Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1005

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.418.233 Cevap: 12.492
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10041
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Deniz Sen Kokuyor

Sponsorlu Bağlantılar
Sen Deniz kokuyordun,
Deniz sen kokuyor.
Dalgalarına her baktığımda
Hiç susmadı hep konuştu.
Hareketleri öyle anlamlı,
Öyle sakindi ki
Onu sessiz bir ayrılığa benzettim.
Kapılar kapayacak
Giderken
Ardında kalpler kıracaktı.
Sana,
Dermansız bir gökyüzü armağan ediyorum.
Bu huysuzluk,
Bu alınganlık neden?
Bak kuşlar uçuyor
Mevsimsiz yağan kar gibi
Dön hayata
Sen dön ki
Kuşlar kaçmasın
Kaçıpta buralardan ayrı kalmasın...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10042
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen Kal Burda Ayrılık

Sponsorlu Bağlantılar

Düşünce denen bir şey vardır
Beynimizin o ilkel noktasında
Ya fabrikadayız, ya da tarlada
Ya demiri un ediyoruz
Ya da burçak yoluyoruz ellerimizle

Biz, emekçi insanlar
Ya sırtımızda küfelerle hamalız
Ya da bezirgan bazarında
Üç kuruşa satılan bir malız
Hepsi bu...

Bir Spartakus adı duyulur
Sanki, başkası yokmuş gibi
Ama ben diyorum ki,
Kava’nın tarihini lakanlar utansınlar
Asya’nın bozkırında
Bibi Sultan Oğlunu bilmeyene aşkolsun
Gılgamış’ın yenilmeyen gücüyle

Usul usul ağlayan gökyüzü
Yeni bir fırtınanın habercisidir
Fırtına kaçınılmaz
Yaşanmalıdır

Gönlümüz enginler de esenlik dolu
Şişirilmiş pupa yelken
Geçilir ırmaklar
Denize varılmalıdır oğlum, denize
Deniz, görkemli bir dalgaysa
Dalgalar aşılmalı
Ufuklar daralmadan diyorum
Umuda varılmalı

Volkanların tutuşmasıyla
Berraklaşırsa gönül denen o sevda
Acılar
Kilim gibi,
Ayaklar altına serilecek
kendiliğindeEmeğin çilesini eksik yazmışlar
Eşkıya romanlarını tam
Yangınlar ve yanlışlar çözülsün
Gönlümüzün
Bu fırtınalı sevdasıyla
Emeğin ve özgürlüğün çilesi
Tam yazılsın

Geldik yol ayrımına
Artık
Bildiklerimiz yazılmalı
Elveda deşip eşkıya romanlarına
Emeğin çilesini yazmaya devam

Görkemli, yeşil
Kıyıların başlamasıyla birlikte
Ayrılıp gidenler olacaktır
Kendiliğinden
Ufkun rengini gözetlerke

Kavim,
Kabile gözetmeden
Sen kal burda ayrılık
Öz gönlümde sevda filizlendi
Deniz tanığımdır.

Kavuşmaya gidiyoruz
Sen kal burda ayrılık
Çocukların umudunu onursuz bırakmadan
Öfke denen volkanların bağrında

CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10043
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Ne çare!

Ağır yara aldı hasta yüreğim
Atacaktım atamadım ne çare!
Bu dünya da benim var mı gereğim
Batacaktım batamadım ne çare!

Bülbülüm yaralar açtı da gitti
Gönlümü kırarak göçtü de gitti
Kafesini açtım uçtu da gitti
Tutacaktım tutamadım ne çare!

Hem kalbimi çalıp etti talanı
Yüzüme fırlattı geri kalanı
Seviyorum demiş böyle yalanı
Yutacaktım yutamadım ne çare!

Sevenlerin hep böyle mi kaderi
Bazıları der ki vardır beteri
Paketledim gamı, derdi kederi
Satacaktım satamadım ne çare!

Ömrümün kışında çıktı karşıma
Terkedip dünyayı yıktı başıma
Kederlendim diye zehri aşıma
Katacaktım katamadım ne çare!

Mikdatî der artık gülmem hüzünden
Yaralandım, kederlendim sözünden
Bana elem tattırması yüzünden
Çatacaktım çatamadım ne çare!
(Mikdat Bal)
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10044
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Aşıkların Leyla ömrü bitecek

Sevda gülleri bu dünyada hep böyle açacak
Bir ömür boyu Leyla seninle birlikte aşkı sevecek
Sana sahip olmadan âşıklarda hep açı çekecek
Sana kavuşamadan âşıkların Leyla ömrü bitecek
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10045
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
YAŞAMAK...

siir10119 isik
Bir bulut koydun ayaklarımın altına...

siir10119 isik
Uçmak;

Kuşun kanadında sanırdım...
siir10119 isik
Oysa;

Bir ipek tenmiş...
siir10119 isik
Oysa;

Bir çift gözmüş...
siir10119 isik
Oysa;

Bir tebessümmüş...
siir10119 isik
Uçmak;

Omzumda bir başmış...
siir10119 isik
Simsiyah saçları,

Sinemde dağılmış...
siir10119 isik
Erkek gibi hissetmekmiş kendini...

Kanadının altında korumakmış,
Yaralı bir ceylanı...
siir10119 isik
Avuçlarımda bir sarı gülmüş...

siir10119 isik
Uçmak;

Uçmak bilmediğim bir şarabın tadında,
Sarhoşlukmuş...

siir10119 isik
Sonra bildim

Aşkmış sarhoşluk...
siir10119 isik
Sonra bildim ki...

Yaşamak ta..
Uçmak ta..
Sarhoşluk ta...
Aşk ta..
siir10119 isik

SENMİŞSİN...
siir10119 isik
Murat Ginlik...
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10046
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Benimle Gelebilirmisin

Zümrütü-anka kuşunun kanatlarındaki incileri
Toplayabilir misin kaf dağının ardında
Çılgınca kanat çırpan martıları kovalıyabilir misin
Deniz kıyılarında deniz kıyılarında

Sayabilir misin ki ağlayan yıldızları yalnız gecelerim de
Zümrüt rengi şafakları karşılayabilir misin benimle
Balta girmemiş kuytu ormanlarda
Aşk merdivenleri toplayabilir misin benimle
Kırlarda tutsak olmuş papatyalara
Sorabilir misin ahu-zarımı acılarımı
Gülistanlarıma çiy damlaları gibi dökülen
Gözyaşlarıma dokunabilir misin

Oturabilir misin yaylalarımda kurulan
Halil İbrahim sofralarına benimle
Ayaklarını denize sallandırıp bekleyebilir misin
İskelelerde göz kırpan yakamozlarımı bekleyebilir misin
Karanlıklarıma gelebilir misin balığın karnındaki Yunus gibi

Tufanımdan sonra Nuh'un gemisine binebilir misin korkusuzca
Gelebilir misin uçsuz bucaksız çöllerime Kerem gibi serap uğruna
Rakseden kankırmızısı gelincikleri toplayabilir misin benimle!
Gelebilir misin ürperten baharıma
Yakan yazıma
Donduran kışıma
Olabilir misin benim kadar özgür çılgın olabilir misin! ! ! !
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10047
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen Kokan Papatyalar




Dışarıda
“Sevda Kıran” bir rüzgar,
İçerde dört duvar arası
Ruhunu köreltecek kadar nemli
Yaşam alanı denen odam,
Demir parmaklıklar arasından
Sokulmaya çalışan güneş ışığına dahi
Sevda tutan ben …

Koy beni gideyim Gardiyan,
Tam şimdi...

İlk damla ulaşmadan toprağa
Koy beni gideyim.

Yağmur;
Her damlasında bir kesit
Her vuruşunda bir ihtar
Her toprağa kavuşmasında
Vuslat…

Gün geldi
Hazan sardı yüreğimi de
Bahaneler uydurdum suskunluğuma.
Gün geldi
Zemheri vurgunu yanaklarımdan
Buz sarmış kirpiklerimin hapsinde kalıp
Süzülemedi isyanlarım.

Ulaşmak istediğim
Ne zirvesi buzul bir sevda
Ne de saçlarında ölüm dolaşan melek.

Dileğim,
Bir kucak dolusu bahar
Bir de sen kokan papatyalar…
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10048
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Masal çiçeği


Ne zaman seni düşünsem
bir kuş ötüşünde bahar gelir dağlara
kanatlarında yüreğimi okşar maviler
bütün ağaçlar yüregimde tomurcuklanır
bütün çiçekler gözlerimde
bin bahar saflığına bürünür hayat

Nerede seni görsem
sevinç çığlıkları saçar gözlerim sokaklara
güzelleşir yeryüzü nereye baksam
maviye bulanır sevdaya akan ırmaklar
yüzünün güzelliğiyle yıkanır bütün duygular
ve sen en güzel masal çiçeği olursun yeryüzünün

Nerede sesini duysam
avuçları gül kokan
çocukların duaları yağar üzerime.
akan pınarlarda sesini,
öptüğün çınarlarda nefesini hissederim.
ne zaman ışısa vefa gögünde hilal
yıldız gülücükleri dökülür gözlerinden denizlere çağıl çağıl

Ne zaman seni ansısam
sevgiye bin çiçek açar yüreğim gül kokulu
kötülükler alır gider başını bu şehirde
ceylanlar iner pınarlara
su gibi yudum yudum
hava gibi nefes nefes sevgin dolar her yere
nefesini hissederim nefesimde sımsıcak

Bilirim ki aşk en güzel masal çiçeğidir gönüllerde
mutlu mavi çiçekler açtıran insan hayatında
bütün dillerde sevgi şiiridir masal çiçeği
bütün dudaklarda sevinç nağmesi
ben ki yalnız seni sevdim bu yalancı dünyada
yalnız senin oldum
taştıkça dudaklarımda ırmakları aşkın
seninle bütünleşti hayatımın tüm renkleri

Yağmursun sen, gökkuşağısın
rüzgarsın, baharsın, aşksın, hayatsın
tek mümkünüsün ömrümün, tek umudumsun
her güz mavi çiçekler açan bahar çiçeğimsin

Gök kuşağından, gün ışığından ayrılsa bile
ben sana sarılırım yedirenk sevinçlerle her gece
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10049
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen mi Geldin



Akşam olunca evine
Dönse karıncalar
Dönse turnalar katar katar
Bir kuş vursa pencereme
Sen mi geldin
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #10050
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Meğer..

Yürümüşüm yıllar yıllı can kırıklıklarının üzerinde
Bir kelebeğin ömrü kadar sürmüş aşklarım
Son kullanma tarihinin geçtiği dostuklarım hala dolaptayken
Ben fark etmeden nasilda kırılıp parçalanmış beni uçuran kanatlarım
Elimdeki oyuncak zaferleri birşey sanıp taç takarken kendime
Aynalar meğer nekadar da yalancıymış
Ben gölgemi kendim kadar güzel zannederken
Aslında bedenim gölgemin karanlığıymış
Yaşamda sadece eglence aşk ve para menüsünü ısmarlarken ben
Madalyonun öbür yüzünde başka tadlarda varmış
Acıyı sadece kırmızı biberde var diye bilirken ben
Acı en sevdiklerimin birer birer kaybıymış..
Meğer dinlemeyi bilirsem çiçeklerinde bir dili varmış
Denizi izlerken eğer hissedersen,onun tuzlu elleri seni okşarmış
Yüreğim nekadar hevesi aşk zannetmiş meğer
Meğer ilk aşk anneye babaya olanmış..
Akıp giderken kum taneleri gibi saniyeler
Hayatın dalgaları neler götürmüş sahilimden?
Ve bir sonra ki dalga da ne getiricek denizinden?
Meğer ne çok kırmışım insanları
Ve özürlerle nekadar yapıştırmışım kalplerini
Kilo yapmayan üzüntüler içerisinde
Kimbilir nekadar aç kalmışım..
Meğer beni melek yapan babammış
Beni sihirli bir değneye inandırmış
Aslında sihir ondaymışta
Masalı bana anlatmış..
Meğer,nekadar "eğer"lerim varmış
Meğerlerimle nasilda karışmış
Cildim gergin olsada bu keşkeler ruhumu kırıştırmış
Meğer,dünya benim etrafımda değil
Ben onun etrafında dönüyormuşum
Oyuncak bebeklerin kırılan kollarını
Hayatın göz yaşı sebebi sanıyormuşum..
Meğer göz yaşı nekadar değerliymişte
Ben hep ama hep;
BOŞA HARCIYORMUŞUM...
Gerçekten yaşadığımı anlamak için
Sadece
Kendimi kanatıyormuşum

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya