi ve baskıcı kurumların ortadan kaldırıldığı ve bunun yerine her bireye bilgi ve üretime eşit ve özgür ulaşım imkânı sağlandığı bir toplum kurmayı amaçlar. Liberteryen sosyalistlere göre eşitlik ve özgürlük, otoriter kurumların ve özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ile olabilecektir, böylece üretim ve kaynaklar üzerinde doğrudan kontrol işçi sınıfı ve topluma ait olacaktır. Liberteryen sosyalizm, aynı zamanda meşru olmayan otoriteyi tanıma, eleştirme ve sosyal hayatın her yönünde ortadan kaldırmaya meyilli bir düşünce içerisindedir. Liberteryen sosyalistler, ekonomik, siyasî, dinî veya cinsiyetten kaynaklanan kurumsallaşmış gücün kullanılmasının, hem kullananı hem de üzerinde kullanılanı vahşileştirdiğine inanır. Devlet sosyalizmini savunanlar özgürlük ve sosyal adalet için devlet ve siyasi parti içerisinde rol almaya çalışsa da liberteryen sosyalistler çabalarını, ticaret birlikleri, sendikalar, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve diğer bürokratik olmayan alanlara yönlendirirler.

Etimoloji
Terim Fransızca "libertaire" kelimesinden gelmektedir.
İngilizcede yaygın kullanımıyla serbest piyasa kapitalizmi ve minimal devleti savunanları, ansiklopedik kullanımdaysa bir dizi siyasi ideolojiyi ifade eden libertarian sözcüğü Fransızca libertaire'nin İngilizceye uyarlamasıdır. Ancak daha sonra İnglizcedeki bu uyarlama tekrar Fransızcaya uyarlanarak Libertarien şeklini almıştır. Fransızcada libertaire kelimesi günümüzde de anarşizm ile eşanlamlı kullanılırken, İngilizceden uyarlanan Libertarien kavramıysa serbest piyasa kapitalizmini destekleyen ideolojik grupları tanımlamada kullanılır.
Devrimci anarşist Joseph Déjacque Le Libertaire, Journal du Mouvement Social dergisini 1858 ile 1861 arasında New York’da çıkardı; “liberteryen komünizm” teriminin kullanımı ise Fransız anarşist kongresinin bunu benimsediği Kasım 1880′e kadar gitmektedir. “Liberteryen” teriminin kullanımı, anarşizm karşıtı yasaları delmek ve halkın aklındaki “anarşi” kelimesinin olumsuz çağrışımından sakınmak üzere Fransa’da kullanılmaya başlandığı 1890′lardan sonra daha da popüler hale geldi. Daha sonra farklı bir kullanım ABD'de ortaya çıkar.
Klasik liberalizmin sınırlı bir türevi biçiminde tanımlanabilen modern liberteryenizm, liberalizmin yirminci yüzyılda geçirmiş olduğu anlam değişikliklerinden dolayı ‘sol’ düşünceleri savunanlara ABD'de "liberal" denilmeye başlanmasından beri klasik liberal geleneğin takipçisi olanların kendilerini ve düşüncelerini ‘liberaller’den ayırma amacıyla liberteryen kelimesini kullanmasıyla ortaya çıkar. Bu yeniden canlanma, serbest piyasa liberteryenizminin düşünce kuruluşları ve siyasi partilerin aracılığı ile Kuzey Amerika dışında yayılmasıyla sonuçlanır. Zamanla "liberteryen" adıyla başta Rusya olmak üzere birçok ülkede politik partiler kurulur.
İki terim de Türkçeye liberter ve liberteryen olarak uyarlanmıştır. Türkçede kullanılan "liberter" kavramı "liberteryen" ile aynı anlama sahiptir, bazıları tarafından sıkça kullanılmaktadır. Özellikle anarşistler tarafından liberter kavramının Fransızcadaki anlamıyla kullanıldığı görülmektedir. Fakat bazen "liberter" kavramının, liberteryenin kısaltması şeklinde, onun yerine kullanıldığına da rastlanır.

Liberteryen Hareket
Ad:  150px-NolanwithNolanChart1996.jpg
Gösterim: 886
Boyut:  9.3 KB
1996, David Nolan
Murray Rothbard, 19. yüzyıl Amerikan bireyci anarşistlerin klasik liberal fikirlerin etkisiyle şekillenmiş çalışmalarından etkilendi. 19. yüzyılda bireycilerin bir emek değer teorisi vardı, fakat Rothbard neokalisk iktasadın bir öğrencisi olarak emek değer teorisini kabul etmedi. Rothbard 19. yüzyıl Amerikan bireycilerinin savunduğu özel savunma ve serbest piyasayı Avusturya İktisat Okulunun ilkeleriyle birleştirmeye çalıştı.
1971 yılında New York Times 17. yüzyıl filozofu Baruch Spinozanın modern liberteryenizmin habercisi olduğunu yazdı. Yazarlar, modern liberteryenizmin 18. ve 19. yüzyıl liberalizminin kısmen devamı olduğunu belirtti. 1950'lerde yazar Ayn Rand adına objektivizm dediği bir felsefi sistem geliştirdi. Rand'ın fikirlerini ifade ettiği Hayatın Kaynağı ve Atlas Silkindi romanları ve diğer çalışmaları birçok liberteryeni etkiledi. Bununla birlikte Rand, liberteryen etiketini reddetmiş ve "sağcı hippiler" olarak tanımladığı liberteryen hareketi sertçe kınamıştır.
1960'larda, Vietnam Savaşı sırasında liberteryenler, anarşistler ve muhafazakarlar bölünmüştü. Bu dönemde ABD'de gençler orduya girmeye zorlanıyordu. Liberteryenler savaşa katılmaya karşı çıktı ve barış hareketlerine katıldı ve Rothbard'ın Liberteryen Forumu gibi kendi yayınlarını kurmaya başladılar. Ayrıca 1960'larda Radikal Liberteryen İttifak ve Bireysel Özgürlük Derneği gibi kuruluşlar kuruldu. 1971 yılında küçük bir Amerikan grup David Nolan liderliğindeki Liberteryen Partiyi kurdu. Yıllar içinde kapitalizmi destekleyen onlarca liberteryen politik partinin dünya çapında ortaya çıktığı görüldü.
Ad:  250px-Gadsden_flag.svg.png
Gösterim: 866
Boyut:  15.4 KB
Gadsden bayrağı günümüzde liberteryenlerce de kullanılmaktadır. Özellikle ABD'de kullanılır fakat giderek dünya çapında kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bayrağa vergi karşıtı ve özgürlük yanlısı protestolarda rastlanır.
Modern liberteryenizm, Harvard Üniversitesi profesörü Robert Nozick'in Anarşi, Devlet ve Ütopya isimli kitabıyla akademik olarak tanınmıştır. Rawls'un adalet teorisini eleştirmek için yazdığı Anarşi, Devlet ve Ütopya kitabı modern liberteryenizmin en önemli kitaplarından biri haline gelmiştir. Bu kitapta Nozick, devletin rolünün, vatandaşları şiddetten ve hırsızlıktan korumak ve sosyal sözleşmelere uyulmasını sağlamakla sınırlı olduğu görüşünü savunmuştur. Anarşi, Devlet ve Ütopya 1975 yılında Ulusal Kitap Ödülünü kazandı.


Tarihsel Gelişim


1. 18. yüzyıl
1.1. Aydınlık Çağ
18. yüzyıl boyunca klasik liberal fikirler Avrupa ve kuzey Amerikada gelişti, liberteryenlerin çeşitli okullarını etkiledi. Metafizik ve felsefi anlamda liberteryen kelimesi ilk olarak determinizm karşıtı, özgür iradeye inanan düşünürler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
John locke'un yazıları bu dönemde etkili olmuştur. Locke, siyaset kuramını toplumsal sözleşme teorisi üzerine kurmuştu. Thomas Hobbes gibi o da insanın doğası gereği bencil olduğuna inanıyordu fakat Hobbes'ın aksine Locke, toplumsal ilişkilerin sağduyu ve hoşgörü üzerine kurulu olduğuna da inanıyordu. Doğal olarak tüm insanlar eşit ve özgürdü. Herkesin kendi "hayat, sağlık, özgürlük ve mülkiyet"ini savunmak için doğuştan sahip olduğu hakları bulunmaktaydı.

1.2. Mutualizm
Ad:  220px-BenjaminTucker.jpg
Gösterim: 569
Boyut:  10.5 KB
Benjamin Tucker
Mutualizm, 18. yüzyılda İngiliz ve Fransız işçi hareketleri ile ortaya çıktı ve ardından Fransa'da Pierre-Joseph Proudhon, ABD'de diğer bazı düşünürlerle bağlantılı olarak anarşist görünüm kazandı. Birleşik Devletler'de, örneğin Benjamin Tucker ve William B. Greene gibi bireyci anarşistler üzerinde etkisi görüldü.
Mutualizmin önemli kavramları arasında; federasyon, karşılıklılık, özgür ortaklık, gönüllülüğe dayanan sözleşmeler, kredi ve para reformu bulunur. Birçok mutualistin görüşüne göre hükümet müdahalesinin olmadığı bir serbest piyasa - emek değer teorisine göre - kar, kira ve faizi kaldırarak, fiyatları emek maliyetlerine çeker ve şirketler için işçilerin rekabeti yerine; firmaların ücretleri arttırarak işçiler için rekabet ettiği bir düzen sağlanır.
Mutualizm, kimi zaman bireyci ve kollektivist anarşizm arasında bir yerlerde bir sentez olarak görülür. Bu düşünce mutualistlerin kendi eserlerinde dile getirilmiştir. "Mülkiyet Nedir?" adlı eserinde Proudhon "özgürlük" kavramına eşdeğer olarak komünizm ve mülkiyetin diyalektik sentezi olan "anarşi" kavramını önerir. Pierre-Leroux'tan esinlenen Greene, mutualizmi üç felsefenin sentezinde arar:“komünizm, kapitalizm ve sosyalizm.Sonraki bireyci anarşistler mutualist terimini “sentez” temasına çok az vurgu yaparak kullandılar.
Proudhon’dan önce, Josiah Warren’de başarısız Owencı deneyimin ardından benzer görüşler öne sürmüştür. 1840 ve 1850’lerde, Charles A. Dana ve William B. Greene, Proudhon’un çalışmalarını ABD’de tanıttı. Greene Proudhon’un mutualizm kavramını ABD koşullarında yeniden değerlendirdi ve Benjamin R. Tucker'a bundan bahsetti.


2. 19. Yüzyıl

2.1. Egoist anarşizm
Egoizm veya egoist anarşizm, bireyci anarşizmin etkili biçimidir. Bireyci anarşizmin bilinen en eski savunucularından Max Stirner'ın, 1844'de yazdığı Ego ve Mülkiyet adlı eseri felsefesinin kurucu metnidir. Stirner’ın felsefesi bireyci anarşizmin egoist formudur; ona göre tanrı, devlet, ahlak kuralları ve toplumu dikkate almadan istediği gibi eyleyen bireyin, toplum üyelerine karşı hiçbir sorumluluğu yoktur. Stirner’a göre haklar insan aklındaki korkulardır ve toplum denen şey yoktur; “bireyler onun gerçekliğidir” Mülkiyeti haklarla değil, güç ve kudretle sahip olunan varlıklar olarak görür. Stirner merhametsizliğe saygının gösterileceği egoistler birliğini insanları bir araya getirecek örgütlenme modeli olarak görür.

2.2. Bireyci anarşizm
Ad:  220px-Josiah_Warren.jpg
Gösterim: 703
Boyut:  22.4 KB
İlk Amerikalı anarşist olarak kabul edilen ve ilk anarşist dergisi "Barışçıl Devrimci"nin yazarı Josiah Warren.
Farklı geleneklerden oluşan bireyci anarşizm bireysel bilincin ve bireysel çıkarın herhangi bir kollektif organ ya da kamu otoritesi tarafından engellenmemesi gerektiğine inanır. Bireyci anarşizm, sosyal, sosyalist, kollektivist, komünalist akımların ortak mülkiyet düşüncesine karşı mülkiyetin bireylerin elinde bulunması fikrine olumlu yaklaşım sergiler. Bazı önemli temsilcileri: Henry David Thoreau, Josiah Warren ve Murray Rothbard’dır. Josiah Warren ilk Amerikan anarşist olarak kabul edilir. 1833 yılı boyunca Barışçıl Devrimci adlı haftalık dört sayfalık yayını kendi kurduğu yayın evinde yayınlamıştır. Ayrıca genelde William Godwin de bireyci anarşist olarak değerlendirilir. Godwin, yardımseverlik düşüncesini savunurken bunun yanında her bireyin, kendi emek ve mülkiyeti üzerinde bireysel söz hakkını dile getirmiş ve sonunda ortadan kalkmasıyla sonuçlanacak olan hükümetin zamanla küçülmesine yol açacak ilerlemeci akılcılığa inanmıştır.
Daha az radikal olmak üzere farklı bir bireyci anarşizm türü, Boston anarşistleri'nce savunuldu. Bunlar, serbest piyasa ve özel mülkiyeti destekliyorlardı. Özgürlüğün ve mülkiyetin korunmasını özel sözleşmelerle sağlama taraftarıydılar. Bunun yanında emeğin, maaş karşılığı takasını öngörüyorlardı, buna rağmen devlet tekelinde kapitalizmin (devlet garantisinde tekel olarak tanımlanır) emeğin karşılığını sağlamayacağı uyarısını da yapıyorlardı. 19 yüzyılda dahi Amerikalı bireyciler arasında çeşitli konularda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştı ve bu yüzden bireyci anarşizm açısından belirli bir teoriden bahsetmek mümkün görünmemektedir. Örneğin Tucker entelektüel mülkiyet haklarına karşı çkarken; Spooner desteklemekteydi. Tucker sadece kullanıldığı sürece toprak mülkiyetini savunurken, Byington ve Spooner mülkiyet konusunda bu tür bir kısıtlamadan bahsetmiyordu.
Önemli bir ayrışma, 19. yüzyılda Tucker ve bazı başka anarşistler, doğal haklar düşüncesini terk edip, Stirner'in felsefesi ışığında "egoizm"i benimsediklerinde görüldü. Bu yüzyılın ardından “bireyci anarşizmin doruk dönemi kapandı”. Fakat, bireyci anarşizm, daha sonra Murray Rothbard ve 20. yüzyılın ortalarında anarko kapitalistlerce daha geniş bir çerçevede özgürlükçü hareket akımlarından biri olarak çeşitli değişikliklerle benimsendi.

2.3. Georgizm

19. yüzyılın sonlarında Georgizm özellikle Amerikalı liberteryenler arasında etkili olmuştur. Georgist felsefe ekonomist Henry George ve yazılarına dayanmaktadır. Georgistler arazi değeri üzerinden vergi ödenmesinin ekonomik, verimli, adil ve hakkaniyete uygun olduğunu ve daha az adil ve verimli diğer vergilerin azaltılabileceğini veya ortadan kaldırılabileceğini, vergilerin zenginler tarafından öncelikle ödeneceğini ve ekonomik eşitsizliğin azalacağını, böylece yeterli gelir elde edilebileceğini savunur. Arazi değeri üzerinden vergi, birçok kişi tarafından ilerici bir vergi olarak tarif edilmiştir.

2.4. Birinci Enternasyonal
Şiddetli reaksiyoner dönemin takip edeceği 1848 devrimleri sosyalist hareket açısından önemli bir aşamaydı. Devrimci hareketin ikinci en önemli aşaması yaklaşık yirmi yıl sonra 1864’de Uluslararası Emekçiler Birliği’nin kurulması ile başladı. İçinde Fransız Proudhon taraftarları, Blanquistler, İngiliz sendikalistler sosyalist ve sosyal demokratların bulunduğu Birinci Enternasyonal farklı devrimci hareketleri ve dünya işçilerini bir araya getirmek üzere sınırları aşan uluslararası sosyalist bir örgüt olarak kuruldu. İşçi hareketi ile olan doğrudan bağı nedeniyle zamanla önemli bir güç haline geldi. Karl Marx örgütte önde gelen ve Genel Kurul üyelerinden biriydi. Sol siyasetten geniş yelpazede birçok oluşumu içinde barındıran birlik bu özelliğinden dolayı çeşitli görüş ayrılıklarına da sahne olmaktaydı. Proudhon taraftarları, mutualistler, Marx'ın devlet sosyalizmi düşüncesine karşı çıkıyorlar, küçük mülkiyet hakkını savunuyorlardı. Aynı şekilde Enternasyonal’in anti otoriter seksiyonunun yanında 1868 yılında örgüte katılan Bakunin'de, devletin devrimci alaşağı edilmesini ve mülkiyetin kollektifleştirilmesini savunuyordu. Başlangıçta kollektivistler ile marksistler birlikte Enternasyonal’i daha devrimci sosyalist bir eğilime çekmek için çalışmış olsalar da sonraları örgüt, Marx ve Bakunin ile diğer önemli figürler çevresinde kamplara ayrıldı. Bakunin, Marx’ın düşüncelerini otoriter buluyor eğer Marksist bir parti iktidara gelirse, parti liderlerinin, karşısında savaştıkları yönetici sınfın yerini alacağı öngörüsünü ileri sürüyordu. 1872 yılında bu çatışma iki grup arasında doruk noktasına ulaştı ve Lahey Kongresinde ayrılık kesinleşti. Marx’ın girişimleriyle Bakunin ve James Guillaume, Enternasyonal’den ihraç edildi ve yönetim merkezi New York’a taşındı. Buna karşılık Enternasyonal’in anti-otoriter grubu devrimci anarşist bir program kabul ederek St Imier Kongresi'nde anarşist enternasyonali kurdu. Birinci Enternasyonal’in anti otoriter kesimi “ayrıcalıkları ve devlet otoritesini” özgür emek örgütleri ile alaşağı etmek “ isteyen anarko sendikalislerin öncüleri oldular.


3. 20. Yüzyıl

3.1. Objektivizm
20. yüzyılın ünlü düşünürlerinden Ayn Rand'ın eserleri ilk yayınlandıkları andan itibaren entelektüel alanda önemli bir etki yaratmıştır. Onun ortaya koyduğu yeni ahlak anlayışı (akılcı bencillik ahlakı) zamanın altruist-kolektifçi modasına meydan okumuştur. Objektivizm olarak bilinen felsefesi ünlü romanlarının temasıdır.
Ona göre etik mistik bir fantezi ya da sosyal bir anlaşma değildir, vazgeçilebilir, sübjektif bir lüks de değildir. Etik; doğaüstü güçlerin, insanın komşuları ve kaprislerinin lütfu olarak değil, realite ve hayatın doğasının bir lütfu olarak, bireyin hayatta kalmasının nesnel bir gereksinimidir. Objektivist etik akılcı bencilliği, yani insanı kurban etme ilkelliğinin ötesine asla geçememiş, akılcı olmayan kaba kuvvet kullanıcılarının arzuları, hisleri veya kaprisleri ile üretilen değerleri değil, insan bekasının gerektirdiği değerleri destekler ve savunur.

3.2. Anarko Kapitalizm
Ad:  220px-Murray_Rothbard.jpg
Gösterim: 658
Boyut:  8.1 KB
Murray Rothbard
Anarko kapitalizm (ayrıca voluntarizm, özel mülkiyet anarşizmi veya serbest piyasa anarşizmi ile ifade edilebilir) özel mülkiyet hakkına, iktidar müdahalesinin reddine ve temel toplumsal etkileşim mekanizması olarak rekabete dayalı serbest piyasanın savunusuna dayanan siyasal düşüncedir. Anarko kapitalizm, özel mülkiyeti şu şartlarda meşru görür: Bir emek ürünü ise, ticaret etkinliğinin bir sonucu ise veya hediye olarak elde edilmiş ise. Ekole göre, anarko kapitalist toplumda; serbest piyasa işleyişini, toplumsal kurumları, yasa uygulamalarını, güvenliği ve altyapıyı, devlet yerine kar amaçlı rekabete dayalı şirketlerin, yardım derneklerinin veya gönüllülüğe dayanan birliklerin düzenlemesi öngörülür.

800px Ama gisvg
Ama-gi, bir antik Sümer çivi yazısı sözcüğüdür. "Özgürlük/Bağımsızlık" anlamına gelen sözcüğün, bu kavramı dile getiren ilk insan yazısı olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle de zaman zaman anarko-kapitalistler tarafından sembol olarak kullanılır.

Anarko kapitalizm, piyasa teorisyenleri Gustave de Molinari, Frederic Bastiat ve Robert Nozick ile birlikte Amerikalı bireyciler Tucker ve Spooner gibi düşünürlerin fikirleri ile şekillenmiştir. Bir tür bireyci anarşizm biçimi olarak karakterize edilir. Fakat, Tucker ve Spooner'ın çizgisinde olan bireyci anarşizmden farklı olarak, anarko kapitalizm emek değer teorisini ve onun normatif uygulamalarını reddeder. Anarko kapitalist düşünceler agorizm ve piyasa merkezli liberteryen sol felsefelerin gelişimine katkılarda bulunmuştur.
Anarko kapitalizm hem doğal haklar hem de faydacı (utilitarian) temelde savunulmuştur. Anarko kapitalizmin, kapitalist doğasından kaynaklanan sebeplerle anarşist düşünce içindeki yeri tartışmalıdır. Özellikle komünist anarşist hareket içinde olanlar, Rothbard gibi bireyci anarşistleri anarşizm yazınından dışlama taraftarıdır. Rothbard uzlaşmaya dayalı değişimi ifade eden serbest piyasa kapitalizmini, onu yoketmek üzere baskıcı yöntemler kullanan hükümet ve büyük şirketler arasında bir birliktelik olarak tanımladığı devlet kapitalizminden ayırır. Bu bağlamda Rothbard "kapitalizm"i anarşizmin en yetkin ifade biçimi ve aynı şekilde anarşizmi de kapitalizmin en yetkin ifade biçimi olarak tanımlamıştır.
Ayn Rand, Robert Nozick gibi minarşist düşünürler anarko kapitalistlerden farklı olarak devletin tek meşru fonksiyonunun bireyleri saldırganlıktan, hırsızlıktan, sözleşmelerin ihlalinden ve dolandırıcılıktan korumak olduğunu ve devlet kurumlarının sadece askeriye, polis, yargı ve yasamadan ibaret olması gerektiğini savunmuştur.

3.3.
Minarşizm
Liberteryenizmin popüler kullanımı minarşizme denktir. Modern liberteryenizm, bireysel özgürlüklerin korunmasıyla sınırlandırılmış minimal devlet fikrini güçlü şekilde savunan; serbest ticareti ve serbest piyasa ekonomisini destekleyen; 18. ve 19. yüzyıl klasik liberal fikirlerin kısmen devamı olan bir 21. yüzyıl siyaset felsefesidir.
Bu modern liberteryenizm, Harvard Üniversitesi profesörü Robert Nozick'in Anarşi, Devlet ve Ütopya isimli kitabıyla akademik olarak tanınmıştır. Rawls'un adalet teorisini eleştirmek için yazdığı Anarşi, Devlet ve Ütopya kitabı modern liberteryenizmin en önemli kitaplarından biri haline gelmiştir. Bu kitapta Nozick, devletin rolünün, vatandaşları şiddetten ve hırsızlıktan korumak ve sosyal sözleşmelere uyulmasını sağlamakla sınırlı olduğu görüşünü savunmuştur.


Etkili Liberteryen düşünürler
  • Émile Armand - 20. yüzyılın en etkili bireyci anarşistlerinden biridir.
  • William Godwin - Anarşizmin ilk çağdaş savunucularındandır.
  • Mikhail Bakunin - Kolektivist anarşizmin temel kuramcılarındandır ve sol liberteryenizmin gelişimi üzerinde büyük etkisi olmuştur.
  • Frédéric Bastiat - 19. yüzyılın önde gelen ekonomistlerinden biridir ve fırsat maliyeti kavramının yaratıcısıdır.
  • Murray Bookchin - Libertarian municipalism'in kurucusu ve toplumsal ekoloji hareketinin önde gelen teorisyenidir.
  • Emma Goldman - Anarka-feminizmin etkili savunucusudur.
  • Peter Kropotkin - Liberteryen komünizmin başlıca teorisyenidir.
  • Robert Nozick - Politik filozof; anarşi, devlet ve ütopya'nın yazarıdır.
  • Pierre-Joseph Proudhon - Mutualizm'in kurucusu.
  • Ayn Rand - Objektivizm felsefesinin yaratıcısı.
  • Murray Rothbard - Anarko-kapitalizmin kurucusudur.
  • Henry David Thoreau - Anarko-pasifizmin önde gelen filozoflarından biridir.
  • Benjamin Tucker - 19. yüzyıl bireyci anarşizmin önde gelen teorisyenidir.
  • Max Stirner - Egoist anarşizmin kurucusudur.
  • Josiah Warren - İlk Amerikalı anarşist olarak bilinen ve ilk anarşist dergisi "Barışçıl Devrimci"nin yazarı.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!