Ziyaretçi
...gönül uyandı derin uykusundan
baktı yok kimsecikler
gelmedi baharım
kışın arkasından
zaten şaşırdı artık mevsimler...
Merhabalar üçüncü kişi,
Sana yazmayı biraz geciktirdim biliyorum. Belli bir zamandır düşüncelere daldım gitmekteyim. Öylesine elle tutulur, dille tarif edilir cinsten değil. "Hayali Gerçekler" diyebilirim mesela ben bunlara. Aslına bakarsan galiba kafamı karıştıran şu an yaptığım gibi yazmak. Ne dersin biraz biraz bıkıyor muyum? "Havan ve su" muhabbetine mi dönüşüyor yazdıklarım. Efendim! "bırak!" deme hemen. Hemen çekil köşene deme, bir dinle! Bugün sabah bir serçe yavrusu düştü yuvasından bahçeme. Önce şaşırdım, sonra acıdım, sonra düşündüm. Üç noktada çok benzettim kendimi ona. Birincisi, o da benim gibi hayatın acemisi idi, yuvada durmayı bile beceremedi ve annesinin yemek bulmak için gittiği bir anda düştü yuvadan (düştüm). İkincisi, düşmek bile bir maharet ister (ki düşerken bir yerini kırmayasın), ama o bunu da beceremedi ve kırıldı kolu kanadı (kırıldım). Üçüncüsü geldiğini ve yaşadığını bile anlamadığı dünyadan yerde biraz kan ve biraz et parçası olarak öldü ve ayrıldı( öleceğim).
Üçüncü kişi, ellerim kalemden soğuyor yavaş yavaş galiba. Galiba duygu kuyumun suyunda kuruma belirtileri başladı. Yılgın değilim ama kırgınım kıymet bilmezlere.
...aynı gök altında aynı suyu içmekteyim
aynı hayali kurmakta gönlüm
bir saat mi desem bir gün mü
geldi, geçiyor ve bitiyor ömrüm...
Üçüncü kişi beni bu işten vazgeçirsene.
İkna et beni... ben yoruldum.
baktı yok kimsecikler
Sponsorlu Bağlantılar
kışın arkasından
zaten şaşırdı artık mevsimler...
Merhabalar üçüncü kişi,
Sana yazmayı biraz geciktirdim biliyorum. Belli bir zamandır düşüncelere daldım gitmekteyim. Öylesine elle tutulur, dille tarif edilir cinsten değil. "Hayali Gerçekler" diyebilirim mesela ben bunlara. Aslına bakarsan galiba kafamı karıştıran şu an yaptığım gibi yazmak. Ne dersin biraz biraz bıkıyor muyum? "Havan ve su" muhabbetine mi dönüşüyor yazdıklarım. Efendim! "bırak!" deme hemen. Hemen çekil köşene deme, bir dinle! Bugün sabah bir serçe yavrusu düştü yuvasından bahçeme. Önce şaşırdım, sonra acıdım, sonra düşündüm. Üç noktada çok benzettim kendimi ona. Birincisi, o da benim gibi hayatın acemisi idi, yuvada durmayı bile beceremedi ve annesinin yemek bulmak için gittiği bir anda düştü yuvadan (düştüm). İkincisi, düşmek bile bir maharet ister (ki düşerken bir yerini kırmayasın), ama o bunu da beceremedi ve kırıldı kolu kanadı (kırıldım). Üçüncüsü geldiğini ve yaşadığını bile anlamadığı dünyadan yerde biraz kan ve biraz et parçası olarak öldü ve ayrıldı( öleceğim).
Üçüncü kişi, ellerim kalemden soğuyor yavaş yavaş galiba. Galiba duygu kuyumun suyunda kuruma belirtileri başladı. Yılgın değilim ama kırgınım kıymet bilmezlere.
...aynı gök altında aynı suyu içmekteyim
aynı hayali kurmakta gönlüm
bir saat mi desem bir gün mü
geldi, geçiyor ve bitiyor ömrüm...
Üçüncü kişi beni bu işten vazgeçirsene.
İkna et beni... ben yoruldum.