Arama

İnci nasıl oluşur?

Güncelleme: 13 Aralık 2018 Gösterim: 42.490 Cevap: 4
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
3 Temmuz 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

İNCİ

Ad:  inci.JPG
Gösterim: 2538
Boyut:  18.4 KB

Bazı yumuşakçaların ve özellikle de istiridyelerin içinde oluşan parlak, katı, sedefli, hemen hemen yuvarlak taş.
Sponsorlu Bağlantılar

Doğal inciler


Bu incileri, genellikle "inci midyesi” denilen ve birçok türü bulunan istiridyeler üretir; pinnalarda (Pinna nobilis) ve uniolarda da doğal inciler bulunur. Yoğunlukları 2,650 ve 2,700 arasında değişir; dirençleri oldukça yüksektir; kalsiyum karbonat esaslı olan bileşimleri sedefinkiyle büyük benzerlik gösterir. incinin her zaman, başlangıçta bir çekirdeği vardır (asalak, kum tanesi, vb.), yıllar boyunca, üst üste ince kalsiyum karbonat katmanlarıyla kaplanır.

Bir doğal inciye değer biçilirken çeşitli etmenler göz önünde bulundurulur: ağırlığı (kırat ya da çoğunlukla tane olarak hesaplanır), rengi (beyaz, pembe, gri, siyah), düzgünlüğü ve biçimi (yuvarlak, armut biçiminde vb.), parlaklığı ve parıltısı; son iki etmen incinin "suyu"nu oluşturur. Bu su zamanla değişime uğrayabilir; bazı ciltler inciyi kemirir: inci donuklaşır ve “ölür", inci oldukça kolay işlenir; çelik bir aletle delinebilir, bir kazıyıcı yardımıyla, üzerindeki bazı hatalar yok edilebilir.

Kültive inciler


1912 dolaylarında, Mikimoto Kokiçi adında bir japon, inci midyesi aşısını bularak kusursuz biçim ve nitelikte inciler elde etti. Bu teknik, bir inci midyesinin üzerinden biraz epitelyum alarak bununla yapay bir çekirdeği (sedeften) çevrelemeye ve bu bütünü yeni bir inci midyesi üzerine aşılamaya dayanır. Sonra inci midyesi doğal ortamına konulur ve inci doğal olarak oluşur, incinin istiridye içinde durma süresi yaklaşık altı yıldır (istiridyenin ömrü yaklaşık sekiz yıldır).

Tarih


Hindistan'da, Isa'dan birkaç yüzyıl önce yapılmış, inci süslemeli eşyalar bulundu; ancak Japonya'da bulunan bir metin İ.S. VI. yy.’da ilk kez inciden söz ediyordu. Fransa'da, inci gerçek anlamıyla ancak Henri ll'nin hükümdarlık döneminden başlayarak yaygınlık kazandı. Dünyanın en büyük incisinin ispanya kralı Felipe ll’nin 1579’da satın aldığı Peregrina olduğu sanılmaktadır; 34 kırat ağırlığındaki bu inci damla biçiminde ve güvercin yumurtası büyüklüğündeydi.

Rönesans döneminde çok tutulan "barok" incilerden (düzensiz biçimli), çoğunlukla düşsel hayvan ("paskalya kuzusu") ya da insan biçimi verilmiş mücevherler yapıldı.
XVII. ve XVIII. yy.'larda inciler, süslemede kullanıldı: kelep inciler, damla küpeler, ikişer ikişer takılan çift sıra bilezikler. Bir ya da daha çok diziden oluşan inci kolyeler, inciyle süslü yüzük ve küpeler bugün de sevilerek kullanılmaktadır.

—Giy. inciden kolye, bilezik, küpe vb. yapılır ve aksesuvar olarak kullanılır. Eski işlemelerde süsleme gereci olarak da kullanılmıştır. Topkapı sarayı müzesi'nde gerçek incilerle işlenmiş bohça, kavuk örtüsü, kaftan vb. pek çok eşyaya rastlanmaktadır. Bugün inciye benzetilerek yapılan yapay boncuklar bu işlevi görmektedir. Özellikle fantezi giysilerin bezenmesinde yapay incilerden de yararlanılır; ayrıca çanta, kemer, kolye vb. aksesuvar yapılır.

İnci avcıları


(ies Pecheurs de perles), G. Bizet’nin 2 perdelik operası. Librettosunu E. Cormon ve M. Carrâ'nin yazdığı yapıt ilk kez 1863'te Paris'teki Thââtre-Lyrigue’te sahnelendi. Bestecinin ölümünden sonra partisyonu yeniden düzenlenen opera, uzun zaman aslından değişik bir biçimde sahnelendi, ancak 1976'dan sonra özgün partisyonuna kavuştu. Nadir'in Hâlâ duyar gibiyim sözleriyle başlayan aryası ünlüdür. Yapıt Türkiye'de ilk kez 1961-62 sezonunda Ankara' da sahnelendi.
Kaynak: Büyük Larousse
BAKINIZ İnci Nedir?

Son düzenleyen Safi; 13 Aralık 2018 03:43
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
25 Ağustos 2009       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi
İnci
İstiridye, midye ve salyangoz gibi yumuşakçalar, kabuklarının iç yüzeyini sedef denen beyazımsı, parlak bir maddeyle kaplar. İstiridye ve midyeler içlerine giren tanecikleri sedefle örterek incileri oluşturur. Ama değerli inciler yalnız inci istiridyeleri ya da midyelerinden elde edilir. Bir yerdeki inci istiridyelerinin tümünde inci­ye rastlanırken, başka bir yerdeki istiridyeler­den tek bir inci bile çıkmayabilir. Ayrıca bazı yerlerde gelişen inci istiridyelerinin kabuk iç yüzeyini örten sedef, inciden daha değerlidir. İstiridye ve midyelerin içine yabancı bir mad­de girmezse inci oluşmaz. Kum gibi örseleyici bir taneciğin etkisinden kurtulmak isteyen bu hayvanlar taneciği sedefle kuşatarak inciyi oluşturur.

Sponsorlu Bağlantılar

İstiridyeler genellikle çamurlu, kumlu de­niz diplerinde ya da dipteki mercanlar üzerin­de bulunur. İnci istiridyesi 16 yıl kadar yaşar; ama en değerli inciler çoğu kez genç istiridye­lerin içindedir. İnci üreten tatlı su yumuşakça­ları Unio cinsinden midye türleridir.

İnciler damla ve yumurta biçiminde, yassı ya da yuvarlak olabilir. Düzgün bir biçimde gelişmemiş olanlara barok inci denir. Bazı inciler kabuğa yapışık durumda geliştiğinden yarım küre biçiminde olur. İncinin değeri ağırlığıyla birlikte artar. Ağırlık birimi ola­rak miskal (1 miskal=4,80 gr) ya da kırat (1 kırat=0,2 gr) kullanılır. İncinin değeri yalnız ağırlığına değil, parlaklığına ve rengine de bağlıdır.
İnci çok eski tarihlerden bu yana değerli sayılmış, bazen elmastan bile üstün tutulmuş­tur. Üstelik değerli taşlar arasındaki bu yerini dış etkenlere karşı oldukça dirençsiz olmasına karşın kazanmıştır. Bilinen en güzel inciler­den biri, 1917'de Batı Avustralya'da Broome yakınlarında çıkarılan "Batı Yıldızı" adlı damla biçimli ve serçe yumurtası iriliğindeki incidir. Ünlü inciler arasında daha iri olan­lar ve 20 miskal ağırlığına ulaşanlar da var­dır.

İnci Avcılığı
İnci istiridyelerinin bol bulunduğu yerler inci yatakları olarak bilinir. En önemli inci yataklarından bazıları Ateşkes Kıyısı açıklarında ve Basra Körfezi'ndeki Bahreyn Adası çevresinde yer alır. Doğu incisi adıyla tanınan en değerli incilerin büyük bölümü Basra Körfezi ve Umman Körfezi'nden çıkarılır. Hindistan ile Sri Lanka (Seylan) arasındaki Manar Körfezi'nde de zengin yataklar bulu­nur. Buradaki inci avcıları kayıklarla denize açılır, dibe dalmalarını kolaylaştıran ipe bağlı ağır bir taşla denize atlarlar. Yanlarına aldık­ları zıpkınlar köpekbalıklarına karşı kendile­rini savunmaya yarar. İnci avcısı görebildiği tüm istiridyeleri toplayıp bir sepete doldurur ve sepet iplerle yukarıya çekilir. İnciler yuvarlaksa, kolye ve benzeri süs eşyalarının yapı­mında kullanılmak üzere ortalarından deline­rek yeryüzünün dört bir yanına gönderilir. Beyaz incileriyle ünlü Avustralya çevresinde­ki inci yatakları, günümüzde en önemli inci merkezleri arasındadır.

Burada genişliği 30 santimetreyi bulan istiridyelerin oluşturduğu inciler çok iri olmakla birlikte, Doğu incileri kadar güzel değildir. Bu istiridyelerin sedefle­ri, incilerinden daha değerlidir.
Güney Çin Denizi ve Borneo'nun kuzeydo­ğusundaki Sulu Denizi'nden, Filipin Adaları, Tahiti ve öbür Büyük Okyanus adaları çevre­sinden yeşilimsi ya da pembemsi beyaz renkte inciler çıkar. Panama Körfezi'ndeki İnci Ada­ları çevresinde ve California Körfezi'nde de inci yatakları vardır.


Tatlı su midyelerinin oluşturduğu inciler daha beyaz olmakla birlikte, deniz incilerinin parlaklığından yoksundur. Bu incileri gelişti­ren midyelere ABD, İskoçya, Almanya ve Ruya'daki ırmak yataklarında rastlanmak­tadır.
Yeryüzünün birçok yerinde inci veren yu­muşakçalar yaşar. Ama inci avcılığı son dere­ce güç, midye ve istiridyelerden elde edilen inci sayısı çok sınırlıdır. Bu nedenlerle çok eski yıllardan bu yana, inci midyeleri ve istiridyeleri sığ sularda özel olarak yetiştiril­miş, çeşitli yöntemlerle içlerinde kültür incile­rinin gelişmesi sağlanmıştır.


Kültür incileri, istiridyenin içine bir tanecik yerleştirilerek elde edilir. 1900'lerin başında Japonya'da geliştirilen bir yöntem sayesinde çok başarılı kültür incileri üretilmiştir. Bu yöntemde istiridyenin içine bir sedef tanesi yerleştirilirken başka bir istiridyeden alınmış canlı dokusu da aşılanır. Aşılanan canlı doku, taneciğin çevresinde gelişerek, onu bir kılıf gibi tümüyle sarar. Daha sonra bu öz ya da çekirdek üstünde biriken sedeften bir kültür incisi doğar. 13. yüzyılda Güney Çin'de başla­dığı sanılan kültür incisi üretimi 20. yüzyılda Japonya ve Avustralya'da önemli bir sanayi durumuna gelmiştir.
Kültür incileri, doğal incilerden renklerinin ve parlaklıklarının farklılığı ile ayrılır. Doğal inciler daha uzun süre dayanır ve çok daha değerlidir. İncinin yapay bir çekirdek içerip içermediği, X ışınları ya da özel aygıtlarla anlaşılabilmektedir.

Sedef
Yalnız inci istiridyelerinin değil öbür yumu­şakçaların kabuklarını da kaplayan ve inciyle aynı kimyasal yapıyı paylaşan maddeye sedef denir. Sedef, düğme ve kama kabzası gibi çeşitli eşyaların yapımında kullanılır.
Sedef düğmeler için ABD'de tatlı su midye­lerinden elde edilen sedef kullanılmakta, Avrupa'da ise genellikle Trochidae familyasın­dan deniz salyangozlarının sedefinden yararlanılmaktadır. Bu deniz salyangozları Queensland kıyıları açıklarında, Malakka Yarımadası, Endonezya, Yeni Gine, Filipinler ve Pasifik Adaları çevresindeki sığ sularda yaşar.
MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 13 Aralık 2018 03:28
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2018       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
İnsan dünya üzerinde her nereye gözünü çevirip bakacak olsa ihtişamlı bir yaratılış, kusursuz bir tasarım ve hayret verici özelliklerle karşılaşır. Bu kitap boyunca verdiğimiz örnekler bu ihtişamın yalnızca birkaç küçük detayıdır. Allah insanlar için yeryüzünde görünümü son derece güzel olan pekçok bitki ve hayvan türü yaratmıştır. Doğadaki her detayı insanın zevk duyacağı, lezzet alacağı şekilde var etmiştir. Tüm bunlarla birlikte yeryüzünde pek çok süs eşyası da Allah tarafından yaratılarak insanların hizmetine sunulmuştur. Bu süs eşyalarından biri olan inciler ihtişamlı güzelliklerinin yanısıra, her yönden ilginç özelliklere de sahiptirler.
İncilerin oluşum aşamaları hayranlık uyandırıcıdır. İncileri genellikle inci midyesi denilen ve pek çok türü bulunan istiridyeler üretirler. Bu istiridyelerin kabuklarının dirençleri oldukça yüksektir. Açılması son derece zor olan dış kabuklarının kalsiyum karbonat esaslı olan bileşimleri birçok düşman için de caydırıcıdır. Kalsiyum karbonat maddesi aynı zamanda istiridyenin inciyi oluşturmasında da önemli rol oynamaktadır.

İstiridye
İstiridyeler içlerine kum, çakıl veya zarar verecek parazit organizmalar girdiğinde bundan rahatsız olurlar. Bu gibi durumlarda bir korunma yöntemi olarak bu davetsiz misafiri izole ederler ve üzerini sedefle kaplamaya başlarlar.

İşte bu kaplama işlemi incinin oluşumundaki ilk aşamadır. İstiridyenin içine giren yabancı cisimler incilerin oluşması için bir çekirdek görevi görürler. Yıllar boyunca bu çekirdek maddenin üstü ince kalsiyum karbonat katmanlarının üst üste gelmesiyle kaplanacaktır.

İstiridyenin içine giren yabancı cisimler incilerin oluşması için bir çekirdek görevi görürler. Yıllar boyunca bu çekirdek maddenin üstü ince kalsiyum karbonat katmanlarının üst üste gelmesiyle kaplanacaktır.

Peki istiridyenin içinde sedef maddesi nasıl oluşmaktadır?
İstiridyenin iç derisindeki katmanlarda sedefi oluşturan iki ana madde bulunur.
Bir katmanda inciyi meydana getiren ve "aragonite" adı verilen, kalsiyum karbonat içerikli bir mineral, diğerinde ise incideki bu aragonite maddesini bir arada tutacak olan uhu benzeri "conchiolin" maddesi bulunur. Aragonite yarı şeffaf bir madde olduğu için inciye parlaklık kazandıracaktır. Bu iki maddenin istiridye (aslında beyni bile olmayan bir et parçası) tarafından üretiliyor olması, sonra bunların biraraya gelip bir toz tanesini kaplayarak inci gibi bir güzelliği oluşturması elbette ki düşündürücüdür. İstiridyenin korunma amaçlı ürettiği inci, insanlar için estetik bir süs olarak yaratılmaktadır.

Allah Rahman Suresi'ndeki

"İkisinden de inci ve mercan çıkar." (Rahman Suresi, 22)
ayetiyle incilere dikkat çekmiştir. Ayrıca Kuran'da, dünyada insanlara bir güzellik olarak sunulan incilerden cennet süslerinden biri olarak da bahsedilmektedir.

İNCİ HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ
İnci nasıl oluşur? Kültür incileri, canlı istiridyelere (Akoya veya güney denizi incileri) veya midyelere (tatlı su incileri) yerleştirilen ve genellikle doğal kabuktan bir boncuk veya etli bir doku parçası olan bir küçük uyarıcıdan elde edilir. İstiridyeler veya midyeler, uyarıcıya tutunan ve 'sedef' denilen bir madde salgılar. Ortaya çıkan sedef tabakaları incileri oluşturur.

Kaç yılda elde edilir?


Bir inci elde etmek genellikle birkaç yıl sürer. Midyelerin üç yıla kadar süren olgun bir yaşa gelmesi gerekir. İncinin tam büyüklüğüne ulaşması bir üç yıl daha sürebilir. İncinin oluşmasını sağlayan doğal uyarıcı inciyi şekil bozukluğuna uğratabilir ya da istiridye hastalıktan dolayı ölebilir. Beş ila 10 yıllık bir dönemin sonuna kadar, yalnızca istiridyelerin yüzde 50'si canlı kalır. Üretilen incilerden ise yalnızca yaklaşık yüzde 5 kadarı en iyi mücevher üreticileri için yeterli kaliteye ulaşır. Başından itibaren inci yetiştiricisi, birçoğu hiçbir üretimde bulunmayacak veya ölecek olan her istiridye için 100 dolardan fazla harcama yapar.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2018       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
inci
Bivalvia (çiftçenetliler) sınıfından birçok omurgasız su hayvanının oluşturduğu ve kabuklarının iç yüzeyini örten sedef yapısındaki katılaşmış organik madde.

İnci elde edilen çiftçenetliler biçimsel benzetmeye dayanılarak istiridye ya da midye olarak adlandırılır. En değerli taşlar arasında yer alan inciler yansaydam ve parlak görünümleri ve yüzey renklerinin ince parıltılarıyla ayırt edilir. İnciler, biçimlerinin kusursuzluğu (küresel ya da damla biçimli) ve parlaklıklarının derinliği ölçüsünde değer kazanır. Yalnızca tatlı ve tuzlu sularda yaşaymı bazı türlerin ürettiği inciler gerçekten değerli olanlardır. Öteki çiftçenetlilerin ürettiği inciler ise kırmızımsı ya da beyazımsıdır ve inci parlaklığından yoksundur. Kuyumcular genellikle deniz incilerini Doğu incisi, tatlı su çiftçenetlilerinin ürettiği incileri ise ırmak incisi olarak adlandırırlar.

İnciyi oluşturan sedefin başlıca bileşeni aragonittir (CaCOs). Sedef ayrıca az miktarda konkhiyolin (yumuşakçaların dış kabuk katmanının başlıca bileşeni olan boynuzumsu organik madde, albuminoit) içerir. Çiftçenetlilerin kabuk salgılayan hücreleri manto (örtenek) epitelinde yer alır. Yabancı bir madde mantoyla kabuk arasına ya da vücudun yumuşak bölümlerine girdiğinde hücreler bu maddeyi kuşatır ve çevresinde az çok eşmerkezli inci katmanları geliştirmeye başlar. Biçimleri düzgün olmayan inciler barok inci olarak adlandırılır. Bunlar kas dokularında oluşur. Kabuğun yakınında büyüyen incilerin genellikle bir tarafı düzdür ve bunlar kabarcıklı inci olarak adlandırılır.

İncilerin rengi, onları oluşturan çiftçenetliye ve içinde bulundukları çevreye göre değişir. Genellikle siyahtan beyaza kadar değişen renkleri vardır. En değerli sayılanları pembe renkli Hint incileridir. Öteki renklerde olanlar ise krem, gri, mavi, sarı, eflatun, yeşil ve pembemsi açık mordur. Hepsi de çok zarif renk tonlarında oluşur. İnci yüzeyi, dokunulduğunda pürüzlü duyusu verir. Boyutları oldukça farklılık gösterir. 1/4 grain'den (1 inci grain'i = 50 mg = 1/4 kırat) daha hafif olanlarına ufak inci denir. Doğal olarak oluşan en büyük inciler barok incilerdir. Bunlardan bir tanesinin ağırlığının 1.860 grain olduğu bilinmektedir.

En güzel Doğu incilerini, deniz çiftçenetlilerinden Pinctada martensii’nin mohar alttürü üretir. Basra Körfezinde yaygın olan bu hayvanların en çok bulundukları yer, Umman Yarımadasından Katar Yarımadasına kadar uzanan büyük körfez açıklarındaki sulardır. İnciler 8-20 kulaç arasındaki derinliklerde bulunur. Üstün kaliteli incilerin çıkarıldığı öteki bölgeler arasında Güney Hindistan ile Sri Lanka arasındaki Mannar Körfezi, Endonezya’da Selebes açıklarındaki sular ve Güney Pasifik adaları sayılabilir. ABD’de ise California Körfezinde, Meksika Körfezinde ve Meksika’nın Büyük Okyanus kıyılarında iyi kalitede beyaz incilerin yanı sıra metal parlaklığında koyu renkli inciler çıkarılır.

Kuzey Yanküre ılıman kuşağındaki tatlı su çiftçenetlileri, başta Mississippi Irmağındakiler olmak üzere çok değerli inciler üretir. Avrupa’daki en değerli incilerin kaynağı Bavyera ormanlarındaki akarsulardır. İnci üretimi Orta Avrupa’da özenle geliştirilen bir sanayi dalı olmuştur. Çin’de ırmak inciciliği İÖ 1000’den beri bilinmektedir. Son dönemlerde kültür incilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte doğal inci üretiminde önemli bir düşüş görülmüştür

kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Aralık 2018       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

kültür incisi


bir deniz yumuşakçasının kabuğu içine yabancı bir maddenin yerleştirilmesi sonucunda doğal olarak üreyen inci. Bu yumuşakçalar gerçek midye ve istiridye olmadıkları halde, genel olarak inci elde edilen bütün çiftçenetliler istiridye adıyla bilinir. Tatlı su istiridyelerinde bu tür incilerin kültürünün yapılabileceğinin 13. yüzyılda Çin’de keşfedildiği söylenir.

Çinliler yüzyıllardan beri, istiridyenin kabuğunu açıp içine küçük çamur topakları, ince tahta kıymıkları, kemik ya da maden parçacıkları koyduktan sonra yeniden yatağına yerleştiriyorlardı. Bundan sonra incinin oluşması için yaklaşık üç yıl beklemek gerekiyordu. Çin’de üretilen kültür incileri genellikle istiridyeyle kabuğu arasında oluşan, yanın küre biçiminde kabarcık incileriydi. Birleşik bir inci elde etmek için bu tür incilere sedeften bir yanm kürenin eklenmesi gerekiyordu.

Kültür incisinin bütün olarak üretilmesini Japonlar yetkinleştirdi. Bu konuda bir sanayi oluşmasına yol açan araştırmalan 1890’larda Mikimoto Kokiçi başlattı. Kokiçi uzun deneylerden sonra inci üretmek için en başanlı yolun istiridyenin dokusuna çok ufak bir sedef tanesi eklemek olduğunu buldu. Böylece bütünüyle sedeften oluşan bir inci oluşturulabiliyordu.

Kültür incisinin görünümü doğal inciye çok benzer. Ama çevresindeki sedef katmanı çok ince ise, insan vücuduyla uzun süre temas halinde kalması durumunda, salgılanan asitlerin etkisiyle, oluşmasına yol açan sedef tanesi açığa çıkar. Japonya’da kültür incisi üretilen yaklaşık 2.140 deniz çiftliği vardır. 1960’larda, daha çok Japonların işbirliğiyle Avustralya’nın kuzey kıyılan açıklannda da birkaç çiftlik oluşturulmuş, bunlar 1970’lerin ortalarında inciden başka inci kabuğu da üreten bir sanayiye dönüşmüştür.
kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

4 Eylül 2013 / hopikli Soru-Cevap
15 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap
13 Ekim 2013 / Misafir Cevaplanmış
29 Mart 2019 / Misafir Cevaplanmış
31 Temmuz 2012 / Misafir Soru-Cevap