Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1043

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.235 Cevap: 12.492
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10421
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Bilir misin?
Çok değer verdiğime
Sponsorlu Bağlantılar

Peki bilir misin kararsızlığın kara lanetini?
Emin olamamanın ürkekliğini
Umudu umutsuzluğu
Umutla hayata gülmeyi
Umutsuzlukla hayata küsmeyi
Bilir misin?

Derin gözlerde kaybolmayı
Bir Gülücükte erimeyi
Bir sözcükle ümidi
Tende uyumu
Öpücükteki derin sırrı
Bilir misin?

Düşünmeyi her hareketini
Bir Anlamı olmalı?
Yoksa yokmu ?
Acaba?
Saatlerce düşünmeyi
Bilir misin?

Kırılır diye görmemeyi göze almayı
Sonra pişmanlığı
İçe akan gözyaşlarını
Gülerken ağlamayı
Bilir misin?

Duyarmısın
Konuşurken sessizliği
Anlarmısın
Sessizliğin sesini
Bilir misin?
Seni ne çok sevdiğimi

Ahmet Rıfat Dursunoğlu
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10422
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
YAŞADIN MI DELİ DOLU?

Sponsorlu Bağlantılar



Boşver be yaşı başı!
gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?
şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna..
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında
bırak aksın yollarına
yağ geç , yık geç, kimse inanmazsa inanmasın
sen inan yüreğine
hem ona geçmezse kime geçer sözün ?
büyü büyü....
bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk varmı aşk sen ondan haber ver?
takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere..
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü
öl gitsin...
Boşver be yaşı başı!
kim tutar seni kim?
kendi yüreğinden başka kim?
Aklını ak da öyle git
ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra, bayıra vur da git
Dert etme ellerini, onlarda gelir seninle bırakmadıkça birine
o biri de gelir gerçekten istediğin oysa
seveceksen ve öleceksen uğruna..
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...
yaş 70'e gelse bile hayat daha bitmemiş
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı
'YAŞADIM ULAN DİBİNE KADAR' diyemiyecek misin?

CAN YÜCEL

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10423
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Göç ve Ölemeyiş Mevsimi gülümsüyorum
cumartesi gecesi İstanbul’da uyuyacağım büyük olasılık
hazırlık
bilgisayara koli kitaplar çamaşırlar el ve kol yayım atlama ipim
geçmişten artan zaman

yazı tura ya da dik
ne maça kızı ne papaz
cezamı istiyorum ödülü
ve belki
deli bir yalnızlığa ithaf etmek kendimi
başlayamadığım şeyleri bitirmek
bitiremediğim şeylere başlamak
rengin öncesine grinin ötesine
şiire öyküye ve romana
bir martının kanadından düşmek

istavritler aldatıyorlar mı hala galata köprüsünün altında sevgililerini
son Kadıköy vapurunda unutan oluyor mu kendini
bayanlar tuvaletinin kapısında başörtülü teyzeyle birlikte
yine bekleyecek
titreyecek miyim yaprağa dokunan el gibi
nasıl bir saklambaçtır bu
nerdeymişim ne olmuşum
bir varmış bir yokmuymuşum
yaz hiç gelmemiş
ve hiçbir yere gidilmemiş mi olacak
hiçbir yere akmayan bir sağanak mı yağacak

herkes bir şeylere gülerken
başka bir şeye güleceğim başka bir yerde
üç sarı kuş konacak üç sarı gagasıyla
ötüşeceğiz düş gibi
sarı bir gülüş gibi
gözlerim gözlerine dalacak
ve kimse farkımıza varmayacak
gönlü bende
ayakları başka yerde duranlar olacak
belki en yakınımda olacak uzak
sevişmeler kül tablasında unutulacak
söz metamorfoz saç
yalpalayarak düşecek önümüze
alıp bakacak mıyız
ya da on yıl sonra bize hangi ayna bakacak

öyküler geçiyor içimden
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10424
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben mi? evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoş geldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yasayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...
excalibur - avatarı
excalibur
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10425
excalibur - avatarı
Ziyaretçi
YAZIKLAR BANA
Herkese herşey oldumda
Sana hiçbir şey olamadım
Geceleri indirdim de ömrüme
Sana güneşleri konduramadım....

Bakkalda merak etmiş seni
Artık ekmekleride eskisi gibi yapmıyorlar
Sen gittin ya senli yaşanılan herşey değişti
Balkona atıyorum hala ekmek kırıntılarını
Ama artık adını koyduğum serçelerde gelmiyor
Parkta balon satan amcada yok
Hatırlamısın bilmem, bütün balonlarını alıp adamın
Dağıtmıştın bütün mahalleye
Hani o yaşlı teyze bile istemişti senden
Şimdi o parkada gidemiyorum.
Yaşlı teyze her sabah işe giderken gene kapıdan bana bakıyor
Sonra gözlerindeki bakış değişiyor..
Ben sana öyle alıştımki..
Seninle olan alışkanlıklarım bile sensiz acı verir oluyor..
Herkes seni bana soruyor..
Maç yaptıktan sonra gazoz ısmarladığın cocuklar bile yok kapıda
Pazar günleri gazete almaya giderken açık olan çiçekçi bile yok
Hatırlamısın bilmem sabah uyandığından odanın hertarafını papatyalarla donatmıştım..
Sen ağlamıştın ve ben bunu hak etmiyorum diyerek sarılmıştın..
Sen aslında her şeyi hak ettinde bir ben seni hak edemedim.
Akşam sefasıda soldu.
Ne yaptımsa açmadı. Ben anladım artık o bile sana alıştı
Senin gibi konuşamadım onunla..
Artık sensiz zamanlar içimi parçalar oldu..
Hangi yana baksam hem içimde hem önümde her yerimdesin
Herşey seni hatırlatıryor
Merak etme seni hatırmak için bahanelerim yok
Sen bende oyle içerdesinki.
Ben beni bile unutsam sen gene kalırsın..
Bak küçük Ayşe 'de aşağıda
hani senin o bez bebeği verdiğin varya o
Her sabah sana çiçek getiren ayşe
Artık oda gelmiyor.
Yalnızlık cok acı be sevgilim
Ben hergün sensizliklere uyanırken tarifsiz acılardayım
Gel desem yalvarsam sana
bak herkes yolunu gözler olmuş..
Bu arada telefonu gene kırdım..
Sakarlıklarım devam etmekte..
Kızma ne olursun ne bileyim ayağım takıldı kabloya devrildi gene
Ben bekledim bana seslenirsin " Aşkım genemi diye " ama seslenmedin
Sadece bekledim.. Telefon hala yerde..
Ben seni cok özledim
Ben seni inan çok sevdim
Ben seni içimde yaşarken ölmekten korkarım
Ben seni SEVİYORUM
Ben seni .....


Ve işte Son söz sevgilim

Sen ömrüm olduğundan beri ölmekten
Sen güneşim olduğundan beri Gölgemle Bile Yormaktan Korkar oldum.









İSMAİL EFE ÜNAL

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10426
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Ağladığımı kimseye söyleme anne
Onlar beni güçlü biliyor
Onlar beni en zor günümde bile ayakta biliyor
Ben aslında gülerek geçirdiğim he günün akşamı evde ağlarken
Onlar benim içimin sızladığını, yüreğimiz yandığını bilmiyor...
Ağladığımı kimseye söyleme anne
Onlar beni kral belliyor
Onlar beni kızdım mı dünyayı yakacak insan biliyor...
Ben aslında onun gözlerine bakmaya bile kıyamazken
Onlar benim biri uğruna üzülecegimi tahmin bile etmiyor
Ağladığımı kimseye söyleme anne
Onlar beni ağlamaz biliyor
Onlar beni üzüldüm mü bulunduğum şehri bulutlar kaplar biliyor.
Ben aslında odama kapanıp sitem duygusuyla bir köşeye sinerken
Onlar beni hiç bir şeyin sarsacağını akıllarının ucundan bile geçmiyor..
Ağladığımı kimseye söyleme anne
Onlar bunu hiç bilmiyor
Onlar için ben en sağlam köprülerden daha sıkı baglıyımdır hayata ..
Ben aslında ölümle yaşam arasındaki ince çizgide bir o yana bir buyana giderken Onlar hala benim için hayatın büyük bir hayal kırıklığı olduğunu bilmiyor

mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10427
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Dağ RüzgarıKaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim...
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna birgün bile dayanılmazmış.
Bilmiyordum...

Yine de dayanmağa çalışıyorum işte
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmişse
Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum
Yaşamak seninle bir başka zamanı
Bir başka zamanda seni yaşamak
Herşeyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
İster uzaklarda ol
İster yanıbaşımda dur
Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur
Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır
Bitmiyorsun
Çaresizliğim gün gibi aşikar
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin
İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran
Sen güneş kadar sıcak
Tabiat kadar gerçek
Sen bahçelerde çiçekler açtıran
Sudan, havadan, güneşten yüce varlık
Sen, o tek sevgi içimde
Sen görebildiğim tek aydınlık

Bir nefes de benim için al
Havasızlıktan öldürme beni
Bulutlara, yıldızlara benim için de bak
Susadım diyorsam
Bir yudum su içmelisin
Ben yorulduysam sen uyumalısın
Ellerim sevilmek istiyor
Saçlarım okşanmak istiyor
Dudaklarım öpülmek istiyor
Anlamalısın.

Ağaçların yeşili kalmadı
Gökyüzünün mavisi yok
Bu dağlar o dağlar değil
Rüzgarında kekik kokusu yok
Kim bu çaresiz adam
Bu kan çanağı gözler kimin
Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Yok
Anladım
Sensiz yaşanmaz bu dünyada
İmkanı yok.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10428
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ben nice ayriliklar gordum omrumce
Kuslar gordum; kirilmis kolu, kanadi
Ayri dusmus sevdiginden kuslar gordum
Hic bir ayrilik bana bu kadar komadi

Ayriligin bir agridir vurur sakalarimda
Ve buyur gozlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir icimde bir tel
Sonra, birdenbire kirilir, kopar

Yeryuzu cekilir altindan ayaklarimin
Gecer basima coken bir tavan gibi gokyuzu
Durmadan calinir kulaklarimda
Sarkilarin en huzunlusu

Seni alip uzaklara giden otobus
Benim uzerimden gecer hisimla
Devrilir, bakakalirim ardindan
Bir sel gibi akan gozyasimda...

Artik ne yapsam bos, teselliler faydasiz
Karanlik gitgide en derinlere ceker beni
Caresiz butun sokaklarinda bu sehrin
Boyle perisan beklerim donmeni

Dolasir birbirine yorgun ayaklarim
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem en koyusu acilarin
Ne yana baksam, cildirtan bir aksam

Istesem ben bu omru, bu talihi istemem
Boyle durup durp senden ayrilmak varsa
Orada bir mezar kazilir benim icin
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10429
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Adı Aşktı.... Sonu Ayrılıktı...
ne güzel günlerdi onlar...

fesat karlara inat uykusunda süslenmiş bir vadiydik
sabahın çiyleri bile yeterdi düşlerimizi sulamaya
biz telaşlı arıların aradığı çiçeklerin soyaçekimiydik
henüz hazır değildi dallarımızdaki meyveler olmaya

o zamanlar...

yaşadıklarımızın adını
hiç sormamıştık ki gözlerimize
gecelerimizin aydınlığı
günleri giydirir dururdu üzerimize

ay ışığında dikerdik gönüllerimizin sığ yırtıklarını
şüphe öyle dörtnal koşturamazdı içimizde yağız atlarını

derken bir gün...

davetsiz bir kervan geldi yerleşti çimenlerimize
meraklı bakışlarımızda çözüldü hazanımızın kilitleri
nice yağmurun çamurunu taşıyıp durdu içimize
hoyrat adımlarda can verdi vadimizin kelebekleri

ne çok yaprak kaybettik seninle o kış
sönük yıldızlara bile ulaştı tenlerimizdeki yakarış

ve dün geldi...

artık yastaydık ezilen onca masum tomurcukların ardından
önce adını sonra noktasını koyduğumuz neydi anlayamadan

“aşktı koynumuzda besleyip yarınlara büyüttüğümüz adı bebeğin
ayrılıktı bizi kendi kuyularımıza mahkum eden sondaki derbederliğin.”
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #10430
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
ASLA ONSUZ OLMAZ

Gitmelerin ardından bağırırsın
Yüreğinde fırtınalar kopar
Yalnızlığınla isyan edersin
Ama nafile duyan olmaz
Susarsın
Küsersin
Ağlarsın
Düşersin
Elinden bir tutanın olmaz
Hayallere dalarsın
Verilen sözler gelir aklına
Lakin onları veren bulunmaz
Dalarsın eskilere
Mazi canlanır
Yaşlı gözlerinde
Ve anlarsın
Asla onsuz olmaz

Lagerfeuer

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya