Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1014

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.421.284 Cevap: 12.492
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10131
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Bir Rüya Gördüm

Bir rüya gördüm
Sponsorlu Bağlantılar
Sen ve ben vardık
Sımsıkı sarılmıştık
Seni özlediği söylüyordum
Daha sıkı sarılıyordum
Rüya olduğunu biliyor
Ve
Ağlıyordum

Bir rüya gördüm
Sen ve ben vardık
Ellerimizle birbirimizi kavramıştık
Ay ışığında bir sahilde
Geziyorduk sessizce
Beraberdik dalga sesleriyle
Ağlıyordum
Gerçek olsa diye

Bir rüya gördüm
Deniz kenarında yakamozlarla
Tüm güzelliklerin yanında
Sendin en güzel olan
Aklımı başımdan alan
Rüya olduğunu hatırladım
Uyandım ve tekrar ağladım.

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10132
kambis - avatarı
Ziyaretçi
KUDURDU GÖNLÜMÜN KABUĞU

Sponsorlu Bağlantılar
yine kudurdu gönlümün kabuğu
sallanır yüreğim depremlerde
galiba bu olmalı sevdanın çabuğu
kalbim bambaşka eğilimlerde

sular seller götürüyor gözlerim
öyle bir afete yakalanmışım
hasretim yağmur karlı özlemim
aşkınla sırılsıklam ıslanmışım

püskürtüyor bak nefretin lavlarını
göğsümün en hassas bölgesi
eksiltmiyor o kor güneş ışınlarını
gitmiyor ki başımdan gölgesi


gülistan
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10133
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Yıldızlar

Yıldızlar ayak uçlarımdaydı!
İnanmazsın!
sen yoktun gittim ,o kavak dibine
silkeledim çoğunu üstümden, gülüyorlardı sebebsizce
maytaplar nasıl parlaşırdı bilirsin çocukluğumuzda
ateş böcekleri nasıl yanardı!
yemin ederim diyesim geliyor bak
yıldızlar ayakuçlarımdaydı
sen öyle isterdin
aynı öyleydiler düşlerindekiler gibi
saymaya kalktım delicesine
her birine isim verdim
en parlağıydı senin adınla seslendiğim
senin gözlerinle baktı bu kez onlar
ve dinlediler benden ezberlediğimiz şarkıları
bazıları sustu
kırpışıp kırpışıp bakıp durdular
gece boyu
selam yolladım senden her birine
sönüp sönüp gittiler
yalnızlığımı bir mum ışığına verdiler
olsaydın!
sende görürdün
yemin ederim diyesim geliyor bak
yıldızlar ayak uçlarındaydı seninde
ağlıyordu sen diye seslendiğim,
hiç gülümsemedin ki
hadi kalk yerinden bir bak,
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10134
kambis - avatarı
Ziyaretçi
KIRIK HAYALLER BULVARI


Sahil boyunca ıslak kaldırımlardan geçiyorum,
serin bir Eylül akşamında.
Sigaramın dumanını ciğerlerime çekiyoırum.
Tütün,deniz ve yağmur kokusu bir birine karışıyor.
Boş kaldırımlarda yankılanan ayak seslerimi dinliyorum.
Aklımda bin bir düşünce..
Sokak lamba'ları,renkli neon'lar yağmur birikintilerinde
hoş bir görüntü oluşturuyor.
Bir melodi geliyor aklıma yıllar öncesinden..
Tony Bennett'in sesi kulaklarımda mırıldanıyorum;
Kırık hayaller bulvarı..
Liman'dan gelen tiz bir şilep sesiyle ürperiyorum.
İşte az ileride Kırık hayaller Bulvarı göründü...
Rüzgar şertleşiyor,,az önce gecenin sessizliğini yırtan şilep
ışıl ışıl ve ağır ağır önümden geçiyor.
Kırık Hayaller Bulvarı'nda hep hüzün vardır.
Hep yalnızlık ve iç çekişler vardır..
sigara dumanıyla savrulan..

ENFAL TÖRÜN, İZMİR
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10135
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Son Kez

Giysilerimi topladım, son kez baktım, odaya,odamıza
Gözyaşlarımı akıttığım yatağımıza,
Öyle güzel uyuyordun ki,
Kıyamadım, veda edemedim,
Son kez de olsa, öpemedim.
Uyandığında bir not bulacaksın
Başucunda,
"Artık,biz eskisi gibi aşık değiliz"
Oysa ki ne umutlarımız,
Ne hayallerimiz vardı,
Aman boş ver artık kimin umurunda...
Binlerce resimden, şiirlerimizden
Hiçbirini almıyorum yanıma,
Artık neye yarar ki
Senden ayrıldıktan sonra.
Söz ver bana, iyi bak çiçeklerime, balıklarıma
En önemlisi, seninle dolu anılarıma,
Evet artık gidiyorum,
Ruhumu,benliğimi sana bırakarak
Bak aynadaki dudak izlerime
Silmek istedem de silemiyorum.
Sende kalsın tüm düşlerim,
Sende kalsın kendime ait ne varsa
Sesimi,gözlerimi, nefesimi veriyorum
Saklayabilseydin eğer;
Kalbimi de verecektim sana.
Hoşça kal sevgilim,
Hoşça kal hayalim,
Hoşça kal olmayan geleceğim,
Hoşça kal ve iyi bak;
"Artık eskisi gibi olmayan aşkımıza".........
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10136
kambis - avatarı
Ziyaretçi
DÜŞLERDE KALAN

Düşlerde kaldı
eski dostluklar.
çıkar peşinde
şimdi insanlar.

O gülen yüzler
özlenir oldu
şimdi her yerde
yalan gülüşler.

Güneş bir tuhaf
yağmur da öyle.
ve de rüzgar;
ne iş bu böyle..?

Kediler kaldı
bir tek candan
ve de köpekler
bize armağan.

Kuşlar da tabii
iyi dostturlar;
ve de çiçekler
hiç aldatmazlar.

Bir sevgimiz var
bizi bağlayan
hep içimizde
saklanıp duran.

Hazır ortaya
çıkmaya her an
umutlarımız
tam kaybolmadan.

ENFAL TÖRÜN, İZMİR
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10137
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİR GÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabha olmayı bilmez
Dikiir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar,ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
Şerefin,faziletin,iyiliğin,güzelliğin
Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incilmişliğin,kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına ağlarsın
Dolar gözlerin,için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler,acı
Sevmek;acı ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi,ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
SENİ SEVDİĞİMİ BİR GÜN ANLARSIN...
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10138
kambis - avatarı
Ziyaretçi
UZAKLARDA BİR KADIN AĞLIYOR

Uzaklarda bir kadın ağlıyor,
dokunmaya dahi kıyamadığım
tek aşkımı düşünüyorum.
Şimdi onu kucaklayan hoyrat eller geliyor aklıma;
ürperiyorum.
Uzaklarda bir kadın ağlıyor.

ENFAL TÖRÜN,İZMİR
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10139
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Deli Dolu


O deli dolu, çılgın...
O hırçın, umarsız...
Bir de sorarsanız,
Uçsuz bucaksız,
Olabildiğince sonsuz.
Hala soruyorsunuz,
SEVDA...bu,
................SEVDA tanıyorsunuz...

O tatlı, o harika...
O akıl almaz...
O beyaz tertemiz...
Bir de isterseniz,
Vermem imkansız.
Hala soruyorsunuz,
AŞK........bu,
................AŞK, olunmaz onsuz...

O acı, o mide de sancı,
O yolcu, o hancı,
O sevgi yüklü kervancı.
Bana sorarsanız eğer,
Onsuz olunmazmış meğer,
AŞK...........dedik ya arkadaş,
....................o, her şeye değer...


mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
25 Eylül 2006       Mesaj #10140
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Neredesin?

Ve aynı şeyler var yine gönlümde
biraz hüzün,biraz gam, biraz keder!!!
Bu kasvetli gençliğimin,
bu yorgun halimin
bir sebebi olsa gerek ;
gece her zamankinden daha karanlık oluyor bu saatlerde nedense...
yıldızlar sanki sonbahar yaprakları gibi dökülmüş
puslu ay ışığının altında gözükenlerde
her an kendilerini bırakıverecekmiş gibi
göz kırpmalarına devam ediyorlar....
ay sanki her yıldızın parıldayış çabalarına inat bembeyaz
koskocaman yüzünü göstermiş
sanki ağlıyormuş gibi
ışıklarını döküyor
ve dökerken de bakıyor yüzüme...
ağlamaklı, üzgün,üzülmüş....
Bir kadın var köşe başında
kucağında minicik bir yavru,
gözleri ağlamaklı,
bir yere gidiyor belli giyinmesinden
ama bu saatte araba olmaz ki,
ben bildim bileli hiç geçmedi bu saatte,
gönlümün patika yolu gibi dar ve soğuk,
rüzgarın hep dert estirdiği
bir parça mutluluk varsa
savurup uzaklara sonbahar yaprakları gibi
götürdüğü bu sokaktan.
Sokak lambasının aydınlığı vuruyor
melek yüzlü yavrunun o yorgun ve masum yüzüne...
gözleri dolmuş ,
tedirgin iri bakışları,
soğuktan kızarmış yanaklarıyla
etrafını yargılar gibi bakıyor,
yargılayıp ta mahkum ettiği tek şey ne ki: gözleri!...
gözleri ve o loş ışığın parlatabildiği,
onun gözlerinden annesin yüreğinden damlayan
iki damla yaş...
Soğuktan üşüyen yüzünü
avuçlarıyla ısıtmak isterken fark ediyor ağladığını,
kucağından yere indirip
diz çöküyor yanına
ve tıpkı bir zamanlar ben ağladığımda
annemin başörtüsünün bir kenarlarıyla
göz yaşlarımı silmesi gibi
o ceylan gözleri siliyor...
sanki sildiği yaşlar
kadının gözünden tekrar dökülüyor
ve çaresiz
kucağına alıyor
kayboluyor sokakların
aydınlık ama dünyasının karanlık çıkmaz sokaklarında.....
Perdemi örtüp soğumuş çayımdan bir yudum alıyorum
ve düşünüyorum seni ve senle geçen günleri....
Ne verdin bana,
neleri alıp götürdün
ve ne kaldı bu yalnız odamda senden,
boynu bükük yarım hayallerimden
ve masamın üstünde duran çerçeveli,
bir zamanlar gülen resminden başka...
Geçen gün yine
Daralmışlığımla
geç saatte yürürken
sonbahar rüzgarlarıyla bir gariplik düştü içime
içim bulandı derin sular gibi,
geçmişimi düşündüm çocukluğumu
, lise yıllarımı, aşklarımı...
o zamanlar hayata iyi ki gelmişiz derdik
nereden bilirdik sonradan hayatın bize güleceğini
hem de kahkahalarla beynimizde patlarcasına....
sigaramda kalmamış,
bitane var
onu da eve dönünce çay yapar içerim demiştim...
olmadı yine parçalı bulutlu oldu gönül,
çaya fırsat kalmadı....
tuttum ucunu sigaramın, bastım yüreğime, yaktım...
belki on tane daha olsa,
onunu da içerdim..
.içimden bir şeyler akıp gitmişti,
gözlerim doldu
ağlamak istedim
ağlayamadım
oturdum olduğum yere,
sensizliğinle üşüdüm havanın soğukluğuyla değil...
tuttum evin yolunu yavaş yavaş,
ömrümün en olmadık yerlerinde yaşadıklarımı düşündüm...
uzandım o soğuk o buzdan yatağıma
çaktım gözlerimi tavana; seni düşündüm.....
Sen de böyle gitmiştin benden,
avuçlarımdan,
kollarımdan, yüreğimden...
varlığını fark ettirebildiğin tek şey
olur olmaz zamanlarda ayrılık hikayeleri anlatman olmuştu
ve benim de uyku sessizliğiyle dinlemem çaresiz....
“böyle aşk olmaz”
“bu şekilde seninle yaşayamam”
“bu dünyaya seninle uğraşmaya gelmedim, mutlu olmaya geldim”
der çekip giderdin...
sonra peşinden gelir bin bir nazla
seni bu kararından caydırmaya çalışırdım,
olmadı ağlardım...
küçük bir çocuğun
karanlıktan korktuğu gibi korkardım sensiz kalmaktan...
belki senin
benim açımdan sorunların
beni anlamamandan doğan ve
adını ilgisizlik koyduğun,
benim için anlamı olmayan
ama senin için her şeyi yıkarcasına manalı
bir o kadarda değerli saydığın fikirlerindi..
bana en çok “saçmalama” dediğim için kızardın
ama işin doğrusu çokta saçmalardın...
Yastık yapıp yattığım zaman,
gecenin bir vaktinde ,
beni uyandırmamak için
usulca çektiğinde kolunu,
fark eder “nereye gidiyorsun” diye sorardım,
gülerdin başını bir sağa bir sola çevirerek
ve “korkma uzağa değil mutfağa kadar” derdin....
şimdi ben böyle bir başıma,
böyle bitkin,
böyle çaresiz
böyle umutsuz kaldım...
artık hüzünlü şarkılar içimi yakmıyor,
en yalnız aşk şiirleri yüreğime çakılmıyor
ve ben artık yalnızlığımla,
küçük şeylerle mutlu olan yüreğimle
ama büyük düşünen beynimle
aldım bana yeten fikirlerimi,
bohçaladım yüreğimdeki sevgileri
düştüm gönlümün uçsuz bucaksız patika yoluna...
sen anlayamadın beni!!!
Veya anlamak istemedin,
bizim hayatımızda suçsuz olan yoktu,
mutlaka biri suçu üstüne almak zorundaydı ve susmalıydı;
bizim hayatımızda biri diğerine göre yaşamak zorundaydı,
bizim hayatımızda memnun iki kişi olamazdı
ve bizim hayatımızda mutluluk kapıyı aralamazdı
belki hüzün kapısı açık,
cereyan yapar hasta oluruz diye korkardık,
bizde açamazdık....
İşte geldi geçti bitti gidiyor.....
ne sen varsın artık yanımda
ne de yüreğini yüreğime hapsettiğim sevgiler,
firar etmiş hükümlüler gibi her biri bir tarafta pusmuş,
saklanmış gibi yaşıyor kendi kendilerine...
tabi bunun adına yaşamak denirse....
İşte oldu,
isteğin oldu,
Sen beni terk ettirdin ,
ben seni terk ettirdim...
ben senden soğudum, sen benden.....
Giderken sana
nereye gidiyorsun diye sormamıştım
hatırlarsın....
Gönlümün düşmüş olduğu gibi düştüğüm,
karşına çıkan yol ayrımlarında
sadece mutluluk tabelasının asılı olmadığı
patika yollarda bana doğru geliyorsun
hayallerimde,görüyorum....
ve sırası geldi şimdi soruyorum :
“mutfak o kadar uzakta mıydı be canım”

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya