Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1061

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.303 Cevap: 12.492
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
11 Ekim 2006       Mesaj #10601
kambis - avatarı
Ziyaretçi
BEN DELİYİM

Sponsorlu Bağlantılar
Haberiniz olsun,
Denizlerin suyunu içeceğim,
Yıldızları torbama doldurup gideceğim,
Hepsini başka bir yerde gökyüzüne serpeceğim
Ve suları rengarenk,
Yıldızları hevek hevenk çizeceğim.

Kim gelmek isterse benimle,
Bir yıldız koysun cebine,
Yüreğini alsın eline,
Gizlice sürüne sürüne çıksın bu alemden,
Tutsun gönlümden,
Evreni bir uçtan bir uca geçeceğiz.

Bu panayır yerinde çok eğleneceğiz,
Ben deliyim...


--
I SHE(AYSE)
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10602
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Beni Duyarmısın ?
Yar yanar kervan geçer yüreğimden her gece
Sponsorlu Bağlantılar
Dilimde nakışlıdır bir kelime tek hece
Yorulurum yorgunum senin derdinden nice
Dağlarım var o dağlarda yollarım yok benim.

Tükenmeyecek derdi ilaç azdırır imiş
Mevla sevene mezar kazdırır imiş
İki gününü bir asır azdırır imiş
Sana ulaşmak için asırlarım var benim.

Elime hançer değse gül zannederdi gönül
Gözüme hazan değse yaz zannederdi gönül
Bütün elemlerimi haz zannederdi gönül
Onulmaz yaralarım sevdalarım var benim.

Uzakların ışığı yanmaz oldu nicedir
Senin ismin kalbimde saklı nicedir
Hasretinle biçare beter oldum bilesin
Yüreğime sığmayan yangınlarım var benim.

Ey gözleri bir ormandan daha muamma yeşil
Ey duyguları insan üstü müstakil
Bir sen varsın bende benden içre ve tekil
Sana gelmez feryatlarım çıglıklarım var benim.

Beklenen gün gelir elbet, sabır ister dediler
Zaman geçti büyüttüğüm goncalarım derdiler
Seni benden ayırıp yaban ele verdiler
Hiç tükenmez hicranım sancılarım var benim.

Adını alışmak koymuşlar nicedir unutmanın
Ben seni unutmuşşam yalan doğar fecirler
Her şafakta her gurupta seni anar yüreğim
Senden sonra sadece küllerim var benim.

Yosun tuttu ağlamaktan gözyaşımın yatağı
Sensiz kurulmuyor gönüllerin otağı
Söyle sana bir lahza vuslatim var mı?
Kavuşulması muhal yarınlarım var benim.

Dalgalar senden yana çarpmaz oldu kıyıya
Martılar selamını getirmiyor nicedir
Uzaklarda sağ mısın yaşıyor musun hala?
Kalbimde senin için topraklarım var benim...


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10603
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir gün baktığında göreceksin donuk gözleri
umursamaz dudakları, sarkmış suratları
sıkıntıdan kırışan yüzleri
kaçışan bakışları
göreceksin ters dönmüş bedenleri
sana bakarken geriye giden ayakları
sarılamayan kısa kolları ucunda kibirli parmaklarıyla
detone sesleri kulaklarını çınlatacak sessizlikleriyle

bir gün baktığında göreceksin renksiz duyguları
hissedeceksin selamsız tacizleri benliğinde
anlamsız dokunmalarıyla davetsizce gelen
göreceksin isimsiz gölgeleri çevrende
birbirinin eşi
karanlık ve çirkin
korkacak duyguyu bile bulamayacaksın

bir gün baktığında anlayacaksın
neden okuyanın sen olduğunu bunu
anlayacaksın farkın ne olduğunu
anlayacaksın senin kollarının da ne kadar kısa olduğunu.
ABERYY - avatarı
ABERYY
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10604
ABERYY - avatarı
Ziyaretçi

kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi başlar
kelebek
kurtların kanatlanmışı
renk renk pulcuklarla kaplanmışı
kanatlarında renklerin eşsizi
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
ağzı
hortumu yok
onun içindir ki
kelebek
bir çeşit çiçektir
yani bir hayvanın
tırtılın çiçeğidir
kelebeğin papatyası
baharda açar
şubatın bahara müjdesidir
olacak-olmayacak
seviyor-sevmiyor diye
koparılandır
taç yaprakları
sormazlar papatyaya
"kimi seversin
sevdan, sevdalın
var mıdır?" diye
papatya bekler kelebeğini
kelebek papatyasını arar
aylardan şubat
şubatın ortası
gecenin yarısı
kelebek sevdalanır papatyaya
papatyanın sarısı
sevdanın kıyısı
kelebeğin sıkıntısı
koca bir yaşamın
birkaç güne
sığacak olması
bundandır koşması
kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi
başlar
gece karanlık ve sessiz
ve yalnız
ay var mı yok mu bilinmez
kelebeğin papatyaya sevdası
kanatlarında
rengarenk açar
gökkuşağının tüm renkleri ve bilinmeyen
görünmeyen renkleri
gelip konmuşlar
kelebeğin kanatlarına
korkmaz kelebek
minicik yüreğine sıkıştırıp da bir devrimcinin
özgürlük meş'alesini
koyup mavzerini sol göğsünün üzerine
yaşıyor olmanın
var olmanın
eşsiz coşkusuyla kanatlanır
havalanır
bilir
"korkmamak büyüklüktür"
ne kadar bilir ki kelebek papatyayı
papatyasını
ya papatya
bilir mi kelebeği
karşılaşmamışlar daha önceden
ayrı ayrı yaşamları paylaşırken
gün sabaha dönerken
karşılaşırlar
ne kadar uzak
ve ne kadar yakın yaşamışlar
içlerinde
yangınlar taşımışlar
onları böylesine yakın eden de bu kimbilir
hiç yakın olamamışken
hiçbir zaman
karşılaşmamışken
korkar papatya
papatya masum
sevgi dolu
sadık sevdasına
papatya korkar
zaten
"her başlangıç değil midir
tehlikeli ve bilinmez!"
kelebek gelir papatyanın yanına
bakar papatya kelebeğe
şimdi kelebek ve papatya
yan yana
tanıyormuş gibi kelebek papatyayı
sokulur papatyanın yanına
şimdi kelebek ve papatya
yan yana
korkmadan
cesur bir yüreği alıp
yanına
katıp
bedenine militanlığın giysilerini, bakar papatyanın içine
gözlerine bakar gibi papatyanın
yüreğine inmek ister
acelecidir kelebek
yaşanmamışlıkları vardır
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
sevmeyi-sevilmeyi özlemiş
yalnızlığı
yokluğu
yoksunluğu yaşamış
aradığı
sevda dolu bir bakış
"kör kuyulardaydım
sen olmadan önce
gecelerim karanlık ve yalnızdı
kahır sofralarında yoksunluğumu içerdim
kadeh kadeh
sıkı kapatılmış perdeler gibi
güneşsizdi yüreğim
sen olmadan önce..."

Atila IŞIK
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10605
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne zaman sana benzeyen birini görsem,sen zannediyorum.
Koşup bakıyorum ardından sesleniyorum,
Oysa yoksun.
Sen geliyorsun aklıma,
Düşünüp ağlamaklı oluyorum.
Sonra..
Boşver diyorum , boşver bitti.
Her güzel şey gibi,
Kısacık bir ömürdü belki bir kaç aya sığıveren.
Sen yeni bir omuz bulursun,
Başını koyup ağlayacak yalandan.
Ben kadehime gözyaşlarımı doldurup içerim,
Sevgimi meze yapıp unutana kadar seni.
Bak.
Ağlamıyorum artık,
Gülebiliyorumda sen yokken.
Nefretimi yaktım sigaramın ucunda duman,duman.
Sevgimin üstüne bir çizgi çektim,
Silmedi silgiler .Silemedim.
İzin verde bende yaşasın sevgim.
Bırak masamda karşımda otursun.
Görmesemde bir kadehi paylaşsın benle.
Hadi gülüm.Şerefe.
Bakma sarhoş olduğuma ,bu da geçer.
Kalkarız ayağa yine.
Düşsek te yıkılmayız ölesiye.
Öylesine içiyorum iş olsun diye.
Sanmaki senin için sarhoşluğum,
Sana değil gülüm unutamadığım başkası.
Unutamadığım masum ağlamalar,masum göz yaşları.
Nasıl da inanıyor insan sevince.
Uykularımı kaçırıyor karanlık gece.
Rüzgarın uğultusu korkutuyor gülüm.
Hava soğuk, sarhoşum,denizde durgun.
Aklımı kaçırıyorum sanki,birazda üşüyorum.
Ne olur.Bir el dokunsa arkamdan,
Öpse soğuk dalgalar bedenimi.
Zor da olsa üzülme gülüm,gel gör cenazemi.
Ağlama yalnızca alkışla,
Ne zaman hatırlarsan beni.
Şişeler boşaldı,film koptu,hatırlamıyorum gerisini.
Yinede üzülme gülüm zorlayıp vicdanını.
Yine bulursun bir kaç kuruş verecek birisini.
Ama .Sevgiye ihtiyaç duyarsan bir an.
Sanmaki sana,etinedir sevgisi.
Bir anlık zevkin hırıltılarıdı rsahte sevgi sözcükleri.
Sanmaki bende sevdim,
Sanmaki sevgime isyanım geceleri.
Başkası olsa yıkılırdı belki.
Yıkılmadım ulan,düşmedim,
Dim dik ayaktayım ilk günkü gibi.
Kustuğum kan değil,kızılcık şerbeti,
Sendemi zannettin seni sevdiğimi,
Geç bunları gülüm ,geç..
Sevmedim vallahi ,sevmedim billahi,
Ben ,beni sevmişim gülüm, boş ver.
Ben kimseyi sevmem kaldıki seni.
Dur biraz.Sigaramdan bir nefes,
Rakımdan bir yudum alayım.
Oh... yarasın.
Zehir olsunda aksın içime.
Kadehler ölüme ,sevgiler nefrete dönüşmeden
Yazıyorum aklıma ne gelirse.
Ben Şairim....
Şairler son yolculuğuna uğurlanır şiirle.
Sende bana bir şiir söyle hiç sevmesende.
Biraz sıkıntıya gir oku.
Eğer gelirsen kabrime.
Çiçek getirme istemem,duada etme.
Suda dökme toprağıma üzülme.
Bir damla göz yaşı ver yeter.
Bir de şiir oku ihanet üzerine.
Ben duyarım gülüm sesin titresede.
Kim demiş şairler sevmez diye,
Şairlerde sever ölümüne hemde.
Bende sevdim ulan,sevdim işte.
Delicesine.
Tanrının laneti gibi çöktü üstüme,
Sevginin gölgesi istemesemde.
Artık şiirde yazmayacağım belki.
Belki sevmeyeceğim kimseyide.
Ölümü bekleyeceğim camdan bir kutuya koyup sevgimi.
O gün geldiğinde.
Belki hiç duymayacaksın katedrallerdeki çanları.
Sabahın bilmem kaçında camilerdeki salaları.
Üsküdar eşrafından olup,
Bilmem nerde oturan,
Vefat etmiştir .Allah rahmet eyleye...
Duysanda umursamayacaksın belki.
Nereden bileceksinki.
Biten bir ömrün,
Bitmeyen bir sevginin,
Son yakarışları bu,
Sessizce...
ABERYY - avatarı
ABERYY
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10606
ABERYY - avatarı
Ziyaretçi
Ne zaman döneceksin, bilsen sorduğumu!

Konu romans uzaklıklar.
Alıp başını yollara düşmeler veya düşüncede ayrılığa
düşmeler gibi,
Birbirinle aykırı kalmalar; yanındayken uzakta olmalar
gibi,
Ayrılıklar da çeşit, çeşit.
"Ne olursa olsun, gönüller bir olsun" sözü hiç de boş
değil.


Uzaklık fark etmez, gerçek sevgi ayrılığa dayanır;
Aklının bir köşesinde, yerli yerinde bekler.
Günde kim bilir kaç kez "keşke" li bir cümle kurarsın,
Gülüşü gelir aklına, sesi gelir...


"Hazırlan, geliyorum" der hayalinde;
birazdan yanında olacak sanırsın.
Vuslata kaç gün kalmış, sayarsın.
Bu bilginin hiçbir işe yaramayacağını bilsen de,
"hangi coğrafyada acaba" diye kendine sorarsın.


İmkansız gülümsemesi gelir aklına,
Cebine koysan, demişsindir.. .!?
Yanında yerin yoktur!
.........

Ayrılıklar başka başka dedik ya!
Bazen yan yana ama ışık yılı uzaktayızdır birbirimize.

Sadece cisim olarak orada, o koltuğun üzerindeyizdir.
Fikri ayrılıktır ki; iflah etmez kişiyi.
Büyük aşkların şiddeti bile buna dayanmaz.
Farklı kültürler, farklı anlayışlar, zamanla tüketir
duyguları.


Anlaşmazlıklar, kavgalarla yıpranır ilişki
Gün gelir, taraflardan en az biri kaçacak delik
aramaya başlar.


Tutkalı kurumuş zarf kapağı gibi açılır, uçuverir aşk
mektubu.


Her geçen gün katlanarak artan boşanmaların
Gerekçeleri hep aynı değil mi;
Fikri ayrılık ya da fikri uyuşmazlık.


Bazen,
"ilişkimizin sağlığı açısından bir süre için
ayrı kalmamız iyi olacak" denir.
Anlaşmalı bir ayrılık süresi tespit edilir.
Aşk sorgular; sınava alınır.


Gergin beklenir, giden geri dönecektir,
ama ya aşk, kurtulacak mıdır?
......

Başka bir ayrılık durumunda ise, taraflar dargındır.
Vuslat olmaz bir türlü.
Küslük, ayrılık sinir bozucu bir şekilde devam edip,
gider.


Karşılaşmaktan korkar, aslında hoş bir tesadüf
beklersin.
Biri "onu gördüm" der!


Ondan gelecek ufacık bir bilgi bile çok önemlidir,
"İlgilenmiyorum" görünür, kurnazca e-e! dersin.
Güya "gördüyse n' olmuştur"...


Merakın tahmin edilir, kimse o kadar aptal değildir.
Dinler, olmadık anlamlar çıkarır ve olanları kendine
yontarsın.
.....

İşte böyle kızlar...Kim çözmüş ki, biz çözelim
hayatı...
"AYRILIK DA AŞKA DAİRDİR!"
Aşklar da bizimdir, ayrılıklar da...
.......

Evet, dolunay var bu gece.
İçimden bir ses, yıldızları seyret ve mutlu ol diyor.
Peki, mutlu olmak zorunda mıyız...?
Belki, aykırı bir iş sevdamız!

Ne zaman döneceksin, bilsen sorduğumu!


Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10607
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Deniz deniz içerim maviliğinden
Gemi gemi geçerim gözlerinden
Her gelen gemiyi habercisi sayarım vuslatının
Ve bakakalırım ardından
içinde sen olduğunu saydığım uzaklaşan her geminin
Martıların çığlıkları yalvarışlarıdır "gitme" demelerimin
Hangi yüze baksam iki kara gözdür gördüğüm..
Öyle böyle değil, bu bir kördüğüm
Şehr-i yârim'in yâri
Sormaz mısın gece karası cürümleri mi?
Nedendir bu bekleyiş,
Ne zamana kadar bu firak?
Gelsen de silsen tüm geçmişimi ardına koyarak?
Deniz deniz akarım kıyılarına
Gemi gemi yanaşırım limanlarına
Kahır taşlarıydı hep sulara fırlattığım
Senli saatlerdi hep baka baka eskittiğim
Seni beklediğim sahillerdi yürüye yürüye aşındırdığım
Penceremdi hep ardına dek açık bıraktığım
İçime rüzgarını bekledim
Ben üşümek nedir bilmedim
Sen öyle bir sıcaklıktın ki bana güneşin bile ısıtamadığı
Yüreğimi yüreğinden başka koyacak yer bulamadığımdın sen...
Gel n'olur şehr-i yârim'in yâri
Yüreğim ezelden beri sokağında avare
Bu deniz bu gemiyi artık sensiz taşıyamaz;
Bî/çâre...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10608
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
...son mektubumdan beri üç ay geçmiş...
...benim tüm günlerim üç ay gibi geçmiş...
...bulutlar geçerken senden damlalar getirmiş...
...her damla "sen" olup yağmış...
...ben bulutları görünce anlamışım...
...düşen her damla senmişsin...
...üç ayda doğan her güneş, "sen" diye ısıtmış beni...
...güneşe bakıp seni görmüşüm...
...deniz kıyısı mekanım olmuş, seyrine dalmışım...
...deniz mavisinde sen varmışsın...
...ufuklarda sen doğmuşsun...
...derin iç çekmelerim olmuş bol bol...
...saçlarım daha da beyazlamış...
...daha da artmış yüzümde çizgiler...
..."ah"larım geceleri sarmış...
...ya susmuş, ya ağlamış...
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10609
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
hayata bır yerınden
iliştirilivermişim
eğreti bir kimliği sahiplenmek zorunda oluşum
topuklarıma kadar çıkan çamur
ne kadar dünyalı olduğumun belgesidir

ensekökümde çakılı bir dağ
hep birşeyler saklıyor benden

uzak ülkelerden pembe ezgiler dinleyen ben
yazık, yastığımın nabzını bile dinleyemiyorum

hayallerim de acılarım gibi naftalinli
putlar, hayatla aramdaki barikat
boğazıma kadar girdiğim öfke
tufanında boğacak beni hakikat
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2006       Mesaj #10610
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen ağla ŞİMDİLİK doya doya... Ben toplarım gözyaşlarını. Ben öper koklarım senden kalan anıları. Sen ağla ŞİMDİLİK doya doya... Ben öperim gözyaşlarını. Isıtırım seninle sensiz kışlarımı. Her saniyede seni anarım, her andığım anda seni tekrar yaşarım merak etme. Dökülen yaşların ulaşır bana, ben görürüm seni, yüreğim şimdi bir volkanda saklı. Saklı ama yine de hissederim ben kucaklamaları. Kendimden gittiğim o günden beri zaten ben de hep hüzün rüzgarları esmiyor mu? Titriyor ruhum seni andıkça. Helezon duygular, loş güzellikler sarıyor beni. Ben NEY eşliğinde, ne olduğunu bilemediğim bir şekilde içli inlemeler duyuyorum. Sen ağlıyorsun sanırım. Sen ağla ŞİMDİLİK doya doya... Ben hazırım sana merhem olmaya. Ben talibim sende yok olmaya. İşte gökyüzünü aldım da geldim sana sunmaya. Bugün bizim için döktüğün gözyaşları filizlenecek ilerde. Filizlenecek ve mutluluk meyveleri verecek her akşam üstü. Ve her akşam dönerken yuvaya kuşlar bile bize imrenecek. Sen ağla ŞİMDİLİK şimdi doya doya... Saatleri tutmak imkansız, daha çok var benim için uykuya...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya