Alıntı
esmerkiz adlı kullanıcıdan alıntı vallah bi erken ölüm istiyom bi gec allah affetsin ama zamani cabuk gelse iyi olurdu
sana birşey anlatayımmı adamın biri ölmek istiyormuş ne yapmışsa beceremmemiş en sonunda kendini yollara vurmuş aklınca dağlara gidecek kurda kuşa yem olacak karşısına bir atlı çıkmış sormuş
---nereye hayırdır
---dağa gidiyorum demiş
---neden
---ölmek istiyorumda ondan demiş.. meğer attaki azrail miş açmış kara kaplı defteri bakmış bunun zamanına çok var hemen sormuş ---neden
adamda -- ya ne iş yaptıysam tutturamadım ve ölmek istiyom demiş..
azrail --şimdi seni tanımayan bir köye git ve ben doktorum de demiş
adam --- ee ben doktorluktan ne anlarım ki
azrail--bak şimdi ben hastanın ayak kıltında durursam anlaki o hasta ölecek baş ucunda dururusam anlaki o ölmeyecek ve ne yazarsan yaz demiş.. Adam azrailin dediğini yapmış kısa zaman da çok mu çok zengin olmuş günler aylar seneler geçmiş bizimki hastalamış ve yata ğa düşmüş birde bakmış azrail ayak kıltında duruyor hemen yanın dakilere bağırmış beni ters çevirin diye
şimdi ne alaka diyeceksiniz Peki ölünce tüm sorunlar bitecek mi yoksa ölüncemi başlayacak hayat işte orada tam düşünmek ve doğru karar vermek lazım
Peygamber Efendimiz(s.a.v) diyorki hiç ölmeyecek gibi dünyaya,yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalışın...
Arkadaşlar ölümle ilgili bir kısas daha anlatayım ..
Hz. Ebubekir (ra) çok hasta yatıyor odasında Hz. Bilal(ra)'de avluda yatıyor ikiside çok mu çok hasta Hz. Aişe(ra) kapıdan giriyor ve hemen babasına koşuyor baba çokmu hastasın..?
Hz. Ebubekir (ra) o an 9 yaşında bir çocuğun anlayacağı dilden anlatacak gücü bulamıyor kendinde ve iki mısralık bir şiir söylüyor kızına :
Sabah herkez birbirleriyle karşılaştıklarında günaydın hayırlı sabahlar der, ama bilmezlerki ölüm onlara ayakkabı bağından daha yakın...