Arama

De Broglie Hipotezi ve Elektron Kırınımı

Güncelleme: 6 Temmuz 2018 Gösterim: 23.140 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
De Broglie Hipotezi ve Elektron Kırınımı
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar
De Broglie Hipotezi, ışığın dalga teorisi ile parçacık teorisini birleştiren teoridir.
Bu teoriye göre (a= dalga boyu , h= planc sabiti, p= momentum) dalga boyu a olan her dalgaya p=h/a olan bir parçacık eşlik eder ya da ters açıdan ele alırsak momentumu p olan her parçacığa dalga boyu a=h/p olan bir dalga eşlik eder.
1923 yılında Lois De Broglie, optikteki “Fermat Prensibi” ve mekanikteki “en küçük etki prensibi” ile benzerlik kurarak, ışınların gösterdiği dalga–parçacık ikililiğinin maddeler tarafından da gösterilmesi gerektiğini öne sürdü. De Broglie; Eistein’ in özel rolativite teorisi ile Planck’ın kuantum teorisi sonuçlarını yeni bir ışık kuantum teorisi kurmak için birleştirdi. Gerçi o, ışık kuantumu için küçük bir durgun kütle kabul ediyordu ama biz onun sonucunu
E = h γ =pc
yazabiliriz. Bu eşitlikten de
γ=c/λ
olduğundan,
λ=h/p
elde edilir. Bu, De Broglie bağıntısıdır. Burada p, ışığın doğrusal momentumudur.
De Broglie daha da ileri giderek, ışık kuantumu için verdiği λ=h/p bağıntısının sabit p doğrusal momentumuyla hareket eden herhangi bir parçacık içinde geçerli olması gerektiğini ve bu hareketli parçacıkların dalga boyuyla karakterize edilen dalga özelliklerini sergilemesi gerektiğini öne sürdü. Özel olarak bir elektron demetinin kırınım verebileceğini söyledi. Yani, elektron kırınımı deneysel olarak gözlemlendi.
1925 yılında Davison ve Germer, büyük bir nikel kristalinden tesadüfen elektron kırınımı deseni elde ettiler. Aynı yıl, Thomsom ve Reid ince bir altın yaprağında elektron demeti geçirerek elektron kırınımını gerçekleştirdiler. Davison ve Thomson, elektronların dalga özelliği üzerindeki çalışmalarından dolayı 1937 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştılar. İşin ilginç olan yanı, Thomson’ un babası da oğlundan 31 yıl önce elektronun parçacık olduğunu gösterdiği için Nobel Fizik Ödülü’nü almıştır.
Elektron kırınımı deneylerinde, elektronların bir kristal tarafından saçılmasında belirli doğrultularda tercihli saçılmaların olduğu gözlendi. Bir kristalin d aralıklı paralel atomik düzlemleri ile θ açısı yapacak şekilde kristale gelen elektron demeti, bu paralel düzlemler tarafından saçılır. Saçıcı komşu düzlemlerden gelen ışınlar arasından
(2∏/λ)2d sin θ
büyüklüğünde faz farkı oluşur. Bu faz farklarının 2 ∏ n'ye eşit olduğu her yerde kuvvetlendirici girişim meydana gelir (burada n tam sayı değerleri alır). Bu da, deneysel
n λ = 2 d sinθ
Bragg Kırınım şartını verir.
Aynı deney daha sonra hidrojen ve helyum demetleri için tekrarlanmış ve her seferinde kırınım olayı gözlenmiştir. Nötron ve elektron denetlerinin kırınıma uğramış olması kristallerin yapılarının araştırılmasında çok önemli ilerlemeler sağlandı.
Elektron kırınımı deneyi, madde – dalga ikiliği konusundaki şüphelerin ortadan kalkmasını sağladı.
Hareketli parçacıkların dalga özeliğinin, yüksek hızlı makroskopik cisimlerde gözlenmesinin sebebi h Planck sabitinin çok küçük olmasıdır. Eğer Planck sabiti çok büyük olsaydı, makroskopik evren çok tuhaf olurdu. Planck sabitinin bu kadar çok küçük olması yüzünden,maddenin ikili dalga-parçacık yapısı sadece temel parçacıkların mikroskopik aleminde kendini gösterir. Eğer Planck sabiti sıfır olsaydı, o zaman, dalga-parçacık ikiliği olmayacak,evren tamamen klasik olacak ve biz de kuantum mekaniğiyle uğraşmayacaktık.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Kasım 2017       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı

Louis de Broglie Hipotezinin Yorumu!


İlgili hipotez, fiziğe 3. bir dalga kavramı getirmektedir. Bilindiği gibi klasik fizikteki dalgalar, elektromanyetik dalgalar ve mekanik dalgalar olmak üzere 2 ana grupta toplanıyordur. Elektromanyetik dalgalar, kozmik, gama, X, mor ötesi, görünür bölge, kırmızı ötesi, mikrodalga TV ve radyo dalgalarından oluşur. İlgili dalgaların bileşenleri vardır. Boşlukta da yayılabilirler. Mekanik dalgalar ise ses, su, örgü titreşimleri gibi maddesel ortamda yayılabilen basınç dalgalarıdır. Broglie dalgaları bu bağlamda karakter olarak her iki dalga türünden de farklı 3. bir dalga grubu oluşturuyordur.
Sponsorlu Bağlantılar

Söz konusu yeni dalga türüne Schrödinger dalgası ya da madde dalgası deniyordur. Broglie dalgaları (Schrödinger dalgası) bir olasılık dalgasıdır. Yani parçacığın belirli bir t anında x konumunda bulunma olasılığını verir. Kuantum mekanik teori de, Broglie hipotezinden yararlanarak hareketli küçük cisimler dünyası için bir dalga mekaniği, daha da açık olarak bir olasılık dalgaları mekaniği teorisi olarak ortaya çıkmıştır. Kırınım ya da girişim desenleri dalga hareketlerinin bir sonucudur. Öte yandan de Broglie hipotezi, hareketli her parçacığa bir, de Broglie dalgasının eşlik etmesini öngörür.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Temmuz 2018       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı

De Broglie'nin Dalga Hipotezi!


Elektromanyetik radyasyonun hem parçacık hem de dalga özelliklerine sahip olduğuna dair kanıtlarla karşılaşıldığında, Fransa'dan Louis Victor de Broglie, 1924'te büyük bir birleştirici hipotezi öne sürdü. De Broglie, maddenin parçacık özelliklerinin yanı sıra dalga da olduğunu, maddi parçacıkların dalga olarak davrandığını ve dalga boyunun λ'nın lineer ile ilişkili olduğunu açıkladı.

1927'de Clinton Davisson ve Amerika Birleşik Devletleri'nden Lester Germer de Broglie'nin elektronlar hakkındaki hipotezini doğruladı. Bir nikel kristali kullanılarak, bir mono-monoetik elektron ışını kırıldı ve dalgaların dalga boyunun, de Broglie denklemi ile elektronların momentumuna bağlı olduğu gösterildi. Davisson ve Germer'in araştırmasından bu yana, benzer deneyler atomlar, moleküller, nötronlar, protonlar ve diğer birçok parçacık ile gerçekleştirilmiştir. Hepsi aynı dalga boyu momentum bağlantısı olan dalgalar gibi davranır.

Kaynak: AnaBritannica

Benzer Konular

26 Kasım 2015 / Misafir Fizik
28 Ocak 2012 / sulo43 Soru-Cevap
2 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Bilim ww