Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1057

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.235 Cevap: 12.492
Blue BooL - avatarı
Blue BooL
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10561
Blue BooL - avatarı
Ziyaretçi
DÖN DURMA

Sponsorlu Bağlantılar
SEVDİM O GÜZELİ KİLİTLENDİ GÖNÜL KAPIM
ZALİM KADER BANA NEDEN KÖTÜLÜK EDER
EDEMEM KİMSEYE SİTEM ÇOK YANDI CANIM
HAYALİ O YARİN UFKUMDAN SİLİNİR GİDER.
DÖN DURMA BİR AN DURMAK NEYE YARAR.

BEN DÖNERİM DÜNYAM DÖNER ETRAFINDA
SEÇDEM TANRIYA GÖNLÜM VARISIN YARA
AĞLASIN GÖZ YAŞLARIM GÖZ PINARLARIMDA
AKAN AŞKIN ZEHRİDİR O DAMARLARINDA
DÖN DURMA BİR AN DURMAK NEYE YARAR

BEKLEDİMĞİM SABAHIN GÜNÜ OLDU AKŞAM.
BU GÜN YINE HASRETI İÇİMDE KALDI YARİN
KARANLIK GECENIN YANLIZLIĞINDA VARIM
HEPGECE GÜNDÜZE ZATEN HASRETKARIM
DÖN DURMA BİR AN DURMAK NEYE YARAR.

GÖNLÜM İSYANDA SENDEN ESİNTİLERLE
SANA SESLENEMEM TITRER SESİCE SESİM
YETMİYOR ANLATMAYA AŞKIMI NEFESİM
ÖYLE BİR HALDEYİMKİ BU İŞKENCELERLE
DÖN DURMA BİR AN DURMAK NEYE YARAR

DÖN DURMA DÖN EY AŞKA SEVDALI BAŞIM
KARARSIN GÖZLRİM UYUŞSUN KALBİM
SÖNSÜN ALEV ALEY YANAN AŞKA ATEŞIM
HUZURA KAVUŞUR İŞTA O ZAMAN NAŞIM
DÖN DURMA BİR AN DURMAK NEYE YARA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10562
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KZR fir lagrima7jpmw6

Sponsorlu Bağlantılar

ACILAR GECE GEZER...
Seninle çiğdem topladığımız yerde içtim dün gece,
Otlar bile yeşermemişti oysa,
Bir çıplak topraktı uzanan, uzandığımız yerde,
Acılarımı o topraklara ektim.
Sendin dudaklarıma nokta nokta konan,
Sen vermiştin o acıları,
Eğilip o acıları öpecektim..

Sensiz daha bomboş bu şehir,
Bütün içkiler daha tatsız,
Tüm içtenliğimle bu gece,
Sensiz anılara sarhoşça tükürdüm, bir bir..

Bütün yollar sana çıkmakta bir tanem,
Elim ayağım tutmaz oldu sen gideli,
Üstelik sarhoşum bu gece,
Bekleme.
Hayal bile olsa, gelemem,
Bir koyu karanlıkta büyümüşüm ben,
Gözlerim kamaşır ışıklı bulvarlarda,
Ayaklarıma cümle taşlar takılmış bunca yıl,
Ben o asfaltlarda yürüyemem..

Bakışlarımda, parmak izlerimdesin, bir tanem;
Nereye baksam,
Neye dokunsam, orada sen..

Daha fazla sevemem....

the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10563
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi


=* Bu Dünya *=

Kainatın kuruluşunda,
Milyarlarca yıl almış bu düzen...
Arzı ile havasıyla ve Güneş'iyle !
Milyarlarca yıldızlar aleminde,
Gezegenlerde rastlamadık bir eşiyle...
Ne dünyayı anladık,
Ne Ay'ı , ne de Güneş'i...
Babamızdan kalan miras gibi,
Bedavadan kullandık her şeyi...
Doğru dürüst şükretmedik bile,
Her çabanın adını koyarak çile...
Yüce Allah'ım,
Biz çok nankörüz!
Gözümüz herşeyi görse de,
Seni göremeyecek kadar körüz...
Kainatın kuruluşundaki,
Milyarlarca yıllık emeğe,
Acaba değer miyiz? ...
Çok bencil yaratıklarız.
'Hep ben varım...' başkası yok niçin?
Değer mi, bizler için...
Sonra, bir yaprak gibi...
Sararıp solup yere düşmüş gibi,
Sanki toprakla içiçe öpüşmüş gibi...
Yıllarca yatıp da çürüsem..
Ruhumla kalkıp şöyle tertemiz!
Yüce Rabbim, sana doğru yürüsem.
Ama doğru dostdoğru yürüsem,
Ruhumla o yüce ruha yürüsem...
Yine de değer mi, bizler için!
'Hep ben varım...' başkası yok niçin?
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10564
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Eskidikçe

Güneşi karşılıyoruz mutlu çığlıklarla öperek,
Dağı, ovayı
Yüzyılların uykusunu
Otu, börtü böceği,
Bir kanat vuruşta uçan kartalı,
Ağır akan ırmağı,
Ağzında dünyayı taşıyan leyleği,
Korkunç bir yalnızlık duyan karacayı.

Yaşamak süsler eklemektir sonsuz gerçeğe
Derin bir soluk almak gibi
Pencereden dışarı bakmak gibi gökyüzüne,
Bir kırlangıç uçmak gibi
Kök salmak gibi toprağa;
Ölümse, açılan bir eski zaman sandığı.

Zaman diyorsun, bir çingene gibi karşıma çıkıyorsun o zaman,
O zaman zaman kaçıyor;
Kim tutabilir şimdiyi dünü eskiyi
Ölümlerden ölüm beğeni
Kırk katırı kırk satırı?

Saçlarında güller, karanfiller, dünyanın en güzel kırları,
Saçında gelincikler, sabah çiyi ve tarlakuşları
Çizmeli kedi
Yedi derya geçen şehzade
En güzel sırma tel
Sabahın yedisi ve ıssız göl
Ve güneşin hiçbir şeyi
Güvercinlerin çığlığı!

Yüz çocuk ırmağa koşuyor
Bin çocuk daha
Ve yanıyor ayakları kumlarda
Tozda ve küllerde ve saçında.
Anılar eskidikçe, insan yaşlandıkça
Kavağın gölgesi suya düştükçe
Rüzgarın sesi ve sis, odaya dolar
Ve dağlar uzakta çok uzakta
Şimdi, şu sabah gibi güzel oldukça
Kırıldıkça kırağı

Uçuşunu görmek güvercinlerin gökte
Beni bir çocukluk anısı gibi duygulandırıyor;
Görmüyor güneşi akşam ezanı köyde.
Yalnız sular mı uykuya varacak dağlar kayalar mı şimdi?

İşte çam çıraları da bitti
Haydi sen de var uykuya:
Çöksün üstüne gecenin karanlığı!
asfgby9

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10565
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Mona Roza

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10566
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
MONA ROSA 2
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak..
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
8 Ekim 2006       Mesaj #10567
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Sen Gidince Anladıklarım


Meğer seher yelleri de kırarmış başakları,
Umutlarda hep hanımeli açmazmış.
Düşünceler,sarıp sarmalarmış solmuş baharları..


Anılara küskün görüntülerde yaşarmış meğer düşler,
Ve geceler,hep yıldızları gizlemezmiş koynunda,
Hasretlere tutsak olurmuş karanlığın
kolları..

Meltem değilmiş tüm rüzgarların ismi meğer,
İsmi martı değilmiş,
Beyaz olan tüm kuşların..

Sırlar taşımazmış gündönümleri uzaklara her zaman,
Kolay değilmiş her bilmece,
İri sorular varmış yüreklere saplanan..

Nankör diye haykırırmış,
Saatler her geçen an'a,
Meğer arkadaş değilmiş akreple yelkovan..

Ağacın dalında filizlenirmiş meğer sevda,
Yalnızlıkmış kökleri,
Ayrılıkmış derinlere uzanan..

Şimdi sanma yalnız senin gözlerinde geziyor nemli bulutlar,
Yalnızlık doruklarından çığ gibi yıkıldığında,
Erkekler de ağlarmış inan.
Olsa da göz pınarları ıslanmadan..


Coşkun Deniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2006       Mesaj #10568
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hayat bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı ..
Bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar girip çıkardı hayatımıza,
Bazı mektuplar alırdık, bazı sözler, çiçek selamları..
Sonraları bazı tanıdıklarımızın ölümleriyle de karşılaştık,
Elde olmayan nedenlerle
Ssudaki halkalar gibi genişleyen;
Küçük alınganlıklardan büyük dargınlıklara..
Vazgeçişler, unutuşlar, kayıplar
Birbirimizi çok sevdik hep yıllarla azala azala..
Şimdi ne zaman yalnız kaldığımı düşünsem,
Yalnız olmadığımı kanıtlamak istiyorum kendime
Eskiden iki albüme sığdırdığım hayatım,
Şimdi sığmıyor eskilenlerle çoğalmış fotograflara.
Telefonun başına geçiyorum,
Alt alta dizilmiş onca ad arasında seken ömür parçası..
Gün ölüyor meşgul numaralarla.
Şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem,
Şimdi ne kadar yalnız...
Yalnız olduğumu anlamam için beni hiç yalnız bırakmadınız.
Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
..........
..........
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Ekim 2006       Mesaj #10569
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Soluk Soluğa
Büyük aşklar yolculuklarla başlar
ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

Onlar ki dünyanın son umudu
soyları tükenen birer çılgındırlar

Ne bir adresleri vardı onların yeryüzünde
ne de aşktan başka bir sığınakları

Ama yaşarlar dünyanın dört bir yayında
Ölümle alay ederler sanki

Nerede beklenirse oradaydılar
bir kez bile gecikmediler ömür boyu

Neydi onları ordan oraya
savurup duran şey

Onları daima yalnız kılan
neydi bu yaşam denilen gürültüde

Her dilden bir adları vardı onların
ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

Sarışındılar belki de esmer
yani birçok yüzün bileşkesi

Ne altın arayıcısıydılar
ne de aylak bir gezgin

Vurulup düşseler de her kuşatmada
serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa
Bulurlar heder olmanın bir yolunu

Onlar ki bu dünyada
kahraman olmaya mahkumdurlar

Sislenen anılar kaldı bize onlardan
renkleri bozlulup duran solgun anılar

Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin
bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı
onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
vurulup düştükçe ışığını karartan

O serüvenlerin günlüğü tutulmadı
yazılmadı o insanların destan şiiri

Parça parça ettirilseler bir kartala
(ki sanırım böyle oldu sonları)

Fışkırır yüreklerinden
başarısız ihtilallerin yangınları
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
9 Ekim 2006       Mesaj #10570
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
DAVETSİZ KONUK
Kim seslendi? Kim uyandırdı derin uykularından?
Apansız ve hiç beklenmediği bir anda çalınıverdi kapı; Sessiz, derinden ve ürkek…
Kapıyı açmak açmamak arasında ikirciklenmek!
Hazır mıyız? Bekliyor muyuz “yeni” konuğu?
Her şey yeni…
İlk kez nefes alır gibi, ilk kez görmek ve duymak gibi…
Yeniden doğmak gibi her şey.
Belki bekliyor, istiyordun ve çalan kapıya koşarken içindeki fırtınanın dışarıya taşmasını görmedin bile.
Her şeyin yeni baştan başlayacak olması da korkutmaz! Özlemeler, düşünmeler…Korkulara düşmek yeni baştan…Yüreğin dibine itelediğin duygular ve bir zamanlar tam kıyıda durup da “denize mi açılmalı, yoksa karaya geri mi dönmeli” soruları ne kadar uzakta şimdi…
Kapılıvermek yeni bir ateşe; Ansızın…

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya