AKP'nin aykırı sesi!
Ak Parti Ankara Milletvekili Zekai Özcan, ilginç çıkışıyla gündeme geldi.
“Kristal vazoyu çatlatırsanız sonra hiçbir açılım bu çatlağı birleştirmez” diyen Özcan, birçok tebrik mesajı aldı. Özcan, buna çok şaşırdığını belirterek, “Yaptığım normal bir şey. Partimizin politikası da bu olmalı” dedi. Milletvekili maaş zammını engellediği için tepki gören, TBMM’de milletvekillerinin yüzde 90’ıyla selamlaşmayan Özcan, VATAN’a ilginç açıklamalar yaptı
* Çıkışınıza nasıl tepkiler geldi?
Çok telefon aldım. Tebrik edenler, ’Niye geç konuştun’ diyenler oldu. Oysa yaptığım çok normal bir şey. ’Bir yanlışlığa düşülüyor ve düzeltilmesi gerek’deniliyor. AKP’nin de politikası böyledir ama kendini iyi ifade edemiyor diye düşünüyorum. Aslında hiç susmadım. TRT Şeş’e tek “hayır” diyen kişi benim. Genel anlamda Kürt kökenli vatandaşlarımızın ana dilleriyle haber almalarına, film izlemelerine imkan tanınmasından yanayım. Ancak bunu devletin yapmaması lazım. Özel televizyonlar yapabilir. Bana göre devletin dili, eğitim ve kamudaki dili Türkçe’dir.
* Milletvekili maaşları düzenlemesi sizi TBMM’de, grubunuzda çok sıkıntıya soktu...
Soysal güvenlik reformu yapmaya kalktık. Çünkü 65 sene sonra Türkiye’nin açığı 2007 rakamlarıyla tam 2.2 trilyon TL olacak. Çocuklarımızı böyle bir borç yükü bırakmaya hakkımız yok dedik. Komisyon başkanı bendim. Amatör bir grupla çalıştık. Zor bir işti ve profesyonel olarak bilen de yoktu. Sabahlara kadar çalıştım. Sırtımda çıbanlar çıktı. Amacımız açıkları kontrol altına almak ve yanlış olan emekli maaşı sistemini düzeltmekti. İnsanlar ne kadar çalışıyor ve ne kadar prim ödüyorlarsa o kadar emekli maaşı alsınlar istedik. Ama hedeflerin içinde kimsenin maaşını yükseltmek veya alçaltmak yoktu. Üzerimize çok gelindi.
* Kendi grubunuzun milletvekilleri de mi?
Evet onlar da dahil. Halbuki Sayın Başbakan’a neler yapacağımı anlattım ve olurunu almıştım. Bu şekilde çıkmasını benim zaten millete anlatmam mümkün değildi. Samimi söylüyorum o yasa çıksaydı oyumuz yüzde 10-15 düşerdi. Ekonomik krizde izah edemezdik. Sonra aleyhime yayınlar yapıldı. Hazırladığım sosyal güvenlik yasası delik deşik oldu. Bugün milletin problemi var. İlki faiz ödemeleri. İkincisi sosyal güvenlik ödemeleri. Bu sene 2010 bütçesinde ilk defa sosyal güvenlik açığı faiz ödemelerinin üzerine çıktı. 60 milyar TL civarında bir sosyal güvenlik açığı oluyor. Halbuki Sayın Başbakan orada siyasi irade göstermişti. Hiç müdahale etmedi. Şartlar ne gerekiyorsa onu yapın dedi. Ne yazık ki ilgili bakanlar ve parti grubu, diğer muhaliefet partileri siyaset yapma uğruna bu yasayı delik deşik ettiler.
* Milletvekilleri size hâlâ tepkili mi?
Hayatım boyunca inançlarım ve yetişme tarzımın gereği selamsız bir yere gitmedim. Düşünebiliyor musunuz bugün yüzde 90’ıyla selamlaşmakta sıkıntı çekiyorum. Çok zor bir şey. Yaptığım hem doğruyu söylemek hem de AKP’nin oylarının düşme ihtimali olan bir şeyi engellemek.
* Sayın Başbakan’a bunları iletmediniz mi?
İlettim. ’Merak etme. Bu işi en doğru şekilde yap’ dedi, sağolsun. Ama tam o sırada kapatma davası gündeme geldi. Kendisi pek zaman ayıramayınca başkaları herkese ’Merak etmeyin Zekai beyin ipini çektik’ demeye başladı. Şık ve doğru olmadı.
* Kim bunu söyleyenler?
Onlar biliniyor. Ben doğru bildiğimi yaptım ve yapmaya devam edeceğim.
* Fevzi İşbaşaran’ın istifasıyla sizin açıklamalarınız üst üste geldi...
Buna üzülüyorum. Kendisini pek tanımam. Onun yaptığıyla veya başına gelenlerle benim durumum arasında bir benzerlik yok. Benzerlik kurmaya çalışılması yanlış.
* Bazı milletvekillerinin Barzani’yle görüşmesine de grupta tepkiler olduğu söyleniyor...
Şahıslara girmek istemiyorum. Kuzey Irak’taki gelişmeler beni rahatsız ediyor. Barzani geçmişte Türkiye’den beslendi. Sonra ’kedi bile vermem’ şeklinde tahrik eden sözler söyledi. Barzani’nin Türkiye’ye o bölgede iyi niyetle baktığına inanmıyorum. Onunla konuşan olabilir. Devletimizin, hükümetimizin politikasıysa saygı duyarım. Ama şahsen Barzani’nin iyi niyetli olduğuna inanmıyorum. Bize tavsiyesi şu: ’Terör örgütüyle demokratik olarak uzlaşın’. Böyle bir şey olabilir mi? Erbil ve Kandil arasında bir asfalt yol var. Kesse ve biraz zorlasa adamlar birkaç ay sonra tasfiye olmak zorundadır. En azından Kandil’den kurtuluruz. Bir de gelir dağılımındaki adaletsizlik bu işi etkiledi deniyor. Ben buna bir noktada katılırım ama temelinde asla katılmıyorum. Gelir dağılımındaki noksanlık hiçbir zaman etnik yapıyı körüklemez. Mesela İspanya’da bugün milli gelir ortalaması 31 bin 200 dolar. Ama en çok ayrımcı örgütün bulunduğu BASK bölgesinde 33 bin dolar. Problem etnik yapıdan kaynaklanmıyor. İspanyalılara asla teröre evet demedikleir için saygı duymak lazım. Orada ETA bir jandarma öldürse tüm İspanya 5 dakika sessiz bir şekilde protesto eder. En çok da BASK bölgesi bunu yapar ve lanetlediğini söyler.
Türkiye’de 7 şehit verdiğimiz Reşadiye’ye bakın. 7 vatan evladımızı şehit veriyoruz ve biz aymazlık içinde seyrediyoruz. “Acaba bunu kim yaptı, derin devlet mi yaptı’ noktasına bile geldik. Bu aymazlık gerçekten çok çirkin bir şey. Bunu diyenler, hatta PKK üstlenmesine rağmen hala şüphesi olanlar oldu. Böyle bir şey olabilir mi Kendi askerini vurabilecek bir derin devlet olabilir mi? Bunlar doğru şeyler değil.
Eve Dönüş’e ‘Evet’ dediğim için pişmanım
* Parti içinde açılımla ilgili iki farklı görüş var gibi algılanıyor. Bir ayrılık var mı?
Ben AKP’nin, devletin üniter yapısından, milli birlikten yana olduğunu en azından felsefesi olduğunu biliyordum. Eğer ayrışma noktasına geldiyse içerdeki bazıları bu işi körüklüyor demektir. ’Parti içinde ittihatçılar var’ diyorsunuz. ’Türk ismini değiştireceğiz’ diyorsunuz. Söylendiyse bunlar yanlıştır. Türkiye’de Alevilerin sorunları var. Bunlar demokratik taleptir. Fakat demokratik açılım dendikten sonra artık hepsi bırakılır, herkes kendi adamlarıyla toplanır. Demokratik pakette bireysel haklarla ilgili ne verilecekse bir bütün olarak düşünülür. Ayrı bir kompartmanda çalışma yapılmaz.
* Açılım devam eder mi, bitmiş midir?
Hükümetimizin yapacaklarını daha açık ve net söylemesi lazım. Zaman zaman söylüyor ama netleşemiyor. ’Biz demokrasi eksiğimizi tamamlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Etnik ve mezhep vurgusu yapmadan bunu tamamlamak zorundayız. Bu süreçte bir problem yok’denmeli. Tuzağa düşmemek lazım ancak bu tuzak devam ediyor. ABD Kuzey Irak’ta bir devlet kurmak isteyebilir. Bence bu tuzağa düşmemeliyiz. Ben Eve Dönüş projesinde ilk oylamaya anlamadığım için gitmedim. Sonra Adalet ve Savunma Bakanı’yla konuştum ve ne olduğunu sordum. Bana, ’Bunu yapacağız. Eğer hala PKK dağdan inmezse ABD ile beraber operasyon yapıp onları tasfiye edeceğiz’ dediler. Türk ordusu da bu işe evet dediğini söylediler. O zaman oy verdim. Ama sonradan çok pişman oldum. Çünkü söyledikleri maalesef olmadı. Büyük devletlere çok fazla güvenip terör örgütünü yok edeceğiz düşüncesine kapılmamak lazım.