Arama

Magnetizma

Güncelleme: 14 Temmuz 2011 Gösterim: 24.954 Cevap: 6
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
23 Şubat 2007       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Magnetizma

Sponsorlu Bağlantılar
Mıknatıslık:

Demir,nikel ve kobalt gibi maddeleri çekme özelliği gösteren cisimlerdir. Fe2O4 (demir oksit) bileşiği tabii bir mıknatıstır. Manisa yakınlarında ilk olarak bulunduğu söylenen bu siyah taşa sürtülen demir çubukta mıknatıslık özelliği kazanır. Sayıları çok az olmakla beraber Demir, Nikel, kobalt gibi bazı maddeler kuvvetli bazı magnetik etkiler gösterirler. Mıknatıslık özelliği 2 teori ile açıklanabilir:

1. Wilhelm Weber (1804-1890): Moleküler Teori

Moleküler teoriye göre magnetik maddelerin molekülleri iki kutuplu birer küçük mıknatıs gibidirler. Mıknatıslanmamış bir maddede bu küçük mıknatıslar rastgele bulunduklarından birbirlerinin magnetik alanını yok ederler ve böylece maddenin çevresinde herhangi bir alan meydana gelmez. Bu magnetik madde mıknatıslandığında moleküler mıknatıslar zıt kutupları uç uca gelecek şekilde sıralanırlar. Böylece madde çevresinde magnetik alanı olan mıknatıs haline gelir. Bu teori bir çubuk mıknatısın moleküllerine kadar bölündüğünde yine iki kutuplu mıknatıs elde edileceği ve mıknatısların uçlarında magnetik alanın en büyük olduğu konularına açıklama getirir.

2. Andre Marie Ampere(1775-1836): Mıknatıslanma Teorisi

Oersted(1770-1851) akım geçiren bir telin etrafında magnetik alan meydana geldiğini gözlemiştir. Amper mıknatıslanmış madde içinde dolaşan akımlar olduğunu ve maddenin magnetik özelliğinin bu küçük kapalı devre akımlardan ileri geldiğini söylemiştir. Bu günün atom teorisi bu görüşü desteklemektedir. Direnci olmayan ve sürekli devam eden bu akım devreleri atomlardaki elektronların dönmesinden ileri gelir. Hareket eden bir elektrik yükü çevresinde her zaman bir magnetik alan meydana getirdiğinden negatif elektrik yüklü bir elektronda yaptığı bu hareketlerinden dolayı bir magnetik alan meydana getirir Meydana gelen alanın yönü elektronun dönme yönüne bağlıdır. Mıknatıslanmamış bir madde de bu hareketler düzensizdir. Bundan dolayı etkiler birbirini yok ettiklerinden bileşke etki sıfıra çok yakındır. Madde magnetik alanda bu etkileri bir düzene girdiğinden mıknatıslanır.

Diyamagnetik Maddeler: Bağıl magnetik geçirgenlikleri 1 den biraz küçüktür. Magnetik alan içinde alana zıt yönde zayıf mıknatıslanırlar ve alanın zayıf tarafına doğru itilirler. Serbestçe dönebilen diamagnetik bir çubuk alan içerisine konulduğunda alana dik durum alır.

Paramagnetik maddeler: Bağıl magnetik geçirgenlikleri 1 den biraz büyüktür. magnetik alanda zayıf mıknatıslanırlar ve alanın kuvvetli tarafına doğru çekilirler Serbestçe dönebilen paramagnetik bir çubuk magnetik alan içerisine konulduğunda alan doğrultusuna paralel bir durum alır.

Ferromagnetik maddeler: Bağıl magnetik geçirgenlikleri 1 den çok büyüktür. magnetik alan içinde paramagnetik maddelere benzer özellikler gösterirler ancak çok kuvvetli mıknatıslanırlar.

Kuantum Fiziği olmadan, magnetik özellikler üzerinde bir açıklama getirmek mümkün değildir. Ferrimagnetizma, antiferromagnetizma ve ferrimagnetizma özellikleri gösteren katılar, belirli bir sıcaklığın altında, kendiliğinden (spontaneous) bir magnetik momente sahiptir. Ferromagnetik maddeler teknolojik yönden çok büyük önem arz etmektedir; transformatörler, ses, video, teyp, disketler bu maddelerden yapılmaktadır. Magnetik özellikler, tamamen cismi oluşturan atomların elektronlarının kendi magnetik momentlerinin (spin açısal momentumlarının), yörünge hareketlerinin (yörünge açısal momentumlarının) veya bulundukları enerji düzeylerinin ne kadar dolu olduğunun bir sonucu olarak ortaya çıkar. Element ve bileşiklerin büyük çoğunluğunda , uygulanan magnetik alan doğrultusunda , aynı veya zıt yönde, bir magnetizasyon elde ederiz. Aynı yönde magnetizasyon oluşturanlara paramagnetik, ters yönde magnetizasyon oluşturanlara ise diamagnetik cisimler deriz. Kristal yapı içindeki atomların, birbirleri ile olan etkileşmeleri sonucu, ferromagnetizma, antiferromagnetizma ve ferrimagnetizma diye adlandırdığımız magnetik özellikler ortaya çıkmaktadır.

Bir cismin magnetik geçirgenliği µ=B/H olarak tarif edilir. µçok büyük değer alabilir.(1.000.000) Histeriz eğrisindeki iki nokta önemlidir. Biri uygulanan magnetik alanın sıfır olduğu yerde, kalıcı magnetik indüksiyon olan Br Diğeri magnetik indüksiyonu sıfıra götürmek içinters yönde uygulamamız gereken magnetik alan Hc değeridir. Teknolojik uygulamalarda kullanılacak olan Ferromagnetik malzemelerin histeriz eğrisi elde edildikten sonra bu iki değere bakılır iyi bir transformatör çekirdeği içinmümkün oldukça küçük Hc değeri çok büyük bir Br değeri elde edilmeye çalışılır.Hoparlörlerde kullanılacak mıknatıs için her iki değerinde çok büyük olduğu malzemeler kullanılmaya çalışılır.

Son düzenleyen Blue Blood; 8 Temmuz 2008 21:26 Sebep: İncelendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
TEORİK BİLGİ Akım kaynakları iki türlüdür. Alternatif akım kaynakları (ac) ve doğrusal akım kaynakları (dc).Doğrusal akım kaynaklarında üretilen sinyalin zamanla genliği ve yönü dönüşmez sabittir. Fakat alternatif akım kaynaklarında üretilen sinyalin genliği ve yönü periyodik olarak değişir. Osiloskop bir elektrik devresinde bulunan , devre elemanları üzerinden geçen akımın veya bir devre elemanının iki ucu arasındaki gerilimin şeklini görmek ve bu şekil üzerinden genlik , periyot ve diğer karakteristikleri ölçmek için kullanılır. Osiloskop temelde 3 ana kısımdan meydana gelmiştir. 1)Elektronların üretildiği kısım. 2)Elektronların hızlandırıldığı ve odaklandığı kısım. 3)Yatay düşey plakalar ve ekran. 1)1. kısımda flaman üzerinden geçen akım sayesinde elde edilen ısı enerjisinin bir kısmı ile katot dan elektron kopartılır ve geri kalan enerjide elektrona hareketi için kinetik enerji olarak aktarılır. Katot’un etrafında bir denetim ızgarası (A1 ızgarası) vardır ve bu ızgara katot’a göre daha negatif gerilimdedir. Izgara ve katot arasındaki potansiyel farktan elektrik alan elde edilir ve bu elektrik alan sayesinde elektronların bir araya gelmesi ve ızgaradan geçecek elektronların sayısı denetlenebilir. A1 ızgarasından çıktıktan sonra silindirik A2 kafesine girer. 2)2. kısım elektronların hızlandırıldığı ve odaklandığı kısımdır. A2 kafesi silindirik olduğu için içinde potansiyel fark yoktur ve bu yüzden A2 ‘nin içinde elektrik alan yoktur asıl hızlandırma ve odaklama işlemi A2 ve A3 kafesleri arasında gerçekleşir. A3 kafesi A2 kafesine göre daha pozitif bir gerilimde tutulmaktadır ve bu yüzden elektronlar elektrik alanın etkisinde A2 ‘den A3 e doğru hızlanırlar.Aşağıdaki şekilde de görüldüğü gibi elektronlar elektrik alan kuvvetinin etkisinde sağa doğru bir Fx kuvvetinin etkisinde hızlanırlar ve aşağı doğru bir Fy kuvvetinin etkisinde ise odaklanırlar. Bu Fy kuvveti A3 kafesine çok yakın yerlerde elektronları kafese girmesini engelleyecek şekilde olsa da oraya gelene kadar elektronlar çok hızlandığı için bu kuvvetin etkisinde fazla kalmazlar.Artık elektronlar odaklanmış ve yeterince hızlandırılmışlardır. 3)3. kısımda elektronun hareket doğrultusuna dik olacak şekilde yatay ve dikey plakalar yerleştirilmiştir. Bu plakalara dışarıdan AC ve DC gerilimleri uygulanarak elektronların fosforlu ekrana düşmeleri sağlanır. Elektronlar bu ekrana çarparak enerjilerini ekrana aktarırılar ve bu enerji ekranı oluşturan maddenin atomları da, bir yörüngedeki elektronu bir üst yörüngeye çıkararak uyarır. Bir üst yörüngeye çıkan elektron tekrar eski yörüngesine dönerken bir ışıma yapar ve bizde böylece ekran üzerinde parlak bir nokta görebiliriz.Biz düşey plakaların potansiyeli ile oynayarak ekranda şekilleri görürüz. Osiloskop yatay plakalara testere dişi adı verilen bir gerilim uygulanır. Elektronun A3 kafesinden çıkış hızı V0 sabit kalır çünkü x doğrultusunda hiç kuvvet uygulanmamaktadır. Elektron 1 mesafesini t kadar sürede alıyor ise; t = 1/Vo Elektron’a uygulanan elektromanyetik kuvvet; F = q . E ‘den F = e . E Ve newton’un 2 yasası F = m .a ‘dan bunları eşitlersek F = e. E = m. a ve a = (e . E)/m çıkar. V1: hızlandırma gerilimi Vd: Saptırıcı plakalar arasına uygulanan gerilim Elektron’un y doğrultusunda aldığı yol ; y = 1/2. a. t 2 ‘den yerlerine koyulursa; y = 1/2. (e.E)/m . 12/Vo2 bulunur. Kinetik enerji; K= 1/2 mVo2 = e V1 ‘dir . Vd = E .d E = Vd / d y = Vd 12 / 4.d.V1 tanθ = Vy / V0 Vy = a .t = e .E.1 / (m.V0) Vy = e.Vd.l / (m.d.V0) tanθ = e .Vd.1 / (m.d.Vo2) ve 1/2.mV02=e.V1’den tanθ = Vd.l / (V1.2d) olarak çıkar. Ve uzunluklardan; tanθ = D / L D = L .e.Vd.1 / (m.d.Vo2) çıkar. Eğer sabit olan değerlere A dersek; A = L.1 /(2.d.V1) ‘dan D = A.Vd olarak bulunur. Yani buda ekrandaki kayma miktarının düşey plakalara uygulanan saptırıcı gerilim ile doğru orantılı olduğunu gösterir. Yörünge bükülmesi Vd ve l ile artar. Daha uzun levha ile elektrik alan elektronları daha uzun süre etkileyerek sapmanın daha büyük olmasını sağlar. Verilen toplam potansiyel farkı için levhalar birbirine ne kadar yakın olursa saptırıcı alanda o kadar büyük olu

Sponsorlu Bağlantılar
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
23 Haziran 2007       Mesaj #3
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Manyetizma, Eletroliz ve Ses

MIKNATIS ve ÖZELLİKLERİ
Magnetik adı verilen demir oksit (Fe3O4) bileşiği tabii bir mıknatıs olarak bilinir.

Demir, nikel, kobalt gibi maddeleri çekme özelliği gösteren cisimlere mıknatıs denir.
Üç çeşit mıknatıs vardır.
1. Doğal mıknatıs : Doğada oluşan ve taş olarak bulunan mıknatıslardır.
2. Yapay mıknatıs : Demir, nikel ya da kobalttan yapılır. Çubuk, pusula iğnesi, U şekline ve at nalı şekline benzeyen çeşitleri vardır.
Bu mıknatıslara daimi ya da geçici mıknatıslık kazandırılabilir.
3. Elektromıknatıslar : Magnetik özellik gösteren maddeye örneğin demir üzerine tel sarılıp telden akım geçirildiğinde oluşan mıknatıslardır.

Mıknatısın Kutupları
Mıknatısların uçları çekme ve itme özelliği gösterirler. Mıknatıslık etkisinin en şiddetli olduğu bu uçlara kutup adı verilir. Bir mıknatısın şekli nasıl olursa olsun iki kutbu bulunur.
Bir mıknatıs ortadan iple asılırsa, kuzey-güney doğrultusuna yönelerek durur. Kuzeyi gösteren kutba N, güneyi gösteren kutba ise S kutbu denir.
Elektrik yüklerinde olduğu gibi, mıknatıslarında aynı kutupları birbirini iter, zıt kutupları ise birbirini çeker. Bu itme ya da çekme kuvveti, mıknatısların kutup şiddetleri ile doğru, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır.
Mıknatıslar, demir, nikel, kobalt gibi maddeleri ve bunların alaşımlarını çeker. Bu nedenle bu maddelere magnetik maddeler denir. Cam, kağıt, tahta, plastik gibi maddeleri mıknatıs çekmez.

Magnetik Alan Kuvvet Çizgileri
Bir mıknatısın çekim etkisini gösterdiği alana magnetik alan denir.
Bir cam levha üzerine demir tozları serpildikten sonra levhanın altına çubuk mıknatıs yerleştirilip levhaya yavaş yavaş vurulduğunda, demir tozları mıknatısın magnetik alan çizgilerine paralel hale gelirler. Demir tozlarının oluşturduğu çizgilere bakılarak normalde görülmeyen çizgilerin nasıl olduğu anlaşılır.
Çubuk mıknatısın çevresindeki magnetik alan çizgileri şekildeki gibidir.
Magnetik alan kuvvet çizgileri N kutbundan S kutbuna doğrudur. Çizgilerin uç noktalarında sık olması magnetik alanın uç kısımlarında şiddetli olduğunu gösterir.
Magnetik alan çizgilerinin bulunduğu yerlere pusula iğneleri konulduğunda, pusula iğneleri yerdeki magnetik alan çizgilerine paralel olacak şekilde dengede kalırlar. Herhangi bir noktadaki magnetik alan vektörü ise, o noktada magnetik alan çizgilerine teğettir.
Magnetik alan, çizgilerinin paralel olduğu yerlerdeki alana düzgün magnetik alan denir.

Mıknatısı Bölmek
Çubuk şeklindeki bir mıknatıs ikiye bölündüğünde, oluşan her bir parça yine N–S kutuplu mıknatıs olur.
Bölme işlemi atomik boyuta kadar devam ettirildiğinde de yine mıknatıs özelliği devam eder. Yani tek kutuplu mıknatıs elde edilemez.

Geçici Mıknatıslanma
Yapay mıknatıslardan faydalanılarak magnetik özelliği olan demir, nikel ve kobalt geçici olarak mıknatıslanabilir. Üç yolla geçici mıknatıslanma elde edilebilir.
1. Sürtünme ile Mıknatıslanma
Bir demir çubuğa,şekildeki gibi mıknatısın her defasında aynı kutbu aynı yönlü sürtürülürse, mıknatısın ilk sürtülen uç kısmı mıknatısla aynı kutuplu olacak şekilde demir çubuk geçici olarak mıknatıslanır.
2. Dokunma ile Mıknatıslanma
Mıknatısa dokundurulan demir parçalarını mıknatıs tutar. Çünkü demir parçası mıknatısın dokunduğu kutupla zıt kutupla kutuplanır ve onu çeker. Demir parçaları uç uca eklenirse, her bir uç bir öncekine göre zıt kutuplanır.
3. Etki ile Mıknatıslanma
Mıknatısın magnetik alanı içine konulan demir parçaları geçici olarak mıknatıslık özelliği kazanır. Şekilde demir parçasına mıknatısın S kutbu yaklaştırılırsa, demirin S ye yakın olan kısmı N, diğer tarafı ise S kutbu olur.

Bir mıknatıs demir çubuğun orta kısmına şekildeki gibi yaklaştırılırsa, demir çubuğun uç kısımları N, orta kısımları ise S kutbu olacak şekilde etki ile mıknatıslanır.

Yerin Magnetik Alanı
Yerin magnetik ala nının olduğu deneylerle tespit edilmiştir. Dünya, sanki kuzey yarı kürede S, güney yarı kürede N kutbu bulunan bir çubuk mıknatıs varmış gibi davranır. Magnetik kuzey ve güney kutup ile coğrafi kuzey ve güney kutup tam çakışmıyor. Belli küçük bir açı kadar sapma gösteriyor. Ağırlık merkezinden asılmış bir çubuk mıknatıs, bulunduğu yerden geçen dünyanın çevresindeki magnetik alan kuvvet çizgilerine teğet olmak zorundadır. Bu nedenle ağırlık merkezinden asılmış bir çubuk mıknatısın N kutbu magnetik kuzeyi, S kutbu ise magnetik güneyi gösterir.
Kuzey yarı kürede, ağırlık merkezinden asılan bir çubuk mıknatıs veya pusula iğnesinin N kutbu, güney yarı kürede ise S kutbu aşağı eğilir. Ekvatorda yere paralel, kutuplarda ise yere dik konuma gelir.

Mıknatısların Kullanıldığı Alanlar
Mıknatıslar, pusula yapımında, kapı zilinde, telefon, radyo, televizyon, voltmetre, ampermetre, elektrik motorları, bazı oyuncakların yapısı gibi bir çok yerlerde kullanılmaktadır.
Sanayide demir parçalarını diğer maddelerden ayırmak için yine mıknatıslar kullanılır.

ELEKTRİK AKIMININ MAGNETİK ETKİLERİ
Akım geçen telin oluşturduğu magnetik alan
Şekilde pusula iğnesinin üzerinden tel geçecek şekilde devre kurulup anahtar kapatılıp telden yeterince akım geçtiğinde pusula iğnesi aniden saparak tele dik konuma gelir. Pusulanın sapması yerin magnetik alanından başka bir magnetik alanın meydana geldiğini gösterir. Bu alan elektrik akımlarının çevresinde meydana gelen magnetik alandır. Bu alanların kaynağı elektrik yüklerinin hareketidir. Telden uzaklaştıkça magnetik alanın şiddeti azalır. Tele yaklaştıkça magnetik alanın şiddeti artar. Telden geçen akımın artması da magnetik alanın şiddetini artırır. Akımın azalması ise magnetik alanın şiddetini azaltır.

Akım geçen telin çevresinde iç içe daireler şeklinde magnetik alan çizgileri oluşur. Herhangi bir noktadaki magnetik alan vektörünün yönü, bu alan çizgilerine teğettir.
Akımın yönü değiştiğinde magnetik alan çizgileri ve herhangi bir noktadaki magnetik alan vektörünün yönü değişir.

İNDÜKSİYON AKIMI
Bir mıknatıs şekildeki gibi akım makarasının içine doğru hızla yaklaştırıldığında ya da makaradan uzaklaştırıldığında ampermetreden akım geçer. Üreteç olmadan elde edilen bu akıma indüksiyon akımı denir. İndüksiyon akımının meydana gelmesinin nedeni kapalı bir devre halinde bulunan iletkenden geçen, magnetik alan kuvvet çizgilerinin sayısının değişmesidir.
Kuvvet çizgileri hızlı değişirse indüksiyon akımı büyük, yavaş değişirse küçük olur. Yukarıdaki şekilde de mıknatıs, akım makarasına hızlı yaklaşırsa indüksiyon akımı büyük, yavaş yaklaşırsa akımın şiddeti küçük olur. Mıknatıs yaklaşırken ve uzaklaşırken oluşan akımın yönleri birbirlerine göre zıttır. Makaranın sarım sayısının artması indüksiyon akımının şiddetini artırır.

Elektromıknatıs

Şekildeki gibi bir demire tel sarılıp, telden bir akım geçirildiğinde demirin K ve L uçları arasında bir magnetik alan meydana gelir. Yani bir mıknatıs elde edilmiş olur. Buna elektromıknatıs denir.
Akımın şiddeti ve sarım sayısı ne kadar fazla ise mıknatısın magnetik kuvvet çizgileride o kadar şiddetli, yani mıknatıs güçlü olur.
Alternatif Akım
Çok sarımlı çerçeve şeklindeki bir iletken, mıknatısın uçları arasındaki düzgün magnetik alan içinde döndürülürse, çerçevenin oluşturduğu alandan geçen magnetik kuvvet çizgileri sürekli değiştiğinden çerçevenin tellerinde yönü ve şiddeti devamlı değişen bir elektrik akımı elde edilir. İndüksiyon yoluyla elde edilen bu akıma alternatif akım denir.
Transformatör
Alternatif gerilimleri aynı frekansta yükselten yada alçaltan ve bu işlemi az bir kayıpla gerçekleştiren sistemlerdir.
Transformatörde, demirden yapılmış levhalar bir araya getirilip, bunların üstlerine farklı sarımlı iki bobin sarılır. Primer sargı elektrik gücünü veren girişe, sekonder sargı da elektrik gücünün alındığı çıkışa bağlanır. Primer devreye uygulanan alternatif gerilim sekonder devreden indüksiyon yoluyla yükselmiş ya da azalmış olarak alınır.
Sekonderin sarım sayısı, primerin sarım sayısından fazla ise transformatör yükselten, az ise alçaltan bir transformatördür. Transformatörler doğru akımda çalışmaz yalnızca alternatif akımla çalışır.
Verim % 100 ise, sekonderden alınan güç, primerden verilen güce eşittir.
Ayrıca gerilimler, sarım sayısıyla orantılı olduğundan, bu eşitlik, Transformatörler gerilimi düşürmek amacıyla kapı zillerinde, teyp ve radyoların elektrik girişinde de kullanılır.
Alternatif akımın ampermetre ve voltmetre ile ölçülen değerlerine etkin değerler denir

ELEKTROLİZ
Şekilde verilen kapta safsu var iken, anahtar kapatıldığında lamba yanmaz. Saf suyun içine H2SO4, NaCI, NaOH … gibi suda iyonlarına ayrışan maddelerden herhangi biri katıldığında lamba ışık vermeye başlar.
Bu şekilde akım geçişi sırasında olup biten kimyasal olayların tümüne elektroliz denir.
Elektroliz olayında; elektrolit, elektrot, elektroliz kabı ve doğru akım kaynağı gereklidir.

Elektrolit : Sudaki eriyikleri iletken olan maddelere denir.
Elektrot : Elektrolit içine batırılan :-):-):-):-)llere denir.
Elektroliz Kabı : Elektroliz olayının gerçekleştiği kaba denir.
Anot : Bir elektroliz kabında üretecin pozitif kutbuna bağlı elektroda denir.
Katot : Elektroliz kabında üretecin negatif kutbuna bağlı elektroda denir.
Şekildeki gibi elektroliz kabı içindeki elektrotlar bir bataryanın uçlarına iletken tellerle bağlanırsa, çözeltideki (+) iyonlar pilin (–) kutbuna bağlı elektrota doğru, (–) yüklü iyonlar ise pilin (+) kutbuna bağlı elektroda doğru hareket ederler. Böylece anot pozitif, katot ise negatif yüklenmiş olur. Elektrotlar arasında oluşan elektrik alanının etkisiyle elektrolitteki iyonlar harekete geçerler. Katoda varan pozitif iyonlar buradan kendilerini nötrleyecek kadar elektron alırlar.
Anota ulaşan negatif iyonlar ise, elektronlarını anota vererek nötr hale geçerler. Belli bir zaman sonunda katottan alınan elektron sayısıyla, anoda verilenlerin sayısının aynı olduğu görülür. Elektroliz olayında akım, elektrolit içinde iyon hareketiyle, elektrolit dışında ise iletkendeki serbest elektronların hareketiyle gerçekleşir.

Suyun Elektrolizi
Elektroliz olayından faydalanılarak su kendini meydana getiren hidrojen ve oksijen gazlarına ayrılabilir.
Su iyi bir iletken değildir. İçinde akımı iletecek iyon sayısı azdır. Suyun içine bir miktar çamaşır sodası veya sülfirik asit (H2SO4) damlatılırsa iyi bir iletken haline gelir.
Elektrotların birer uçları tüplerin içine, diğer uçları ise bir üretece bağlanıp devreden akım geçtiğinde, tüplerdeki suyun içinden gaz kabarcıkları çıkarak tüplerin üst kısmında gaz toplandığı, tüplerin içindeki suyun seviyesinin düştüğü gözlenir.
Hidrojen (+), oksijen (–) işaretli olduğundan, üretecin (+) kutbuna bağlı elektrodun bulunduğu tüpte oksijen, (–) kutbuna bağlı elektrodun olduğu tüpte ise hidrojen gazı toplanır.
Devreden ne kadar uzun süreli akım geçerse tüplerde toplanan gaz miktarları da o kadar fazla olur. Deney sırasında herhangi bir sürede toplanan hidrojen gazının hacmi, oksijen gazının hacminin iki katı olur.
Çünkü H2O da iki hidrojene karşılık bir oksijen vardır. Yapılan deneyler, devreden 1 coulomb luk yükün geçmesi halinde yaklaşık olarak 0,12 cm3 lük hidrojen ve 0,06 cm3 lük oksijen gazının açığa çıktığını göstermiştir. Bundan dolayı tüplerde toplanan gaz miktarları, devreden geçen akım şiddetinin bir ölçüsü olarak alınabilir.

Hidrojen Kabı
Ölçme hatalarının daha az olması için, daha çok toplanan hidrojen gazı, yük miktarının ölçüsü olarak alınabilir. Bundan dolayı elektroliz kabındaki oksijen gazının toplandığı tüp, devreden çıkarılır. Böylece yalnız hidrojen gazı biriktirmeye yarayan bu düzeneğe hidrojen kabı denir.
Seri bağlı hidrojen kabı
Birinin katodu,diğerinin anoduna gelecek şekilde bağlanan elektroliz kaplarına seri bağlı kaplar, böyle devreyede seri devre denir. Seri bağlı kaplardan geçen akım şiddeti (yük miktarı) eşit olduğundan her iki tüpte toplanan hidrojen gazı miktarı eşit olur.


Paralel ve seri bağlı hidrojen kabı
Özdeş elektroliz kaplarının ikisi birbirine paralel, diğeri bunlara seri olarak şekildeki gibi bağlanırsa, böyle kaplara karışık bağlı kaplar bu devreyede karışık bağlı devreler denir. Kaplar özdeş olduğundan L ve M kaplarından belli sürede aynı miktar akım geçerken, K den geçen akım iki kat daha fazla olacaktır.
Dolayısıyla L ve M kaplarındaki tüplerde toplanan hidrojen gazının hacimleri eşit olurken, K kabındaki tüpte toplanan hidrojen gazı miktarı iki kat daha fazla olacaktır.

SES BİLGİSİ
Lastik bir şerit iki ucundan sabitlenip titreştirilirse, levhanın bir ucu mengene ile sıkıştırılıp diğer ucu çekilip bırakılırsa, ses çıkarırlar. Gerilmiş saz telleri, tokmakla vurulan davul zarı, titreşmeleri sonucu yine ses çıkarır. Bu olaylar sesin ancak ortamların titreşmesi sonucu oluştuğunu gösterir.
Bir diyapazonun kollarından birine tokmağı ile vurulduğunda ses duyulur. Diyapazon kolunun ileri hareketi çevresindeki havayı iter, sıkıştırır, geri hareketi ise havayı seyrekleştirir. Bu hareket diyapazondan çevresine doğru dalgalar yayılmasına sebep olur. Ses dalgaları kaynaktan her tarafa doğru yayılır.
Titreşerek ses oluşturan cisimlere ses kaynağı denir. İnsan kulağı belli sınırlar içindeki titreşimleri duyabilir.
Kaynaktan yayılan ses dalgalarının bir enerjileri vardır. Bu enerji sesin yayıldığı ortam tarafından iletilir. Sesi ileten bir ortam olmadan ses yayılmaz. Boşlukta sesin yayılmamasının nedeni iletici ortamın olmayışındandır.
Şekildeki fanusun içine zil ve lambanın bağlı olduğu bir devre kuruluyor ve fanusun içindeki hava boşaltılıyor. Anahtar kapatıldığında zilin sesi duyulmazken fakat lambanın yandığı görülür. Bu deney, sesin boşlukta yayılmadığını, fakat ışığın boşlukta yayıldığını gösterir.
Frekans: Sesi oluşturan kaynağın bir saniyedeki titreşim sayısına sesin frekansı denir. Kaynaktan üretilen ses ortam değiştirse de frekans değişmez.
Yankı: Ses dalgalarının bir yüzeye çarpıp geri dönmesine yankı denir.

Sesin Fizyolojik Özellikleri

Bütün işittiğimiz sesler kulağımızda aynı etkiyi bırakmaz. Bazıları çok şiddetli veya hafif, bazıları ince veya kalın duyulur. Bazı sesler kulağımıza hoş geldiği halde bazıları sinir bozucu olabilir.
Sesleri birbirinden ayıran üç önemli özelliği vardır.
a. Şiddet: Mengeneye sıkıştırılmış bir levha, denge konumundan fazla ayrılıp bırakılırsa ses daha şiddetli duyulur. Denge konumundan ayrılma miktarına genlik denir.
Genlik büyürse ses şiddetli, küçülürse ses hafif duyulur. Yani şiddetin nedeni titreşim genliğidir. Ses kaynağına yakın yerlerde şiddet daha fazla olurken, kaynaktan uzaklaştıkça şiddet azalır.
b. Yükseklik (frekans): Sesin ince yada kalın duyulması frekansından dolayıdır. Frekansı büyük olan ses ince, frekansı küçük olan ses ise kalın duyulur.
c. Tını: Bazı çalgılarda genlik ve frekans aynı olduğu halde, yine sesler birbirinden ayrılabilir.
Örneğin lâ sesi veren bir keman bu sesin frekansının tam katları olan başka lâ sesleri de çıkarabilir. Böylece bileşik sesler ortaya çıkar.
Bu sebeple bir mandolinin sesi, başka bir müzik aletinin sesinden ayırt edilebilir. Müzik aletlerinin çıkardığı bileşik sesler birbirlerinden farklıdır. Bu farklılığı belirten özelliğe sesin tını adı verilir.
Son düzenleyen Daisy-BT; 16 Mayıs 2011 18:05 Sebep: İfadelr kaldırıldı.
JLara - avatarı
JLara
Ziyaretçi
4 Kasım 2008       Mesaj #4
JLara - avatarı
Ziyaretçi
forumfizik8tl
MANYETIK ALAN VE MANYETIK ALAN SIDDETI
Atomun yörüngelerinde bulunan elektronlarin kendi eksenleri etrafinda dönmeleri olayina Elektron Spin veya Sadece Spin adi verilir.Ayni yönlerde veya zit yönlerde dönen bu elektronlarin dönüs hareketlerine bagli olarak atomda bir elektron akimi (yüklü parçaciklarin hareketleri akimi dogurmaktadir) meydana gelir ve bu akimdan dolayi da bir manyetik alan olusur.Manyetik alan içinde bulunan manyetik cisimler üzerine manyetik kuvvet etki eder ve bu kuvvetin siddeti manyetik alan büyüklügüyle orantilidir.B harfi ile gösterilir.SI birim sistemlerindeki birimi: Wb/m2 (Weber bölü metrekare) veya T (Tesla) dir.
Manyetik alan siddeti bir manyetik alanin büyüklügünü belirler.Manyetik alan siddetine bazen sadece Alan siddeti de denir.H harfiyle gösterilir.Birimi Henry [h] dir.Manyetik alan vektörel bir büyüklüktür..


1070742s9zs
Sekil1
Manyetik Alan çizgileri pusula ignesinetegettir.Yukardaki pusula ignelerine teget olacak çekilde çizgiler çizdigimizde asagidaki sekli çikarmis oluruz.


Sekil 2
pic12dl
Sekil3
Bu sekilde ise tek çubuk miknatis etrafindaki manyetik alan,2 çubuk miknatisin olusturdugu manyetik alan ve 2 çubuk miknatisin manyetik kutuplarinin farkli halleri için olusan manyetik alan çizgileri görülmektedir.


mn28uo
Sekil4
mn35tq
Sekil5

Sekil 3 ve Sekil 4 te ise Sekil2'de de görüldügü gibi manyetik kutuplarin farkli dizilislerinde meydana getirdikleri manyetik alan çizgilerini göstermektedir.

MANYETIK AKI ; MANYETIK AKI YOGUNLUGU
En basit tanimiyla , bir miknatisin kuvvet çizgileri sayisina Manyetik Aki denir. ФM seklinde gösterilir.MKS Birim sisteminde birimi Weber (Wb)’dir.
Manyetik Aki yogunlugu ise Birim yüzeyden dik olarak geçen manyetik kuvvet çizgilerinin sayisidir.” Manyetik alan yogunlugu B harfi ile gösterilir.MKS birim sisteminde birim yogunlugu B harfi ile gösterilir.MKS birim sisteminde birimi weber/metre2 (wb/m2) veya Tesla (T) dir.Magnetik Aki yogunlugu ;

B=Фm/s

seklinde bulunur..Manyetik Alan siddeti {H] ile manyetik aki yogunlugu [B} arasindaki matematiksel iliski;

B= µ.H

seklindedir.

503832509tj136240594sz
631601371yx753796001ye



MAGNETIK GEÇIRGENLIK

Ayni boyutlara sahip degisik malzemelerden yapilmisbir takim çekirdeklerin (nüve) bir bobin içine sirayla yerlestirilmeleri durumunda , çekirdeklerden geçecek manyetik kuvvet çizgilerinin sayilari hiçbir malzeme için farkli degerlerde gerçeklesecektir.Bu baglamda manyetik geçirgenlik herhangi bir malzemeden manyetik kuvvet çizgilerinin ne ölçüde kolaylikla geçtigini gösteren bir büyüklüktür ve µ sembolu ile gösterilir.
Ferromanyetik bir cisimde manyetik geçirgenlik , sabit degerli degildir.Manyetik aki yogunlugu B veya Manyetik Alan siddeti H degerine bagli olarak degisir.


YERIN MANYETIK ALANI
Yerkürenin alan deseni bir çubuk miknatisinkine çok benzemektedir.Manyetik kutuplarin,dünyanin dönme ekseni ile tanimlanan cografik kutuplarla çakismadiklarina dikkat edelim.
Kuzey cografik kutbuna yakin olan manyetik kutup , güney manyetik kutuptur.
Güney manyetik kutbuna yakin olan manyetik kutup ise Kuzey manyetik kutuptur.
Son düzenleyen JLara; 4 Kasım 2008 13:09 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
JLara - avatarı
JLara
Ziyaretçi
4 Kasım 2008       Mesaj #5
JLara - avatarı
Ziyaretçi
untitled19ck
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Mayıs 2011       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Artık Manyetizm ya da Artık Mıknatıslık

Maddede, kendisini mıknatıslayan manyetik alan ortadan kalktığı (şiddeti sıfıra düşürüldüğü) hâlde, devam eden mıknatıslık ya da bir başka deyişle, arta kalan manyetik akı yoğunluğu.

Nicel değeri histerezis eğrisinden okunabilir (eğrinin ordinat eksenini, yani manyetik akı yoğunluğu eksenini kestiği noktanın değeri). Artık manyetizm, söz konusu maddeye zıt yönlü bir manyetik alan uygulanarak giderilir. Artık manyetik akı yoğunluğunu sıfıra düşüren bu alan şiddetine "gideren alan" denir ve nicel değeri, histerezis eğrisinden okunabilir (eğrinin apsis eksenini, yani alan şiddeti eksenini kestiği noktanın değeri).

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
14 Temmuz 2011       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ferro Manyetizma

Bazı maddelerin çok kolay mıknatıslanabilme özelliği.

Başlıca ferromanyetik elementler demir, kobalt ve nikeldir. Bu metallerden çeşitli ferromanyetik alaşımlar da yapılabilir. Ferromanyetik maddelerde histerezis olayı meydana gelir. Manyetik geçirgenlikleri 1'in çok üzerindedir; zayıf manyetik alanlarda bile manyetik doygunluğa ulaşırlar. Curie noktası adı verilen belli bir sıcaklık derecesinde ferromanyetizma, paramanyetizmaya dönüşür.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Benzer Konular

17 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap