Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1009

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.421.284 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10081
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgilim Hayat
Yüzüme bak
Sponsorlu Bağlantılar
ve yüzümü hırpala
yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak
sen
her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat
yaban, diri memelerinden ısırmak
dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için
çok oldu tepelere vurdum kendimi
bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde
tıraşı uzamış adamlardan
huylarını öğrendim senin.
Mahmur bir tohumdun delikanlı bağrıma.
Ve hatırlıyorum lokavt vardı
bezgin fabrika düdüklerinin
dizlerine yatırılmış olan sabah
senin kalbini kakışlardı.
Tomarla muştuyu omuzlayarak genç adamlar
polisin sevmediği genç adamlar sokaklarda
patronları kudurtan gazteler satarlardı.
Ey şehre başaklar:
militan ruhlar ekleyen hayat!
Gün turuncu bir hayalet gibi yükseliyorken
izmarit toplayan çocukların üstüne
çekleri imzalanıyorken devlet katlarında faşizmin
bacımı koyvermiyorken şizofreni,
yüzüme bak
ve rahmini bana doğru tekrarla
ben öyle bilirim ki yaşamak
berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır
çünkü biz savaşmasak
anamın giydiği pazen
sofrada böldüğümüz somun
yani ıscacık benekleri çocukluğumun
cılk yaralar halinde
yayılırlar toprağa
etlerimiz kokar
gökyüzünü korkutur
çünkü biz savaşmasak
Uzak Asya’dan çekik gözlerimiz
Küba’dan kıvırcık sakallarımızla
savaşmasak
güm güm vurur mu kömürün kalbi Kozlu’da
Ke Şan’da, Kandehar’da ümüğüne basılır mı vahşetin
ve sen boynunu öperken beni sarhoş
bir okyanusla titreten hayat
sevgilim olur musun.
Ben savaşarak senin
bulanık saçlarından tutup
kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya
dünya
kirletilmez bir inatla dönüyor
altımıza yıldızlar seriliyor
yüzüm suya davranıyor koşaraktan
ve inzâl.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10082
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zaman

Sponsorlu Bağlantılar
Her an duymak isterken nefesini,
Bıraktım kendimi saatlerin ardına...
Sabırla bekleyeceğim aramadan,
Günler, haftalar sessizliğimde...
Eriyip gidecek seni hiç soramadan!
Sonunda sabır dolu kederli yıllar,
Koparacak seni benden...

Bir masal gibi hatırlarsın beni.
Yılların ardından bir hayal gibi...
Var ise biraz duygu ve sevgin,
Bir şiir içinde...
Kendi duyguların içinde,
Gizlice satırlarsın beni...

Neye yarar, bu inat nedir?
Zamana boğdun beni yalnızlığımda...
Ufacık bir parmağını dahi uzatmadın,
Boğulup giderken zamana esir,
Bir kement dahi atmadın...

Senin o güzelliğini,
Bilirim yüce Tanrı yarattı!
Ben olunca sana esir,
Çıktın sevginin doruğunda
Ulaşılmaz oldun yükseklerde...

Bu duygu, bu yücelik!
Seni benden alıp götürdü...
Nasıl büyüttüm seni böylesine,
Kendi garip yüreğimle...
Aştın aşkımın sevgi gücünü!

mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10083
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Kendimi Arıyorum

Hayatımı Arıyorum
Gözlerim kapalı
Kim bilir nerde bulacağım
Belki sahilde belki sokakta belki uzak ülkelerde

Hayatımı Arıyorum
Son Zamanlarımda
Yaş 70 iş bitmiş
Ama yılmadım dewam ediyorum
Hayatımı arıyorum
tek başıma
İnsan Bi yardım eder Msn Grin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10084
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Cansız Suretler



Gölgeler
Sanki kafa tutmakta gökyüzüne
Dağları deniz dalgalarına düşürmekte
Denizler
O dağları yüklenmekte
Gölgeler derinlerde
Balıklardan habersiz
Balinalar korkusuz orada
Dağ yamaçlarından
Yılanlarsa sessiz

Gemiler boğuşur dalgalarla
Dağ gölgelerine çarpar uzaklarda
Parçalanması yakın habersiz
Bu gölgeler
Yaşatmaz onu ufalar

Pencereden düşen ışınlar söndürür bakışları
Bahar özler yağmurlarını
Ağaçlar umudu göçmen kuşları
Toprak çiğdemleri navruzları
Gözler güzellikleri özler
Gölgelerse
Özlem duyar serinliğine denizin
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10085
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Toplan Gidiyoruz Ey Kalbim

Haydi toplan akşam oldu
vakit doldu
toplan gidiyoruz ey kalbim
kırkikindi yağmurlarına kalamam
kaldıramam bunca ağrıyı, ihaneti
biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
çekip gidiyorum buralardan
içimdeki cesetleri çiğneyerek
kalbimdeki mahşere

bak akşam
vakit tamam
duruldu işte bulanık denizler
dürüp ömrümün defterini
toplan gidiyoruz ey kalbim

yorgunum
bir sonbahar ezgisi gibi bekleyemem son yaprakta
sevgisi iğdiş edilmiş tarihlere koma beni ey kalbim
bak güz yağmurları iniyor acılar ve ihanetler üstüne
çırılçıplak ve sevgisiz kalmış bir şiirim
kimsesiz bir kış ortasında
ne gülen gözleri ısıtıyor artık çocukların
ne de sevdalı bakışları yeniyetme aşıkların

bütün dinlerden kovuldum
bütün ülkelerden
bütün yüreklerden kovuldum
Msn Star”Aliye gülümsesem Muaviye öldürür beni”
hangi tanrıya sığınsam yaramın merhemi yok

biliyorum kirlenmiş hiç bir bakışta, yer yok bana
bu yüzdendir ceylanlara küsmüşlüğüm
sevdalara küsmüşlüğüm bu yüzden
yeni bir gül yaprağı bulup sarmak için yaramı
sevdalı bir kuş yükleyip kanatlarına acılarımı
alıp gitsin beni buralardan

hamuru çürümüş dostluğun, vefanın, aşkın
vefasız mevsimlere bırakma beni ey kalbim
ağlatma beni sevda kapılarında
***** kapılarında eğme boynumu
kurşunlar sıkılsada canevime
çiğnetme yoksulluğumu ayaklar altında
bırak başım dik, içim ezik kalsın
onurlulara mahsus bir makamda ağırla beni
satılmışlığın, alçaklığın, ihanetin ortasında koma

biliyorum bu düş sığmaz kirlenmiş sokaklara
bu sevda sığmaz
bakmayın gözlerime
nasıl saklarım yüreğimdeki incinmişlikleri
kınalı bir kelebek konunca saçlarıma

ah! Benim de hayallerim vardı
baharlarım vardı, yazlarım vardı
kuşlar göçüp gitti yüreğimden
gökyüzüm yaralı kaldı
bir isyan giydirip gözlerime
dipsiz uçurumlara yuvarladım umutlarımı

aşk diyordum talan oldu, yalan oldu ömrüm
tınısı kırık bir keman sızısıyım artık
yok gideceğim başka bir liman
bak duruldu işte bulanık denizler
haydi toplan vakit tamam
toplan gidiyoruz ey kalbim
boşalsın ince duygularımın sırtındaki yük

paranın sevgiye ihanetini gördüm
insanın önünde diz çöküp ibadetini
dünler harabe yarınlar umut değil
hüznün neresinden dönsem, kırgınım
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10086
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Yaşamak

Tohum toprağa düştü,
Toprak tavında.
Ağaçlar tomurcuğa durdu,
Yol alırken mevsim bahara doğru
Yaşama sevinci,
Bahar gibi doldu içime...

Tutkunum yaşamağa,
Yaşamağa değer olduğu için.
Gerisi boş laf....

Çatladı toprağa düşen tohum,
Çiçek oldu ağaçlardaki tomurcuklar.
Meyveye duracak biraz sonra...
Ve mevsim,
Bahara erişti.
Yaşamak ne güzel...

Yaşamak,,
Suyun duruluğu kadar saf;
Tohumun çatladığı an kadar taze,
Ak tomurcuk kadar hilesiz,
Yaşamın anası
Toprak kadar verimli;
Birkaç günlük ömrü olan
Doğadaki bir böceğin yaşamı kadar
Mücadele dolu olmalı.
Kısacası
Ölürken bile yaşamalı...

Bayram Ali Bayram
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10087
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Hayalin


Gece bitti, gün bitti
daha geçen yıl bu zaman
söz vermiştin
hiç gitmeyecektin?...
sevdana prangalıyım
yüreğine kelepçeliyim diyen sen....
ay ne çok hal değiştirdi gittin gideli,
ne çok mevsim geldi geçti
daha dün ******* emen çocuklar
bu sene ilk mektebi bitti...
tek şey kaldı bitmeyen
tek sen var bende mevsimini hiç değiştirmeyen
ne yağmurlar yağdı bu ilkbahar bir bilsen
ateşi sönmeyen
acısı dinmeyen
sevdası tükenmeyen
bir yürek kaldı bende
birde yatırıp uzaklara gözlerini
yareni bekleyen çaresiz ben...
gözlerim gözlerine muhtaç
yüreğim sevdana aç
bir selamda mı çok gülüm
bal damlayan dudakların utangaç!...
nerde bana hasret çektiğin günler
nerde beni sevdiğin günler
yalan mıydı sevgili sözlerin
yalan mıydı beraber dilediklerim
bu gökyüzü,bu zindan gece
yalan mıydı ...
bu yıldızları boş yere mi şahit tuttun
bak onlar biliyor derken,
sevgini,
sevdanı anlatırken
yalan mıydı o gül dudağından dökülen inci tanesi sözlerin....



yıldızları pek sık görmüyorum artık kayarken
görsem de emin ol
dilekler dilemiyorum,
hepsi yerli yerinde
göz kırpmalarına devam ediyorlar
alaycı gülüşlerle......
Ah Yaren şimdi uyumuşsundur kim bilir
Ben dimdik kalırken sırtında sevda bıçağıyla
belki bu saatte
kim bilir ne görürsün düşlerinde,
kim bilir ...
bense yine yorgun, yine yitik
yine hüzünlenmiş düşüncelerle
sabahı bekliyorum
gün olsa da aydınlansa diye karanlık,
gün olsa da bitiverse diye bu yalnızlık
başımı hasretine vura vura
bu soysuz gecelere mecburen arkadaşlık ediyorum.....
bilsem ki rüyamda seni göreceğim
dalmışken o tatlı uykuda
bilsem ki sana olan hasretim bitecek
yalanda olsa...
bilsem ki bir sabah kapımı çalacaksın
yumruklarını kanatırcasına
bilsem ki yanacaksın ateşimle
sevdanı avuçlarıma bırakacaksın
rüyada olsa
seni bir kez
seni son kez görebilmek için
öyle bir uykuya dalarım ki sevgili,
uyandıramaz başucumda Azrail olsa!.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
23 Eylül 2006       Mesaj #10088
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
BARIŞ

Ekmek kırıntıları
serpiyorum cephede
kumtorbaları üstüne
su verirken
evinde generalim
kuşkonmaz çiçeğine..
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10089
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Sus-ma

Gizlerin.....
O derin gömüt, o mitolojik bilmece
İç yollarının kayıp harita parçası
Kaybolduğum labirent
Derinleştikçe düşmeyi sevdiren uçurumun
Gizlerinde
Kelimelerin gizlenmesindendir suskunluğun....

Gizlerin...
Kalbinin sedef kakmalı köşesinde sakladığın
Bir serçe kanadına benzerdi
Gözlerindeki hüznü örtmeye çalışan kirpiklerin
Duyardın seni çağırırdı hayat
Duyardın;
Sana seslenirdim, sesim yiterdi
ağlamaya hazır bir dudak gibi
bakışlarım kekelerdi...

Sen;
fırtınasını içinde saklayan bir limandın
çapasını bulmak için açılan gemi
tuzlu suyla vaftiz edilmiş siyam balığı
ve ağır bir sistin
kendinde kaybolacak kadar
gizlerinde saklanıyordu
öldürmeye korkan bir intihar...

Mahcup yaşanan bir hayattı seninkisi. Borç alınmış kadar tedirgin yaşıyordun zamanı. Sana değdiğim zaman tanışıyordum acıyla çünkü senin derin görünen acın bir vadiyi kuşatan pus gibi yarı saydam ve durağandı. Oysa ben sana dokunduğumda tek şeyden emindim; senin acılarını elimde hissedebiliyordum. Gözbebeklerine yuvalanmış hüzün; bir tür beklentisizlikten öte bir vazgeçmişlikti. Dudaklarındaki soğuk damga, gözlerindeki mühür ve parmak uçlarının tedirgin izleri bir derin yaraydı hayatının gittikçe incelen teninde. Sana gelip susmak istiyordum lakin biliyordum; benim sessizliğim bile bozabilirdi senin sükunetini.
Konuşmuyordun
Ama ben duyuyordum.............

Bir haykırışı gizlerdi ses tellerin
Ve bir martıyı saçının dalgaları
bir çingene ağlardı
Bir imam ezan okurdu
Yüreğin çatlardı, bir siren çalardı
Susardın....
Öpmek isterdim, dudakların kanardı.....

Örselendiği zaman hayallerin
Bilirdin ki sen bir hayal tacirisin
İflas eden
Güncesi hesap defteri, bir hayal taciri
Kazandıkça kaybetmeyi seven!























İlişkilerinde ve dostluklarında paylaştığın hiçbir şeyi eşit bölüşmüyordun. Yetinme duygunu besleyen,
giderek bölüşümlerini ve seni azaltan bir naiflik içindeydin. Gizliden gizliye biliyordun belki; senin kendinden verdiğin her şey, seni azaltırken, karşındakini daha güçlü kılıyordu sana karşı. Senin onlara verdiğin değerleri, anlamları kendileriymiş gibi kabulleniyorlardı. Onlar; senin, onlar için ürettiğin sıfat tamlamalarıyla övünürken, sen hiçbir sıfatla tamamlanamıyordun. Sen onlar için yalancı bir ayna olurken, onlar senin kırık parçalarını hunharca batırıyorlardı kuş tüyü tenine. Yaralarını gizliyordun. Sustukça, gizlerinden kan damlıyordu.
Kendine sorduğun soruların vardı ama sen sorularını yanıtlarından yeni sorular üretebilmek için soruyordun. Küçüklü büyüklü soru işaretlerini birer heykelcik gibi biriktiriyordun yaşamının vitrininde. Lakin hem sorularından hem yanıtlarından korkuyordun.
Kendine dokunuyor ama hissetmiyordun........

Sen; kendi yörüngesinde kaybolan bir yıldız
Yaşamın; rüyasını kaybetmiş bir uyku
Dişlenen dudakların ufak yarası; göz bebeklerin
Sus!
Konuştukça derinleşiyor gizlerin....

Korkma benden.
Kendinden korkan hiçbir şeyden korkma.
Soyun, bir tek gizlerin kalsın üstünde
Parmak uçlarının sıcaklığı bir de
Uzan yanıma uyu istersen
Yakalarım uykundan firar eden düşlerini
Ürkme benden
Çünkü ben sana yeni hayaller getirmedim
Kaçıyordum
Gizlerinde saklanmak isteyen
Yaralı aşkların firarisiydim
Korkma benden;
Ben hep yanlış teşhis edildim
İçinin esrarını çözmeye değil
Onu ellerinden içmeye geldim.......

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2006       Mesaj #10090
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hasret Geceleri



Hasret geceleri gömülmüş karanlığa
Yıldızlara dargın yorganına sarılır
Ay
Yine öyle eski haliyle
Dudakları kırmızı
Dökülür nameler buğday başaklarından
Balıklar mendil tutar göz yaşlarına
Ağaçlar boy verir meyve verir inada
Bir de hasret türkülerini çalar radyolar
Penceremi özler
Bekler sarı güller
Yollar düz yollar kıvrımlı
Gündüz çiğnendiğinin yorgunluğunu atar
Uzanır alabildiğince
Hasret geceleri
Hasret geceleri
Sessiz kimsesiz yorgun
Yürekleri çekingen
Duymaz ıssız yatağında uzanan
Irmağın sakinliğini
Gözler kapalı gök kapalı
Yer siyah
Karanlık serin
Hasret geceleri

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya