Ziyaretçi
Sahibinden çalıntıdır:
İntihar Mektubu
Artık gelmiş gitme vakti. Ziller benim için çalıyor. Aslında çanlar olması gerekiyor biliyorum, ama çan mı kaldı, her şeyi bir tuşla halleder olduk. Lanetler yağdırdığım bu hayat, artık dört duvar oldu bana. Yazık şu hayatımın gidişatına deyip başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştum daha önce de. Olmadı. Büyük ihtimalle arkamda intihar mektubu bırakmadığımdan ölemiyorum her seferinde. Ama bu sefer olacak kısmetse. İşte mektup da burada. Siz bu satırları okurken öyle sanıyorum ki ben çoktan tarağı yemiş olacağım. Bu mektubu bırakıyorum ki arkamdan üzülebilesiniz. Mezarımın başında ağlarken en son yazdıklarımı düşünebileceksiniz. Üzülmeyin demiyorum. Artist miyim kardeşim ne diye üzülmeyesiniz? Eşekler gibi ağlayacaksınız arkamdan. Hatta beni çok sevenler vursun kendini sokaklara bezsin hayatından. Az sevip yine de üzülenler üzülmeyenleri tekmelesinler. Arkamdan üzülmeyenler ... gitsin, sevinenler ... yesin. Ama şunu bilmenizi isterim ki bu bir kırık kalp hikayesi değil, daha çok kaybedilmiş bir akıl sağlığının getirisi. Götürüsü de olabilir, ona da siz karar verin. Her şeyi ben düşünecek değilim ya..
Bugün aklımı yitirmiş olmanın bana yazdırdığı bu mektup tüm sinir bozuculuğuyla uzanıyor şimdi karşımda. Ya bu kadar yazdıktan sonra vazgeçmek de olmaz iyi mi? Neyse en iyisi kimse görmeden saklayayım bu mektubu bir köşeye, intihar edeceğim zaman çıkarayım. Ya da Istanbul trafiğinde yanımda bulundurayım, ki olası bir kazada insanlar bu mektuptan bihaber olmasınlar. Yine de kararlıyım, ölmeliyim. İnançlı insanlar bilsinler ki hep onları izliyor olacağım cennetten. Bu yüzden oturmalarına kalkmalarına dikkat etsinler. Ölmüş bir adama otuzbir malzemesi olmak isteyen varsa onlar dikkat etmeyebilir. İnanmayan kafir dostlarımsa bilsinler ki onları izlediğim falan yok. Onlar dağıtabilir keyiflerine göre. Şimdi evdeki tüm hapları içeceğim, eğer ölmezsem evin maliyesini ... etmiş olacağım. Böyle bir durumda yardımlarınızı bekliyorum ya da en iyisi ben Deniz Feneri’yle görüşeyim…
Sponsorlu Bağlantılar
Artık gelmiş gitme vakti. Ziller benim için çalıyor. Aslında çanlar olması gerekiyor biliyorum, ama çan mı kaldı, her şeyi bir tuşla halleder olduk. Lanetler yağdırdığım bu hayat, artık dört duvar oldu bana. Yazık şu hayatımın gidişatına deyip başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştum daha önce de. Olmadı. Büyük ihtimalle arkamda intihar mektubu bırakmadığımdan ölemiyorum her seferinde. Ama bu sefer olacak kısmetse. İşte mektup da burada. Siz bu satırları okurken öyle sanıyorum ki ben çoktan tarağı yemiş olacağım. Bu mektubu bırakıyorum ki arkamdan üzülebilesiniz. Mezarımın başında ağlarken en son yazdıklarımı düşünebileceksiniz. Üzülmeyin demiyorum. Artist miyim kardeşim ne diye üzülmeyesiniz? Eşekler gibi ağlayacaksınız arkamdan. Hatta beni çok sevenler vursun kendini sokaklara bezsin hayatından. Az sevip yine de üzülenler üzülmeyenleri tekmelesinler. Arkamdan üzülmeyenler ... gitsin, sevinenler ... yesin. Ama şunu bilmenizi isterim ki bu bir kırık kalp hikayesi değil, daha çok kaybedilmiş bir akıl sağlığının getirisi. Götürüsü de olabilir, ona da siz karar verin. Her şeyi ben düşünecek değilim ya..
Bugün aklımı yitirmiş olmanın bana yazdırdığı bu mektup tüm sinir bozuculuğuyla uzanıyor şimdi karşımda. Ya bu kadar yazdıktan sonra vazgeçmek de olmaz iyi mi? Neyse en iyisi kimse görmeden saklayayım bu mektubu bir köşeye, intihar edeceğim zaman çıkarayım. Ya da Istanbul trafiğinde yanımda bulundurayım, ki olası bir kazada insanlar bu mektuptan bihaber olmasınlar. Yine de kararlıyım, ölmeliyim. İnançlı insanlar bilsinler ki hep onları izliyor olacağım cennetten. Bu yüzden oturmalarına kalkmalarına dikkat etsinler. Ölmüş bir adama otuzbir malzemesi olmak isteyen varsa onlar dikkat etmeyebilir. İnanmayan kafir dostlarımsa bilsinler ki onları izlediğim falan yok. Onlar dağıtabilir keyiflerine göre. Şimdi evdeki tüm hapları içeceğim, eğer ölmezsem evin maliyesini ... etmiş olacağım. Böyle bir durumda yardımlarınızı bekliyorum ya da en iyisi ben Deniz Feneri’yle görüşeyim…