Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 17

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 514.940 Cevap: 2.787
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #161
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk iki kişiliktir.

Sponsorlu Bağlantılar
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksende sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yanlız değildir;
Ölümdür, yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Ataol Behramoğlu
"MUTLULUK" MUTLU OLMAYI BİLMEKTİR.
"NE EKERSEN ONU BİÇERSİN"

Sair Adi: Ataol Behramoğlu

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #162
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sensiz Yaşanan Sevda.

Sponsorlu Bağlantılar
Gece, ışıl ışıldı gökyüzü. Önce her yıldıza senin adını verdim, yetmedi. Hiç biri senin gözlerin gibi değildi. Ben yalnız senin gözlerini yıldız bildim. Herkes altında sarhoş olacağı yıldızı ararken, ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini.

Her şey siyah beyazken, ben mavi bir düşte gizlendim Konuk oldum uykularına, gördüğün her rüyanın içindeydim. Gördüğün denizmiydi ben o denizin martısıydım.Bir ormanda mı yürüyordun, en ulu ağacıydım. Sen bir dağın tepesinde görürken kendini , ben doruklarında beyazlığıydım.

Sonsuz hasret ateşiydim ben her gece kapında yanan. Sen bile söndüremezsin beni. Çünkü hasretin sen varken bile dinmeyenindendi. Kolaydı sevmeler ben imkansızı seçdim. Ne kadar yakınsam o kadar uzaktın bana. Elimi uzatsam tutabilirdim ama bir o kadarda ulaşılmazdın.

Kaçanlardan değildim ben, kaçmadım. Ne zaman vazgeçmeye kalsam yüreğim o kocaman haliyle dikildi karşıma. Ben yüreğimin sesini dinledim. Ve yüreğim aslında sendin. Her sözcüğü denedim aslında seni anlatmak için. Her sözcüğün üzerinde durup bin kere düşündüm. Ya onlar anlatamadı seni ya sen onlara yetmedin.

Sözcükler yetmedi ya, renklere sarıldım bende. Bir tek mavi anlattı seni. Maviye yakışan yalnız sendin. Ne kendimi sakladım ne de sözlerimi. Duygularım içtendi. Seni kendimi sever gibi sevdim. Tutkuyla bağlıydım sana ama sevdam senin tutsağın değildi. Ben özgürlüğüme düşkündüm ve özgürlüğümde sendin.

Dinle ey yar, sana bağımlı olmadan büyüttüm ben bu sevdayı içimde. Sen olsanda büyümeye devam edecek olmasanda. Sevmişim bir kere seni kurtuluşun yok sevgimden.

Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmadım seni özlemekten. Üstelik kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken.

Sana dokunamamak yüreğimi böyle acıtırken.

Bil ki ben yüreğimi kanatan bu acıya inat dokunmadan tenine saatlerçe sevişebilirim seninle...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #163
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BİR GECE
Yine böyle bir geceydi
aylardan nisan
Günlerden cumartesi
Seni görmüştüm karanlıklar içinde
YIldırım askı bu olmalıydı herhalde
Gözlerin buyulemişti beni
Derken konusmaya basladık
Dilimizde kelimeler bilerek bilmeyerek
Günler,aylar,yıllar geçti
Mutluyduk cünkü sevip,seviliyorduk
Ve aylardan ekimdi
Günlerden ise salı
Yine böyle bir geceydi
Tek fark dizlerinde yatacagım ve
SAclarımı oksayan biri yoktu yanımda
Sen yoktun,gözlerin,ellerin yoktu
Kıskandı seni benden
Aldı seni benden yine böyle bir gecede
İşte böyle bu yüzden
Korkuyorum karanlıktan
Sevmiyorum geceleri
sEni benden,beni senden
Ayırdıgı,kopardıgı için............................

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #164
kambis - avatarı
Ziyaretçi
SÖZÜM SÖZ..!


Binbir umut tohumu ektim yüreğime
Geldiğin gün yeşerecek her biri
Kıpır kıpır içim sığmıyor bedenime
Bel bağladım tek bir cümleye
Sözüm söz bekleyeceğim

Neler doğar gün doğmadan
İnanırsın kimbilir o gün
Anlarsın sevgimi dönersin
Bu sabrın adı sen
Sözüm söz bekleyeceğim

Çok geç kaldım biliyorum
Belki seni haketmiyorum
Belkide feleğe küsmeliyim
Yinede son bir şans istiyorum
Sözüm söz bekleyeceğim


Ankara 16-17 kasım 2005
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #165
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
SON NEFESİMDE BİLE SENİ HAYKIRDIM.U.



Birtanem ben seni,
Mezar tasina deyil,
Kalbime yazdim.
Ben seni kagitlara deyil,
Yüregime yazdim.
Ben seni sulara degil,
Kanima yazdim.
Ben seni rüzgara degil,
Daglara yazdim.
Dahasi BITANEM;
Soludugum nefesime yazdim!..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Temmuz 2006       Mesaj #166
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AŞKA HAYIR DENMEZ

Aşkı planlayabilir misiniz? Aşık olacağınız zamanı önceden kestirebilir misiniz? Peki aşkınızın kime yöneleceğini? Siz yüreğinizi aşklara kapatırken zaman geçip gidiyor. Elinizde de koca bir hiç kalıyor.

Aşka set çekip, ' Şu aralar aşka ayıracak vaktim yok'' diyenler. İnsanın 'Nasıl yani?'diye sorası geliyor. Aşka vakit ayıramamakta ne demek? Günlük iş planı yapar gibi mi olacak yani? 'Dur önce evi temizleyeyim, ardından işe gideyim, elektrik, su telefon faturalarını yatırayım sonra da aşık olurum' mu diyeceksiniz? Yok böyle bir şey...

Huzur mu? Aşk mı?

Huzurunu bozmak istemeyen insanlar vardır birde... çünkü sarp ve zorludur aşkın yolları. Çok şeyi göze alacaksınızdır kuşkusuz. Aşk sizi darmadağın edebilir. Bütün düzeniniz bütün hayatınız bir anda değişebilir. Uykusuz geceler, iç sıkıntıları, kıskançlıklar, yürek çarpıntıları, göz yaşları ve hiç dinmeyecek bir özlem yapışır yakanıza.

Durup dururken ağlamaya başlarsınız. Hayatın hep komik yanlarıyla ilgilenirken bir alınganlık peydah olur. Her şeye bir anlam yüklemeye , ortaya söylenmiş sözleri üzerinize almaya başlarsınız.

Ya korkular... Uzak kalmaya dayanamazsınız. Bir tek günü bile onsuz geçirmek işkence gibi gelir size. İmkansızlıklar, umutsuzluklar birbiri ardına sıralanıp durur. Aşktan sadece huzur ve zevk bekliyorsanız, yanlış yoldasınız. O zaman mevsimleri bile olmayan bir dünyaya sığınmanız daha iyi olacaktır.

Orada istediğiniz huzuru bulabilirsiniz belki ama ne gülüşünüz tamdır, ne de mutluluğunuz.

Gerçek aşk olayı

Birde gerçek aşkı arayanlar var. Aslında bu aşkı kategorilere ayırmaktan başka bir şey değil. 'Gerçek Aşk' diye bir kavram varsa, ' gerçek olmayan aşk' ' sahte aşk' gibi kavramlarda olmalı. Bir de 'temiz aşk' kategorisi var. Peki 'kirli aşk' nasıl olacak o zaman?

Aşka yüklenen bu sıfatlar aslında insanların taşımaktan hoşlanmadığı sıfatlar. Aşkın gidişatını davranışlar belirlediğinden ' gerçek' yada ' sahte' olanlar işte bu davranışlardır.

Kandırmanın, yalanın, sahtekarlığın, iki yüzlülüğün ve bunların benzeri onlarca sının tek sorumlusu insandır. Ve biz, insanlara konduramadığımız bu sıfatları büyük rahatlıkla aşka yapıştırabiliyoruz. Birini sevebilmenin en önemli koşulu kendini sevebilmektir. Kendini sevmeyen insanların başkasını verecek sevgisi yoktur. Kendini seven insanların da sahtekar iki yüzlü ya da yalancı olabileceğini düşünemiyorum. ' Kötü' diye nitelendirebileceğimiz davranışları rahatlıkla yapabilen insanın kendisini sevmesi mümkün değil.

Aşkın içinde, tutku, özlem, şehvet, hüzün, sevinç ve hatta acıda vardır ama aşkın içinde sahtekarlık, yalancılık, iki yüzlülük girdiği anda o aşk olmaktan çıkar, çirkin bir oyun haline gelir.

İşte bu noktada önemli olan seçimlerimizdir. Yaşadığımız her şeyden biz sorumluyuz çünkü. Elbette aşık olduğumuz kişilik her yönüyle ilk anda tanımamız mümkün değil. Zamanla her davranışı değerlendirme olanağını bulacaksınızdır kuşkusuz. ' aşkın gözü kördür' derler ya bu doğru bir söz değil. Kör olan insandır sadece görmek istediğini görür.

Sonuçta aşkın hayatımıza katacağı şeyleri belirlemek bizim elimizde. Yaşanılan aşk insanın aynası olmalı.

Nedir bu aşk?

Büyük bir kentin hengamesi gibi kulağımızı uğuldatan ve aslında bu gürültüyü çıkarmasından pek de rahatsızlık duymadığımız.

İyi ki varsın dedirten, ama kimi zaman yetersiz kalan...

Emirleri hep kendi veren...

Her defasında sonsuz bir yolculuğa çıktığımızı düşündüren ve yolculukta en fazla

gereken eşyayı evde bıraktığımızı düşündürtecek kadar şüpheli.

Biz daha kapıyı yeni çalıyor diye düşünürken o çoktan içimizde bir yere yerleşmeyi bilecek kadar kurnaz.

Kapıdan kovulsa bacadan girecek kadar inatçı.

Yaşadığımızda bize çok tanıdık gelecek senli benli...

Herkesin yüreğinde, gözünde, içinde, teninde olan...

Sade gibi görünen ama içinden çıkmayacak kadar karışık...

Dudaklarımızı dişletecek kadar çıldırtan ama mükemmel...

Aklımızı karıştıran ama baktıkça hayranlık duyduğumuz bir çift göz...

Dokundukça vazgeçemediğimiz, müptelası olduğumuz bir ten...

Soluk alışımız kadar kısa sürede kanıksadığımız ama yine de bizi sormadan gittiğinde kendimizi kirletilmiş gibi hissetmemize neden olan...

Sadece yıldızların şahit olmasına izin verebileceğimiz kaçamak bir sokak öpüşmesi...

Hep beş dakikası var dememize karşın saatlerce beklemeyi göze aldığımız bir randevu...

Geceleri uyurken yanımızda olduğunu hayal ettiğimiz ve yatağımızda her zaman yer bulabilecek en seçkin misafirimiz...

Yaparken keşfetmekten zevk aldığımız, her parçasını içimize yavaşça sindirdiğimiz ve bütüne ulaştığımızda sonsuz bir keyif duyduğumuz bir puzzle...

Kuralları kendisi koyarken bize karşıdan sırıtan, yaşarken zamanı yetiremediğimiz, geldiğinde sormadığı gibi giderken de bir eyvallah demeyecek kadar dünyalar hakimi...

Öfkemiz, zayıflığımız, şiddetimiz, gücümüz, kahkahamız, gözyaşımız, geçmişimiz, geleceğimiz, yorgunluğumuz, enerjimiz...

Hayatın taa kendisi

AŞK..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Temmuz 2006       Mesaj #167
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz Sevgi
Yıllarca bir o kalbe,
Bir bu kalbe konmuş
Öz aramışım,
Sevgiden bal yapmak için.

Ne ilkinde buldum,
Ne sonuncusunda,
Oysa boşunaymış.
Kalplerdeki bu arayış,

Meğer ben aşkı sevmişim,
Maşuku değil.
Sevmişim sevmeyi
Sevgiliyi değil.

Sevmişim sonsuz sevgiyi...
DefectEd - avatarı
DefectEd
Ziyaretçi
2 Temmuz 2006       Mesaj #168
DefectEd - avatarı
Ziyaretçi
YAĞMUR

Ne kadar güzel yağıyorsun yağmur,
Güverteye konan her bir damlan,
Usta bir çalgıdan çıkan nağmeler gibi,
Gerçekten bir müzik notasına benziyor.
Yine sevdiklerimi getirdin aklıma,
Sanki günahlarımdan arındırdın,
Akıttığın bu ter temiz gözyaşlarınla.
Sevdiklerimi özlettin bir anda,
Sendemi ret edildin sevdiğince,
Bu kadar yaş döktüğüne göre.
Birlikte ağlayalım yağmur doyasıya.
Terkedilmiş ve örselenmiş iki dostça.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Temmuz 2006       Mesaj #169
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Son Sevdalım
Senden ayrı kaldığımda
Gözlerimden yaş geliyor
Adımı sen söyleyince
Kulağıma hoş geliyor

Tekrar tekrar yine dene
Değiştirme aynen öyle
Ne olursun usanmadan
Bir değil bin kere söyle

Can geliyor yüreğime
Damla damla aktığında
Heyecandan ölüyorum
Sen yüzüme baktığında

Durmadan bak sen yüzüme
Ne olursun aynen öyle
Söz olmazsa nazarınla
Sen yine adımı söyle

Deste deste gül açıyor
Varlığınla sevda bağım
Nazarınla ölesiye
Sensin benim son sevdalım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Temmuz 2006       Mesaj #170
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Deli Bir Serseri



Sensizlik yine beni yakaladı suçüstü
Bu akşam, yağmurla yine seni andım
Her tanede seni hatırladım
Bir güzel ağladım

Yalnızlık tak etti canıma
Nerede olsam, kiminle konuşsam
Aklımın bir ucunda, uçurumun başında
Dar ağacına yaslanmış bir çocuk var

Sessiz, sessiz ağlıyor
Dünyaya haykırıyor
Kimin umrunda
Hala yarası kanıyor

Yarını yok belli
Hayata küsmüş bir deli
Kelepçelenmiş elleri
Kimler yakmış onu diri diri

Cesaret gerek delikanlı olmaya
Onda cesaret yoktu, aşkına boyun eğdi
Oldu bir serseri
Geriye ne kaldı, sadece bir deli

Çocuksun derlerdi ona
Oysa o herkesten çok düşünüp
Herkesten çok mantığını konuşturdu
Uçmuş kafaları o hep susturdu

Haklısın diyen hiç olmadı
O buna kahroldu
Yalancı yarları o aldattı
Küstah dostları o ağlattı

Kelepçeleri yenilendi
Yetmezmiş gibi prangalar istetildi
Ağzı dikişlendi
Gözleriyle kafa tuttu, dans etti

Ela gözlüm hiç yenilmedi
Etrafı izledi
Ateşin yanmasını bekleyip
Bir güzel gözyaşlarıyla herşeyi bitirdi

Korkusu yoktu belli
Çocuk ruhlu bir deli
Kime nisbet, kime kısmet
O da oldu bir serseri

Uçurum başında son kez andı seni
Arkasına bakmadan atladı ileri
Özgürce aşağıya uçtu
Sessizce yere gömuldü

Yine de herkesi sevdi, saydı
Seni ise kendisi ile birlikte
Ebediyen bir yolculuğa kaçırdı
Yol yoldaşı oldun ona, hadi mutluluklara

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik