Arama

Mekansızlık Prensibi

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 31 Ocak 2012 Gösterim: 2.907 Cevap: 1
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Mart 2009       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
KUANTUM FİZİĞİNDE MEKANSIZLIK PRENSİBİ

Elektronun Macerası
Sponsorlu Bağlantılar
Varoluşun evrendeki başlıca macerası, evreni dolduran milyarlarca elektronun macerasından mı geçmektedir? Kuantum fiziği bugüne kadar çok merak ettiğimiz pek çok mistik soruya da ister istemez yanıt arar durumdadır.

Elektronlar içlerinde bulunan ve cep gibi tanımlanan özel zaman-mekanda bilgileri depolamaya muktedirler ve bu bilgiyi sürekli olarak daha etkili ve mükemmel bir biçimde kullanabiliyorlar; öyle ki günümüzün en ileri teknisyenleri bu bilgilerin kullanımı karşısında hayrete düşmektedirler. Bilgilerin böylesine kullanılışı evrimin bir amacı değildir, ancak bu amaca ulaşmak için bir araç olabilirler. Bizdeki beni, yani ruhumuzu; elektronların ruhuyla nasıl kıyaslayabiliriz? Milyarlarca elektronun ruhsal macerasına oldukça yeni ve korkusuz gözlerle bakmayı bilebilecek miyiz?

Kuantum fiziğindeki "mekansızlık prensibi", bir şeyin aynı anda her yerde olabilmesi, tüm uzayı doldurabilmesi anlamına gelir. Atom fiziğinin ortaya koyduğu en çarpıcı gerçeklerden biri budur ve atom fizikçilerinin bir kısmı bu noktada, kuramlarının ne anlama geldiği konusunda mistik imalara kayma nedeniyle yorum yapmaktan kaçınmaktadırlar.

Atomların Dalga Formları

Madem ki elektron dalga formu mekansız; öyleyse tüm atomların, yani canlı ve cansız dediğimiz varlıkların tüm atomlarının dalga formları birbirine geçiş yapabilmektedir. İşte bu kuantum dalga formları, çevremize yaydığımız tesirler, etkiler, düşünce formları, kendi şuurumuzdan ve daha yüksek şuur kuşaklarından aldığımız impulslar, bu "boş" dediğimiz alanlardan geçmekte ve her şey her şeyle etkileşim halinde bulunmaktadır. Buradan hareketle, gerek atomaltında gerek bedenimizde, gerekse tüm evrenimizde, her şeyin her şeyle irtibatlanması, her şeyin her şeyden etki alıp etki vermesi söz konusudur.


Atom altını ve dalga formlarının iç içe geçen olasılıklar dalgası halindeki dansını görebilen beyinlerimiz olsaydı, "ben"in nerede başlayıp "sen" in nerede bittiğini anlayamazdık. Oysa duyularımızın sınırlılığı, bu bütünselliği görmemizi engelliyor ve bizler böylece makro dünya ile başarılı bir uyum sağlayarak gelişimimizi sürdürüyoruz.


Ben ve Dünya


Atom fiziğine göre "Ben" ve "Dünya" ayrımı çürütülmüş olup tamamen rölatiftir. "Ben" ve "Dünya" yalıtılmış değildir. Aralarında sürekli bir etkileşim, tesir alış verişi vardır.


Bizler, ruhsal tekamülümüzü sürdürmek için bu Dünya'ya enkarne olmuş (doğmuş) olan ruh varlıkları, şuur yansımalarıyız. Tekrardoğuş yasası gereği, uyum sağlayabildiğimiz maddi ortamlarda ruhsal evrimimizi sürdürmekteyiz. Tekrardoğuş sırasında, şuur enerjimiz, maddi bedenimizi etkisi altına alırken vibrasyonunu düşürmek zorunda kaldığı için de serbest şuur halinde anımsayabileceğimiz ruhsal yasaları ve daha önceki hayatlarımızın anılarını da unuturuz. Bu nedenle beş duyumuzun algılamaları ile kendi gerçekliğimizi oluşturuyoruz ve pek çok rölativite içinde yaşıyoruz. Bilimsel gelişmeler ve ruhsal bilgiler bize, bu rölatifliği gayet güzel göstererek şuurlanmamız yolunda bilgi akışı sağlıyor.

Aslında bilgi akışı her zaman var da biz pek farkında değiliz. Sezgiler, içe doğuşlar, rüyalar, telepatik alış-verişler, medyonomik irtibatlar; gerek maddi ortamlardaki varlıklar arasında, gerekse maddi ve süptil alem diyebileceğimiz ötealemde bulunan ruh varlıkları arasındaki bilgi akışının göstergeleridir. İşte bu çerçevede gerek atom altındaki boş uzayın, gerekse hücresel yapılarımızdaki ve güneş sistemimizdeki boşlukların fonksiyonu devreye girmektedir. Hem maddi sistemlerden gelen tesirler, hem kendi ruhsal varlığımızdan yani derin şuurumuzdan (David Bohm için Saklı Düzen’den) gelen tesirler, hem de çevremizdeki canlı dediğimiz tüm varlıklardan, birbirimizden yayılan tesirler ile Dünya insanlığını görüp gözetenlerden gelen-etkiler, geliştirici tesirler bu ''boş'' dediğimiz alanlardan geçerek ulaşmaktadır.

Bu boşluklar; hem beş duyu dışına taşan iletişimleri gerçekleştirmekte, hem de gelişmemiz için gerekli olan çok çeşitli tesirleri birbirimize aktarmakta ve tekamül yolunda son derece önemli bir vazifeyi yerine getirmektedir.

Öyleyse bu "boş uzay" denilen bölgeler gerçekten boş ve anlamsız değildir. Burası kuvvetlerle doludur ve elektromanyetik dalgalar buradan geçmektedir. Her türlü tesir alışverişine imkan sunmakta ve ruhsal gelişmemizi sağlamaktadır. Boş dediğimiz alanların esir maddesiyle dolu olup olmadığını araştırırken, kuantum dalga fonksiyonunun çöküşe uğradığı anı ve 'Işık' kavramını da araştırmak ve çeşitli bağlantıları görmeye çalışmak gerekir.

Kaynak:Astroset

Son düzenleyen asla_asla_deme; 31 Ocak 2012 16:11 Sebep: Kırık Link
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Temmuz 2010       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Kuantum Dalga Fonksiyonları ve Mekansızlık

Sponsorlu Bağlantılar
Lise eğitiminden geçen insanlara materyalist felsefeye uygun bir eğitim verilir. Bütün varlıkların kendi başlarına varolabilecekleri telkini verilir. Bu telkine uygun modeller zihinlerde oluşturulur. Bunlardan biri atomun yapısı ile ilgilidir. Aşağıdaki resimde ortalama insanın kafasındaki atom modeli vardır. Bu modele göre merkezde çekirdek ve çekirdeğin etrafında dönen küçük elektronlar vardır.

atom1
Atom denildiğinde herkesin aklına gelen resim

İnsanların kafasına atom diye yukarıdaki resim benzeri bir model gelir. Bu insanların ortaokul, lise eğitimi sırasında sıklıkla karşılaştığı bir şekildir. Böylece bir cismin maddesel varlığı gerçekten varmış gibi öğretilir. Yukarıdaki şekil, olmayan bir şeyin resmidir. 20. yüzyılın başından itibaren yukarıdaki resme benzer bir atom modelinin olamayacağı esasen çok iyi biliniyordu. Çünkü elektronun atomun etrafında dönmesi neticesinde kaçınılmaz bir sonuç ortaya çıkar. O da atomun içine çökmesidir. Çünkü bu tür bir elektronun hareketinin değişen yönü sebebiyle elektromanyetik ışımaya sebep olur, bunun neticesinde enerjisinden kaybeder ve çekirdeğe yanaşır. Ancak hareketi devam ettiği için yine elektromanyetik ışıma yapar ve giderek çekirdeğe yaklaşır. Bu da en sonunda atomun kendi içine çökmesine sebep olur.

Nitekim dünyanın en çok okunan fizik kitaplarından birinde bu gerçek şu şekilde anlatılmaktadır:
“...Ancak bu teorinin ciddi bir kusuru vardır. Dönen elektron enerjisini tamamıyla dışarı verir. Her dönüşte giderek çekirdeğe yaklaşır. Spiral şeklinde çekirdeğe doğru dönerken sürekli spektrumlu bir ışınım yapar. Diğer kelimelerle, Newton ve Maxwell’in büyük klasik teorileri en basit atomun karşısında bir işe yaramıyorlar. Değil dalgaboyları, spektrum çizgilerini dahi açıklayamıyorlar. Aslında, onlar atomun var olmaması gerektiğini tahmin ediyorlar.” 1)

Atom fiziği, bugün materyalist felsefeyi reddetmektedir. Artık atom altı parçacıkların maddesel anlamda varlıklarından bahsedilmiyor. O’nun yerine atom altı parçacıklar “kuantum dalga fonksiyonları“ olarak bilinen matematiksel ifadelerle tasvir ediliyor. Bu dalga fonksiyonlarının herhangi nesnel bir gerçekliği yoktur. Matematiksel bir formülden ibarettir. Bu fonksiyondan olasılık fonksiyonları denilen matematiksel başka bir kavram elde edilir. Bununla örneğin elektronun konumunu ölçtüğümüzde belli bir yerde bulunabilme ihtimali hesaplanır. Aşağıda elektronun olasılık fonksiyonlarından elde edilmiş şekiller vardır. Bu şekiller tamamen ihtimallerle ilgilidir. Hiçbir fiziksel gerçekliği yoktur.

atom2
Atomu modelleyen şekiller resimdeki gibidir. Yukarıdaki şekiller elektronun atomun etrafındaki mekansızlığını ifade eder. Çünkü bu şekiller elektronun atomun çevresinde gözlem yapıldığında bulunma ihtimali ile ilgili matematiksel fonksiyonların grafikleridir. Elektron siz gözlem yapmazken yoktur. Yalnızca gözlem yaptığınızda bulunabileceği yerler vardır.

Bir cismin gözlem yapılmazken konumundan, uzaydaki bulunduğu yerinden bahsedemiyorsak bu ne anlama gelir? Elbette ki böyle bir cisim yoktur. Materyalizm maddenin kendisini ilahlaştırıyor. Onu mutlak bir varlık olarak kabul ediyor. Maddenin uzaydaki konumu diye bir kavram olmaması ise ilah edindikleri maddeyi yokluğa atıyor.





Kaynak:Metafizikbilgiler
1) David Halliday, Robert Resnick, Jearl Walker; (John Wiley & SONS, INC. ) Fourth Edition, Fundamental of Physics , Page 1143


Benzer Konular

17 Haziran 2015 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Ekim 2008 / virtuecat Fizik
6 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış
23 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
17 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış