Arama

Sahipsiz Mektup'lar - Sayfa 17

Güncelleme: 2 Haziran 2012 Gösterim: 268.659 Cevap: 628
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #161
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aslında ben daha güzel ölürdüm
Arka bahçede askercilik oynarken
Sponsorlu Bağlantılar
Tahta tüfeğimle toprağa uzanır
Annemin sesiyle doğrulurdum hemen
- Çabuk kalk üstün kirlenecek hınzır!
Yerdeyim yine bak anneciğim
N’olur kızma adımı çağır…
featherSunay AKIN

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #162
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var.
Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.
Sponsorlu Bağlantılar

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.


Can Dündar
firstlady - avatarı
firstlady
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #163
firstlady - avatarı
Ziyaretçi

Ve Ben Büyüdüm
Masal anlatılırdı eskilerde bizlere, büyüdükçe hikayeler okumaya başladık. Masal okuduğumuzda çocuk musun diye alay edilmeye başlandı. Büyümek; çok içten anlatılırdı. Her sözde büyüyünce ne olacaksın? Denilirdi de bir şey hep unutulurdu. Büyüdük ne acı? Masal yaşanamazmış oysa hikayeler yaşanırmış. Masallar ondan olsa gerek hep güzeldir. Çocukken bunların en azından bir kısmı yaşanır derdin ama olmadı. Ben çabuk büyüdüm galiba (!) hikayeler, romanlar okurdum. Feride Kamuran'dan ayrılmış, Kamuran onu aldatmış, Ya Sarah'ı zorla evlendirmeleri, bir de Mori'den öğrendim hayatın gerçeklerini... Ürperdim, yaşadıklarım daha kötüyken, bunlar beni bu kadar ürkmemeliydi. Demek ki yaşadıkça idrak ediliyor bazı şeyler, sineye çekiliyor. Feride aldatılmıştı da sanki aldatılmamış mıydım. Sevgimi kandıramadı yarim, öyle bir dürüstlükle bekledim ki; ne zaman döneceği belli değilken, bir gün ansızın döndüğünde dünyalar benim olmuştu. En çok güvendiğim insan aldatarak vermişti bana dürüstlüğün karşılığını, o bile inanamadı bu kadar büyük aşka, kaldıramadı... Sevenlerin kavuştuğu romanlarda varmış, mutlulukla biten hayatlarda sevenlerin kavuştuğu romanlar da varmış. Herhalde ben bulamadım ya da bulduğumda onu da diğerleri gibi zannedip umursamadan fırlattım.

Bir avukat olmak istemiştim ama vazgeçtim. Bu kadar iyi oynayan insanları savunamazdım, onlara kızıp kendimi kaybederdim. Sosyolog olmayı düşündüm. Sonra merak ettim insanlara neleri, niçin yapıyorlar? Onları kendimle endeksleyip mi varacaktım olayın köküne... Sadece Mori'nin yerinde olmak istedim bu kadar romanın arasında... Bir insan hayatın acılarına nasıl bu kadar iyimser bakabilirdi? Nasıl kendini bu kadar sevdiklerine adayabilirdi bilinmez. O öyle bir insan ki; bir gün als gibi bir hastalığa yakalanıp, bu hastalığın en sonunda onun en çok sevdiği şeyi mesleğini alacağını bile bile o hayata gülüyor ve onla alay ediyordu. Nasıl bir hastalıktı ki bu vücut bütün işlevini kaybediyordu gün geçtikçe!! Ve Mori eks olmuştu ama o bunu önceden bilmesine rağmen çok mutluydu. Kaç kişi onun gibi olabilir acaba? Kaç kişi "Bu kültür bana uymuyorsa, ben ona hiç uymam" diyebilir. Hayatın gerçekleri, o kadar sıradışı olmuş ki şu zamanda, bilinmezlik içinde kaç kişi neler yaşıyor bilinmez. Aslında hayatımız bir hikaye dahi olmadı. Bunun yeni bir adı var ad bulamıyorum. Oysa şimdi kıymetini bilmediğimiz, kaybettiğimiz yazarlarımız olsaydı çok şey söylerdi bunun üzerine...

Nurgül Gündoğdu
lori - avatarı
lori
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #164
lori - avatarı
Ziyaretçi
Hiç köpeğiniz oldu mu?Msn Happy
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #165
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Birileri ağlıyordu hesapsız gidişime…
Annem ağlıyordu…
Senle süslenmiş sokaklardan geçerken ben ağlıyordum…
Ama olsun…
Dedim ya birtanem!..
Geriye bir hiç kalsa da benden, andım olsun yazgıma!..
Atacağım seni!...
Sileceğim gözlerimden!
Ayperisi - avatarı
Ayperisi
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #166
Ayperisi - avatarı
Ziyaretçi
BİRİSİ Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden. Dalıveriyoruz arada bir İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki, Gülüşerek başlıyoruz söze. Bir şey var aramızda. Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek. Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda, Senin gözlerin ışıldıyor. Benim dilimin ucunda.
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #167
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Merhaba demek isterdim ama sana doğru kurduğum tüm cümlelerin en sonundayım artık. Hoşçakal demekse ölümün belki de bendeki diğer adı...

Kaybetmekle kazanmak sanal bir elmanın iki yarısı gibi. Bazen kaybettiğin oranda kazanır , bazende kazandığın aslında hiç senin olmamıştır..


Sen benim kazanma umudumu hiç kaybetmediğim ama hiç kazanılmamış diğer yarımsın. Ve bu gece son kez seni kaybetmeye geldim sevgili...


Hayalini ruhuma işlercesine, gözlerim gözlerine son kez bakacak. İçimdeki sana dair son umudu da yine senin yanında, yine kendi yüreğimle kıracağım bu gece. Dilimden , yüreğimden, hatta kalemimden ilk defa sevda sözleri dökülmeyecek sevgili. Yüreğimle , duygularımla sana doğru yürüyemediğim bu yolda ilk defa kendime , ilk defa aklıma yürüyeceğim bu gece.


Evet bu gece hiç olmadığım kadar senin, hiç olmadığım kadar seninleyim. Son kez tutacak ellerim ellerini ve ilk kez soğuklar göndereceğim sıcaklığına...


Evet , evet sevgili sana dair ne varsa bende... Bu gece son...


Benden sonra sen hiç olmayacaksın. Benden sana hiçbir şey bırakmayacağım. Geri alacağım sana verdiğim sevgiyi ve maviyi. Sana sadece korkuların , karanlıklar ve yapış yapış bir yalnızlık kalacak sevgili.. Yıllar geçse de kurtulamayacaksın arda kalanlardan. Çünkü bir daha kimse sevmeyecek seni ben gibi...


Senden sonra ben... Yüreğimdeki sevginin aydınlığıyla ya yalnızlığa yada sonsuzluğa yürüyeceğim. Ben asla senin olmayacağım ama sen daima benim kalacaksın sevgili...
Evet sevgili , bu gece ya ben sonuna kadar seninim , ya sen sonsuza kadar benimsin.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #168
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Başucumda bu imkansız sevdanın sevapları dururken ben seni “ günahlarınla “ aldattım sevgili.
Yokluğunda kanarken tövbesi yarım kalmış günahlarınla seviştim yalnızlığının buz tutmuş yatağında.
Her gece bedenimi ateşlere serip günahlarınla seviştim kan ter içinde.
Közlenmiş bedenimle, terkedilmiş yüreğimle tövbesi oldum en masum günahlarının.
Seni sensizlikte “ senin “ günahlarınla “ aldattım sevgili…
Sen benden uzaklarda iken bensiz zamanlarda işleyeceğin her günaha bedenimle kefil oldum.
Körpe ve filizlenmemiş acılarını satın aldım ömür defterinden.
Evet, tüm günahlarını ve bensiz yaşayacağın tüm acılarını satın aldım sevgili karşılığını “ yüreğimle “ ödeyerek.
feather
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #169
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen sandığım geceler daha bir kavuruyor tenimi
Kasımın soğuğunu esgeçip,ateşe veriyorum gölgeni

Geçti 7 ay____içim ürperse de kimi zaman____artık üşümüyorum yâr

Esip geçtin ömrümün en güzel yerinden,en güzel yerimden
Yüreğimden...

Kimse bi'şey söylemedi
Kimse bilemedi zamansız akacak yaşları
Kimse hesap etmedi böylesi bir sevdanın yok yere harcanacağını

Sana mı toz konduramadım,sevdama mı...ayırtedemedim
Rotamı sana öyle çevirmişim ki,alıkoyamadım kendimi
Biliyorum;
Hata ettim!!!

Kesmeliydim çığlıklarını içimin,susturmalıydım...Kanatsa da hücrelerimi söyleyemediğim kelimeler,bakakalsa da gözlerim ardına şişelerce su döktüğüm yolara,
Sonsuz dilsizliğime sığınmalıydım...

Sığındım!!!
Senli sonbaharları bıraktım kuytu bir köşeye
Kalsın o kuytulukta yapraklar,savrulsun
Serilmesinler yüreğime,üşürüm ben güzün...
Peşimde soğuklar,peşimde anılar,peşimde zamansız vedalar
Tüm peşimdeleri bıraktım ben...sadece sığındım

Aylardan kasım____dilimde titrek heceler____sığındı bilinmezliğe tüm sesler
fernil - avatarı
fernil
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #170
fernil - avatarı
Ziyaretçi
Ne mektuplar yazdım sana bir bilsen kah gecenin karanlığında göz yaşlarıyla kah gün ortasında büyük bir öfkeyle..Mektuplar yazdım ne zarf yüzü gördüler ne pul istediler ne de postaya verildiler...Mektuplarımda hep sen vardın ama onlar senin eline hiç geçmediler....Mektuplarımı okusaydın anlardın sana her bakışımda içimde kayan yıldızları, taşan okyanusları, sana duyduğum aşkı, öfkeyi, özlemi.....Mektuplarımı zamanın eline verdim şimdilik.. Bekle belki bir gün geçer eline...

Benzer Konular

17 Haziran 2009 / _PaPiLLoN_ Taslak Konular
19 Haziran 2014 / By_Dark Cevaplanmış
16 Ağustos 2014 / Misafir5 Cevaplanmış
3 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük
15 Eylül 2015 / Safi X-Sözlük