Arama

Atomaltı Parçacıklar

Güncelleme: 7 Nisan 2014 Gösterim: 5.675 Cevap: 7
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
3 Eylül 2007       Mesaj #1
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
Atomaltı Parçacıklar
1-) Leptonlar
2-) Kuarklar
Sponsorlu Bağlantılar
3-) Nötrinolar
Temel Parçacıklar
Leptonlar ve kuarklar şimdiki bilgilerimize göre elementer parcacıklardır. Yani, kendilerini oluşturan başka parçacıklardan yapılmamışlardır. Leptonlar içinde hepimizin yakından tanıdığı ‘Elektron’ vardır. Elektron şimdilik başka parçacıklardan yapılmamış olarak kabul edilmektedir. Leptonların spini (dönüş) ½ ve elektrik yükleri -1 veya 0 dır. Yunanca lepton hafif parçacık anlamına gelmektedir.

Elementer parçacıklar içinde adını James Joyce dan alan parçacıklar Kuarklardır. Kuarklarda spin ½ ve elektrik yükleri 2/3 veya -1/3 olan parçacıklardır. Şimdilik bilinen 6 kuark vardır. Atom cekirdeği etrafında bulunan elektron bir elementer parcacık olduğu için onunla fazla uğraşmayacağız. Geriye kalan, "çekirdek nedir"? Sorusuna cevap arayacağız. Çekirdek Nukleon adını verdiğimiz proton ve nötrondan meydana gelmiştir. Elektron ve çekirdek, içindeki Nötron ile Proton kararlı parçacıklardır. Çekirdeği ilgilendiren parçacıklar ailesi iki kısımdır.
1-) Baryonlar
2-) Mezonlar
Baryonlar ağır parcacıklardır, mezonlar orta ağır parçacıklardır. Baryonlar ve Mezonların hepsine Hadronlar adı verilir. Yunanca kuvvetli parçacık anlamındadır. Kuark kuramına göre Baryonlar 3 kuarktan, Mezonlar ise bir kuark ve bir antikuarktan oluşmuşlardır. Nötron UDD kuarklarından, Proton ise UUD kuarklarından meydana gelmiştir. Elektrik yükleri hesaplandığında 2/3 -1/3-1/3 = 0 yani yüksüz Nötron ve 2/3+2/3-1/3 = 1 yüklü Proton olduğu görülür.

Hadronlar Ailesi
Bir atom çekirdeğini oluşturan Hadronlar, Kuarklardan yapılmışlardır ve aradaki mezon alışverişi ile kararlı parçacıklar ortaya çıkar. Bu olay esnasında ki kuvvet güçlü etkileşimdir ve çekirdeği parçalanmadan tutar. Bu olgu ilk kez H. Yukova tarafından ortaya konulmuştur ve bu olayda en çok rol oynayan mezon pi mezondur. Ortalıkta fazla görülmeyen bu maddelerin ömrü çok kısadır. Yüklü pi mezon 10-8 sn yaşar. Bir atom çekirdeğinin her zaman kararlı olmadığını biliyoruz, kararsız atom çekirdeklerinde, ki radyoaktif maddelerin çekirdekleri böyledir, çekirdek parçalanması olur bunu sağlayan zayıf etkileşimdir. Doğada varolan ve şimdilik bilinen 4 temel kuvvetin bağlantı kuantasına Gluon adı verilir.
  • Elektromagnetik kuvvet gluonu FOTON
  • Zayıf Etkileşim kuvvet gluonu W+ W- Z0 parçacığı
  • Çekim Kuvveti gluonu GRAVİTON
  • Kuvvetli Etkileşim gluonu RENKLİ GLUONLAR
Atom çekirdeğini ilgilendiren gluonlar Kuarkların tad dediğimiz özelliğini değiştirirve onların yapmış olduğu hadronları parçalar veya kuarkları zamk gibi birarada tutarak
kararlı parçacıkların yapılmasını sağlar.

Şimdiye kadar bahsedilen bu parçacıkların Pauli yasası ile belirlenen spinleri göz önüne alındıklarında (spin parcacığın iç açısal momentumudur), parçacıklar ya tamsayılı spinlere sahiptir. 0 , 1 ,2 …gibi veya yarım tamsayılı (buçuklu) spinlere sahiptir ½ , 3/2 , 5/2 ... gibi. Yarı tamsayılı spinli parçacıklar FERMİ istatiklerine, tamsayılı spin’e sahip olanlar BOSE istatiklerine uyarlar. Bu nedenle Spinler göz önüne alındığında parçacıklar iki kısma ayrılırlar.
1-) Fermionlar ( Enrico Fermi den)
2-) Bozonlar ( M. K. Bose dan )
Fermi istatistiklerine uyan parcacıklar aynı anda aynı konumda olamazlar (elektron gibi). Bose istatiklerine uyanlar ise aynı anda konumda olabilirler (foton dolayısı ile laser gibi). Tüm bahsedilen parçacıkların bir antiparçacığı da olduğunu, ki buna antimadde diyoruz.

Unutmamakta fayda var. En çok bilinen örnek Pozitron yani antielektrondur. "Peki ortalıkta antimadde niye görülmüyor?" diyorsanız sebebi; madde ile antimadde karşılaştığında, ortaya enerji çıkmasıdır.

Kısaca özet halinde konuyu anlatmaya çalıştık, konu çok geniş ve gittikçe karmaşık hale gelmektedir. Korunum yasaları, Pauli dışarlama etkisi, Parite, Ayar teorileri, Sicim teorisi, sekizli yol gibi teferruata girmedik belki ileride meraklısı artarsa konuyu daha geniş olarak inceleriz, şimdilik aklınızda bu kadar kalsın yeter.

NÖTRİNOLAR
Nötrinolar leptondur. Yüksüz (nötr) ve sıfır veya çok küçük kütleye sahiptirler. Bu yüzden diğer parçacıklarla neredeyse hiç etkileşmezler. Bir çok nötrino, bir kere bile etkileşmeden yeryüzünün içinden geçerler. Nötrinolar değişik bozunma ve etkileşmeler ile üretilir. Örneğin, bir nötron bir proton, bir elektron, ve bir anti-nötrinoya bozunur. Aslında, fizikçiler nötrinoların, radyoaktif bozunmaların dikkatli gözlemleri sounucu varolduklarını varsaymışlardır.

Örneğin, bir nötron, bir elektron ve bir protona bozunduğunda, elektron ve protonun momentumları toplamı başlangıçtaki nötronunkine eşit değildir. Bu yüzden, kayıp momentuma karşı gelecek başka bir parçacık olmalıdır : yani, nötrino.

Nötrinolar çok sayıda üretildiklerinden ve maddeyle çok nadir etkileşmeye girdiklerinden, Evrende çok büyük miktarda bulunurlar. Eğer kütleleri varsa, Evrenin toplam kütlesinin çoğuna katkıda bulunacak ve genişlemesini etkileyeceklerdir.
Son düzenleyen nötrino; 7 Nisan 2014 16:06 Sebep: Yazım yanlışı düzeltildi!
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
2 Kasım 2011       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Nötrinolar
Vücudumuz, çevremizde görmekte olduğumuz her şey, binalar, hatta dünyamız ve diğer gezegenler sadece elektronlar, protonlar ve nötronlardan oluşmaktadır. Bir atomun çekirdeğinde protonlar ve nötronlar yer alır, elektronlar da bu çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde bulunur (bunlar klasik fizikten bildiğimiz yörüngeler tam değil ama yine de bu terimi kullanmaktayız). Peki bu gözlemimizden yola çıkarak tüm evrenin de bunlardan ibaret olduğu söyleyebilir miyiz? Hayır hiç değil! Bu üç parçacık sayıca çok azdırlar. Örneğin her birisine karşılık evrende ortalama bir milyar nötrino var. Büyük patlamadan kalan nötrinoların evrenimizdeki ortalama yoğunluğu santimetreküp başına yaklaşık 336 adet. Arkalan mikrodalga fon ışımasını oluşturan ve evrenin şimdiki 2,7 Kelvin sıcaklığına karşı gelen fotonların sayısı ise bundan biraz daha fazla. Nötrinolar maddeyle çok zayıf etkileşen parçacıklar. Neredeyse etkileşmiyorlar diyebilirsiniz. Bir nötrinonun suda alacağı serbest yol (hiçbir su molekülüyle etkileşmeden kat edeceği doğrusal mesafe) yaklaşık 1600 ışık yılı kadar. Güneşten kaynaklanan nötrino akısı nedeniyle hepimizin vücudundan saniyede yüz milyar civarında nötrino geçmekte; hiç etkileşmeden vücudumuzu ışık hızıyla delip geçmekteler. Nötrinolar sayıca çoklar ama adeta “hayaletimsi” parçacıklar; ama hemen vurgulayalım ki fiziksel özellikleriyle çok iyi bilinen nötrinolar elemanter parçacık fiziğinin standart modeli olarak anılan harika anlatımda da zaten vazgeçilmez yer tutmaktalar. Parçacık hızlandırıcıları ve diğer laboratuarlarda gözleneli çok yıllar oldu (tek bir nötrino değil de aslında üç tür nötrino var: elektron, müon ve tau tipi nötrinolar ve bunların anti-parçacıklarını da hesaba katmalıyız); bu zor işi başaranlar çok haklı olarak Nobel ödüllerini kazandılar.
Sponsorlu Bağlantılar

Nötrinoların varlığının farkına varılması da tarihsel açıdan epey ilginçtir. Radyoaktif çekirdeklerin beta ışıması sırasında açığa çıkan elektronların enerjisini dikkatlice ölçen fizikçiler, elektronların kinetik enerjilerinin kesikli bir spektruma değil de beklentilerinin tam tersine olarak sürekli bir spektruma sahip olduğunu hayretle gördüler ve enerji ve momentumun korunumu konusunda ciddi sıkıntı yaşadılar. Fiziğin bu büyük korunum yasalarından çekirdek altı dünyada vazgeçmeyi düşünenler bile çıktı ancak 1930 yılında ünlü Wolfgang Pauli ‘nin çözüm önerisi gerçekten müthişti. Herhalde diyordu, detektörler de algılayamadığımız, yüksüz, neredeyse kütlesiz ve maddeyle etkileşmesi aşırı zayıf olan bir ikinci parçacık olmalıydı. Pauli’nin, makalesini hemen yazmakta tereddüt ettiği bu çarpıcı nötrino hipotezi deneysel sonuçları açıklamak için birebirdi ancak bu parçacık nasıl gözlenecekti? Tam yirmi altı yıl sonra sabırlı çalışmalar sonuç verdi ve 1956 yılında ABD’li fizikçiler F. Reines ve C. Cowan dedekte edilmeleri neredeyse olanaksız olan nötrino adlı bu parçacığı (bu adlandırma E.Fermi’ye ait, küçük yüksüz parçacık anlamında) detekte etmeyi başardılar (tam kırk yıl sonra 1996 yılında F.Reines Nobel ödülünü kazandı, çalışma arkadaşı ise maalesef o yıllarda hayatta değildi). Bu gözlenen elektron nötrinosuydu (leptonik korunum yasası nedeniyle daha doğru bir şekilde elektron antinötrinosu olarak adlandırılmakta; ancak nötrinoların kendi antiparçacıklarıyla özdeş olmaları da mümkün, hatta asıl beklenti o yönde), daha sonra 1962 yılında müon nötrinosu (L.Lederman, M.Schwarz ve J.Steinberger) ve 2000 yılında da tau nötrinosu (Fermilab DONUT deneyinde) gözlendi ve böylece standart modelin öngördüğü tablo tamamlandı (Lederman ve grubu da 1988 yılı fizik Nobel ödülünü aldılar).

Nötrinolar sadece zayıf nükleer etkileşmelerde ortaya çıkan parçacıklar; etkileşmeleri, fiziksel özellikleri, simetriler altındaki davranışları mükemmel biliniyor. Nötrinoların içsel açısal momentumları (yani spinleri) elektronunki gibi: alışılmış birimler cinsinden ½. Kuantum mekaniğine göre bu tür parçacıkların spin yönelimleri çizgisel momentuma paralel ya da anti-paralel olabiliyor. Elektron için bu tamamen böyle. Ancak nötrinoların spinleri momentuma hep zıt yönde, antinötrinoların spinleri ise momentumla aynı yönde. Doğada sadece sol-elli nötrinoları ve sağ-elli antinötrinoları gözleyebiliyoruz.

Bu ise zayıf etkileşmelerin neden parite simetrisini (ayna simetrisini) maksimal kırdığını hemen açıklamakta; zira sol-elli nötrinonun ayna simetrisi olan sağ-elli nötrino doğada yok. Ayrıca doğada sağ-elli nötrino alanı bulunmadığından nötrinoların kütlesini fiziksel açıdan açıklamak çok zorca. Bu nedenle standart modelin parçacık tablosunda nötrinolar kütlesiz fermiyonlar (spinleri ½ olan parçacıklar) olarak gözükmekte. Özetle nötrinolar elektrozayıf etkileşmelerin kalbinde yer alan parçacıklar. Nötrinosuz bir evren düşünmek olanaksız. Şöyle ki nötrinolar olmasaydı güneşimiz dahil olmak üzere yıldızlar parıldayamacaklardı, zira nükleer füzyon mümkün olamayacaktı. Dolayısıyla hidrojen atomundan daha kompleks atomların hiçbirisi sentezlenemeyecekti. Ne karbon atomu, ne oksijen ne de su olmayacaktı. Doğal olarak ne dünya ne de bizler var olmayacaktık. Tüm ağır elementler süpernova patlamaları sonucu sentezlenmekte. O halde nötrinosuz bir evrende süpernova patlamaları da olmayacağından ağır elementler de (örneğin damarlarımızda dolaşan kanda mevcut olan hemoglobindeki demir elementi) söz konusu olamayacaktı.

Nötrino Osilasyonları
Nötrino fiziği son otuz yıldır büyük bir gelişim kat etti. Nötrinoların elemanter parçacık fiziğinin standart modelindeki yerleri eskiden de çok önemliydi ama artık bir anlamda sahnenin arkasında değil de önündeler, oynadıkları rollerinin daha önemli olabileceği düşünülüyor. Özellikle deneysel alanda elde edilen bulgular standart modelin çizdiği evren tablosunu genişletmemiz gerektiğine dair ilk ipuçlarını içeriyor. Şöyle ki:

Güneşin bizleri nasıl aydınlattığı ve ısıttığı konusu fizikçilerin cevabını gayet iyi verebildikleri bir soru. Güneşte gerçekleşen her bir füzyon tepkimesi sonucunda dört adet hidrojen atomu bir helyuma dönüşmekte ve bu arada iki tane elektron nötrinosu ve 26 MeV’lik de enerji açığa çıkmakta. Dünyaya düşen enerji akısı hassas bir şekilde ölçülebildiğinden bundan yola çıkarak dünyada yerleştirilen nötrino dedektörlerine güneşten gelen nötrino akısı (ve enerji spektrumu) bulunabilmekte.

Güneş'ten Dünya'ya ulaşan nötrino akısı bir saniyede bir metrekare başına 650 x milyon x milyon kadar! Bu muazzam nötrino akısını dedekte etmeye kendisini adayan Amerikalı fizikçi, R.Davis (2002 yılında Nobel ödülünü aldı, oysa pek çok kişi başlarda onun çabalarını zaman kaybı olarak görüyordu), beklenin üçte biri kadar bir nötrino akısını gözlemledi. Uzun yıllara dayanan bu deneysel gözlem başka laboratuarlar tarafından da doğrulandı. Güneşten gelen nötrinoların akısındaki bu anomalinin (tuhaflığın) daha sonra atmosferik kaynaklı nötrinolar için de geçerli olduğu görüldü. Dünya atmosferine giren kozmik parçacıkların yol açtığı zincirleme tepkimeler sonucunda ortalama olarak her elektron nötrinosuna karşılık iki adet müonik nötrinonun yaratıldığı bilinmekte.

Yeryüzündeki dedektörler ise elektronik ve müonik nötrinoların sayıları arasındaki bu ikiye bir oranından yüzde kırk civarında düşük bir oran saptamaktalar; yerküre çapının öteki uzak ucundan girip çap boyunca uzunca bir mesafe katederek çapın diğer ucundaki dedektöre ulaşan nötrinolar içinde müonik tiplilerin sayısı azalıyor! Ancak bu azalmanın, diğer yönde giriş yapan nötrinolar için (atmosfere hemen tepe yönünde girenler) geçerli olmadığı gözlenmekte; bu gözlem ise biraz sonra değineceğimiz üzere nötrino salınımı yorumunun yapılabilmesi için çok önemli bir ipucu Uzun yıllar süren hassas ölçümler sonunda bu anomali de iyice açıklık kazandı. İşte bu iki anomali artık nötrino osilasyonları cinsinden tamamen anlaşılmış bulunmakta.
Son düzenleyen nötrino; 15 Mayıs 2016 08:08 Sebep: Yazım yanlışı / Mesaj düzeni!
..
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
29 Nisan 2012       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
CERN'de Yeni Bir Atomaltı Parçacık Bulundu

Zürih Üniversitesi'nden fizikçiler, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki (Cern) dünyanın en büyük parçacık çarpıştırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'ndaki (BHÇ) deneylerinde yeni bir atomaltı parçacık buldular.

Zürih Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, Cenevre'deki dev çarpıştırıcıda, bilinen maddenin en küçük yapıtaşlarından üç kuarkın oluşturduğu baryon parçacığının yeni bir türünün tesbit edildiği belirtildi.CMS detektörü tarafından tesbit edilen "Xi_b" baryonunun bir hafif ve iki ağır kuarktan oluştuğu belirtilen açıklamada, kuarklar, "dik", "tuhaf" ve "güzel" diye adlandırıldı.

Atomaltı parçacığın doğrudan gözlenemeyecek kadar değişken olduğu ifade edilen açıklamada, baryon parçacığının elektrik olarak "nötr" ve kütlesinin bir lityum atomu kadar olduğu kaydedildi.Araştırmacılara göre, bu yeni parçacığın keşfinin, "maddenin yapısını belirleyen fiziğin dört temel kuvvetinden birisi olan (güçlü etkileşimi) anlamaya" yardımcı olması bekleniyor.

BHÇ'de yapılan en büyük iki deney ATLAS ve CMS'deki çok amaçlı detektörler, dev cihazdaki çarpışmalar sırasında ortaya çıkan parçacıkların analiz edilmesini sağlıyor.2 yılı aşkın süredir deneyleri yürüten Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (Cern) bilimadamları, 13 Aralık'ta parçacıklara kütlelerini verdiği düşünülen ve "Higgs bosonu" adlı atomaltı parçacığının izine rastladıklarını, ancak elde edilen verilerin keşif olarak nitelenemeyeceğini açıklamıştı.

Büyük Patlama Oluşturulacak

BHÇ, 14 milyar yıl önce evrenin doğumuna yol açtığına inanılan, "Büyük Patlama" ortamını yeniden oluşturmayı amaçlıyor.Deney sırasında 27 kilometrelik tünel boyunca ayrı yönlerde iki proton huzmesi veriliyor.Işın demetleri ayrı istikametlerde, ışık hızına yakın bir süratle halka şeklindeki tünelde yol alıyor.

Proton ışınlarının birbiriyle büyük bir enerjiyle çarpışmasının ardından bilim adamları, kozmosun doğasını kavramaya yarayacak yeni parçacıklar görmeyi amaçlıyor.Bilim adamları, çarpışma sırasında özellikle teorik fizikteki kütle mantığının temelini oluşturan veya karanlık maddenin neden yapıldığını anlamaya yarayacak "Higgs parçacığı" diye adlandırılan parçacıkların varlığını kanıtlamaya çalışıyor.

Fizikçi Peter Higgs'in, temel parçacıkların kütle kazanmasını açıklayan kuramından adını alan "Higgs parçacığı", 1993 yılında Nobel ödüllü fizikçi Leon Lederman tarafından adlandırılmıştı.



Kaynak: AA (28 Nisan 2012,16:37)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Temmuz 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
CERN'de Yeni Bir Keşif

CERN bilim insanları, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda (LHC) atomaltı Parçacığı bulmak için yapılan en son deneyin sonuçlarını açıkladı. Reuters ve AP, bilim insanlarının açıklamasına dayanarak CERN'de yeni bir atomaltı parçacık keşfedildiğini duyurdu.

İsviçre, İngitere ve Avustralya’da eş zamanlı düzenlenen üç konferansta fizikçiler CERN’de yapılan sunumu takip ediyor. Şu ana kadar yapılan açıklamalarda, ortaya çıkarılmak istenen Higgs Bozonu'na işaret eden bir atomaltı parçacığa ait iz bulunduğu belirtildi.CERN, Aralık 2011’de yapılan deneylerin ardından evrenin oluşumu hakkındaki en önemli bilgileri sakladığına inanılan Higgs Bozonu’nun bulunmasına çok yaklaşıldığını belirtmişti.

Başka bir kıtada görüntülü sunulan ilk Yüksek Enerji Konferansı’nda fizikçiler Higgs Bozonu deneyi hakkındaki açıklamalarına başladı. Deneylerinde dört bin fizikçi ve mühendisin çalıştığı Higgs Bozonu’nun keşfedildiğinin açıklanması halinde, maddenin neden yoğunluğa sahip olduğu ve evrendeki temel kuvvetleri açıklayan Standart Model’in eksik kalan kısımları da tamamlanmış olacak. 26 km uzunluğundaki LHC, atomları ışık hızına yakın bir süratte çarpıştırarak, evrenin oluşumunda ortaya çıkan atomaltı parçacıkları inceliyor.

Atlas Parçacığı Gördü

11.20: Gianotti: "Bundan sonraki aşama, keşfedilen yeni parçacağının doğasını ortaya çıkarmak ve evreni anlamamızda bize nasıl bir katkı yapacağını anlamak. Analizler yaparak, bu parçacığın uzun yıllardır peşinde olduğumuz Higgs Bozonu olup olmadığını anlayacağız. Standart Model, evreni anlamamızı sağlayan temel parçacıkları tanımlıyor. Ancak evrendeki maddeler, bizim tesbit ettiğimiz yüzde 4'lük madde miktarından daha fazla olmalı. Higgs Bozonu'nu ortaya çıkarmamız, evrenin yüzde 99'unu anlamamız için bize yardımcı olacak."Gianotti, 2011 ve 2012'deki deneylerin fiziksel açıklamarını yapmaya devam ediyor.

11.10: Giaonetti, 2012'de karşılaştıkları en büyük zorluğun, geçmişteki deneylerde biriken çok büyük miktardaki veriyle başa çıkmak olduğunu söyledi. Aralık 2011'de dünyanın izlediği Higgs Bozonu sunumunu yapan kişi olan Giaonetti, yığın haline gelen verilerle başa çıkabilmek için uzun bilgisayar işlemleri gerçekleştirdiklerini söyledi.

Gionetti, Atlas dedektörünün, CMS tarafından tesbit edildiği açıklanan parçacığı 126 GeV(gigaelektronvolt) seviyesinde, five-sigma seviyesinde gördüğünü söyledi. Gionetti, CMS gibi ATLAS ekibi olarak da Higgs Bozonu'nun atomların çarpıştırılması deneyinde izole edilebilmesi için "diphoton decay" yönetinine odaklandıklarını söyledi.

11.05: AP haber ajansı, Joe Incandela'nın açıklamasını şu şekilde duyurdu:
"LHC atom çarpıştırıcısında görev alan iki bağımsız ekipten biri, evrendeki tüm maddelere büyüklük ve şeklini verdiğine inanılan yeni bir atomaltı parçacığına ait güçlü deliller elde ettiğini açıkladı. CMS ekibinin başında yer alan Joe Incandela, CERN'Deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki toplantıda, elde edilen verinin, kesinlikle bir keşif için netlik ortaya koyduğunu söyledi. Buna rağmen Incendela, keşfedilen yeni atomaltı parçacığının takibi sürülen Higgs Bozonu olup olmadığını kesinleştirmediklerini" söyledi.

11.00: Incendela'nın sunumunun ardından, LHC'deki diğer dedektör olan Atlas'ın deney ekibin başında yer alan Fabiola Gianotti sunumuna başladı. Gianotti, üç bin kişilik bir ekibin başında yer alıyor.

Higgs Bozonuna Ait İşaret Keşfedildi

10.53: ABD'li fizikçi Sean Carroll Discover Magazine'e yaptığı açıklamada, CERN'de yapılan keşfi değerlendirdi.Carroll, "Ortada çok büyük bir soru var. Standart Model kapsamında Higgs Bozonu'nda bazı istatistiksel dalgalanmalar mı görüyoruz? Yoksa karşımızda farklı kanallarda beliren, yeni bir parçacığa ait bir iz mi var?" yorumunu yaptı.Carroll, deneylerde farklı kanalların kolaylıkla yanlış eşleştirme yapılabileceğine ve bu yüzden Higgs teorisine yeni, görsel parçacıklar eklenebileceğine dikkat çekti.

Sonuçlar Birbiriyle Uyumlu

10.40: Incendela, deneylerdeki hassaslık seviyesinin 4.9 sigma olduğunu ve sonuçların birbirleriyle uyumlu olduğunu belirtti. Incendela aynı zamanda 2011'de yapılan deneylerle de en son elde edilen sonuçların birbirini doğruladığını belirtti. Bu açıklamaların ardından salondan büyük bir alkış yükseldi. Incendela, Higgs Bozonu deneylerinde yer alan binlerce bilim insanı ve mühendisi kutladı.

Incandela'nın yaptığı ve Reuters'ın geçtiği açıklamanın ardından, Twitter'da verilen sonucun doğruluğunu sorgulayan mesajlar akmaya başladı. Twitter'da görüşlerini paylaşan fizikçiler, elde edilen sonucun five-sigma seviyesinde olup olmadığını sorguluyor.

Incandela, gerçekleştirdikleri iki testin birleştirilmesiyle ortaya çıkan sonucun, kesinlikle çığır açıcı olan bir five-sigma (fizikte yüzde 99.99997 doğruluk eviyesi) seviyesini gösterdiğini belirtti.

10.30: Incandela, yeni bir atom altı parçacık keşfedildiğine yönelik açıklamalarını daha sonra netleştiren şu ifadeleri kullandı:"Higgs Bozonu teorisiyle uyumlu olan bir atomaltı parçacığın keşfedildiğini söyleyebilirim." Incandela, Cenevre'de gerçekleştirilen konferansta yaptığı açıklamada, "Bu ön bir tesbit. Ancak Higgs Bozonu'na işaret etmesi açısından çok güçlü ve somut olduğuna inanıyoruz" dedi.

10.25: Incandela, Higgs Bozonu'nun iki enerjik fotona dönüştüğü süreçten bahsederek, Atomaltı Parçacağı'nı tesbit etme çabalarında yeni atom altı parçacıklar bulmuş olabileceklerini belirtti.

10.20: Incandela, elde ettikleri sonuçları birazdan açıklayacağını belirtti. Higgs Bozonu'nu tesbit için dört dağılım modeline baktıklarını belirten Incandela, mühendislerin kullandığı karşılıklı kontrol tekniğini açıkladı.

10.02: Sunuma CMS dedektöründe yeni parçacıkları tesbit etmek için deneyler yapan ekibin başındaki Joe Incandela başladı. Incandela'nın ardından sunuma LHC'deki bir diğer dedektör olan Atlas'ın ekip lideri Fabiola Gianottithe devam edecek.Incandela, deney sonuçlarının açıklanacağı güne kadar günlerce uyuyamadıklarını belirterek detaylı fiziksel açıklamalarına başladı.

Oldukça heyecanlı ve gergin olduğu anlaşılan Incandela, Higgs Bozonu'nu tesbit ederek diğer parçacıklardan izole etmeyi amaçlayan CMS'te yaptıkları deneylerde beş model denediklerini belirtti.


Kaynak : Ntvmsnbc (04 Temmuz 2012,11:12)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 13 Nisan 2015 12:28
[WoL]bL - avatarı
[WoL]bL
VIP -Dream is Destiny-
17 Temmuz 2012       Mesaj #5
[WoL]bL - avatarı
VIP -Dream is Destiny-
Atomaltı Parçacığı - Higgs Bozonu
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

François Englert ve Robert Brout tarafından Standart Model'deki fermiyonlara kütle kazandırmak için varlığı öne sürülmüş spini 0 (sıfır) olan parçacık. H veya h olarak kısaltılır. Aralık 2011'de o zamanlar iki ana deneyin (ATLAS ve CMS) sözcüleri birbirlerinden bağımsız sonuçlara dayanarak Higgs parçacığının 125 GeV/c2 (133 proton kütlesi, 10−25 kg) değerinde bir kütleye sahip olabileceğini belirtti. Ayrıca yaptıkları açıklamada 115–130 GeV/c2 arası hariç Higgs'in bulunmayacağı diğer kütle aralıklarının önemli ölçüde elendiğini belirttiler. BHÇ'nin kesin bir sonuç için gerekli cevabı 2012'nin sonunda vereceği söylendi. 22 Haziran 2012'de CERN, yapılan deneylerin son durumu hakkında bir seminer verileceğini duyurdu. 28 Haziran 2012 civarlarında parçacığın bulunduğu yönünde açıklamaların geleceği medyada yayılmaya başladı fakat bunun "sadece güçlü bir sinyal" mi yoksa resmi bir keşif mi olacağı belirsizdi.

4 Temmuz 2012'de CERN, "Higgs bozonu ile tutarlı" bir parçacığın resmi keşfini açıklamaya yeterli olan "5 sigma" seviyesindeki sinyali doğruladı. Gerçekten de Higgs bozonunun teorik olarak tüm öngörülen özellikleri taşıyıp taşımadığını ve eğer taşıyorsa Standart Model'in hangi versiyonunu daha çok desteklediği ise ileride yapılacak olan araştırmaların göstereceği belirtildi. Ayrıca bu Higgs bozonu ile tutarlı olarak bulunan parçacığa şimdilik "higgson" ismi verilmiştir.

Kuramsal Ayrıntılar

Standart Model içindeki kuvvet taşıyıcı ayar bozonları kısa erimli doğaları sebebi ile kütleli olmak zorundadırlar. Higgs spin'i 0 (sıfır) olan kompleks bir alandır. Bu iki yüksüz, iki de yüklü parçacığa karşılık gelir. Higgs potansiyeli Kendiliğinden Simetri Kırılması dolayısıyla bir vakum beklenen değerine VBD sahip olur. Aynı zamanda sözü geçen 4 parçacıktan sadece bir tanesi kalır. VBD, SU(2)_L ayar alanın 3 tane ayar parçacığına kütle verir. Bu 3 ayar parçacığı $W^{\pm}$ ve Z^0 bozonlarıdır.

Deneysel Ayrıntılar

Varlığı deneysel olarak henüz ispatlanmamış olan Higgs bozon için LEP-2'den elde edilen sonuç kütlesinin 115 GeV'den büyük olması gerektiği şeklindedir. Arama çalışmalarına Fermilab da CDF ve D0 deneylerinde devam edilmektedir. 2008 yılının sonlarında çalışması planlanan CERN'deki LHC hızlandırıcısında yapılacak CMS deneyi, ATLAS, LHCb deneyi ve ALICE deneylerinde Higgs parçacığı yanı sıra Standart Model ötesinde nasıl bir fizik olduğu araştırlımaya devam etmektedir.CERN deneyinde bulunduğu sanılmaktadır. 13 Aralık 2011'de, ATLAS Deneyi ile 2011 yılı içerisinde elde edilen bulgular açıklandı. Bu bulgulara göre Higgs bozonunun kütlesi 131-453 GeV aralığında %95 ihtimalle bulunmamakla birlikte olası kütlesinin 126 GeV civarında olduğu tahmin ediliyor.CMS deneyi ekibi ise 124 GeV civarında olduğu yönünde tahmin ettiklerini belirttiler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 7 Nisan 2014 16:09 Sebep: Mesaj düzeni!
She's remembered everything and now i am dead..
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
8 Ekim 2012       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı
Atomaltı Parçacık Higgs Bozonu Senfonisi

Bilim insanları, yıllardır peşinde koştukları atomaltı parçacığı’nın izine CERN’de yürütülen deneylerde ulaşmayı başarmış, tarihi açıklama Temmuz ayı başında açıklanmıştı. Fizikçi ve aynı zamanda besteci olan Domenico Vicinanza, evrenin sırlarını saklayan atomaltı parçacığını notalara döktü.

Atomaltı Parçacığı Higgs Bozonu hakkında geçmişte besteler yapılmıştı. Ama İtalyan fizikçi bir ilke imza atarak parçacığın kendisini notalara döktü. Yeni parçacık arayışı için atomaltı parçacıkların çarpıştırıldığı Büyük Hadron Çarpıştırıcı’sındaki (LHC) Avrupa Gelişmiş Ağ Teknolojisi İletimi (DANTE) laboratuvarında çalışan Vicinanza, Higgs Bozonu’nu nasıl bestelediğini ABD’nin PRI radyosuna açıkladı:

“Higgs Bozonu gibi bir atomaltı parçacığı melodiye çevirebilmek için yapmamız gereken verideki her bir rakamsal değeri tek bir notaya veya puanla eşletirmek. Melodi, kesin olarak bilimsel verinin gösterdiği davranışı temsil ediyor. Piyano çalmaya başladığı zaman, çok tiz sesler duyuyorsunuz. Bu sesler Higgs Bozonu’nuna ait melodinin izleri ve CERN’de yapılan bilimsel araştırmadaki tepe noktalarına işaret ediyorlar. Gerçek veri noktaları sadece piyanoyla ilk çalışta ve yine piyano ve marimba ile yapılan ikinci tekrar da duyuluyor. Kısaca piyano yüksek notaları, marimba ise düşük notaları çalıyor” dedi.

Bilimsel veriyle ortaya çıkan müzik, şaşırtıcı derecede güzel. ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı olan Argonne Ulusal Laboratuvarı’ndan Peter Larsen, geçmişte Manş Tüneli’nden elde ettiği mikrobiyolojik veriyi kullanarak ‘mikrobiyolojik ses’ çıkarmayı başarmıştı. Bu alandaki ilk denemelerden biri 1960’lı yıllarda yapılmış ve besteci Charles Dodge Dünya’nın güneş rüzgarından (Güneş’ten saçılan parçaların oluşturduğı akım) sonik dalgalar elde etmişti.


Kaynak : Ntvmsnbc / BBC (08 Ekim 2012,11:33)
Son düzenleyen nötrino; 13 Nisan 2015 12:24
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Mart 2013       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı
Hadron Çarpıştırıcılarında Higgs Bozonunun Bulunduğuna Dair Güçlü Kanıt

Araştırmacılar Hadron çarpıştırıcılarında (LHC) Temmuz 2012’de bulunan parçacıkların çok güçlü bir şekilde “Higgs bozonuna'' benzediğini belirtmekteler.Hangi parçacıkların kütleyi oluşturduğunu teorileyen “Higgs” parçacıkları on yıllardır parçacık hızlandırıcıların av konusu olmuştu. Halen son Temmuz 2012’de bulunan parçacıkların “Higgs” parçacıkları olup olmadığı konusunda kesinlik bulunmazken, eğer gerçekse hangi tip “Higgs” parçacıkları oldukları da merak edilmekte.İtalya’da düzenlenen Moriod buluşmasında bulunan parçacıkların etraflarında dönme karakteri bakımından “Higgs” parçacıklarına çok benzediği belirtildi.Atlas ve CMS'den “Higgs” avcısı iki araştırma grubu Temmuz 2012’de gelen sonuçları 2,5 defa sadece parçacıkların varlığı bakımından değil aynı zamanda karakteri bakımından da analiz ettiler.

Bilim insanları sonuçların bu parçacıkların bozon ailesine ait olduğunu ama bunların “Higgs” olduğu konusunda daha dikkatli davranmak gerektiğini belirtiyorlar.Atom altı parçacıkların belirlenmesinde onların etrafında dönme karakteri ve benzerlik özellikleri önemli rol oynamakta. Son bulunan parçacıkların “Higgs” parçacıkları olduğu konusu bu anlamda halen şüpheler taşımakta. Fakat kurulan teoride, birden farklı tipte “Higgs” bozonunun varlığından bahsedilmekte.

Standart modelde fizik parçacıkları belirlenmiştir. Ama bundan farklı egzotik parçacıkların varlıklarının keşfi bilim için yeni bir pencere açacaktır.Oxford Üniversitesi'nden ve Atlas deneyinin iş ortaklarından Tony Weidberg bu bulgunun fizik için yeni bir hikâyenin başlangıcı olduğunu düşünmekte. Verdiği demeçte Weidberg; Eğer bulguların gerçekliği kesin ise fiziğin 4 Temmuz’dan beri değiştiğini belirtmektedir.Bunu anlamak için de 2 soru olduğunu, bunların; bu parçacıklar gerçekten “Higgs” parçacıkları mı? Ve Standart Modelle ne kadar uyumlu? Olduğunu anlamamız gerektiğini belirtiyor.

2011 ve 2012 yılındaki konferanslarda yayınlanan raporda yeni parçacıkların etrafında dönme karakteristiğinin “Higgs” bozonu parçacıkları ile tutarlı olduğu yönünde.CMS sözcüsü Joe Incandela 2012’deki sonuçların kendisini bunların “Higgs” bozonu olduğu konusunda ikna ettiği ama bunların hangi tip “Higgs” bozonlarına ait olduklarını anlamak için daha uzun yollar almak gerektiğini düşünüyor.

Her ne kadar çoğu zaman verilerin toplanması ve analizi konusunda şüpheler olsa da Dr. Weinberg ipuçlarının da şüpheler ardında olacağını düşünüyor. Ayrıca halen birçok keşif yapılması gerekse de bu konuda çok heyecanlı olduklarını, çünkü eğer sıfır dönme tanımlanırsa buldukları örneğin ilk sıfır dönme özelliğine sahip parçacık olduğunu da belirtmekte.Popüler olan fakat halen tam kesinlik kazanmayan süper simetri teorisine göre beş farklı “Higgs” parçacığının var olduğu düşünülmekte. LHC’lerin iki yıl kapatılması ve bir deneyin yapılamaması bu teoriye karşı kuşkuları daha bir arttırdığı da ayrı bir detay olarak karşımıza çıkıyor.



Kaynak: BBC (14 Mart 2013,10:15)
Son düzenleyen nötrino; 13 Nisan 2015 12:23
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Aralık 2013       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı
‘Uzay’dan Gelen Misafirler’

wt4m

IceCube Laboratuvarı

Bilim insanları, Güney Kutbu'nda dış uzaydan gelen ve evrenin kökenlerinin sırrını çözebilecek çok sayıda nötrino buldu. Antarktika'daki IceCube Teleskop Laboratuvarı'nda görevli araştırmacılar, 1 kilometreküplük buzun içinde buldukları 28 atomaltı parçacığının Güneş Sistemi'nin, hatta Güneş Sistemi'nin de içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nin dışından geldiğini söyledi.

ABD'deki Wisconsin Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, "Işık hızına yakın hıza sahip, elektriksel yükü sıfır ve maddelerin içinden neredeyse hiç etkileşmeden geçebilen temel parçacıklar" olarak tanımlanan nötrinoların karadelikler, titreyen yıldızlar ve atomaltı parçacıklar yayan gökcisimlerinin gizemlerinin çözülmesine yardımcı olabileceğini kaydetti.
Ice Cube araştırmacılarından Francis Halzen, atomaltı parçacıklarını "Güneş Sistemimizin dışından gelen ilk yüksek enerjili nötrinolar" olarak tanımladı.

10 Yıl İçinde Sır Çözülecek

Yıldızlar arası nötrinolara, Dünya üzerinde daha önce sadece bir kez rastlanmıştı. Bilim adamları, 1987 yılında bir süpernovadan Dünya'ya ulaşan parçacıkları gözlemlemişti. O günden bu yana Güneş ya da Dünya'nın kendi atmosferinden kaynaklanmayan atomaltı parçacıkların bulunması için çalışmalar sürüyordu. Halzen, Antarktika'da bulunan parçacıkların 1987'de Büyük Macellan Bulutu'ndaki süpernovadan gelen nötrinolardan 1 milyon kez daha fazla enerjiye sahip olduğunu belirtti.

Ice Cube araştırmacılarından Naoko Kurahashi-Neilson, "Çalışmamız, halihazırda dünyadaki en önemli parçacık fiziği projesi. Gelecek 10 yıl içinde toplayacağımız veriler, enerjinin kaynağını ortaya çıkarmamızı sağlayacak" dedi.Antarktika'daki Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu'na inşa edilen IceCube Nötrino Dedektörü, Güneş Sistemi dışından gelen nötrinolar ile Güneş ve Dünya'nın atmosferlerinden yayılan nötrinoları birbirinden ayırıyor. Araştırmacılar, atomaltı parçacıklarının Dünya'dan milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki astrofiziksel fenomenler hakkında bilgi verebileceğine inanıyor.


Kaynak: AA / Science (22 Kasım 2013, 12:52)

Benzer Konular

19 Haziran 2011 / snackbloot Uzay Bilimleri
24 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap